29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 2014 PERŞEMBE 8 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Üç beş kuruş için yakın ilde ikinci kurtuluş savaşını başlatan pek muhterem Başbakan’ın irat buyuracakları nutku 40 dereceye yakın sıcakta dinlemeye zorlanan on binlerce insan da mutlaka içinden bir ohh çekti. Ya tek eğlence haber kaynağı olan TV’leri izleyenler. Pek muhterem beyefendinin yanlarında muhterem eşleriyle meydanlarda, bir aşağı bir yukarı platformda elinde mikrofon, şu ilden bu ilden derlenmiş kalabalıklara hemen her gün, üstelik bir değil, iki ilde seslenmek için düzenlediği mitingleri ekrandan izlemek zorunda bırakılanlar? HHH Bu konuşmalarda konular hiç değişmiyor. Önce tabii kendine uzun övgü ve sonra muhalefet parti liderlerine sövgü ve kendi dışında Çankaya adaylarına, tabii başta Ekmeleddin Bey’e daha çok yüklenen bölümler... Hani rakiplerine ülke sorunları üzerinden sorular yöneltse canım kurban. Ne gezer? Örneğin çatı adayını, yok İstiklal Marşı’nı başka bir şiirle karıştırıyor, yok edebiyat kurallarını iyi bilmiyor gibi bir cumhurbaşkanı adayına yakışmayacak biçimde ipe sapa gelmez, ilkokul öğrencilerinin okullar arası münazaralardaki tartışma konularına benzer konularla eleştirmeye, karalamaya çalıştı. HHH Şu memleketin acil soruları ve geleceği üzerinde tek cümleyle bile olsa halkımızı aydınlatmadan bir iki saat kafa ütüleyen konuşmalarına artık son verdi.... ....of ve oh be! Aşağı sarkık dudaklarından, Hitler’den esinlenmiş izlenimi veren yakında moda olacağından kuşkunuz olmasın o bıyığı ile her gün ekranlarda karşılaşmaktan kurtulduk derken... Tabii muhterem beyefendinin isteği üzerine, bir de baktık yalaka, yandaş TV’lerde, beyefendiye hayran ya örneğin her devrin adamı bir yazar ya da gazete yöneticisinin karşısında... Çankaya cepte, nasıl bir cumhurbaşkanı olacağını anlatmıyor mu? Neyse ki böylece hiç değilse; meydan konuşmalarını aynen saatlerce naklen yayımlayan bir değil, iki değil, ona yakın güncel yalaka TV’leri açıp kapamaktan kurtulduk! HHH Beyefendi gibi, yürürlükteki anayasanın Cumhurbaşkanlığı yetkilerini kendine yontan yorumlarla halka asıl amaçlarını yutturan bir başka başbakan gelmedi bu ülkeye. Bırakalım nalıncı keseri gibi birçok yetkiyi kendi hesabına yorumlayan açıklamalarını, bir konudaki kararlılığını kanıtlamak için birini örnek vermek yeter! Anayasa, cumhurbaşkanı “gereğini” gördüğünde Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder, diyor. Beyefendi, cumhurbaşkanlarının Bakanlar Kurulu’na zırt pırt değil, ancak çok önemli ulusal bir sorunu hükümetle görüşmek amacıyla başkanlık edebileceğini içeren maddeyi.. ...her hafta veya sık sık Bakanlar Kurulu’na başkanlık etme olanak ve yetkisi verdiği biçimde yorumluyor. Ülkenin sorunlarını Başbakan’la birlikte izleyip çözümleyeceklerini de bu nedenle söylüyor. HHH Ülkenin biri başbakan, diğeri genel başkan ayrı iki başlı bir iktidar tarafından yönetilmemesini ısrarla yineleyen beyefendi... ... biri Çankaya’da, diğeri Başbakanlık’ta iki başlı bir düzen yaratıyor. Raftan indirip topluma yedirdiği yalancı dolmaların en büyüğü de bu! TIR’cı komutan Ankara’ya 2. DALGA PARALEL YAPI OPERASYONU Fotoğraf: SERKAN YILDIZ BARKIN ŞIK ANKARA TSK içindeki “paralel yapılanma”ya Yüksek Askeri Şura (YAŞ) çalışmaları sırasında operasyon yapılacağı yönündeki iddialar gündemi meşgul ederken, ilginç gelişmeler yaşandı. Balyoz ve Askeri Casusluk davaları nedeniyle en büyük darbeyi yiyen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda bazı amiral kadroları imkân olmasına karşın boş bırakıldı. YAŞ, bir koramiral kadrosunun yanı sıra 45 civarında tüm/tuğamiral kadrosunu kullanmadı. Kadrolar boş olmasına karşın tuğamirallikten tümamiralliğe terfiler gerçekleşmedi. Deniz Kuvvetleri, 12 tümamiral kadrosunun 7’sini kullanıyor. Şura, dikkat çekici atamalara da sahne oldu. Başbakan Tayyip Erdoğan ise Diyarbakır’daki 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’nın kapatılması konusunda “Çözüm süreci” mesajı verdi. Erdoğan, “Bu tür reorganizasyonlarda, özellikle Diyarbakır’ın hassasiyetleri belli, böyle hassasiyetleri olan vilayetimizde böyle bir adımın atılması gerekliydi” dedi. Ancak, şura kararları sonrasında özellikle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda tümamiral kadrolarının boş bırakıldığı ortaya çıktı. Tümamiralliğe terfi edebilecek 4 isim bulunması ve kadroların da açık olmasına karşın yalnızca iki tuğamiral bu koltuklara taşındı. Geriye kalan iki tuğamiralin görev süresi 1 yıl uzatıldı. Deniz Kuvvetleri’nde bulunan 5 koramiral kadrosundan ise 4’ü dolu bırakıldı. Balyoz Davası sanığı Koramiral Deniz Cora boş kadro bulunmasına karşın emekliye sevk edildi. Emekliye sevk edilen Balyoz Davası sanığı 5 tuğ/tümamiralin durumu, Genelkurmay Başkanlığı’nın açıkladığı “kadrosuzluk” gerekçesine uymadı. İzmir’deki Casusluk Davası’ndan yargılanan ve hiç tutuklanmayan iki isim ise terfi ettirildi. Tuğamiral Ahmet İskender Yıldırım ile Deniz Kurmay Albay Mithat Kemal Algül bir üst rütbeye terfi etti. Aynı davadan yargılanan Donanma Komutanı Koramiral Veysel Kösele ise 3 gün tutuklu kaldığı için oramirallik kadrosu boş olmasına karşın terfi edemedi. Veysel Kösele’nin durumu, Başbakan Erdoğan’ın, “Tutuklanmış herkesi ayrım yapmadan emekli ettik” yönündeki sözleriyle tezat oluşturdu. Genelkurmay Personel Başkanı Korgeneral Metin İyidil ile 4. Kolordu Komutanı Korgeneral İlhan Talu arasındaki görev değişimi de dikkat çekti. Geçen yıl korgeneralliğe yükselerek 4. Kolordu Komutanı olan Talu, aynı göreve bir yıl daha devam etmesi gerekirken, Genelkurmay Karargâhı’nın en önemli koltuklarından biri olan Personel Başkanlığı’na getirildi. Personel Başkanı İyidil ise 4. Kolordu Komutanlığı’na atandı. MİT TIR’larına düzenlenen baskın ile gündeme gelen Adana Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu da Ankara’ya çekildi. Celepoğlu, Jandarma Genel Komutanlığı Denetleme ve Değerlendirme Başkan Yardımcısı olarak görev yapacak. Jandarma Kurmay Başkanı Korgeneral Osman Eker de emekliye ayrıldı. Kamuoyunun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yaveri olarak tanıdığı Genelkurmay Genel Sekreteri Tuğgeneral Metin Özbek, tümgeneral oldu. Özbek, aynı görevine devam edecek. 2010’daki YAŞ’ta bir üst rütbeye terfi etmelerine karşın kararnameleri imzalanmayan üç ismin ise özlük hakları verilerek emekliye sevk edildikleri kaydedildi. Tümgeneral Gürbüz Kaya, Tümgeneral Halil Helvacıoğlu ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu, önce terfilerini aldı ardından emekli oldu. Hava Kuvvetleri Komutanlığı yeniden yapılandı. Orgeneralliğe yükselen Korgeneral Abidin Ünal, Eskişehir’de yeni kurulan “Muharip Hava ve Füze Komutanlığı”nın başına geldi. Kapatılan Diyarbakır’daki 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’na bağlı filolar Korgeneral Hasan Hüseyin Demiraslan’ın emrine girdi. Bayrak krizi ile gündeme gelen Diyarbakır’daki 2. Hava Kuvveti Komutanı Korgeneral Nejat Bilgin emekliye sevk edildi. Yüksek Askeri Şura’da F tipi operasyon izleri terfi ve atamalar ile gün yüzüne çıktı Polisler adliyeye sevk edildi İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde Gülen cemaatinin paralel yapı kurduğu iddiaları kapsamında gerçekleştirilen 2. dalga operasyonda “yasadışı dinleme” suçlamasıyla gözaltına alınan polislerin sayısı 32’ye çıktı. Emniyet’teki işlemleri tamamlanarak adliyeye çıkarılan 11 polisten 10’u tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi, 1 kişi serbest bırakıldı. Bazı şüpheliler için 24 saatlik ek gözaltı süresi alındı. Operasyon kapsamında hakkında gözaltı kararı çıkarılan 33 polisten 31’i açığa alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ve önceki gün 29 komiser ve alt rütbeli polisin gözaltına alındığı operasyonda dün 3 kişi daha gözaltına alındı. Hakkında gözaltı kararı bulunan 1 polisin ise arandığı belirtildi. Paralel yapı iddiasıyla İstanbul, Ankara, Van, Mardin, Hakkâri, Batman, Diyarbakır, Şırnak, Bitlis, Bingöl, Iğdır, Ağrı, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş olmak üzere 14 ilden eşzamanlı olarak gözaltına alınan polislerin sorguları İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sürüyor. Sağlık kontrolünden geçirilen bir şüpheli polis, Emniyet aracına binerken “Adaletten başka herhangi bir borcumuz yok bunları yapanlara” diye bağırdı. 11 şüpheli polis, öğle saatlerinde Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Adliye bünyesindeki Adli Tıp’ta sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, adliye nezarethanesine konuldu. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Okan Özsoy tarafından ifadelerinin alınması beklenen 11 şüphelinin avukatları, “taraflı” olduğunu iddia ettikleri savcının değiştirilmesini istedi. İtiraz dilekçeleri reddedilen avukatlar, savcılık ifadesine girmedi. Savcı Özsoy, 11 şüpheliden Ömer Hüseyin Eroğlu’nun avukat huzurunda ifadesini aldı. Savcı Özsoy, avukatların girmemesi nedeniyle ifadeleri alınamayan 10 şüpheliyi, tutuklanmaları talebiyle mahmeye sevk etti. Özsoy, avukat huzurunda ifadesi alınan Ömer Hüseyin Eroğlu’nu ise serbest bıraktı. Savcı, ifade vermeyen diğer şüpheli polisler Furkan Donkar, Haluk Ural, Hacı Şerif Erimken, Ergün Acun, Hasan Aladağ, Ömer Ebubekir Özen, Veli Karlı, Serdal Kurtoğlu, Ebubekir Gül ve Burhan Alioğlu’nu tutuklanmaları talebiyle mahmeye sevk etti. Gözaltındaki polislerin aileleri, dün İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde toplanarak protesto gösterisi yaptı. Kaçmadık, kahraman polisler gibi buradayız İstanbul Haber Servisi Ergenekon soruşturmalarında iktidar tarafından desteklenen ancak 17 ve 25 Aralık operasyonlarının ardından görevden alınarak Bolu’ya atanan Savcı Zekeriya Öz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında suç duyurusunda bulundu. Dilekçesinde Başbakan Erdoğan ve Bakan Ala’nın kendisini hedef gösterdiğini savunan Öz, “Hakkımızda sağda solda konuşan devlet ve yürütme erkiyle ilgili suç duyurusunda bulundum. Bununla ilgili belgeleri de verdim. Kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur” diye konuştu. Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, avukatıyla birlikte geldiği adliyede savcılıkta suç duyurusunda bulunmasının ardından çıkışta gazetecilere açıklama yaptı. Geçmişte hukuka aykırı hiçbir işlem yapmadıklarını belirten Savcı Öz, “Kanunsuz hiçbir işlem yapmadık. Kaçtı göçtü, gidiyor tarzında iddialar var, alçakça. Kahraman polisler kaçmadığı gibi biz buradayız. Bu iddialara karşı biz buradayız, her zaman da burada olacağız” dedi. Savcı Öz şöyle devam etti: “Bu memleket için, bu devlet için her zaman en iyisini yapmaya gayret ediyoruz, bundan sonra da şüpheniz olmasın. Hakkımızda iddiaları ortaya atanlara karşı da ilerde tarafımıza yapılan hukuk dışı baskılar ve gayri resmi taleplerle alakalı da ilgili mercilere bilgi ve belgelerimizi ibraz edeceğiz. Hâkim, savcılarla alakalı söylenen sözler vardı. Bunların hukuki bir altyapısı yoktu. Hâkim ve savcılarla ilgili soruşturmaların nasıl yapılacağı bellidir. Ama hukuk dışına çıkıp bu kanunları ihlal etmeye cesaret edenler olursa biz yine buradayız.” Savcı Öz gazetecilerin “Başbakan’a ölümle ilgili tweet’leri siz mi attınız” sorusunu ise “Öyle bir tweet atılmadı. Varsa öyle bir tweet göstersinler” diye yanıtladı. Terfi ettirilmediler Borcumuz yok Atamalar dikkat çekti Avukatlar: Savcı taraflı BAKAN EFKAN ALA’DAN SAVCI ZEKERİYE ÖZ’E ÇOK SERT YANIT ‘Haddi bildirilir’ ‘3 için 20 yılı aşkın ceza istedi l Savcı, EÜ’deki işgal eylemi Öğrenciye ‘Soma hapsi!’ Haber Merkezi Soma’daki maden faciasını protesto için Ege Üniversitesi’nde (EÜ) iki fakülte binasını işgal eden 38 öğrenci hakkında onlarca yıl hapis cezası istendi. Eylemin, “DHKPC ile ilişkili” olduğu iddia edilen bir sitede haber olması, “örgüt bağı” sayıldı. Soma’da 301 maden işçisinin ölümüyle sonuçlanan facianın ardından, Edebiyat ve Yabancı Diller fakültelerini işgal eden EÜ öğrencileri hakkında iddianame hazırlandı. 31 öğrencinin gözaltına alındığı işgale ilişkin hazırlanan iddianamede, binanın camlarının kırıldığı ve duvarlara Berkin Elvan, Soma ve iş kazaları ilgili yazılar ve kimi yasadışı örgüt adlarının yazıldığı belirtildi. Polisin hazırladığı bilgi notunda, yasadışı DHKPC ile ilişkili olduğu öne sürülen bir internet sitesinde bu işgal haberinin duyurulması ise örgüt talimatı olarak sayıldı. Hazırlanan iddianamede, 38 öğrencinin tümü hakkında “eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi” suçundan 6, “kamu malına zarar verme” suçundan 6, “kamu görevlisine direnme” suçundan 4 yıla kadar hapis cezası istendi. Bazı öğrenciler hakkında da ayrıca 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ve “örgüt propagandası” iddiasıyla ceza istendi. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşma, 14 Ekim 2014’te görülecek. Soma faciasının ardından toplanan EÜ öğrencileri, işgal edilen Yabancı Diller Fakültesi camlarından “Kadere, ÖGB’ye, polise başkaldırıyoruz, Roboski’den Soma’ya hesap sormaya” yazılı bir pankart açmıştı. Pazarlıklara rağmen uzlaşma sağlanamayınca polis, fakültelere girerek öğrencilere müdahale etmişti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HSYK’nin suçu örtbas etme görev yetİçişleri Bakanı Efkan Ala, savcı Zekerikisi var mı? Neden hemen harekete geya Öz’ün, kendisi ve Başbakan Recep çip bakmıyor, neden gereğini yapmıyor. Tayyip Erdoğan hakkındaki suç duyuruO zaman onlar için gereği yapılmaz mı? su iddiasına ilişkin “Kiminle kimi muhaMillete karşı milletin gözü önünde suç tap edeceğinize iyi bakın. Hem suç işişleyip ondan sonra da herkes bulunleyip hem de suç duyurusunda bulunduğu yerde oturacağını hiçbir şey yama, herhalde bu paralel yapının genepılmayacağını mı zannediyor? Öyle bir tiğinde var” dedi. Ala ayrıdevlet olmaz arkadaşlar” ifaca, “Bulunduğu titri taşıyadelerini kullandı. mayanlar, derhal bu devlet içinden kendileri bize fırsat 00 polis bırakmadan ayrılmalıdırlar. açığa alındı’ Türkiye’nin Başbakanı’na, Ala, cemaate yönebakanına, kimse hem devlik operasyonlara ilişkin bir letin içerisinde bulunup başka soruya karşılık, sohem de tehdit savuramaz, ruşturmalar kapsamında şu ona haddi bildirilir. Bu siana kadar 300’ü aşkın poze normal geliyor mu? Delisin açığa alındığı yanıtını mokratik bir düzende, ülkeverdi. “Soruşturma, yargı ve nin Başbakanı’na, bakanımedya mensuplarına kadar na herhangi bir kamu görevgenişleyecek mi” şeklindeki lisi nasıl hakarette bulunabi Bakan Efkan Ala soruya Ala, bunu soruşturmalir? Bulunursa orada nasıl duların ortaya çıkaracağı yanıtını verdi. rur” diye konuştu. Ala, “Bu meselelerde Başbakan’ı dinAnadolu Öğrenci Birliği tarafından lerken Türkiye’nin ulusal güvenliğine düzenlenen “Yeni Türkiye’de Gençlio TIR operasyonlarıyla saldırıda buluğin Gelecek Tasavvuru” panelinin arnurken, Türkiye’de darbe girişiminde dından, basın mensuplarının sorularıbulunurken, kimler meselenin ortanı yanıtlayan Ala, Öz üzerinden HSYK’yi ğı ise elbette oraya kadar ulaşacaktır” de eleştirdi. Ala, “Peki, HSYK ne iş yapıyor? Ben size soruyu şöyle sorayım: değerlendirmesinde bulundu. Celepoğlu Ankara’ya Yurtdışındaki yurttaşların oy kullanmamaları ile ilgili Başbakan’ın aradığı ‘suçlu’ bulundu Sistemi Dışişleri istemiş! YSK’ye, “4 kişilik ailenin her birinin farklı yerlere verildiği söyleniyor, zulüm bu. Bundan dolayı oy kullanamayanlar, gelip geri dönenler var. Süreler daha da uzatılabilirdi. 34 gün gibi bir süre de tanıdınız. Burada YSK yurdışındaki vatandaşlarımızın vatandaşlık hakkını kullanmada iyi bir basiret gösteremedi” suçlamasını yöneltmişti. Ancak edinilen bilgilere göre randevulu sistemi asıl isteyen YSK değil, Dışişleri Bakanlığı oldu. Dışişleri Bakanlığı’nın özellikle Avrupa’da ülkelerden gelen, “yığılma olmasın, şehir merkezlerinde güvenlik tehdidi oluşturmasın” uyarıları doğrultusunda “randevulu” sistemde ısrar ettiği öğrenildi. Buna karşın YSK’nin, 4 güne kadar uzayan seçimlerde tıpkı Türkiye’de olduğu gibi randevusuz seçimi savunduğu belirtildi. AKP’nin ilk günün ardından yaptığı başvurununsa randevusuz gelen vatandaşlar sandıktan geri gönderildiği için “eşitlik ilkesine aykırı olacağı gerekçesiyle” reddedildiği belirtildi. Yurtdışındaki seçmenlerin oy kullanması için yasanın hazırlanması sırasında da Dışişleri, elektronik oylamayı savunmuş, ancak YSK buna karşı çıkmıştı. Kaynaklar, Türkiye’nin elektronik oylamaya ancak 2020 yılında yurtdışında deneyerek başlayabileceğini belirtiyor. DUYGU GÜVENÇ ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yurtdışında oy kullanabilen seçmen sayısının çok düşük kalmasına gerekçe olarak gösterilen randevu sistemi nedeniyle YSK’yi suçlarken bu sistemi asıl isteyenin Dışişleri Bakanlığı olduğu öğrenildi. Dışişleri verilerine dayanarak 2 milyon 700 bin civarında olduğu belirtilen yurtdışı seçmen sayısının da daha düşük olduğu ortaya çıktı. Daha yüksek seçmen için hazırlık yapılması nedeniyle harcanan paraların da boşa gittiği değerlendirmesi yapılıyor. Erdoğan, önceki gece katıldığı bir televizyon programında YSK’yi hem kendi reklam filminin yasaklanması hem de yurtdışı seçmen konusu nedeniyle hedef almayı sürdürmüştü. Erdoğan yurtdışı seçmenler konusunda onsolosluk veritabanı şaşırttı Dışişleri Bakanlığı’na ait olan konsolosluk veri tabanı, seçmen sayısının tahmininde de hata yapılmasına neden oldu. Dışişleri Bakanlığı’nın veri tabanına dayanarak bugüne kadar hep 2 milyon 700 bin civarında olduğu tahmin edilen yurtdışı seç K men sayısının 11.5 milyon civarında olduğu belirtildi. YSK, bu seçimlerde zarf standartlarını değiştirmedi, ancak aday sayısının genel ve mahalli seçimlerden az olması nedeniyle ışığa tutulduğunda kullanılan oyların görülmesi nedeniyle bir dahaki seçimlerde zarfın daha kalınlaştırılması da gündeme alındı. Ayrıca yurtdışında 54 ülkede 108 temsilciliğe gönderilen sandıklar ise buralarda kalacak. Seçim sonuçlarına göre bilgisayarlar Türkiye’ye geri dönecek. Partiler, sandık görevlisi gösterme konusunda da ilk deneyimini yaşadı. AKP ve CHP bildirdikleri ilk isimlerde çok sayıda değişiklik yaparken en istikrarlı isim bildirense MHP oldu. YSK Başkanı Sadi Güven ise 18 milyon fazla oy pusulası basılmasının yasanın gereği olduğunu anımsatırken Düsseldorf’ta çok sayıda pusulanın su baskını nedeniyle zayi olduğunu da açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle