05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 AĞUSTOS 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 11 Ezidileri canlı canlı gömdüler ABD IŞİD mevzilerini bombalıyor. Iraklı bakana göre, teröristler Sincar’da kadınçocuk demeden en az 500 Ezidiyi canlı canlı gömerek öldürdü Dış Haberler Servisi Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) teröristlerinin Irak’ın kuzeyine yönelik saldırılarında en az 500 Ezidiyi diri diri gömerek öldürdüğü kaydedildi. Irak İnsan Hakları Bakanı Muhammed Şia el Sudani’nin verdiği bilgiye göre, IŞİD’in diri diri gömerek öldürdükleri arasında kadın ve çocuklar da bulunuyor. El Sudani, IŞİD’in 300 kadar kadını da köle olarak kaçırdığını kaydetti. Irak İnsan Hakları Bakanı, iki aylık sürede Irak ve Suriye’de geniş bir alanı ele geçirerek halifelik ilan eden IŞİD’in işlediği suçları içeren uzun bir liste sundu. Sudani, katliamın Ezidilerin tarihi kasabası olan Sincar’dan kaçanları hedef aldığını söyleyerek “Elimizde Sincar’dan kaçan Ezidilerden aldığımız kanıtlar var. Bize ilettikleri görüntüler IŞİD çetelerinin Sincar’ı ele geçirdiklerinde en az 500 Ezidiyi infaz ettiğini tartışmasız biçimde gösteriyor. Kurbanların bazıları, kadınlar ve çocuklar dahil canlı canlı gömüldü ve Sincar’ın içinde ve etrafındaki toplu mezarlara konuldu. Elimizde IŞİD teröristleri sevinç çığlıkları atarak silahlarını sallarken, kafalarından vurulmuş Ezidilerin görüntüleri var. Bu korkunç bir vahşettir” dedi. Sudani, “Terörist İslam Devleti 300 kadar Ezidi kadını köle olarak aldı. Bazılarını Sincar’daki polis merkezine, bazılarını Telafer’e gönder Liderler ve Sistemler Barzani: Bize silah verin Dış Haberler Servisi ABD Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) yönelik hava saldırılarına başlarken, sahadaki ilk sonuçları peşmerge güçlerinin Mahmur ve Guvain kasabalarını kurtarması oldu. Ancak askeri yetkililer IŞİD’in bileğini bükmenin zaman alacağını belirtirken, Bölgesel Yönetim’in Başkanı Mesud Barzani de dünyaya “Bize silah verin” çağrısında bulundu. Amerikan savaş jetleriyle insansız hava araçlarının iki günde dört dalga saldırı gerçekleştirdiği ve Sincar yakınında Ezidi sivillere ve Erbil yakınındaki peşmergelere ateş açan IŞİD mevzilerini yok ettiği kaydedildi. Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, ABD desteğinin ne kadar süreceği sorulunca, “Başkan Obama’nın dediği gibi, zaman sınırı yok” yanıtını verdi. . IŞİD, haziran ortasında Musul’u ele geçirdiğinde elde ettiği ağır silah ve mühimmatla etkinliğini artırırken, Kürtler silah talebini yükseltiyor. KBY lideri Barzani dün Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius’u kabulünde müttefikleri silah göndermeye çağırarak “Terörist bir örgüt ile savaşmıyoruz, bir terör devletiyle savaşıyoruz” dedi. Diğer yandan uluslararası toplum Bağdat’ta birlik hükümeti için bastırıyor. Irak’ı ziyaret eden Fabius da “Bütün Iraklıları temsil edecek bir hükümet kurulmalı” dedi. Nisan seçimlerini kazanmış olsa da Sünnilere yönelik ayrımcı politikaları nedeniyle Nuri el Maliki’nin üçüncü kez başbakan olma şansı azaldı. İran da Maliki’ye itirazlarını daha net ifade ederken, eski Başbakan İbrahim Caferi yahut Maliki’nin eski özel kalem müdürü Tarık Necimi’nin isimleri öne çıkıyor. ‘Elimizde belgeler var’ Irak Şam İslam Devleti’nin ele geçirdiği Sincar kasabasından kaçan Ezidi siviller Dohuk bölgesine sığındı. ABD’nin havadan yardım operasyonuna İngiltere ve Fransa da katılırken, Sincar Dağı’nda hâlâ on binlerce sivilin sıkışıp kaldığı belirtiliyor. di. Bu insanları ülke dışına çıkartacaklarından korkuyoruz” ifadelerini kullandı. diler, Suriye sınırına 60 kilometre uzaklıktaki Kürtçe ismi Şengal olan Sincar Dağı’na kaçarken, bir kısmı da Kürt bölgesine sığınmış durumda. BM’ye göre en az 40 bin Ezidi Sincar Dağı’nda sıkışmış durumda. ABD’nin IŞİD’e yönelik hava saldırısı kararıyla birlikte açlık ve susuzluk çeken sivillere yardım da başladı. ABD’nin hava saldırılarının IŞİD’e etkisi henüz kestirilemezken dağlarda sıkışıp kalmış sivillerin hayatını kurtardığı anlaşılıyor. Irak Savunma Bakanlığı, Sincar Dağı’nda atılan yardımları kapışan insanlara ait görüntüler yayımladı. UNICEF’e göre dağlarda en az 56 çocuk susuzluktan hayatını yitirdi. İngiliz yetkililer dağlık alanda 50 bin ila 150 bin insanın sıkışıp kaldığını belirtiyor. ‘İslama zorlamak..’ Haber henüz bağımsız kaynaklarca doğrulanmadı. IŞİD yüzüden on binlerce sivil yerinden yurdundan olurken son olarak görgü tanıkları, IŞİD’in Koja, Hatimiye ve Kabuşi köylerini kuşattığını ve sakinlerini İslamı kabul etmemeleri halinde öldürmekle tehdit ettiğini aktarmıştı. IŞİD saldırılarından kaçan Ezi l Demokratik ülkelerde liderler sistemi değiştirecek kadar baskın olamazlar, öne çıkamazlar. Ancak olağanüstü koşulların yaşandığı durumlarda liderler öne çıkarlar. Bu durumda Hitler, Mussolini, Franco, Salazar, Tito, Stalin, Makaryos gibi liderler görülür. Bunların önemli kısmı “düzen normalleşmeye başlayınca” tasfiye edilmişlerdir. Avrupa ve ABD Franco’yu önce desteklemişler “sistemin bölgesel ve küresel güçler açısından normalleşmesinden sonra yine sistem tarafından, usulca tasfiye edilmişlerdir.” l Batı ülkelerinde iktidarları (ve liderleri) sistem belirler; Clinton, Reagan, Bush, Berlusconi, Sarkozy, Cameron bunlar arasında sayılabilir. Sistem, işi bitenleri yine kendisi gönderir. Bu genel kuralın iki istisnası vardır: Gandhi ve Atatürk; ikisi de “sisteme rağmen ve karşı” olarak 20. yüzyıla damgalarını vurdular. l Atatürk Batı sisteminin ve düzeninin dayatmalarına, Sevr Antlaşması’na karşın ülkeyi Lozan’a ulaştırabilmiş olağanüstü bir liderdir. Bazı yöntemleri bugünkü koşullar içinde eleştirilebilir ama o günün koşullarında parçalanmaktan ve yok olmaktan kurtulabilmek için başka bir yol kesinlikle bulunmuyordu. Atatürk Lozan’a ulaşıp Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduktan sonra ne yaptı? Dünyada hiçbir ülkenin bu kadar sürede gerçekleştiremediği devrimleri (ve reformları) yaptı. Pek çok sömürgeleşmiş ülkeye örnek bir lider oldu. l Gandhi’ler, Bin Bella’lar onun izinden yürüdüler. Gandhi sömürgeleşmiş Hindistan’ı bağımsızlığına kavuşturdu. Atatürk devrimci bir lider olarak Latin Amerika ülkelerinde de örnek oldu. Bugün (ve dün) Türkiye’de Atatürk’e ve devrimlerine karşı çıkanlar, Sevr ve beyaz bayrağı çoktan çekmiş Osmanlı düzenini özleyenlerdir. Bu yolla kendilerine güç ve çıkar sağlamaya çalışanlardır. telefon şarjı da var Paketlerde çadır, su, BM’den IŞİd destekçİlerİne kIskaç Dış Haberler Servisi BM Güvenlik Konseyi, Irak Şam İslam Devleti’yle ilgili yeni gelişmeler ışığında hazırladığı yeni tasarıyı müzakereye açtı. İngiltere’nin hazırladığı taslakta, IŞİD’e para, yabancı cihatçı akışının durması ve bunları tedarik etmelerine yardımcı olanlara yaptırımlar öngörülüyor. Taslak, IŞİD ve El Kaide’nin Suriye kanadı olan El Nusra Cephesi ile doğrudan yahut dolaylı ticari bağlantı kurulmasını kınayarak ülkeleri bu grupları destekleyen kişi ve kuruluşların isimlerini açıklamaya çağırıyor. Bu iki grubun bölgeye akışına karşı ülkeleri önlemler geliştirmeye çağırıyor. El Kaide’ye yönelik yaptırım rejiminin ihlaliyle görevlendirilen BM uzmanlarının bu tehdide karşı 90 gün içinde durumu aktaran ve tavsiyeler içeren bir rapor hazırlaması da isteniyor. Taslakta IŞİD liderlerine hesap dondurma ve seyahat yasağı da yer alıyor. Ama askeri güç kullanma unsuru bulunmuyor. Taslağın bu hafta oylanması bekleniyor. Amerikan uçakları cumartesiyi pazara bağlayan gece de Sincar Dağı’nda sıkışan sivillere dört tur insani yardım operasyonu gerçekleştirdi. C17 ve C130 kargo uçaklarının yer aldığı ABD uçaklarının savaş jetlerinin korumasında pek çok üsten havalandıkları kaydedildi. ABD’nin başını çektiği insani yardım operasyonuna İngiltere ve Fransa da katılırken, yardım paketlerinde çadır, su filtreleri, güneş pilleri, telefon şarjlarının bulunduğu aktarıldı. Londra insani yardım için Irak’a 13 milyon dolar veriyor. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius da yardımların koordinasyonu için dün Bağdat ve Erbil’i ziyaret etti. Bu arada Katolik âleminin merkezi Vatikan’da da pazar günü Papa Francis Irak çatışmasının kurbanları için sessizce dua etti. ‘Birlik hükümeti’ çağrısı Bugün Erdoğan çıkardığı kanunlar ve yaptığı uygulamalarla “sistemi belirlemeye ve değiştirmeye çalışan bir konumdadır.” Belki de “Erdoğan sistemi” diye bir tanımlama yapmak sosyolojik açıdan daha doğru olur. Erdoğan belki de tarihte, “Tayyipçilik” diye anılacak bir düzeni oluşturma çabasındadır. Bu düzenin ana özellikleri nelerdir? l Mutlak olarak bir kişinin yönetime tüm ayrıntılarına kadar egemen olduğu bir düzen (ve sistem). l Dinin, yaşam tarzında ve hükümet icraatlarında en ayrıcalıklı kaynak (ve düzen) olarak benimsendiği bir anlayış. Bir tek şahsın bütün uygulamalara egemen olduğu bir anlayışın Batılı anlamda, bir hukuk devletinde yerinin bulunmadığı, tartışılmayacak kadar nettir. “Kimilerinin” bunu, “Atina demokrasisinin, İslam dinini esas alan oligarşik bir versiyonu” olarak tanımlamaları ise herhalde “abesle iştigal” olur. Türkiye’deki bu tek kişiye bağımlılık olgusu, “bazı radikal İslami çevreler” tarafından destek görse de Batı tarafından reddedilmektedir. Bir tek kişinin (ve gerisindeki oligarşinin) İslam esaslı egemenlik anlayışı Türkiye’de şu sonuçları doğurmaya başladı: l Yahudi ve Hıristiyan düşmanlığının zemine yaydırılması. l Sünni Şii (ve Alevi) düşmanlığının yaygınlaştırılması. l Irkçılığı tahrik eden bu kutuplaşmaların din, mezhep ve ırk ayrımcılığı doğrultusunda kutuplaşmaları ülkeyi “geri dönülmesi zor boyutlara götürmekte oluşu.” l Bütün bunlara ek olarak iktisadi paylaşımın (bölüşümün) uçurum boyutlarına varması. 700.000 liralık kol saatini normal sayan zihniyet ile 70 liralık saati bile olmayan insanların yan yana getirilmeleri. 70 liralık saat hediye edilenin, oyunu 700.000’lik saat kullananlara vermesi. Azgelişmiş ülkelerin asker ve din odaklı iktidarlar tarafından yönetilmeleri, gelişmemişliğin sonucudur. Tabii küresel güçlerin dış onay ve destekleri ile birlikte. Mesele sadece milli gelirin büyüklüğü değildir; S. Arabistan, Katar ya da Abu Dabi’de milli gelir yüksek, para boldur. Ama demokrasi yok, özgürlük yok, kadınerkek eşitliği yok, hukuk devleti hiç yok. “Kral”ın rejimi, “Şeyh”in rejimi, “Şerif”in rejimi var. Kişiler rejimi belirliyorlar. Devlet değil sanki babalarının çiftliğini yönetiyorlar. Küresel güçler bu çiftliklerden yararlandığı sürece… Bu satırlar yazılırken seçim sonuçları belli değildi. Hangi sonuç olursa olsun yapılan değerlendirmeler geçerliliğini koruyacaktır. Bugünkü liderlik durumu İşin değişen boyutları Putin, Azeri ve Ermeni liderlere ‘ayar verdi’ Dış Haberler Servisi Geçen hafta 19 Azeri askerinin ölmesine yol açan AzerbaycanErmenistan gerginliği ‘Kafkasya’da yeni savaş mı çıkıyor’ kaygısı yaratırken, devreye Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin girdi. Karadeniz kıyısında Soçi’de bulunan başkanlık rezidansında iki eski Sovyet cumhuriyetinin liderlerini, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ı aynı masa etrafında buluşturan Putin, ince bir dille barış telkin etti. Putin, “Kilit olan şu: İnsan hayatının kaybından büyük bir trajedi yok. Akıllı ve sabırlı hareket etmeli ve çözüm bulmak için birbirimize saygı göstermeliyiz” dedi. Putin, Karabağ sorununun ancak samimi irade ile çözülebileceğini anımsattı. Aliyev de Sarkisyan da 23 yıllık sorunda siyasi çözüm ihtiyacında uzlaştıklarını ifade etti. Sarkisyan, “1990’larda da bu çatışmanın askeri çözümü olmadığı sonucuna varmıştık. Eğer birbirimizi suçlamaya devam edersek, daha uzun süre çözüm olacağını sanmıyorum” dedi. İyi niyet sözlerini Aliyev de tekrarladı ve “Umarım uluslararası hukukun ilkeleri çerçevesinde bir çözümü yakın gelecekte bulacağız” ifadelerini kullandı. Sovyetler’in çöküşüyle patlayan ve 30 bin insanın öldüğü savaş sonrası kalıcı barış sağlanamadı. Geçen hafta 1994’te ilan edilmiş ateşkes karşılıklı sızma iddialarıyla bozulmuştu. Kahire’deki Filistin heyeti ’Gideriz’ resti çekse de Mısır 72 saatlik ateşkesi uzatma önerisini kabul ettirdi Hamas ateşkese rötarlı yanaştı Cumartesi günü İngiltere’nin başkenti Londra’da 150 binden fazla insan Gazze için yürüdü. İsrail’in son saldırılarında Gazze yine yangın yerine döndü. Tonlarını düşürdüler Dış Haberler Servisi İsrail’in geçen hafta ilan edilen ateşkesi 72 saatliğine uzatma önerisini Filistinlilerin üç gün sonra onayladığı haberleri geliyor. İsrail yönetimi; önerisi Hamas tarafından reddedilince, ‘roket atışı altında müzakere yapmayacağını’ söyleyerek Kahire’deki dolaylı müzakereleri terk etmişti. Filistin tarafı ise bunun üzerine Kahire’yi terk etme resti çekmişti. Mısır yönetimi tarafları uzlaştırmaya çalışırken, yeni uzatma önerisini gündeme taşıdı. Hamas ve Filistinli grupların da dün akşam saatlerinde ateşkesin uzatılmasını kabul ettiği haberi geldi. İsrail de 72 saatlik uzatmayı kabul ettiğini duyurdu. Hamas yetkilileri, İsrail’in Filistin’in taleplerine vereceği yanıtı bilerek geciktirdiğini kaydederek yeniden savaşın şiddetlenmesini istemediklerini belirtmiş ve “ciddi bir niyet görmezsek görüşmeleri uzatacak değiliz” diyerek Kahire’den gitme resti çekmişti. ‘Ateş altında müzakere yok’ İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ise dün “İsrail ateş altında müzakere etmeyecek. Hiçbir aşamada (askeri saldırının) bittiğini söylemedik. Operasyon hedeflerine ulaşıncaya ve sessizlik sağlanıncaya kadar devam edecek. Bunun zaman alacağını söylemiştim” dedi. Hamas sözcüsü Sami Ebu Zuhri ise bu sözler nedeniyle ateşkes müzakerelerinin başarısız olmasından Netanyahu’yu sorumlu tuttu. Ebu Zuhri’nin yaptığı açıklamada da, “Netanyahu savaşta başarısız oldu, kaybeden taraf önşart koşamaz. Filistin halkı direnmeye devam edecek ve İsrail’in ahmaklıkları ‘Gideriz’ resti çektiler Kahire’de Mısır’ın öncülüğünde devam eden görüşmeler bir türlü kalıcı bir ateşkese dönüştürülemeyince geçen cumadan itibaren yeniden çatışmalara dönüştü. İsrail’in barış konusunda ciddi olmadığını ileri süren na boyun eğmeyecek” denildi. İsrail’in dün Deyr el Balah semtine yaptığı hava saldırısında 14 yaşında bir çocuğun öldüğü, dört kişinin yaralandığı, Bani Şüyehla kasabasına yapılan saldırıda da bir kadının yaşamını yitirdiği, sekiz yakınının da yaralandığı bildirildi. Eski Filistin Sağlık Bakanı Eşref el Kudra, ateşkesin sona erdiği cuma günü gerçekleştirilen saldırıda toplam 15 Filistinlinin yaşamını yitirdiğini kaydetti. Filistin İçişleri Bakanlığı da önceki gün 20 noktayı hedefleyen İsrail hava saldırısında, ikisinin Hamas’a ait olduğu belirtilen üç caminin yıkıldığını bildirdi. Gazze’den ise İsrail’in güney bölgelerine iki roket saldırısı gerçekleştirildi, üç sivilin yaralandığı kaydedildi. Filistinli militanlar özellikle İsrail’deki kibbutzları hedef alıyor. Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Malki, Filistin hükümetinin “çok yakında” İsrail’i Gazze’deki saldırıları nedeniyle Uluslararası Adalet Divanı’na şikâyet edeceğini açıkladı. kIsa kIsa... l Şam’da yine Halki: Haziranda yeniden seçilen ve 16 Temmuz’da yemin ederek göreve başlayan Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, başbakanlığa yine Vael el Halki’yi atadı. 2012’de muhalefete katılan Riad Hicab’ın yerine atanan Halki, Nisan 2013’te Şam’da bombalı saldırıdan kurtulmuştu. l NATO konvoyuna saldırı: Afganistan’ın başkenti Kâbil’de NATO konvoyuna bomba yüklü araçla düzenlenen intihar saldırısında 5 kişi öldü, 27 kişi yaralandı. Darül Aman bölgesinde bir pazaryerinde düzenlenen saldırıda zırhlı araçlardaki NATO askerleri zarar görmedi. l Tahran’da uçak faciası: Dün iç hatlar uçuşu yapan Sepahan Havayolları’na ait Antonov140 tipi yolcu uçağı Tahran’da düştü, 39 kişi öldü. Uçağın Azadi mahallesindeki ağaçlık alana düşmesi faciayı önledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle