06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 TEMMUZ 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 örgütleri, TIR’lar... Bak şu havuz medyasına hele! Ah eski dostlar eski dostlar... Vicdanla cüzdan arasında olanları bu köşede çok yazdım çok... O Soma’yı, genç ölülerimizi! Sömürü düzenini! Acılar yumağında geçen bir yaşam, “al gülüm ver gülüm” hikâyesi, Filistinli çocuklar ve bizim çocuklarımız... Ne olur bir de hem Filistinli hem de bizim çocuklarımız için gör! Bizim çocuklarımız için de gözyaşı dök! Bırak din, ırk, mezhep, dil ayrımcılığını... İnsanları ayrıştırma “inananlar inanmayanlar” diye, bu ülkeyi “polis devleti” yapma, demokrasiyi, özgürlükleri hayata geçir... O canavarı sen yarattın sen! Senden öncekiler ve sen örgütledin onları, sen getirdin o görevlere, Deniz Kuvvetleri’ni yedin bitirdin, açıkça söyle... HHH Hayat böyle bir şey işte... Zulmü sen yapıyordun, bugün sana yapıyorlar... Altı yıl önce bunları düşünmüyordun bile... 13 ay önce Gezi Direnişi’nde kahramanlaşmıştın, o gaz bombaları, plastik mermiler, basınçlı kimyasal sular hepimizin üzerine atılıp sıkılırken... Eskişehir’de devletin polisi ve kışkırttığı eli sopalı gariban işçi tarafından dövülüp hastanelik edilince... Hastane acil servisinde doktor, Ali İsmail’e “haydi git bir şeyin yok” deyince... Fenalaşan Ali İsmail, hastaneye yeniden gelince... Ve can verince! Otopsi raporu, bir annenin çığlığı... O zulmeden, zulme uğrayan siz! İçiniz hiç acımadı mı? Büyükler küçükler, bu devleti yönetenler, polisler, yargıçlar, savcılar, askerler... Döve döve öldürülen İsmail, Berkin, Ethem, Ahmet, Adana’da köprüden düşen genç komiser, kâğıt toplayan küçük çocuk, Burakcan, Uğur Kurt... Kapkara bir yaşam! Umutsuzluk! Barış dili çoktan unutulmuş, savaş dili! HHH Biz paramparça olmuş genç bedenler gördük, Uludere’ye, hayata şafak sökerken baktık uzun uzun. Hem rüzgâr hem de deniz dalgalarıyla birlikte yaşama sarılmayı öğrendik; senden değil ezilenden yana olduk... Gül mevsiminde sevdalandık, bağbozumunda hüzünlendik! Yıllar böyle akıp gitti bir ırmak gibi! Adaletin, eşitliğin ve adalette dürüstlüğün ne olduğunu... Ne yazık ki kimseye anlatamadık! HHH Yarın izin günüm... Tüm okurların Şeker Bayramı’nı kutluyorum... AKP’de görüş ayrılığı Erdoğan’ın ilk turda seçilmesi durumunda parti yöneticilerinin ‘28 Ağustos’a kadar başbakanlığı sürer’ yorumuna Çiçek’in ardından Arınç da karşı çıktı EMİNE KAPLAN ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ilk turda cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda başbakanlığının ne zaman düşeceği konusunda AKP içindeki görüş ayrılığı derinleşiyor. Parti yöneticilerinin “28 Ağustos’a kadar başbakanlığı sürer” söylemine karşın TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın da YSK’nin kesin sonucu ilan etmesiyle Erdoğan’ın genel başkanlık ve başbakanlığının sona ereceğini söylemesi dikkat çekti. 3 döneme takılan bazı bakan ve milletvekilleri, genel başkan ve başbakan olmasını istedikleri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün partinin yeniden yapılandırılması sürecinde devre dışı bırakılmasını istemiyor. AKP’de, seçimin ilk turda sonuçlanması olasılığına göre nasıl bir süreç işleyeceği konusundaki tartışma büyüyor. Parti yöneticilerinin 28 Ağustos görüşüne karşı TBMM Başkanı Çiçek’in ardından Başbakan Yardımcısı Arınç da bu konuda farklı açıklamalar yaptı. Çiçek, YSK’nin seçim sonucunu ilan etmesiyle Erdoğan’ın başbakanlığının düşeceğini söylemişti. nı, 13 günlük zaman süresinde seçilmiş cumhurbaşkanı olacağını söyledi. Geçmişteki Özal ve Demirel örneklerini veren Arınç, şu görüşleri dile getirdi: “Bir vekâlet söz konusu olacağını zannediyorum. 28’ine kadar sayın başbakanımızın yokluğunda hükümet, bir başbakan yardımcısı veya bakanlardan birisi tarafından vekâletle götürülecek. Bizim açımızdan iki konu var. Genel başkan olmadığına göre tüzüğümüz gereğince kongreye gidilip genel başkanın seçilmesi lazım. Bu azami 45 gün gibi gözüküyor ama 5 gün ya da 15 gün sonra da olabilir. Mevcut kongre delegeleri bu işi yapacak. Sayın başbakanımızın arzusu ve isteği 45 günü beklemeden olabilir. 45 günden sonra da olabilir, bir müeyyidesi yok. Ben 15’i ile 28’i arasında başbakanlığa vekâlet durumunun olması gerektiğini düşünüyorum. O arada kongre toplanır. 28’inden önce olursa Sayın Gül’ün başbakanlığa bir belirleme yapması lazım. Başbakanımız, cumhurbaşkanı olarak yemin eder, göreve başlar, AK Parti’den kim genel başkan olursa ona da başbakanlık görevini verir.” Arınç’ın dikkat çektiği vekâlet sistemi, TBMM’nin hazırladığı rapora da yansıdı. Bu çerçevede raporda, Turgut Özal ve Süleyman Demirel’in seçildikleri sırada vekâlet sistemi işletildiği anlatıldı. AKP yönetimi ise boşluk yaşanmaması için Erdoğan’ın milletvekilliğinin 28 Ağustos’a kadar sona ermemesi gerektiğini belirtirken cumhurbaşkanı statüsünün yeminle kazanıldığı görüşünü savunuyor. O Canavarı Sen Yarattın!.. Yıldırma, korku, nefret dalgası, bir bakıyorsunuz kum fırtınasına dönüşüyor... İçerisi ve dışarısı... İçerisi bildiğiniz gibi! Paralel yapı... Haşhaşi... Cemaat... Gözaltına alınan polisler, aralarında Ali Fuat Yılmazer’in de bulunduğu 12 emniyet görevlisinin tutuklanması. Bir ülkede adalet ya vardır ya da yoktur! Hukuk ise gün gelir herkese gerekebilir. Şimdi şöyle yine gerilere gidelim, Türkiye’nin geçmişinde neler olduğunu anımsayalım... Ölümleri düşünelim! Reyhanlı’daki o terör eylemini, onlarca ölümüzü... Kim yapmıştı bu kanlı eylemi? Kendi çocuklarımız ölürken sessiz kalanlar, bugün Gazze’de yaşanan kıyımı gösteriyorlar. Peki bu coğrafyada kıyımlar yaşanırken ne yapmışlardı? O genç insanlara terörist yaftasını yapıştırmışlardı... Oysa çocuklarımız yaşasaydı bugün onlar da Gazze’yi, Filistin’i göstereceklerdi... Bu ülke topraklarında düşman yaratıldı, insanlarımız zindanlarda öldü, kin nefret duygularıyla en acımasız iftiralar yapıldı. Zulmün zulüm olduğunu bir türlü söylemeyenler, bugün o zulümle karşı karşıya... Vicdanları kapkara! Sevgi yok, aşk yok, çiçeklenmiş bir sevgi var! Düşmanlık ve nefret duygusu! Kin! Emperyalizmin şarlatanlığı, yağma, talan, rüşvet! Dünyada kendi çocuklarını öldüren kim varsa hepsine seslenmenin tam sırasıdır: “Yeter artık, yeter!” HHH Yüreğinde sevgi olmayan, barış dili yerine savaş dilini benimseyen, konuşan herkese... İşkencecilere, krallara, diktatörlere, padişahlara, sultanlara sözüm! Zulüm bugün sana yapılıyor değil mi? Şöyle başını çevirip geçmişe, düne bak... O günlerde, yıllarda sen yapıyordun zulmü insanlara... Türkan Saylan’ı anımsadın mı, evinin penceresinden el sallıyordu hani. Sabahın beşinde evi basılmıştı! Unuttun mu kanser hastası olduğunu, söyle bakalım! Gözatına alındı, hastaneye gidemedi... Ve daha sonra öldü! Bilmem o zaman vicdanın sızladı mı senin hiç? İçin acıdı mı? Bu bozuk düzen, insanı insana kırdıran iktidarlar, petrol şeyhleri, köktendinci terör son demek’ ‘YSK’nin ilan etmesi Raporda da ‘vekâlet’ Çiçek ile benzer açıklamalar yapan Arınç, önceki gün bir televizyon programında Erdoğan’ın 10 Ağustos’ta seçilmesi durumunda 15 Ağustos’ta kesin sonucu YSK’nin ilan etmesinin ardından partiyle ilişiğinin kesileceğini, genel başkanlık ve milletvekilliğinin sona ereceğini ancak 28 Ağustos’a kadar cumhurbaşkanı yetkilerini kullanamayacağı Haber Merkezi Ankara’da açılışı yapılan içinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bulunduğu Piri Reis Yüksek Hızlı Treni (YHT), Sakarya’nın Arifiye garında durmayınca burada Vali Hüseyin Avni Coş ile birlikte bekleyen yaklaşık 200 kişi hayal kırıklığı yaşadı. Piri Reis YHT’si ilk seferini önceki gün Erdoğan ile Ulaştırma ve Denizcilik Bakanı Lütfi Elvan ve eski Bakan Başbakan Danışmanı Binali Yıldırım ile yaptı. YHT’nin Sakarya’da duracağını düşünen birçok kişi Arifiye garına gitti. İstasyonda ses düzeni hazırlandı, halı serildi. Uzun bekleyişin ardından istasyonda durmayan tren, bakanların el sallamasıyla yoluna devam etti. YHT’nin Arifiye istasyonunda durmaması, Nesli Çölgeçen’nin yönettiği “Selamsız Bandosu” filmini hatırlattı. Başrolünde Şener Şen’in oynadığı filmde, cumhurbaşkanını karşılamak üzere kurulan bandonun hazırlıkları anlatılıyordu. Filmde de cumhurbaşkanı sadece elini trenin camından dışarı sallayarak kasabadan geçip gidiyordu. YHT ‘selamsız’ geçti Vali Coş bakakaldı l Üyeler seçim sürecini izlemeye başladı Buharlaşan RTÜK dosyaları ortaya çıktı FIRAT KOZOK ANKARA Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nda (RTÜK) Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde televizyonların üç cumhurbaşkanı adayına ayırdığı sürelere ilişkin izleme raporları üst kurul üyelerine ulaşmayınca, “paralel izleme” süreci başladı. Üst kurulun muhalefet kontenjanından seçilen üyeleri, televizyonları izleyerek adaylara ayrılan süreyi belirleme ve eşitliğe aykırı yayın yapma görevini, bizzat kendileri üstlendi. Bu arada RTÜK’te YSK’nin gönderdiği, ancak kaybolduğu ortaya çıkan 30 Mart yerel seçimlerine ilişkin YSK’nin ihlal kararları ortaya çıktı. Üst kurulda yaşanan tartışmalar ve Cumhuriyet’in haberlerinin ardından, dosyalar sürpriz bir şekilde RTÜK’ün kayıtlarına girdi. Üst kurulda CHP kontenjanından seçilen Süleyman Demirkan ile HDP kontenjanından seçilen Ahmet Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde televizyon kanallarının adaylar Tayyip Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş’a ayırdığı sürelere ilişkin uzmanların hazırladığı raporların ulaştırılması gerektiğini dile getirdiler. RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi’nden herhangi bir izleme raporu üyelere ulaşmayınca, özellikle muhalefet kontenjanından seçilen üyeler kendi olanaklarıyla “izleme süreci” başlattı. Bu arada Üst kurulun son toplantısında daha önce TRT Haber’e verilen uyarma veya program durdurma kararına benzer bir karar, TRT Türk için de gündeme geldi. TRT Türk’ün Erdoğan’a daha fazla süre ayırdığını belirleyen üst kurul, ilgili karar dosyasını YSK’ye gönderdi. Üst kurul iktidara yakınlığıyla bilinen 10’a yakın televizyon hakkında da cumhurbaşkanı adaylarına yönelik adil yayın yapmadıkları gerekçesiyle yaptırım kararları alarak YSK’ye iletti. Bu arada RTÜK’te kaybolan 30 Mart yerel seçimlerine ilişkin YSK’nin ihlal kararları, nihayet ortaya çıktı. Dosyalar, kurulda yaşanan tartışmalar ve Cumhuriyet’in haberlerinin ardından sürpriz bir şekilde geçen salı günü RTÜK kayıtlarına girdi. Ortaya çıkan 60 dosyanın, YSK’nin televiyonlar hakkında, “son gün seçim yasaklarını ihlal, Türk bayraklı reklamlar ve Saadet Partisi’nin” şikâyetlerini içeren kararlar olduğu öğrenildi. TRT Türk’e de ceza
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle