02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 MAYIS 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 TOKİ’nin sahildeki ‘betonlaşması’ 17 Aralık’ın yasal dinleme kayıtlarına girdi Ataköy tapeleri AYKUT KÜÇÜKKAYA 17 Aralık “Büyük Rüşvet” operasyonunun ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hakkında fezleke hazırlayarak Adalet Bakanlığı’na gönderdiği eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar dosyasından “Ataköy tapeleri” çıktı. İstanbul Ataköy’de sahil şeridindeki 80 dönümlük arazide yer alan ve büyük tartışma yaratan “Yalı Ataköy Projesi”, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yüzgeç’in Bayraktar’la ilgili Adalet Bakanlığı’na gönderdiği fezlekeye, “Ataköy sahil kenarına Özyazıcı İnşaat tarafından imar planlarına aykırı olarak yapılan projeye izin verilmesi” iddiasıyla girdi. Savcı Yüzgeç, “Arsanın otel alanı olarak ihaleye çıkmasına rağmen, ihale şartlarına aykırı olarak şirket tarafından konut olarak satıldığını” tespit etti. Fezlekeye dönemin bakanı Bayraktar ile bakanlık bürokratları arasındaki yasal dinleme kayıtları da girdi. Kayıtlarda, “Planın da şöyle bi sıkıntısı var şimdi. O 5000’likte orda apart ünite gibi bir ifade var ama binliklere yansımamış o. İlerde çözmek lazım, yapı ruhsatı aldıktan sonra hemen planı değiştirecez bütün o parsellerde, o zaman belki çözeriz onu ama aslında şu anki durumuyla binlikte pek apart ünite yapamaz gibi görülüyor”, “Neyse onu bakın adama yardımcı olalım artık”, “Pek apart ünite yapamaz gibi görülüyor”, “Kamuoyunda tartışılır, önlem alınması lazım”, “Çuvalla para aldık önlerini kesmeyelim” diyalogları dinlemeye takıldı. Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar’ın da bulunduğu 60 şüpheli hakkında takipsizlik kararı vererek “kovuşturmaya gerek olmadığına” hükmeden Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner ise “Ataköy” projesiyle ilgili “İmar ve şehircilik açısından eleştirilebilecek yanlar var” tespitini yaptıktan sonra iddiaların “varsayıma” dayandığını savundu. ri projesinde 23 Nisan 2013 tarihinde satışlara başladığı” duyuruldu. Projede yer alan 140 metrekarelik 2+1 konutların satış fiyatı ise 3 milyon 600 bin TL olarak açıklandı. Kamuoyunun gündeminden düşmeyen Ataköy sahilindeki betonlaşma yaklaşık bir hafta önce bir mahkeme kararıyla gündeme gelmişti. Ataköy sahildeki inşaatların yapımına izin veren 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planları için İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde açılan davada mahkeme TOKİ ortaklı projelerle ilgili yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Bilirkişiler kıyı kullanımının kamuya kapatıldığından ve 70 metre yüksekliğin sakıncalarından söz ederek planların “kamu yararına uygun olmadığı” sonucuna ulaşmıştı. Devletle Oynamak Türkiye’nin karşı karşıya kalmak bir yana boydan boya içine daldığı krizin bir devlet krizi olduğu artık gözlerden gizlenebilir bir durum olmaktan çıktı. Nesini gizleyeceksin? İktidardaki parti ve lideri, yaşadıkları gerçekten sıkıntılı durumu atlatabilmek için “devleti yeniden kurmak, biçimlendirmek” için yola çıktılar. Bunun ilk ve temel koşulunun var olanı altüst etmek olduğunu düşünüyor olmalılar ki, devletin kurumları ile kıyasıya bir savaşa girmekten kendilerini alamıyorlar. 1961 Anayasası ile yasamayı denetlemek için kurulmuş Anayasa Mahkemesi ile kavga ediyorlar. Yürütmenin mali işlerini denetlemesi gereken Sayıştay’ı devre dışı bıraktılar. Meclis’te yani yasama organında çoğunlukları hem tüm dileklerini yasalaştırmak için yeterlidir, hem de torba yasalarla hızlandırabiliyor, olmadı kanun hükmünde kararname yollarına başvurabiliyorlar. Son zamanlarda eski ortaklarıyla olan hesaplaşmanın da hız verdiği yargı ile kavgaları ise işin bamtelidir. HHH Ama ondan önce devletin kimi temel fonksiyonlarını da “özelleştirdiklerini” söylemek yerinde olacaktır: Büyük oynadıkları, yani “devleti yeniden kurmak” gibi bir işe giriştikleri için, pazarlıkları da büyük oluyor. Bu pazarlıklarda vermeden almak gibi bir yöntemi evvel eski benimsedikleri ortada. Kucağa alma, bağış toplama, havuz kurma gibi deneyimlerini siyaset alanında da konuşturuyorlar. Kürt siyasetçilerle olan ilişkileri de böyledir. Orada da burjuva devletin ilkelerini kolayca terk edebiliyor, araziden geçici olarak çekilirken, kendi otoriter devletlerinin kuruluşunu tamamladıktan sonra işi halledebileceklerine aşırı bir şekilde güveniyorlar. HHH Hemen her konuda kendini gösteren bu güven nereden geliyor peki? Yargı, istihbarat, medya ve haberleşmeye müdahale alanında attıkları adımlar bu güvenin temelini oluşturuyor. Bu üçlemenin ikisi tamamdır; yargıda iş daha bitmedi. Yeniden kurulacak, şekillendirilecek olan devletin nasıl bir devlet olacağını anlamak için bu kadar ipucu yeterlidir. Yeniden kuruluşun zirve noktasının Cumhurbaşkanlığı ve 2015 seçimleri olacağını zaten ilan ettiler. Peki gerçekten başarı şansları var mı? Bu soruya iktidar partisi liderinin verdiği yanıt “evet”tir. HHH İktidar partisi liderinin son günlerde iyice daralan çevresi ve gözden çıkarılmış kesimden gelen çok önemli itirazlar işin sarpa sarabileceğini gösteriyor. Bunun için Erdoğan’ın Merkez Bankası ile giriştiği faiz kavgasına bakmak yeter. MB Başkanı’nın işi zor ama iki önemli bakanın ulus ötesinden güç alan desteği başkanı kurtarmasa bile devlet içindeki kavgayı ve liderin neleri göze aldığını göstermiyor mu? Liderin başka çaresi yok. Artık girdiği yoldan dönemez. Bir adım gerilemek dahi imkânsızdır. Otoriterleşmeyi sürdüremezse hem devleti kendine göre biçimlendirme işi akamete uğrayacak hem de kendi kişisel tarihi pek iyi sonuçlanmayacaktır. HHH Kapitalist sistemde devletin temeli orasından burasından çekiştirilebiliyor, cumhuriyetler numaralandırılabiliyor, demokratik eğilimlerin ağır bastığı dönemlerden, otoritenin zirveye çıktığı dönemlere kadar değişik yöntem ve biçimler olabiliyor. Gelişmiş ülkelerde devlet baskı ve sömürünün gizli, üstü örtülmüş, “demokratik”, görünümü janjanlı olanını tercih eder. Bizim gibi ülkelerde otoriter olanını da, işlerine geliyorsa, pekâlâ kabul edebiliyorlar. AKP ve onun gittikçe yalnızlaşan lideri iç ve dış koşulları böyle tahlil ediyor olabilir mi? Olabilir. Peki, yanılıyor olabilir mi? Dış ama özellikle iç koşullar açısından yanıldığını yakın zamanda anlayacağına inanıyorum. Zayıf bir ideolojik temel ve yanıltıcı bir kitle desteği ile sırf kendini kurtarmak için sistemin devletiyle oynayanların şansı yoktur. Zaferleri geçici olur. satışa sunuldu 2+1 daire 3.6 milyon TL’den Betonlaşmaya durdurma... 17 Aralık’tan önce basına açıklamalarda bulunan şirketin sahibi Ahmet Özyazıcı, araziye 447 milyon TL’lik TOKİ payıyla birlikte 800 milyon liralık yatırım planladıklarını belirterek “Burada konut yapacağımız bile belli olmamasına rağmen diğer projelerimizin satış ofislerine eski müşterilerimiz arasından 200 kişi isim yazdırdı” demişti. Özyazıcı’nın bu açıklamasından kısa bir süre sonra ise “Özyazıcı İnşaat’ın Yalı Ataköy Evle ‘Çuvalla para aldık, önlerini kesmeyelim’ Kamuoyunda tartışılır, önlem alınması lazım lTarih: 18 Aralık 2012. Saat: 16.33... Aliseydi Karaoğlu (TOKİ İstanbul Emlak Dairesi Başkanı): ...Bakan Beyi göndereceğim, bugün Denizli’ye gidiyor. Biraz önce beni aradı, belki sana da söylemiştir, bu Özyazıcı’nın en son konuştuğumuz hususlar neyse ona göre şey yapalım, adam da bize projeyi getirdi. Yine plan notlarına apart mapart bir şeyler koymuş falan diye. Şimdi orda kesinlikle olmaz diye bir kararınız var mıydı? Ya şöyle turizm tesisi olarak getirecekti bize. Mehmet Ali Kahraman: O sanki biraz bana söyledi ya bi sıkıntı yoksa çözelim falan gibiydi ama hani daha doğrusu şöyle dedi, üzerinde konuştuğumuz şeyi sen biliyor musun dedi, anlaştığımız, ben de efendim yoktum dedim. Yani onda Haluk Bey vardı işte Ali Bey, Aliseydi Bey vardı falan filan Ayşe Hanım, o yüzden herhalde bi size şey yaptı o. A.K.: Ya turizm tesisi abi, turizm tesisinin dışında başka bi şey yok, turizm tesisi olacak. Apart da turizm tesisi sayılabilir. Bağımsız olarak tescil edilebilir mi apart. M.A.K.: Edilemez... A.K.: ...O konuda gerekirse Turizm Bakanlığı’ndan görüş sorulabilir. Çünkü bu yapıldıktan sonra mutlaka bi kamuoyunda tartışma olacaktır. Onları bertaraf edecek önlemlerin alınması lazım... Tarih: 16 Aralık 2013. Saat: 18.19... Erdoğan Bayraktar: Ben telefonda şu anda Abdullah Bey’le görüşüyorum. Abdullah he telefonla görüşüyorum şimdi, bu Ataköy’deki iş uzuyor hâlâ daha yani oradaki iş. Mehmet Ali Kahraman: Onlar şeyi kabul etmediler, biz biliyorsunuz bu planı yaparken 10 metre de sahildeki yolun terki meselesi vardı bir de 40 metrelik ... oluşturma durumu vardı. O 40 metrelik... terk olmayacak ama arazi içinde yeşil alan gibi olacak, bi çekme mesafesi gibi olacak, onlar o kısmı kabul etmediler yani. E.B.: Yarın o zaman gelsin, sen de gel bi toplantı yapalım çözelim onu ya. Çünkü orada sattık çuvalla da para aldık onlardan. Şimdi sanki önlerini biz kesiyormuş gibi sıkıntı oluyor ya. M.A.K.: Tamam bakanım tamam... ‘Pek apart ünite yapamaz gibi görülüyor’ l Tarih: 29 Kasım 2012. Saat: 21.43... Erdoğan Bayraktar: Bu Ahmet Özyazıcı geldi de. Şimdi o ...sini tasdikini istiyor. Mehmet Ali Kahraman (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü): Tabii şey oldu bakanım, şimdi o zaten TOKİ üzerinden gelmişti bize. Fakat biz incelememizi daha tam şey yapamadık, bitiremedik yani orada şöyle bi durum var. Biz daha önce, geçen sene, merkez komisyon kararı aldık. Tabiat Varlıkları Merkez Komisyon, orada işte yüksekliğin indirilmesi, işte blokların 5’e indirilmesi falan, bu tip hususları şey yapmıştık belki bi. Yani yine bi merkez komisyon kararıyla onu düzeltsek belki daha iyi olur diyoruz, ama yine de ben tabii size danışacaktım o konuyu. E.B.: Yani biz bunu yani öyle üst yazıyla bize gelmesi konu değil. ...biz orada ne konuştuk, ne söz verdiysek onu yapacağız. Biz ona ne söz verdik ona onu tabii ama bu verdiğimiz söz de orada TOKİ’deki elemanlarda Haluk Bey’de Haluk Bey’in yardımcıları da oradaydı. Onları şimdi bizim çizmemiz, atlamamız olmaz onlar bize diyecek ki ihale şartnamesine uygun burada işte konut ve ihale şartnamesinde varsa burada oradaki imar planına, imar durumuna uygun buraya işte konut yaptı veya otel yaptı. Buna göre de şartnameye de uygun olarak yapılmıştır, bunu bakanlık tarafından da onaylanmasını arz ederiz demesi lazım bize, onun oradaki bir rapora dayanmadan veya ama Haluk Bey kendisi yazıyorsa öyle yazsın. Biz de ona göre tabii yani TOKİ’nin uygunluğu olsun orada ne konuştuk, onlar anlaşırken orada Haluk Bey de okey dedi, hepsi okey dediler. Dediğimiz okey’e istinaden onlar bize desinler ki okey biz de bunu onaylayacağız. Ahmet’in de Ahmet’in de işi kolaylaşır yani. İmar ... uygundur gereğini arz ederiz diye bize diyecek şey yönünden plan yönünden kıyı kenar şeridi yönünden ve bir de Tabiat Varlıkları yönünden bize gönderecek onu, biz onaylayacağız bitecek gidecek iş. M.A.K.: İşte planın da şöyle bi sıkıntısı var bakanım; şimdi o 5000’likte orada apart ünite gibi bi ifade var ama 1000’liklere yansımamış o, 1000’liklerde yok. Onu da tabii şey yapmak lazım, ilerde çözmek lazım. Biz zaten orada bu şeyler yapı ruhsatı aldıktan sonra hemen payını değiştireceğiz. Bütün o parsellerde o zaman belki çözeriz onu. Ama aslında şu anki durumuyla 1000’likte pek apart ünite yapamaz gibi görülüyor. E.B.: Neyse onu bakın ayrıca adama yardımcı olalım artık. Apart DOSYAYI KAPATAN SAVCININ TESPİTİ: FEZLEKE SAVCIsıNIN TESPİTİ: dediler konut yaptılar Erdoğan Bayraktar hakkında düzenlediği fezlekeyi Adalet Bakanlığı’na gönderen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yüzgeç’in “Ataköy” tespiti şöyle: “İlimiz Bakırköy ilçesi Ataköy 1. Kısım Mahallesi’ndeki TOKİ arsasına Özyazıcı İnşaat tarafından yapılan Yalı Ataköy projesi ile ilgili suç örgütünün illegal faaliyetlerde bulunduğu anlaşılmıştır. Şüphelilerin turizm alanına konut yapılması ile ilgili sorunu çözebilmek için plan değişikliği yaptıkları ve plan notlarına ‘apart konaklama’ ibaresi ekleyerek bağımsız bölüm oluşturdukları ve bunların konut gibi satılmasını sağladıkları anlaşılmıştır. Ayrıca söz konusu ‘Apart konaklama yapılabilir’ ibaresinin sadece 1/5000’lik planda bulunduğu, 1/1000 ölçekli planda yer almadığı, söz konusu değişikliğin de suç örgütü tarafından, proje ile ilgili yapı ruhsatı aldıktan sonra yapılacağı anlaşılmıştır. Konu ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın ... söz konusu projenin usulsüzlüklerini bildiği ve bunun Ahmet Özyazıcı’nın lehine olacak şekilde halledilmesi için Mehmet Ali Kahraman’a talimat verdiği görülmüştür. Yapılan açık kaynak araştırmalarında; Özyazıcı İnşaat’ın söz konusu arsaya yapacağı ‘Yalı Ataköy Evleri’ projesinin satışına 23 Nisan 2013 tarihinde başladığı, satışın 2+1 140 metrekare daireler şeklinde olduğu görülmüştür. Bu durum arsanın otel alanı olarak ihaleye çıkmasına rağmen, ihale şartlarına aykırı olarak konut olarak satıldığını göstermektedir.” Eleştirilecek yanlar var ama iddialar varsayım! 17 Aralık’ın TOKİ ayağıyla ilgili soruşturmada aralarında Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar’ın da bulunduğu 60 şüpheli hakkında takipsizlik kararı vererek “kovuşturmaya gerek olmadığına” hükmeden Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner’in “Ataköy” tespiti ise şöyle: “Henüz gerçekleşmiş hiçbir işlemin bulunmadığı, iddiaların iletişimin denetlenmesi sırasında tespit edilen bazı konuşmalardan çıkan varsayımlara dayandırıldığı, kaldı ki yapılan iş ve işlemlerde imar ve şehircilik açısından eleştirilebilecek yanlar bulunsa bile suç teşkil edecek herhangi bir eylemin bulunmadığı, iletişimin denetlenmesi sırasında kayıt edilen konuşmalardan ve fiziki takip yoluyla elde edilen delillerden şüphelilerin açıklanan iş ve işlemlerin yapılması sırasında menfaat temin ettiklerine, rüşvet anlaşması yaptıklarına, rüşvet aldıklarına, verdiklerine dair hiçbir delil elde edilemediği...” MECLİS KOMİSYONU’NA AKP ENGELİ ‘Sorumluluğunuzu yerine getirin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında haklarındaki iddialar nedeniyle istifa etmek zorunda kalan 4 eski bakanla ilgili kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu’nun çalışmasını, yaklaşık 1 aydır üye bildirmeyerek ve muhalefetin üyelerine de “itiraz ederek” engelleme taktiği izliyor. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, dün ikinci kez TBMM Başkanlığı’na başvuruda bulunarak, AKP’nin bu keyfi tutumu konusunda yetkilerini kullanmasını istedi. Hamzaçebi, AKP’nin yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle, bilinçli olarak komisyon çalışmalarını geciktirdiğini bildirdi. Hamzaçebi, şu görüşlere yer verdi: “Soruşturma Komisyonu’nun kuruluş sürecindeki sorumluluklarınızı yerine getirmenizi talep ettiğimizi bildiririm.” Konuya ilişkin soruları da yanıtlayan Hamzaçebi, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in de AKP’nin bu tavrına ortak olduğunu vurgularak, “AKP, Meclis Başkanlığı ile bir ittifak içerisinde bu komisyonun kurulmasını seçim sonrasına bırakma niyetindedir” diye konuştu. BİTTİ 6 gündür gazetemizde 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının takipsizlik kararıyla kapatılan TOKİ dosyasının bilinmeyenlerini resmi belgeler ve yasal dinleme kayıtları ışığında açıkladık. 17 Aralık’tan bu yana kamuoyuna yansımamış bilgileri okurlarımızla paylaştık. Tüm dosyayı okuduğumuzda dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar’ın operasyonun ilk günlerinde söylediği, “Ne Bitirirken yaptıysam Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla yaptım. Başbakan da istifa etmeli” tepkisinin doğru olduğuna tanık oldum. Bir tapede geçen “Başbakan ilgilendiğine göre çıkması lazım” ifadesinin bile başlı başına yeterli olduğunu düşünüyorum. Dosyamızı Erdoğan Bayraktar’ın yasal dinleme kayıtlarıyla ilgili yapacağı açıklamalara gazetemizin sayfalarının açık olduğunu bir kez daha açıklayarak noktalıyoruz...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle