04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 TEMMUZ 2014 SALI 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada şimdi Cumhurbaşkanlığı için yola çıkmıştır” diyor. Gittiği Samsun’da sözüm ona adaylık propagandası diye yaptığı ilk konuşmada, cumhurbaşkanı olmaya layık olmadığını kanıtladı. Yarı başbakan, yarı cumhurbaşkanı edasıya adeta melez bir siyasal davranış sergileyen RTE, orada da Erzurum’da da cumhurun başkanı olmaya layık olmayan davranışlar sergiledi. Muhaliflerini aşağılayan saldırgan bir üslup kullandı. Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkarken öncelikle tek amacı ülkesini, insanlarını düşman işgalinden kurtarmaktı. RTE’nin onun basit bir mukallidi olduğunu yazdığımız zaman, “yok canım bu kadarı fazla, olamaz” diyenlerin, Samsun ve sonrasında sergilediği, birleştirici olacağı yerde hemen her alanda ayrıştırıcı biri olarak… …ama kendini bir ikinci Mustafa Kemal göstermeye heves eden mukallit kimliğindeki konuşmalarına, davranışlarına ne dedikleri hâlâ işitilmedi. HHH Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri, siyasi, devlet adamlığındaki dehasını yansıtan bir resmi ile RTE’nin eksik olası suratını resmeden fotoğrafını yan yana koyunuz. Onun RTE ile her açıdan aralarındaki derin farkı hemen görebilir, her şey bir yana sadece yüz, duruş, hareketlerindeki asaletin farkını bir anda saptayabilirsiniz. O devirde Osmanlı’daki kılık kıyafet yoksulluğuna karşın Mustafa Kemal’in, giyimiyle yaşadığı yüzyılı her açından yansıttığını Time gibi bir dergi resimleriyle birlikte kapaktan ilan etti. RTE ise pahalı boyun bağları kullanarak, İtalyan tipi ayakkabılar giyerek çağdaş, Batılı bir insan olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Samsun’a gidişini, ilk adaylık konuşmasına “Bismillah” diyerek başlayarak Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için Samsun’a çıkışına benzetmeye çalıştı. Oradaki konuşması ile ha Kurtuluş Savaşı ha yeni Türkiye uydurması demek istiyor. Bu uydurma benzetmeye cümle âlemi inandıracağını, inanacağını sanıyor. HHH Samsun Meydanı’nda hızını alamadı. Samsun Canik’te halkla konuşmasında “sizinle muhabbete doyum olmaz” diye toplumun bir güzel sırtını okşadıktan sonra… yeni Türkiye’nin adeta ikinci bir Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı olacağını içeren bir söylemle… ….dedik ya illa ki Mustafa Kemal’i taklit edecek…“fakat Erzurum Kongresi’ne de yetişeceğiz” dedi. Samsun’da Mustafa Kemal mukallitliğini şöyle itiraf etti: “Mustafa Kemal’in İstiklal Savaşı’nın ilk adımını attığı, 95 yıl sonra o adım kadar önemli olan (kutlu yolculuk dediği) yeni Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı seçimini biz Samsun’dan başlatıyoruz.” Ne demiş şair. Tam tamına RTE için söylemiş: “İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar!” HHH Kırk yıllık Yani, Kani olamayacağına göre, RTE de değişmez. Parti derlemesi kalabalıklara Samsun ve Erzurum’daki konuşmalarını sabırla TV’lerden izleyenler ya da gazetelerde okuyan mantık, vicdan sahipleri, bu RTE’nin halkı şu ya da bu diye ayırım gözetmeksizin kucaklayan bir cumhurbaşkanı olamayacağını görmüşlerdir kuşkusuz. RTE, ayırımcı ve ayrıştırıcı, devlet adamlığından nasip almamış yapısının asla değişmeyeceğini iki konuşma ile kanıtladı. Sanki genel seçimde AKP lideri konuşuyor. CHP ve MHP’yi, onların çatı adayını destekleyen parlamento dışı partileri “zavallı figüranlar” diye aşağıladı. Halktan yana sanki tek siyaset adamı imiş gibi milyonlarca oyu temsil eden iki muhalefet partisini de statükoya bekçi partiler diye gösterdi. Çankaya’dan hükümeti de yöneteceğinin itirafı Samsun konuşmasında. Diyor ki, “Sizlerle yine birlikte olacağız Başbakanlık’taki gibi, Cumhurbaşkanlığı’nda da böyle olacak. Bakanlarla bürokratlarla bir arada olup (görev süremizi) ülkemize hizmetle geçireceğiz.” HHH 2002’de AKP’yi tek başına iktidar yaparak bindik bir alamete.. 2014’te de göz göre göre, RTE’nin ne olduğu, ne olmayı amaçladığını bilerek böylece gidiyoruz kıyamete! HABERLER Kaçak kömür ocakları Şırnak başta olmak üzere, yurdun dört bir yanında hâlâ çalışıyor GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Ölüme bir adım MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Cumhuriyet’in daha önce iki kez gündeme getirdiği Şırnak’taki kaçak maden ocakları devletin gözü önünde “ölüme bir adım” mesafede çalışmaya devam ediyor. Şırnak’ın yanı sıra Türkiye’deki birçok kentte kaçak ocaklarda üretim yapılıyor. Sorunun Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) kapatma ve özelleştirmelerle sahalardan çekilmesinden kaynaklandığına dikkat çekiliyor. Cumhuriyet, Şırnak’ta 3 işçinin yaşamını yitirmesinin ardından 13 Haziran’da “Herkes biliyormuş” başlığı ile ildeki kaçak ocakların varlığına dikkat çekti. Cumhuriyet, 18 Haziran’da da, “Şırnak’ta vahim tabloBidonla madene inilir mi!” başlığı ile Şırnak’taki kaçak ocakların perişan halini bir kez daha duyurdu. Şırnak’taki ocakların durumu basında da yer almaya devam ediyor. Ancak ocaklar “kaçak” olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Şırnak’taki ocakları inceleyen heyetin başkanlığını da yapan TMMOB Yönetim Kurulu üyesi, eski Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun dün sorumuz üzerine, “Hiçbir değişiklik yok. Ocaklar kaçak olarak çalıştırılmaya devam ediliyor” dedi. Mutlaka çözüm bulunması gerektiğini belirten Mehmet Torun, “İnsanlar her an ölebilir” uyarısında bulundu. Torun, Türkiye’de kaçak çalıştırılan pek çok ocak bulunduğunu da söyledi. Türkiye’de 250 civarında yeraltı kömür işletmesi olduğunu bunlardan 200’ünün mutlaka gözden geçirilmesi gerektiğini belirten Torun, “Bire bir Şırnak’taki gibi değiller belki ama onlarda da sorunlar var. Hayati tehlike var” diye konuştu. Kaçak ocakları herkesin bildiğine işaret eden Torun, “Elektrik çekiliyor. Motorlar alınıyor. Kömür çıkıyor. Nakliye yapılıyor. Maden direği kullanılıyor. Çıkan kömür satılıyor. Bilinmemesi, görülmemesi mümkün değil” dedi. Torun, Şırnak’taki kaçak madenlerin konumuna da dikkat çekerek, “Araçlar gidip geliyor. Kömür satılıyor. Zaten tek bir yol var. Çıkan kömür o yoldan inmek zorunda. O yol biliniyor. Devletin kontrolünde. Güvenlik kuvvetleri var. Karakol var” diye konuştu. Zonguldak’taki madencilerin örgütlü oldukları Genel Madenİş Sendikası’nın genel başkanı Eyüp Alabaş, Zonguldak’ta n Baştarafı 1. Sayfada gelmezsen, bir eksiğiz! Bunu şu tür hitaplar izler: Sen değilsen kim, bugün değilse ne zaman? Çaresiz değilsiniz, çare sizsiniz! 30 Mart yerel seçimlerinin ardından AKP iktidarına karşı olan kesimlerde bir umutsuzluk havası yerleşti. Bu durum gazete satışlarını da etkiledi. Muhalif yayın organlarının tirajı ortalama yüzde 10 düştü. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girilirken bu hava henüz atılmamıştı. AKP’nin adayı belliydi ama, muhalefet ne yapacaktı? Ortaya “çatı aday” tanımı atıldığında pek çok kesimin değerlendirmesi şuydu: “Ahh keşke ama, zor... Muhalefet partileri ötekinin adayını benimsemeyecektir...” Kimi siyasal yorumlar da şu yöndeydi: MHP, 30 Mart seçimlerinin en kazanımlı partisi. Bu tabloda kendi tabanını bir arada tutacak, öteki kesimlerden oy alacak bir aday gösterip ikinci tura kalmayı hedefleyebilir. Böylece 2015 seçimlerinde ikinci parti olma hayali kurabilir. CHP ve MHP, çevrelerindeki küçük partileri de uzlaşmaya katarak bir çatı aday belirledi. 3 Temmuz’da adaylık başvuruları sona erdi. 10 Ağustos seçimlerinin tarafları netleşmiş oldu. HHH Daha önce de vurguladık; Cumhurbaşkanlığı seçimleri fiilen 3 turlu yapılmış oluyor. Aday olabilmek için parlamento barajı gerektiğinden en azından ilk turda yüreğindeki adaya oy veremediğini düşünen seçmen var. Önümüzdeki seçimlerin öncesinde bu yönde daha kapsayıcı bir düzenleme yapılabilir. Ancak şimdi 12. Cumhurbaşkanı’nı seçme süreci içindeyiz. Artık 10 Ağustos’taki ilk tur seçimini ikinci tur olarak görüp, mevcut duruma göre kime oy vermek gerekir sorusuna yanıt aramak durumundayız. CHP çevresindeki seçmenin bir bölümünde şu eğilim var: “Bu durumda tatilimi kesmeye gerek yok. Oy kullanmasam da olur. İçime sinmeyen adaya niye oy vereyim!” Elbette herkes kararında özgürdür, bizim diyecek bir şeyimiz olamaz ama, şunu da vurgulamak durumundayız: Sandığa gitmeyen herkes, oyunu AKP’ye vermiş demektir! Çünkü, ilk turda geçerli oyların yüzde 50’sini alan cumhurbaşkanı seçiliyor. Bu anlamda sandığa gitme çoğunluğunu elde eden de avantaj sahibi olacak. Sandığa gitmeyenler de AKP’nin sandığına çivi çakmış olacak. HHH Cumhurbaşkanlığı seçimlerine tamamen politik bakıp, 24 Ağustos için değil 25 Ağustos için çalışmak da bir siyasi faaliyettir. Ancak 25 Ağustos sabahı nasıl bir Türkiye’ye uyanacağımızı hesaplamamak en hafif anlatımla aymazlıktır. Elbette 24 Ağustos’ta çıkacak en olumsuz sonuç bile dünyanın sonu değildir. O koşullarda bile daha iyi bir Türkiye için ne yapılabilir sorusuna yanıt aramak gerekir. O sorunun ilk zemini 2015’teki genel seçimlerdir. Ülkesini seven bir yurttaş, bir köşe yazarı, bir milletvekili olarak benim bu bağlamda önüme koyduğum hedef şudur: Cumhuriyet’in 100. yılı Cumhuriyet’i kuran felsefenindir. 100. yılda bu düşüncede olanlar iktidarda olmalıdır. Kalbimizle değil, beynimizle düşünmeliyiz. Sandığa duygularımızı, hayallerimizi, ideallerimizi atmayacağız... Bugünkü koşullarda Türkiye’yi aydınlığa çıkarmanın ilk adımı ne olabilir, sorusuna verdiğimiz yanıtı sandığa atacağız. Bu köprüyü geçmek zorundayız. Varsın AKP diktatörlük kursun, bana ne, diyorsan... Yönün köprü değil, uçurumdur! 200 işletmede tehlike var denetimler nedeniyle azalma olsa da halen kaçak ocaklar bulunduğunu söyledi. Alabaş, kaçak ocakların sadece Şırnak ve Zonguldak’ta değil kömür sahalarının bulunduğu bütün yerlerde olduğuna dikkat çekti. Kaçak ocaklardan çıkarılan madenlerin satıldığına işaret eden Alabaş, “Kömür için müşteri de bulunabiliyor. Kömürleri pazarlayabilecek yerler buldukları için de bu tür faaliyetler artarak devam ediyor” diye konuştu. Kaçak ocakların “görülmemesi, bilinmemesinin” mümkün olmadığını vurgulayan Alabaş, “Herkesin bildiği şeyin kaçak olması mümkün değil. Devletin valisi, bakanı, herkesin haberi var” dedi. Türkiye Madenİş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul da, Şırnak’tan TKİ’nin kapatma ve özelleştirmelerle çekilmesinin ardından burada insanların ölümüne çalıştırıldıkları kaçak kömür ocağı üretiminin yaygınlaştığını vurguladı. Akçul, çözümün belli olduğunu, TKİ’nin çekildiği ve sonradan bir kısmını rödovansa verdiği bütün sahaları yeniden bünyesine alması gerektiğini dile getirdi. TKİ çekildi, kaçak başladı Yurttaşlar evlerin kullanışsız, kullanılan malzemenin kalitesiz olduğunu söylüyor TOKİ balonu patlıyor MELTEM YILMAZ TOKİ’nin açıkladığı memnuniyet anketleri toz pembe tablolar çizmeye devam etse de Sayıştay raporunda yer alan ankete göre TOKİ evlerinde oturanların yüzde 72’si, kullanılan malzemenin kalitesiz olduğu görüşünde. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Nevzat Ersan, “Piyasada ‘TOKİ kapıları, TOKİ boyası’ diye bir sektör oluştu, ucuz konut yapmak isteyen müteahhitler artık bu malzemeleri kullanıyor” diye konuştu. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ) yılda iki kez düzenlediği memnuniyet anketleri, TOKİ konutlarına ilişkin toz pembe tablolar çiziyor. Ancak Sayıştay’ın TOKİ raporunda yer alan veriler, tam tersi sonuçlar ortaya koyuyor. Sayıştay’ın raporunda yer verdiği anket sonuçlarına göre, TOKİ’den konut alanların yüzde 72’si, kullanılan malzemenin kalitesiz olduğu görüşünü dile getiriyor. Katılımcıların yüzde 63’ü tuvalet, banyo ve mutfağın kullanışsız olduğunu düşünüyor. Raporda, TOKİ konutlarının yalnızca fiziki yapısı değil, yönetim şekli de vurgulanıyor. “TOKİ tarafından oluşturulan geçici site yönetimlerinin çalışmalarından memnun musunuz” sorusuna, yüzde 73.7 “Hayır” diyor. Sayıştay raporunda TOKİ’den konut satın alıp da çeşitli nedenlerle iade edenlerle ilgili istatistiki bilgilere de yer verildi. Buna göre 2009’da 5 bin 645, 2010’da 4 bin 822, 2011’de 3 bin 181, 2012’de ise 1687 konut ve işyeri TOKİ’ye iade edildi. TOKİ hak sahiplerine toplam 350 milyon lira ödeme yaptı. TOKİ’nin memnuniyet anketleri ile Sayışta raporunun zıt sonuçlar vermesi, uzmanların da dikkatini çekti. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi Başkanı Nazım Biçer, Sayıştay raporunun daha sağlıklı ve güvenilir olduğunu ifade ederek “Türkiye son yıllarda zaten inşaat sektörü üzerinden giden bir ekonomi. Bir de TOKİ’nin serbest piyasanın en büyük rakibi haline gelmesi, piyasaları daha da sıkıntıya sokacaktır” diye konuştu. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Nevzat Ersan ise “TOKİ konutlarını sık sık inceliyoruz. Konut sahiplerinin TOKİ’den memnun olmadığı aşikâr” dedi. Ersan şöyle devam etti: “Bugün piyasada ‘TOKİ boyası’, ‘TOKİ kapıları’ diye bir sektör oluştu. Bu malzemeler yaygın olarak satılıyor ve ucuz konut inşa etmek isteyen müteahhitler bu malzemelerden kullanıyor. AKP iktidarının çıkardığı bir yapı denetim sistemi var. Ama TOKİ konutları bu sistemin dışında tutuluyor, yani denetlenmiyor. Bu TOKİ konutlarının denetlenmemesini manidar olarak görüyoruz.” TOKİ’ye ilişkin artan şikâyetlerin, bu konutların doğru denetlenmediğinin göstergesi olduğuna dikkat çeken Ersan, “Vatandaş buralardan bir şekilde başını sokacak bir konut elde etti, ama şikâyetler de artıyor” ifadelerini kullandı. Balbay, Brok’la görüştü BIELEFELD / MÜNİH (Cumhuriyet) Gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay özgürlük sonrası ilk yurtdışı gezisini Almanya’ya yaptı. Halk Dernekleri Federasyonu’nun (HDF) davetlisi olarak Berlin, Bielefeld, Münih ve Frankfurt’ta konferanslar veren Balbay, kitaplarını da imzaladı. İzleyiciler Balbay’a Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecini sordular ve Almanya’da oy kullanma sorunlarının çözümü için çaba harcamasını istediler. Balbay tutukluluğu süresince Almanya’daki yurtseverlerden gördüğü destek için teşekkür etti. Frankfurt’ta, hapiste kaldığı hücrenin aynısını yapıp gerçeği Avrupa’ya taşıyanlara da şükranlarını iletti. Balbay Bielefeld’de Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Elmar Brok’la kahvaltıda buluştu. Brok, “Erdoğan yardımcı olursa Türkiye AB ilişkileri daha iyi bir sürece girer. AKP iktidarının başlangıçta verdiği reformcu izlenimden eser kalmadı” dedi. 5 yılda 15 bin iade Irak’taki Türklere IŞİD uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı IŞİD nedeniyle Türk vatandaşlarının Irak’taki kritik kentlerden ayrılması gerektiğini bildirdi. Bakanlık; Musul, Kerkük, Selahaddin, Anbar, Diyala, Bağdat, Basra, Babil, Necef, Kerbela, Vasit, Meysan, Kadisiye, Musenna ve Dikar vilayetlerine seyahat uyarısında bulundu. Komisyonu bugün belli oluyor ‘Piyasalar sıkıntıda’ l ÇYDD’nin projesi 23 Ağustos’a dek sürecek Somalı çocuklar METE KIZIK ‘Cemevleri ibadethane değildir’ l Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den Alevilikle ilgili tartışma yaratacak sözler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Cemevleri Allah’ın adının anıldığı yerlerdir ancak caminin karşısında gösterilmemelidir” dedi. El Cezire’nin sorularını yanıtlayan Görmez, Diyanet’in Aleviliği tanımlamayacağını ifade ederek “Aleviliği teolojik bir tartışmaya çekmek yerine, memleketimizin önemli bir meselesi olduğu için daha çok inanç özgürlüğü çerçevesinde ele alıyoruz” dedi. Bu konuda bazı “kırmızı çizgilerinin de bulunduğunu” ifade eden Görmez, şöyle devam etti: “Hiç kimse Aleviliği İslamın dışında farklı bir din olarak tanımlamaya kalkışmamalı. Son zamanlarda Aleviliği İslam dışında, hatta İslama karşı bir dini kimlik olarak tanımlama yoluna gittiler. İnançların yorumlarına bağlı hikmetlerinin izahında farklılıklar olabilir. Ama inanç esaslarında birleştikten sonra hiçbir insanı İslam dairesi dışında gösterme hak ve salahiyetinde değiliz. Hem Alevileri Türkiye’de azınlık göstermek de yanlıştır. Bu coğrafyayı birlikte inşa ettiğimiz, bu vatanın sahibi kardeşlerimizdir. Bu da kırmızı çizgimizdir.” Diyanet’in bu konuda ne gibi çalışmalar yaptığı sorusu üzerine ise Görmez, “Şunu çok rahat söyleyebilirim. Toplumsal zemin, atılacak her türlü hukuki ve siyasi adıma hazır hale gelmiştir. Bu zemini hazırlamada Diyanet İşleri Başkanlığı çalışmalarının önemli katkısı olmuştur” dedi. Görmez, “Cemevleri ibadethane midir” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Cemevi cemevidir. Ben bir akademisyen olarak cemevini bir Mevlevihane gibi, Bektaşi dergâhları gibi birer niyaz evi, içinde Allah’ın zikredildiği, anıldığı mekânlar olarak biliyorum. Cemevlerini caminin karşısında camiye alternatif farklı bir dinin mabedi gibi görmek mümkün değildir” dedi. l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında istifa eden eski dört bakan hakkındaki soruşturma komisyonunda çalışacak milletvekilleri komisyonun kurulmasının üzerinden iki ay sonra bugün belli olacak. Tüm partilerden belirlenen milletvekillerinden 15’i kurayla soruşturma komisyonunda görev yapacak. CHP’den Gül’e villa soruları için yaz okulu İZMİR Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Soma maden katliamında yaşamını yitirenlerin çocuklarına Soma’da bir yaz eğitimi etkinliği düzenledi. Dün başlayan ve 23 Ağustos’a dek sürecek program kapsamında, okulöncesi çocuklar okula hazırlık eğitimi verilecek. İlkokul ve ortaokul öğrencileri de, eğlenceli ve öğretici etkinlikler içeren programa katılabilecek. Bu amaçla ÇYDD, ilçede bağımsız ve bahçeli bir bina kiraladı. Çocuklarını yaz etkinliğine getiren anneler de, eğitim merkezinde özel bir alanda ağırlanacak. ÇYDD İzmir Şube Başkanı Gönül Kaya, “Yaz okulu sürecinde burs desteği vereceğimiz öğrencileri de belirleyeceğiz.Yaz çalışmalarında gönüllü anaokulu, sınıf ve branş öğretmenleri, sanat eğitimcileri, pedagog ve psikologlar görev yapacak. Gönüllüler, görev sürelerinde Soma’da, derneğimizin kendileri için hazırladığı yerlerde konaklayacak” dedi. l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi bitince İstanbul’da yaşayacağı evler arasında gösterilen damadına ait Kanlıca’daki villa, Meclis gündemine taşındı. CHP’li Sezgin Tanrıkulu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e Gül’ün damadının son 5 yılda devlete ne kadar vergi ödediğini sordu. ‘Böcek’ soruşturmasında ret l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çalışma ofisine “böcek” diye adlandırılan dinleme cihazı konulmasıyla ilgili yürütülen soruşturmanın 5 şüphelisi hakkındaki adli kontrol şartlarının kaldırılması talebiyle yapılan başvuru reddedildi. Şüphelilerden Ali Özdoğan, Sedat Zavar, Ahmet Türer, Enes Çiğci ve İlker Usta, savcılık sorguları sonrasında tutuklama talebiyle sevk edildikleri mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. 4 kişiye 60’şar bin TL ANKARA (AA) “On Numara” oyununda kazanan numaralar “1, 10, 13, 14, 18, 22, 23, 24, 26, 28, 29, 30, 32, 39, 47, 51, 52, 55, 57, 67, 72 ve 80” olarak belirlenirken, 10 bilen 4 kişi 60 bin 513 TL, 9 bilenler 2 bin 373 TL, 8 bilenler 125 TL, 7 bilenler 21 TL, 6 bilenler 3.95 TL, hiçbir numarayı bilmeyenler ise 3.20 TL kazandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle