04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 TEMMUZ 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Bankaların takipteki alacakları Mayıs 2013’e göre yüzde 19.8 artarak 31.9 milyar liraya çıktı Ekonomi Servisi Bankacılık yıs 2013’e göre yüzde 22.8 artışsektöründe takipteki alacaklar ola la 1.09 trilyon lira olurken, 2013 rak ifade edilen ödenmeyen kredi sonuna göre yüzde 4.3 arttı. Mevborçlarında artış eğilimi sürüyor. duat ise yüzde 15.4 artışla 953.4 Geçen yıl mayıs ayında 26 mil milyar liraya çıktı. Mayıs 2014 itibarıyla banyar 668 milyon lira olan takipteki alacak miktarı, 2013 sonunda kacılık sektörü menkul de29 milyar 622 milyon lira, Mayıs ğerleri 2013 sonuna göre yüz2014’te ise 31 milyar 936 milyon de 2.1 artışla 292 milyar 758 liraya çıktı. Bankacılık Düzenle milyon TL oldu. Menkul deme ve Denetleme Kurumu’nun ğerleri 2013’ün aynı ayına göre yüzde 7.4 artış (BDDK) mayıs dönemi gösterdi. Makesinleşmemiş geçici yıs so verilerine göre, tau Bankaların nunda kipteki brüt krebir yandan kârları serdi alacakları mamaye ye yısta 2013’ün düşerken diğer yandan terlilik rasaynı ayına “batık kredi” diye tabir yosu yüz göre yüzde edilen takipteki alacaklardaki de 16.3 ol19.8 oranında, 5 milyar yükseliş korkutuyor. BDDK’nin du. Sermaye yeterliliği 2013 sonu268 milyon açıkladığı son verilere göre na göre 1 puan arlira artış göstakipteki alacaklar 32 milyar tarken, geçen yılın terdi. Takipteliraya dayandı. Bu, geçen aynı dönemine göki brüt alacakre 0.5 puan geriledi. lar 2013 sonuna yılın mayıs ayına göre 5 Krediler 27 Haziran göre yüzde 7.8 milyar lirayı aşkın bir itibarıyla ise 2013’ün oranında ve 2 milartış demek. aynı dönemine göre yüzyar 314 milyon TL de 21.5 artış gösterdi. Tütutarında arttı. ketici kredileri geçen yılın aynı Sektörün mayıs sonunda aktif toplamı ise geçen yılın ay dönemine göre yüzde 16.7 arttı. nı dönemine yüzde 19.9 artışla Konut kredileri yüzde 14.6 artar1.79 trilyon lira oldu. Aktif top ken taşıt kredileri yüzde 8.3 gelamı 2013 sonuna göre de yüzde riledi. İhtiyaç kredileri ise yüz3.6 artış gösterdi. Krediler Ma de 15.6 arttı. Batık krediler artıyor Kârlar yine düştü Bankacılık sektörünün dönem net kârı Mayıs 2014 itibarıyla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11.5 düştü. Net kâr, 1 milyar 309 milyon TL tutarında azalışla 10 milyar 105 milyon liraya geriledi. Sektör Mayıs 2013’te 11 milyar 414 milyon TL, 2013 sonunda da 24 milyar 664 milyon TL net kâr elde etmişti. Sektörün net dönem kârı, ocakta yüzde 44 ile sert bir düşüş yaşarken, bu düşüş hızı izleyen aylarda azalmıştı. Bankaların özkaynak kârlılığı ise 2009’dan bu yana azalan bir seyir içinde. Verilere göre, mayısta sektörün aktif kârlılığı yüzde 1.4, özkaynak kârlılığı yüzde 12.8 olarak gerçekleşti. Bu veriler geçen yıl aynı dönemde sırasıyla yüzde 1.9 ve yüzde 15.9 olmuştu. Bankacılar, kârdaki düşüşün sermayeyi ve özkaynak kârlılığını olumsuz etkilediğini belirterek büyüme ve daha fazla kredi için özkaynak büyümesinin güçlü kalması gerektiğine işaret ediyor. Fren Tutmayan Otoriter, medya gücünü ele geçirmiş Başbakan Erdoğan’ın, İktidarlarının oldubittisi; cumhurbaşkanının seçmen oyu ile seçilmesi kararından sonra anayasal düzenimize getirdikleri yorumlar tamamıyla gönüllerinde yatan, demokratik düzenlerde bir örneği olmayan sivil, diktatoryal başkanlık sistemi özlemi... Özlemden öte, demokratik düzenlerin hiçbirinde söz konusu olamayacak, işlemeyen, güçsüz yargı bağımsızlığı düzenine, İktidarlarının emrinde, güdümünde bir parlamenter düzen, otoriter cumhurbaşkanının yönetim alanının dışına çıkamayacak başbakan, ayrı olacaksa parti başkanının olması beklentileri de açık açık dillendiriliyor... Kestirmeden çiçeği burnunda cumhurbaşkanı adayımız Erdoğan, bizim cumhuriyetimizin kuruluş gelenklerine, sistemine uymayacak, konfederasyonların birleştiği ABD, Obama özlemi ile söze giriyor... Gönlündekilerin en demokratik haliyle Putin’in tek lider otoriterliğine pabuç bırakmayacak... Siyasal İslamcı kültürel damarı ile de, İslam dünyası otoriter güçlerine özlem içinde olduğunu saklamıyor... Sayın Erdoğan hiç gocunmadan çok doğal bir hak hukuku savunduğu gerekçesi ile Cumhurbaşkanlığındaki rakibini üslup dışı horlamayı seçerken, duble yol yapımının cumhurbaşkanının değil iktidarın, hükümetin görev alanına girdiğini söylemesini “monşerlik” olarak tanımlıyor. Üslupsuzluğu, saygısızlığı kendilerini bağlar, bizi ilgilendiren boyutu kendisinin aday olduğu cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki hukuk düzenini ne bir eksik ne de bir fazla yok sayması... Parlamenter hukuk düzenine bağlılığını yok sayarak; Türkçesi istedikleri kadar dinamik cumhurbaşkanı olmaya niyet etseler de yürürlükteki anayasal düzenin cumhurbaşkanına tanıdığı yetkiler içinde hükümetlere ait yol yapımları olmadığını yok sayması... Cumhurbaşkanlığında iktidarların sadık onay makamı gibi çalışmış AKP kurucularından Sayın Gül, Cumhurbaşkanı kimliği ile Başbakan Erdoğan’ın duble yol yapma işlerine bulaşmış olsaydı neler olabilirdi, varın siz hele bir düşünün? Dünün sıcak gündeminde Başbakan Erdoğan’ın “dindar ve kindar gençlik yetiştirmek...” amacı çerçevesinde, dört artı dört, artı dört olarak tanımladığı yeni sistemi nasıl bir oldubitti ile dayattığını, Milli Eğitim Bakanlığı’nın peşinden gerekeni yaptığını hele bir anımsayın... Dünün haberlerinde işte bu sistemde bir kaosun içine girdiğimizin haberleri vardı. Sanki olay yargı kararı ile saptanmış 4 sorunun çalınmış olmasından çıkmış sorunlara, geri dönüşü olamayacak adil sıralamaya ulaşamamanın çerçevesinde gibiydi. Oysa asıl önemi yürürlükteki Cumhuriyet eğitim yasaları yürürlükte iken zorla imam hatiplerin, yani meslek liselerinin asıl eğitim kurumuna dönüştürülmeleri projesinden çıkıyordu. Ayrıcalıklı okullar, sınıflar, araç gereç donanımları yetmemiş gibi tartışma konusu sınav sisteminin sıralamasında normal okulları kazanamayan çocuklar imam hatip, yani meslek lisesi öğrencisi olmaya mahkumlar. Tek kelime ile hakkın, hukukun gasp edilmesinin, öğrencilerin imam hatipten imam olmak adına sözde yetiştirilip, dininanç eğitiminden geçirilmiş olarak başka mesleklerden eğitime yönlendirilmeye zorlanmaları, başka bir seçeneğin bırakılmaması... HHH Halkımızı laik, başka din ve inançlardan mezheplerden tüm seçmenleri ile kucaklayacak bir cumhurbaşkanı adayının Türkiye Cumhuriyeti Devleti anayasal düzeni içinde cumhurbaşkanı adayı olup, devletin olanakları, kaynakları ile sağlanan eğitimin ağırlıkları, dengeleri ile oynanarak, “dindarkindar gençlik” yetiştirme uğruna, imam yetiştirmekle yükümlü imam hatip liselerine dönüştürmesi herkesi kucaklayan, tarafsız cumhurbaşkanı tanımına, anayasal düzenimize uygun mudur? Doğrusu Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olması ve nasıl bir cumhurbaşkanı olmak istediğine ilişkin açıklamaları ile, anayasal, yasal hukuk devleti düzenimizin işleyişinde bir diğerinden daha az insan hakları, rejimimizi, demokrasimizi tehdit edebilecek iki boyutlu sorunlarıyla yüz yüze kaldık. Birincisi çok açık ve tartışılamayacak bir durum olarak yürürlükteki anayasal, yasal düzenin kuralları içinde seçilmeyi kabul etmiş bir cumhurbaşkanı adayımız başından parlamenter düzenin sınırları ile yetinmeyeceğini ilan ediyor, partisinin, iktidara geleceğine kesin gözüyle baktığı hükümetinin üstünde yetkiler ve güç istiyor. Sadece ortada geçerli bir hukuk düzeni olmadığının bilincinde olarak otorite, yetki sınırlarını çizemiyor, kendisini hükümetinin, partisinin üzerinde gördüğünü açıklamaktan ise bir sakınca görmüyor. Dahası bu güç gösterisi ile seçim kazanacağına inanıyor. 12 yıllık iktidarları, icraatları ile çizdikleri sivil diktatoryal portrenin tanımlamasını bile yapmaya gerek yok. İktidarın tehdit gücü elinizde olduğu sürece, hele de bizim gibi ülkelerde, kazanan tarafta olmayı, çoklarını ona göre düzenlemeyi çok seven seçmen kitlelerinin de katkıları ile gelinen noktaların algılamasında. Bugün 12 Eylül cunta darbecisi olarak mahkum olan Evren’in Cumhuriyet tarihimizde görülmüş yüzde 90 üstü, en yüksek seçmen oyu ile seçilmiş olduğunu bir kara leke demokrasi kültür eksikliğimiz olarak hiç unutmayalım. Taksitli alışveriş azaldı Taksitli kredi kartı harcamaları taksit sınırlamasının getirildiği 1 Şubat’a göre 11 milyar 951 milyon TL azaldı. BDDK Haftalık Bülteni’ne göre, 27 Haziran itibarıyla bireysel kredi kartı harcamaları yüzde 0.7 artışla 75 milyar 916 milyon TL’ye ulaştı. Kredi kartı harcamalarının 35.9 milyar TL’sini taksitli, 40 milyar TL’sini taksitsiz harcamalar oluşturdu. 1 Şubat 2014’te taksitli kredi kartı harcamaları toplam harcamaların yüzde 56.9’unu oluştururken, 27 Haziran itibarıyla taksitli kredi kartı harcamalarının payı yüzde 47.3’e geriledi. Taksitli harcamalar 2013 sonuna göre yüzde 23.8 oranında azaldı. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18.4, 1 Şubat 2014’e göre ise yüzde 25 geriledi. KISA... KISA 4 İZFAŞ tarafından düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı ile Uluslararası Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği 2013 Fuarlar Raporu’nda, en fazla ziyaretçi ve katılımcı sayısı bakımından Türkiye’de düzenlenen en büyük fuarlar olarak yer aldı. 4 Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi 2014 yılı 1’inci çeyrek sonuçlarına göre Aygaz, iPhone, Vodafone, Turkcell, Domino’s Pizza, Maximum Kart ve Türk Telekom müşteri memnuniyetinde sektörlerinin lider markaları oldu. 4 Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, 1 Eylül’e kadar ‘Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi’ almayan işletmelere 1000 lira para cezası uygulanacağını bildirdi. 4 Sinan Cem Şahin, CocaCola Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Bölümü Kurumsal İletişim Direktörü Oldu. 4 Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, işletmecilere tüketici şikâyet sistemi oluşturma zorunluluğu getirildi. 4 Aselsan ile Tunus Savunma Bakanlığı arasında elektrooptik sistemlerin satışına yönelik olarak toplam 7.54 milyon dolar tutarında sözleşme imzalandı. 4 Türkiye İş Bankası, American Society for Training & Development tarafından kurumlara verilen, eğitim konusunda dünyanın saygın ödüllerinden biri olan BEST 2014 ödülüne layık görüldü. 4 Türkiye Bankalar Birliği’nin, Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği ile başlattığı bankacılık eğitim programı beşinci yılını tamamladı. Program kapsamında bugüne kadar 3 bin Kuzey Kıbrıslı bankacı eğitimlerden yararlandı. Karsan Çin’de J10 üretecek u Karsan ile Çinli Wuhan Zhong Yuan Bang Tai Investment Holding (ZYBT) arasında Çin’de araba üretmek için protokol imzalandı. İmzalanan protokol kapsamında Karsan J10’un Çin’deki üretimi 2016’da başlayacak. Ekonomi Servisi Karsan Otomotiv Sanayii, J10 hattının da kullanılacağı J10 aracının ve diğer Karsan ürünlerinin Çin’de üretimi için yeni bir şirket kurulması amacıyla olası bir ortaklık anlaşması için ön çalışma yapılmasını kararlaştırdı. İki şirket arasında Çin’de kurulması planlanan yeni şirkete yüzde 35 ortak olunmasını kapsayan protokolün devamı mahiyetinde bir ek protokol imzalandı. Ek protokole göre 1 Ocak 2016’da deneme üretimine başlanması ve 1 Mart 2016’da seri üretime geçilmesi hedefleniyor. Ek protokol, 62 milyon Avro’luk kuruluş sermayesinin yüzde 28.8’inin J10 aracının üretim hattının ve sair detayların satışından elde edilecek 18 milyon Avro’dan karşılanmasını ve geri kalan 3.8 milyon Avro sermayenin ayrıca ödenmesini kapsıyor. Karsan Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç, “Bu ek protokolün önemi, Türk otomotiv sanayiinin kendine ait bir ürününün fikri mülkiyet haklarının ve teknolojisinin transferi ile dünyanın en büyük pazarı ve üretim merkezi olan Çin’de üretilmesi konusunda öncülük yapmasıdır” dedi. 4 Temmuz 2014’te imzalanan ek protokolde varılan mutabakata göre 15 Ekim 2014’e kadar ortaklık anlaşmasının imzalanması, 1 Ocak 2016’da deneme üretimine başlanması ve 1 Mart 2016’da ise seri üretime geçilmesi amaçlanıyor. İlk yıl, yaklaşık 10 bin adet J10 üretilmesi planlanırken bu üretimin kademeli olarak 20 bin adedin üzerine çıkması öngörülüyor. İnan Kıraç ve ZYBT Yönetim Kurulu Başkanı Zhang Xuexin ortaklığı sarılarak kutladılar. KESK’te eş genel başkanlık dönemi u KESK’te yeni dönemde yönetimde eş genel başkanlık, organlarda eşit temsiliyet, Kadın Meclisi’nde karar yetkisi ve seçimlerde nispi temsil sistemi getirildi. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK), HDP’de de uygulanan “eş genel başkanlık” modeli geldi. Yürütme Kurulu’nun görev dağılımının ardından Lami Özgen ile Şaziye Köse’nin eş genel başkanlar olması bekleniyor. Lami Özgen dışında tamamı değişen KESK Yürütme Kurulu’na da 3 kadın üye seçildi. KESK’in 3456 Temmuz günlerinde gerçekleştirilen 8. olağan genel kurulu seçimlerle tamamlandı. İki listenin yarıştığı seçimleri mevcut genel başkan Lami Özgen’in de içerisinde yer aldığı liste kazandı. Yeni yürütme kurulu Lami Özgen, Şaziye Köse, Gülistan Atasoy, Ramazan Gürbüz, İlhan Yiğit, Fatma Çetintaş ve Hasan Toprak’tan oluştu. Yürütme Kurulu’na 3 kadın üye seçildi. Genel kurulda eleştirilere karşın tüzük değişikliği de yapıldı. Delegelerin bir bölümü tüzükteki değişikliklerin daha sonra gerçekleştirilecek tüzük genel kurulunda yapılmasını önerdi. Ayrıca tüzük değişikliklerinin delegeler tarafından yeterince tartışılmadığına da dikkat çekildi. Ancak bu öneri kabul görmedi. Delegelerin çoğunluğu ile tüzükte değişiklik yapılarak. “eş genel başkanlık” modeli getirildi. Yürütme Kurulu’nun kendi içerisinde yapacağı görev dağılımının ardından Lami Özgen ile Şaziye Köse’nin eş genel başkanlar olacağı öğrenildi. Bu arada Yürütme Kurulu’ndaki BasınYayın Sekreterliği ile Eğitim Sekreterliği de birleştirildi. Yine tüzükte yapılan değişiklikle “nispi temsil” sistemi de getirildi. Genel kurulda, KESK’in tüm organlarında kadın ve erkek sayısının eşitliğine dayanan “eşit temsiliyet” ilkesi kabul edildi. Kadın Meclisi oluşturulması da benimsendi. Meclisin karar organı haline getirileceği belirtildi. KESK Genel Meclisi’nin de üye sendikaların karar organları olan kurullarından seçilmesi kararlaştırıldı. Ofis, Avrupa’da buğday arıyor! u Çiftçi buğdayda müdahale fiyatını beklerken Toprak Mahsulleri Ofisi yurtdışından ithalat yapmak üzere ihale açtı. Ekonomi Servisi Bu yılki hasadı bitirmek üzere olan buğday üreticisi çiftçiler hâlâ Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) müdahale fiyatını açıklamasını beklerken TMO, 235 bin ton ekmeklik buğday ve 200 bin ton yemlik arpa ithali için ihale başlattı. Reuters’in Hamburg mahreçli haberine göre son teklif tarihinin 15 Temmuz olduğu ihalelerde ürün menşei aranmıyor. İhalede buğday teslimatının 25 Ağustos ile 20 Eylül ve 25 Eylül ile 20 Ekim arasında yapılması isteniyor. Arpanın teslimi için ise 25 Temmuz ile 20 Ağustos ve 25 Ağustos ile 20 Eylül tarihleri verildi. TMO mayıs ortasından bu yana düzenlediği ithalat ihalelerinde toplam 250 bin ton yemlik arpa, 202 bin ton ekmeklik buğday ve 39 bin ton arpa satın aldı. Haziran başında 100 bin tona kadar makarnalık buğday alımı için düzenlediği ihaledeki teklifleri ise yüksek bularak kabul etmemişti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak , cuma günü düzenlediği basın toplantısında halen bir müdahale fiyatı açıklamayan TMO’nun yoksul çiftçiyi tüccarların insafına terk ettiğini belirterek fiyatın bir an Arada çiftçi eziliyor önce belirlenip buğday alımına başlanmasını istemişti. CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk de dün Tarım Bakanı Mehdi Eker ’in yanıtlaması istemi ile yazılı bir soru önergesi vererek “2005’ten bu yana mazot ve gübre başta olmak üzere çiftçinin maliyetleri kat kat artarken o zamanlar 35 kuruş olan buğday taban fiyatları 72 kuruşu bile geçmedi. Buğday taban fiyatını her yıl olduğu gibi yine düşük göstererek hayatını idame ettirmekte aşırı zorluklar çeken çiftçilerimizi tüccarların insafına mı terk edeceksiniz” diye sordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle