25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 TEMMUZ 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ezip geçerken çocukları öldürürken... Derdim İsrail halkıyla değil benim... İsrail’i ve Türkiye’yi yönetenlerle... 700 milyon dolarlık ihale! Oh yanında yat! Bu yurt toprakları bizim, hepimizin! Kimse din, dil, ırk, mezhep ayrımcılığı yaptığımı sanmasın... Biliyorum ki İsrail halkı da aynı duygular içinde, Türkiye’de olduğu gibi. Hem cumhuriyetçi hem mulafazakâr olacaksın, “van münit” çekip ezilen yoksul Arap halklarının sevgisini kazanacaksın... Sonra! “Van münit!” HHH Normal dönemlerde anormal davranışlar normal sayılmaz... Normal bir dönemden geçmediğimize göre şimdi ne yapacağız?.. Acılara katlanmak, barış dilini kullanmamak! İktidarın, hele hele RTE’nin bu “barış dili”ni kullanmaya hiç niyeti yok! Halkın her tepkisini “dikkat provokatör var” olarak gören bir düşünce, demokrasi ve özgürlükleri yaşam biçimi olarak göremez! Barış umuduyla yaşamak, akan kanın durmasını istemek insanlık görevidir... Gezi eylemlerinden “terörist” çıkaran bir iktidar, Suriye sınırında IŞİD’e eğitim verdi mi, silah yardımı yaptı mı? İstanbul’da 60 bin Suriyeli yaşıyor... Kim bunlar? Yüzde 80’inin kimliği, pasaportu yok! Nerede kalırlar? Tuzla ve Kartal’da mı? Kış gelince ne yapacaklar? Sorular, sorular... Özetlersem, toplumu normalleştirmek için anormal davranışları normal sayanların, anormalleşen toplumların normal tepkiler karşısında şaşırmaları ne olabilir? Kadına şiddet, tecavüz, çocuk gelinler, işkence! Kadın köle, erkek efendisi midir? Kadının başının açık ya da kapalı olması, mini etek ya da pantolon giymesi sizi neden ilgilendirir?.. Toplumun çivisi çıktığı dönemlerde olur böyle şeyler... Örneğin ortaçağda! Sizce nasıl çakılmıştır bu çivi ve toplum şirazesinden nasıl çıkar! Çiviyi yeniden çakmak mı gerekir? Cumhurbaşkanı ikili sohbetlerde Erdoğan’dan rahatsızlığını dile getirmeye başladı Gül de anladı DUYGU GÜVENÇ Normal Anormal!.. Hayat “olağanolağanüstü” ikileminin gelgitlerinde yaşanıyor; kiminle karşılaşsanız ülkenin ve dünyanın zor dönemler geçirdiğini yineliyor... Dünyada ve Türkiye’de zulüm, baskı, eşitsizlik, köle düzeni, savaşlar, kıyımlar... Akan kan durmuyor! Kadının köle, erkeğin efendi olması! Cellatlar, zebaniler! Kadın neden köle olacak? Oysa kadın ve erkek eşittir! Normal dönemlerde anormal davranışlar normal sayılmaz da anormal dönemlerde anormal davranışlar normal sayılmaya başlar. İşte o zaman toplum çivisinden çıkmış olur... Dengeler bozulur! Birtakım insanlar ortaya çıkar, şaşırtıcı eylemlere girişir... Bugün Antakya ve Şanlıurfa yöresinde, Suriye sınırında yaşananlar budur. IŞİD belası bu yüzdendir! Bir zamanlar Davos’ta “van münit” çekenler, Gazze’de İsrail vahşeti karşısında niçin ikinci bir “van münit” çekemez durumdalar? Unutmayın, normalin anormalleşmesi, anormalin normalleşmesi toplumsal yaşamda bir süreç sorunudur. O süreç savaşlarla sonlandırılamaz günümüz dünyasında. Güçlü olan güçsüzleri ezip geçer! Bugün Afganistan, Libya, Suriye, Irak gibi ülkelerde yaşanan budur; örneğin IŞİD emperyalizmin tetikçiliğini üstlendiği için yarın ne yapacağı belli değildir. Şöyle düşünün isterseniz: “ABD ve AB ülkeleri, IŞİD Şiileri, Türkmenleri boğazlarken niçin salt Suriyeli Kürtlerle ilgileniyor?” Ben de kendi kendime sordum: “Normal mi anormal mi bu davranış biçimi?” HHH 2003 yılında İsrail tanklarıyla, toplarıyla, füzeleriyle, savaş uçaklarıyla Filistin’i vururken Türkiye tank alımı peşindeydi. Eh olacak o kadar! Yurt sevgisi, laik cumhuriyet, Atatürkçü ordumuz! İsrail TSK’nin gücüne güç katacaktı, o yoksul Filistin halkını silindir gibi ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile devre dışı bıraktığı yorumları yapılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ne yapacağına yönelik mesajları netleşiyor. Gül’ün karar alma sürecinde, kurucusu olduğu AKP’nin dışında kalmaktan ve kararların sadece Erdoğan tarafından alınmasından rahatsızlık duyduğu öğrenildi. TOBB’deki iftar yemeğinde, “Bundan sonra da milletime hizmet etmeye devam edeceğim. Bakalım nasıl edeceğiz” diyen Gül’ün, ikili temaslarında, AKP dışında da bir partide siyasete devam edebileceği sinyalini verdiği öğrenildi. Gül’ün u Gül, kısa süre önce yaptığı bir görüşmede Erdoğan’ın tutumundan duyduğu rahatsızlığı, “Kurucusu olduğumuz partinin dışına düşecek duruma geldik” sözleriyle değerlendirdi. Gül’ün “Türkiye için çok iyi şeyler düşünerek yola çıkmıştık. Çok şey de yaptık ama giderek hepimizin düşündükleri değil, bir kişinin düşündükleri hayata geçmeye başladı” diye ifade ettiği öğrenildi. de aktaran Gül’ün, bu görüşmelerinde “Türkiye için çok iyi şeyler düşünerek yola çıkmıştık. Çok iyi hizmet ettik. Ama giderek hepimizin düşündükleri değil, bir kişinin düşündükleri hayata geçmeye başladı” diyerek rahatsızlığını dile getirdiği belirtildi. Gül, geçen yıllarda ikili görüşmelerde ise Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığını “Onun hakkı” diyerek değerlendiriyordu. Gül’e çok sayıda kişinin “siyasete devam etmelisiniz” yönünde mesajlar ilet bunun için cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarını beklediği belirtildi. Erdoğan’ın, adaylığını belirlemedeki tutumunun ardından aralarında AKP’nin kurucularının, Kayserili tanıdıklarının ve Gül’ün öğrencilik yıllarından arkadaşlarının da olduğu isimler Gül’ü ziyaret etti. Gül bu görüşmelerde, Erdoğan’a ve AKP’deki bazı isimlere kırgınlığını,“Kurucusu olduğumuz partinin dışına düşecek duruma geldik” mesajıyla paylaştı. 2001’de partinin kuruluş aşamasına yönelik çalışmalarını ve karar alma sürecini Gül’e bağlılar tiği de öğrenildi. AKP’nin kurucularından olan ve bir süre bakanlık görevi yapmış bir isim de “Beni Gül çağırmıştı. Yine çağırırsa yine giderim” diyerek kuruluş aşamasında yola çıktığı isme bağlılığını dile getirdi. Gül’ün, Türkiye’de siyasetin belirlenmesinde Anadolu’daki işadamlarının etkili olacağını vurguladığı öğrenildi. Bu çerçevede, “Hayat Anadolu’da ekonomi üzerinden akar. Özel sektörün beklentileri Türkiye’nin yönünü belirler. Anadolu’dan gelecek talepler de siyasetin yönünü belirleyecek” değerlendirmesini de yaptığı öğrenildi. TOBB’deki iftar yemeği sırasında da Gül, Türkiye’nin demokratik ve hukuk reformlarını sürdürmesi gerektiğini belirtmiş ve iç konularla uğraşan ülkenin, “roketleri ateşler gibi ileriye taşınması gerektiğini” söylemişti. Nisanda yaptığı açıklamada, “Bugünkü şartlarda siyaset planım yok” diyen Gül’ün karar sürecinde ise eşi Hayrünnisa Gül’ün de etkili olduğu öğrenildi. Kaynaklar, Hayrünnisa Gül’ün, eşinin siyasette yer almasına karşı hep mesafeli olduğuna işaret etti. Gül, siyaset kararı için sonbaharı beklerken, AKP’nin kalesi, Gül’ün memleketi olan Kayseri’de de Erdoğan’ın adaylığına desteğin düşmesi bekleniyor. n BURSA (AA) TBMM, geçen yıl ocak ayında bir alt komisyon toplantısı öncesi polislere hakaret ettiği iddiasıyla mahkeme tarafından kınama ile dava masrafını ödeme cezası verilen CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün maaşı ve özel aracına, yargılama giderini ödemediği gerekçesiyle haciz kararı aldı. Aygün’ün, yaklaşık 5 bin liralık yargılama giderleri ve avukatlık ücretini ödemesi için davacı avukatı Saygun Çelebi tarafından icra takibi başlatıldı. Aygün’ün 7 gün içinde masrafları ödememesi üzerine Bursa 15’inci İcra Müdürlüğü’ne müracaat eden Çelebi, Aygün’ün maaşı ve özel aracına haciz koydurdu. Çelebi, “Aygün’ün dava masraflarını ödememesi halinde otomobili yeddiemine teslim edilecek” dedi. Aygün’ün maaş ve aracına haciz MECLİS BAŞKANLIĞI Parti Sözcüsü Haluk Koç, CHP MYK toplantısı sürerken açıklama yaptı. (Fotoğraf:AA) CHP’den fezleke şikâyeti MAHMUT LICALI ANKARA Yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla eski dört bakan hakkında kurulan Soruşturma Komisyonu’nun CHP’li üyeleri fezlekelerin dizin pusulasının eksik olduğu gerekçesiyle savcılığa gönderilmesinin ardından komisyonu olağanüstü toplantıya çağırırken fezlekelerin gönderilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle bu durumu TBMM Başkanlığı’na da şikâyet etti. CHP’li Üyeler, dün başvurularını yaparak fezlekelerin derhal komisyona getirtilmesini istedi. Üyeler komisyonu yarın olağanüstü toplantı yapılması için çağrı yaptı. TBMM Başkanlığı’na yapılan başvuruda, fezleke ve eklerindeki dizin pusulası eksikliğinin aylardır Meclis’te beklediği süreçte neden giderilmediği soruldu. Başvuruda, “Bu, TBMM Başkanlığı’na ait bir sorumluluktur. Komisyon kurulduktan sonra Meclis Başkanlığı’nın sorumluluğunu yerine getirmemiş olması nedeniyle komisyon çalışmalarının ertelenmesi kabul edilemez” denildi. CHP’nin TBMM Başkanlığı’na yaptığı şikâyet başvurusunda “Komisyon başkanının, tek başına böyle bir karar almaya yetkisi yoktur. Bu hukuksal dayanaktan yoksun, keyfi bir karardır. İkincisi, dizin pusulasının bulunmaması fezlekenin özüne ilişkin olmayan bir şekli koşuldur. Fezlekelerin incelenmesini engelleyen bir husus değildir.” PKK Yüksekova’da 2 kızı kaçırdı CHP’den ‘yolsuzluk fezlekesi’nin iadesine tepki n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK üyelerinin 13 Temmuz gecesi Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi Bağdaş köyünde 14 ve 16 yaşındaki iki kız çocuğunu evlerinin bahçelerinde oturdukları sırada kaçırdığı belirtildi. Ailelerin 2 gün sonra Yüksekova İlçe Jandarma Komutanlığı’na başvurmasının ardından olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinden yaptığı açıklamada ise 11 Temmuz’da Yüksekova’ya bağlı Büyükçiftlik köyünde bir yurttaşa ait 130 küçükbaş hayvanın yağmalandığı belirtildi. ‘Hırsızlığa onay veren suça ortaktır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, dört eski bakanla ilgili fezlekelerin, dizinleri hatalı olduğu için iade edilmesine tepki gösterdi. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sürerken açıklamalar yapan Koç, “Hiç kimse unutmasın, komisyon başkanı, bu son kirli görevi üstlenen Hakkı Köylü de unutmasın; hırsızlığa onay, rüşvete onay, iftiralara onay, yalanlara onay verenler şu hadisişerifi kulaklarından hiç eksik etmesinler; ‘Sebep olan da yapan gibidir.’ Aynı suçlara ortak oluyorsunuz. Ne yaparsanız yapın, hangi taklaları atarsanız atın bu pislikleri örtmeye Başta başçalan olmak üzere hiçbirinizin gücü yetmeyecektir” diye konuştu. Erdoğan’ın açıkladığı mal beyanında bir tane oturacak evi bile olmadığını anımsatan Koç, “Kardeşim o Kısıklı’da bir ada içerisinde sıra sıra villalar kime ait? Tapu da yok. Şehrizar villalarında sıfırlanmayan paralarla alınan villalar nerede? Urla’daki, Çatalca’dakiler nerede? Mal mülk yok. Bir lokma bir hırka, garip gureba. Evlere sığmayan dolarlar yok, gemiler hiç yok. Ticaret dehası gencecik mahdumlar, damatlar, enişteler bunlar hiç yok” açıklamasını yaptı. HÜKÜMET İLE CEMAAT ARASINDA HSYK’DE SAVAŞ ‘Sakinşehir’de Ağaoğlu’na RES jesti n İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İşadamı Ali Ağaoğlu’nun Seferihisar’ın Turgut Köyü’nde 1. Derecede Doğal Sit Alanı’nda kuracağı rüzgâr santrali için imar planının değiştirildiği bildirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı değişiklikle 14 megawatt gücünde 7 adet rüzgâr türbininden oluşan santralin önü açıldı. Rüzgâr santralı için geçen yıl Bakanlar Kurulu kararıyla acele kamulaştırma yapılmıştı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 11. İdare Mahkemesi, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın, “TBMM Başkanlığı’nın dört eski bakanla ilgili fezlekelerin milletvekillerinin tetkikine açılması” yönündeki başvurusunu kabul etmemesi üzerine açtığı davayı, uygulamanın idari bir işlem olarak ka Fezleke davasına incelemeden ret bul edilemeyeceğini belirterek “incelemeksizin” reddetti. TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Vural, AKP’nin fezlekelerin açıklanmasını önlemeyi sürdürdüğünü belirterek “Fezlekelerin gizlenmesine yönelik bu operasyon, 17 ve 25 Aralık operasyonlarının büyük bir suçu ortaya çıkardığının itirafıdır” dedi. Cemaat Balyoz heyetini koruyor ALİCAN ULUDAĞ Polis AKM’nin önünden çekildi n İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı protestoları sırasında, tadilat halindeki Atatürk Kültür Merkezi’ne (AKM) konuşlanan polis, dün ön kapıyı boşalttı. AKM’nin ön kapısının kapanması sosyal medyada “Polis AKM’den çekiliyor” diye yorumlandı. Ancak polisin çekilmediği, sadece ön kapıdan ayrıldığı ortaya çıktı. Önceden burada nöbet tutan polisler, artık AKM’nin diğer noktalarında bekliyor. Güvenlik nedeniyle ön kapının olduğu kaldırıma konulan taşların kaldırılmasından sonra yurttaşlar daha rahat yürümeye başladı. Havuzdan ‘arkadaş’ çıktı! Bilal Erdoğan’ın yakın arkadaşı İbrahim Eren hem TRT Genel Müdür Yardımcısı hem de ATV Avrupa kanalının Genel Müdürü FIRAT KOZOK Belediyeyi protesto için kendilerini yaraladılar n İstanbul Haber Servisi Tezgahlarındaki giysilere Fatih Belediyesi zabıtalarının el koyduğunu ve kendilerinin dap edildiğini iddia eden 5 seyyar satıcı, dün Fatih Belediyesi önünde eylem yaparak, satır ve bıçakla kendilerini yaraladı. Polisin ikna ederek ellerindeki kesici aletler alınan seyyar satıcılar, gözaltına alındı. ANKARA 17 Aralık sürecinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla para toplanarak havuz oluşturulan SabahATV grubuna ait ATV Avrupa kanalının genel müdürlüğünü, halen TRT’de vekâleten Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüten, kadrosu da Başbakanlık’ta bulunan, Bilal Erdoğan’ın okul arkadaşı İbrahim Eren’in yaptığı ortaya çıktı. Sabah ve ATV’nin devri için gereken kaynağın sağlanması için müteahhitler devreye sokulmuş ve bu çerçevede bazı inşaat firmalarından oluşturulan havuza para koymaları istenmişti. Operasyona ilişkin emri Tayyip Erdoğan’ın verdiği, dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da işadamlarının para koyma işini organi ze ettiği ileri sürülmüştü. Kamuoyuna yansıyan tapelerde Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da süreci takip ettiği ortaya çıkmıştı. Yaşanan sürecin ardından SabahATV Kalyon Grubu’na ait Zirve Holding’in olmuştu. Bu satışa ilişkin karar geçtiğimiz günlerde RTÜK’e ulaştı. Ancak RTÜK’ün Medya Hizmet Sağlayıcı Kuruluşlar Yayın Lisansı Başvuru Formu’nda yer alan bilgiler, gruba ait ATV Avrupa televizyonunun yönetiminde ilginç bir ismin olduğunu ortaya çıkardı. Kanalın Genel Müdürü’nün, halen vekâleten TRT Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüten ve kadrosu Başbakanlık’ta olan İbrahim Eren’in olduğu ortaya çıktı. Eren, aynı zamanda Bilal Erdoğan’ın Kartal İmam Hatip Lisesi’nden arkadaşı. Konuyla ilgili bugün Meclis’te bir basın toplantısı düzenlemeye hazırlanan CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, şöyle konuştu: “Milletin Adamı diye cumhurbaşkanı adayı olarak ortaya çıkan Recep Tayyip Erdoğan, İbrahim Eren’ler üzerinden devleti istismar etmeye, devleti sömürmeye devam ediyor. Söz konusu ismin TRT görevi ile birlikte bir medya hizmet sağlayacısında da üst düzey görev yapması, bir AKP karakteristiğidir. Bir taraftan kıdem ve liyakatı dışlayan, kamu memuru, görevlisi olma ehliyeti olmadığı halde üst düzey görevlere tamamen özel ve kişisel ilişkilerle getirilen, bu bağlantılarla medyayı kontrol eden bir yapıyı Başbakan Türkiye genelinde büyük ölçüde gerçekleştirmiştir.” ANKARA Hükümet ile cemaat arasındaki savaşın en şiddetlisi yargıda yaşanıyor. Yargıtay’da yapılan seçimleri cemaatin önde tamamlaması ile ekim ayında gerçekleştirilecek HSYK seçimleri, iki taraf için önem kazandı. Eski müttefikler, seçimleri kazanıp yargıya hükmetmek istiyor. Seçimler hakkında grupların ciddi hazırlıkları sürerken, mevcut kurumlarda mücadele üst seviyeye çıktı. Özellikle HSYK içinde yaşanan bölünmüşlük kararlara da yansıdı. Cemaate yakın üyelerin, yeni seçim yapılana kadar kuruldan karar çıkmasını engellemeye çalıştığı öğrenildi. Bunun en somut örneği de 3. Daire’de yaşandı. 7 üyeli 3. Daire’de önceki gün yapılan toplantıda birçok özel yetkili hâkim ve savcı hakkındaki dosyalar karara bağlanamadı. Bunun nedeni ise cemaatin toplantıları boykot etmesi oldu. di. Cumhuriyet’in aldığı bilgiye göre HSYK Başmüfettişi hazırladığı raporda, Balyoz davasına bakan mahkeme hakkında soruşturma açılmasını talep etti. Gerekçe olarak ise duruşma salonunda yerleştirilen kamera ve mikrofonlarla heyetin duruşma arasında içeride yapılan konuşmaları dinleyip izlemesi gösterildi. Soruşturma açılması talebini içeren raporun bir diğer konusu ise mahkemenin duruşmaya gelen eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’i savunma tanığı olarak dinlemeyi reddetmesi oldu. Öte yandan HSYK gündemine Anayasa Mahkemesi’nin hakları ihlal edildiğine karar verdiği Hanefi Avcı’nın şikâyeti de alındı. Avcı, kurula yaptığı şikâyette, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Devrimci Karargâh davasında örgüt yöneticiliği ve üyeliğiyle suçlananların tahliye edilmesine karşın kendisinin örgüte yardım gerekçesiyle haksız yere tutuklu kaldığını bildirdi. Ancak HSYK Genel Kurulu’nun Hanefi Avcı’nın Devrimci Karargâh ile Odatv davasına bakan mahkeme heyeti hakkındaki şikâyetine de olumsuz yanıt verdiği öğrenildi. Avcı’ya da ret Balyoz heyeti soruşturulamıyor Bu kapsamda Balyoz davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti hakkında başlatılan inceleme sonucunda hazırlanan rapor görüşüleme
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle