24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2014 SALI kultur@cumhuriyet.com.tr 16 KÜLTÜR Kadıköy Belediyesi’nce düzenlenen sempozyumda 50+1. yılında Ankara Sanat Tiyatrosu tartışıldı Uğur Mumcu’nun yazdığı, Rutkay Aziz’in yönettiği, Rana Cabbar’ın oynadığı “Sakıncalı Piyade” 1978 yılında sahnelenmişti. Baskılar altında ödünsüz tiyatro ‘Ayasofya müze kalmalı’ Ayasofya Müzesi’nin ibadete açılması tartışmaları üzerine imza kampanyası başlatıldı Kültür Servisi Tarih ve kültürel mirasa müdahale ve istismar alanları üzerinde çalışmak, görüş oluşturmak ve eylem geliştirmek amacıyla Tarih Vakfı’nın öncülüğünde oluşturulan Kültürel Mirası İzleme Platformu, bir süredir kamuoyu gündeminde yer alan, Ayasofya Müzesi’nin ibadete açılması tartışmaları üzerine bir imza kampanyası başlattı. 12 Mayıs’ta başlayan ve kısa sürede aralarında dünya çapında tarihçiler, mimarlık tarihçileri, koruma uzmanları, gazeteciler ve kanaat önderlerinin de bulunduğu 1000’i aşkın isim tarafından desteklenen kampanyayı tanıtmak ve konunun kamuoyunda çok yönlü tartışılmasına zemin oluşturmak üzere 28 Mayıs Çarşamba günü Cezayir Lokantası’nda 10:3013:00 saatleri arasında basın toplantısı ve panel düzenlenecek. Panel ve basın toplantısına konuşmacı olarak Prof. Dr. Engin Akarlı, Prof. Dr. Şevket Pamuk, Prof. Dr. Aydın Uğur, Prof. Dr. Uğur Tanyeli ve Murat Belge katılacak. “Ayasofya müze olarak kalmalıdır” çağrısıyla kamuoyuna ve ilgili kurumlara seslenen kampanyanın metni şöyle: “Ayasofya, İstanbul ve Türkiye’nin olduğu kadar Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Avrupa’nın başlıca ortak dini, kültürel, sanatsal ve siyasi simgeleri arasında yer almaktadır. Ayasofya’nın müze olarak bütün ziyaretçilerine eşit şekilde açık olması, bu emsalsiz anıtın evrensel değerini yansıtan ve çok katmanlı tarihinin herhangi bir dönemini dışlamadan kucaklayan barışçıl ve kapsayıcı bir davranıştır. Bu güzide eserin İstanbul ve dünya tarihinin ortak mirası olarak yaşatılabilmesi müze statüsünde kalmasına bağlıdır.” Çağrı metni imzacıları arasında Prof. Dr. Engin Deniz Akarlı, ICOM Danışma Kurulu Başkanı Suay Aksoy, Tarih Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Bilmez, Prof. Dr. Edhem Eldem, Prof. Dr. Selçuk Esenbel, Prof. Dr. Cemal Kafadar, Prof. Dr. Gülru NecipoğluKafadar gibi adlar yer alıyor. Maksim Gorki’nin “Ana” adlı romanından uyarlanan oyunun yönetmenliğini Rutkay Aziz yapmıştı. 1975 yılında sahnelenen oyunda, Erkan Yücel ve Meral Niron başrollerdeydi. Benim gibi Kadıköy’de yaşamış olanlar iyi bilir. Eski iskelenin (şimdiki Beşiktaş İskelesi) tam karşısında dünya güzeli bir yapı vardır. Zaman içinde çeşitli işlevler taşımış olan bu yapının bir bölümü ben çocukken nikâh dairesiydi. Büyüklerimiz tarafından “nikâh”a götürüldüğümüzde bu yapının içerisini, vapura binerken de dışarda merdivenlerde düğün resmi çektiren mutlu insanları izlerdik. Kültür ve sanatımıza hizmeti yıllardır kendisine yaşam biçimi yapmış olan Sayın Murat Katoğlu’ndan bu yapıda düzenleyeceği etkinlik için çağrı aldığımda, hiç duraksamadım. Böylece, benim için “mutluluk” simgesi olagelmiş bu u Yarım yüzyılı aşan varlığı süresince Türk tiyatrosuna politik baskılar nedeniyle kapatıldığı dönemler dışında kesintisiz olarak hizmet vermiş olan, ülkemizin yaşayan en eski özel tiyatro topluluğu AST’ın geçmişi, şimdisi ve geleceği konuşulurken, ülkemizdeki tiyatronun 1960’lardan günümüze ulaşan serüveni ve sorunları da gündeme geldi. kutsal uzamda, geçen cumartesi günü (24 Mayıs) başka tür bir mutluluk yaşadım. Kadıköy Belediyesi’nin, Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın katkılarıyla, Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi (TESAK) olarak özel bir kimlik kazandırdığı, incelikli bir mimarlık örneği olan, özenle restore edilmiş bu tarihsel uzamda, gün boyunca Ankara Sa ‘Bir Halk Düşmanı’ sahnede İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ’NDE BUGÜN dirileriyle ivmelendi, öğleden sonra da Seçkin Selvi, Demir Özlü ve benim konuşmamla sürdü. Yarım yüzyılı aşan varlığı süresince Türk tiyatrosuna politik baskılar nedeniyle kapatıldığı dönemler dışında kesintisiz olarak hizmet vermiş olan, ülkemizin yaşayan en eski özel tiyatro topluluğu AST’ın geçmişi, şimdisi ve geleceği konuşulurken, ülkemizdeki tiyatronun 1960’lardan günümüze ulaşan serüveni ve sorunları da gündeme geldi. Sempozyuma Ankara Sanat Tiyatrosu’nun Değinmelerin odağında ise topeski oyuncularından Salih Kalyon da katıldı. luluğun mimarı Asaf Çiyiltepe vardı. 1962’nin son aylarınnat Tiyatrosu tartışıldı. da İstanbul Sıraselviler’de, yüksek bir yapının en üst katında, absürd aşayan en eski tiyatronun öncülerinden sayılan Alfözel tiyatromuz red Jarry’nin “Kral Übü” oyunuyKadıköy Belediye Başkanı Sayın Ayla ve oyunu başlatan ilk replikle (Bok!) kurt Nuhoğlu’nun konuşmasıyla başgündeme gelen Çiyiltepe’nin “alterlayan sempozyum, Ortaylı’nın başkannatif tiyatro” olarak adlandırdığı halığını yaptığı oturumda Prof. Dr. Özdereket, onun ve arkadaşlarının girişimir Nutku ve Ömer Atila Sav’ın bilmiyle başlamıştı. (Unutmayalım, sahneye ilişkin görsel/işitsel tüm tabuları yıkmaya yönelik şimdiki “Suratına Tiyatro” hareketi Avrupa’da tam başlamamıştı henüz.) Y Avrupa’nın en önemli tiyatro topluluklarından Schaubühne Berlin, Henrik Ibsen’in yazdığı ve Thomas Ostermeier’in yönettiği “Bir Halk Düşmanı” adlı oyun ile bugün saat 20.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde seyirciyle buluşacak. Geçen yılki festivalde “Hamlet” yorumuyla yer alan Schaubühne Berlin topluluğunun sanat yönetmeni Ostermeier, aynı yıl festivalin “onur ödülü”ne de değer görülmüştü. Festival kapsamında; Diyarbakır Şehir Tiyatrosu’nun sahnelediği “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” Haldun Taner Sahnesi’nde saat 18.30’da, BuluTiyatro’nun “Kabuklu Sürprizli Hayvanlar” adlı oyunu ise 20.30’da Salon İKSV’de sahnelenecek. “Bir Halk Düşmanı” BAKANLIK YAZARLARA MADDİ DESTEKTE BULUNMAK İÇİN BAŞVURU DUYURUSUNU YAPTI AMA... Destek var, kurul yok SELDA GÜNEYSU mi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. 2012 yılında yayımlanan ANKARA Kültür ve Turizm yönetmeliğe göre edebiyat eserleriBakanlığı’nca “Edebiyat Eserlerinin desteklenmesi için bakanlıkça bir nin Desteklenmesi Hakkında Yökomisyon oluşturulacak ve bu komisnetmelik” kapsamında yazarlara yonda Kütüphaneler ve Yayımlar Gemaddi destekte bulunmak üzere başnel Müdürü ile genel müdür yardımcıvuru duyurusu yapıldı. sı aynı zamanda komisyonun başkanı Ancak duyuruda da yönetmelikte ve daimi üyesi olacaktı. olduğu gibi “kurulda kimlerin olaKomisyonda bunların dışında, Uluscağına yönelik lararası Pen Kulüplebir bilgi” yer alri Federasyonu Türu Destek kurulunda kimlerin madı. Yönetmekiye Merkezi, Türkiyer alacağı konusunda bir bilgi liğe göre kurul, ye Yazarlar Birliği, verilmedi. Üye seçilecekler müsteşar veya ilAnkara Edebiyatçılar gili müsteşar yararasında Doğan Hızlan ve İskender Derneği, Türkiye Yadımcısı başkanlızarlar Sendikası, İlim Pala’nın adları konuşuluyor. ğında, Kütüphave Edebiyat Eseri Saneler ve Yayımhipleri Meslek Birlar Genel Müdürü ile edebiyat alanınliği, Edebiyat ve İlim Eseri Sahipleda temayüz etmiş kişiler arasından ba ri Meslek Birliği ile Bilgi Eğitim ve kanlık onayı ile belirlenecek 5 kişi olSosyal Araştırmalar Merkezi’nden bir mak üzere toplam 7 üyeden oluşacak. temsilci yer alacaktı. Ancak söz koTürk edebiyatı alanında özgün esernusu yönetmelik, Ömer Çelik’in balerin üretilmesini ve yayımlanmasını kan olmasıyla birlikte yürürlükten kalözendirmek amacıyla yazarların desdırıldı. Yeni bir yönetmelik hazırlandı teklenmesi fikri ilk olarak eski Külve yeni yönetmelik de 25 Aralık 2013 tür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Gütarihinde yürürlüğe girdi. Yeni yönetnay döneminde gündeme gelmişti. melik, edebiyatçılara verilecek destekYönetmelik ilk 14 Mart 2012’de Reslerin hangi kurulca belirleneceğinin açıkça yer almaması nedeniyle edebiyatçılar tarafından sıkça eleştirilmişti. 5 üyeden biri İskender Pala mı? Yeni yönetmeliğe göre kurul, müsteşar veya ilgili müsteşar yardımcısı başkanlığında, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü ile edebiyat alanında temayüz etmiş kişiler arasından bakanlık onayı ile belirlenecek 5 kişi olmak üzere toplam 7 üyeden oluşacak. Bakanlık, internet sitesinden yazarlara yönelik bir duyuru yayımladı. Duyuruya göre destek başvuruları başladı. Ancak başvurularda da kurul üyelerinin kimler olacağı yer almadı; sadece yazarın adı, soyadı ve esere ilişkin bilgiler soruldu. Destek almak isteyen yazarlar 20 Haziran’a dek Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulunabilecek. Başvuru sahibi, eserini en geç 20 Kasım 2014 tarihinde teslim edecek. Bakanlıkta, kurula üye seçilecek isimler arasında Doğan Hızlan ile “muhafakazâr sanat” anlayışını savunan İskender Pala’nın olduğu da konuşuluyor. 60’lı yılların Türkiye’sinde, “Übü”nün ardından Caragiale’nin “Kayıp Mektup” oyunuyla sürecek olan “eğlendirmekten çok düşündürmeyi hedefleyen” tiyatro anlayışı, Arena Tiyatrosu’nun, Genco Erkal’ın başrolü oynadığı “Aslan Asker Şvayk” yapımıyla kurumlaşma aşamasına gelecekti. Bir yıl sonra, 1963 güzünde Ankara’da açılan AST ise Asaf’ın ve başta yazaroyuncuyönetmen Güner Sümer, tüm ekibinin çabasıyla seyircisini peşinden sürükleyecekti. AST’ın tartışılan pek çok özelliğinin yanında, Türk yazarlarına kucak açması, “yeni deneme”ler içeren oyunlara yapım olanağı sağlaması ve kadrosu dışındaki yönetmen ve oyunculara da yer vermesi unutulmaması gereken noktalardı. Dahası, “kolektif çalışma ilkesi” bu toplulukta baştan sona korunmuştu. En önemlisi de Asaf’ın ve Güner’in zamansız ölümlerinden sonra geçirilen sarsıntıların 12 Mart dönemine denk gelerek büyümesine karşın, “politik tiyatro” yapma hedefinin gitgide yoğunlaşmış olmasıdır. Ülkenin politik baskı dönemlerinde bu nedenle ağır bedeller ödeyen topluluk, tüm zorluklara karşın “ödünsüz tiyatro” anlayışını sürdürerek öncü nitelikli oyunları ödenekli tiyatrolardan çok daha önce seyirci karşısına getirmiş, böylece pek çok yerli oyunun dünya prömiyerini, pek çok yabancı oyunun da Türkiye prömiyerini yapmıştır. Sempozyumun son oturumunda AST’ın “yıldız”ları yer alıyordu. Duayen gazetecieleştirmen Hayati Asılyazıcı’nın konuşmasının ardından, ilk yılların sahne düzenlemesinde emeği olan dekor tasarımcıları Osman Şengezer ve Yücel Tanyeri’nin anlattıkları, topluluğun erken dönem oyuncularından Salih Kalyon’un ve AST’ın son 40 yılında tartışılmaz biçimde imzası olan yönetmen ve oyuncu Rutkay Aziz’in esprili açıklamalarıyla sürecek, topluluğun yüzleştiği parasal zorluklara karşın, büyük özveriyle arkadaşlarını bir arada tutmayı başaran Altan Erkekli’nin ve AST’ın bugününe omuz veren Mahir İpek’in umutlu söylemleriyle noktalanacaktı. Belki bir daha hiç bir araya getirilemeyecek kişilerin tanıklıkları önemliydi. Kadıköy Belediyesi’ni bu girişiminden dolayı kutluyorum. AST’ın yaşamakta olan emekçilerine gelince; onlar dört kuşaktır hizmeti sürdürüyor. Sağ olsunlar! Ödünsüz Tiyatro KAMİL KÜLTÜR l MASARACI ÇİZİK AST’ın emekçileri konuşuyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle