04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2014 PAZAR 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada her alanda uygulayacağı politikaları içeren bir çeşit hükümet programı idi. 12 yıllık iktidarını alladı pulladı, cilaladı 2023’e kadar devletin tepesinde devleti bütün kurumlarıyla avcunun içine alacağı yeni konumunu, yeni Türkiye yolculuğu diye yutturdu. Uzun lafın kısası: Yeni Türkiye yolculuğunun yol haritasını dört temel öğe üzerine oturttu: Asıl kimlikleriyle açıklamak gerekirse bu dört temel öğe: “Demokrasiyi geliştirmek (RTE) + Refahı yükseltmek (RTE) + Toplumu normalleştirmek (RTE) + Öncü ülke olmak (RTE)” anlamına geliyor. Yeni Türkiye yolculuğunun başarılı biçimde yürümesi için de öne sürdüğü koşulun özeti ise şu: RTE + başkanlık sistemi ya da mevcut anayasadaki yetkilerini RTE’nin kendi yorumuna göre uygulaması! Bu yolda sağlıklı biçimde yürüyebilmesinin koşulu olarak tek adamlığı yasalaştıracak, örneğin yeni bir anayasa yapılarak sağlanabileceğini, lafı evirip çevirip üstü kapalı biçimde söylüyor. Demokrasinin ancak kendisi başarılı olursa tek başına devletin yasama, yargı ve yürütme erklerini ele geçirmesiyle gelişebileceğine iman etmiş bir insanın, yeni Türkiye yolculuğunu toplum için yararlı bulabilir misiniz?.. HHH Demokrasiyi ileri aşamaya getirmek için 12 yılda yaptıkları, bugün yapacaklarının teminatı, ama sanki demokrasi konusunda öteki kimi ülkelere örnek olacakmış gibi, kokakrasiye çevirdiği kendi demokrasisini övüyor. Demokrasiyi geliştirmekmiş! Herhalde Çankaya’da başbakanlığındaki astığı astık kestiği kestik uygulamalarını, kimi yeni yasal temellere oturtmayı daha da geliştirmeyi murat ediyor. Cumhurbaşkanı olunca demokrasiyi geliştireceğini sananların aklına şaşarım. Yıllardır karakter yapısını bildiğimiz bizim Yani, birden Kani olabilir mi? HHH Kargaşaya sürüklediği, toplumsal ayrımları körükleyen icraatların temellerini sanki bu beyefendi atmamış gibi, toplumsal normalleşmeyi vaat etmesi ayrı bir mizah konusu. Kürtleri, Türklere düşman eden, Sünnilerin Alevileri aşağılamasını içeren manevi havayı ülkeye yerleştiren RTE değil de kim acaba? 12 yıldır bir türlü elini uzatıp düzeltmeyi sağlayamadığı “ötekileştirme, ayrımcılık ve dışlama” uygulamalarının var olduğunu kabul ediyor ki “bunların sona ermesi için etkin biçimde çalışmaktan” söz ediyor. Bu konuda elbette, Çankaya seçimi arifesinde yine yerine getirmeyeceği vaatler sıralıyor. Yargıyı iktidarın oyuncağı durumuna düşüren yasal olanakları Meclis’teki çoğunluğunun oylarıyla uyguladığı yetmiyormuş gibi; yargının “yeniden yapılanması gerektiğini” vurguluyor... Ana muhalefet liderinin dediği gibi idamların kalktığı bu ülkede infazların sokaklarda gerçekleşmesine göz yuman RTE; inanmayacaksınız ama geçmişini inkâr ederek, “İnsan hakları ihlallerine karşı sıfır tolerans izlemeliyiz” diyor. HHH Şimdi, her yasayı olduğu gibi anayasadaki yetkileri de kendi kafasına ve anlayışına göre yorumluyor. Rakip aday, anayasada cumhurbaşkanının yürütmenin başı olmadığını söylemesindeki nedeni bir türlü kavrayamadığı için, “Açsınlar 104’üncü maddeyi iyi okusunlar, bu maddeye göre cumhurbaşkanı icranın başıdır” diyor. Yürütmeyi temsil eden Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder demek istiyor. Oysa anayasa, cumhurbaşkanlarının öyle zırt pırt değil, “gerektiğinde” Bakanlar Kurulu’na başkanlık edeceğini vurguluyor. HHH “Devleti dindevlet ilişkisi alanına tahakküm eden değil, bu alana güven veren bir araç gibi” gördüğünün altını çiziyor, ama 12 yıllık iktidarında partisi ile hükümetin bizzat kendisinin dini siyasetin aleti yaparak kimi başarılara imza attığından hiç söz etmediği gibi, dinin siyasette alet edilmemesi konusunda teminat veren tek bir cümlesi yok! Vizyonunu açıklamaya başlamadan önce milyonlarca oyu temsil eden muhalefet partilerine gereği yokken yine ağız dolusu saldırılar yöneltmesine o geceyi yorumlayanlar değinmediler bile... Bir yanda milleti ayrım gözetmeksizin bütün katmanlarıyla kucaklayacağını vaat eden bir cumhurbaşkanı adayı; hemen birlikte demokrasinin vazgeçilmez öğeleri olan muhalefet partilerinin varlığından şikâyetçi olan da aynı cumhurbaşkanı adayı... Bu ikiyüzlü, bu demokrasiyi kavrayamamış, sindirememiş bu kişinin önderliğinde yola çıkacağız, öyle mi? HABERLER ‘Ruhsatsızdı denetlemedik’ DENİZLİ (Cumhuriyet) Denizli’de 1 kişinin yaşamını yitirdiği, 3’ü ağır olmak üzere 36 kişinin de yaralandığı LPG kaynaklı patlamayla ilgili Makina Mühendisleri Odası, gerekli denetimi yapmayan AKP’li büyükşehir belediyesini suçladı. Belediye ise işyerinin ruhsatsız olduğunu savunarak işin içinden sıyrılmaya çalıştı. Denizli’deki bir pastanenin bodrum katında şiddetli bir patlama meydana gelmiş ve patlamanın LPG tüpünden kaynaklandığı anlaşılmıştı. Makina Mühendisleri Odası Denizli Şubesi’nden yapılan açıklamada, bodrum katlarında LPG tüpünün yasak olduğu anımsatılarak gerekli denetimi yapmayan büyükşehir belediyesi suçlandı. Açıklamada, “Bu sorun yasal prosedürlerin ihlali ve kamusal denetim yokluğudur” denildi. Bunun üzerine belediyenin Twitter hesabından, odanın açıklamasına tepki gösterilen bir mesaj yayımlanarak, “Yaptığımız araştırmalarda, patlamanın olduğu işyerinin ruhsatsız, izinsiz olarak faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır. Ayrıca patlama sanayi tüpündeki sızmadan değil, 4 adet ev tipi tüp ile 15 adet piknik tüpünden kaynaklanmıştır” görüşüne yer verildi. Bunun üzerine yurttaşlar, kent merkezinde böylesine tehlikeli bir işyerinin çalıştırılmasına neden göz yumulduğunun da açıklanmasını istedi. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada hükümete, tüm kararları alma ve bu kararların hiçbirinden hukuken sorumlu olmama hakkı verildi. Yasanın adı iddialı: Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesi. Hedefi bu olan bir yasaya sağduyu sahibi kimse karşı çıkmaz. Öyle ya; terör bitecek, var olan toplumsal bütünleşme de güçlendirilmiş olacak. Tasarının içeriği daha önce kamuoyuna duyurulmuştu. O nedenle Meclis’teki görüşmelerde sürpriz yoktu. Tek beklenti hükümetin bu yetkiyi alıp ne yapacağına ilişkin ipucu verilip verilmeyeceği idi. Verilmedi. Yasanın özü başta vurguladığımız gibi hükümete her türlü kararı alma, her türlü görüşmeyi yapma yetkisi verilmesinden ibaret. İktidar çevrelerinden sanki bugüne kadar Meclis’e hiç böyle bir yasa gelmemiş, hükümet ilk defa böyle bir adım atıyormuş havası veriliyor ama, gerçek bu değil. 15 yılı aşkın süredir adı “eve dönüş”ten “etkin pişmanlığa” kadar değişen 10’a yakın yasa çıktı. Eğer onlar istenen sonucu vermiş olsaydı, elbette son yasaya gereksinim duyulmazdı. HHH Son yasa 12. cumhurbaşkanının seçimi için takvimin başladığı bir döneme denk getirildi. İnsan yaşamından değerli bir şey olamaz. Son aylarda terörün durmuş olması, Güneydoğu’dan tabut gelmemesi çok önemli. Nihayet, AKP’nin iktidarı ele aldığı günlerdeki noktaya gelindi. AKP, 3 Kasım 2002 seçimleriyle birlikte hükümet olduğunda terör durmuştu, bunun kalıcı hale gelmesi ve iç barışın bir daha bozulmayacak şekilde sağlamlaştırılması için arayış sürüyordu. Bunu AKP de devam ettirmek istedi, dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu Haziran 2003’te eve dönüşü öngören bir çalışma içinde olduklarını ilan etti. Aradan 11 yıl geçti; onca ölümlerin, onca kayıpların, onca tutuklamaların ardından AKP hükümeti de işe başladığı noktada yaptığı çalışmanın benzerini yapabileceğine ilişkin bir yetki aldı! Yanılmayı diliyoruz ama, AKP bu yetkiyle terör sorununu, genel anlatımla Kürt sorununu çözmekten çok kullanmaya devam edecek. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikliminin iyice keskinleşeceği önümüzdeki günlerde “elimizdeki yetkiyle şunları yapacağız ama, önce adayımızın Köşk’e çıkması gerekir” diyecek. Kürtler de özellikle olası ikinci turda bu beklentiye dayalı olarak sandığa gidecek. Bu, Kürtlerin iradesini tutuklama girişimidir. HHH Selahattin Demirtaş’ın adaylığı partisinin hitap ettiği oyları bir arada tutacak görünüyor. Buna Batı’dan yüzde 2’lik bir oy katkısı daha gelebilir. Bu durumda cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalması yüksek olasılık. Öyle anlaşılıyor ki Meclis’ten perşembe günü geçen eve dönüş yasası, fiilen sandığa dönüş olarak kullanılacak. Bunun elbette başka sonuçları olacaktır, Türkiye’nin sadece Güneydoğu’dan ibaret olmadığı, Orta Anadolu ve Karadeniz’in de unutulmaması gerektiği konuşulacaktır ama, bu o günün konusudur. Bizim bugünden altını çizmek istediğimiz şu: Demokratik haklar, özgürlükler bölge bölge gelişmez, bir bütündür. Kürtlerin sadece “bize ne veriyor” diye bakıp oy kullanmaları akılcı değildir. Zira bunun kalıcı sonuçlar verme olasılığı düşüktür. Seçilmiş milletvekilleri ve belediye başkanları dahil binlerce üyesi tutuklanan bir partinin, iradesini de tutuklatması, bunu yapanlardan özgürlük beklemesi özel yorumcu gerektirmez. Tüm Türkiye için özgürlük ve demokrasi istediğiniz gün tüm ülkenin partisi olabilirsiniz, sorunlarınıza kalıcı çözüm bulabilirsiniz. Denizli’nin ardından İstanbul’da da bir işyerinde patlama oldu, 3 kişi öldü Yine gaz faciası İstanbul Haber Servisi Zeytinburnu Beştelsiz Mahallesi’nde Mithatpaşa tramvay durağı yakınındaki dört katlı binada bulunan ambalaj ve plastik imalathanesinde patlama meydana geldi. Patlamada üç kişi öldü, biri ağır 8 kişinin yaralandı. İstanbul Valiliği, patlamanın terör saldırısı olmadığını gaz sıkışması ya da tüpgaz patlaması sonucu meydana gelmiş olabileceğini açıkladı. Dün saat 12.00 sıralarında meydana gelen patlama üzerine olay yerine hemen itfaiye ve ambulans ekipleri sevk edildi. Patlamanın ardından akşam saatlarinde enkaz kaldırma çalışmalarını sürdüren ekipler, binadan üç ceset çıkarttı. Binadan ilk ceset saat 18.50 sıralarında çıkarıldı. Ardından ekipler binadan saat 19.35 ve 23.00 sıralarında iki ceset daha çıkardı. Cesetler ambulanslara konularak patlamanın olduğu bölgeden götürüldü. Patlamada, dumandan etkilenen bir itfaiye eri ile 10 yurttaş yaralandı. Yaralıların isimlerinin itfaiye eri Oktay Akçay, Ayşe Akıllı, Abbas Boramant, Ayhan Işık, Serdar Topuz, Abdullah Kabasakal, Yunus Pazarcıklı, Aybüke Şevkan, Birol Üstün, Faruk Kondova, Hüseyin Akarsu olduğu öğrenildi. Patlamada binanın birinci katından atlayan 28 yaşındaki 8.5 aylık hamile Ayşe Akıllı, Boramant, Işık ve Topuz’un tedavileri sürürken, diğer yaralılar taburcu edildi. Çevredekiler itfaiyenin ve ambulansların olay yerine çok geç geldiğini öne sürdü. İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok olay yerinde yaptığı açıklamada imalathanenin ruhsatı olup olmadığının da henüz bilinmediğini açıkladı. Zeytinburnu diken üstünde Deri ve tekstil atölyelerinin bulunduğu Zeytinburnu çok sayıda kaçak imalathaneye de ev sahipliği yapıyor. Patlamaya hazır bomba gibi olan Zeytinburnu’ndaki atölyelerin çoğu ruhsatsız, kaçak olarak çalıştırılıyor. 40 bine yakın işyerinin bulunduğu ilçede tam bir denetimsizlik hâkim. 31 Ocak 2008’de Zeytinburnu Davutpaşa’da bir ruhsatsız olan maytap atölyesinde meydana gelen patlamada 21 kişi hayatını kaybetmişti. CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı da hastanede, yaralıları ziyaret ederek, doktorlardan bilgi aldı. Zeytinburnu’da patlamalarla sık karşılaştıklarını hatırlatan Salıcı, “Burada işyerlerinin denetlenmesiyle ilgili bir sıkıntı olduğu ortada... Belediyeyi, yetkilileri duyarlılığa çağırıyoruz. Gerek ruhsat verirken gerekse iş güvenliği açısından. Mümkün olduğunca Büyükşehir Belediyesi’nin devreye girerek, Zeytinburnu’daki kazaların önüne geçmesini ve bakanlığın gerekli çalışmaları yapmasını bekliyoruz” dedi. Öte yandan, Zeytinburnu’nda sabah saat 05.00 sıralarında da kimyasal madde deposu olarak kullanılan binada çıkan yangında depo görevlisi Ali Osman Göl (51) yaralandı. 8 aylık hamile 1. kattan atladı Patlamanın etkisiyle başlayan yangın nedeniyle binada oturan 8 aylık hamile Ayşe Akıllı (28), evinde mahsur kaldı. Dumandan etkilenen kadın için çevredekiler karton ve battaniyeleri branda gibi kullanarak oluşturulan “yangın yastığı”nın üzerine atladı. Hastaneye kaldırılan Akıllı’nın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Plan Bütçe Komisyonu’ndan geçen torba tasarı emekçiyi yine hayal kırıklığına uğrattı Taşerona kadro hayal MUSTAFA ÇAKIR ANKARA İşçilere yeni haklar getirileceği savıyla Meclis’e sunulan, eklemelerle “çuvala” dönüşen “torba tasarı” taşeron işçileri de memurları da hayal kırıklığına uğrattı. Memurların ikramiyelerini 30 yılla sınırlandıran maddenin kaldırılması talebi AKP tarafından reddedildi. Açtıkları davalar Yargıtay tarafından da onaylanan taşeron işçilere yine kadro verilmedi. Türkİş Genel Mali Sekreteri, Yolİş Sendikası Başkanı Ramazan Ağar, “Eski tas eski hamam değişen bir şey yok” dedi. “Torba tasarı” bu hafta TBMM Genel Kurulu’nda ele alınacak. İşçilerin yanı sıra memurların da komisyondan birçok beklentisi vardı. Bunlardan birisi de ikramiyelerdeki 30 yıl sınırının kaldırılmasıydı. Mevcut uygulamada emeklilikte yaş sınırı kadınlarda 58, erkeklerde 60 olarak uygulanıyor. Komisyondaki görüşmeler sırasında muhalefet partileri, memurlarda 30 yıl ikramiye sınırının kaldırılması ve işçilerde olduğu gibi çalışılan her yıl için ikramiye ödemesi yapılması için önerge verdi. Maliye itiraz etti. AKP’lilerin oyları ile önerge reddedildi. Yargıtay tarafından onaylanarak işe girdikleri ilk günden itibaren asıl işverenin işçisi kabul edilen çok sayıda taşeron işçi bulunuyor. Sadece Karayolları’nda 8 bin 500 taşeron işçi var. Bu işçilerden 6 bin 463’ü açtıkları davaları kazandı. Yargıtay da onayladı. 2 bin işçinin mahkemesi devam ediyor. Karar gereği bu işçilere kadro verilmesi ve geçmişe dönük alacaklarının da ödenmesi gerekiyor. Ancak torba tasarıda kadro yok. Türkİş Genel Mali Sekreteri, Yolİş Sendikası Başkanı Ramazan Ağar, yasanın bu şekilde geçmesi halinde “kadro taleplerinin” yine devam edeceğini dile getirerek, “İşçilerin dayanacak sabrı kalmadı. İşçiler umutlarını yitirlerse kaos olur” dedi. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralları ile kömür sahalarının satılmasına karşı direnen işçiler, bağlı bulundukları Türkiye Madenİş Sendikası ile Tesİş sendikalarından yeni eylemler yapılmasını isSütaş işçileri dün Ankara’da eylem yaptı. İşçiler, “İştedi. Özelleştirmelerveren hukukun üstünlüğünden bahsedip demokrasi kahramanlığına soyunurken kendi fabrikasında bun le ilgili son kararın Başbakan Recep Tayyip ların hepsini ihlal ediyor” dedi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Erdoğan’ın başkanlığını yaptığı Özelleştirme Yüksek Kurulu’na kaldığı işletmelerin satılmasını protesto eden işçiİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Maden İşleri ler hafta içinde yeniden Genel Müdürlüğü, 301 madencinin yaşamını yiAnkara’ya geldi. İşçiler, tirdiği facianın ardından üretim faaliyetleri durbağlı bulundukları Türdurulan Soma Kömür İşletmeleri AŞ’ye ait Işıklar kiye Madenİş Sendikaocağında yaptığı denetlemede, 140 metre olması ve Tesİş Sendikası sı gereken baca çıkışının, 46 metre olduğunu beile görüştü. Eylemlerin lirledi. Soma Kaymakamı Bahattin Atçı, bacanın devam ettirilmesini isteistenilen seviyeye ulaştırılması için firmaya süre yen işçiler, sendikalara verildiğini belirtti. Atçı, işverenin eksikliklerin giyeni öneriler de sundu. derilmesiyle ilgili bazı işçilerin işbaşı yapmasını Türkiye Madenİş Sendikası Yatağan Şubesi istediğini aktardı. Atçı, “İşveren tarafından işbaBaşkanı Süleyman Girşı yapması gereken işçilerin listesi hazırlanıp pagin, “Evlerimizde de, işzartesi gününden itibaren işbaşı yapmaları yöyerlerimizde de huzur nünde çağrıda bulunulacak. İşe gitmeyen işçiler kalmadı. Ancak biz sohakkında işveren İş Kanunu gereğince yasal işnuna kadar direnecelem yaparak işlerine son verilebilir” dedi. ğiz” diye konuştu. İşçinin Okurlarımıza duyuru huzuru yok n Baştarafı 1. Sayfada Toprak kayması : 1 işçi öldü DÜZCE (AA) Akçakoca ilçesinde toprak kaymasında bir kişi hayatını kaybetti. Akçakoca’ya bağlı Karatavuk köyüne içme suyu boru hattı döşenmesi sırasında toprak kayması meydana geldi. Kayma sonucu çukur içerisinde bulunan işçi Adil Varol (38) toprak altında kaldı. Olay yerinde bulunan işçilerin müdahalesiyle çıkarılan Varol’un yaşamını yitirdiği anlaşıldı. SOMA’DA İŞÇİYE BASKI Şırnak’ta öğrenci yurduna saldırı ŞIRNAK (Cumhuriyet) Cizre’de Cudi ve Nur mahallelerinin ara sokaklarında toplanan yüzleri maskeli göstericiler, İdil Caddesi’nde özel bir öğrenci yurduna molotofkokteyli ve havai fişeklerle saldırdı. Saldırı sırasında yurdun yakınındaki parkta bulunan bina sahibi eski Belediye Başkanı Kamil Atak’ın yakınları saldırganları dağıtmak için havaya rasgele ateş açtı. Göstericiler ara sokaklara kaçtı. Yaşanan arbedede 11 yaşındaki Ahmet D. silahla, 17 yaşındaki Ferman M. de darp sonucu yaralandı. Artık daha geniş sosyal kesimlere ulaşma ödevini yerine getirmek zorundayız. Bunu gerçekleştirebilmek için muhabir kadromuzu güçlendirecek, yayınlarımızın daha etkili hale gelmesi için bir dizi önlemi kısa sürede hayata geçireceğiz. H Bir sermaye grubuna dayanmayan Cumhuriyet gazetesi diğer gazetelerden farklı bir sahiplik yapısındadır. Gazetenin imtiyaz sahibi bildiğiniz gibi Cumhuriyet Vakfı’dır. Cumhuriyet Vakfı, Cumhuriyet gazetesinin belli çıkar gruplarının sahipliğine ya da güdümüne girmemesi, okurlarının desteğine dayanan kurumsal yapısının sürekli kılınması için kurulmuştur. Gazetemiz, vakıf senedinde net bir şekilde belirtilmiş Atatürk devrimini, laik demokratik cumhuriyeti savunma ilkesine dayalı yayınını sürdürebilmek için okurlarının desteğine bir kere daha başvuruyor. Bu nedenle 2009 yılında Başyazarımız İlhan Selçuk’un köşesinde duyurduğu fiyat artışını 5 yıl sonra yinelemek durumundayız. Bugünden başlayarak gazetenizin fiyatı 1 lira 50 kuruştur. Desteğiniz bundan önce de olduğu gibi Cumhuriyet’i yaşatacak, güçlenerek yoluna devam etmesini sağlayacaktır. C
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle