01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 MAYIS 2014 PERŞEMBE 6 HABERLER C’e l Soruşturmalardan biri Kılıçdaroğlu’nun Meclis TV tarafından da yayımlanan konuşmasının haberi, diğeri ise tüm dünyanın dinleyebildiği Süleyman Şah Türbesi’yle ilgili ses kaydı hakkında... İstanbul Haber Servisi 17 Aralık yolsuzluk operasyonunun ardından yaptığımız haberler nedeniyle gazetemize ardı ardına soruşturmalar açılıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nca, Dışişleri Bakanlığı’nda Suriye’ye yönelik planların tartışıldığı toplantıya ait ses kaydının internete düşmesinin ardından olayı kamuoyuna “Süleyman Şah Bombası” başlığıyla duyuran gazetemizle ilgili “devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Basın Savcılığı’nca ise üç farklı soruşturma açıldı. Özellikle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 28 Ocak 2014 günü Meclis çatısı altında yaptığı grup konuşmasını kamuoyuna duyuran haberle ilgili yürütülen soruşturma ise dikkat çekiyor. Başbakan Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın şikâyetleri üzerine Kılıçdaroğlu’nun Meclis TV’den yayımlanan konuşmasının haberleştirilmesiyle ilgili gazetemize “hakaret ve soruşturmanın gizliliğini ihlal” suçlaması yöneltildi. 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarında isimleri geçen şüpheliler Yasin el Kadı, Usame Kutub ve Cengiz Aktürk’ün şikâyetleri üzerine ise Basın Savcılığı’nca bir başka soruşturma yürütülüyor. Soruşturmalar kapsamında gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Aykut Küçükkaya cumhuriyet savcılarına önceki gün “şüpheli” sıfatıyla ifade verdiler. Gazetemiz yöneticileri ve avukatımız Bülent Utku savunmalarında “halkın haber alma hakkına” ve “basın özgürlüğüne” dikkat çektiler. l İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu, gazetemizde 28 Mart 2014 tarihinde manşetten yayımlanan “Süleyman Şah BombasıTarihi Skandalın Tam Metni” başlıklı haberle ilgili soruşturma başlattı. Cumhuriyet Savcısı Zafer Koç tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gazetemiz Yayın Yönetmeni Yıldız ile Sorumlu Yazıişleri Müdürü Küçükkaya’ya Türk Ceza Kanunu’nun 329/1 maddesi uyarınca “devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak” suçlaması yöneltildi. Soruşturma kapsamında Yayın Yönetmeniz Yıldız ve Sorumlu Müdürümüz Küçükkaya, önceki gün Savcı Koç’a şüpheli sıfatıyla ifade verdi. İbrahim Yıldız ifadesinde, “kamuoyunu yakından ilgilendiren ve haberimizden bir gün önce internet siteleri ile sosyal medyada yayımlanan ses kaydının halkın bilgilenmesi için basın özgürlüğü kapsamında yayımlandığını” söyledi. Gazetemiz avukatı Bülent Utku da savunmasında şunları kaydetti: “TCK’nin 329. maddesinde geçen gizli kalması gereken bilgilerden olup olmadığının öncelikle açığa kavuşturulması gerekir, zira toplantıya katılanlar tarafından konuşmaların montaj olduğu dahi ileri sürülmüştür. Yine gazetede yapılan yayın üzerine TİB tarafından gazeteye mail gönderilerek ilgili yayının siteden kaldırılması istenmiştir. TİB’in yazısında da özel hayatın gizliliğini dillendirdiği belirtilmiştir. Dolayısıyla bu konuşmaların gerçek olup olmadığı, gerçekse hangi bilgilerin gizli kalması gereken bilgiler oldu soruşturma yağmuru Özel yaşamla ğunu öncelikle ilgililerden sorularak netleştirilmesi gerekir. Bunu talep ediyoruz. Müvekkillerin gizli kalması gereken bilgileri açıklamaları iki nedenle söz konusu değildir: Birinci olarak gizli kalması gereken bilgi yoktur, toplantıda konuşulanların internete düşmesi ile gizlilik kalmamıştır, sadece Türkiye’de değil dünyada da ilgisi olan herkes bilgi sahibi olmuştur. İkinci olarak müvekkillerimin açıkladığı bir bilgi yoktur. Gazetecilik görevini yapan müvekkillerim değil, bu toplantıyı gizlice dinleyip kayda alan ve internete yayanlar ile toplantıyı düzenleyip gereken önlemleri almayan ve TCK’deki 329/3. maddedeki suçu işleyenlerin soruşturulması gerekir. Müvekkiller hakkında takipsizlik kararı verilmesini talep ediyorum.” l Cumhuriyet’e yönelik diğer soruşturmalar ise 17 Aralık yolsuzluk operasyonunun ardından yapılan haberlerimizle ilgili Basın Savcılığı’nca açıldı. Özellikle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 28 Ocak 2014 günü Meclis çatısı altında yaptığı grup konuşmasını kamuoyuna duyuran haberle ilgili yürütülen soruşturma dikkat çekiyor. Başbakan Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Yıldız ve Küçükkaya’ya, Kılıçdaroğlu’nun grup konuşmasını yayımladıkları için “hakaret ve soruşturmanın gizliliğini ihlal” suçlaması yöneltiliyor. Bu soruşturma kapsamında ifade veren Küçükkaya, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını “Meclis TV’nin yayımladığına” dikkat çekti. l Bir diğer soruşturma ise CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın Meclis Başkanlığı’na verdiği sonu önergesinin haberleştirilmesiyle ilgili açıldı. Yine Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’ın şikâyeti üzerine “hakaret” suçlamasıyla başlatılan soruşturma kapsamında Yıldız ve Küçükkaya savcılığa ifade verdi. l Bir başka soruşturma ise 17 Aralık yolsuzluk operasyonunda şüpheli olarak adları geçen isimlerin şikâyetleri üzerine başlatıldı. Yasin el Kadı, Usame Kutub ve Cengiz Aktürk’ün “soruşturmanın gizliliğini ihlal” ve “hakaret” iddiasıyla savcılığa yaptıkları başvuru üzerine başlatılan soruşturmaya konu ise 17 Aralık operasyonu sonrası bazı işadamlarının mal varlıklarına el konulmasıyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararının duyurulduğu haberdi. Yıldız verdiği ifadede, “Bir hâkim kararının içeriği nedeniyle hakaret suçunun oluşmasına olanak yoktur. Adli olaylarda yaşanan gelişmelerin basın özgürlüğü çerçevesinde aktarılması suç teşkil etmez” diye konuştu. TIR’ları durduran askerlere müebbet istemi ADANA (AA) Adana’da MİT’e ait TIR’ların durdurulmasıyla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında 13 asker hakkında müebbet hapis istemiyle kamu davası açıldı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, 19 Ocak’ta AdanaGaziantep otoyolunda Ceyhan ilçesindeki Sirkelidoğu gişelerinde MİT’e ait TIR’ların durdurulmasına ilişkin ihbarı yapan şüphelilerle ilgili soruşturmanın tamamlandığı belirtildi. Soruşturma kapsamında 13 askeri personel hakkında kamu davası açıldığı ifade edilen açıklamada, “casusluk” amacıyla bilgileri ele geçirilen MİT mensuplarının yasadışı dinlenmesiyle MİT faaliyetlerinin ayrıntılarının öğrenildiği ve mizansene uygun olarak yapılan ihbarla söz konusu olayın gerçekleştirildiğinin tespit edildiği ifade edildi. Söz konusu şüphelilerin Adana ve Ankara İl Jandarma komutanlıkları istihbarat şube müdürlüklerinde görevli askeri personelden Ö.K, H.G, G.M, H.K, B.K, H.Ö, E.T, H.İ.K, A.Y, M.Ö, C.K, H.Ü. ve S.Y. olduğunun tespit edildiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Şüpheliler hakkında ‘Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme’ (TCK madde 328/1) suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapis talebi ile ve ‘Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla açıklama’ (TCK 330/1) suçundan müebbet hapis cezası istemiyle Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açılmıştır. Diğer jandarma görevlilerinden şüpheliler H.C, Ü.U. ve C.B. hakkında aynı suçlardan dolayı delil yetersizliğinden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Ayrıca diğer iddialar ve diğer şüphelilerle ilgili soruşturma Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/30800 soruşturma numarası üzerinden sürmektedir.” 19 Ocak’ta TIR’ların aranmasının ardından olay günü nöbetçi olan yetkili Cumhuriyet Savcısı Aziz Takçı ile birlikte aynı statüdeki Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Karaca’nın özel yetkileri kaldırıldı. Adana İl Jandarma Komutanı Albay Özkan Çokay da görevinden alındı. Trabzon’a atanan Cumhuriyet Savcısı Takçı, olayla ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bazı gazeteler hakkında suç duyurusunda bulunarak manevi tazminat davası açtı. Özel yetkileri kaldırılan cumhuriyet savcıları ile bu statüdeki savcıların koruma görevini yapan 20 polise de görevden el çektirildi. Casusluk soruşturması başlatıldı. l Fişleme belgeleri ve dava dosyalarına göre, özellikle kadın subaylar, “özel yaşam ve konuşmalar”ı gerekçe gösterilerek ya istifaya zorlandı ya da meslekten çıkarıldı. CHP’li Kart büyük bölümünün kritik görevlerdeki astsubaylar olduğunu belirtti istifa şantajı AYŞE SAYIN Casusluk suçlaması l Harp okulundaki ilişki bile sorgulandı Kıdemli yüzbaşıyken Kasım 2012’de TSK’den “disiplinsizlik ve ahlaki nedenler” gerekçe gösterilerek “resen emekli” edilen M.K, kendisiyle ilgili sürecin 2010 tarihinde “paşakeyfim” adlı internet sitesinde özel yaşamı ile ilgili yazılan yazı nedeniyle başladığını belirterek bununla ilgili 21 Mart 2012’de “bilgisine başvurulmak” üzere istihbarat başkanlığına çağrıldığına dikkat çekti. Sorgulamanın kameraya alındığından yakınan M.K., sorgulamayı yapan binbaşının “Harp okulundaki kız arkadaşından bekarken kaldığı ev arkadaşına, kaç kızla birlikte olduğuna, eşiyle arasının nasıl olduğuna” kadar özel yaşamıyla ilgili sorularına maruz kaldığını bildirdi. M.K. yapılanların tamamen bir “tasfiye operasyonu” olduğu görüşünü iletti. ANKARA Türk Silahlı Kuvvetleri’nde “istihbarat birimleri”nin fişlemeleri doğrultusunda “tasfiye yapıldığı” iddialarını Türkiye gündemine taşıyan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü de emrindeki Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirmeye çağıran CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın “Belgeleri elimizde, isteyen kuruma veririz” dediği fişlemelerin büyük bölümünün, “özel yaşama ilişkin yasadışı dinleme ve izlemelerden” kaynaklandığı ortaya çıktı. Yeni MİT Yasası ile personelin fişlenmesinin daha kolay hale geleceğine dikkat çeken Kart’a gelen bilgilere göre personel, “elimizde görüntüler, ses kayıtları var” denilerek ya istifaya zorlanıyor ya da meslekten çıkarılıyor. Kart, personelin “önce MİT tarafından fişlendiği, daha sonra disiplin soruşturmasının sıralı sicil amirleri yerine doğrudan o kurumun istihbarat birimince” yapıldığına dikkat çekerek böyle bir soruşturma yönetiminin ancak “faşist sistemlerde” olabileceğine dikkat çekti. Personelin “mezhepsel, ideolojik görüş ve kimliği” nedeniyle fişlenip özel yaşamlarıyla da şantaj yapıldığını belirten Kart’a gelen bazı mektup ve mahkeme dosyalarında dile getirilen iddialar şöyle: Bankamatikten öğrendi: Jandarma Binbaşı S.Y., ilk kadın ilçe jandarma komutanı olarak görev yaptı. Meslekten atılana kadar hiçbir disiplin cezası, sözlü veya yazılı uyarı almadı, 50’ye yakın takdirname ve ödül aldı. Jandarma Genel Komutanlığı’nda Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Şube Müdürü olarak görev yaparken yasadışı yollarla elde edilen telefon konuşmalarından üretilen ses CD’si eklenerek gönderilen ihbar mektupları nedeniyle soruşturma başlatıldı. Dava dosyasına göre S.Y., eşinden boşandığı iddia edilen bir kişinin ağzından yazılmış mektup gerekçe gösterilerek istifaya zorlandı. Kabul etmemesi üzerine de “meslekten ayırma” işlemi uygulandı. Kendisine yazılı bildirim yapılmayan S.Y., meslekten atıldığını 15 Şubat 2014’te maaşını almaya gittiğinde öğrendi. Atilla Kart, S.Y’nin “Alevi” olduğu için tasfiye edildiği görüşünü dile getirdi. Sen misin “ast”ına âşık olan: Pilot Yüzbaşı M.K.’nin “disiplinsizlik ve ahlaki durum” gerekçesiyle 14 Mayıs 2013’te TSK ile ilişiği kesildi. 12 yıllık görev süresi içinde 14 takdirname ile ödüllendirilen M.K. aşırı borçlanma ve “astı” ile duygusal ilişki yaşadığı gerekçesiyle disiplinsizlikle suçlandı. M.K, “duygusal ilişkiye girmekle” suçlandığı astsubay ile “amirmemur ilişkisi olmadığı” yönündeki itirazı dikkate alınmazken ayrıca bir Kapadokya gezisinde “şarkı söylemesi” de aleyhine delil olarak kullanıldı. Toplu soruşturma: Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda görev yapan bir grup astsubaya toplu soruşturma yapıldı. Mağdurlar, İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından komutanlık bünyesindeki 200 kişiye uygunsuz koşullarda soruşturma yapıldığını belirterek “Soruşturmanın ana konusu özel yaşam, alkol kullanımı, borçlanma, şans oyunları, bayan arkadaş edinme. Alkol kullanan kişiler askeri barlara kameralar yerleştirilip tespit ediliyor” şikâyetinde bulundular. R. B. adlı personel tarafından gönderilen mektupta ayrıca şu iddialara yer verildi: “Bize 28 Şubat tarihine kadar istifa etmemiz gerektiği, aksi takdirde ilişiğimizin kesileceğini bildirmiş durumdalar.” Savcı dava açmıştı MİT komisyonu kuruluyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Meclis Başkanlığı, MİT Yasası’nın yürürlüğe girmesinin ardından MİT’in Meclis tarafından denetlenmesi için kurulacak “Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu” için siyasi partilerden üye talebinde bulundu. TBMM Başkanı Cemil Çiçek; AKP’ye 10, CHP’ye 4, MHP’ye 2, HDP’ye 1 üyelik düştüğünü belirterek grupların üyelikler için adaylarını “en kısa sürede bildirmelerini” istedi. Balyoz davası ‘Survivor’ burada İZMİR Anayasa Mahkemesi önündeki hukuk nöbetinde “Gezi dayanışması” yaşanıyor. Şule Nazlıoğlu Erol’dan aldığı nöbeti dün emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer’e devreden Av. Murat Ergün, “Yurttaşlar yemek gönderiyor, su gönderiyor. Hiç tanımadığımız insanlar, kornalarına basarak bize destek olduklarını bildiriyor. Bunun yanında korna çalanlara ceza yazılması için trafik ekibi gönderen de var” dedi. Kendileri hukuk nöbetindeyken yurttaşların televizyonda “Survivor” izlediğini dile getiren Ergün, “Asıl ‘Survivor’ burada yaşanıyor” dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın eyleme saygı duyduğu yönündeki açıklamasına ilişkin “Duyduğu saygının gereğini yapmalıdır” diyen Ergün, yeni delil itirazıyla Yargıtay’a gidebileceklerini kaydeden Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a da şöyle seslendi: “Un var, yağ var, şeker varsa, neden helva yapmıyorsun diye sorarlar. Burada hukuksuzluk var, kumpas var, yeni delil var, eski delil var, o zaman niye beklediniz, ne bekliyorsunuz? Helvayı yapacaksanız yapın.” Asıl HAKAN DİRİK CHP’li Güler de nöbette ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Balyoz davası hükümlüsü emekli ve muvazzaf askerler tarafından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuruların gündeme alınması talebiyle Anayasa Mahkemesi önünde başlatılan “adalet nöbeti” sürerken CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler de eyleme destek verdi. Sayıları 300’ü bulan Balyoz davası hükümlüsü, hak ve adil yargılama usullerinin ihlaline ilişkin şikâyetlerini 2013 sonunda Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. CHP’li Güler eyleme destek verirken ziyaretinde “Anayasa Mahkemesi başvuruları bir an önce gündemine almalı ve hukuksuz, insafsız ve vicdansız sürece son vermelidir. Biz af istemiyoruz. Biz adil, şeffaf, hukukun işlediği bir yargı süreci istiyoruz” değerlendirmesini yaptı. “Adalet nöbeti”ni dün eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer devraldı. Anayasa Mahkemesi’ne başvurunun üzerinden 6 aya yakın bir zaman geçtiğini belirten Sezer, “İnceleme yapılırsa lehimize bir karar çıkacağına eminiz. Eğer ‘kumpas var, katakulliler yapıldı’ deniliyorsa ve bu görüldü ise buna sessiz kalanlar bu zararlara ortaktır. Özgürlük sorunumuzun çözülmesini talep ediyoruz” açıklamasını yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle