01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MAYIS 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 13 Ev Hizmetinde Jale Yerine Jane Çalıştırılırsa! Başkanı olduğum İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın geçen yıl açıkladığı raporlardan biri “Yabancı Kaçak İşçiler ve Türkiye’ye Göç Hareketi” adlı rapordu. Rapora göre, Türkiye’de bir yılda kaçak olarak çalışan yabancı işçi sayısı yaklaşık 200 bin. Gerçekten de Türkiye’de özellikle ev işlerinde, hasta ve çocuk bakımında çok sayıda kaçak işçi çalıştırılıyor. Oysa 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Kanunu’na göre; bu kişilerin ev hizmetlerinde çalıştırılabilmeleri için “çalışma izni” alınması şart. İşin daha birçok prosedürü de mevcut. Artı, yabancı işçi çalıştırılmasıyla ilgili tüm aşamaların “hukuka uygunluğu” ise insani ve yasal bir zorunluluk. İşte bu yazıda, herkese kılavuz olabilecek bilgileri derlemeye çalıştık. Başlayalım! Öncelikle çalışma izni alabilmek için yapılması gerekenlere bakalım. İlk olarak Emniyet müdürlüğünden çalışma izni konulu “ikamet tezkeresi” gerekiyor. Ardından en çok 6 işgünü içinde Çalışma Bakanlığı’na “çalışma izni başvurusu” yapılmalı. Ve Emniyet müdürlüğüne tekrar başvurularak en az bir yıl süreli “çalışma meşruatlı ikamet izni” başvurusu aranıyor. İşte bunlardan sonra SGK’ye işçi girişi bildiriliyor. Bu prosedür yerine getirilmezse, yani yabancı kaçak işçi çalıştırılırsa ağır cezai yaptırımlar söz konusu. Çalışma Bakanlığı’nın yabancıların çalıştırılması hakkında çeşitli kısıtlamaları da mevcut. Yaşlı ve hasta bakımı ile küçük çocuğu bulunanlar dışında konutlarda yabancı işçi çalıştırılması yasak. Ciddi bakım gerektiren haller dışında erkek yabancılar ise konutlarda mesai tüketemiyor. Yine sağlık raporu ile bakım gerektirecek hastalığı bulunduğunu kanıtlamayanlar da yabancı işçi çalıştıramıyor. Yasaya göre yabancı işçi çalıştırmak için SGK’ye başvurup işyeri numarası alarak işyeri bildirgesi verilmesi gerekiyor. İşyeri tescilinin süresinde yapılmaması veya geç yapılması bir asgari ücret tutarında idari para cezası gerektiriyor. İşlemlerin elektronik ortamda yapılabilmesi için de SGK’den şifre alınıyor. Yine işe başlama tarihinden önce ise işe giriş bildirgesi verilmek zorunda. Süresinde verilmemesi ya da geç kalınması halinde, yine bir asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanıyor. Takip eden her ayın 23. gününün bitimine kadar ise Aylık Prim Hizmet Bildirgesi SGK’ye gönderilmek zorunda. Gönderilmeme veya geç gönderilmesi halindeki ceza asgari ücretin beşte biri tutarında oluyor, yani 188 lira 10 kuruş. Artı, yabancı işçi, eğer part time çalıştırılıyorsa iş sözleşmesi ve eksik gün bildirimi SGK’ye verilmek zorunda. sigortası olmayan kişiler, Türkiye’de 5510 sayılı Kanun’la ‘genel sağlık sigortası hükümleri’ kapsamında kabul edilir.” Yabancı işçilerin işsizlik sigortası karşısındaki durumu da önemli. 4447 sayılı kanunun 46. maddesine göre, Türkiye ile mütekabiliyet esasına dayalı sosyal güvenlik anlaşması imzalamış ülkelerin vatandaşları, Türkiye’de çalışmaları durumunda işsizlik sigortasına tabi. 4857 sayılı İş Kanunu’na göre ise ev hizmetlerinde çalışanların sigortalı sayılması, iş kazası ve meslek hastalığı bakımından da çalışanlara bazı haklar tanıyor. Bu kişileri istihdam edenlere ise çeşitli yükümlülükler getiriyor. Çalışanların, evde bulundukları, işlerini yaptıkları veya ev sahibinin talimatıyla herhangi bir görevi yerine getirmek üzere dışarıda bulundukları sırada maruz kalacakları olaylar iş kazası olarak kabul ediliyor. Bu tip bir kaza yaşanması durumunda olay, İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirgesi ile en geç 3 işgünü içinde SGK’ye bildirilmek zorunda. İşsizlik sigortası ve kaza! Hangi kısıtlamalar var? Oğluma Yakın Olmak İstiyorum Merhaba, Size bu satırları Kandıra 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde bir hücreden yazıyorum. Ki, böylesi birçok mektup almışsınızdır. Hemen hepsi de tutsaklık koşullarında ya da ülkemizde yaşanan sorunlardan bahsediyor olmalı. Böylesi mektuplardan ben de epeyce yazdım. Ama şimdi “özel” bir sorundan bahsedeceğim. “Özel” diyorum ama aslında genel olarak yaşanan baskıların bir izdüşümü de diyebiliriz. Sahi henüz tanışmadık değil mi: Adım, Barış Aras. 7 Aralık 2012’de tutuklanana kadar DİSK Genelİş Sendikası’nın İzmir 2 No’lu Şube mali sekreteriydim. Kısaca ben bir emekçiyim. Tutuklanana kadar devrimci bir işçi, sendikacıydım. 26 Ocak 2011 tarihinde içinde bir felsefe öğretmeni, bir ilkokul öğretmeni, geriye kalan da benim gibi işçi olan beş kişi İzmir’de evlerimiz basılarak gözaltına alındık. Bize “DHKPC”li olduğumuzu kabul etmemizi dayattılar, ama esas olarak hak ve özgürlük mücadelesi içindeki duruşumuzdan, bir de benim sendikal faaliyetlerimden rahatsız oldukları açıktı. Nitekim mahkemeye çıkarıldığımızda serbest bırakıldım. (İzmir 10. Ağır Ceza ÖYM) Dava devam ederken de dışarıda sendikal faaliyetlerime devam ettim elbette. Bu arada, belirteyim ki evli ve bir çocuk babasıyım. Oğlum Ulaş Baki ellerinizden öper büyüme koşturmacası içinde ilkokula başlamaya hazırlanıyordu. Ve derken İzmir 10. Ağır Ceza ÖYM davayı bitirip benim hakkımda da tutuklama kararı vermiş. Nitekim 07.12.2012 tarihinde tutuklandım. Dava Yargıtay’a gitti. Öyle ki, Yargıtay Başsavcılığı da bu kararın bozulmasını talep etmiş. Madem ki tutuklandım. Aileme yakın olsun diye İzmir’e sevk istedim. İzmir’de F Tipi, T Tipi ne kadar hapishane varsa hepsine (Hem de sevk bedelini karşılayacağımı belirterek.) sevk istedim. Hiç değilse artık okula başlayan oğlum Ulaş’ı her hafta görüp kucaklayabileyim diye. Ama işte bu talebime hep “ret!” karşılığını aldım. Gelen cevaplar malum, “kapasite dolu!” Bu arada şunu da eklemeliyim: Benim ile aynı sorunu yaşayan Mustafa Balbay, Ankara Sincan Hapishanesi’ne sevk edildiğinde sevindim. Zira çocuklarına olan hasretini anlayabiliyordum. Ama aynı “anlayış” benim için gösterilmedi. Hâlâ da gösterilmiyor. Bu arada, Yargıtay’daki davanın onaylandığını geçenlerde öğrendim, şaşırdım mı? Hem evet hem hayır! Nasıl bir yargı kurumu ile karşı karşıya olduğumuzu, bu ülkede yaşanan nice adaletsizliği bildiğim için, hayır şaşırmadım. Ve şimdi, İzmir’e sevk olmak, benim için daha bir elzem oldu. Oğlumla bu koşullarda ancak ayda bir görüşebiliyoruz. Biz emekçi insanlarız. Her ay bu geliş gidişlerin yarattığı külfet bir yana, Ulaş’ın bunca yorulmasını ve okuldan geri kalmasını istemiyorum. İzmir’de bulunan iki tane F tipi, dört tane T tipi hapishaneden birine sevk edilmeyi istiyorum. Söyleyin çok şey mi istiyorum? “Kapasite dolu” cevabını ise artık duymak istemiyorum. Komik bile değil artık bu cevap. İşte bu konuda yardımınızı, dayanışmanızı istiyorum. Elbette “normal” koşullarda bu talep, Adalet Bakanlığı’na “normal” yollarla iletilir ve sonuç alınır. Bunu biliyorum ama o yol tıkalıysa ne yapılır? Bulabildiğim cevaplardan birisi de size yazmak oldu. İlgi ve duyarlılığınızdan dolayı şimdiden size teşekkür ederim. Barış Aras Kocaeli/Kandıra 2 No’lu F Tipi Hapishane Vergi açısından durum ne? Yapılması gerekenler… SGK’ye bildirim nasıl yapılır? KAÇAK YABANCI İŞÇİ ÇALIŞTIRMANIN CEZASI l Çalışma izni bulunmayan her yabancı işçi için 7 bin 614 lira idari para cezası var. l Çalışma izni olmaksızın bağımlı çalışan yabancı için bu tutar 759 lira. Bağımsız çalışan olunca tutar 3 bin 43 liraya yükseliyor. l Bildirim yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmeyen bağımsız çalışan yabancı ile yabancı çalıştıran işverene her bir yabancı için ödenecek ceza da 379 lira. l Fiillerin tekrarında idari para cezaları bir kat artırılıyor. l İşveren, yabancının ve varsa eş ve çocuklarının konaklama giderleri ile ülkelerine dönmeleri için gerekli masrafları ve gerektiğinde sağlık harcamalarını karşılamak zorunda. Yabancı işçi çalıştırmanın gelir vergisi bildirimi boyutu da var. Gelir Vergisi Kanunu’nun 23/6. maddesinde şöyle yazar: “Hizmetçilerin ücretleri (Hizmetçiler özel fertlerce, evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, sütninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çalıştırıonuç: Risk ve lanlardır.) (Mürebbiyeler istisna kapsamı sorumluluk büyük dışı) gelir vergisinden istisnadır”. Yani bu haliyle söz konusu kişilere yapılacak Sonuç olarak; ev hizmetlerinde sigorödemeler sadece SGK primine tabi. tasız bir kişiyi çalıştırma hem de yabancı Tabii ki, bu aşamada, “Genel Sağlık işçi çalıştırma bütün olarak yasadışı ve Sigortası bildirimi nasıl yapılır” sorusunun etik olarak da kabul edilemez bir davyanıtını da vermek gerekiyor. ranış. “Çapraz denetimler, yüksek idari Yabancılarda “genel sağlık sigorpara cezaları ve de SGK’nin her zaman tası hükümleri” açısından, 5510 sayılı geriye doğru 10 yıl resen prim tahakkuk Kanun’un “Genel sağlık sigortalısı sayıve tahsil yapma yetkisi”nin olduğunu lanlar” 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasıhatırlatmak ise umarım caydırıcı olur! nın (d) bendi hükmüne bakılır. Yasanın meali şöyledir: Sorularınız için [email protected] adresine “Türkiye’de oturma iznine mail atabilirsiniz. Tüm sorular eposta sahip ve yabancı bir ülkede S ile tek tek cevaplanacaktır. İktidar 1 Mayıs’ı Cezalandırdı PERİHAN ERGUN Tüm dünyada işçinin, emekçinin dayanışma günü, bayramı olan 1 Mayıs birkaç yıldır AKP iktidarınca korkulu gün niteliğine büründürüldü. Oysa, emeğe saygılı toplumların hepsinde 1 Mayıs, halkın da katılımıyla kutsal nitelikli bir şenlik ve hak arama günüdür. Gelin görün ki 2014’ün 1 Mayısı’nda Taksim’de toplanmak isteyenlerle güvenlik güçlerinin, kavgalı dövüşlü, gaz bombalı, kitlelere sıkılan basınçlı sulu, misketli savaş haline getirildi. 1 Mayıs Bayramı coşkusuyla topluluğa katılmak isteyen insanlarımızdan birkaçının kolu, bacağı kırıldı. Hatta gözünü kaybedenler bile oldu. Aileleriyle bayrama gidiyoruz sevinciyle neşe saçan çocuklar, üstlerine sıkılan gazlı sularla hıçkırıklar içinde bayılırlarken “Vur” emrini verenlerin yürekleri hiç mi sızlamadı! Taksim Meydanı yasağına karşı bir kısım işçi sendikasının başvurusuyla valilikçe toplanmanın Kadıköy Meydanı’nda yapılabileceği izni verildiyse de halkın ve emekçilerin büyük kısmı oraya ulaşamadı. Çünkü; bir de kentin tüm kara ve deniz araçlarının taşımacılığı da yasaklandı. Bu nedenle ancak Kadıköy yakasındakilerin bir bölümü meydana ulaşabildi. Avrupa yakasında tıpkı örfi idare günlerinde olduğu gibi hayat durdu. Özellikle de Taksim’e ulaşan yolların tamamı yüzlerce polis tarafından kuş uçurtulmaz hale getirildi. Öyle ki, işyerlerine gitmek için haberciler, sahip oldukları Sarı Basın Kartlarını göstermelerine karşın Tepebaşı’ndan İstiklal Caddesi’ne geçme iznini, ancak müdürlerinin yardımıyla alabildiler. 2014’ün bu yasaklı 1 Mayıs günü tüm demokratik ülkelerce kınayıcı beyanlara neden oldu. AKP hükümetinin AB’ye girme rüyası da böylece kâbus haline getirildi. HHH Tarihimizde mayıs ayının övünülen ve yerinilen olaylarla önemli bir yeri vardır. İlk akla gelenlerin başında övüncümüz olan 29 Mayıs 1453’te Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un fethidir. 3 Mayıs’a gelince; iki yönden önemli bir tarihtir. Birincisi gazetecilere verilen basınyayın özgürlüğüdür. Ne yazık ki bu özgürlüğün kahramanları Başbakan’ın da kabul ettiği kumpaslarla yıllardır zindanlarda susturuldular. 3 Mayıs’ın ikincisi de bizde de kabul gören bir gündür. Şöyle ki, 18. yüzyıldan başlayarak aydınlanma çağına giren toplumların, bilimsel devrimin, sanayi devriminin adımlarının atıldığı dönemdir. 1789 Fransız Devrimi’yle dünyaca kabul görmüştür. Bir de Türk kavimlerinin Orta Asya’dan çıkışlarından sonra Araştırmacı Yusuf Akçura ve Ziya Gökalp’in ortaya koydukları söylem ve kitaplarıyla ulus devlet markalaştı. Bu öğretiye ırkçılık diyenler olduysa da bu hatalı görüşten Batı’daki örnekler göz önüne alındığında çağdaşlığa ancak ulusal devletlerin ulaşabildiği algısıyla vazgeçilmiştir.. HHH 6 Mayıs Hıdrellez günü olmasına karşın hâlâ acıları içimizi sızlatan bir gün olarak tarihimize geçmiştir. 3 fidanımız, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın idamlarının uygulandığı o kara günü unutmak mümkün müdür? Ömür boyu, bu kara sayfa, karar verenlerin büyük affedilmez günahı olarak kalacaktır. 6 Mayıs 2014’te de idamların 42’nci yılında da onlar özlemle anıldılar. Saat 11.00’de 68 Gençliğiyle TGB Gümüşsuyu’ndaki İTÜ önünde buluşup birlikte Dolmabahçe’ye indiler. Örnek aldıkları şehitlerini denize karanfiller atarak andılar. Üniversite gençliği de Beyazıt Kampusu’nda toplanarak anmadan sonra onlar gibi Atatürk andı yürüyüşü ve marşlarla halkla birlikte vefa borçlarını ödemek istediler. HHH Üç fidanımızın emperyalistlere karşı çıkmak, ATATÜRK Cumhuriyeti’ni, vatanı özgürlük simgesi ay yıldızlı bayraklarını sevip korumaktan başka hiçbir günahı yoktu. Bu vatan ve ulus sever yavrularımızın kara yazılarının, tarihimize utanç sayfası olarak yazılışının verdiği vicdan azabı kıyamete dek çekilecektir. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY KAYSERİ DEFTERDARLIĞI MİLLİ EMLAK MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN SATIŞI YAPILACAK TAŞINMAZ MAL TAŞINMAZ NO: 38020103281 İLÇESİ: Melikgazi MAH/KÖY: Erenköy CİNSİ: Tarla PAFTA: d06a2c ADA: 10528 PARSEL: 1 Y. ÖLÇÜMÜ (m2): 14.591,42 HİSSE ORANI: Tam HAZİNE HİSSESİ (m2): 14.591,42 İMAR DURUMU: Diabet Hastanesi,Yol ve Park TAHMİN EDİLEN BEDELİ (TL): 2.042.800,00 GEÇİCİ TEMİNATI (TL): 408.560,00 İHALE TARİH: 21.05.2014 İHALE SAATİ: 14:00 1) Yukarıda tapu kaydı ve nitelikleri belirtilen Kayseri ilinde bulunan mülkiyeti Hazine’ye ait taşınmaz malın satış ihalesi, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulü ile hizasında gösterilen tarih ve saatte Milli Emlak Müdürlüğü İhale Salonu’nda toplanacak olan komisyon huzurunda yapılacaktır. 2) Şartname ve ekleri mesai saatleri içerisinde Milli Emlak Müdürlüğü’nde ücretsiz olarak görülebilir. 3) İsteklilerin belirtilen gün ve ihale saatine kadar geçici teminat makbuzunu veya teminat mektubu ile ikametgâh ilmuhaberi, nüfus cüzdanı sureti veya tasdikli bir örneği, ortak katılım halinde ortak girişim beyannamesiyle birlikte komisyona müracaat etmeleri zorunludur. 4) Başka şahıs adına ihaleye iştirak edeceklerin noter tasdikli vekâletnameyi, tüzel kişilerin yılı içerisinde alınmış Ticaret ve Sanayi Odası belgesini, yetki belgesini ve imza sirkülerini, kamu tüzel kişilerinin ise, tüzel kişilik adına ihaleye katılacak veya teklifte bulunacak kişilerin tüzel kişiliği temsile yetkili olduğunu belirtir belgeyi ibraz etmeleri zorunludur. 5) Posta ile yapılacak müracaatlarda meydana gelecek gecikmeler kabul edilmez. 6) İhale komisyonu ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. 7) 4706 sayılı kanunun 4916 sayılı kanunla değişik 5’inci maddesi gereğince talep edilmesi halinde Hazine’ye ait taşınmaz malların satış bedelini 1/4’ ü peşin olarak kalanına kanuni faiz uygulanmak suretiyle 2 yıla kadar genel tebliğde belirtilen esaslar çerçevesinde taksitle ödenebilecektir. 8) Hazine’ye ait taşınmaz malların satışı KDV’ye tabi olmadığı gibi bu satış ve devir işlemleri sırasında düzenlenen belgeler vergi, resim ve harçtan müstesnadır. 9) Satışı yapılan taşınmaz mallar satış tarihini takip eden yıldan itibaren 5 yıl süre ile emlak vergisine tabi tutulmaz. 10) İsteklilerden istenilen belgelerin aslının veya noter tasdikli suretlerinin ibraz edilmesi zorunludur. İlan olunur. NOT: İhale bilgileri www.milliemlak.gov.tr veya www.maliye.gov.tr/defterdarliklar/kayseri/ internet adreslerinden öğrenilebilir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 28933) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Shakes 1 peare’ in “Fır 2 tına” adlı oyunundaki cana 3 var. 2/ Tirsi ba 4 lığına verilen 5 bir başka ad... 6 Oyunda cezalı çocuk. 3/ Alüv 7 yon... Bir şeyin 8 kalitesini garan 9 ti eden işaret. 4/ Dolma yapmak 1 2 3 4 5 6 7 8 9 için hazırlanan karı 1 E M P O T A N S şım... Bağ, bahçe ve 2 N İ A M E Y M A bostanlarda ekilmek 3 B EMO L için ayrılmış küçük 4 V A N A T O L T İ K İ toprak parçası. 5/ Kol P A F U L İ gücünü geliştirmekte 5 N A L N L kullanılan, şişe biçi 6 T A T 7 E N İ K L İ A minde jimnastik aracı. 6/ Yurdumuzun en 8 R O K E T A T A R önemli kayak merke 9 T S A H A R A zi olan dağ... Bir renk. 7/ Açık denizden bir kum setiyle ayrılmış sığ koy ya da körfez... Tokyo’nun eski adı. 8/ Birbirine yakın adalar grubu... Arap erkeklerinin kefiyelerinin üzerine geçirdikleri kalın çember bağ. 9/ Ender, seyrek... Toplumda ya da bireyde, ölçü ve değerlerin çökmesi sonucunda oluşan dengesizlik durumu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Atını konsül yaptığı iddialarıyla tanınmış Roma imparatoru. 2/ Mayhoş bir meyve... Antalya’nın bir plaj bölgesi. 3/ Toprak damları sıkıştırmakta kullanılan taş silindir... Divan edebiyatında manzum bilmece. 4/ Duman lekesi... Bir uzay aracının, işlevsel bir birim oluşturan bölümü. 5/ Türk halk müziğine özgü nefesli bir çalgı. 6/ Türk halk ozanlarının etkisinde yetişen Ermeni asıllı âşıklara verilen ad... En kısa zaman süresi. 7/ Bitki... Kişinin öz benliği. 8/ Dağ sırtlarında geçit veren çukur yer... Yokluk, hiçlik, ölüm. 9/ Derin bir keder ve karamsarlıkla kendini belli eden yoğun depresyon.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle