24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 MAYIS 2014 PAZAR 4 HABERLER MADENCİYE TEKME ATAN BAŞBAKANLIK MÜŞAVİRİ 21 MAYIS’TA GÖREVİNDEN ALINMIŞ Zamanaşımı Sevgili, Soma katliamı ertesinde, gazetelerde yayımlanan yas ilanları, yazılarını yıllardır izlediğim Ege Cansen’in de dikkatini çekmiş. Köşe yazarlığının belirleyici öğelerinin ilki olan zekâyı öne sürenleri haklı gösterecek örneklerin başında gelen Ege Cansen’in, görüşlerine katılmadığım yazılarını bile beğenerek okumamın nedeni hiç eksik olmayan zekâ pırıltısıdır. Ege Cansen birbirini izleyen son iki yazısında ölüm ilanlarına da değiniyor, şirketlerin bu alanda verdikleri çarşaf çarşaf ilanların bedellerinin vergi matrahlarından niçin düşüldüğünü soruyor. Çok ilgiyle ve gülümseyerek okuduğum iki yazıyı da internetten bulup izlemeni tavsiye ederim, seni de hem gülümsetip hem de düşündüreceklerini sanırım. Ben de gülümseyerek okuduğum yazılardan ikincisinin, “Yanlıştan dönmenin zamanaşımı olmaz” diyen “Son Söz”üne gelince biraz durup düşündüm. Acaba doğru muydu? Yanlışı düzeltmenin zamanaşımı olmaz mıydı? İlk bakışta, “geç olsun ama güç olmasın” deyişinin de doğruladığı, her konuda olduğu gibi yanlışı düzeltmede de geç kalmanın mazur görülecek yanları olduğu pekâlâ söylenebilirdi. Hem de bir yanlışı düzeltmek söz konusu olunca, çok zaman geçtiği bahane edilerek vazgeçmek olur muydu? HHH Kısacası nereden bakarsan bak, Ege Cansen’in son sözü doğru gibi görünüyordu. Ama dilersen biz biraz daha düşünelim: Bir yanlışa uzun zaman saplanıp kalırsak, yanlış kökleşip artık doğru sanılır bir hale gelmez mi? Toplum uzun süre aynı yanlışı tekrarlaya tekrarlaya onu doğru, doğruyu da yanlış olarak algılamaya başlamaz mı? Yanlışta ısrar ede ede yanlışı alışkanlık haline getirmek durumudur burada söz konusu olan. İnsan bir kez yanlışı alışkanlık haline getirince, onu kolayca değiştirme olanağını yitirmez mi? Zaten doğru ile yanlış izafi kavramlar değil mi? Yani neyin doğru neyin yanlış olduğu, içinde yaşadığımız zamana göre değişmiyor mu ki? Toplumsal ve ahlaksal konularda, doğru ile yanlışın zamana göre değiştiği artık kabul edilmiş bir gerçek. Örneğin Fatih döneminde bir erdem olan fetih kavramı, günümüzde bir insanlık suçuna dönüşmedi mi? İşte zaman içinde yanlışa dönüşen bir doğru örneği. Görüyorsun ki fazla zaman geçince doğrular ile yanlışlar kendiliklerinden yer değiştirebildiklerine göre, “yanlıştan dönme”de de zamanaşımı olabilir. HHH Hem görece olan yalnız doğru yanlış değil, zamanın kendisi de öyle. Yani şu 2014 yılında, dünyanın ister kuzey, ister güney yarı küresinde olsunlar, yaşayanların hepsi aynı zamanı mı yaşıyorlar? İlk bakışta hepsinin takvimi aynı günü gösterdiğine göre, buna evet demek mümkün olsa bile, hepsinin aynı sosyal zamanı yaşadıklarını söylemek mümkün mü? Öyle Avustralya’nın kaybolmuş köşelerinde tarih öncesi koşullarını yaşayanları bırakalım bir yana, Libyalılar ile Danimarkalıların aynı sosyal zamanı yaşadıklarını söylemek mümkün mü? Ya da aynı ülke içinde yaşayan insanların tümünün aynı zaman birimi içinde olduklarını ileri sürebilir miyiz? Görüyorsun ki, yanlış kavramı gündeme gelince işler iyiden iyiye değişiyor. Kaçınılmaz olarak soruyorsun: Kime göre yanlış? Hangi zamana, hangi mekâna göre yanlış? Bu durumda insandan insana, diyardan diyara, zamandan zamana değişen bir kavram olduğuna göre yanlış yoktur. Ya da bir davranışı yanlış olarak tanımlamak yanlışın en büyüğüdür. Zaten her şey kendi içinde zıddını da barındırdığından her yanlışın kendi doğrusunu barındırdığını, sonunda da ona dönüşeceğini söyleyemez miyiz? O zaman en kestirmesi, “yanlış diye bir şey yoktur” deyip sıyrılmak işin içinden. Onun da büyük bir sakıncası var. Öyle ya, yanlış yoksa doğru da yok demektir. Doğrusu olmayan bir dünyada yaşamak nasıl bir şey dersin? Yerkel şimdilik tekmeyi yedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Soma’daki maden faciasında bir yakınını kaybeden madenciye tekme atarken görüntüleri dünya basınına da yansıyan Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel görevinden alındı. Yerkel’in, 7 günlük iş göremez raporunun tamamlanmasının ardından, 21 Mayıs itibarıyla görevine son verildiği öğrenildi. Ancak ailesi Başbakan Tayyip Erdoğan ile aile dostu olan Yerkel’in başka bir göreve kaydırılması bekleniyor. Başbakan Erdoğan’ın Soma’daki maden faciasının ardından Soma Adliyesi önünde kendisine yönelik protestolar gerçekleşmişti. Bu sırada Yusuf Yerkel, Erdal Kocabıyık isimli maden işçisini, özel harekât polisinin etkisiz hale getirmesinin ardından yerde yatarken defalarca tekmelemişti. Yerkel, olayın ardından Ankara’daki Atatürk Hastanesi’nden 7 günlük iş göremez raporu almıştı. Yerkel’in tekmelediği Kocabıyık, önce madencilerle ilgisi bulunmayan bir “provokatör” olduğu ve Soma’ya “dışarıdan geldiği” ileri sürülmüş, ardından evi basılıp, gözaltına alınmış ve şüpheli olarak saatlerce sorgulanmıştı. Kocabıyık’ın daha sonra 10 yıllık maden işçisi olduğu ortaya çıkmıştı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hafta ortasında toplanan Bakanlar Kurulu’nun ardından Yerkel ile ilgili sorular üzerine “Tekmeyi savunamam. Yerde yatan biri neden tekmelenir. Rapor olayı ise tirajikomik” demişti. Tüm bu gelişmelerin ardından Yerkel 21 Mayıs 2014 itibarıyla Başbakan Özel Kalem Müdür Yardımcılığı görevinden alındı. Yerkel’in, 2011 genel seçimleri öncesinde getirildiği Başbakan Özel Kalem Müdür Yardımcılığı görevi yaklaşık üç yıl sürdü. Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre Yerkel’in ardından bu göreve kimin atanacağı henüz netleşmedi. Ailesi Başbakan Erdoğan ile aile dostu olan Yerkel’in, önümüzdeki günlerde başka bir göreve kaydırılması bekleniyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın toplumu bölerek iktidarını sürdürmeye çalıştığını söyledi Erdoğan endişe kaynağı GAZETECİ ÖRGÜTLERİ ‘Sabrın sonu felaket!’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki gün yaptığı açıklamalara gazetecilerden sert tepki geldi. 9 gazeteci derneğinden oluşar G9 Gazeteci Örgütleri Platformu’ndan yapılan açıklamada, “Erdoğan, ne yazık ki, polis şiddeti sonucu ölümlerin her yıl biraz daha arttığı, neredeyse düşük yoğunluklu bir savaş bilançosuna dönüştüğü ülkede, Gezi’de ‘kahraman’ ilan ettiği polisleri ‘Eli kolu bağlı mı duracak? Nasıl sabrediyorlar anlamıyorum’ diyerek toplumsal olaylarda daha sert tutum almaya yöneltiyor” denildi. Erdoğan’ın gazeteci ve yazarlara yönelik, “İnsanlıktan nasibini almamış”, “Neden ayağa kalkıp bunların yüzüne tükürmüyorsunuz?” sözlerinin anımsatıldığı açıklamada, “Meslek örgütleri olarak, Türkiye’nin artık ölümcül olmuş bir gerilim yaşadığını bir kez daha hatırlatırken gerilimi daha da derinleştiren, muhaliflerini düşmanlaştıran bir dilin yalnızca topyekun bir felakete yol açacağının görülmesini istiyor ve başta Erdoğan olmak üzere, tüm yöneticileri dillerini gözden geçirmeye çağırıyoruz. Ülkenin mevcut tehlikeli kutuplaşması içinde, ‘Nasıl sabrediyorlar anlamıyorum’ denilebilecek geniş toplumsal kesimler var ve bizler bu sabrın sona ermesinin nelere yol açabileceğinin bir an önce anlaşılması çağrısı yapmayı görev sayıyoruz. Sabrın sona ermesi ve toplumsal öfke patlamaları felaket olacaktır” denildi. u Erdoğan’ın Soma faciası ve Okmeydanı olaylarının ardından yaptığı açıklamaların toplumda derin endişe yarattığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Erdoğan adeta kendisini ülkeyi bölmeye adamış bir başbakan konumunda” dedi. İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Soma faciası ve Okmeydanı’nda 2 kişinin hayatını kaybettiği olaylar sonrasında Başbakan’ın yaptığı açıklamaları eleştirerek “Başbakan’ın üslubu toplumda derin endişeler yaratıyor. Kullandığı dil, üslup, ifadeler son derece rahatsız edici” dedi. Kılıçdaroğlu, Eyüp Feshane’de gerçekleştirilen 4. Ordu Günleri’ne katıldı. CHP lideri, Beşiktaş Belediyesi standındaki madenci heykeli önünde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Soma’da hayatını kaybeden işçiler arasında çok sayıda Ordulu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “O üzüntüyü hâlâ üstümüzden atmış değiliz. Arkasından Okmeydanı’nda meydana gelen olaylar. İki insanımızın hayatını kaybetmesi. Polisin uyguladığı şiddet. Başbakan’ın üslubu toplumda derin endişeler yaratıyor. OyCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Eyüp Feshane’de gerçekleştirilen 4. sa siyasilerin görevi topluma umut vermek olOrdu Günleri’ne katıldı. CHP lideri, Beşiktaş Belediyesi standındaki madenci malı” diye konuştu. heykeli önünde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Yurttaşları provokasyon konusunda uyaran Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Bütün yurttaşlarımı bir konuda uyarmak istiyorum: Tuzağa düşmesinler. Recep Tayyip Erdoğan toplumu bölerek iktidarını sürdürmek istiyor. Toplum bölünmesin, ayrışmasın, kavga etmesin. Provokasyonlar yapılabilir, yapılıyor. İnsanlar ölüyor. Kurşunlar sıkılıyor. Bütün bunları dikkate alarak hepimizin sorumlu davranması gerekiyor. Erdoğan adeta kendisini ülkeyi bölmeye adamış bir başbakan konumunda. Kullandığı dil, üslup, ifadeler son derece rahatsız edici. Bundan hepimizin kaçınması gerekiyor.” gilendirileceğini söyledi. Bölge toplanAYŞE SAYIN tılarının yanı sıra hem yurtiçi, hem de ilah kabul edilemez ANKARA CHP, Cumhurbaşkanlığı yurtdışı seçmen için ayrı ayrı “sandık Okmeydanı’nda bazı grupların yaptığı silahlı seçimine parti örgütlerini hazırlamak için kurulu görevlileri ve müşahit rehbeeylemlerle ilgili soruya Kılıçdaroğlu “Provokas20 yerde “bölge toplantıları” düzenle ri” hazırladıklarını belirten Tezcan, göyondan, provokatörlerden söz ettim. Bizim bu me kararı alırken, yurtiçi ve yurtdışı san revlilerin seçim sürecinin başlangıcınkonuda çok duyarlı olmamız lazım. Kim olurdık kurulu üyeleri ve müşahitler için ise dan, oy vermenin tamamlanması ve oy sa olsun elinde silah kabul edilemez. Şiddet ka“rehber” kitapçık hazırlıyor. sayımına kadar bu rehberlerle ayrıntılı bul edilemez. İnsanlar ölüyor, kabul edilemez” Cumhurbaşkanlığı seçimi için Türkiye olarak bilgilendirilmesinin hedeflendiyanıtını verdi. ilk kez “sandık başına” gitmeye hazırla ğini ifade etti. nırken, CHP yönetimi de parti örgütlerini CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun len insanları ayırmayın seçim çalışmaları için hazırlamak üzere “Siyaset heyecan, inanmışlık, kararlıKılıçdaroğlu bu konuda hükümetin sorumlu bölge toplantılarını başlatıyor. CHP yö lık işidir” sözünün yer aldığı rehberlerde, davranması gerektiğini belirterek “Ölen insannetimi, 20 bölgede il, ilçe başkanları, il Tezcan’ın da sunuş yazısı yer alıyor. Tezları bizden sizden diye ayırmaması gerekikadın ve gençlik kollarının katılımıyla 1 can, toplam seçmenin yüzde 5’ini yurtdıyor. Bu ülkenin her insanı değerlidir. ‘Ölen Haziran’da bölge toplantıları başlatacak. şında yaşayanların oluşturduğuna dikkat öldü’. Evet ölen öldü. Ölenlerimizi anmalıyız. Bu kapsamda birbirine yakın illerin yö çekerek bu rakamın seçim sonuçlarını etNeden anmalıyız? Geçmişten ders çıkarmak neticileri birlikte toplantılara katılacak. kileyecek yükseklikte olduğunu belirtti. için anmalıyız. Aynı hatalara düşmemek için CHP’nin seçim işlerinden sorumlu Ge Tezcan, ‘‘Yurtdışında kullanılan oylaanmalıyız” dedi. nel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, rın sayım ve dökümü Türkiye’de yaFeshane’den ayrılan Kılıçdaroğlu, Taksim’deki yurttaşların ilk kez Cumhurbaşkanlığı se pılacağından, saklama ve taşıma sıraPark Bosphorus Hotel’de “Oy ve Ötesi Platforçimi deneyimi yaşayacağına dikkat çe sında alınacak güvenlik önlemleri ayrı mu” ile basına kapalı bir toplantı gerçekleştirdi. kerek, bu konuda parti örgütlerinin bil bir önem taşımaktadır” dedi. 1 Haziran’dan itibaren bölge toplantıları başlayacak CHP’de Cumhurbaşkanlığı seferberliği başlıyor S Ö
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle