28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 TEMMUZ 2014 PERŞEMBE 6 HABERLER Katliam aklanıyor Mahkeme 1.’liği geri verdi ama... FIRAT KOZOK ANKARA Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun, Sivas katliamıyla ilgili raporunda olayla ilgili Aziz Nesin’in konuşmaları ve Pir Sultan Abdal heykelinin dikilmesini sorumlu tutması ve otelin içinde kalan ve yakılan insanları “mevzi kaybetmemek için ısrarla otelde kaldıklarını” ifade etmesi, aileleri ve sivil toplum örgütlerini isyan ettirdi. Rapora yönelik ortak tepki, “Bu rapor; o günkü devletin kendi halkına reva gördüğü bu vahşi katliamın, bugünkü devlet eliyle aklanması girişiminden başka bir şey değildir” şeklinde oldu. DDK’nin Madımak raporuna yönelik tepkiler şöyle: Pir Sultan Abdal Kültür Derneği: Aziz Nesin suçlu, ozanlar anıtı suçlu, Pir Sultan suçlu, derneğimiz suçlu, otopsi yapanlar suçlu vesaire. Suçlu olmayan kim? Şeriat sloganları atanlar, “Cumhuriyet burada kuruldu burada yıkılacak” diyenler, bildiri dağıtanlar, gazete manşetlerinde “Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız” diyenler... ve elbette devletin kendisi suçsuz. Özünde sanıkların masum gösterilmesini amaçlayan bu raporun gerçeği ortaya çıkarmak gibi bir derdi yoktur. Tek amaç vardır, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Madımak katliamı üzerinden Türkiye’de kendi tabanına mesaj vermek, hatta bir yolunu bulup katliam sanıklarını cezaevinden çıkartmaktır. Nitekim Başbakan Erdoğan, katliam sanıklarının ailele Devlet Denetleme Kurulu’nun Madımak raporu aileleri ve sivil toplum örgütlerini isyan ettirdi Okurlardan Önemli Katkılar Hıfzı Deveci, Serbest Danışman: Evet, tarihte hiçbir şey bir anda gerçekleşmiyor. Batı Aydınlanması da bir günde olmadı, uzun çalkantıların, acıların çekilmesi gerekti... Ben Atatürk’ün “laik cumhuriyet” idealini hep “İslamın Rönesansı” olarak gördüm. Uzun sürecekti, kavgalar yapılacaktı, acılar çekilecekti; ama sonunda tüm İslam coğrafyasına egemen olacaktı. Ama 90 yıl sonra artık umudum kalmadı ya da en azından biz göremeyeceğiz, anlaşıldı.    Haklısınız, bütün Ortadoğu bölünürken Türkiye böyle kalamaz, kalamayacak. Hele bu mezhepçi yönetim kadrosu başımızdayken. Türkiye bölünecek ve bu sizin de dediğiniz gibi bir günde olmayacak, önümüzdeki beşon yılı alacak. Korkmamız gereken ise Suriye ve Irak’taki parçalanma örnekleridir. Çoğu insan “bölünme” deyince sadece Kürtleri anlıyor, ama sizin de dediğiniz gibi daha birkaç parçaya ayrılmamız kaçınılmaz. Bizler artık belli bir yaşa geldik, ama çocuklarımız için çok üzülüyorum. “O gün geldiğinde yurtdışında yaşayabilecek şekilde teçhiz edin kendinizi” diyorum sürekli. HHH Basri Koyuncuoğulları: Özellikle BDP/HDP, ikinci tura kalındığında Cumhurbaşkanlığı seçiminde seçmenlerini serbest bırakacaklarını söylüyor. Giderek diktatörleşen, hatta giderek ülkeyi içine kapatan, uygar ülkelerden uzaklaşıp Ortadoğu bataklığında yıldız olmaya çalışan bir yeni Türkiye’ye, BDP grubu neyin karşılığı destek vereceğini yüreklilikle açıklamalı... Tabii RTE’ye Cumhurbaşkanlığı seçimi karşılığı, gündemde Öcalan’ın serbest bırakılması, Irak’ın bölünerek Kürdistan’ın yolunun açılması var. BDP’li Kürt kardeşlerimiz şunu bilmeli: İzmit’teki bir lisede okul birincisi gencin yaptığı mezuniyet konuşması sonrası okul birinciliği elinden alındı. Ben ülkedeki yetmez ama evetçileri, İran’da devimcilerin, destekledikleri Humeyni tarafından katledilmelerini anımsıyorum. Ben de çok coşku ile karşılamıştım, hatta sınıfımızda yabancı öğrenci statüsü ile okuyan İranlı arkadaşlarımız İran’a gidip geliyorlardı, hepsi katledildi. Şahbur Bahtiyar ile Beni Sadr canlarını zor kurtardı. Kürtler RTE’ye verecekleri seçim destekleri ile ülkenin demokratik damarlarının kesilmesine aracılık edecekler, ama zamanla da bu siyasi alışverişten zararlı çıkacaklar. TATSIZ VE ASAP BOZUCU Eren Aysan (Behçet Aysan’ın kızı): Zaten rapor birbiriyle çelişkili ifadeler içeriyor. “Devletin kusuru vardır” ifadesi geç de olsa iyi bir niteleme ama ayrıntılardaki ithamlar tatsız ve asap bozucu. Raporda birtakım insanlardan bahsediliyor ancak, bu insanlar netleştirilmiyor. Ayrıca, DDK’nin sadece varolan durumları değil de, uzun uzadıya dava sürecini de incelemesi gerekiyordu. Otelin içerisinde kalan insanların mevzi kaybetmemeleri konusu çok komik... Otelin önündeki insanlar ne yapıyorlardı, dans mı ediyorlardı? Benim bu raporu anlayabilmem için hazırlayanların zihniyle düşünmem lazım. Çünkü o kadar çok çelişki var ki. riyle yaptığı bir görüşme sonrasında yaptığı açıklamada “çocukların babasız büyüdüklerini, ailelerin mağdur olduklarını” söylemişti. Ayrıca, Sivas davasının firari sanıklarıyla ilgili verilen zamanaşımı kararını değerlendirirken de “hayırlı uğurlu olsun” ifadelerini kullanmıştı. Dolayısıyla bizim nazarımızda bu raporun vicdanları tatmin eden bir tarafı yoktur. Bütün amaç, katliamın utancından kurtulmak isteyenlerin, Madımak’la yüzleşmekten korkanların bu katliama zemin hazırlayan siyasal İslamın rolünü göz ardı edenlerin ustalıkla gerçekleştirdikleri manevrasıdır. Bu rapor; o günkü devletin kendi halkına reva gördüğü bu vahşi katliamın, bugünkü BİR AMAÇ İÇİN HAZIRLANMIŞ Z eynep Altıok Akatlı (Metin Altıok’un kızı): Bende bu raporun tamamen belli bir amaç çerçevesinde hazırlanmış olduğu algısı oluştu. Devlet çeşitli konularda daimi surette kendi işine yarayacak hukuki terimler servis ediyor. Burada da benim gördüğüm kadarıyla “kolektif hafıza” diye bir şey çıkarmışlar. Sünni kollektif hafıza, Alevi kollektif hafıza diyor... Israrla raporda katledilenlerin sayısı 37 diye bahsediliyor. Sadece bir iki yerde doğru rakam var. Bu da başka bir hedef oluşturma çabası. Kısacası bizim 21 yıldır söylediğimiz şeylerden farklı hiçbir şey söylemiyor. Ama satır aralarında endişe verici ifadelere yer veriliyor. devlet eliyle aklanması girişiminden başka bir şey değildir. DDK raporu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından düzenlenen toplantıda da değerlendirildi. Dernek genel başkanı Fevzi Gümüş, raporun sanıkları aklamaya yönelik olduğunu belirterek, “DDK raporu, bizim açımızdan yok hükmündedir” dedi. Avukat Şenal Sarıhan ise, “Sivas katliamı ile yüzleşmenin yolu suçları örtmek değil, kabul etmektir. Sanıkların bir bölümü yurtdışında 21 yıldır örgütlü bir elle korunuyor. İade edilsinler istiyoruz” dedi. Işıtan zamanla yarışıyor İZMİT (DHA) İzmit’te Gazi Anadolu Lisesi’ni birincilikle bitiren ve mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada Gezi Parkı olaylarına değindiği için disiplin kurulu kararıyla okul birinciliği elinden alınan Işıtan Önder ile ilgili olarak Kocaeli 2. İdare Mahkemesi yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Ailenin başvurusu üzerine dosyayı ele alan 2. İdare Mahkemesi, verilen cezanın Avrupa İnsan Hakları Mahkeme ve Danıştay kararları dikkate alındığında hukuka aykırı olduğu kanaatine vardı. Mahkeme, “telafisi güç zararlar doğurabileceğinden” söz sonusu disiplin cezası kararının yürütülmesinin durdurulmasına karar verdi. Baba Mustafa ve anne Ayşe Önder, mahkeme kararını dün öğleden sonra okul yönetimine teslim etti. Mustafa Işıtan, “Yarın (bugün) tercihler için son gün. Saat 24.00’te bitiyor. Okul yönetimine kararı dosya halinde ilettim. Bana kurulun toplanacağını ve görüşeceklerini söylediler. Oysa zaman yok. Bunun hemen YÖK’e bildirilmesi ve elinden alınan birinciliğinin iadesi gerekiyor” dedi. Eğitim Sen Kocaeli Şube Başkanı Suca Omurca da “Acilen ne yapılması gerekiyorsa yapılmalıdır. Bunu idarenin kendisi yapar. YÖK ile mi görüşülür? Öğrencinin isminin birinciler listesine alınması, Işıtan Önder’in isminin yazdırılması gerekir” diye konuştu. ‘Örgütlü bir el koruyor’ 23 çocuğa beraat bir çocuğa hapis İZMİR (AA) İzmir’deki Gezi Parkı eylemlerine katılan ve “Devlet ve özel kişilere ait mallara zarar verme”, “Görevi yaptırmamak için direnme” ve “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet” suçundan 16 ay ile 15’şer yıl arasında hapis cezası istemiyle yargılanan 24 çocuktan 23’ü beraat etti. İzmir 5. Çocuk Mahkemesi, sanık N.N.Y’ye “Görevi yaptırmamak için direnme” suçundan önce 1.5 yıl hapis cezası verdi, ardından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmetti. Satırlarla saldırdılar MAHMUT ORAL DİYARBAKIR ABD Adana Başkonsolosluğu’nun önceki gece Diyarbakır’da düzenlediği iftar yemeğine köktendinci bazı sivil toplum kuruluşlarının üyelerince düzenlenen saldırı kentte tansiyonu yükseltti. ABD Adana Başkonsolosluğu’nun önceki gece Diyarbakır Dağkapı Meydanı’nda düzenlediği iftar yemeğine Hizbullah’ın da aralarında bulunduğu kökten dinci bazı sivil toplum kuruluşlarının üyelerince saldırı düzenlendi. “Kahrolsun Amerika”, “Kahrolsun İsrail” sloganı atan saldırganlar, masa, sandalye ve yemekleri dağıttı, çıkan olaylarda 5 kişi yaralandı. Olayın ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı, Diyarbakır Valisi Mustafa Cahit Kıraç ile makamında görüştü. Gazetecilere açıklamalamda bulunan Kışanak, saldırıdan önce kentte bazı radyolardan kışkırtıcı yayınlar yapıldığını ancak Emniyet’in gerekli önlemleri almadığını vurgulayarak “Bu büyük provokasyondur. Sokakta insanları satırlarla doğrama girişimidir” dedi. Eşbaşkan Anlı da “Diyarbakır büyük bir tehlike atlattı. 5 arkadaşımız hastanede bir kısmı da yoğun bakımda. Diyarbakır Gazze’yle kardeş bir şehirdir. Kürtler Filistin’le en büyük dayanışmayı gösteren halktır” diye konuştu. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) de yayımladığı yazılı açıklamada saldırıyı İsrail’in Filistin halkına, IŞİD’in RojavaKobani’deki Kürt halkına yönelik saldırılarına benzetti. Açıklamada, “Bu saldırı bilinçli ve planlı bir saldırıdır. Esnaflık yapan yurtsever demokrat bir aile olan Ocaklık ailesinin bir bütün olarak saldırıya maruz kalması bunun göstergesi” denildi. ABD iftarının köktendinciler tarafından basılmasının ardından Diyarbakır’da tansiyon yüksek ürkiye’nin zenginleri Avrupa, fakirleri Afrika seviyesinde Metin Türkyılmaz: En zengin beşte birin satın alma gücü paritesiyle milli geliri 42 bin 154 doları bulurken en yoksul beşte bir, 6 bin 89 dolarla geçinmeye çalışıyor. l Zenginlerin ortalama milli gelirde geçemediği 11 ülke, Katar, Lüksemburg, Singapur, Norveç, Brunei Sultanlığı, ABD, Hong Kong, İsviçre, Kanada, Avustralya ve Avusturya’dan oluşuyor. l Türkiye’nin en zengin beşte biri, ortalama milli gelirde, Hollanda, İsveç, İzlanda, Almanya, Tayvan, Kuveyt, İrlanda, Danimarka, Belçika, İngiltere, Japonya, Fransa, Finlandiya gibi dünyanın sayılı zengin ülkelerini ise geçiyor. l Zenginlerin milli gelir ortalamaları, İsrail, Bahreyn, Güney Kore, Bahamalar, Suudi Arabistan, Yeni Zelanda, İtalya ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi zengin ülkelerin ortalama milli gelirlerine ise açık fark atıyor. l Buna karşın, ikinci zengin grup olan dördüncü grubun geliri Polonya, Macaristan gibi orta gelirli ülkeler, ortada yer alan üçüncü grubun geliri, Lübnan, Bulgaristan, Kazakistan gibi ülkeler, yoksullukta ikinci sırada yer alan ikinci grubun geliri,  Ekvador, Tunus, Dominik Cumhuriyeti, Tayland, Çin gibi ülkeler seviyesinde seyrediyor. l En yoksul grubun geliri ise Mısır, Sri Lanka, Bhutan, Angola, Svaziland gibi yoksul Afrika ve Asya ülkelerinin gerisinde kalıyor. l Birinci grubu oluşturan en yoksul yüzde 20 milli gelirin yüzde 6.5’i, beşinci grubu oluşturan en zengin yüzde 20 ise yüzde 45’ini alıyor. l En yoksul grubun bir üstünde yer alan ikinci grubun milli gelirdeki payı yüzde 11, üçüncü grubun payı yüzde 15.6’da kalıyor. l En zengin beşinci grubun bir altında yer alan dördüncü grubun payı yüzde 22’ye ulaşıyor. l İlk 3 grubu oluşturan halkın yüzde 60’ı ortalama milli gelirin altında bir gelirle yaşarken en zengin yüzde 20, milli gelirin 2.25 katı bir gelire sahip bulunuyor. Bozcaadalı gazeteciyazar Prof. Dr. Haluk Şahin’in her yıl düzenlenmesine öncülük ettiği Homeros Günleri bu yıl 23 Ağustos tarihlerinde Bozcaada’da yapılacak. Ozanın Günü ve Homeros Okuması etkinliğinde ana tema “dönüş”. Etkinliğin onur konukları, 43 yıl önce terk ettiği Bozaada’ya dönecek olan Avustralyalı yazar Dmetri Kakmi ile yılın ozanı Nazmi Ağıl. Tema uyarınca, Homeros’tan okuma parçaları Odiseus’un Troya’dan dönüşü ile ilgili bölümlerden seçilecek. Yılın ozanı Nazmi Ağıl’ı etkinliğin kurucu şairi Cevat Çapan tanıtacak. Dr. Nezih Başgelen Bozcaada Sanat Galerisi’nin Itırlı Bahçeside Odiseus’un adasına dönüşü üzerine bir sunum yapacak. Troya Kazı Başkanı Doç. Dr. Rüstem Aslan tartışmayı yönetecek. Anayurt romanının yazarı Kakmi de eski ve yeni Bozcaada’yı karşılaştıracak. Mutlu Torun’un son beş yıldır olduğu gibi bu yıl da ud konseriyle etkinliğe renk katması bekleniyor. 2001’de Prof. Dr. Manfred Osman Korfmann’ın desteğiyle başlatılan etkinliğin 13.’sünde de şafak vakti başlayacak olan Homeros okuması çeşitli dillerde gerçekleşecek. Tatilini bu günlere denk düşürmenizi veya bu şenliğe fiilen katılmanızı tavsiye edeceğim. Ben birinde bulundum, büyük keyif aldım... T ‘Haberi kaldırın’ yazısı yolladı Emniyet’ten portala sansür EMRE DÖKER İZMİR İzmir’de Sivas Madımak katliamını anma etkinliklerine müdahale edilmesi sırasında kadın protestocunun polis saldırısına tepki olarak “Ölülerimizi bile anmamıza izin vermiyorsunuz” demesi üzerine bir polisin “Ölünüzü s.....” şeklinde küfrettiğini öne süren haberi yayınlayan Ege’nin Sesi internet portalına İzmir Emniyet Müdürlüğü, “haberin asılsız olduğunu” ileri sürerek yayından kaldırılması için yazı gönderdi. Yazıda, söz konusu haberin, “5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi hakkında kanunun 9. maddesi gereğince haber ve içeriklerin yayından çıkarılması” istendi. Site yönetimi, İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya imzalı yazıdaki talebin hukuk dışı olduğunu açıkladı. CHP Milletvekili Erdal Aksünger, Emniyet’in hoşuna gitmeyen haberi kafasına göre “çıkarın, kaldırın” diyemeyeceğini belirterek “Kimse kendini hâkim, savcı yerine koyamaz. İçişleri Bakanı Efkan Ala, İzmir Emniyet Müdürü’yle ilgili gereğini yapmalıdır” diye konuştu. Bayrak indireni polis vurdu ANTALYA, (DHA) Antalya’da girdiği polis merkezi bahçesindeki bayrağı indirmeye çalışan 19 yaşındaki Cengiz Önkol, polis tarafından bacağından vuruldu. Muratpaşa ilçesindeki Bahçelievler Polis Merkezi’ne saat 19.50 sıralarında giden Cengiz Önkol, bir konuyla ilgili müracaatta bulunacağını belirterek, polis merkezinin bahçesine girdi. Polis merkezi önünde bir süre çevreye bakınan Önkol, aniden bayrak direğine tırmanmaya başladı. Polis merkezindeki kapı nöbetçisinin uyarısına rağmen tırmanmaya devam eden Cengiz Önkol, bayrağı indirmeye kalkışınca, polis memuru iki kez havaya uyarı ateşinde bulundu. Buna rağmen girişimine devam eden Önkol, sağ bacağından vurulup etkisiz hale getirildi. Önkol, polis tarafından çağrılan ambulansla Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. Konuyla ilgili geniş çaplı araştırma yapan polis, Önkol’un asayiş suçlarından çok sayıda suç kaydının olduğunu belirledi. AYM ölçüyü kaçırdı ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Son dönemde dikkat çeken hak ihlalleri kararlarına imza atan Anayasa Mahkemesi, bu kez şaşırtan bir karara verdi. “habervaktim.com” adlı sitede eşçinseller kastedilerek “sapkınların avukatı” şeklinde ifade kullanılmasının “nefret söylemi” olmadığı kararını verdi. Televizyonlarda 2012’de yayımlanan bir şampuan markası reklamında, Hitler’in ağzından “Kadın elbisesi giymiyorsan, kadın şampuanı da kullanma. Artık yüzde 100 erkek şampuanı Biomen var. Erkeksen Biomen kullanırsın” sözlerine yer verildi. Avukat Sinem Hun reklamın kadın kimliğine yönelik hakaret ile Yahudi yurttaşlara yönelik nefret söylemi içerdiğini belirterek suç duyurusunda bulundu. Bakırköy Başsavcılığı, “yeterli delil” bulunmadığı gerekçesiyle koruşturmaya yer olmadığına karar verdi. Bu karara itiraz edildi. Süreç devam ‘habervaktim.com’ sitesinde eşcinseller için kullanılan ‘Sapkınların avukatı’ nefret söylemi değilmiş ‘Kırmızı fularlı’ kız Paksüt: Basit bir hakaret değil Karara muhalefet eden Osman Alifeyyaz Paksüt, “sapkınların avukatı” ifadesinin basit bir hakaret gibi değerlendirilemeyeceğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Zira olayda, basit hakaretin ötesinde, avukatın savunmasını yaptığı ve korunması gereken grubun üzerinden aşağılanması ve itibarsızlaştırılması gayreti olduğu açıktır. Başvurucu, alelade bir suçluyu savunduğu için değil, aksine; nefret söylemine muhatap olan bir grubun avukatı olduğu için hakaret içerikli ifadelerin hedefi olmuştur. Başvurucunun; katlanmak, hoşgörmek zorunda olmadığı, hakaret içeren iadelere karşı devletçe etkin bir şekilde korunması gerekirdi.” ederken Yeni Akit gazetesinin internet sitesi olan habervaktim.com’da “Siyonist uşakları yine teröre sarıldı” başlıklı bir haber yayınlandı. Haberde, avukat Sinem Hun için “Cefi Kamhi ile Kaos GL isimli sapkınların derneğinin avukatlığını yürüten Sinem Hun reklamda ırkçılık suçunun işlendiği gerekçesiyle savcılığa başvurdular” ifadelerine yer verildi. Haberin yayınlanmasının ardından Hun, “Kendisine hakaret edildiği ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçlarının” işlendiği gerekçesiyle Ankara Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık, koruşturmaya yer olmadığına karar verdi. Ret kararının kesinleşmesinin ardından Sinem Hun, bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Yüksek Mahkeme, 4’e karşı 1 oyla Hun’un “şeref ve itibara saygı” hakkının ihlal edilmediğine karar verdi. Deniz’in dağa çıkışı ek delil oldu ANTALYA (Cumhuriyet) Gezi Direnişi’nde taktığı kırmızı fular “sosyalizmin simgesi” kabul edilerek tutuklanan, “terör örgütü üyeliği” suçundan hakkında 98 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan, serbest bırakıldıktan sonra terör örgütü PKK’nin dağ kadrosuna katılan Ayşe Deniz Karacagil ile ilgili davada cumhuriyet savcısı Hakan Sakmak, Karacagil’in PKK’ye katılmasıyla ilgili haberleri “terör örgütü üyeliği” iddiasına ek delil olarak sundu. Sakmak, Karacagil’in Suriye’de PYD adına faaliyet gösterdiğini ve giderken bıraktığı mektubunda değindiği Serkan Tosun’un MLKP üyesi olarak PYD’nin kontrolündeki Rojava’daki çatışmalarda 14 Eylül 2013’te öldüğünü, Karacagil ile birlikte örgütsel faaliyetlerde bulunan Murat Sezgin’in de 18 Eylül’de Tosun’un cenazesine katıldığını bildirdi. Karacagil’in avukatı Hakan Evcin, “Savcılık ancak iddianame hazırladığı tarihe kadarki olaylar hakkında talepte bulunabilir. Mahkemeye teslim ettikten sonra arkasından ek dilekçe gönderemez. Bu yeni bir soruşturma konusudur” diye konuştu. Anayasa Mahkemesi, gerekçeli kararında Ankara Başsavcılığı’nın söz konusu haberi “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirmesinin yerinde olduğunu öne sürdü. Kararda, şöyle denildi: “İçeriği ve veriliş biçimi dikkate alındığında ‘sapkınlar’ ifadesi toplumda belli bir kesimi ve derneği hedef almasına rağmen söz konusu dernek tarafından herhangi bir başvuru yapılmadı. Sapkınların avukatı ifadesi ise cezalandırmayı gerektirecek tahkir ve aşağılama eşiğini geçmedi. Söz konusu ifade başvurucu yönünden nefret suçu ve nefret söylemi niteliği de taşımamaktadır. Demokratik bir toplumda bu ifadeye karşı mutlaka ceza muhakemesi yoluyla bir yaptırım uygulanmasını gerektiren toplumsal bir ihtiyaç yoktur ve adli makamlarca çatışan değerler arasında kurulan dengenin adil olmadığının söylenemeyeceği anlaşılmaktadır.” Bozcaada’da Homeros Günleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle