28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 AĞUSTOS 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Celalettin Cerrah’ın 16:9 kulelerindeki dairesinin dışında iki konutu daha varmış Lüks ev toplamış Cerrah’ın Danıştay’ın ‘tıraşlama’ kararını onayladığı 16:9 kulelerinde dairesi olduğunu Cumhuriyet ortaya çıkartmıştı. Çürük Restorasyon “Tehlike yaklaşıyor” yerine, “tehlikenin tam ortasındayız” demek daha doğru olur diye yazmıştım; kimi okurlarım beni kötümser olmakla suçladılar. Cumhuriyet gazetesinin bir zamanlar manşetine taşıdığı “Tehlikenin farkında mısınız?” uyarısıyla, olacak olanı, bugün herkesin kabul ettiği gibi öngörüyle söylemiş ve ama yalnızca ruhumuzu kurtarabilmiştik. O çok önemli saptama artık işlevsizdir. Bugün tehlike artık o yıllarda olduğu gibi yaklaşan bir olguyu değil, kendi ifadeleriyle karanlık ve tehlikeli bir “restorasyonu” anlatıyor. Devletin “yeniden” ve “çok eskilerde olduğu gibi” kurulması anlamını yükledikleri bu restorasyonla, her ne kadar “şanlı Osmanlı” dönemine atıfta bulunuyorlarsa da, bu gibi imkânsız işlerin değil, başka ve mümkün olan işlerin, açık bir zorbalığın peşine düştükleri ortadadır. HHH Mümkün ve tehlikeli olan, milyonlarca ve ağırlıkla yoksul kesimlerden oluşan kitleleri “medeniyet denilen tek dişi kalmış canavar” sosuna batırılmış düşman vurgusuyla oyalamaya bel bağlayan politikalarıdır. Gerçekten de bu yöntem uygarlıkla emperyalizmin kolayca soyutlanamadığı zamanlarda çok işe yarar. Hele bir de içerideki hasımlarınızı onlara bağlayabiliyorsanız. Restore edilmiş, yani size biat etmiş devleti yüceltir, uygarlıkla teknolojinin işe yarar nimetlerinden de ustaca yararlanarak dalganızı geçer, ama bu arada emperyalist merkezlerle iş pişirmeyi de ihmal etmezsiniz. Gören de sizi ABD’ye, Almanya’ya kafa tutuyor sanacak, şu şaşaalı başkanlık sarayınız gibi yeni imparatorluk görüntüsüne de kolayca kanıverecektir. HHH Öyle olur mu, henüz pek belli değil. Memleketi tehlikenin orta yerine fırlatmış gelişmeler, restoratörleri umutlandırıyor olabilir. Ama ben bu yeni durumun onların da kara kara düşünmelerini gerektirecek gerçek tehlikelerle bezeli olduğunu görüyorum. İki gerçek beni umutlandırıyor, Birincisi; yarattıkları parlak restorasyon umudunun içinin kof olmasıdır. Restoratörler ekonomiden anlamıyor ve ne bugün, ne gelecek için umut vaat edebiliyorlar. Bu inşaatçı tayfasının sıcak para dönme dolabını sürekli işletebilmeleri giderek zorlaşıyor. Evet, restorasyonlarının benzeyebileceği bir dönem var, ama bu dönem daha çok Düyunu Umumiye dönemine benziyor. İkincisi; olmayacak bir duaya amin demişseniz, onu oldurmak için zorbalığı daha da artırmak, dışardaki “gulyabanilerle” daha fazla işbirliği yapmak çare gibi görünecek size. Bunu severek yapacağınızdan, zorbalığın dozunu her gün biraz daha artıracağınızdan, sizi karanlık kuyusuna çağıran IŞİD’lere doğru koşacağınızdan, yasa masa dinlemeyeceğinizden kimsenin kuşkusu yok. Ama unuttuğunuz gerçek, yasaları dinlemeseniz de yasallıkların önünde sonunda karşınıza çıkacağıdır. HHH İnsanlar, özellikle de yoksullar sizin şaşaalı vaatlerinize sürgit inanmazlar. Türkiye’nin kısa tarihi bile bu gerçeği size gösterebilir. İsterseniz bir devalüasyon enflasyon grafiği çıkartın da öyle bakın tarihimize; daha kolay anlayacaksınız. Peki bu analiz bize umut veriyor mu? Hayır vermiyor. Diyalektiğin her türden determinist yorumu yalnızca hüsranın daha büyük olmasına yol açar. Restoratörlerin janjanlı binası çürüktür, ama onlar gerçekten gözü kara, “geri dönülmez akşamın ufkunda” gemilerini yakmış tehlikeli insanlardır. Umut veren ve verecek olan bu gerçeği görenlerin sayısının artıyor olması, “nerede bu solcular, nerede bu devrimciler” diye ortalıkta dolaşanların, armutlarla uğraşmayı bırakıp farklı tatlardaki elmaları toplamaya, gün ışığında adam arayan Diyojen olmaktan vazgeçmeye, kısırdöngülerinden kurtulmayı denemeye başlamalarıdır. Gerçek şudur ki; hem çürüğü gören, hem tehlikenin göbeğinde olduğumuzu fark edenler duruma vaziyet edebilir, gidişe dur diyebilirler. “Kim bunlar” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Sizsiniz, başka kim olabilir? Yeşil Vadi Konakları Celalettin Cerrah Eski İstanbul Emniyet Müdürü ve eski Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah’ın 16:9 kulelerindeki milyon dolarlık dairesinin dışında lüks konutlar satın aldığı öğrenildi. İstanbul’da görev yaptığı dönemde biri Avrupa biri de Anadolu yakasında olmak üzere aldığı iki lüks konutun toplam değeri 2 milyon Avro. Cerrah 22.05.2008’de Ataköy Konakları B26 Blok’taki daireyi de aynı 16:9 kulelerindeki daireyi aldığı gibi peşin para ile satın almış görünüyor. Ataköy 256 mahalledeki bu dairenin tapudaki rayiç bedeli 1 milyon 366 lira görünmesine karşın emlak sitelerinde 245 metrekarelik bu dairelerin satış bedeli olarak 1 milyon 500 bin Avro’dan alınıp satılıyor. Son valiler kararnamesinde Osmaniye Valiliği’nden alınarak merkez valiliğine atanan Celalettin Cerrah’ın bir diğer lüks konutu da Kiptaş’ın Çekmeköy’de inşa ettiği Yeşil Vadi Konakları’nda bulunuyor. TEM Oto yololu Çekmeköy Kavşağı’ndaki bu sitede Celalettin Cerrah’a ait daire 267 metrekare. Bu dairenin ilk satışa çıktığı tarihte satış fiyatı 572 bin dolardı. Şu andaki piyasa değeri ise 1 milyon 350 bin TL. Yeşil Vadi Konakları’nda Cerrah dışında eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, 17 Aralık soruşturmasında gözaltına alınan eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’in de daireleri bulunuyor. Celalettin Cerrah’a ait TOKİ Halkalı Atakent Konakları’nda da bir dairesi olduğu HDP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel tarafından Meclis gündemine taşınmıştı. Tuncel, TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde Celalettin Cerrah’ın TOKİ Atakent sitesinde 500 bin TL değerinde bir dairesinin olup olmadığı sorulmuştu. Piyasa değeri 1 milyon 350 bin TL Ataköy Konakları HDP Atakent’teki daireyi sordu Piyasa değeri 4 milyon 300 bin TL İşadamına, Başbakan’ın ‘övgü dolu sözlerini’ ileten Bayraktar sonra ‘iş için ricacı’ oluyor ‘Müslüman uşaktır’ Vahdettin Köşkü’nde ‘restorasyon’ değil ‘tarih katliamı’ yapıldı O eski halinden eser yok şimdi ÖZLEM GÜVEMLİ Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı döneminde İstanbul’da kullanacağı Çengelköy’deki Vahdettin Köşkü, restorasyon adı altında yıkılıp yeniden yapılırken ahşabın ve yeşil dokunun yerini beton aldı. Köşkün en karakteristik özelliği olan “soğan başlı kubbesi” yok edildi. Vahdettin Köşkü, Çengelköy sırtlarındaki 50 dönüm arazi içinde Boğaziçi ile bütünleşmiş bir koru içinde yer alıyor. Tarihi köşk 1984 yılında korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edildi. Tarihi köşk 1980’li yıllarda ilk restorasyonunda yıkılarak beton üzerine ahşap kaplama olarak yeniden inşa edildi. Koruma kurulu, mevzuata ve koruma ilkelerine aykırı bulduğu beton binaların yıkılıp aslına uygun şekilde yeniden restore edilmesi kararı aldı. Bu karar 2012 yılında uygulanarak köşklerin yıkımı gerçekleştirildi ama aslına uygun olarak inrtaylı: Hiç beğenmedim şa edilmedi. Köşkün en önemli özelliği olan soğan başlı kubbe bile yapılan yoğun eleştirilen Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, köşkün restoüzerine binaya sonradan eklendi ancak aslına rasyonunu hiç beğenmediğini söyledi. Oruygun olmadı. Aynı bahçe içindeki eski Köçetaylı, “Tarihi realiteye, mimari kuraloğlu Köşkü, Kadın Efendi Köşkü ve Ağalar lara sadık bir restorasyon Dairesi’nin konumları değiştirilerek Vaholmadığını herkes biliyor. dettin Köşkü ile aynı hizaya çekildi. Vahdettin’in, yani son Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent padişahın şehzadeliŞube Başkanı Sami Yılmaztürk, ğinden kalmadır. İsköşklerin büyütülerek yeniden ve astersiniz vârislerine lına bağlı kalınmadan yapılsorun, isterseniz dığını söyledi. Hafriyatla mimari tarihçi topografik yapının köklerine, isterseniz lü şekilde değiştirildiğihiç kimse mutani vurgulayan Yılmazbık değildir, butürk “Sözde restogünkü resto Eski rasyonda yapının rasyonla” dedi. aslına bağlı kalınhali madığı gibi köşkün karakteristik özelliklerinden biri olan soğanlı çatı yok edildi. Bu bir suçtur” dedi. Boğaziçi Kanunu’na, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na aykırı olarak yapının özgünlüğü gözetilmeden yeni bir inşaat yapıldığına dikkat çeken Yılmaztürk tüm arazinin altının da otoparka dönüştürüldüğünü, köşklere bodrum katlar eklendiğini ve köşkler arasında olmayan bağlantılar kurulduğunu dile getirdi. Yılmaztürk bu durumun da koruma yasasına aykırı olduğunu söyledi. Yılmaztürk Vahdettin Köşkü’nün 1. grup tarihi eser olduğunu vurgulayarak “1. derece tarihi eser yıkılsa bile aslına uygun yapılması zorunlu. 1. grup eski eseri aynı malzeme ile yapmak zorundasın. Bugünün ihtiyaçlarını karşılamak için ‘kalorifer döşeyeceğim, aydınlatmayı, ıslak zeminleri değiştireceğim’ deme hakkına sahip değiliz” dedi. O Bayraktar: Alo. E.T.: Efendim bakanım. E.B.: Ha tamam senin tüm işlerine yardımcı oluyoruz biz. E.T.: Allah razı olsun bakanım. E.B.: Başbakanımız diyor Emrullah diyor Müslüman uşaktır diyor iyi uşaktır 17 Aralık’ın ardından “Ne yaptıy hayrı sever diyor yardımcı ol diyor. sam Başbakan Erdoğan’ın emriyle E.T.: Bakanım Allah senden razı yaptım” diyen eski Çevre ve Şehir olsun bir fırsatın olduğunda bir gelip cilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın de bir derdimi anlatacağım sana. “keşke bulaşmasaydık” dediği E.B.: Ya neyse ya sen bu Ok“akçeli işlerden” biri daha ortaya meydanı Sigorta Hastanesi’ni mi çıktı. Halktan ve Meclis’ten kaçırı almışsın ya bizim Ruhan’a onun lan 4 bakanın yolsuzluk dosyala yıkımını verebilir misin? rından Bayraktar fezlekelesinde 17 E.T.: Tabi bakanım ne demek Aralık operasyonunda gözaltına alı emrin olur. nan işadamı Emrullah Turanlı’yla E.B.: Sağlam yap mukaveleni bililgili yasal dinleme kaydı bulunuyor. mem neyini onlarla iyi uşaktır yani Turanlı’yla görüşmesi dinlemeye ka inşaat mühendisidir yani sen şey tılan Bayraktar ilk önce işadamına, yapma sağlam şeyini yap böyle teTayyip Erdoğan’ın, “Başbakanı minat meminat yani belki para mamız diyor Emrullah diyor Müslü ra veremezler ama başka türlü keman uşaktır diyor iyi uşakfil mefil teminat al. tır hayrı sever diyor yarE.T.: Bakanım bana tedımcı ol diyor” sözlerini minat lazım değil sen baaktarıyor. Turanlı’nın “Bana dersen ver mesele yok. kanım Allah sizden razı E.B.: Ben ver diyorum. olsun” yanıtının ardından E.T.: Tamam bakanım. “sıra akçeli işlere” geliyor. E.B.: Senin işlerinin bir Hemen söze giren Bayrakkısmı halloldu bir kısmı olutar, Turanlı’ya, “Ya neyse yor yani problem yok seya sen bu Okmeydanı Sini harç yatırmak için çağıgorta Hastanesi’ni mi alracaklar harç çıkıyor bazı Bayraktar mışsın ya bizim Ruhan’a yerlerde. onun yıkımını verebilir miE.T.: Bakanım bir haysin” diyor. Bakan Bayraktar’ın bu rına bu harcı tabii istedikleri kadar isteğine, işadamının yanıtı “Tabii alıyorlar da sen nasıl emredersen bakanım ne demek emrin olur” öyle yapacağım zaten. oluyor. Konuşmanın devamında E.B.: Biz kentsel dönüşüm yabu kez işadamı, bakandan “hay pıyoruz da tüyü bitmemiş yetimin rına akçeli bir talepte” bulunuyor. hakkıdır bu ya kentsel dönüşüm Turanlı’nın, “Bakanım bir hayrına yapıyoruz Türkiye’de ekonomiyi bu harcı tabii istedikleri kadar alı canlandırıyoruz depremi dayanıksız yorlar da sen nasıl emredersen şeyleri yıkıyoruz biz bir kuruşu inan öyle yapacağım zaten” şeklindeki bak bize samimi sana bana inan indirim talebine Bakan Bayraktar, beni bir abi kabul et ibadet duy“Ha senden aşırı bir şey isterler gusu içinde çalışıyoruz bak Allah ... se öyle o zaman bize haber veE.T.: Bakanım ondan benim şüprirsin ona bakarız yasal çerçeve hem var mı böyle bir şey olabilir mi? E.B.: Ha senden aşırı bir şey isde iniyorsa aşağıya indiririz bir terlerse öyle o zaman bize haber bak şey yap” diye yanıt veriyor. verirsin ona bakarız yasal çerçeezlekedeki konuşma vede iniyorsa aşağıya indiririz bir Tarih: 2 Ekim 2013... Saat: 10.31. bak şey yap... E.T.: Tamam bakayım sen kiTelefonun bir ucunda Bayraktar, diğer ucunda Turanlı var. Görüşme me talimat verirsen ben gideyim 3 dakika 20 saniye sürüyor. Adalet onunla... E.B.: Seni ararlar bugün... MutBakanlığı’na gönderilen fezlekede yer alan yasal dinleme kaydı şöyle: laka ararlar seni. E.T.: Tamam sayın bakanım. Turanlı: Efendim bakanım. ‘Erdoğan küsünce daireleri sattım’ MİYASE İLKNUR l Zeybekci haberimizi doğruladı F Zeytinburnu’nda tarihi yarımadanın siluetini bozduğu gerekçesiyle Danıştay tarafından yerel mahkemenin verdiği yıkım kararı onanan 16:9 kulelerinde iki ayrı dairesi olduğunu haberleştirdiğimiz Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, bir gün önce sorduğumuzda “o kulelerde dairem yok” açıklamasında bulunmuştu. Ancak dün gönderdiği yazılı açıklamada “dairem vardı sattım” bilgisini vererek haberimizi teyit etti. Haberimizin yayımlanması üzerine gazetemize bir açıklama gönderen Zeybekci, “Aile ve şirketlerimizin işleri gereği ihtayacımız olan Zeytinburnu’ndaki ki ayrı bağımsız bölümün birleşmesinden oluşan 134 metrekarelik konutu, Akbank Denizli Şubesi’nden kredi kullanarak aldım, ancak Cumhurbaşkanımızın adı geçen binalarla ilgili siluet endişelerini dile getirdiği anda satış işlemlerini başlattım ve satışı gerçekleştirdik” bilgisini verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle