14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 MAYIS 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER ITUC kongresinden hükümete Soma uyarısı çıkarken, Erdoğan da sert şekilde eleştirildi: 7 Tarih böyle anlatıyor ve tarihin hikâyelerinin ezici çoğunluğunda, örneğin “sıra bana geldiğinde beni savunacak hiç kimse kalmamıştı” diyen Papaz Niemöller’in hikâyesinde anlatılan budur. HHH Bu hikâyenin, gücü arttıkça acımasızlaşan, koltuğu sallandıkça zulmü artan kahramanı için insan değerli değildir; önemsizdir, bir sayıdır, ölünce geçip gidendir, ona bu dünyada yer yoksa eğer, öteki dünyada uygun bir yer bulunacaktır ve orada da kahhar olana teslim edilecektir. Değiştirilmemek için kalesini tahkim eden egemen, hem burayı hem orayı en iyi bilen olduğuna öylesine inanır ki, ideolojide içerideki ve dışarıdaki ortaklarından gelen, gelecek olan itirazları bile dikkate almayacak, hatta onların itirazlarını daha da tehlikeli bulacaktır. Dediği şudur: Ölüm haktır, kaza kaderdir, tevekkül Allah’tandır. Kazalar olacaktır, sıfırlanmaları imkân dahilinde değildir. Ve doğruyu bilen yalnızca odur. Şimdi gücün sınır tanımaz eylemi karşısında şaşıran ve “yok artık bu kadar da olmaz” diyen arkadaşlar hiçbir işe yaramayan öfkeleriyle geçip gitmesini bekliyorlar fırtınanın. Oysa önlemek de, engellemek de başka bir gerçeğin kabulüne bağlıdır: Susmayacaksın. HHH Olup biteni birbirlerine anlatmakla yetinen, seyrettiği vahameti resmederken çaresizliğini itiraf edenlerin dönüp dönüp okuması gereken Marx’ın döne döne anlattığı gerçek şöyledir: “Birbirine karşı aldırışsız olan bireylerin her yanla karşılıklı bağımlılıkları, onların toplumsal bağlantısını oluşturur. Birey, toplumla olan bağı kadar toplumsal gücünü de cebinde taşır.” Susmakla, seyretmekle olmayacak demek ki; senin gibi olanlarla ne kadar bağın varsa, ne kadar örgütlüysen o kadar olan gücünü cebinden çıkaracaksın. Yoksa seyredemezsin bile zaten... İşçiyi hor gördü Sendikalar değil bakanlıklar suçlu MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Soma’daki facianın ardından ilk istifa Türkiye Madenİş Sendikası Soma Şube Başkanı Tamer Küçükgencay’dan geldi. Ancak Küçükgencay’ın istifası Türkiye Madenİş Sendikası Başkanlar Kurulu tarafından kabul edilmedi. Sendika, faciada asıl sorumluluğun Türkiye Kömür İşletmeleri’nde (TKİ), şirkette, Enerji Bakanlığı’nda ve denetimleri yapan Çalışma Bakanlığı’nda olduğuna dikkat çekti. Soma’da Türkİş’e bağlı Türkiye Madenİş Sendikası’na üye 13 bin işçi bulunuyor. 13 bin işçi, tek bir şubeye bağlı. Bu şube de Türkiye Madenİş Sendikası Soma Şubesi. Şubeyi 5 kişi yönetiyor. 104 delegesi olan şube, Türkiye Madenİş Sendikası’nın yönetiminin belirlenmesinde de belirleyici konumda. Şubede seçimler 10 Mayıs’ta yapıldı. Şube başkanı dışında 4 yönetici gitti. Yeni yönetim mazbatalarını almadan 13 Mayıs’ta da facia meydana geldi. Facianın ardından sendika denetim raporu hazırladı. Bu rapor Türkiye Madenİş Sendikası Başkanlar Kurulu’nda ele alındı. Çalışma ortamlarının sağlıksız, tehlikeli olduğu, mevzuata uyulmadığı bildirildi. Yeterli koruyucu malzeme verilmediği, gaz maskelerinin yetersiz olduğuna dikkat çekildi. Ocakta “gizli” taşeronlaşma olduğu ifade edildi. Disiplin kurulu raporunda vardiya sorumlularının işçilere küfür ettikleri, dayak attırdıklarına da dikkat çekti. Raporda, faciadan Soma Kömürleri AŞ sorumlu tutuldu. MUSTAFA ÇAKIR Susmayacaksın Söyleyecek söz bulamıyorsan, yüzüne haykıran muktedirin sözleri karşısında nutkun tutulmuşsa ne yapacaksın? Susacak mısın? Hayır; söz artık bir başka boyuta taşınmalı o zaman. Çünkü susarsan, teslim olmuşsun, dayatılana boyun eğmişsin demektir. Eğer misin? “Demokrasiye inanmak enayiliğinden vazgeçmenin de bir zamanı olduğunu” söylemişti bir zamanlar tanınmış bir entelektüel. Zamanı yoktur; hiç inanmamak, kuşku duymak daha doğrudur. Çünkü “temsili demokrasi”, sizi ve size benzemeyenleri aynı anda temsil edeceğinize inandığınız kişiyi ya da kişileri seçmek demektir. Oysa ne sizi, ne ötekileri temsil ederler. Temsil ettikleri devletin egemen sisteme göre kurgulanmış genel geçer kurallarıdır. Onlarla olan ilişkiniz ise benzetmede kusur aranmaz, teşbihte hata olmaz, tıpkı “genel çıkar” olarak tarif edilen, “sistemin çıkarı” ile olan ilişkiniz gibidir. Onlar artık sana “yabancılaşmış” kişilerdir, devletin senin adına sana karşı işe yarar elemanlarıdır. Onlardır artık sana “sus” diyenler. Susar mısın? HHH Devlet, sistem açısından makul, genel çizginin aşılmamasını sağlamak üzere içinde barındırdığı muhalefeti bile dinlemez hale gelir ve çizgiyi aşanı, güncelden örnek verelim, “polisin sabrına şaşıyorum” diyeni zaman içinde tüm kurumlarıyla destekler. O zaman işte “demokrasinin” tümüyle iflas ettiği zamandır ve sana “boyun eğ ve kurtul” denilir. Eğer ve kurtulur musun? Eğersin belki boynunu ama kurtulamazsın. Kurtulamazsın çünkü boyun eğdirme halkasını adım adım genişleten devletin muktediri sana bir kurtuluş kapısı açmayacak, sana kaçabileceğin bir sığınak bırakmayacaktır. ANKARA Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) 160 ülkeden yaklaşık 1500 delegenin katılımı ile Berlin’de gerçekleştirilen 3. Dünya Kongresi’nden hükümete “Soma uyarısı” çıktı. Kongrede kabul edilen kararda, hükümete sert eleştiriler yöneltildi. Türkiye’den katılan ITUC üyesi konfederasyonların sundukları karar tasarısı kongrede kabul edildi. “Türkiye’deki Neoliberal Politikaların Sonucu: Soma’da İş Cinayeti” başlıklı kararda, Türkiye’nin maden işçileri açısından iş kazası ve kayıp oranlarının fazlalığı söz konusu olduğunda dünyada 3. sırada geldi ği, 2013’te 13 bin madencinin yaralandığı, 2000’den bu yana 1308 maden işçisinin “işyeri kazalarında öldürüldüğü” vurgulandı. Soma’daki madencilerin çoğunun asgari ücret alan kayıt dışı işçiler olduklarına dikkat çekilen kararda, hükümetin tutumu “umursamaz ve kabul edilemez” bulundu. Soma’da facianın yaşandığı madendeki denetimlerin kuralsız, etkisiz ve yanıltıcı olduğuna dikkat çekilen kararda, “24 saatten az bir zaman geçmişken Başbakan ‘bu kazalar olağan şeylerdir’ diyerek halkı öfke patlamasına sürüklemiştir. 100 yıl önce vuku bulmuş maden felaketlerini gerekçe göstermiştir” denildi. Kararda, hükümetin Soma’da gösterileri yasak ladığı, polisin şiddet kullandığı ifade edildi. DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun polis saldırısı sonucu hastaneye kaldırıldığı, bu nedenle ITUC kongresine katılamadığı belirtilen kararda, “Hükümet işçilerin özgürce bir araya gelme, örgütlenme ve toplusözleşme hakkını da defalarca ihlal etmiştir. Hükümetten, bu saldırılara bir an önce son vermesini talep ediyoruz” denildi. Sendikalar tarafından onaylanan kararda, “Türkiye’ye üst düzey delegasyon göndereceğimizi, istikrarsız işlerle mücadele edeceğimizi, kârı insan faktörünün önünde tutan her türlü sistemle savaşacağımızı taahhüt ederiz” vurgusu yapıldı. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ SOMA ZİYARETİ Uludere acıyı paylaştı MANİSA (AA) Uludere’de bombalama sonucu yaşamını yitiren 34 yurttaşın yakınlarından bazı aileler, Soma’da maden faciasında yaşamını yitiren işçilerin mezarlarını ziyaret etti. Açıklama yapan Veli Encü, “Acılar paylaştıkça azalır. Roboski ve Soma’da acı, acıtanlar da aynı. Roboski’de katledilen yakınlarımız için ‘kaza’, Soma’da ihmalkârlıkla ölüme terk edilen kardeşlerimize ‘kader’ dediler. Bu ölümlerden hâlâ ders almadıklarının ifadesidir” dedi. Soma için Kızılay’ı kuşattılar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara, Soma faciasını protesto etmek, yaşamını yitiren işçileri anmak, taşeronlaşma ve özelleştirmeyi protesto etmek için Kızılay’ın bir ucundan bir ucuna “insan zinciri” oluşturdu. Zincir yürüyüşünün tamamlandığı Güvenpark’ta sessiz bir oturma eylemi yapıldı. Ankara Dayanışması’nın çağrısı ile Olgunlar Sokak’taki Madenci Anıtı’nda bir araya gelen başkentliler Soma faciasını, facianın nedeni olarak gösterilen AKP hükümetinin taşeronlaşma ve özelleştirme politikalarını protesto etmek, yaşamını yitiren işçileri anmak için “insan zinciri” oluşturdu. Buradan el ele, kol kola Kızılay Meydanı’na doğru yürüyen yurttaşlar hiçbir polis engeliyle karşılaşmadı. Başlarında madenci baretleri ile herkesin ellerine aldığı birer harf ile oluşturdukları, “Soma’nın katili AKP”, “Taşeronlaşma öldürür”, “Uğur Kurt ölümsüzdür” yazıları Kızılay Meydanı’na gelen Ankaralılar, trafiği de keserek Güvenpark’a ulaştı. Baretleri parktaki merdivenlere koyan yurttaşlar hiçbir slogan atmadan 10 dakika süreyle sessiz bir oturma eylemi yaptıktan sonra, hem Gezi Parkı’nda hem Soma’da hem de Okmeydanı’nda yaşamını yitiren işçileri andı. Eylem daha sonra sona erdi. ACI BİTMİYOR Mezara koştu MANİSA (AA) Maden faciasında yaşamını yitiren maden işçilerinden Kemal Çoban’ın 11 yaşındaki oğlu, babasının planladığı gün sünnet oldu. Talha, tören öncesi sünnetliğiyle babasının mezarına gitti Talha’nın amcası Hasan Çoban, “Babasının cebinde davetiyeler vardı” dedi. Gökyüzü de yasa büründü İstanbul Haber Servisi İstanbul Teknik Üniversitesi’nin geleneksel “İTÜ Günü”, üniversitenin 241. yılında Ayazağa Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Her yaştan İTÜ’lülerin katıldığı etkinliklerde, Soma’da yaşamını yitiren madenciler anısına 301 siyah uçurtma ve balon gökyüzüne bırakıldı. Kadıköy’de Soma mitingine çağrı İstanbul Haber Servisi DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ile sendikacılar bugün Kadıköy’de gerçekleştirilecek olan “Taşeron ölüm demektir, yasaklansın” mitingine İskele Meydanı’nda bildiri dağıtarak çağrıda bulundu. DİSK, TÜRKİŞ, KESK, TMMOB, TTB’nin bugün düzenleyeceği mitinge 60’tan fazla örgüt ve platformun destek verdiğini anlatan Çerkezoğlu, Haydarpaşa Numune Hastanesi ve Tepe Natulius alışveriş merkezi önünde toplanılacağını aktardı. ‘Kazanç hırsı öldürdü’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Genel Başkanı Hüseyin Yeşil, Soma’daki maden katliamıyla ilgili üyeleri Enerji Bakanı Taner Yıldız’ı meslekten men istemiyle onur kuruluna gönderdiklerini anımsatarak “Olayda aşırı kazanç hırsı ve güvenlik zaafı var” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle