21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEMMUZ 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Ballı tahsis isyanı Bakan Güllüce ‘3. Köprü içme suyuna zarar verir mi’ sorusundan kaçtı AHMET ŞEFİK Tersane sözüyle verilen 160 dönümlük arazi 6 yılda hiçbir taahhüdü yerine getirmeyen şirkete bu kez 49 yıllığına bedelsiz tahsis edildi Dış Faktöre Dikkat! İç politikadaki gelişmeleri değerlendirmeye çalışırken dış faktöre gerektiğinden fazla önem vermenin sakıncalarından sık sık söz ederim. Bu arada, netameli bir bölgede yaşadığımız ortadadır; bölgemizde olup bitenlerin dış faktör olarak kabul edilmemesi, “derin strateji” kapsamında eski Osmanlı toprakları oldukları da hesaba katılarak onlara iç faktör muamelesi çekilmesi yerinde olacaktır! Bu kapsamda; cumhurbaşkanlığı seçimine günler kala bölgemizdeki gelişmeler gündemi belirler hale geldi. Adaylara sorulan sorular, demagojik olmayan ya da hiç gelmeyen, gelmese de merak edilen yanıtlar ister istemez kafamızı kurcalıyor. HHH IŞİD’in elindeki konsolosluk mensupları ne zaman kurtulacaklar? Bu terör örgütü ile ilgili son günlerde ortaya atılan iddialar gerçeği yansıtıyor mu? Bu örgüte lojistik destek verildiği doğru mu? Suriye politikamızdaki başarı ne zaman taçlanacak? Ya da İsrail’in Gazze’ye saldırısı... Hamasi nutuklardan başka bir şey duyamıyoruz. Başbakan’ın kızının konsolosluk önünde “İsrail adımlarına dikkat etsin” uyarısına, “makamını” dikkate alarak büyük bir önem atfediyoruz kuşkusuz, ama bu sert tutumun sonuçlarını da bekliyoruz milletçe!.. HHH Bir de şöhreti sınır ötesi ABD senatörü McCain’in senato sınavında Türkiye’ye büyükelçi atanacak elçi adayı Bass’e sorduğu soru var ki, insan iç faktör mü desin, dış faktör mü bilemiyor! Dün, bugün çok sayıda köşe yazarı bu “elçi sıkıştırma seansı”nı farklı boyutlarıyla ele aldılar. Örneğin ABD’nin muktedir Başkanı Obama’nın aslında bir elçi bile atayamadığına dikkat çektiler. Başkan ama elçi bile atayamıyor. Böyle başkan mı olurmuş? Gelse de bizdeki var olmayan başkanlık sistemini enine boyuna bir incelese; Amerikan demokrasisine büyük katkıda bulunmuş olur, gani sevaba girerdi. HHH ABD’li hanımefendiler kaç çocuk doğurmalı? Sporcuda dövme caiz midir? Kupon araziler konusundaki yetkiler devredilebilir mi? Yargıtay’a, Danıştay’a başkan nasıl seçilir? Anayasa Mahkemesi’ni hizaya getirmenin yolları nelerdir? Genelkurmay başkanları, valiler, müsteşarlar, cümle memurlar kime aittir? Bu konularda sıkı bir eğitim her şeyi değiştirirdi. Şimdi tutmuş bir ABD senatörü, olmamış elçiye “Erdoğan’da otoriterlik eğilimleri var mı” diye soruyor. Sormakla kalmıyor, sıkıştırıyor; “yanıtla, yanıtlamazsan nah gidersin Türkiye’ye” der gibi bir havası var. Sanırsınız ki ABD’yi Obama değil de McCain yönetiyor. Şimdi bu elçi adayı senato sınavını atlatırsa Türkiye’ye büyükelçi olarak gelecek mi? Diyelim geldi; daha başkan olmadan “Olağanüstü Yetkili” başkanlığını ilan etmiş olan Başbakan ona yalnız Türkiye’yi değil dünyayı dar etmez mi? Eder! Şu son yıllarda Türkiye’de görev yapmış ABD elçilerinin haline bir bakın, bu öngörünün ne kadar yerinde olduğunu anlayacaksınız. HHH Dış faktör tamam abartmayalım, bizim için çok da önem taşımaz ama her ülke için öyle değildir. Örneğin ABD bundan böyle etkili bir dış faktör olarak Türkiye’yi dikkate almak zorundadır. Yalnız ABD mi? Kuşkusuz hayır; başta bölge ülkeleri ve dahi bu bölgeyle iş yapmak isteyen yedi düvel, Türkiye’nin kendini “derin” bir şekilde hissettiren, bölge ülkelerinde elçi bile bulundurmadan olanı biteni damardan etkileyen dış politikasını ciddiye alsalar, bir yana bırakılamayacak bir dış faktör olarak hesaba katsalar iyi olacaktır. Bu lafım yalnızca senatoya sormadan bir büyükelçi bile atayamayan Obama’ya değil, aynı zamanda o senatöre de. Kendini dev aynasında mı görüyor nedir? Altı üstü bir senatör. Bizde olsaydı “benim vekilim” kadrosuna bile giremezdi. TRABZON Sürmene ilçesinde Çamburnu ve Yeniay bölgelerinde çoğu dolgu 160 dönümlük arazi, 6 yıl önce “5 bin kişinin çalışacağı tersane yapımı” için, Beşiktaş Kulübü Asbaşkanı Ahmet Nur Çebi’nin yönetim kurulu başkanı olduğu Nur Gemicilik ve Ticaret AŞ’ye bedelsiz tahsis edildi. Devlet bu alana en az 100 milyon dolara yakın harcama yaparken şirket hiçbir taahhüdünü yerine getirmedi. Alanın başka amaçlarla değerlendirilmesi için çalışmalar sürerken Maliye Bakanlığı alanı bu kez 49 yıllığına yine aynı şirkete bedelsiz tahsis etti. AKP hükümeti 2007 seçimleri öncesi kentte büyük bir tersane yapacağı sözünü verdi. Trabzon’un Sürmene ilçesinde, geleneksel yöntemlerle gemi inşası yapılan Çamburnu ve Yeniay bölgeleri birleştirilerek 5 bin kişinin çalışacağı, Karadeniz’in en büyük tersane projesi için harekete geçildi. 160 dönümlük alan, 100 milyon dolar harcanarak Beşiktaş Kulübü Asbaşkanı Ahmet Nur Çebi’nin yönetim kurulu başkanı olduğu Nur Gemicilik ve Ticaret AŞ’ye 6 yıllığına bedelsiz olarak tahsis edildi. Ancak şirket sürenin bu yılın nisan ayında dolmasına karşın hiçbir taahhüdünü yerine getirmedi. Sürenin dolmasından önce, denizcilik ve tersanecilik sektöründe yaşanan kriz nedeniyle Nur Gemicilik’in öngörülen yatırımı yapamayacağı bizzat hükümet yetkilileri tarafından açıklandı. 17 Aralık yolsuzluk operasyonunda adı geçince istifa eden Erdoğan Bayraktar’ın Çevre ve ‘Bu kabul edilemez’ l Alanın Başbakan Erdoğan’ın talimatı ile Nur Gemicilik ve Ticaret AŞ’ye tahsis edildiği iddia edililirken Trabzon’daki iş çevreleri bu duruma sert tepki gösterdi. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, “Şirket bugüne kadar verdiği hiçbir sözü yerine getirmedi. Bundan sonra da getirmeyeceği ortada. Trabzon kamuoyunun ve kanaat önderlerinin muvaffakiyeti alınmadan yapılan bu tahsisat kabul edilemez. Trabzon’a hiçbir yatırımı olmayan, Trabzon üzerinden rant sağlayanlara bu haksız tahsisatın yapılmasını kamuoyuna havale ediyoruz” dedi. Şehircilik Bakanı olduğu dönemde bölgeye tersane yapılması için başka şirketlerle de görüşüldü ama sonuç alınamadı. Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası ile Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) öncülüğünde hazırlanan bir proje ile bu bölgenin, uluslararası ticarete hizmet verecek lojistik merkez olması için talepte bulunuldu. Trabzon iş çevreleri alanın değerlendirilmesi için çalışmalarını sürdürürken, Maliye Bakanlığı, bu alanı, tersane yapma sözünü yerine getirmeyen Nur Gemicilik ve Ticaret AŞ’ye 49 yıllığına bedelsiz tahsis etti. Altın tepside sunuldu ‘İSKİ’ye ‘Lojistik merkez olsun’ talebi sorun’ Kartal’da TEK deprem toplanma alanı DA imarA açıldı ÇİĞDEM TOKER ANKARA Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, 3. köprü yapımı kapsamında süren kazı ve inşaatın İstanbul’un su kaynaklarını olumsuz etkileyip etkilemeyeceği sorusuna yanıt veremedi. Güllüce, köprü inşaatının Boğaz’daki deniz canlılarına zarar verip vermeyeceği sorusunu da cevaplamadı. 3. köprü projesini üstlenen Astaldiİçtaş konsorsiyumunca hazırlatılan 327 sayfalık Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirme Raporu’na (ÇSED), bir süre önce iki ayrı yazıda değinmiştik. 3. köprünün, su, hava, emisyon, arkeolojik miras gibi farklı alanlara yapacağı etkiyi, kapsamlı şekilde analiz eden raporda, proje alanındaki 20 ayrı su noktasından alınan numunelerde yapılan analizler sonrasında, su kaynaklarının hassas olduğu vurgulanarak kazı alanlarından, malzeme yığınları, inşaat alanından akacak sızıntıların su kaynaklarına karışma tehlikesine dikkat çekiliyor. Raporda ayrıca, 3. köprüye yakın en önemli ve büyük su kaynağı Ömerli Barajı’nın su kalitesinin olumsuz etkilenme ihtimalinden söz ediliyor. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, yazılarda dikkat çektiğimiz tehlikeleri bir soru önergesiyle Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’ye yöneltti. Tanrıkulu’nun önergesinde su kaynaklarının 3. köprüden nasıl etkileneceğini, Ömerli Barajı’nın su kalitesini, raporda yer alan geçirimsiz yüzey alanlarının artma riskinin doğruluğu, yüksek yağmur suyu debisinin sellere yol açabileceği ihtimaline dair sorular yer aldı. Soru önergesinde ayrıca, bölgesel sera gazı emisyonlarında artış olup olmayacağı ile “deniz kıyısı çevresindeki çalışmalar sırasında, yunusların, muturların ve diğer canlıların zarar görmemesi için alınan önlemler var mıdır?” sorusu da yöneltildi. Bakan Güllüce, Tanrıkulu’nun önergesine gönderdiği yanıtta, önce uzun ifade ve tamlamalarla, on yıl önce yayımlanan Su Kirliliği yönetmeliğine atıfta bulundu. Ardından İSKİ Kanunu’na göre Havza Koruma yönetmelikleri çıkarıldığını belirterek “Bu kapsamda, söz konusu 3. köprünün yapılacağı alanda yer alan su kaynaklarıyla ilgili görev, yetki ve sorumluluk İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’ndedir” dedi. Böylece “su” gibi yaşamsal bir konuda yarım sayfayı aşan açıklamaya karşın somut bir cevap vermekten kaçınarak topu İSKİ’ye atan Güllüce, ÇSED raporunda, 3. köprünün deniz kenarındaki inşaatının yunus ve balıklara zarar verme olasılığına karşı “Ne gibi önlemler alındığı” sorusunu ise bütünüyle yanıtsız bıraktı. era gazı emisyonu azalacak Diğer yandan Bakan Güllüce, 3. köprü inşaatı tamamlanınca, karayolu taşımacılığındaki sera gazı emisyonlarında azalma görüleceğini savundu. Bu görüşü “durkalk”ların azalacak olmasına dayandıran Güllüce, aynı soru önergesine verdiği yanıtta şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’nin 2012 yılı toplam sera gazı emisyonları, 439,9. milyon ton CO2 eşdeğeri olup ulaştırmadan kaynaklı emisyonlar son yıllarda artış göstererek toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 14’ünü teşkil etmektedir. Ulaştırma sektöründe kullanılan fosil yakıtlar, ulaştırma kaynaklı sera gazı emisyonlarında en büyük paya sahiptir. Bununla birlikte araçların trafikte geçirdikleri süreler bu emisyonların artmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda 3. köprü projesi ile araçların trafikteki uzun bekleme süreleri ve durkalk diye tabir edilen süreleri kısalacak olup, 3. köprü inşaatının tamamlanması ile karayolu taşımacılığındaki sera gazları emisyonlarında azalma görülmesi beklenmektedir.” S Ya deprem ÖZLEM GÜVEMLİ Ömerli Barajı’nın suyu olursa! artal’ın depremde tek toplanma alanı olan 7 bin 500 metrekarelik arazi İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından imara açıldı. Geçen yıl yapılan plan değişikliğine itirazlar reddedildi ve parsele yapılacak meslek lisesi inşaatı ruhsat aşamasına geldi. İstanbul’da 17 Ağustos 1999 depreminden sonra belirlenen toplanma alanları üzerinde de bugün AVM’ler, oteller, rezidanslar yükseliyor. Kartal, Petrol İş Mahallesi’nde endüstri meslek lisesinin arkasında bulunan ve ilçenin depremde tek toplanma alanı olanı olarak ayrılan kamu arazisinin imarı, 2013 yılının Haziran ayında değiştirildi. İBB Meclisi’nde Kartal Güneyi 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nda değişiklik yapılarak 57 numaralı parsel “Deprem Toplanma Alanı”ndan çıkarılarak “meslek lisesi” alanına alındı. Dönemin Kartal Belediye meclis üyesi K İbrahim Doğan bu plan tadilatına askı süresinde itiraz etti. Doğan, Kartal’da “Afet yönetim merkezi ve toplanma alanı” olması gereken alanın meslek lisesi yapılmak üzere imara açılmasının kamu yararı taşımadığını vurguladı. Yapılan işlemin yasaya ve imar mevzuatına aykırı olduğunu, olası bir depremde Kartal’da toplanma alanı kalmadığını belirten Doğan, aynı mahallede geçtiğimiz yıllarda da okul alanı olarak ayrılan parsellerin bir kısmının imara açıldığını anımsattı. Doğan, deprem toplanma alanına meslek lisesi yapılacağını ancak parselin hemen arkasında da bir endüstri meslek lisesi bulunduğunu söyledi. Doğan’ın itirazı geçen günlerde reddedildi ve plan değişikliği süreci tamamlanmış oldu. MEB’e devredilen arazide başlayacak inşaat için ilgili kurumun ruhsat için belediyeye başvurduğu ve henüz projenin onaylanmadığı öğrenildi. Kamu yararı yok TTB’den susuzluk uyarısı n İstanbul Haber Servisi Türk Tabipleri Birliği ve İstanbul Tabip Odası, İstanbul başta olmak üzere pek çok yerde susuzluğun kapıda olduğunu, içmekullanma suyunun yeterli ve güvenli olmaması durumunda bulaşıcı hastalıklar ve endüstriyel kirlilik kaynaklı, kimyasal ve ağır metallerden kaynaklı sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabileceği konusunda uyarıda bulundu. Dr. İncilay Erdoğan, susuzluktan kaynaklı hastalıkların önlenebilmesi için su kaynaklarının dikkatlice incelenmesi ve önlemler alınması gerektiğini vurguladı. ‘Tasarruflu kullanın dersek...’ n IĞDIR (AA) Iğdır’da temaslarda bulunan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İstanbul’un su sorunuyla ilgili olarak endişe edecek bir durum olmadığını ve su kesintisi yaşanmayacağını söyledi. Son dönemlerde güzel yağışların olduğunu belirten Eroğlu, suyun israf edilmemesi gerektiğini kaydederek, “Aracınızı suyla yıkamayın desek su eksikliği var diye endişelenir millet. Ben de öyle bir şey demiyorum. O konuyu da başka bir bakanlıktaki arkadaşımız tasarruf amacıyla söylemiş. Neticede israf etmemek lazım” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle