02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 MAYIS 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Babacan, bankacılık sektöründe ‘asla keyfi müdahale yok, doğrusu neyse o yapılıyor’ dedi Yanlış müdahale yok! Ekonomi Servisi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, finansal sektörün özellikle de bankacılık sektörünün temelinin güvene dayalı olduğunu belirterek bankacılık sektörü ile ilgili düzenlemelerin dikkatli, rasyonel bir anlayışla ve “popülizme prim vermeden” yapılması gerektiğini söyledi. Babacan, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusundaki endişelerin yoğunlaştığı bir döneme denk gelen Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) 57. olağan genel kurulunda, başta Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı olmak üzere tüm banka yöneticilerinin hazır bulunduğu toplantıda yaptığı konuşmada, bankacılık sitemine yönelik güvenin uzun çabalar sonucu oluşturulabildiğine vurgu yaparak, kısa vadeli düzenlemelerin uzun vadede getireceği zararlara ve itibar kaybına dikkat çekti. Babacan, özetle şunları vurguladı: 4 Türkiye’de bankacılık sektörü sadece finansal sektörün değil, tüm ekonomik sistemin ana unsurundan biri. Bugünün küreselleşen ve neredeyse iç içe geçmiş finans piyasalarında bankalar ekonominin tüm unsurlarıyla etkileşim halinde birçok fonksiyonunu yerine getiriyor. 4 Türkiye’ye doğrudan sermeye akışlarında en çok sermaye girişi olan sektör bankacılık. Bankacılık sektöründe öngöu Faizleri yeterince hızlı rülebilirlik var, asla düşürmediği gerekçesiyle keyfi bir tutum yok, yanlış müdahale yok, Başbakan Erdoğan doğrusu neyse o yapılıyor. Düzenlemetarafından şiddetle lerimizi yapan başeleştirilen Merkez ta BDDK, bunun heBankası ile BDDK, TMSF men yanında Merkez ve kendisine bağlı Hazine Bankası, TMSF, HaMüsteşarlığı’nın birbirleri zine Müsteşarlığımız. Kurumların birbirleriile uyum içinde çalıştığını ne uyumlu şekilde düvurgulayan Başbakan zenlemeleri yapmaları çok büyük kolaylık Yardımcısı Babacan, getirdi. finans sisteminde 4 Güven zincirinkararların popülizme deki herhangi bir kıizin vermeden alınması rılma önce bankacılık sektöründeki bozulgerektiğini söyledi. maya hem de ekonominin genelinde ciddi olumsuz tabloya sebep oluyor. Bankacılık sektörü ile ilgili düzenleme ve denetimlerin son derece dikkatli, titiz bir yaklaşımla, rasyonel bir anlayışla ve popülizme prim vermeden yapılması gerekiyor. 4 Türkiye 2000 ile 2001 yıllarında bankacılık sektörüyle ilgili çok büyük bir bedel ödedi. Milli gelirin 3’te 1’i bir yılda kaybedildi. Ödenilen ağır faturanın acısıyla ve taze tecrübelerle zor ama doğru adımlar atıldı. Düzenlemelerin uygulaması konusunda ciddi tutum sergilendi. BDDK bu konuda gerçekten artık dünya genelinde itibarı çok yükselmiş bir kurumumuz. 4 Bütün bu politikalar yapılırken, hep ortauzun vadeye bakıldı. Bugünün rüzgârlarına, eğilimlerine değil, ortauzun vadede Türkiye’yi ne kalkındırır diye bakıldı. Kısa vadeyi, 3 ayı, 6 ayı düşünerek yapıldığında sıkıntılar büyür. Türkiye belli bir noktaya geldiyse bu uzun vadeli bakışın bir sonucudur. Genel kuruldaki seçimlerde TBB Yönetim Kurulu Akbank, HSBC Bank, ING Bank, Şekerbank, Turkland Bank, Türk Ekonomi Bankası, Ziraat Bankası, Garanti Bankası, Halk Bankası, İş Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Vakıflar Bankası ve Yapı ve Kredi Bankası’ndan oluştu. Denetçi üyeler de şöyle: Alternatifbank, Denizbank ve Türk Eximbank. ‘ Belirginleşen Finansal Riskler Türkiye’de ekonomide başarı, güçlü ekonomi, krize dayanıklı ekonomi göstergeleri arasında T.C. Merkez Bankası’nın döviz rezerviyle bankacılık sisteminin güçlü mali yapısı özellikle ileri sürülür, övünülür. Ancak diğer övünme konularında olduğu gibi, döviz zengini TCMB, güçlü bankacılık sistemi söylemlerinin de gerekçesi olmadığı, en azından belli çevrelerce yeni yeni görülmeye, dillendirilmeye başlandı. TCMB’nin uluslararası rezervi, dövizaltın mevcudu nasıl oluşur? Özetle TCMB; (i) Para basarak iç piyasadan altın ve döviz satın alır. (ii) Yurtdışında YP (yabancı para) mevduat toplar. İşçi dövizleri veya kredi mektuplu döviz tevdiat hesabı, Dresdner hesabı gibi başlıklar altında TCMB’nin bilançosunda yer alır. (iii) Bankalar zorunlu karşılık olarak TCMB’ye döviz, altın yatırırlar. TCMB, ROM (Rezerv, Opsiyon Mekanizması), ROK (Rezerv Opsiyon Katsayısı) uygulaması ile bankalara, TL yükümlülüklerinin zorunlu karşılığının bir bölümünü de döviz ve/veya altın yatırma yoluyla yerine getirebilme seçeneği (opsiyonu), olanağı tanımıştır. Bankalar, TL’nin getirisi daha yüksek olduğu için, zorunlu karşılık yükümlülüklerini TCMB’ye döviz ve/veya altın yatırma yoluyla yerine getirmeyi yeğlemişlerdir. Bankalar, altın günleri adı altında toplantılar düzenlemekte, müşterilerden altınlarını bankaya yatırmaları istenmektedir. Bankalar, kuyumculuk, sarraflık yapmamakta, yatırılan altınları, TCMB’ye karşı zorunlu karşılık yükümlülüğünü yerine getirme olarak kullanmaktadırlar. TCMB’nin döviz altın varlığının çok önemli bölümü aslında bankalar aracılığıyla mevduat sahiplerine (mudilere) aittir. Mevduat çekildiğinde TCMB karşılığı döviz veya altını iade etmek zorundadır. TCMB, hukuken emanet paraları da kullanabilir, ama sağduyulu, sağgörülü bir yönetimin emanet parayı satmaması gerekir. TCMB’nin döviz rezervi, (i) Döviz kurunu koruyabilmek için açmış olduğu döviz ihaleleriyle döviz satmasıyla. (ii) Cari işlemler açığının fonlanmasıyla azalmaktadır. TCMB, döviz ihalesi ve kambiyo piyasasına müdahale amaçlı döviz satmaktadır. Son bir yılda TCMB önceki dönemlerle kıyaslanmayacak ölçüde döviz satmıştır. Türkiye, geçmiş yıllarda cari işlemler açığını, finansman hesabıyla, yurtdışından döviz girişi ile kapatırken bu yılın ilk çeyreğinde 11.6 milyar USD olan açığın 6.6 milyar USD’sini kaynağı belli olmayan döviz girişi ile 5.0 milyar USD’sini de TCMB resmi rezerv azalışı yolu ile karşılamıştır. Türkiye cari işlemler açığına bir de sürekli finansman hesabı açığı eklerse, TCMB brüt rezervi de bunu kapatmaya yetmez. Ülke ciddi bir ödemeler dengesi krizine de girer. Bankacılık kesiminin tüm göstergeleri olumsuz yönde gelişmektedir. Bankaların taksitli gecikmiş kredileri artmakta, kârlılık oranları gerilemekte, riskleri yükselmekte, daha tehlikelisi sermaye yeterlilik rasyoları oluşmaktadır. Açıklanan verilere göre sermaye yeterlilik rasyosu bankalarda ortalama olarak yüzde 16.0’nın altına inmiştir. Bankaların iş hacimlerini genişletebilmeleri, sermaye yeterliliğine bağlıdır. Sermayesini artıramayan banka iş hacmini de genişletemez, sermaye artışı da ödenmiş sermaye artışı ve/veya yedek akçe birikimi yoluyla olmaktadır. Bankaların kârları azaldığı için yedek akçe birikimi yoluyla özkaynak artışı da sınırlı kalmaktadır. Ödenmiş sermayeyi büyük ölçüde artırmak için de yeni ortaklar gerekmektedir. Yeni ortaklar yabancı bankalar, yabancı finansman kurumları olabilir. Böylece bankalarda yabancılaşma oranı daha da yükselir. Uyarılara karşın ne yazık ki günü kurtarma kaygısıyla düzeltici önlem alınmıyor, sorunlar giderek de ağırlaşarak erteleniyor. Türkiye’nin artan finansal risklere karşı da hazırlıklı olmasında da yarar var. Finansal sektörün özellikle de bankacılığın temeli güvene dayalıdır. Bankalar en basit tabiriyle güven müesseseleridir. Güvenin çok hızlı kaybedilen bir kavram olduğunu vurgulamak istiyorum. Güven ortamının kıymetini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Bankacılık sektörü ile ilgili düzenleme ve denetimlerin son derece dikkatli, titiz bir yaklaşımla, rasyonel bir anlayışla ve popülizme prim vermeden yapılması gerekiyor. Kurumların önemi ’ liranın değer kaybettiğine yer verdi. Gazete, “Erdoğan, sık sık yatırımları ve ekonomik büyümeyi ileriye götürmek amacıyla daha gevşek bir para politikası çağrısında bulunmuştu. Ancak birçok analist, ifadelerinin agresif tonunu Merkez Bankası’nın bağımsızlığına bir tehdit olarak yorumladı” dedi. Haberde, New York’taki Brown Brothers Harriman&Co’dan döviz stratejisti Marc Chandler’in “Başkan Başçı işten atılırsa eğer, yatırımcılar Türk varlıklarını ucuza satmada tereddüt göstermemeli” eleştirisine de yer verildi. Wall Street Journal: Merkez’e siyasi baskı var Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası’nın faiz politikasına yönelik eleştirileri, ABD’de de yankılandı. Borsa ve iş çevrelerinin gazetesi Wall Street Journal (WSJ), “Türkiye’nin Merkez Bankası, hükümetin artan eleştirileri ile karşı karşıya” diyerek Başbakan Erdoğan’ın faiz oranlarında indirim çağrısının, “Merkez Bankası üzerindeki siyasi baskı kaygılarına neden olduğu”nu yazdı. Gazete, Başbakan Erdoğan’ın yapılan 0.5 puanlık faiz indirimini “şaka gibi” diye nitelediğine dikkat çeken gazete, yatırımcıların “Merkez’in siyasi baskılara boyun eğeceği” tahminine ve Şimşek: Merkez, düzgün iş yapıyor Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dün de İngiliz yatırımcılara yaptığı konuşmada, Merkez Bankası’nın bağımsız olduğunu ve “doğru işler yaptığını” tekrarladı. AA’nın Londra kaynaklı haberine göre Şimşek, “Sadece şunu söyleyebilirim ki enflasyon kabul edilemez bir biçimde yüksek. Enflasyonu tek hanelere düşürmek birinci önceliklerimizden” dedi. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı ortaklığıyla düzenlenen “Financial Times Türkiye’ye Yatırım Yapmak” toplantısında konuşan Şimşek, “Genellikle Merkez Bankası’nın faiz oranlarıyla ilgili yorumda bulunmam. Merkez Bankası bağımsızdır ve oraya vasıflı kişilerin görevlendirmesi yapıldı. Maliye Bakanı olarak parasal politikayı yargılamam uygun olmaz” diyerek şöyle devam etti: “Merkez Bankası bağımsızdır ve oldukça düzgün bir iş yapıyor. Gerekli bağımsızlığa ve gerekli araçlara sahipler. Araçlar orada, istediklerini kullanırlar. Bütün bu tartışmalar olabilir. Finansal ekonomik kriz sırasında Fransa Cumhurbaşkanı da Avrupa Merkez Bankası’na faizlerin azaltılması yönünde güçlü çağrılarda bulundu. Avro’nun değer kaybetmesi ve faiz oranları ile ilgili başka tartışmalar vardı. Politikacılar konuşabilir, gerilimlerini yansıtıp, fikirlerini belirtir, bunlar olabilir. Fakat bu Avrupa Merkez Bankası bağımsız değil anlamına gelmez. Bunun aynısı Türkiye’nin Merkez Bankası için de geçerlidir. Nasıl bir politika izlenmesi gerektiği konusunda kendi değerlendirmeniz olabilir. Bu, Merkez Bankası’nın bağımsız bir şekilde hareket etmediği anlamına gelmez.” TBB’de seçimler yapıldı Turkcell’de genel kurul toplanamadı Ekonomi Servisi Turkcell’in dün yapılacağı duyurulan Olağan Genel Kurul Toplantısı, yeterli çoğunluk sağlanamaması nedeniyle bu sefer de yapılamadı. Turkcell İletişim Hizmetleri tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada, “Şirketimizin 29 Mayıs 2014 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı, Şirket ana sözleşmesinde öngörülen asgari yüzde 51 toplantı nisabının sağlanmaması nedeniyle yapılamamıştır” denildi. Genel kurulun dün gerçekleştirilmesi halinde, şirketin temettü dağıtımı konusunun görüşülmesi, önceki yıl bilançolarının onaylanması ve gündemde yer alan diğer maddelerin karara bağlanması bekleniyordu. Şirketin KAP’a 26 Mart’ta yaptığı açıklamada Yönetim Kurulu’nun, 2010, 2011, 2012 ve 2013 yılları olağan genel kurul toplantısının dün yapılacağını duyurmuştu. TTNET internet hızını ikiye katladı u Genişbant ve fiberde hız limitlerini yükselten TTNET, fiber internet abone sayısını üçe katladı. Ekonomi Servisi TTNET, internet giriş paketlerinin hız sınırını 8 Mbps’den 16 Mbps’ye yükselterek Türkiye’nin internet hızını ikiye katladı. Şirketin, yeni dönemdeki hız artırımına ilişkin detayları paylaşan TTNET Genel Müdürü Abdullah Orkun Kaya, genişbant internet pazarını büyütmeye ve daha fazla aboneyi yüksek hızlar ile tanıştırmaya devam edeceklerini kaydetti. Kaya, “Son dönemde sunduğumuz kampanyalar ve uygun tekliflerle 81 ilde internet kullanımının yaygınlaşmasını sağladık. Bu yeni dönemde de tüm Türkiye’de müşterilerimiz, 16 Mbps’ye kadar başlangıç hızı ile internete bağlanabilecek” dedi. Geçtiğimiz yıl kişi başına veri tüketiminin 32.4 GB olduğunu belirten TTNET Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Mert Başar da, aynı oranın 2014 ilk çeyreğinde 38.3 GB’a yükseldiğini söyledi. Fiber internet giriş seviyesi hızını da 24 Mbps’ye çıkaran şirket, yeni tekliflerini almak isteyecek müşterilerine 35, 50, 100, ve 1000 Mbps’ye çıkarabilme fırsatı veriyor. 2014 ilk çeyreğinde fiber internet abone sayısı 660 bine ulaşan TTNET’in yeni genişbant teklifleri tüm Türkiye genelinde geçerli olacak ve yeni aboneleri kapsayacak. SERBEST PİYASA ALIŞ 2.0900 2.8450 3.4890 2.3230 84.30 559.38 SATIŞ 2.0930 2.8490 3.5050 2.3360 84.65 568.54 ABD Doları Avro İngiliz Sterlini İsviçre Frangı 24 Ayar Altın Cum. Altını MERKEZ BANKASI CİNSİ 1 ABD DOLARI 1 AVUSTRALYA DOLARI 1 DANİMARKA KRONU 1 EURO 1 İNGİLİZ STERLİNİ 1 İSVİÇRE FRANGI 1 İSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 1 S. ARABİSTAN RİYALİ 100 JAPON YENİ DÖVİZ ALIŞ SATIŞ 30 MAYIS 2014 EFEKTİF ALIŞ 2.0907 1.9315 2.8456 3.4897 2.3235 1.9164 7.2682 SATIŞ 2.0990 1.9648 2.8570 3.5157 2.3455 1.9394 7.5875 2.0922 2.0959 1.9404 1.9531 2.8476 2.8527 3.4921 3.5104 2.3270 2.3420 1.9235 1.9321 7.3789 7.4754 0.38096 0.38283 0.38069 0.38371 0.31414 0.31739 0.31392 0.31812 0.35030 0.35265 0.35005 0.35346 0.55783 0.55884 0.55365 0.56303 2.0551 2.0687 2.0475 2.0766
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle