25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2014 PAZAR 8 HABERLER Çalışmak İçin İzin Aybaşında Ali Sirmen, Cumhuriyet’te tatil izninin okurdan istendiğini yazmıştı. Bu geleneğe saygı duymakla birlikte, ben yazmamak için değil, yazmak için izin istiyorum. Saçma gibi görünüyor, ama bir süredir üzerinde çalıştığım yazı dizisini bayram sonrasına yetiştirmem gerekiyor. Aslında bayramda çalıştığımı bayram sonrası kanıtlamak kaydıyla ve dinlenme için izin hakkımı seçim sonrası kullanmak şartıyla şimdilik bir hafta izin rica ediyorum. Hepinize şimdiden iyi bayramlar. I IŞİD İstanbul’da camileri işgal etti ŞİD’in özellikle Fatih, Ataşehir, Esenyurt ve Bağcılar’da bazı camileri kontrolü altına aldığını belirten Ehlibeyt Âlimler Derneği Genel Başkanı Hasan Kanaatlı, ‘’İnsanları camilerde eğitip Suriye’ye gönderiyorlar’’ dedi. Terör estiren örgütün ibadethanelerde eğitim verdiği iddia ediliyor GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada DoğuBatı karşılaştırmalarında yapılan benzetmelerden biri de şudur: Doğu karar verirken, düşünce oluştururken daha çok kalbini kullanır, Batı ise beynini! Doğu’nun batısındaki, Batı’nın doğusundaki bizler ise her iki yaklaşımın karışımıyla hayata bakıyoruz. Kalbin hiç devrede olmadığı bir düşünce elbette kurudur, insani değerlerden de uzaktır. Buna karşın salt kalbin damarlarından çıkmış bir düşüncenin de yaşamın gerçekleri karşısında tutunma olasılığı çok fazla olmasa gerek. Bu iki bakış insanın günlük yaşamından uluslararası ilişkilere kadar her alanda kendi yerini artırmaya bakar. Churchill’in şu sözü uluslararası ilişkilerin de ana yollarından biri değil midir: “İngiltere’nin hiçbir zaman ezeli dostları ya da ezeli düşmanları olmamıştır, her zaman ezeli çıkarları olmuştur!” 19. yüzyılda dünyanın dört bir yanına uzanan gücüyle “üzerinde güneş batmayan imparatorluk” kuran İngiltere bu yaklaşımını sonraki yüzyıllara da taşıyıp iyikötü örneklerle dünyaya ders oldu. HHH Doğu yaklaşımında ise Churchill’in bakışının tersine kişisel duyguların, kurulan dostlukların ya da düşmanlıkların belirleyici olduğu pek çok örnek vardır. Yıllar önceki Orta Asya gezimin Özbekistan durağında Timur’un mezarı da görmek istediğim yerler arasındaydı. Semerkant’ta gül bahçesi ortasındaki mavi desen ağırlıklı gösterişli anıtmezarın üst katı görüşe açıktı, asıl mezarın olduğu alt bölüm ayrıca görülebiliyordu. Müze görünümlü üst katta, Timur’un imparatorluk yaşamı boyunca yaptığı savaşları ve kazandığı toprakları gösteren haritalar ve anlatımlar vardı. Harita, dünyayı titreten Timur’un sadece dönemin Türk boylarına ve devletlerine karşı savaştığını gösteriyordu. Gezi dönüşü tarih kitaplarına baktığımda böyle bir anlatımın olmadığı, ama analiz içerikli kitaplarda bu gerçeğin altının çizildiğini gördüm. Timur, imparatorluğunun doğusunda Harzemşahlardan batısında Osmanlı’ya kadar sadece Türklerle savaşmıştı. Rotasını çizen söz de şuydu: “Yeryüzünde benden başka Türk imparator olamaz, olmamalı...” Bu yaklaşım beyinde üretilmiş aklın ürünü mü, kalpte çoğalmış duyguların ürünü mü sorusunun yanıtını okura bırakalım. HHH Gerçekçi olan o ki; kalbimiz her şeyi üretme gücüne sahip çok verimli büyük bir topraktır. Beynimizse bu toprakta üretilmiş olanları değerlendiren, pişiren büyük bir mutfak. Kalpbeyin ikilemini, 12. cumhurbaşkanı seçimi sürecindeki tartışmalar aklımıza getirdi. Ülke sevgisinden demokrasiye inancından, iç barış isteminden zerre kadar kuşku duymadığımız kimi insanlardan şu tür sözleri duyuyoruz: “Sandığa gitmek içimden gelmiyor...” “Oy vermeye yüreğim el vermiyor...” “İstemeye istemeye gideceğim...” Yazı aramızda, benim de kalbimden onlarca şey geçiyor. Ama beynim, Türkiye gerçeklerini düşün, teraziyi iyi tart, şöyle olsaydıböyle olsaydı diye değil mevcut durum ne ise ona göre karar ver, diyor. Voltaire’in dediği gibi akıl her şeyi olduğu gibi görmekten başka bir şey değil. Görünen tabloda en büyük lüks her şeye kayıtsız kalıp sandığa gitmemektir. Böyle bir lüksümüz yok. Düşünürken elbette kalbimizin de payı olmalı ama akıl terazisinde tartılmamış hiçbir düşüncenin ağırlığı yoktur! M ilitanların açıkça propaganda çalışması yaptığını ve Caferileri sokak ortasında tehdit etmeye başladıklarını belirten Kanaatlı, konuyla ilgili olarak Bakan Ala’dan randevu talep ettiklerini fakat 10 gündür yanıt alamadıklarını böyledi. ŞAHBAZ’A TEPKİ GÖSTEREN AİLEYE DAVA SİNAN TARTANOĞLU Katilden mağdur yarattılar ALİCAN ULUDAĞ Hükümet, Kıyı Yasası’nda yaptığı değişiklikle sahillerin talan kapsamını genişletmiş oldu Denizi doldurup cami yapacaklar MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Kıyılardaki yapılaşma hız kesmeden devam ederken hükümet, geçen yıl değiştirdiği Kıyı Yasası’nın uygulama yönetmeliğinde bir kez daha değişikliğe gitti. Değişiklikle deniz, göl ve akarsularda “doldurma ve kurutma” işlemi yapılarak elde edilecek araziye “ibadet yeri” yapılabilecek. Yeni düzenlemeye göre ayrıca yat limanlarına da daha yüksek tesis yapılabilmesine olanak sağlandı. AKP, Kıyı Yasası’nın Uygulanmasına Dair Yönetmelik’te 2013’te kapsamlı değişiklikler yapmıştı. Bununla yetinmeyen hükümet, aynı yönetmelikte yeni değişiklikler gerçekleştirdi. Yönetmelikteki 2013’te değiştirilen “Sosyal ve Teknik Altyapı Tesisleri” tanımı yeniden düzenlendi. Yönetmelikte bu tesisler, “Kıyıda yapılması zorunlu olan yapı ve tesislere hizmet veren ve kıyının kamu yararına kullanılmasını sağlayan, dalgakıran, kontrol kulesi, deniz feneri, trafo, su deposu, çekek rampası, biyolojik ve kimyevi arıtma sistemi, pis su ve sintine boşaltma istasyonu, elektrik, su, sağlık ünitesi, PTT, Fax, TV teçhizatı, yağ ve çöp toplama konteynerleri, yangın şebekesi veya itfaiye tesisi, lift sistemi, saniter üniteleri, otopark, yaya yolları, meydan, yeşil alan, çocuk bahçesi ve park ve benzeri altyapı tesisleridir” şeklinde tanımlanıyordu. Değişiklikle bu tanımın içerisine “ibadet yerleri” de eklendi. Yeni düzenlemeye göre kıyıdaki “ibadet yerleri” de “Sosyal ve Teknik Altyapı Tesisleri” sayılacak. Değişiklikle yönetmeliğin “Doldurma ve kurutma yoluyla arazi kazanma” başlıklı maddesi de yeniden düzenlendi. Buna göre denizlerde, göllerde ve akarsularda “doldurma ve kurutma” işlemi yapılarak kazanılacak arazilere “ibadet yeri” yapılabilecek. Böylece kıyılarda doldurularak ya da kurutularak kazanılacak arazilere cami inşa edilebilecek. Daha yüksek tesis! FOTOĞRAF: SEDA KARATABANOĞLU) ANKARA Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ethem Sarısülük’ü vurarak öldürmekten yargılanan Ahmet Şahbaz’ın duruşmaya peruk ve takma bıyıkla gelmesine tepki gösteren Sarısülük ailesine dava açtı. Ethem’in annesi Sayfı ile kardeşleri Mustafa, Cem ve İkrar Sarısülük hakkında polis Ahmet Şahbaz’ı yaralayıp mahkeme heyetine hakarette bulundukları gerekçesiyle düzenlenen iddianamede savcılık, aile için 7 yıl 5 aya kadar hapis cezası istedi. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 23 Eylül 2013’te görülen davanın ilk duruşmasına sanık polis Şahbaz, tanınmamak için peruk, takma bıyık, kaş ve gözlükle katılmıştı. Ailenin avukatları, sanığın perukla gelmesini “gizli sanık” uygulaması olarak eleştirmiş ve itirazda bulunmuştu. Mahkeme ise avukatların, sanığın peruğunu ve takma bıyıklarını çıkarması talebini reddetmişti. İtirazlar dinmeyince mahkeme duruşmanın kapalı yapılmasına karar vermiş ve ardından gerginlik yaşanmıştı. Bu sırada Sarısülük ailesi, Şahbaz’ın üzerine yürüyerek tepki göstermişti. Şahbaz’ın avukatları ise duruşmada yaşananlar nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Şahbaz’ın şikâyeti üzerine Sarısülük ailesi hakkında başlattığı soruşturmayı tamamladı. Mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede, Mustafa, Cem ve Sayfı Sarısülük hakkında Şahbaz’a yönelik yaralama suçundan 1 yıla kadar hapis, mahkeme heyetine yönelik hakaret iddiasından ise kamu görevlisine görevinden dolayı zincirleme hakaret suçundan 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası istendi. Toplamda istenen hapis cezası 5 yıl 1 ay oldu. İkrar Sarısülük hakkında ise aynı suçların yanı sıra Şahbaz’a hakaretten de 2 yıl 4 ay istendi. İkrar Sarısülük, toplamda 7 yıl 5 ayla yargılanacak. Sarısülük ailesinin sanık olarak yargılanacağı dava 17 Ekim’de görülecek. Ailenin avukatı Kazım Bayraktar, yaptığı açıklamada bu davaya tepki gösterdi. ANKARA İstanbul Esenyurt’ta Caferilerin gittiği Muhammediye Camii’nin iki kez saldırıya uğramasının arkasında IŞİD’in olduğu iddia edildi. Caferilerin önde gelenlerinden Ehlibeyt Âlimler Derneği Genel Başkanı Hasan Kanaatlı; Fatih, Ataşehir, Esenyurt ve Bağcılar’da IŞİD’in bazı camileri kontrolü altına aldığını, özellikle Azarbeycan’dan getirilen gençlerin buralarda eğitilip Suriye’ye gönderildiğini belirterek “Bir akşam balkonda otururken, sokaktan cüppeli, sakallı, şalvarlı tipler ‘Suriye’de, Irak’ta Alevileri hamd olsun çok güzel gebertiyorlar. Burada da başlatabilsek’ diyerek geçtiler” dedi. IŞİD tehdidinin giderek arttığına dikkat çeken Kanaatlı, “İnsanlarımız kendi güvenliklerini kendileri sağlamak istiyorlar. ‘Kadınlarımızı eğitelim, silahlanalım, nöbet tutalım, bunları takip edelim’ diyorlar. Biz engel oluyoruz. İçişleri Bakanlığı’ndan randevu istedik, 10 gündür yanıt gelmedi. Koruma isteyecektik” diye konuştu. Caferilerin kullandığı Muhammediye Camii önce kundaklanmış, sonra da tahrip edilmişti. Bu saldırıların arkasında İstanbul’un bazı semtlerinde kontrolü yavaş yavaş eline almaya başlayan IŞİD’in olduğu iddia edildi. Ehlibeyt Âlimler Derneği Genel Başkanı Hasan Kanaatlı, İstanbul’un göbeğindeki IŞİD tehdidinin geldiği boyutları Cumhuriyet’e anlattı. Esenyurt’taki “cami kundaklama” olayının ardından mahallelerde, “İyi olmuş, yakacağız. Burada size ezan okutmayacağız” denildiğini duyduklarını aktaran Kanaatlı, “IŞİD’in etkili olduğu bölgelerden bir tanesi Fatih. Bağcılar’da mağaza açmışlar. Şia aleyhine broşürler dağıtıyorlar” dedi. Kanaatlı, IŞİD sempatizanlarının Ataşehir Kayışdağı’nda dernekler kurduğunu dile getirirken Esenyurt ve Ataşehir ile ilgili çok ciddi iddiaları şöyle sı ‘Ezan okuyamazsınız’ İstanbul Esenyurt’ta Caferilerin gittiği Muhammediye Camii iki kez saldırıya uğradı. Camideki kutsal kitaplar bile yakılırken Caferilerin önde gelenleri saldırı ve tehditlerin artık sokağa taştığını belirtiyor. Caferi gençlerin İstanbul’un göbeğindeki bu tehdide karşı ‘gerekirse silahlanalım’ tepkisi, cemaatin önde gelenleri tarafından engelleniyor. ralıyor: “Medine Camii merkezleri. Azerbaycan’dan gelen gençleri, 23 gün misafir ediyorlar. Suriye’ye gönderiyorlar. Eğitiyorlar. Cüppe giydiriyorlar. Geçen gün bir tanesinin Suriye’den cenazesi geldi. Ataşehirliydi, iki tane de çocuğu vardı. Devletin haberi vardır, olmaması mümkün değil. Esenyurt civarına yerleşen 30 bin civarında Suriyeliden bahsediliyor.” Kanaatlı, alışveriş yaptığı bakkalın kendisine “Sen 2 koruma ile gezsene. Dikkat et sen” dediğini aktardı. Bir akşam da balkonda otururken sokaktan sakallı, cüppeli, topukların görüneceği kadar bol şalvarlı insanların geçtiğini söyleyen Kanaatlı, “Suriye’de Irak’ta Alevileri hamd olsun çok iyi gebertiyorlar.  Bir de burada başla sa diye sataştılar. Cevap vermiyoruz tabii, çekiniyoruz” diye konuştu. Kanaatlı, ‘Her bölgede eşlerimizi eğitelim, gerekirse silahlanalım, nöbet tutalım, biz de bunları takip edelim’ diyorlar. Onlara müsaade etmiyoruz onların da beklediği böyle bir şey. Herkes kendi savunmasını kendi yaparsa devlet devletlikten çıkar” ifadelerini kullandı. Bunun için İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan randevu istediklerini, ancak 10 gündür yanıt alamadıklarını ifade eden Kanaatlı, “Konuyu belirtmedik. Önde olan âlimlerimiz var. Bunlar için can güvenliği ya da bir silah temini isteyecektik” diye konuştu. Bakandan yanıt yok Kanaatlı, bir din adamı olarak IŞİD ile ilgili görüşlerini ise şöyle aktardı: “IŞİD, Arapların Vahabileri gibi harici zihniyetinden. Bu andaki yönetim ya cahildir anlamıyor ya da bilinçli olarak diyalog içindedir. Bu me ‘Emperyalistler kullanıyor’ sele siyasilerin dahi çözeceği mesele değil. Bu Sünni, Şii, Alevi davası değil. Batılı emperyalistlerin içimizden bulduğu ipsiz, sapsız, şizofren, psikopat insanların Müslümanları İslamın aleyhine kullanmasıdır.” CUMARTESİ ANNELERİ Onlara yine bayram yok Kaderine terk edildi Değişiklikle deniz, göl ve akarsularda “doldurma ve kurutma” işlemi yapılarak elde edilecek araziye “ibadet yeri” yapılabilecek. Yeni düzenlemeye göre ayrıca yat limanlarına da daha yüksek tesis yapılabilmesine olanak sağlandı. Yönetmelikteki “yat limanı” tanımında da değişiklik yapıldı. Mevcut yönetmelikte, “Yat limanlarında konaklama tesisi yapılması halinde, bu tesislerin yükseklikleri 6.50 metreyi (2 kat) ve emsali toplam emsalin yüzde 20’sini geçmeyecek şekilde yapılaşma koşulları imar planı kararı ile belirlenir. Yat limanlarında tüm üst yapılarda kot, her binanın köşe kotlarının aritmetik ortalaması alınarak bulunur. Bodrum katlar yapı yüksekliğine ve emsale dahildir” ifadesi yer alıyordu. Yapılan değişiklikle “Bodrum katları yapı yüksekliğine ve emsale dahildir” ifadesi yönetmelikten çıkarıldı. Yani yat limanlarındaki tesislerde bodrum katları yapı yüksekliğine dahil edilmeyecek. Emsalde de dikkate alınmayacak. Böylece daha yüksek yapılar inşa edilebilecek. İstanbul Haber Servisi 487. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, bayramın kendileri için bir anlam ifade etmediğini vurguladı. 1995 yılında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, “Yıllardır meydanlardayız, gidecek bir mezarıİstanbul Haber Sermız bile yok” dedi. visi İnsan HaklaBayramda Başbakan Recep Tayyip rı Derneği (İHD) İstanbul Şubesi CezaevErdoğan’ın, anne leri Komisyonu, otursinin mezarına gi ma eyleminde bu hafdip dua edeceği söyta, cezaevinde kalp leyen Tosun, “Biz ne krizi geçiren Mehmet Emin Özcan’ın serden bu çaresizliğe mahkum ediliyoruz? best bırakılmasını istedi. İHD’nin açıklaArşivleri açın, katilmasında, “Kronik hasleri açıklayıp yargı talıkları olan 76 yaşınlayın” diye konuştu. daki Özcan, kalp krizi 1980 yılı kayıp geçirmesi üzerine kaldırıldığı hastanedeki larından Cemil Kırbayır’ın ağabeyi testlerden sonra ‘SeMikail Kırbayır ise nin için yapılacak bir şey yok’ diyerek cetüm faili meçhul cina zaevine geri gönderilyetleri devletin işledi di. 1 gün sonra ailesi ğini belirterek “Bay tarafından ziyaret ediram gelmiş neyime, len Özcan, görüş kabininde fenalaşarak kan damlar yüreğihücresine geri götüme” diyerek tepkisirüldü” denildi. ni dile getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle