22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 TEMMUZ 2014 CUMA 6 HABERLER Anayasa Mahkemesi, Hrant Dink cinayeti dosyasında etkili soruşturma yapılmamasını hak ihlali saydı Eksik soruşturuldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başsavcılığı’nda açık olan soruşturnun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne Anayasa Mahkemesi, Agos Gazema dosyasında kısıtlama kararı bubireysel başvuru yaptı. tesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant lunduğunu anımsatan Bakırcıoğlu, bu Anayasa Mahkemesi heyeti, Hrant Dink’in öldürülmesi olayında “etkili dosyadaki gelişmeleri takip edemeDink’in eşi Rakel Dink, kardeşi Orsoruşturma yapılmadığı” gerekçediklerini, evrak alamadıkları, ifadesine han Dink ve çocukları Delal, Arat ve siyle hak ihlali kararı verdi. Yüksek başvurulan kişilerin ifadelerini de göSera Dink’in bireysel başvurusunu mahkeme, kamu görevlileri hakkınremediklerini anlattı. Bakırcıoğlu, bu dün görüştü. Heyetin toplantısında, da yürütülen soruşturma dosyasınkonuya ilişkin yaptıkları başvurularDink cinayetinde “etkili soruşturma da kısıtlama kararı alınması nedeniydan sonuç alamayınca “etkili soruşyapılmadığı” gerekçesiyle Dink aile ailenin bilgi alamamasını da hak turma yapılmadığı” gerekçesiyle kolesinin haklarının ihlal edildiğine kaihlali gördü. Şu an sumen altı edilen nuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdıkrar verildi. Söz konusu karar oybirlidönemin İstanbul Emniyet Müdürü larını kaydetti. ğinde alındı. Celalettin Cerrah ve diğer sorumlu Bu kararla birlikte İstanbul Başerekçe bekleniyor kamu görevlileri hakkında soruştursavcılığı, Dink davasında sorumluluma, bu kararla birlikte tekrar İstanbul Emniyet Müdürlühareketlenecek. ğü görevlileri ve vali yardımu Ailenin başvurusunu değerlendiren Avrupa Hrant Dink’in 19 Ocak cısı hakkında soruşturma iz2007 tarihinde tetikçi Ogün ni verilmemesi kararına da bölİnsan Hakları Mahkemesi’nin “yaşam hakkının Samast tarafından katledilge idare mahkemesinde itiihlal edildiği” ve “kamu görevlileri hakkında mesinin ardından ailenin yapraz ettiklerini ve bu itirazın redetkin soruşturma yapılmadığı” kararının ardından dedildiğini bildiren Bakırcıoğtığı başvuruyu değerlendiren Avrupa İnsan Hakları Mahkebir de bu nedenle Anayasa Anayasa Mahkemesi de Hrant Dink’in öldürülmesi lu, mesi (AİHM), “yaşam hakkıMahkemesi’ne bireysel başvuolayında “etkili soruşturma yapılmadığı” nın ihlal edildiğine” ve “karu yaptıklarını söyledi. Bakırcımu görevlileri hakkında etoğlu, şöyle konuştu: “Kararın gerekçesiyle hak ihlali olduğuna hükmetti. kin soruşturma yapılmadıgerekçesi henüz yazılmadığına” kararı vermişti. Bunun ğı için konuyla ilgili ayrıntılı üzerine Dink ailesi, cinayette sorumbilgimiz yok. Ama karar eğer İstanğu bulunan kamu görevlileri hakkınluluğu bulanan kamu görevlileri hakbul İl Emniyet Müdürlüğü görevlileda kapatılan dosyayı yeniden açmak kında soruşturma başlatılması taleri ve vali yardımcısıyla ilgili ise bu zorunda. Savcılık, bu kapsamda Cerbiyle İstanbul Başsavcılığı’na suç dukişiler hakkında iddianame düzenrah ve diğer polisler hakkında soruşyurusunda bulundu. Ancak İstanbul lenmesi gereklidir. İlk başvuruya turma yürütecek ve cinayet öncesi ve Valiliği dönemin İstanbul Vali Yardımilişkin ise bu durumda da etkin sosonrasında ihmalleri olup olmadığını cısı Ergun Göngür, dönemin Emniruşturma yapılmadığına dair karaaraştıracak. yet Müdürü Celalettin Cerrah ile İstihrın hangi gerekçelere dayandığına Kararı değerlendiren Dink ailesibarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Gübakmamız lazım. Eğer etkin soruşnin avukatlarından Hakan Bakırcıler ve diğer polisler Bülent Köksal, turma yapılmadığı hususu kamu oğlu, Yüksek mahkemeye başvuruİbrahim Pala, İbrahim Şevki Eldigörevlilerini içerecek şekilde belirlardan birinin soruşturmadaki kısıtvan, Volkan Altınbulak, Özcan Özlendiyse bu durumda bir bütün olalama kararı, diğerinin ise kamu gökan, Bahadır Tekin hakkında soruşrak kamu görevlileri hakkında etkin revlileri hakkında soruşturma izni veturma izni vermedi. İdare mahkemesoruşturma yapılıp, iddianame dürilmemesiyle ilgili olduğunu söyledi. si de bu kararı onadı. Dink ailesi buzenlenmesini zorunlu kılar.” Cinayetle ilgili İstanbul Cumhuriyet Rehinelerin Akrabası 37 Günün Hikâyesini Anlattı Tahliye 6 Ay Tartışılmış! Aralarında Musul Başkonsolosumuz Öztürk Yılmaz ile özel harekâtçıların da bulunduğu 46 kişinin IrakŞam İslam Devleti (IŞİD) tarafından rehin alınmasının üzerinden 37 gün geçti. Bugüne kadar sessizliklerini koruyan aileler dün ilk kez basının karşısına çıktı. IŞİD’in elindeki rehinelerden biri çocuk üç kişinin yakın akrabası olan Çanakkaleli öğretmen Muammer Taşdelen, CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran ile birlikte Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Toplantı sonrasında Oran’ın aracılığı ile görüştüğümüz Taşdelen’den konsolosluk baskınından bu yana geçen 37 günde yaşananları dinledik. Akrabaları ile baskın gününe kadar yaptıkları konuşmalar ve baskın sonrasında yaşananlara ilişkin Taşdelen’in güvenlik riski doğurabilecek olanları ayırarak verdiği bilgiler şöyle: Konsolosluğa ilk saldırı Eylül 2013’te, ikincisi Mayıs 2014’te olmuş. Bu yılın ocak ayından itibaren Musul Konsolosluğu’nun tahliyesi tartışması gündemdeymiş. (Bu bilgiyi başka aileler Umut Oran’a teyit etmiş). Her gün Ankara’ya rapor veriliyormuş. Baskından üç gün önce başkonsolos personelin tahliyesi için Ankara’ya son talep yazısını göndermiş. Bir yanıt gelmemiş. IŞİD’in ilerlemesi başlayınca, konsolosluk personeli 9 Haziran gecesini sığınakta geçirmiş. Ankara’dan her an tahliye emri beklediklerinden, Türkiye’deki ailelerine “İstanbul’da bizi karşılayın” mesajı dahi göndermişler. 10 Haziran’da IŞİD konsolosluğun etrafını çevirdiğinde, konsolosluk içindeki hava “Ortalık yatıştı, buraya girmezler” şeklindeymiş. 11 Haziran öğle saatlerinde ise IŞİD konsolosluğu teslim almış. Dışişleri Bakanlığı’ndan ailelere ilk telefon 11 Haziran akşam üzeri gitmiş. “Sağlık durumları iyi. Endişelenecek bir şey yok. Sağ salim dönmeleri için en üst düzey girişim yapılıyor” bilgisi verilmiş. Devlet ya da hükümetten üst düzey hiç kimse aileleri aramamış. Baskından 15 gün sonra, 27 Haziran’da Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru aileleri Ankara’ya davet etmiş. Toplantı öncesinde tüm telefonlar toplanmış. Koru toplantıda, “Olay çok hızlı gelişti. Böyle bir saldırı yaşanacağını tahmin edemedik” bilgisini vermiş. Koru, personelin sağlık durumu hakkında sürekli bilgi sahibi olduklarını ve personelin her türlü ihtiyacının da karşılandığını aktarmış. Koru’nun verdiği bir başka dikkat çekici bilgi ise alıkonulanlar arasında yer alan küçük çocuklardan birinin sağlık durumunun bozulması üzerine “Türkiye’den doktor gönderildiği” bilgisi. Ancak bu bilgiyi veren Bakan Yardımcısı Koru’nun, ailelerin “Çocukların hangisi hasta” sorusuna yanıt verememesi aileleri şaşırtmış. İlk günden itibaren ailelere yapılan bir de “sus” uyarısı var. Taşdelen’den duyduğumuz bu uyarıyı, CHP’li Umut Oran da temas içinde olduğu diğer ailelerden öğrenmiş. Dışişleri yetkilileri, ailelere, “IŞİD teknolojiyi çok iyi kullanabilen bir örgüt. Konsolosluk konusundaki gelişmeleri telefonla ya da email ile hiç kimseyle konuşmayın, yazışmayın” uyarısında bulunmuşlar. Bu uyarı nedeniyle aileler kendi aralarında dahi telefonla konuşmuyormuş. Muammer Taşdelen, devlet birimlerinden yapılan bilgilendirme konusundaki sıkıntıyı da şöyle aktardı: “Bize iki telefon numarası ile Dışişleri’nde konsolosluk biriminden bir yetkilinin ismini verdiler. İlk günlerde telefonlarımıza ‘En üst düzeyde ilgileniyoruz’ yanıtı veriliyordu. Bir kez bakanlıktaki toplantı için aradılar. Bir daha hiç aramadılar. Bizim aradığımız o yetkili de artık telefonlarımıza dönmüyor.” G Altı ay tartışılan tahliye Dava tıkandı CANAN COŞKUN Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledilmesine ilişkin davada, Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmamasına ilişkin karar yine çıkmadı. Yargıtay’ın örgüt üyeliğinden yargılanması gerektiğini belirterek hakkındaki beraat kararını bozduğu ve 1 yıldır yakalanamayan Ahmet İskender’in bozmaya ilişkin beyanı sorulamadığı için dava 30 Ekim’e ertelendi. Mahkeme heyeti, Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz’ün Dink cinayetiyle ilgili görevi ihmal gerekçesiyle yargılandığı davanın, İstanbul’daki ana davayla birleştirilmesine ilişkin istemini reddetti. Dava öncesinde adliye önünde toplanan “Hrant’ın arkadaşları”, Dink cinayetinde kusurlu olduğu iddia edilen 9 kamu görevlisi hakkında dava açılmasını istedi. (Fotoğraf: SEDA KARATABANOĞLU) Bir gece sığınakta kaldılar İstanbul’a tartışmalı atamalar CANAN COŞKUN Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu önceki gün yayımladığı “Birinci Bölge Adli Yargı Hâkimlerinin Müstemir Yetkilerinin Belirlenmesine İlişkin Duyuru” ile İstanbul’da yapılacak tüm operasyonlarda arama el koyma tutuklama, tutukluğa itiraz konularını karara bağlayacak 6 Sulh Ceza Hâkimliği kurdu. İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği’ne getirilen İslam Çiçek, 17 Aralık operasyonu kapsamında tutuklu olan eski İçişleri bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Rıza Sarraf, Özgür Özdemir ve Hikmet Tuner’i tahliye etmişti. İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği’ne getirilen hâkimlerden Hulusi Pur ise 17 Aralık operasyonunda tutuklanan Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da aralarında olduğu 6 kişiyi tahliye etmişti. Pur, ayrıca ünlü piyanist Fazıl Say’a verdiği hapis cezası ile gündeme gelmişti. İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği’ne getirilen Recep Uyanık ise Süleyman Aslan’ın aralarında olduğu isimlerin mal varlığına konulan tedbir kararını kaldırmıştı. Hâkim Uyanık, gazeteci yazar Sevan Nişanyan’ı 13 ay 15 gün hapis cezasına çarptırmıştı. Uludere AYM’ye taşınıyor ‘Yaşam hakkı, adil yargılama hakkı, işkence yasağı ve etkin soruşturma hakkının ihlal edildiği’ savunuluyor Brifingde telefonlar toplandı DİYARBAKIR (DHA) Uludere’nin Irak sınırında 28 Aralık 2011 gecesi düzenlenen ve 34 kişinin yaşamını yitridiği hava operasyonuyla ilgili Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın “Şüpheliler kaçınılmaz hataya düşmüşlerdir” gerekçesiyle takipsizlik kararı vermesi ve yapılan itirazın da reddedilmesi üzerine dosya Anayasa Mahkemesi’ne taşınıyor. HDP’den yapılan açıklamada, kararın kesinleşmesinin ardından avukatların cuma günü bireysel başvuru kapsamında AYM’ye buşvuracakları belirtildi. Türkiye’nin hemen her barosundan bin avukatın vekâlet koyduğu ve yarın AYM’ye verilecek dava dilekçesinde “Yaşam hakkı, adil yargılama hakkı, işkence yasağı ve etkin soruşturma hakkının ihlal edildiği” savunuluyor. ‘Tedavi için doktor gitti’ kurusun’ ‘Unutursak kalbimiz Alevi türbesi cami oldu MEHMET MENEKŞE AMASYA Tokat’ın Erbaa ilçesine bağlı Keçeci köyündeki Horasan erenlerinden Keçeci Baba Türbesi camiye çevrilerek müftülük tarafından kadrolu imam atandı ve köyde beş vakit ezan okunmaya başlandı. Erbaa Kaymakamı Abdülkadir Demir’in inançlarına saygı gösterilmesini isteyen köylülerin tepkisi üzerine “Müslüman olan Türkiye’de ezanı mı susturmak istiyorsunuz. Ben o zaman sizin Müslümanlığınızdan şüphe ederim” dediği belirtildi. Köy Muhtarı Gürsel Gürbüz, “Köyümüzdeki Keçeci Baba Türbesi Osmanlı döneminden kalma bin yıllık bir yapı. Birkaç yıl önce çıkan yangının ardından tamire alındı. Kaymakamlık ve müftülük de yardım etti. Daha sonra bizim bilgimiz dışında buraya imam atadılar. Burası cami değil, minaresi de yok” dedi. Sorunun çözümü için Erbaa Kaymakamı Demir’e başvurduklarını belirten Gürbüz, “Görüşmede, ‘Kaymakam Bey, bizim orada namaz kılmazlar, oruç tutmazlar, camiye gitmezler, bunlar bizim inancımızda yok, sen boşa imam atamışsın’ dedim. Bunun üzerine kaymakam bey, ‘Olsun, orada bir cami var. İlla ki ezan okunacak. Ezana karşı gelen Müslüman değildir’ dedi. Kaymakama ‘Bizim dedemiz de var, hocamız da var. Biz kendi yağımızla kavruluyoruz’ dedim. Kaymakam bey artık buranın cami olduğunu belirterek buraya imam atamak zorunda olduğunu söyledi. Köyde imamın gitmesi için imza topluyorlar. Başarılı olurlar mı bilemem” diye konuştu. Köyde yol, su gibi birçok sorun bulunduğunu anlatan Muhtar Gürbüz, Makamlarda insanımız olmadığı için hizmetlerden mağdur kalıyoruz” dedi. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Fevzi Gümüş de AKP iktidarında Alevilere yönelik asimilasyon politikalarının hızlandığını vurgulayarak “Vali, kaymakam AKP’nin değil devletin valisi, kaymakamı gibi davranmalı” dedi. Erbaa Kaymakamı Demir, geçen hafta köyde iftar verdi. Demir’in sadece birçok Alevi köyünde iftar yemeği düzenlediği belirtilirken bu durum tepki çekti. Demir, sorularımıza yanıt vermek istemedi. ‘Aman konuşmayın, yazmayın’ İHD 28 yaşında İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, derneğin kuruluşunun 28. yıldönümü nedeniyle Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde eylem yaparak, insan hakları savunucularının karşılaştıkları baskılara dikkat çekti. İHD İstanbul Şube Başkanı avukat Abdulbaki Boğa, hasta tutuklu ve hükümlülerin durumuna dikkat çekerek “İnfaz Yasası’nın ‘müebbet hapse mahkumların cezası hiçbir suretle ertelenemez’ hükmü mahpusları öldürüyor” diye konuştu. Eylem sırasında bir cezaevi ring aracının İHD’lilerin üzerine sürülmesi üzerine Boğa “İşte insan hakları savunucularına saygı bu kadar. Bize tahammülleri yok. Kim bilir mahpuslara nasıl davranıyorlar” şeklinde tepkisini dile getirdi. ‘Pala silah sayılır’ CANAN COŞKUN Gezi Parkı eylemlerinde bankacı E.Y’ye palayla saldıran ve tekme atan Sabri Çelebi davasında mahkeme gerekçeli kararında “palanın suçta kullanılması halinde silahtan sayılacağını” belirtti. İstanbul 27. Sulh Ceza Mahkemesi, Çelebi’yi 4 taksitte ödenmek üzere 9 bin TL para cezasına çarptırılmıştı. Bir daha suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmişti. Çelebi’ye 9 yıldan 27 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın yargılaması ise İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. İddianamede, “pala” değil “satır” ve “sopa” sözcükleri kullanılıyor. HDP Merkez Yürütme Kurulu adına yapılan ve “Roboski için 1000 avukat kampanyasını selamlıyoruz” denilen açıklamada, Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından takipsizlik kararı verildiği ve cezasızlık durumuyla karşı karşıya kalındığı vurgulandı. Açıklamada, “Roboski dosyasıyla ilgili çeşitli devlet kurumlarının ve yargı mercilerinin soruşturmayı engelleme ve örtbas etme girişimlerine karşı mücadele edilecek. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılması kapsamında, Türkiye’nin hemen her barosuna mensup 1000 avukat, bu katliam dosyasının Anayasa Mahkemesi’nde takipçisi olacak, katliamın askeri ve sivil faillerinin cezalandırılması için hukuki mücadeleyi yürütecektir. Bu kapsamda, tüm demokrasi güçlerini, hukuk ve adalet arayışı için 18 Temmuz Cuma günü saat 14.00’te Anayasa Mahkemesi’nde yapılacak olan bireysel başvuruda, ‘Unutursak kalbimiz kurusun’ şiarıyla Roboskili ailelerin yanında olmaya davet ediyoruz” denildi. ORAN: SİYASİ SORUMLU HÜKÜMET Taşdelen’i kamuoyunun önüne çıkmaya ikna eden CHP milletvekili Oran da, IŞİD’in elindeki 49 yurttaş ve ailelerinin yaşadığı sıkıntıların tek sorumlusunun siyasi iktidar olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Konsolosluğu zamanında tahliye ettirmediniz. Rehine sayısının kaç olduğunu (Arkadaşımız Fırat Kozok’un geçen hafta gündem yaratan özel haberini anımsatarak) bile tam bilmiyorsunuz. Hangi bebeğe doktor gönderdiğinizi bilmiyorsunuz. Aileleri basınla konuşmasınlar diye ‘IŞİD teknolojiye çok hâkim’ diye korkutuyorsunuz. Üstüne üstlük de basına yasak getiriyorsunuz. Hiçbir şey olmamış gibi yurtiçi, yurtdışı gezilere devam ediyor, Cumhurbaşkanlığı kampanyası sürdürüyorsunuz. Şu anda tek önceliğiniz esir alınan yurttaşlarımızın Türkiye’ye getirilmesi olmalıdır.” Başbakanlık Teftiş Kurulu, Devlet Denetleme Kurulu ve Anayasa Mahkemesi’ne konsolosluk baskınıyla ilgili basın yasağının kaldırılması için başvuruda bulunduğunu belirten Oran, bu olayda ihmali olan hükümet yetkilileri ile kamu görevlilerinin soruşturulması ve devletin el birliğiyle bu konuda harekete geçip sonuç alınması çağrısında bulundu. Cemevi yine yok sayıldı MAHMUT LICALI ANKARA AKP, Alevi yurttaşların haklarıyla ilgili pek çok adım atıldığı yönünde söylemlerine karşın; cemevlerini ibadethane statüsü dışında tutarak uyguladığı ayrımcılığa devam ediyor. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın Konya’nın Orhaniye köyündeki bir cemevinin elektrik faturasının geç yatırılması nedeniyle tebligat yapılmadan kesilmesiyle ilgili sorusu üzerine Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler; verdiği yanıtta cemevi ifadesine bile yer vermedi. İşler, cami, mescit, havra, sinagog, kilisenin aydınlatma giderlerinin karşılandığını bildirirken, cemevlerini “ibadethane dışı mekân” diye tanımladı. Cemevlerinin diğer ibadethanelerde olduğu gibi elektrik ve su giderlerinin kamu tarafından karşılanması icin yasa önerileri verildiğini belirten Kart, düzenlemenin yapılmasının hangi gerekçeyle engellendiğini sordu. Kart, “Bu engellemenin sürdürülmesi vatandaşlar arasında bütçe hakkı üzerinden ayrımcılık yapılması anlamına gelmez mi? Bu ayrımcılığı yapmaya devam edecek misiniz” sorularını yöneltti. Polis kurşunu öldürdü RECEP KAPUCU ERZURUM Erzurum’da bir ineğe çarparak telef eden sürücü ile ineği otlatan iki çocuk arasındaki tartışma yakınlarının da katılımıyla kavgaya dönüştü. Kavgaya müdahele eden polis memuru 14 yaşındaki F.Ç. ile 16 yaşındaki İ.Ç. kardeşleri vurdu. Kardeşlerden F.Ç. yaşamını yitirdi. İsmi açıklanmayan polis memuru savcılık talimatıyla gözaltına alındı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle