07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2014 SALI 4 HABERLER Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel: Nükleer Soma Bir felaket daha geçti gitti. Cenazeler gömüldü; felaketin boyutlarıyla, nedenleriyle ilgili olarak yazıldı, çizildi; aslında kaza olmayıp katliam olan olayın bu yanını vurgulayanlara sövüldü; gösteri yapanlar, tepkilerini dile getirenler dövüldü; konu, daha önce Soma ile ilgili soru önergesini reddeden AKP’lilerin de kamuoyu baskısından korkarak olumlu oy vermeleriyle TBMM’ye de taşındı. Madende ölenlerle birlikte Soma faciası, nedenleri, sorumluları, suçluları ile birlikte tümüyle gömüldü. Geçti gitti, hiçbir şey kalmadı! Yalnızca ölenler öldükleriyle kaldılar. Göreceksiniz, aradan biraz daha geçsin soruşturmanın ne sonuç verdiğini de kimse sormayacak bile. Nedeni de basit; Soma, bütün “Soma”lar gibi bu toplumun kaderiydi. Kadere katlanılır, Soma’ya da katlanılacak, yeni daha yeni Somalar olacak, toplum ona da öncekiler gibi katlanacak. Kaza kader değildir diye itiraz etmeyin! Kaza kaderdir! Evet, sebepsonuç ilişkisini reddeden toplumlarda kaza kader olur. Kazanın nedenlerini ortadan kaldırdığınız zaman kaza önlenir. Kazanın nedenini ortadan kaldırmak yerine ağlayıp “Gözün kör olsun yoksulluk!” diye sızlanıp dizini döven toplumlarda kaza kaderdir. Kadere de katlanılır. HHH Kazayı kader görenler sorumluluğu Allah’a havale ederken tevekkülle söylenirler: Allah kerim! Sebepsonuç ilişkisini reddetmeyen toplumlarda da insanlar çoğunlukla Allah’ın büyüklüğüne inanmışlardır; ama büyüklüğün, sebepsonuç ilişkisini de oluşturduğunu, onda tecelli ettiğini bilirler. Bir yandan Yaradan’a yarattıklarından dolayı şükrederken öte yandan da yaradılanın sırlarını öğrenmeye, sebepsonuç ilişkisini kurmaya, istenmeyen sonuçların sebeplerini ortadan kaldırmaya çalışırlar. Bunu yapmayıp “Allah kerim” diye kulağının üstüne yatmak, sebepsonuç ilişkisini reddetmek, “bi şiiiy olmaz abiii” diye aldırmamaktır. Az gelişmiş ülkeler “bişiiy olmaz abi” düsturuna inandıklarından onlarda kaza kaderdir. Gelişmiş ülkelerde insanlar, istenmeyen sonuçların sebeplerini irdeleyip ortadan kaldırdıklarından orada kazalar kader değildir, daha az olur, katliama dönüşmezler. Aksini iddia etmek, akılla çelişen bir tevekküle sığınıp, kendi üzerindeki sorumluluğu Yaradan’a yüklemeye kalkmak aptallık olur. Kaza kaderse eğer, neden gelişmiş Hıristiyan ülkelerde, Müslüman ülkelere oranla daha az kaza oluyor? Yani şimdi buna bakarak “Kaza kaderdir, ne yapalım! Demek Allah onları bizden daha fazla sevip kolluyor” mu diyeceğiz? HHH Kaza kaderdir diyerek işin içinden sıyrılmak, sorumluluktan kaçmanın en kestirme yoludur. İşin en ilginç yönü de, bu akıl almaz savın, bir kez toplumca benimsenince hemen geçerlilik kazanmasıdır. Yani kazalar, kazanın kader olarak algılanmadığı toplumlarda kader değildir. Ama kazanın kader olduğu toplumlarda kazalar kader olur. Ve kazaları kader kılan olgu da, işte bu algıdır. Allah kerimdir ama, “Allah kerimdir”e sığınarak kaza önlenmez. Önlenebilseydi, Türkiye trafik ve maden kazalarında en önde olmaz, sonda yer alırdı. “Bi şiiy olmaz abi!” zihniyetiyle, Allah kerimdir güvencesiyle maden kazalarında dünya birinciliğine oynayan Türkiye aynı zihniyetle nükleer santral işletmeye niyetleniyor. Bu zihniyetle nükleer santralın doğuracağı felaketi düşünebiliyor musunuz? Bu sefer sonuca bütün toplum katlanacak, doğrusu müstahak da olacak. Bu durumda yapılacak bir tek, elimizi açıp yakarmak kalıyor: Allahım bize nükleer santraldan önce akıl ver de, kazaya karşı önlemi alabilelim! Yüzü maskeliler MİT’ten mi? EMRE DÖKER İZMİR Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahatin Özel, İstanbul Okmeydanı’nda polis kurşunuyla yaşamını yitiren Uğur Kurt’un öldüğü gün, yüzü maskeli molotof atan grubun MİT’ten olduğu yönünde duyum aldıklarını söyledi. Son dönemde Alevi toplumun hedef seçildiğini vurgulayan Özel, gizli bir elin devreye girdiğini vurguladı. Cemevinin polisle çatışılan noktadan 600 metre aşağıda olduğunu, Kurt’un ise bu olaylarla ilgisi bulunmadığını vurgulayan Özel, “Yaşamını yitiren Uğur Kurt, bir arkadaşının cenazesine katılmak için cemevinde bulunuyordu. Velev ki, bu kişi terörist. Polisin onu öldürmesi mi gerekiyor? Emniyet’in içinde rahatsızlıklar olduğunu düşünüyorum. Yeni MİT Kanunu’nun ardından bu kurumun yetkileri iyice arttı. Polisin içindeki bir grubun, kendine eylemci süsü vererek yaptığı provokatif bir eylem olabileceğini düşünüyoruz” dedi. Yüzü maskeli grupların Alevi toplumunda barınamayacağını, Alevilerin yüzünün her zaman açık olduğunu söyleyen Özel, “Burada yapılmak istenen radikal sol örgütlerle Alevileri karşı karşıya getirmektir. Bizim kendi örgütsel yapımızda yüzümüzü kapatmayız. Ancak olayda bazı kişiler yüzlerini kapatıyorlar. Bunlar, devletten korktu Yüzümüz hep açık! ğu için mi yüzleri kapalı? Biz yeri gelir sopa yeriz, yeri gelir gaz yeriz ancak hiç yüzümüzü kapatmayız. Daha önce otobüse atılan molotofkokteylinde bir liseli kızımız öldüğünde o molotofu atan kişi MİT’ten çıkmıştı ve serbest bırakılmıştı. Burada devlet bahaneyi yaratmak istiyor. Halk arasında ‘Alevi toplumundan biri saldırıyor’ havası yaratmak istiyorlar. Aleviler şu anda süreci böyle algılıyor” dedi. Özel,Türkiye’de Alevilerin Gezi Direnişi’nden bu yana hedef seçildiğini ve bu sürecin sonunun “kötü” olduğunun altını çizerek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında nefret suçundan dolayı dava açacaklarını da kaydetti. Özel şöyle konuştu: “Çocuk ekmek almaya gidiyor cena zesi geliyor. Cemeevine gidiyor cenazesi geliyor. Bir olaya karışmadan insanların cenazesi geliyor, ardından da Başbakan tarafından da suçlanıyorlar. Çok tehlikeli sürece girmeye başladı bu iş. Barış süreci kökten sarsılacak gibi gözüküyor. Aleviler hedef seçilmiş durumda. Alevilerin demokrasi arayışında başka Türkiye yok. Bugüne kadar tüm katliamlara rağmen karıncayı bile incitmedik. İnsan öldürmedik. Erdoğan’ın bu söylemlerinden dolayı nefret suçlamasıyla dava açacağız. Davayı gittiği yere kadar götüreceğiz.” Mustafa Şentop; tuğra ve methiyelerin kullanımını engelleyen yasanın kaldırılmasını istedi l cHp’li aytun Çınar: AKP’den tuğra teklifi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, saltanatı hatırlatan simge ve işaretlerin kullanılmamasını sağlayan yasanın yürürlükten kaldırılmasını istedi. Şentop’un TBMM Başkanlığı’na sunduğu teklifin gerekçesinde, 1927 tarihli “Türkiye Cumhuriyeti Dahilinde Bulunan Bilumum Mebanii Resmiye ve Milliye Üzerindeki Tuğra ve Methiyelerin Kaldırılması Hakkında Kanun”un saltanatı hatırlatan simge ve işaretleri ortadan kaldırmayı, görünür olmaktan çıkarmayı amaçladığı belirtildi. Dönemin şartları göz önüne alındığında bir anlama sahip görülebilecek bu kanunun artık gerekliliği ve mantığı kalmadığının vurgulandığı gerekçede, bu kanunun ayrıca tarihi eserlerin orijinalliklerinin bozulmasına yol açtığı da belirtildi. Gerekçede, “Tarihi eserlerin orijinalliklerine halel getirecek teşebbüslerin zemini haline getirilen bu kanunun yürürlükten kaldırılması hem milletimizin hem medeniyetimizin hem de bütün insanlığın ortak değerlerinin tahrip tehdidinden kurtarılması anlamına gelecektir” denildi. Erdoğan toplumu boğuyor! HAKAN DİRİK İZMİR CHP sivil toplum kuruluşlarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray, AKP’nin ve özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın toplumu “boğduğunu” söyledi. İktidarı eleştiren kuruluşların ağır müdahalelere maruz kaldığını kaydeden Çıray, “Aynı zamanda ‘ya bendensin ya da düşman’ mantığıyla hareket ediyorlar. Bir ülkenin başbakanı ‘Ben yüzde 43’ün başbakanıyım, geri kalanı ne hali varsa görsün’ diyemez. Kimseye düşman gözüyle bakamaz” dedi. Son dönemde iktidara yönelik protestoların sürekli şiddete maruz kaldığını vurgulayan Çıray, 20. ve 21. yüzyıl demokrasileri arasındaki en büyük farkın “katılımcı demokrasi” olduğunu, ancak iktidarın bunu görmezden geldiğini dile getirdi. 12 Eylül rejiminden bu yana “konuşan Türkiye” mücadelesinin verildiğini belirten Çıray, “Yıl 2014, hâlâ başaramadık. İktidarı eleştirenler ağır müdahalelere maruz kalıyor. Bu, çağdaşlıkla bağdaşmaz. İktidar sorumluluğu taşıyan insanlar böyle hareket edemez. Ne yazık ki AKP’liler ediyor” dedi. Bakanlara çifte protesto Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde düzenlenen bir konferansa katılan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, konferans sonrası protesto edildi. 4 üniversite öğrencisi, “Biz Ali İsmail Korkmaz’ın katilleriyle yüz yüze bakmak zorunda değiliz” diye bağırdı. Öğrenciler, güvenlikçiler tarafından uzaklaştırıldı. Avcı ve Eker, 1 Haziran’da belediye başkanlığı seçimlerinin yenileneceği Mahmudiye ilçesinde de bir grup yurttaş tarafından protesto edildi. ‘Mazot uçtu buğday düştü’, ‘Tarlada elektrikler kesik, buğday kurudu’ yazılı dövizler taşıyan yurttaşlar polis tarafından engellendi. AKP’nin seçim çalışmalarında kullandığı ve üzerinde Melih Gökçek yazan otobüs, göstericilere çarpma tehlikesi atlattı. Yurttaşlar, otobüsü üzerlerine sürdüğünü iddia ettikleri şoförden şikâyetçi oldu. ‘İnsan zararları mahkemesi’ kurulsun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, askeri olanlar dahil her türlü idari işlem, eylem ve diğer nedenlerden kaynaklananlar ile adli yargının görev alanına giren zararlara ilişkin dava ve işleri görmek üzere “insan zararları mahkemeleri” kurulmasına ilişkin yasa önerisi verdi. TBMM Başkanlığı’na sunulan yasa önerisine göre, Adalet Bakanlığı’nca HSYK’nin olumlu görüşü alınarak her ilde ve merkez nüfusu 100 binin üzerindeki her ilçede tek hâkimli olmak üzere insan zararları mahkemesi kurulacak. Mahkemeler, ilgili yasalar gereğince adli yargıda görülen askeri olanlar dahil her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer nedenlerden doğan, vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine ya da kişinin ölümüne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin dava ve işlere bakacak. Tarhan, erdoğan’ı eleştirdi: Kalpsizler böyle konuşur ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, “Berkin Elvan ölmüştür, geçmiştir” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Hiçbir insani değerde yuhalatılmaz ölü çocuklar. Ancak kalpsizler böyle konuşur” diye yüklendi. CHP’li Tarhan, Erdoğan’ın son çıkışlarıyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Tarhan değerlendirmeleri yaptı: “hiçbir insani değerde yuhalatılmaz ölü çocuklar. On beş yaşında katledilen bir çocuk için meydanlarda ‘ölmüştür geçmiştir’ diye haykıran birinin asabı bozuk değil, kalpsizdir. Hatta o Mısırlı Esma’nın ölümüne ağlarken de kalpsizdi aslında. Somali’ye uçak doldurup sefalet turizmi yaparken, Soma’yı ise ‘fıtratına’ yükleyip 301 cana dahi neredeyse ‘ölmüştür, geçmiştir’ derken de kalpsizdi aslında. Benim bildiğim ‘fıtrattan’ saydığı Soma trajedisine, tekmelenerek canı alınan çocuklara, yuhalatılan ölü çocuklara hiçbir kalp de, hiçbir inanç sistemi de duyarsız kalmaz. İşte bu yüzden kalpsizdir.” ToplanTıya 45 dakika gecikTi Geç kalan valiye alkışlı protesto METE KIZIK erdoğan’ın eleŞTirdiği isiM, alevilerin avrupa’daki ÇaTı örgüTünün baŞkanı TurguT öker: Önce taleplerimize cevap versin FIRAT KOZOK ANKARA Başbakan Erdoğan’ın “İsim vermeyeceğim, bir ara CHP’den aday olmak isteyen ama başarılı olamayan bir kişi var. Almanya’da bu işi kurcalayan, karıştıran o. Tabii bunlar Türkiye’den kopuk” sözleriyle, kendisine karşı Almanya’da düzenlenen yaklaşık 100 bin kişilik mitingin çağrıcısı olan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Başkanı Turgut Öker’i işaret ettiği öğrenildi. Erdoğan, Köln ziyareti dönüşünde uçakta kendisini izleyen gazetecilerle konuşurken hedef aldığı Öker, “Bu iddia yalan. Ben hiçbir şekilde CHP’den aday olmadım. Kaldı ki politik olarak da CHP’li değilim. Ben yalnızca bir önceki seçimlerde konfederasyonun aldığı karar doğrultusunda İstanbul birinci bölgeden aday oldum” dedi. Erdoğan’ın kendisi için “Türkiye’den kopuk” ifadesini kullanmasına da tepki gösteren Öker, 25 yıldır Alevi örgütlenmesi içerisinde olduğunu söylerken “Ben aynı zamanda Türkiye’de Alevi Bektaşi Federasyonu’nun kurucularından birisiyim. Bunun için 2 yıl yargılandık. Türkiye’de yıllar içerisinde ayak basmadığımız etkinlik yoktur” dedi. Türkiye’de başta Başbakan olmak üzere bazı siyasilerin Alevilerin haklı tarihsel taleplerine yanıt vermek yerine yalnızca polemiklerle ve saldırılarla bu talepleri geçiştirmeye çalıştıklarını vurgulayan Öker, “Avrupa’da Alevilik diğer dini inançlar gibi muamele görüyor. Buralarda biz okullarda Alevilik dersi veriyoruz. Alevi kürsüleri açıyoruz. Bu yüzyılın insanına yakışır şekilde inancımızın gereğini doya doya yaşıyoruz. Türkiye’de konuya hâlâ ortaçağ zihniyeti ile yaklaşılıyor. Başbakan bunlara cevap vereceğine polemik yapıyor.” Erdoğan, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken Cumhurbaşkanı adayı konusunda görüşmelerin sürdüğünü, partisinin adayını haziran ayında açıklayacağını söyledi. Cemaate tepkisini sürdüren Erdoğan, “Pensilvanya, paralel yapının tam göbeğinde. Bu zatın izinde olanlardan bazılarının Türkiye’den kaçmaya başladıklarını görüyoruz. Yargıda ve güvenlikte kendilerini güçlü görüyorlar. Ama çözeceğiz.” İZMİR İzmir Valisi Mustafa Toprak, Değişen Dernekler Kanunu Yönetmeliği Hakkında Eğitim Toplantısı’na 45 dakika geç katıldığı için, katılımcı derneklerin temsilcileri tarafından dakikalarca alkışlanarak protesto edildi. Duruma sinirlenen Toprak, konuşmasını yaptıktan sonra salondan ayrıldı. İzmir İl Dernekler Müdürlüğü tarafından İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde düzenlenen toplantının saat 10.00’da başlayacağı açıklanmıştı. Etkinliğe 45 dakika geç gelen Toprak, yaklaşık 10 dakika boyunca alkışlarla protesto edildi. Konuşmasını yaptıktan sonra toplantıyı terk etmesi de yadırgandı. Köşk adayı hazirana kaldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle