24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MAYIS 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Soma faciası sonrası ‘sarı sendikacılıkla’ suçlanan Türkiye Madenİş’in Ege yönetimi görevinden ayrıldı KÖMÜR YOLSUZLUĞU İKTİDARI DEĞİŞTİRDİ 7 İsyan istifa ettirdi SİVEREK ANADOLU LİSESİ Hindistan’da ‘Soma’ya saygı’ cezası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Siverek Anadolu Lisesi’nde Soma faciasında yaşamını yitiren işçiler için öğrencilerle birlikte saygı duruşunda bulunan öğretmenlerin maaşlarından kesinti yapılacak. Eğitimiş Başkanı Veli Demir yaptığı yazılı açıklamada, Soma’da yaşamını yitiren madencileri anmak için Siverek Anadolu Lisesi’nde öğrencilerle birlikte üç dakikalık saygı duruşunda bulunan öğretmenler hakkında tutanak tutulduğunu ve soruşturma açıldığını belirtti. Demir, soruşturma sonucunda “Görev yeri sınırları içerisinde herhangi bir yerin toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz olarak kullanılmasına yardımcı olmak” suçu işlendiği iddiasıyla öğretmenlere 1/30 oranında aylıktan kesme cezası verildiğini kaydetti. Demir, ülkede yaşayan insanların matem hakkından dahi mahrum bırakıldığını vurgulayarak “Hükümet tarafından üç günlük ulusal yas ilan edilmişken, çocuklara insan yaşamının önemini, yaşanan felaketler karşısında ulusal duyarlılık göstermek bilincini aşılamak ve Soma’daki madenci yakınlarının acısını paylaşmak isteyen öğretmenlerimiz hakkında maaş kesimi cezası verilmesi utanç vericidir” dedi. SOMA (Cumhuriyet) Soma’da önceki hafta 301 kişinin yaşamını yitirdiği maden faciasının ardından başlayan işçilerin isyanı sonuç getirdi. Yandaş sendikacılıkla suçlanan Türkiye Madenİş’in Ege Şubesi yönetimi istifa etti. Soma’da yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiği madenin sahibi, önceki akşam dayıbaşılar aracılığıyla işçilere gönderdiği cep telefonu mesajıyla, şirkete ait Işıklar ve Atabacası ocaklarında işbaşı çağrısı yapmıştı. Ancak dün hiçbir işçi çalışmak için ocaklara gitmedi. Firmanın güvenlik görevlileri, teknik ekip dışında kimsenin madene girmediğini, onların da havalandırma ve diğer teknik kontrolleri yaptıklarını bildirdi. Madenlere inmeyen işçiler, dün sarı sendikacılıkla suçladık ları Türkiye Maden Tür kiye Madenİş Ege Bölge Temsilciliği önünde toplandılar. Burada sloganlar Küçükgencay atarak yöneticilerin istifasını istediler. Bu sırada çıkan arbede nedeniyle bir polis memuru bacağından hafif şekilde yaralandı. Şube Başkanı Tamer Küçükgencay ’ın açıklama yapacağı haberinin duyulması üzerine maden işçileri kaymakamlık binasına doğru yürüyüşe geçti. Küçükgencay burada işçilere seslenerek, “Sendikanın şube başkanlığından istifa ediyorum. İlk gün de edebilirdim, ama ‘korktu kaçtı’ demesinler diye görevime devam ettim” dedi. Tepkinin sürmesi üzerine beş kişilik yönetim kurulu da istifa ettiğini açıkladı. Ancak bu açıklamalar işçileri yatıştırmaya yetmedi. Saatlerce adliye binası önünde oturmayı sürdüren işçiler, sendika genel merkezinin de istifa kararı almasını istediler. ÇHD İzmir Şubesi de, Enerji Bakanlığı’nın 1 Haziran’a kadar işbaşı yapılmayacağı yönündeki açıklamalarına karşın işçilere yapılan çağrıya tepki gösterdi. ÇHD, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’ndan madenlerde teftiş yapılmasını, güvenli olmayan ocaklarda işçileri çalışmaya zorlayanların tespiti ve cezai işlem için cumhuriyet savcılığına bildirilmelerini istedi. ‘tanrılar’ kazandı u Türkiye’de Soma faciasında hükümet hiçbir sorumluluk üstlenmezken, Hindistan Başbakanı Singh, adının dolaylı olarak karıştığı kömür madeni skandalı yüzünden seçim kaybetti... Küreselleşme Hindistan’ı daha dindar, dini de daha siyasi hale getirdi. Tektanrılı dinlere karşı olan Hindu milliyetçiliği yeniden iktidar oldu. MUSTAFA K. ERDEMOL CHP’Lİ ÖZEL’DEN ÇARPICI İDDİA: ‘Deliğe’ sokmuşlar FARUK KIRTAY Merkez, şubeyi görevden almış! Türkiye Madenİş Sendikası Yönetim Kurulu, Ege Bölge Şubesi yönetim kurulunu sendikanın disiplin kurulu kararına dayanarak görevden aldığını açıkladı. Türkiye Madenİş Sendikası Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, 20 Mayıs 2014 tarihinde Soma’daki faciaya ilişkin soruşturma yapmak üzere sendika disiplin kurulunun görevlendirilerek Soma’ya gönderildiği anımsatıldı. Açıklamada, hazırlanan raporun 23 Mayıs Cuma günü toplanan başkanlar kurulunda değerlendirildiği vurgulanarak “Yönetim kurulu bugün (dün) başkanlar kurulunda oluşan görüşlerin ışığında, disiplin kurulunun raporu doğrultusunda Soma şubesinin 5 kişilik yönetim kurulunu görevden aldı. Yönetim kurulu, Ege Bölgesi Şubesi yönetim kurulu yedeklerini de göreve çağırdı” denildi. YALOVA Soma’daki maden ocaklarındaki durumu 301 madencinin öldüğü faciadan haftalar önce gündeme taşıyan CHP Milletvekili Özgür Özel, madenle ilgili yeni iddiaları gündeme getirdi. Özel, işçilerin delik gibi yerlerde çalıştırıldıklarını, patlamanın ardından şişen cesetlerin güçlükle çıkarılabildiğini anlattı. Özel, “Seçim öncesinde AKP’nin dağıttığı kömürler bu madenden dağıtıldı. Daha fazla kömür için işçiler günde 10 saat, kapasitelerin 3 katı oranında fazla çalıştırılmış. ‘Dayıbaşılar’ işçilere sürekli ‘hadi, hadi’ diye bağırarak daha fazla kömür çıkarılması için baskı yapıyorlar” dedi. Özel, 1 Haziran’da yenilenecek seçimler öncesi CHP’nin adayı Vefa Salman’a destek için Yalova’yı ziyaret etti. CHP’nin seçim irtibat bürosundaki toplantıda konuşan Özel, maden ocağının yıllık kömür kapasitesinin 1 milyon ton olduğunu, ancak geçen yıl 3.5 milyon ton kömür çıkarıldığını söyledi. Özel, “Maden işçileri daha fazla kömür çıkartılması için delik gibi yerlerde çalıştırılmış. Patlamadan sonra cesetleri şiştiği için girdikleri deliklerden çıkaramamışlar. Kurtarma ekipleri bu delikleri biraz daha açarak madencilerin cesetlerini çıkarabilmiş” dedi. Soma’daki katliamın nedeni 200 yıl önceki teknoloji kullanımı Eski yöntemle çok üretim HAZAL OCAK Dünyanın en büyük demokrasisi Hindistan’da 550 milyondan fazla seçmenin oy kullandığı seçimlerde, Bharatiya Janata Partisi’nin (BJP), ülkenin en eski partisi Hindistan Milli Kongre Partisi’ni yenilgiye uğratması basit bir iktidar değişikliği değil. Seçim öncesi siyasi gözlemciler Kongre iktidarının başbakanı Manmohan Singh’in adının kömür madenleri ile ilgili olanı başta olmak üzere yolsuzluk iddialarına karışmasının seçimlerde BJP’ye yarayacağını söylemişlerdi. Kömür madeni şirketlerinin hükümete vermeleri gereken kâr payını düşük tutmaları, böylelikle 34 milyar dolar kâr elde etmeleri ülkede skandala yol açmıştı. Bunu itiraf edenler de devletin bu şirketi denetleyen kurulunun yetkilileri. Singh’in durumu bildiği halde göz yumduğu ileri sürülüyordu. Ama bu skandal, etkili olsa da BJP’nin zaferinin tek nedeni olarak gösterilemez. BJP’ye 2009 yılında seçimi kaybettiren nedenler bu seçimlerde kazanmasına yol açtı öncelikle. 2009 seçimlerinde BJP’nin aşırı Hinducu vurgular yapması, ekonomik özgürlüğüne kavuşmuş, yabancı yatırımcıların adeta istilasına uğramış Hindistan’da artık taraftar bulamamıştı. Küreselleşmenin geri plana ittiği bir Hindu milliyetçiliği, eskisinden biraz daha fazla refaha ermiş Hint alt kesimlerinin ilgisini çekmiyordu artık. 2009 seçimlerinde artık dünya sermayesiyle bütünleşmenin “faydası”nı görmüş orta sınıflar üzerinde aşırı milliyetçi söylem pek tutmamıştı. “Fayda”lardan biri liberal ekonomi politikasının sonucu olarak ülkedeki o kahrolası kast sisteminin de sallanıyor olmasıydı. Peki ne oldu da BJP kazandı? BJP, Türkçedeki anlamıyla Hindistan İnsanlarının Partisi, 1980 yılında, Hindu milliyetçiliği temeli üzerine kurulmuş, ülkedeki muhafazakârlığı da korumayı amaç edinmiş bir parti. Seçimleri kazanmasının nedenleri arasında, biraz yumuşatılmış da olan Hindu milliyetçiliğine geri dönüş ile artık ciddi bir sanayi haline gelen “tanrı pazarı”nın yüksek getirisi de var. Hindistan bir dinler ülkesi. Bunun etrafında oluşmuş gerçekten ciddi bir pazar var. Kongre Partisi’nin neoliberal politikaları seçimleri kaybetmesinde önemli bir etken. “Tanrı Piyasası” (Nota Bene Yayınları) adlı kitabında süreci çok çarpıcı olarak anlatan Hindistanlı entelektüel Meera Nanda ülkede uygulanan bu neoliberal politikaların dinsel hizmetlere yönelik arzı kolaylaştırdığını, piyasa yanlısı reformların devleti ve kurumsal sektörü dinsel kurumlarla yakın işbirliğine soktuğunu ileri sürüyor. Böylelikle ekonomik liberalleşme Hindistan’ı daha az seküler hale getiriyor. Yani dini ekonomi politikasının bir parçası haline getirmiş olmak Hindistan’da, aslında din temelli olan Hindu milliyetçiliğini yeniden canlandırmış oldu. Popülist bir neoliberal ekonomi politikası dindarlığı teşvik eder, özeti bu aslında. Nanda’nın “Tanrı Piyasası” olarak adlandırdığı uygulamalar sonucu eğitimin özelleştirilmesi dincileşmeyi hızlandırdı. Nanda, BJP iktidardayken bu özelleştirmenin yükseköğretimin sadece bir ticarete dönüştürmediğini, “aynı zamanda bu kurumu tanrı ve din adamı ticaretine de açık hale getirdiğini” vurguluyor. 2007’de yapılan bir araştırmaya göre Hindistan’da dindarlık seviyesi bir hayli artmış görünüyor. Söz konusu yıldan geriye son beş yıllık dönemde dindar olduklarını söyleyenlerin sayısı ülkenin yüzde otuzunu oluşturuyor. 2004 yılında ülkede 2.5 milyon ibadethane varken sadece 1.5 milyon okul ve 75 bin hastane bulunuyordu. Yani çok açık ki Hindistan’da küreselleşme yanlısı neoliberal politikalar dini hep yedeğine aldı. Çaycı çırağı başbakan Narendra Modi PAVEY: ILO ELİ BOŞ DÖNDÜ Hayrünnisa Gül Soma’da İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül, Soma’daki maden faciasında hayatını kaybeden işçilerin ailelerini ziyaret etti. İlk olarak faciada yaşamını yitiren Bayram Bayındır’ın Cenkyeri Mahallesi’ndeki evine giden ve eşi Hacer, babası Mehmet, annesi Fatma Bayındır ile görüşen Gül, taziyelerini iletti. Hayrünnisa Gül, çıkışta sokaktaki çocuklarla bir süre sohbet etti. Aynı mahalleden Hüseyin Demir’in ailesini ziyaret eden Gül, başsağlığı diledi. (Fotoğraf: CEM ÖKSÜZAA) ‘Her 100 günde bir Soma felaketi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey, Türkiye’nin Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) anlaşmalarını uygulamadığı için kara listede olduğunu belirterek “Geçen hafta hükümetle görüşmeye gelen ILO delegasyonu yine eli boş döndü. Bir araştırma komisyonu için tekrar gelecekler. ILO sözleşmesi ve düzenlemeleri için. Çocukların ağır ve tehlikeli işlerde çalışmasını engellemek için” dedi. Pavey, CHP AB Komisyonu üyeleri ile birlikte Soma maden faciasına ilişkin TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Pavey, “Vicdanları ayaklanmaya çağırıyoruz” dedi. Soma felaketinin Avrupa Konseyi’nin İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğini İyileştirme tedbirlerine ilişkin hiçbir uyarısının dikkate alınmadığını gösterdiğini ifade eden Pavey, “Her 100 günde bir Soma felaketi yaşıyoruz. Yıllık izin, kıdem tazminatı ve rapor gibi temel haklarından yoksun taşeron işçi sayısı 12 yılda 3 kat artarak 1 milyon 100 bine ulaşmış durumda. Acilen taşeron şirketlere yönelik yeni bir düzenleme gerekiyor” dedi. İzmir Milletvekili Oğuz Oyan da “AB uyumu diyorsanız, AB’ye adaysanız o iki bakanınız istifa edecek” diye konuştu. KAYMAKAM ATÇI: ATABACASI GÜVENLİ DEĞİL O şirketin bir ocağı kapatıldı İZMİR (Ege Cumhuriyet Bürosu) Soma kaymakamı Mehmet Bahattin Atçı, 301 madencinin yaşamını yitirdiği maden ocağının bağlı bulunduğu Soma Kömür İşletmeleri AŞ’ye bağlı diğer iki ocaktan Atabacası maden ocağının yapılan inceleme sonucunda süresiz kapatıldığını açıkladı. Kaymakam Atçı, müfettişlerin bugün Atabacası maden ocağında yaptığı inceleme sonucunda, burasını süresiz kapattığını açıkladı. Kaymakam Atçı, “İş müfettişleri Atabacası’nda inceleme yaptı. Bu ocakta iş güvenliğine aykırı hususlar bulunduğu için faaliyetleri süresiz olarak durdurdu. İş müfettişleri aynı firmaya ait Işıklar maden ocağı ve facianın yaşandığı madene komşu, bir başka firmaya ait İmbat AŞ kömür ocağında da inceleme yapacak” dedi. Soma’daki katliamın nedeninin, 200 yıl önceki teknolojilerin kullanılmasından kaynaklandığı belirlendi. Soma Holding’in teknolojiye yatırım yapmayarak insan gücünün artırma yoluyla üretimi iki katına çıkardığı ortaya çıktı. Soma’daki madenin eski sahibi Park Holding eski CEO’su, enerji ve maden şirketlerine danışmanlık yapan şirket ortağı Yüksek Maden Mühendisi Yusuf Aydın, “Soma’daki maden ocağı Türkiye Komür İşletmeleri’nde (TKİ) olduğu zaman yılda 250 bin, 300 bin ton kömür çıkarıyorduk. Soma Holding 2009 da devraldı. Sonradan öğrendik ki çalışan sayısı 3 katına çıkarılmış. Çalışma noktaları artırılmış. Yıllık üretim 3 buçuk milyon tona ulaşmış” diye konuştu. TKİ’de proje müdürlüğü yaptığını ifade eden Aydın, “Batı’da özellikle 1960’larda teknolojinin gelişmesiyle emek yoğun sektörden, teknoloji yoğun sektöre geçiş oldu, ama biz hâlâ 200 yıl önceki teknolojiyi kullanıyoruz” dedi. Soma maden ocağının 2005 yılında kendisinin de o dönem CEO’luğunu yaptığı Park Holding’e ihale edildiğini anlattı. TKİ’deyken 1995 yılında Batı’daki teknolojiyi getirmek için uğraştıklarını vurgulayan Aydın, sistemde zorluklar çıkması nedeniyle sistemin kurulamadığını söyledi. TKİ’nin Soma’daki ocakta yaptığı üretimin yılda 250 300 bin ton arası, çalıştırılan toplam işçi sayısının da 800 olduğuna dikkat çeken Aydın, “Devraldığımız ocakta yine böyle kendiliğinden ısınmalar ve yanmalar oluyordu. Yanan kesimi ocağın diğer kesimlerinden izole ettik. İzole ettiğimiz kısıma da termik santral külüyle suyunu karıştırıp verdik. Üretimi yıllık 1 buçuk milyon tona çıkardık. Gene 800 kişi çalışıyordu” diye konuştu. Manmohan Singh BJP, hem Hindulaşmayı hem de çoktanrılılık dindarlığını bünyesinde barındırdığı için gittikçe dindarlaşan halkın tercihi oldu. 63 yaşındaki Narendra Modi, eski bir çayçı çırağı. Bu yanıyla Hindistan’ın elit politikacılarından ayrılıyor. Belki de başarısı bundan kaynaklanıyor. Alt kastlarla da iyi ilişkiler kurabiliyor. Başbakanlığını yaptığı Gujarat eyaletindeki altyapı çalışmalarından ötürü “iş bitirici” bir politikacı olarak tanınıyor. Başarısında bunların payı elbette var. Ama hem Hindistan hem de dünya kamuoyunda ciddi bir endişe kaynağı Modi. Hükümeti, Hindistan’ın yerel partileriyle koalisyon yaparak kurma olasılığı var. Bu partiler geneli kapsamayan, faaliyet yürüttükleri bölgelere yönelik “radikal” programlara sahip. Bu da BJP’nin bu partilerle işbirliğini sürdürmek için tavizler vereceği korkusunu körüklüyor. Modi, aynı zamanda kutuplaştıran bir lider. Özellikle Müslümanları korkutan bir durum bu. Ülkenin en büyük Hindu dini toplantılarının düzenleyicilerinden biriydi. Reddetmiş de olsa Gujarat’ta çoğu Müslüman bin kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor. İdeolojik beyin yıkama Son olarak Nanda’nın günümüz Hindistan’ını çok iyi özetleyen şu cümlelerini okuyalım: “Kırmızıbeyazmavi bayrak Amerika için ne ifade ediyorsa, tanrılar da Hindistan için aynısını ifade etmektedir. Hindistan’da, Hindu tanrılarının halk arasında ilahlaştırılmaları ve Hindu ritüellerinin halk tarafından göze çarpar biçimde gerçekleştirilişi, tüm yurttaşların Hintliler olarak ulusal kimliklerini ‘dalgalandırmaktadır’. İslam ve Hıristiyanlık gibi ‘kitap dinleri’ harfe ve vahye dayanan dogmalarının ruhuna itaati gerektiren bir inancı zorunlu kılarken, Hinduizm... samimi ritüeller, festivaller, mitler ve gözlemler ile uygulanan ve inananı inanca bağlayan çok telli bir halat örmek adına, o kadar çok ve o kadar farklı noktalara düğüm atar ki, sürmekte olan ideolojik beyin yıkamanın farkına bile varılmaz.” Hindistan’da olan bu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle