Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  6	MAYIS	2014	SALI  4  HABERLER  Dört eski bakan hakkında Meclis soruşturması açılması, rekor oyla kabul edildi  Herkes Kendine Dönüp	Baksın! Freedom House’un yıllık raporunda Türkiye’nin basın özgürlüğü sıralamasında irtifa kaybetmesi ve Avrupa’nın basını özgür olmayan tek ülke konumuna düşmesi, Türkiye’de basın özgürlüğünün çiğnenmesinden nasibini almış değerli gazeteci Ahmet Şık’ın, UNESCO’nun Guillermo Cano Dünya Basın Özgürlüğü Ödülü’nü alması üzerine bütün gözlerin Türk basınının hali pürmelali üzerine çevrilmiş olduğu sırada, emekli büyükelçi ve eski CHP milletvekili Dr. Onur Öymen’in “Bir Propaganda Silahı Olarak Basın” kitabını yeni bitirmiştim. Basın özgürlüğünü propaganda yönlendirme konuları yönüyle ihata eden bu geniş soluklu eserinde, nebisi bol Türk siyaset hayatının hepsi de özgün bol kitaplı siması emekli büyükelçi Dr. Onur Öymen, gelişmelere kapsamlı yaklaşıyor. HHH Kitabın “21. Yüzyılda Türk Medyasının Durumu” bölümünde şunları söylüyor ezcümle Onur Öymen: “Gerçekler ortaya çıkıp da toz bulutu dağılınca, herkes geçmişin bir muhasebesini yapmak zorunda kalacaktı. Basın dahil!(...) İnsanların kaybolan yılları, tükenen hayatlar, yaşanan dramlar, aile faciaları ne olacaktı? Bunların hesabını kim verecekti?(...) Bütün bunlar olurken konuşması gerekenlerden bazıları ne için susmuştu?(...) Niçin basının bir bölümü o insanların daha acı çekmeleri için savaş vermişti?(...) Bu durum, ülkedeki demokrasinin standartlarını da düşürdü. Özgür basın olmadan demokrasi olabilir miydi?(...) Radyo ve televizyonları denetlemek amacıyla kurulan RTÜK ihtilaflı konularda hep iktidarın istediği doğrultuda oy veriyordu. Devlet televizyonu TRT’de çalışanların bir bölümü tasfiyeye uğratılmıştı.(...) Özel televizyon haber kanallarından çoğu iyi bir sınav verememişti. İktidarın tutumunu kollayan yayınlar yapmak için tarafsızlıktan uzaklaşmışlardı. (...) Başbakan’ın hemen hemen her konuşmasının ondan fazla kanalda aynı anda canlı olarak yayımlanmasının dünyada örneği pek azdı. Yazılı basın da iyi sınav veremeyenler arasındaydı. İktidarla muhalefetin haberlerinin verilmesinde büyük farklılıklar vardı.(...) İktidara yakın olmaya özen gösteren gazeteler cumhuriyetçi çizgiyi özenle korumaya çaba gösteren muhalif politikacıların sözlerini görmezden gelmeye özen gösteriyorlardı.(...) HHH İkinci Cumhuriyetçi denilen evvelce sol görüşlere yakın olup da AKP iktidarına başlangıçta umut bağlayanlar, bu iktidarın Türkiye’yi bireysel özgürlüklerin egemen olacağı çağdaş bir ülke haline getireceğine inananların, ‘yetmez ama evet’çiler ve hep bu yönde yazı yazanlar, görüşler savunanlardan bir kısmı da sonunda yanıldıklarını anladılar.(...) İyi sınav veremeyenler arasında yabancı basın da vardı. Başlangıçta AKP’ye büyük destek veren, attığı adımlardan büyük başarı gibi söz eden, muhalefetin eleştirilerini görmezden gelen, hatta muhalefeti eleştiren gazeteciler zaman içinde tutumlarını değiştirdiler, eleştirilerde bulunmaya başladılar. Evvelce aksi görüşü savunanların işin esasında baştan beri yanıldıklarını kabul etmeleri beklenemezdi.(...) Onlar o zaman dediklerinde de haklıydılar, şimdi yaptıkları eleştirilerde de!(...) Özeleştiriye en çok ihtiyaç duyanlar arasında yabancı basının büyücek bir bölümü de yer alıyordu. 21. yüzyılın ilk yılları herkes için derslerle doluydu. Yurtiçinde ve yurtdışında Türkiye’deki siyasi gelişmelerle ilgilenenlerin bu derslerden yararlanması gerekiyordu. Türkiye’de iktidar değişikliğinin Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren benimsediği temel değerleri ve sağlam ilkeleri değiştiremeyeceği herkesçe anlaşılmalıydı. Türkiye’yi yeniden ve farklı temeller üzerinde yapılandırmak isteyenlerin Türk toplumunun dokusunu değiştirmeye çalışanların başarı şansının olmayacağını anlayanlar belki ileride daha sağlıklı teşhisler koyup gerçekçi değerlendirmeler yapabilirlerdi...” Onur Öymen’in konuyu her yönüyle ele alan, düşündürücü ve öğretici, kapsamlı kitabını okumanın tam zamanı.  Sadece AKP inandı MAHMUT LICALI ANKARA  BMM Genel Kurulu’nda, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında haklarında “rüşvet,	yolsuzluk,	nüfuz	suistimali”	iddialarıyla fezleke düzenlenen eski bakanlar Egemen	 Bağış,	Erdoğan	Bayraktar,	Zafer	Çağlayan ve Muammer	Güler hakkında Meclis soruşturması açılması kabul edildi. Görüşmelerde, Erdoğan Bayraktar savunma hakkını kullanmazken, diğer Bağış ve Çağlayan,“paralel	yapı”yı suçlayarak, siyasi savunma yaptı. Güler,	“yasadışı	dinleme”	den yakındı. TBMM Genel Kurulu’nda AKP’nin 4 eski bakan hakkında tek bir soruşturma komisyonu kurulmasına ilişkin önergesi ile CHP’nin her bir isim hakkında ayrı komisyon kurulması yönündeki önergeleri ayrı ayrı görüşüldü. TBMM Danışma Kurulu’nda alınan karar doğrultusunda ilk önce AKP’nin önergesi üzerinde görüşmeler yapıldı. Görüşmelere geçilmeden önce CHP, Meclis’e gelen iki ayrı fezleke bulunduğunu belirterek, Bayraktar hakkında ayrı, diğer 3 eski bakan hakkında ayrı komisyon kurulması gerektiğini belirterek, usule itiraz etti. MHP ve BDP’nin de itirazları üzerine açılan usul tartışmasında, muhalefetin iki ayrı komisyon önerisi reddedildi. Görüşmelerde önerge sahibi olarak söz alan AKP’li Sadi	Bilgiç’in kendi imzası bulunan önergede üzerine konuşma yaparken eski bakanlar suçsuz olduğunu ima etmesi tepki çekti. HDP’li Kaplan, Rıza	 Sarraf’ın her taşın altından çıktığını belirterek, “Sanırsınız	kabinenin	27.	bakanı” dedi. CHP’li Engin	Altay, AKP’nin bakanları biran önce aklanması niyetinde olduğunu söyledi. AKP’nin önergesi için yapılan gizli oylamaya 469 milletvekili katıldı. Yapılan oylamada, 9 ret oyuna karşın 4 eski bakan hakkında Meclis soruşturması açılması 453 milletvekilinin oyuyla kabul edildi, 6 milletvekili de çekimser kalırken, 1 oy ise boş çıktı. AKP’nin önergesinin ardından CHP’nin önergeleri görüşüldü. Ancak, 4 bakan hakkında aynı konuda soruşturma komisyonu kurulamayacağı gerekçesiyle CHP’nin önergesi reddedildi.  Köşk	seçiminden	sonra Soruşturma komisyonu 8’i AKP, 4’ü CHP, 2’si MHP, 1’i de HDP olmak üzere 15 milletvekilinden oluşacak. Komisyon çalışmaları 2 ay sürecek ve bu sürede raporunu tamamlayamazsa, 2 aylık ek sürede raporunu tamamlamak zorunda kalacak. Komisyon, Yüce Divan’a sevk yönünde karar verebileceği gibi, sevkedilmemesi yönünde de rapor hazırlayabilecek. Yüce Divan’a sevk kararı Meclis üye tam sayısının salt çoğunluğu olan 276 milletvekilinin “gizli	oyuyla” mümkün olabilecek. Komisyonun çalışma süresi dikkate alındığında eski bakanlar hakkındaki Meclis’in kararı, cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasına kalacak.  ‘Sistematik kampanya’ Ekonomi Bakanı Çağlayan’ın kürsüye gelmesiyle tansiyon yükseldi. Muhalefet sıralarından “Saatin	nerede?”,	“Saat	kaç”	şeklinde laflar atıldı. Çağlayan ise “Hanginiz	delikanlıysa	gelsin	anlatayım”	diye karşılık verdi. Verilen aranın ardından kürsüye gelen Çağlayan sistematik itibarsızlaştırma kampanyasının yürütüldüğünü, her türlü yalan, iftiranın atıldığını, hukuksuz dinlemeler yapıldığını savundu. Gizlilik kararı olan bir soruşturmayla ilgili konuşularak suç işlenildiğini savunan Çağlayan, fezlekede rüşvet olarak kendisine verildiği belirtilen 700 bin liralık saatin bedelini kendisinin ödediğini ve mal beyanında da yer aldığını ifade etti. Çağlayan Rıza Sarraf’ın uçağıyla umreye gittiği iddialarına da dikkat çekerek, “1995	 yılında	38	yaşındayken	kutsal	görevim	olan	Hac	ziyaretini	yaptım.	 Ailemden	başkası	bunu	bilmez.	 Defalarca	umre	ziyareti	yaptım.	 Söz	konusu	ziyaretimi	bir	acenta	 üzerinden	gerçekleşti”	dedi. Fotoğraflar:	NECATİ	SAVAŞ  TBMM TV sustu, Onur çalıştı  Meclis’ten  ‘Onur’lu yayıncılık AYŞE SAYIN Bağış	konuşurken	 bazı	milletvekilleri kürsüye	sırtını	 döndü.  Ne kasaları anlattı, ne parayı Eski İçişleri Bakanı Bakan Güler, 17 Aralık soruşturmasının başlangıcından operasyon aşamasına gelene kadar pek çok usulsuzlük ve yanlışlık içerdiğini söyledi. 17 Aralık’ın itibarsızlaştırmaya yönelik bir soruşturma olduğunu söyleyen Güler, önceden kurgulanan bir senaryonun ortaya konulduğunu, bütün gizlilik kuralları ve masumiyet karinesinin çiğnendiğini ifade etti. Başka soruşturmaların birleştirilerek aynı tarihte yapılan bir operasyonla kamuoyu algısı yaratıldığını savunan Güler, bakanlar hakkında Cumhuriyet savcılarının soruşturma yürütemeyeceğini söyledi. Güler, “Oğlumun	ifadesi	dahi	 alınmadan,	18	Aralık	 tarihinde	tam	309	sayfalık	fezleke	niteliğinde	bir	dosya	hazırlanıyor” dedi. Suç üstü yapılmadığını ve oğluyla ilgili yaptığı konuşmanın yasa dışı dinlendiğini söyleyen Güler, “Benim	 verebileceğim	hiçbir	 hesap	yoktur” diye konuştu. Güler, muhalef sıralarından atılan “Kasaları	anlat,	paraları	anlat” lafları üzerine “Ona	da	geleceğim” diyerek geçiştirdi.  ‘Kumpasla mücadele’ Eski AB Bakanı Bağış kürsüye muhalefetin yuhalamasıyla geldi. Muhalefet milletvekilleri Bağış’a “Kitapsız	adam	konuşma”	ve “Ahlaksız	adam” diye tepki gösterdi. Bağış, “17	Aralık	darbe	girişimiyle	 siyasi	dar	ağaçları	kuruldu.	Artık	 susmayacağız.	Bize	bu	hain	kumpası	kuranlarla	mücadele	edeceğiz” dedi. Bağış’ın konuşmasında, kendisine yönelik suçlamalarla ilgisi olmamasına karşın, “başörtüsü	konusunda	verdiği		demeç	nedeniyle	AKP	kapatma	davasından	yargılandığı”nı söylemesi, muhalefet milletvekilleri, “Başörtüsünü	ağzına	alma” diye tepki gösterdiler. Bağış, bir gazeteciyle yaptığı ve “Her	cuma	google’dan	bir	ayet	 sallıyorum” dediği belirtilen konuşmanın ise “montaj”	olduğunu ileri sürdü.Bağış, rüşvet karşılığı işadamı Rıza	Sarraf’ın babasına İtalya vizesi aldığı iddialarıyla ilgili ise “Pek	çok	 kişinin	vize	almasına	yardımcı	oldum.	Sarraf’ın	babası	için	de	yardım	talebi	aldım.	Ancak	vize	almadılar	bile” savunması yaptı.  Muammer	Güler	 açık	oy	kullandı.  ANKARA TBMM Genel Kurulu’nda 4 eski AKP’li bakanla ilgili soruşturma önergesinin görüşmeleri, “Meclis	TV’nin	yayın	günü	 olmadığı” gerekçesiyle, yurttaşlardan kaçırıldı. CHP İstanbul Millevtekili Melda	Onur,	 görüşmeleri tablet bilgisayarından “canlı”	yayımladı. Onur’un yayınına CHP lideri Kemal	 Kılıçdaroğlu’nun da aralarında bulunduğu siyasileri konuk ederken, 	“Meclis	TV	değil	 ama	Vekil	tv	yayında”	esprilerine yol açtı. Haklarında fezleke düzenlenen Egemen	 Bağış,	Zafer	Çağlayan,	Muammer	Güler ve Erdoğan	Bayraktar hakkında, AKP ve CHP’nin ayrı ayrı verdiği soruşturma önergelerinin görüşmelerinden bazı notlar şöyle: l AKP’nin isteği doğrultusunda, soruşturma önergelerinin Meclis TV’nin TRT ile yaptığı protokol gereği, yayın yapmadığı pazartesi günü yapılması, muhalefetin tepkisine neden oldu. Geçen cuma günü CHP, MHP ve BDP, görüşmelerin canlı yayımlanması için başvuruda bulunmuştu. TBMM Başkanı Cemil	Çiçek, partilere TRT’den gelen “olumsuz”	yanıtı dün sabah iletti. Çiçek, 3 muhalefet partisine gönderdiği yanıtta, “Yayın	sürelerindeki	değişiklikler	aynı	zamanda	spor	kanalı	olarak	yayın	yapmakta	olan	TRT	3’te	spor	programlarında,	özellikle	canlı	yayınlarda	aksamalara	neden	olmaktadır.	Bu	nedenle	bahse	konu	protokolün	ikinci	maddesinde	yer	alan	 yayın	sürelerinin	dışına	çıkılamaz” gerekçesini gösterdi. Genel Kurul’un çalışmaya başladığı saatlerde TRT 3’te futbol karşılaşmalarının özetleri ve hava durumu yayımlandı. l CHP, MHP ve HDP Grup Başkanvekilleri, görüşmelerin Meclis TV’den canlı yayınlanması ve sık sık internet yayının kesilmesi nedeniyle TBMM Başkanı Cemil	Çiçek’e giderek, “canlı	yayın”	talebini ilettiler. Ancak, bir kez daha olumsuz yanıtla döndüler. TBMM Başkanvekili Meral	Akşener, internet yayınının, yurttaşların aşırı “yüklenmesi”	nedeniyle zaman zaman kesildiği bilgisini verdi.  İnternet	yayını	da	kesildi  Çağlayan,	muhalefet	milletvekilleriyle	tartıştı.  Bayraktar,	Baykal’la	sohbet	etti.  ‘Saat hastalığım var’ İşadamı Rıza Sarraf’tan 700 bin liralık saat almakla suçlanan Çağlayan, internette beğendiği saati Sarraf’la ortak tanıdıkları bir kişinin İsviçre’den aldığını, parasını ise kendisinin ödediğini öne sürdü EMİNE KAPLAN ANKARA  TBMM’de soruşturma önergelerinin görüşülmesinden önce AKP Genel Merkezi’nde kendilerini savunan 4 eski bakan, İran’la ticaret nedeniyle ABD’li şirketler ve Yahudi lobisi ve paralel yapının birlikte kendilerine kumpas kurduğunu ileri sürdü. AKP yönetimi, soruşturma önergesi görüşmelerinden önce milletvekilleriyle kahvaltıda bir araya geldi. Kahvaltıya, Başbakan Tayyip Erdoğan	Bakanlar Kurulu toplantısı nedeniyle katılmadı. Bazı milletvekilleri, önergenin geç verilmesini eleştirerek “AK	Parti	milletvekilleri	olarak	4	ay	 boyunca	hem	Meclis’te	hem	de	alanlarda,	halka	gittiğimizde	dayak	yedik.	Sayın	 bakanlarla	ilgili	gerçeklerin	açıklığa	kavuşması	şart.	Bize	bir	açıklama	yapmaları	gerekir” dedi. Bunun üzerine bakanlara sırayla söz verildi. Zafer	Çağlayan, İran’a ambargonun delinmesi nedeniyle ABD’li şirketlerin ve Yahudi lobisinin bundan rahatsız olduğunu söyledi. ABD Ekonomi Bakan Yardımcısı’nın bu konularla ilgili kendisinden randevu istediğini, ancak randevu vermemesinin ardından iplerin koptuğunu kaydeden Çağlayan, “ABD’deki	neocon’lar,	 Yahudi	lobisi	ve	paralel	yapının	işbirliğiyle	kumpas	kuruldu.	Hedef	alınan	isimlere	bakın,	Yahudi	lobisine	karşı	açıklama	yapan	bakanlar” dedi. Çağlayan, 700 bin dolarlık saatle ilgili olarak “Saat	hastalığım	var.	İnternette	gördüm.	Türkiye	distribütörü	kendilerinde	olmadığını,	İsviçre’de	bulabileceğimi	 söyledi.	Aradım,	yüzde	3	iskonto	ve	yüzde	8’lik	KDV	indirimi	istedim.	Bunun	için	 bizzat	saatimi	almam	gerektiğini	söylediler.	Bakan	olarak	gidip	İsviçre’ye	saati	almam	şık	olmazdı.	Konuşma	sırasında	 ortamda	bulunan	Rıza	Sarraf,	İsviçre’de	 ofislerinin	olduğunu,	saati	adıma	alabileceklerini	söyledi.	Sarraf’ın	görevlendirdiği	kişi	İsviçre	vatandaşı	olduğu	için	toplam	yüzde	11’lik	indirimden	yararlanamayacağım	söylendi.	Sarraf’ın	da	tanıdığı	bir	tanıdığım	saati	aldı,	pasaportuna	 işletti.	Faturası	onun,	garanti	belgesi	ise	 benim	adıma	yapıldı.	Ben	de	saati	alır	almaz	o	kişinin	banka	hesabına	parayı	yatırdım” dedi. Fezlekede ise Çağlayan’ın saati Cenevre’de beğendiği ve Sarraf’tan istediği, bunun üzerine Sarraf’ın saati Cenevre’den getirttiği bilgisi yer almıştı. Erdoğan	Bayraktar ise, “İddialar	nedeniyle	zor	durumdayım.	Meclis’e	utancımdan	gelemiyorum.	Geldiğim	zaman	da	 utanarak	giriyorum.	Zaman	zaman	ağladığım	oluyor.	Seçim	öncesi	böyle	bir	sıkıntıya	neden	olduğum	için	hepinizden	 özür	diliyorum” dedi. Bayraktar’ın sözlerini bitirirken ağladığı belirtildi. Egemen	Bağış, hakkındaki iddiaların doğru olmadığını belirtirken “Bakaramakara” tartışmalarıyla ilgili olarak “Bizim	geçmişimiz	bellidir” dedi.	Muammer	Güler de kumpas kurulduğunu belirtirken, oğlunun evinden çıkan paraların villa satışından geldiğini ileri sürerek satışla ilgili protokolü gösterdi. Güler, “Henüz	resmi	satış	olmadığı	için	banka	 yerine	evde	tutuldu” dedi.  l İnternet yayınının sık sık kesilmesi nedeniyle bazı internet siteleri Meclis’ten yapılan kapalı devre yayınını internet üzerinden yurttaşlara aktardı. CHP Milletvekili Melda Onur da tablet bilgisayarı aracılığıyla görüşmeleri canlı yayınladı. Kulislerde “MO	TV	yayında,	Vekil	TV	yayına” esprileri yapıldı. Onur, CHP lideri Kılıçdaroğlu ve AKP’li Nurettin	 Canikli’yi	de konuk olarak yayına çıkardı. l Görüşmelerle ilgili dikkat çekici bir ayrıntı ise Meclis’teki önemli görüşmeleri, uzun uzun canlı yayınlarla duyuran bazı büyük haber kanallarının, soruşturmaya fazla ilgi göstermemesi oldu. Haber kanallarının ağırlıklı olarak sabah saatlerinde soruşturma önergeleri yerine “cumhurbaşkanlığı	seçim	senaryoları” ile ilgili yayın yapmaları dikkat çekti. l Eski Çevre Bakanı Bayraktar, hakkında soruşturma önergesi açılan bakanlar arasında Genel Kurul’a ilk gelen isim oldu. CHP Milletvekili Deniz	Baykal’ın yanına giden Bayraktar’ın, “Haksız	yere	suçlanıyorum.	 Siz	de	tapeleri	izlemişsinizdir,	benimle	ilgili	 herhangi	bir	şey	yok.	Zaten	savcı	da	takipsizlik	kararı	verdi” diye yakındığı öğrenildi. Baykal’ın ise yorum yapmadan dinlediği belirtildi. Bayraktar’ın, BDP’lilerin yanına giderek benzer şikâyetlerde bulunması dikkat çekti. l Eski Bakan Egemen Bağış muhalefetin en çok tepkisini çeken isim oldu. Görüşmeler sırasında Genel Kurul’da sakız çiğnediği gözlenen Bağış, savunma yapmak için kürsüye geldiğinde muhalefet milletvekillerinin sataşmalarını ve tepkisiyle karşılaştı. Bazı CHP milletvekilleri Bağış konuşurken, arkalarını döndü.  Vekil	TV	yayında  Haber	kanalları	ilgilenmedi  Baykal’la	dertleşti  İstanbul	Haber	Servisi		Basın Konseyi TBMM’deki 4 bakanla ilgili yolsuzluk fezlekelerinin görüşüldüğü oturumunun halktan gizlenerek yapılması üzerine açıklama yaptı. Açıklamada, “Açık toplumlarda, demokrasinin tüm kurallarının işlediği ülkelerde, halkın haber alma hakkına saygı asıldır. Basın özgürlüğü ve şeffaflık çerçevesinde, halktan haberlerin gizlenmesi kabul edilemez. Kamuoyunun bilgilenme hakkının engellenmesi olarak değerlendirdiğimiz bu durumu reddediyor, basın konseyi olarak kınıyoruz” denildi.  Basın Konseyi’nden Meclis’te gizli oturum tepkisi  Bağış’a	büyük	tepki   
            
    
