04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MAYIS 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Aşkolsun size İSTANBUL / ANKARA (Cumhuriyet) Türkiye’de devrimci hareketin gençlik önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 20’li yaşlarında idam sehpasında katledilişlerinin 42. yıldönümünde Amerikan 6. Filosu askerlerinin karaya çıkarılmadığı Dolmabahçe’de anılacaklar. 68’liler, 78’liler ve siyasi partiler, “3 Fidan”ı Gezi Direnişi sırasında katledilen “Fidanlarla” birlikte anarak Kabataş ve Taksim’den Dolmabahçe’ye yürüyecekler. Anma toplantıları saat 12.00’de İTÜ Gümüşsuyu Kampusu önünde başlayacak sürecek. Öğrenci Kolektifleri, “Emperyalizme ve AKP’ye karşı şimdi Deniz olunmalı” ve Liseli Genç Umut ise “Deniz’lerin Yolundayız; Biz Geleceğiz” söylemiyle saat 18.00’de Fındıklı’daki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi önünden Dolmabahçe’ye yürüyüş gerçekleştirecek. Liseli Genç Umut, “Ethem, Abdullah, Mehmet, Ahmet, Hasan Ferit, Medeni, Ali İsmail ve Berkin’in hesabını sormak için Deniz’lerin yolundayız. Şimdi Deniz’lerin idamının 42. yılında Haziran İsyanı’ndan bugüne sokakları boş bırakmayan liseliler 3 fidanı unutmadık” diye çağrıda bulundu. HDP’liler ise saat 18.00’da Taskim AKM’nin önünde toplanarak Dolmabahçe’ye yürüyecek. Ekim Gençliği ise Kartal Meydanı’nda ve Avcılar Marmara Caddesi girişinde saat 19.00’da “Denizlerin yolunda devrime yürüyelim” yürüyüşü gerçekleştirecek. ADD Şişli Şubesi’nin, Gazanfer Özcan Tiyatrosu’nda gerçekleştireceği “Mustafa Kemal ve 68 Hareketi” söyleşisine konuşmacı olarak 68’liler Vakfı Genel Başkanı Sönmez Targan, gazetemiz yazarlarından Ali Sirmen, akademisyen Cüneyt Akalın katılacak. Halk müziği sanatçısı Ekrem Ataer de dinleti sunacak. l CHP Ankara İl Başkanlığı, idamların 42. yıldönümünde gece yarısı bir anma töreni düzenledi. “Üç fidan” saat 24.00’te Ulucanlar Cezaevi’nde anıldı. Bugün saat 11.00’de de Karşıyaka Mezarlığı’nda anma töreni yapılacak. Gençlik önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edilmelerinin 42. yılında anılıyor Kürtler, İslamı Tartışmaya Açıyor DİYARBAKIR Diyarbakır’da bu hafta sonu önemli bir kongre var. Onun hazırlıkları yapılıyor. İşareti geçen yıl, Abdullah Öcalan çakmıştı. PYD güçleriyle çatışan El Kaide bağlantılı El Nusra güçlerinin Suriye sınırındaki Öcalan posterlerini çiğnediği günlerdi. Öcalan, bir bayram mesajı kaleme aldı ve İmralı görüşmesinde Pervin Buldan’a verdi. Mesaj şuydu: “El Kaide, El Nusra gibi İslama ihanet içinde olan kesimlere karşı Diyarbakır’da Demokratik İslam Kongresi çağrısı yapıyorum. Bu kongre çalışmalarında Alevisi ve Sünnisiyle tüm halkımızın derinlikli tartışmalar yürütmesi son derece önemlidir. Hz. Muhammed’in Medine Şura çalışmaları örnek alınarak, Şeyh Said gibi tarihi kişiliklerin ruhuna uygun olarak bu çalışmaların yapılması önemlidir.” HHH Böylece Öcalan, Suriye sınırında ve Güneydoğu’da bilek güreşi sürerken, beklenmedik bir hamleyle “gerçek İslam”ı tartışmaya açmış oldu. Bir yandan devletle müzakere sürdürürken, bir yandan da toplumsal bazda bir zemin çalışması başlatıyordu. Diyarbakır’da Demokratik Toplum Kongresi’nin temsilcileriyle görüştüm. Öcalan’ın çağrısını hayata geçirmek için uzun süredir hazırlandıklarını anlattılar. İki günlük kongreye kurumsal katılım olmayacağını, kişilerin kendi adlarına davet edildiğini söylediler. HHH “Demokratik İslam”, iddialı bir başlık... Yıllar önce Ali Bulaç’ın tartışmaya açtığı “Medine Sözleşmesi”nin Kongre’de yeniden gündeme alınıp tartışılacağı anlaşılıyor. Çoğulcu bir yapının çatışmadan bir arada var olabilmesinin çerçevesini belirleyen sözleşmenin, Kürt meselesinin çözümünde model olup olamayacağı araştırılacak. 48 kişilik çağrıcılar listesinde Türkiye’den, Avrupa’dan, Rojova’dan isimler var. Din âlimleri çoğunlukta... Programa göre konferansın ilk gününde, İslamın demokrasi, hukuk, özgürlük, ezenezilen çelişkisi konularına bakışı araştırılacak. İkinci gün ise “İslam ve şiddet” ve “İslamda kadın” tartışılacak. Cevap aranacak soru, çağrı metninde şöyle tanımlanıyor: “Ortadoğu’yu, bu coğrafyanın bütün inançları, kimlikleri, mezhepleri, kültürleri için huzur dolu bir ev haline nasıl getirebiliriz?” HHH Öcalan, PKK bayrağı altında sürdürdüğü 30 yıllık silahlı mücadele ile Türkiye’nin tüm dengelerini kökten değiştirdi. Yakalandıktan sonra da İmralı’da küçücük bir hücreden, ülkenin kaderine hükmetmeye devam etti. “Ben olsam asardım” demiş bir Başbakan’ı kendisiyle müzakere yapar konuma getirdi. Birçok yasal, anayasal değişikliğe dolaylı imza attı. Bölgede kan davalarından kadının pozisyonuna, dağdakilerin dönüşünden partilerin birleşip ayrışmasına, aday seçiminden tahliye kararlarına kadar her alanda ağırlığını hissettirdi. Şimdi de din alanına giriyor; İslamı tartışmaya açıyor. “Demokratik bir İslam” şiarıyla, “kafa kesen İslamcılar”ı teolojide mahkum etmeye, “Bu din, bildiğiniz gibi değil” mesajı vermeye hazırlanıyor. Hafta sonu Diyarbakır’a dikkat! Asırlık bir tartışma yeniden başlıyor. Türkiye açlık grevinde İstanbul Üniversitesi (İÜ) Hukuk Fakültesi öğrencisi olan Deniz Gezmiş, 1968’de İÜ işgali, Amerikan 6. Filosu askerlerinin Dolmabahçe’den karaya çıkmalarına engel olunarak denize atılmaları, işçi ve çiftçi hareketlerine destek eylemlerindeki öncülüğüyle efsane haline geldi. Gezmiş, Filistin halkıyla dayanışma için 1969’da bir süre Filistin kamplarında kaldı. Devrimci gençliğin önderlerinden Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan ile Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nu (THKO) kurarak ABD’li 4 askerin kaçırılması gibi eylemlerde bulundu. 12 Mart 1971 askeri darbesinin ardından tüm anayasal haklar rafa kaldırılırken Deniz Gezmiş 16 Mart 1971 günü Gemerek’te yakalandı. ODTÜ öğrencisi Yusuf Aslan da birkaç saat sonra Şarkışla’da yaralı olarak gözaltına alındı. ODTÜ öğrencisi Hüseyin İnan ise 23 Mart 1971’de Kayseri’de yakalandı. Savcı Baki Tuğ tarafından idamları istenen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yargılanmasına Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığındaki Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No’lu Mahkemesi’nde 16 Temmuz 1971 günü başlandı. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No’lu Mahkemesi, 9 Ekim 1971 tarihinde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın tamamını, bir kısmını tağyir, tebdil veya ilgaya cebren teşebbüs suçunu” işlediklerini sabit görerek “TCK 146/1 maddesi uyarınca ölüm cezasına” çarptırdı. Deniz ve arkadaşları, 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece sabaha karşı Ulucanlar Cezaevi’nde idam edildi. İdamları önlemek için büyük mücadele veren ve 5 Mayıs 2011’de yaşamını yitiren Avukat Halit Çelenk, Deniz’in son sözlerinin “Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın MarksizmLeninizmin yüce ideolojisi. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi. Kahrolsun emperyalizm. Yaşasın işçiler, köylüler” olduğunu aktardı. Emek, barış ve İKLİM ÖNGEL ANKARA Kendini “gezgin” olarak tanımlayan Şerafettin Erhan, Deniz’lerin mezarında 3 gündür “Emek, barış ve özgürlük” için açlık grevi yapıyor. İstanbul’dan 13 Nisan’da yola çıktığını ve yürüyerek 27 Nisan’da Ankara’ya ulaştığını söyleyen Erhan, şimdiye kadar gerçekleştirdiği hiçbir yürüyüş ve açlık grevini medyaya duyurmadığını belirtiyor. Deniz’leri ziyarete gelenlerin fark ettikleri Erhan, “Kimi kendisini slogan atarak kimi eylemlere katılarak ifade eder. Benim ifade şeklim de bu” diyor. Ankara’ya geldiğinde İstiklal Marşı’nın yazıldığı Tacettin Dergâhı’nı, Gezi eylemlerinin en ağır yaşandığı yerleri gezdiğini dile getiren Erhan, “1 Mayıs’a da Ankara’da bireysel olarak katıldım. Hiçbir grupla bir bağlantım yok” dedi. Kendisini “gezgin” olarak tanımladığını ve daha önce de kimsenin haberi olmadan kısa mesafeli yürüyüşler ile bir de açlık grevi yaptığını söyleyen Erhan, 1 Mayıs’ın ardından Deniz’lerin mezarları başında açlık grevi yapmaya başladığı belirtti. Ülkenin içinde bulunduğu durumdan kaygılı olduğunu söyleyen ve sorumluluk hissettiğini dile getiren Erhan, geceleri kullanılmayan bir mescitte kaldığını, gündüz erken saatlerden itibaren de mezarların başında durduğunu belirtti. Erhan’ın açlık grevi ve oturma eylemi bugün sona erecek. özgürlük için Çelenk de anılıyor l Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edilmelerinin 42. yıldönümünde, avukatları Halit Çelenk de aramızdan ayrılışının 3. yılında anılacak. Savunmalarını yaptığı Deniz”lerin idamının yıldönümlerine bir gün kala 5 Mayıs 2011 tarihinde yaşamını yitiren ve 6 Mayıs günü toprağa verilen “üç fidan”ın avukatları Halit Çelenk de bugün anılacak. Şekibe Çelenk, eşinin aramızdan ayrılışından sonra “O çocukları o kadar çok seviyormuş ki, kendi gideceği günü aynı tarihe denk getirdi. (...) Hiç unutmam. Çocuklar idam edileceği gün haber gönderdiler, Halit Abi yanımızda olsun.. diye. ‘Ben nasıl dayanırım’ dedi, çocukların da arzusunu kıramadığı için gitti. O geceden sonra 3 ay ne uyudu, ne yemek yedi, ne eve girdi... ” demişti. O geceyi İdam Gecesi Anıları kitabında anlatan Halit Çelenk, kendisiyle yapılan bir röportajda da “Tüm ayrıntıları anımsıyorum. Öyle bir gece yaşadık ki. Unutmak mümkün değil. (...) Bugünkü koşullarda yargılansalar 4, en fazla 5 yıl ceza alırlar” diye konuşmuştu. gençlik yürüyüşü Yurt Haberleri Servisi Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) 68 kuşağının devrimci önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile Gezi Direnişi’nde katledilen sekiz genci anmak için İstanbul’dan Hatay’a gidiyor. 2 Mayıs’ta İstanbul’dan yola çıkan ve önceki gün, Gezi Direnişi’nde polisler tarafından dövülerek katledilen 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ı Eskişehir’de anan FKF üyeleri dün Ankara’ya ulaştı. FKF’liler; Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın mezarlarını ziyaret etti. Kayseri üzerinden Adana’ya yürüyen FKF’liler dün, saat 18.00’de Adana İstasyon Meydanı’nda buluşarak İnönü Parkı’na yürüdü ve burada bir basın açıklaması yaptı. FKF’liler bugün de Hatay’da Gezi Direnişi’nde katledilen Ali İsmail Kokmaz, Ahmet Atakan ve Abdullah Cömert’i mezarı başında anacak. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü ise basın kuruluşlarına gönderdiği mesajla önceki gün Eskişehir’de düzenlenen etkinlikte sağduyuları nedeniyle FKF üyelerine teşekkür etti. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, “Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) üyelerine barışçıl ve olumlu davranışlarından dolayı müzakere yapan görevli polisler tarafından teşekkür edilmiştir” denildi. Barış için Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ Tam bağımsız Denizlerin mezarında Terzi Fikri unutulmadı Yurt Haberleri Servisi Fatsa’nın efsanevi sosyalist belediye başkanı, “Terzi Fikri” lakaplı Fikri Sönmez, ölümünün 29. yıldönümünde Kabakdağ köyündeki mezarı başında anıldı. Fatsa’da 1979’da bağımsız belediye başkanı seçilen “Terzi Fikri” lakaplı Fikri Sönmez, halk komiteleri kurarak ilçenin pek çok sorununu çözdü. Her şeyi halkla eleele vererek çözen “Terzi Fikri” sağcı politikacıların ve basının hedefi oldu. 12 Eylül 1980 darbesinden önce 11 Temmuz 1980’de “sosyalist bir yönetim oluşturulduğu” gerekçesiyle ilçeye düzenlenen askeri operasyonda Fikri Sönmez ve pek çok kişi tutuklandı. AP, CHP ve MSP ilçe başkanları yaptıkları ortak açıklamada, askeri operasyona tepki gösterdi ve tutuklananların serbest bırakılması istendi. Fikri Sönmez, 4 Mayıs 1985’te Amasya Cezaevi’nde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Sönmez’in oluşturduğu “Fatsa Modeli” olarak anılan yerel yönetim anlayışı pek çok araştırmaya konu oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle