29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 2014 PERŞEMBE 12 DIŞ HABERLER [email protected] BM, Kiev yönetimi ile Rusya yanlısı federalistlerin savaştığı Doğu Ukrayna için ‘insani alarm’ verdi Ukrayna Gazze misali Dış Haberler Servisi Dünyanın dikkati Gazze’deki çatışmalara çevrilmişken Ukrayna’daki krizde uluslararası alarm veriliyor. Batı yanlısı Kiev yönetimi ile ülkenin doğusundaki Rusya yanlısı federalistler arasındaki çatışmalar açık savaşa dönüşürken, BM de “insani alarm” verdi. Güvenlik Konseyi’nin acil toplantısında konuşan BM İnsani Yardım Operasyonları Şefi John Ging, Ukrayna’nın doğusundaki sivillerin, çatışmaların yarattığı enkaz, enerji ve su kaynaklarına erişimde sorunlar yaşadığına dikkat çekti. Ging, çatışmanın sona ermesi ve daha fazla insanın tehlikeye atılmasının önüne geçmek için “acil eylem” gerektiğini söyledi. BM’nin verdiği bilgilere göre, Ukrayna’nın doğusunda yerinden yurdundan olanların sayısı iki ay içinde 2 bin 600 kişiden 102 bin 600’e yükselmiş durumda. BM Güvenlik Konseyi oturumu da Rusya’nın öfkeli çıkışlarına sahne oldu. Rus temsilciler, bölge halkının doğalgaz, elektrik ve su olmadan yaşamlarını sürdürmeye çalıştığını ve can kaybının arttığını belirterek BM, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Uluslararası Kızıl Haç Örgütü’nü bölgeye insani yardım organizasyonları yapmaya çağırdı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Hastanelerde tıbbi yardıma muhtaç çok sayıda çocuk var” ikazında bulundu. Rusya İnsan Hakları Konseyi Başkanı Mihail Fedotov da çatışma bölgesindeki halkın tahliye edilmesi çağrısı yaptı. Yine BM rakamlarına göre nisan ayından bu yana çatışmalarda 1367 kişi hayatını yitirdi. Ancak rakamın çok daha yüksek olduğu belirtiliyor. Rus yanlısı federalistler sadece kendi kayıplarıUkrayna birlikleri ile federalist güçlerin çatışmaları Slaviansk’ta enkaz manzaraları oluşturdu. (Fotoğraf: AFP) Rusya yaptırımları ‘havada’ karşılayacak Neden İhsanoğlu? Dikkatli okurum Tolga Tanrıkorur; “19 Haziran tarihli ‘İhsanoğlu Broşürle Tanıtılacakmış’ yazınızdaki, CHP’nin kahramanca Sayın Emine Ülker Tarhan ya da Metin Feyzioğlu gibi isimleri aday göstermesi ile ilgili önerinizi ve Sayın İhsanoğlu’na ve CHP tarafindan aday gösterilmesine olan hafif alay dolu ilk tepkinizi, ‘Nermin Hoca Neden İhsanoğlu’ (5 Ağustos) yazınız ile dengelemeye çalıştığınızı; görüşlerinizin yavaş yavaş ve lakin ‘zarureten’ değiştiğini görüyorum (herhalde belirttiğiniz reel politik yüzünden)” diyor ve ekliyor: “(Haziran) yazınızı ‘bilmem yanılıyor muyum’ diye bitirmiştiniz. Yanıtını elbette siz kendiniz vereceksiniz. Bu minvalde sizi çok yakından takip eden ve sevip takdir eden bir okurunuz olarak Sayın İhsanoğlu hakkındaki ‘net’ düşüncelerinizi seçim öncesi, politik gerçekliği göz ardı etmeden, tekrar köşenizden duymak arzusundayım. Kanaatim, ilk değerlendirmelerinizin fazlaca aceleci olduğu şeklinde. Bilmem yoksa yanılıyor muyum? Saygılarımla” Bazen öyle mektuplar gelir ki yanıt vermeden geçemezssiniz. Okurumuz Tanrıkorur, konu hakkında yazdığım ilk ve son yazı arasındaki “boşluklar” nedeniyle seçim öncesinde “net” pozisyon talep ediyor ki çok haklı. Hemen söyliyeyim: Sevgili Nermin Hoca’nın deyişiyle ben de gidip tıpış tıpış oyumu, Ekmeleddin İhsanoğlu’na vereceğim… Ekmeleddin Bey bir “Osmanlı beyefendisi”… Bundan kuşkum yok. Elimdeki olanak sadece bir “Osmanlı beyefendisi” ile bir “Kasımpaşa kabadayısı” arasındaki bir tercihten ibaretse bunu “Osmanlı beyefendisi”nden yana kullanacağım. Evet “genç”, “sevimli” ve de “demokrasi dili” kullanan bir Demirtaş da var. Ama o sofistike demokrasi dilini, Türkiye’nin hiç sofistike olmayan, sert, siyahbeyaz şartlarında yaşama geçirmek konusunda şansı bulunmuyor. Benim seçmen olarak “sınırım” bir “beyefendilik/külhanbeylik” tercihinden ibaret. Bana bırakılan “tercih yelpazesi”nin bunca kısıtlı olduğuna kanaat getireli beri, Ekmeleddin Bey’e ikna oldum. İhsanoğlu ayrıca konuşmalarında hukuk devleti, parlamenter demokrasi, kadın haklarından bahsediyor. Bunlara da sahip çıkarsa oh ne âlâ bize “ikramiye” olur. “İkramiye” diyorum çünkü kendisini taahhütleri ötesinde tanımıyorum. “Ekmeleddin İhsanoğlu”nun her halükârda “Erdoğan sistemine” evla olduğu aşikâr. Özetle çıtayı aşağıya çektim. İhsanoğlu; en ideal “çatı aday” mıydı değil miydi bunlar çok ötede kaldı. Şimdi mevcut bu, karşımızdaki seçim bu. Bu seçime göre bir karar oluşturmak zorundayız. Tüm bunlar, “çatı adaylarına”na bile sahip çıkmayan CHP’ye öfke duymamı engellemiyor. Geçen bir buçuk ay içinde, “İhsanoğlu Broşürle Tanıtılacakmış!” başlıklı yazıda dışa vurmuş olduğum isyanın ne kadar haklı olduğunu gördüm sadece. O yazının akabinde CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak yanlış hatırlamıyorsam beni aramış ve “Hiç öyle şey olur mu? Adayımızı şöyle tanıtacağız, böyle tanıtacağız. Olayı lafın gelişi söylenen broşürle sınırlı tutmayacağız” vs. kabili itirazlar sunmuştu. O gün bugün ben yaşadığım yerde İhsanoğlu için dağıtılan bir “broşür” dahi görmedim… Evimin önünde 7/24 Erdoğan şarkıları çalıyor. “Dombra” bitiyor; “Karanlığı boğuyorsun; güneş gibi doğuyorsun; milletin gururu, mazlumun umudu; yolun sonuna kadar biz seninleyiz Erdoğan” şarkısı başlıyor! “CHP ve MHP; üzerinde bunca kafa yordukları ‘çatı adayı’ için ne PR çalışması yapmışlardır?” diye sormuştum ilk yazıda… Bırakın PR’cıları, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli çatı adaylarının yanında seçmeni kaç kez selamladı? Kaç kez birlikte tanıtım yaptı? “Eli mahkum tıpış tıpış oy verecekler!” hesabıyla İhsanoğlu’nu bir başına bıraktılar. Erdoğan’ın devlet olanaklarını kullanıyor tartışmasından bağımsız olarak! şarkısından, mitingine, posterinden, spotlarına disiplinle hazırlanan kampanyasının yanında; İhsanoğlu’nun kampanyası bir “fısıltı” gibi kalıyor… Öyle ki seçimde sanki bir “aday” var; o da Erdoğan! Diğerleri Erdoğan’ın kampayasını kurgulayabilmesi için adeta sahne almalarına izin verilen heyhat! figüranları andırıyor. Her şeyi orantısız imkânlara ve şartlara bağlamak çok kolay… “başkan.com” lakabıyla internet gönüllüleriyle 2008 seçimlerini kazanan ve “internetteki bağışlarla” büyük fark yaratan Obama deneyiminden CHP’nin alacağı çok büyük dersler olduğunu bu köşede defalarca yazdım. CHP’nin ABD’ye özel heyet göndererek “Facebook”,“Twitter” ve “sosyal ağların” seçimde Obama için nasıl seferber edildiğini etüt etmesini; üniversiteli bilgisayarcıların oluşturduğu ekiplerle uzun erimli koşusunu nasıl hazırladığını ve seçmenleri sandığa götürmek, “kararsızları” ikna etmek için internet camiasından nasıl yararlandığını, araştırmasını döne döne hatırattım. Gezi tabanı örneğin böyle bir kampanya için seferber edilemez miydi? Ama dediğim gibi bize tanınan marj çok kısıtlı; bir İranlı seçmene tanınan “reformcu/ ilerici mollalarla; gerici ayetullahlar” arasında yapılan üstün körü seçimden farklı değil sonuçta. R ‘Siviller tahliye edilmeli’ nı 800 olarak veriyor ve hükümeti rakamları azaltmakla suçluyor. Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sözcüsü Andriy Lysenko, son 24 saatte çatışmalarda 18 askerinin öldürüldüğünü, 58’inin yaralandığını bildirdi. Kiev yönetimi önceki gün federalistlerin elindeki Donetsk’in dış mahallelerine hava bombardımanı düzenledi. İki depo hedef olurken iki sivilin yaralandığı, bir mahallede 10 metrelik bir krater oluştuğu belirtiliyor. Hükümet ise bombardıman olmadığını iddia ediyor. Kriz, Ukrayna’da Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in “saray darbesiyle” devrilmesini Rusça konuşan doğu bölgelerinin kabullenmemesiyle patlamıştı. Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ile süren gelişmeler Ukrayna’nın doğusunda federal haklar talep eden bir hareket yarattı. Federalistlerin Donetsk ve Lugansk şehirleri ve civarında kontrolü ele almasıyla çatışmalar yoğunlaştı. Donetsk ve Lugansk’taki çatışmalar da hastanelerin büyük zarar gördüğü ve binlerce kişinin yıkılan evlerini terk ettiğine dikkat çekiliyor. Bölgedeki Rus ordusu hareketlerini izleyen NATO, son olarak Moskova’nın Ukrayna’ya sınır bölgelerde çatışmaya girişmeye hazır halde 20 bin asker topladığını aktardı. Son çatışmalarda 180 Ukrayna askeri federalistlerin saldırılarında zorda kalarak Rusya’ya sığınmıştı. Rusya’nın ise onları geçen pazartesi geri yolladığı kaydedildi. Ukrayna üzerinde 17 Temmuz’da Malezya Havayolları’na ait bir yolcu uçağının 300’e yakın yolcusuyla esrarengiz biçimde düşürülmesiyle RusyaBatı ilişkileri daha da zedelenmişti. Başta ABD olmak üzere Batı, uçağın Rusya’dan destek alan federalistlerin füzeleriyle düşürüldüğünü savunarak Moskova’ya yaptırımları artırmıştı. Rusya ise iddiaları reddederek yaşananlardan aşırı sağcıların da bulunduğu Kiev yönetimini sorumlu tutuyor. ‘20 bin Rus askeri sınırda’ usya, 17 Temmuz’da 298 kişinin ölümüyle sonuçlanan Malezya uçağının düşürülmesinde parmağı olduğu gerekçesiyle kendisine yönelik yaptırımları genişleten ABD ve AB’ye karşı misillemeye hazırlanıyor. Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün bakanlar kuruluna “misilleme” talimatı verdi. Rusya’nın olası karşı yaptırımları arasında, Sibirya üzerinden Avrupa’dan Asya’ya uçuşların yasaklanması da yer alıyor. Putin’in talimatıyla Başbakan Dimitriy Medvedev, Ulaştırma Bakanı ve ulusal havayolu şirketi Aeroflot yetkilileriyle önlemleri görüştü. Rus ekonomi gazetesi Vedomosti Rusya dışişleri ve ulaştırma bakanlarının bir eylem planı üzerinde çalıştıklarını yazdı. Gazeteye göre, uçuş yasaklaması kararı Lufthansa, British Airways ve Air France gibi şirketleri etkileyebilir. Lufthansa, Sibirya hattında haftada 180 sefer yapıyor. Rusya’ya havasahasını kapatmak transit geçiş ücretine mal olacak. Ancak Rus havayolu uzmanları, bu durumda Avrupa havayolu şirketlerinin yılda 100200 milyon arası gelir kaybına uğrayacağını hesaplıyor. Öte yandan İsviçre hükümeti Rusya’ya yönelik yaptırım listesine 18 Rus şirketi ve 26 kişiyi daha ekledi. Listede yer alan kişiler, AB ile Schengen serbest dolaşım anlaşması bulunan İsviçre’ye giremeyecek ve bankalara para transferi yapamayacak. Japonya da Rusya’ya yönelik yeni yaptırımları onayladı. Japonların listesine Ukrayna’nın devrik lideri Viktor Yanukoviç ve referandumla Rusya’ya iltihak eden Kırım Cumhuriyeti yetkilileri dahil 40 kişi dahil edildi. Federalist talepler İsviçre ve Japonya da ‘Kabadayı beyefendi’ seçimi Çinliler Uygurlara sakal ve nikabı yasakladı Dış Haberler Servisi Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki (Doğu Türkistan) Karamay kentinde, uzun sakallı ve İslami kurallara göre örtünenlerin otobüslere binmesi yasaklandı. Gerekçe bölgede bir spor organizasyonuna dayandırıldı. Buna göre hicap, nikap, burka gibi giysiler yahut ayhilal gibi sembollerle otobüslere binilemeyecek. Yasak kentte 20 Ağustos’a kadar sürecek spor müsabakaları süresince geçerli. Yasağa uymadıkları tespit edilenler hakkında adli işlem yapılacağı bildirildi. Sürgündeki Dünya Uygur Kongresi Sözcüsü Dilşat Raşit, yasağı kınayarak Çin yönetiminin “Tipik ayrımcılık önlemleri” diye niteledi. Sincan’da geçen ay da okullar ve devlet dairelerinde ramazan süresince oruç yasağı getirilmişti. Bölgede geçen yıl yüzlerce kişinin ölümüne yol açan olaylar yaşandı. Geçen hafta da Sincan’daki bir saldırıda 59’u “terörist” yaklaşık 100 kişinin öldüğü duyurulmuştu. Pekin, yaşananlardan “teröristleri” suçluyor, Uygur Türkleri ise ayrımcılıktan şikayet ediyor. Dış Haberler Servisi İsrail’in Gazze’de önceki gün başlayan 72 saatlik ateşkesi uzatma kararı aldığı bildirildi. Kahire’de İsrail ile Filistin heyetleri arasında kalıcı ateşkes pazarlıkları da sürüyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “Hamas’ın tünel ağı tümüyle yıkıldı. Bundan emin olduktan sonra Gazze’den çıktık. Gazze’deki yıkımdan Hamas sorumludur. Hamas’ın yeniden silahlanması engellenmeli” dedi. İsrail ateşkesi uzatma kararı aldı CHP adayını sahiplenmedi Hiroşima’da samuray gölgesi Dış Haberler Servisi Japonya II. Dünya Savaşı sonunda Hiroşima’ya atom bombası atılmasının 69’uncu yılını yeniden ‘savaş zırhı’ kuşanılması tartışmaları eşliğinde andı. Milliyetçi Başbakan Şinzo Abe geçen ay savaş sonunda kabul edilen pasifist anayasayı değiştirmişti. 70 bini saldırı anında 140 bin insanın öldüğü, yüz binlerin radyasyon kurbanı olduğu Hiroşima’da dün on binler kurbanları andı. Abe’nin de katıldığı törende Belediye Başkanı Kazumi Matsui’nin, “pasifist anayasanın önemini” vurgulaması dikkat çekti. Matsui, dünyaya nükleer silahsızlanma çağrısını da yineledi. ‘Kayıp’ torununa 36 yıl sonra kavuştu Dış Haberler Servisi “Kirli savaşın” ailelerinden kopardığı “kayıp çocuklarını” hâlâ arayan Arjantin’den sevinçli bir haber geldi. Estela Carlotto isimli 83 yaşındaki bir kadın, cuntanın annesiz bıraktığı torununu 36 yıl sonra buldu. Charlotte, geçmişin trajedilerini gözler önüne seren sivil toplum örgütü Plaza de Mayo Büyükanneleri’nin de lideri. lan ulusal komisyona başvurmasıyla başladı. “Ulusal Genetik Veri Bankası” sayesinde yapılan DNA testi yüzde 99.9 Carlotto’nun torunu olduğunu gösterdi. ‘Guido’ gerçek ailesini bulan 114. çocuk. Laura’nın hamile olduğunu bile bilmeyen Carlotto, durumu ancak diğer tutsaklarla görüştüğünde öğrenmişti. Torununun babasının kimliğini de bulmuştu. Cezaevinde öldüğü belirtilen babanın ailesi de sonunda torunlarına kavuştu. Önceki Dış Haberler Servisi Arap ülkeleri dışişleri bakanlarının ise dayanışma amacıyla “yakında” Gazze’ye gidecekleri duyuruldu. Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el Arabi, aralarında Mısır, Ürdün, Kuveyt ve Fas dışişleri bakanlarının bulunduğu heyetin yeniden inşa çalışmaları için ihtiyaçları tespit edeceklerini de söyledi. Gazze’de siviller evlerine dönerken büyük bir enkazla karşılaşıyor. Bölgede 6 milyar dolarlık hasara neden olan savaşta 1850 kişi öldü, yarım milyon kişi evsiz kaldı. Arap bakanlar Gazze’ye gidiyor ‘Cennetten gülücük’ (AP) Barış Parkı’nda atom bombası kurbanları için saygı duruşu yapıldı, çanlar çalındı. Carlotto’un kızı Lauro, 19751978 arasında cuntanın 30 bini aşkın kurbanından birisi. Solcu Lauro, 1977’de 3 aylık hamileyken hapse tıkıldı, cezaevinde Guido ismini koyPlaza de Mayo Büyükanneleri’nin duğu erkek bebeğini dünlideri Carlotto’nun yaşamı 2011’de yaya getirdikten 3 ay sonra filme konu olmuştu. (AP) öldürüldü. Laura’nın şu anda milletvekili olan kardeşi Remo Carlotto’ya göre bebek, doğumundan 5 saat sonra ana kucağından koparıldı. Estelle Carlotto’ya kızının cansız bedeni gönderilirken torunu “kayıplara karıştı”. Çocuk bir aileye evlatlık verildi. İsmi artık Ignacio Hurban’dı. Mutlu sona götüren olay ise geçen ay Buenos Aires’in güneybatısında Olavarria’da yaşayan Hurban’ın kayıpların aranması için kuru Ana kucağından aldılar gün basının karşısına çıkan Carlotto ise mutluluğunu, “Lauro cenneten gülümsüyor” sözleriyle dile getirdi. 14 torun sahibi anneanne, artık fotoğrafta boş kalan sandalyenin de dolacağını söyledi. Yaşamı 2011’de “Verdades Verdaderas” isimli bir filme konu olan Carlotto’yu Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner de telefonla aradı. “Kirli savaş” döneminin cunta lideri Jorge Rafael Videla, insanlığa karşı suç işlemekten 2010’‘da ömür boyu hapse mahkum edilmiş, geçen yıl cezaevinde ölmüştü. Dış Haberler Servisi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Gazze’ye insani yardım ulaştırılması ve binlerce yaralı Filistinlinin Türkiye’ye getirilmesini sağlayacak bir hava sahası koridoru açılması için İsrail ve Mısır’la görüşme halinde olunduğunu açıkladı. Reuters’a konuşan Davutoğlu, “Dün Filistin Devlet Başkanı (Mahmud) Abbas’la görüştüm. Binlerce yaralıyı getirmek istiyoruz” dedi. Davutoğlu: İsrail ve Mısır’la görüşüyoruz Dış Haberler Servisi Irak meclisi önceki gün başbakan seçimi için yine uzlaşamazken Başbakan Nuri el Maliki’den sert çıkış geldi. Maliki, “Yeni hükümetin kurulması için anayasal olmayan bir girişim cehennemin kapılarını açar” dedi. Nisan’daki seçimlerde Maliki’nin lideri olduğu Kanun Devleti mecliste en güçlü siyasi blok olarak çıkmıştı. Ancak Maliki Şiiler dahil eleştirilere hedef olurken son olarak İran’dan aykırı sesler geldi. Üst düzey bir İranlı yetkili, Reuters’a “Maliki’nin artık Irak’ın birliğini koruyamayacağı sonucuna vardık” dedi. Yetkili alternatifleri bulunduğunu savundu. Maliki: Cehennem kapıları açılır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle