14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr 8 TEMMUZ 2014 SALI 14 KÜLTÜR ‘Güzellikler Evi’nin 100 yılı Bugünün İstanbul Şehir Tiyatroları 1914 yılında Darülbedayi adıyla doğmuştu 1934’te Şehir Tiyatrosu adını alan, yıllar içinde İstanbul kentinin çeşitli semtlerinde yerleşik sahnelerinin kurulmasından sonra da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları olarak anılan günümüzdeki dev sanat kurumu, tam 100 yıl önce 1914’ün aydınlık insanlarınca Darülbedayi (Güzellikler Evi) olarak tasarlanmıştı. Darülbedayi’nin açılış töreni 13 Ocak 1915’te yapılmıştı. Açılış tarihi olan 1915 yılı nedeniyle, Darülbedayi/İBBŞT’nin 100. yılının da sözgelimi, 70. yılında (1985) olduğu gibi gelecek yıl (2015’te) kutlanması beklenirken, istifalar ve görevden alınmalarla oluşan son gelişmelerden bir “kutlama krizi”nin yaşandığı anlaşılmaktadır. 1914’ün kasımıyla 1915’in ocak ayı arasındaki dönemde, İstanbul Belediyesi’nce kurulan, üyeleri saygın kültür insanlarından seçilmiş bir yan kurul Darülbedayi için bir yönetmelik hazırladı. Bu yönetmelik “Güzellikler Evi”ne, bir okul olma yanında, profesyonel bir tiyatro kuruluşu olma özelliği de veriyordu. İlk profesyonel tiyatro temsilini 20 Ocak 1916’da Hüseyin Suat’ın “Çürük Temel” oyunuyla sunan bu kurum, günümüze dek bir dolu yönetmelik değişikliğiyle olumlu ya da olumsuz yönlere kaydırılmış, güncel politikanın ve parti yandaşlığının ağır bastığı dönemlerde yalpalamak durumunda bırakılmış, pek çok değerli sanatçısı yasal yaptırımlarla mağdur edilmiş, seyircili oyunları sahneden kaldırılmış ya da yasaklanmış, sahneleri yakılmış, yıkılmış ya da elinden alınmış, sanatçılarının özgürce çalışması ve kendi kendilerini yönetmeleri için önerilen düzenlemelere her zaman set çekilmiş olmasına karşın, ayakta durmayı ve seyircisinin sevgisiyle taçlanmayı 100. yılına ulaştığında da sürdürmüştür. Güzellikler Evi bir ulusal tiyatro yaratmayı başarmış mıdır? Yapıtlarına sahip çıktığı onca yerli yazarın, dünya kültürünün tüm ürünlerine sahnede can veren onca oyuncunun, yönetmenin, dekorcunun, giysiışık tasarımcısının, tiyatro müzikçisinin ve sayısız tiyatro neferinin yetişmesine katkıda bulunmuşsa ve milyonlarca seyirciye en ucuza elde edilebilen biletler karşılığında unutulmaz saatler yaşatabilmişse, ulusal bir tiyatro yaratmada çok önemli bir rol oynamış demektir. Bu nedenle bugün de Güzellikler Evi’dir. Aydınlık düşünceyle kurulan Güzellikler Evi günümüzde de aydınlık düşüncelerle yönetilmelidir. Fotoğraf: Zeynep Seda Çakır Her şeye karşın... Carina’nın gözünden Madımak Kültür Servisi 2 Temmuz 1993’te, Sivas katliamında yaşamını yitiren Hollandalı Carina Cuanna’nın hikâyesi, yönetmen Ulaş Bahadır tarafından beyazperdeye aktarılıyor. Filmin senaryosu da Yeni Kuşak Sinemacılar’ın kurucularından Ulaş Bahadır’a ait. “Carina’nın GünlüğüSivas’ 93” adı taşıyan filmin ağustos ayında Ankara’da başlayacak çekimleri, İstanbul’da devam edecek. Ulaş Bahadır, katliamdan görüntülerin yer almayacağını söylediği filmde, Cuanna’nın ailesinin de katkısı olacağını ifade ediyor. Ancak aile üyeleri filmde rol almayacak. Bahadır, 1.5 yıllık uğraşın ardından Cuanna’nın ailesini film konusunda ikna etmeyi başardığını belirtiyor. gereksinmesi ‘Ulusal tiyatro’ “Çürük Temel” (2014) Darülbedayi’nin tam da aydınlık insanlarınca Darülbedayi (Güzellikler Evi) 100 yıl önce, 1914 yazında olarak tasarlanmıştı. Aydınlık düşünceyle kurulan “düşünce”den “girişim” aşamasına geçtiği süreçten birGüzellikler Evi günümüzde de aydınlık düşüncelerle kaç nokta anımsatmak yararyönetilmelidir. “Çürük Temel” (1916) lı olacaktır. 1908’de II. Meşrutiyet’le oluşan coşkulu ortam tiyatro alagöbeğinde büyük bir Türk konağı vernında da görülmekteydi. Ulusal bir tiyat 1969 adlı yapıtına başvurulabilir.) diler, şimdi bu binanın içinde geniş odaro kurma düşüncesi o yıllarda oluşmuştur. ntoine’ın mektubu lar, öğrenciler için küçük bir tiyatro saDarülbedayi bu tür bir yaklaşımın ürünü29 Haziran 1914’te İstanbul’a gelen lonu yapıldı.” (Nutku, s.26) dür. Zamanın İstanbul belediye başkanı Ne ki, I. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla, (ülkemizde modern cerrahinin öncülerin Antoine’ın 28 Temmuz 1914’te bir Fransız arkadaşına yazdığı mektupta şu sözler “kuruluş” o yıl gerçekleşemedi. Osmanlı den) Cemil (Topuzlu) Paşa bir konservayer alıyordu: İmparatorluğu ile Fransa’nın savaşta kartuvar kurulması düşüncesini ortaya atmış, “... benden bizim Comedie Française şı saflarda yer almasıyla da Antoine çalışAvrupa’da “gerçekçi akım”ın tiyatrodaki ilk büyük yönetmenlerinden Andre Antoine örneğinde bir ulusal tiyatro ile bir kon malarını noktalayamadan ülkesine döndü. bu amaç doğrultusunda 17 Haziran 1914 ta servatuvar istiyorlar. Tabii ne oyuncula İstanbul Belediyesi’nden, 4 Ağustos 1914 rihli mektupla Fransa’dan İstanbul’a çağrıl rı, ne öğretmenleri, ne öğrencileri, ne de tarihinde (Nutku, s. 26) gazetelere göndemıştır. (Bu konunun ayrıntılı incelemesi ve korcuları, ne tiyatroları var. Bütün bun rilen ilanla, Darülbedayi’nin açılışının dabaşka kaynaklar için Özdemir Nutku’nun ları ekimin birinde hazır edecek şekilde ha sonraki bir tarihe dek ertelendiği bildi“Darülbedayi’nin Elli Yılı” DTCF Yay. çalışıyorum. (...) bana eski İstanbul’un riliyordu. u Bu dev sanat kurumu, tam 100 yıl önce 1914’ün A TYS’den Tonguç Ok ile ilgili açıklama: Kültür Bakanlığı’nda atama ‘Osmanlı hayranı’ müsteşar u Eski Bakan Günay’ın bakanlıktaki son bürokratı Özgür Özarslan görevden alındı. Müsteşarlığa Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Dursun’un getirileceğini Cumhuriyet 24 Haziran’da duyurmuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İsmet Yılmaz’ın Savunma Bakanı olmasının ardından, Ertuğrul Günay döneminde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na müsteşar olarak atanan Özgür Özarslan, resmen görevden alındı. Bakanlıkta yaklaşık 30 yıldan bu yana görev yapan, teftiş kurulunda uzun süre çalışan Özarslan’ın yerine daha önce Zaman gazetesinde yazıları yayımlanan, TRT’de programlar yapan ve “Osmanlı hayranı profesör” olarak tanınan Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Haluk Dursun’nun doğrudan Başbakan Erdoğan’ın isteğiyle atandığı belirtiliyor. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, göreve gelir gelmez tüm bürokratların istifasını istemişti. Bakanlıkta, eski Bakan Ertuğrul Günay’ın son bürokratı da görevden alındı. İsmet Yılmaz’ın bakan olmasının ardından göreve getirilen müsteşar Özgür Özarslan, üçlü kararnameyle resmen görevden alındı. Özarslan’ın görevden alındığı ve “kızak görev olarak” Başbakanlık Müşavirliği’ne atandığına ilişkin atama kararı da Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Özarslan’dan boşalan koltuğa ise Prof. İlber Ortaylı’dan sonra Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı olan Prof. Dr. Haluk Dursun getirildi. Cumhuriyet, Dursun’un müsteşar olarak atanacağını ve gerekli resmi yazışmaların yapıldığını 24 Haziran’da duyurmuştu. Özaslan’ın yerine getirilen Prof. Dr. Haluk Dursun, kamuoyunun da yakından tanıdığı bir isim. 2013’te yakınçağ tarihi anabilim dalında da tarih profesörü olan Dursun, hükümete yakınlığı ile de biliniyor. 1989 yılında Zaman gazetesinde yazdığı “Elveda Boğaziçi” başlıklı bir yazı dizisiyle İstanbul Mimarlar Odası’nca “Basında Uzmanlık Ödülü”nü kazanmıştı. 2002 yılında da “Nil’den Tuna’ya” adlı kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği’nce “Gezi Yazarları Ödülü”ne değer görülmüştü. Dursun, aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ Genel Müdür Danışmanı olarak Miniatürk projesinin hazırlanmasında görev aldı. Dursun İçişleri Bakanlığı’nca Türkiye Turing Otomobil Kurumu’nun yönetim kurulu üyeliğine de 2011 yılında “kayyım” sıfatıyla atanmıştı. l ‘Tarımda Kadın’ sergisi 31 Temmuz’a kadar görülebilir ‘Özgürlüğünü geri verin’ Kültür Servisi Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), 17 yıldır hapis tutulan çevirmen Tonguç Ok açıklama yaptı. TYS’nin, Ok’la ilgiTYS, infaz li açıklamasında, “İnsan Hakları Avrupa sisteminin Mahkemesi’nin de indeğişmesini, san haklarına aykırı bulduğu bu infaz siste Terörle Mücadele mi, insan onuruna, ceYasası’nın 17. za ve infaz hukukunun maddesinin derhal mantığına da aykırıkaldırılmasını dır ve idam cezasıyla ve Ok’a eştir” ifadelerine yer verilirken, Türkiye’de özgürlüğünün ceza infaz sisteminin verilmesini talep değiştirilmesi, Terörle etti. Mücadele Yasası’nın 17. maddesinin derhal kaldırılması ve Ok’a özgürlüğünün verilmesi talep edildi. Emeğin kadın elleri Kültür Servisi Gübre Fabrikaları Türk Anonim Şirketi’nin (GÜBRETAŞ) düzenlediği Anadolu’nun dört bir yanında tarım alanında çalışan kadınların fotoğraflarından oluşan “Tarımda Kadın” temalı sergisi 31 Temmuz’a kadar Sabiha Gökçen Havalimanı sergi alanında görülebilir. “Bu Toprağın Renkleri Basın Fotoğraf Yarışması”nda dereceye giren basın fotoğraflarından oluşan sergi, gelecek aylarda Türkiye’nin farklı illerinde de sergilenecek. Sergi, basın mensuplarının tarım konusuna ilgisini artırmayı ve tarımla ilgili görsel arşivi zenginleştirmeyi amaçlıyor. Atina, ‘sokak sanatının Kâbe’si’ olarak nitelendiriliyor Efsane grubun yeni albümü ‘The Endless River’ ekimde çıkacak Ankara’da korsan kitap baskını ANKARA (DHA) Ankara’da eşzamanlı yapılan korsan kitap operasyonunda, mali değeri 2 milyon TL’yi aşan korsan kitap ele geçirildi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü Fikri Mülkiyet Suçları Büro Amirliği yaptıkları çalışmalar sonucu önceden tespit edilen noktalara eşzamanlı operasyon düzenledi. Çankaya, Yenimahalle ve Altındağ ilçelerinde bulunan işyerlerine çok sayıda polisle baskın düzenleyen ekipler, 3 kişiyi gözaltına aldı. Yapılan incelemelerde 111.637 adet korsan kitap ele geçirildi. Kitapların mali değerinin 2 milyon 230 bin TL olduğu ve bu operasyonun Ankara’da son yıllarda yapılan en büyük operasyon olduğu kaydedildi. Osmanlı hayranı olarak biliniyor Berkin her yerde Kültür Servisi Yunanistan’ın başkenti Atina, sokak sanatının binbir örneğine ev sahipliği yaparken, sokaklarda Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeği sonucu yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın resimleri de yer alıyor. Üzerinde Türkçe ve Yunanca yazıların olduğu kimi resimlerde “Affetmeyeceğiz, unutmayacağız” ifadeleri dikkat çekiyor. Diken.com.tr sitesindeki Erdal Güven’in haberine göre, New York Times tarafından “Sokak sanatlarında günümüz Avrupa’sının Kâbe’si” olarak nitenlendirilen Atina’nın “anarşist mahallesi” Elefsina’da Berkin Elvan’ın birçok tasviri bulunuyor. Bazılarında, Berkin Elvan ile Yunanistan’da direnişin sembollerinden Aleksis’in resimleri yan yana görülüyor. Onasis Kültür Merkezi’nde açılan “No Respect” (Saygısızca) adlı sergide ise, sokak sanatçılarının çalışmaları sergileniyor. Tabii usulüne göre: Giriş ücreti yok, fotoğraf ve video çekmek serbest. Pink Floyd geri dönüyor Kültür Servisi Felsefi şarkı sözleri, yenilikli albüm kapakları ve etkileyici sahne şovlarıyla dünyanın en ünlü rock topluluklarından Pink Floyd, 20 yıl sonra “The Endless River” (Sonsuz Nehir) adlı albümle müzik dünyasına geri dönüyor. Pink Floyd’un gitarist ve vokalistlerinden David Gilmour’un birlikte olduğu yazar ve şarkı sözü yazarı Polly Samson, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, topluluğun yeni bir albüm hazırlığı içinde olduğunu duyurarak hayranlarına müjde verdi. Samson, Twitter’a “Ekim ayında ‘The Endless River’ adlı Pink Floyd albümü çıkacak. Rick Wright’ın 1994 yılındaki bestelerine dayanıyor ve çok güzeller” diye yazdı. Haber, 1980’ler ve 1990’larda Pink Floyd’la çalışmış olan şarkıcı Durga McBroomHudson tarafından da Facebook üzerinden doğrulandı. Öte yandan, topluluğun üyelerinden Roger Waters’ın yeni albümde yer almayacağı öğrenildi. Erkan Oğur’dan suç duyurusu n Kültür Servisi Erkan Oğur’a ait olduğu iddia edilen “Erkanı Oğur” hesabından yapılan MİT eleştirisi nedeniyle Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu’nun 5 Temmuz’da Sakarya’daki Park Amfi Tiyatro Sahnesi’ndeki konserin iptal edilmesi üzerine bu hesapla ilgili yasal süreç bugün başlatılıyor. Avukat Kerim İşcan, Erkan Oğur adına bugün Çağlayan Adliyesi’nde cezai işlemle ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle