19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 MAYIS 2014 PAZAR 6 HABERLER CHP, 4 eski bakanın yolsuzluk soruşturması için üye belirlemeyen AKP’yi Çiçek’e şikâyet etti ‘Komisyon engelleniyor’ TRT’DE YENİ SKANDAL Milyonları ‘vekâleten’ harcamış! FIRAT KOZOK CHP, 4 eski bakan hakkında kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu’na 20 gündür üye bildirmeyen AKP’nin komisyonun çalışmasını engellediği gerekçesiyle TBMM Başkanlığı’na başvurdu. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM Başkanı Çiçek’i AKP’nin aday bildirmesini sağlamak için göreve çağırdı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında görevlerinden istifa etmek zorunda kalan 4 eski bakan hakkında kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu’na 20 gündür üye bildirmeyen AKP’yi, “Komisyon çalışmalarını fiilen engellediği” gerekçesiyle TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e şikâyet etti. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, AKP’nin, eski bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Muammer Güler ile Erdoğan Bayraktar hakkında ku rulan Meclis Soruşturması Komisyonu’nun çalışmaya başlamasını üye isimlerini TBMM Başkanlığı’na bildirmeyerek “fiilen engellediğini” bildirdi. Bu durum karşısında TBMM Başkanı Çiçek’i görevi çağıran Altay, komisyon seçimlerinin “Cumhurbaşkanlığı seçimine ayarlı engellemeye izin vermemesini” istedi. TBMM Genel Kurulu’nda 5 Mayıs’ta kabul edilen soruşturma önergesi doğrultusunda kurulan komisyon için TBMM Başkanlığı’nın ancak 1 hafta sonra partilerden üye isimlerini istediğini belirten Altay, CHP’nin 12 üye adayının ismini 15 Mayıs’ta Meclis Başkanlığı’na bildirdiğine dikkkat çekti. MHP ve ANKARA TRT’den kadro alabilmesi için önce Başbakanlık’ta “istisnai memuriyet” verilen eski Star gazetesi yazarı Nasuhi Güngör’ün TRT’deki yükselişi için akla ziyan formüller geliştirildi. Üstlendiği görevler nedeniyle en az 10 yıl devlet memuru olması gereken Güngör için, geçen hafta tüm dikkatlerin Soma’ya çevrildiği gün özel yönetmelik değişikliği yapıldı. Güngör, 22 Ocak 2013 tarihinde Başbakanlık’ta 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 59. maddesine göre “İstisnai memuriyet” kontenjanından kadroya alındı. Daha sonra “müşavir” kadrosuyla TRT’ye geçen Güngör, ardından TRT Türk kanalının koordinatörü yapıldı. Ancak Devlet Memurları Yasası’na ve TRT yönetmeliğine göre koordinatörlüğe vekâleten bile bakmak için en az 10 yıl devlet memuru olmak gerekiyordu. 17 Aralık sürecinden sonra boşalan Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanlığı da Güngör’e verildi. Bu atamada da yasa ve yönetmelik hiçe sayıldı. Güngör’ün görevden aldığı yardımcısı Erol Yüksel’in mahkemeye yaptığı “Nasuhi Güngör usulsüz atandı” başvurusu mahkeme tarafından kabul edilirken, eski haber ve spor yayınları başkanı Ahmet Çavuşoğlu hakkında da “göreve iade” kararı verildi. Ancak Çavuşoğlu iki hafta sonra Radyo Dairesi’ne sürüldü. Güngör, mahkeme kararına rağmen TRT Türk’teki görevine devam ederken yeniden daire başkanı olması için yeni formüller üretildi. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre TRT’de kameraman kökenli Abdullah Başpınar’a bir haftalığına Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanlığı verildi. Bu sırada TRT yönetimi 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’na aykırı bir yönetmelik hazırladı. “Özel sektörde geçen sürenin tamamının memuriyette geçerli olacağına ilişkin” yönetmelik 14 Mayıs Çarşamba günü, yani Soma’daki kazanın hemen ardından Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Böylece; 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın ilgili maddesinde yer alan “Basın kartı sahibi olup da memuriyete girenlerin; hizmet yılının dörte üçü hesaplanır; hesaplanan yıl sayısı, maksimum 6 yıl ile sınırlandırılır” hükmüne aykırı hareket edildi. Nasuhi Güngör halen Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı olarak; TRT Spor, TRT Haber ve TRT Türk kanallarını yönetiyor. Ancak oturduğu koltukta; hukuken suç işliyor. Tüm bu formüllerin ardından görevine dönen Güngör’ün TRT Türk’te 2013 yılında yaklaşık 45 milyon TL’lik bir bütçe kullandığı öğrenildi. 2014 yılı için TRT Türk, TRT Spor ve TRT Haber’in toplam bütçelerinin ise 250 milyon TL’yi bulduğu belirtiliyor. Güngör ve onun atamasında imzası olan TRT yönetiminin, kendileri hakkında yapılan suç duyuruları nedeniyle önümüzdeki hafta ifade verecekleri öğrenildi. HDP de komisyon üyelikleri için belirledikleri isimleri TBMM Başkanlığı’na iletti. Ancak AKP hâlâ komisyon üyelerinin isimlerini bildirmediği için komisyon da çalışmaya başlayamadı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek de dün gazetecilerin Engin Altay’ın başvurusunu sorması üzerine, başvurunun henüz kendisine ulaşmadığını belirterek, “Ama ben o yazı gelmezden evvel, diğer grupların yazısı gelince grup başkanvekili arkadaşlarımızdan birisiyle görüştüm. Zannediyorum, onlar da bu hafta içinde göndermiş olacaklar. Ben de bir an evvel bu komisyon çalışmaya başlasın diye zaten bir temasta bulunmuştum” dedi. Düşen Bir Lider Portresi Fotoğraflara bakıyorum, yüzü ürküntü veriyor. Yüz kasları gergin mi gergin, gözler adeta fışkırmış. Hiddeti, bütün düşüncelerinde dışa vuruyor... İki kişi ölmüş, polislerin arabasına yanıcı madde atılmış, ortalık panik... Yine bir Alevi aile babası kanlar içinde. Yurttaşlar vurulup düşüyor... Ama ülkenin baş sorumlusu “Polis nasıl sabrediyor, anlamıyorum” diyor. İki cinayet sanki tatmin etmemiş kendisini, nasıl sabrebiliyorsun sözünün ancak şu anlamı olabilir: “Kardeşim, sana karşı koyanları vur yık yere.. iki yetmez, elini tutan mı var, öyle bir ders ver ki...” RTE, topluma liderlik anlamında artık “adam” olur mu... Kesin hayır. Aman yok, dur yok, sakinleştirmek yok... Sadece, o ve adamları, taraftarları, polisi var. Geri kalanlar, başkaları, ötekiler. Aslında ötekilerin hepsi, dönüştürmek, boyun eğdirmek, susturmak ve özetle yok etmek istedikleri. Nefret dolu. “Bana diktatör diyenler” sözleriyle Kılıçdaroğlu’nu parmağıyla gösterecek kadar amansız; “işte sen hey orada oturan”. Biraz önce yan yana oturduğu kişi, Kılıçdaroğlu, tüm nefret ettiklerinin temsilcisi! Ama yapamamış, dönüştürememiş ve giderek karşısına dikilen bir toplum. Pata küte insanlara girişebilecek kadar hırs ve hiddet küpü. O bir köktendinci. Sadece dini inançlarını kastetmiyorum, düşüncelerinde de öyle. Hikmetyar’ın dizi dibine oturan kimse, bugün de, siyasi olarak daha gelişmiş olarak taa kendisi... Herkesi kullana kullana çıktığı tepede tek başına... Şimdi çevresinde tamamen biat edenler ve kendilerine yeni arpalık ve yemlik sunulanlar kaldı; onlar da, zavallılarım çırpınıyor... Tek şansları var: kesinlikle boyun eğmek, kesinlikle tam savunmak... ne yaparsa ne söylerse kesinlikle evet doğru deme... Büyük bir başarısızlık içinde. Yoo hayır, başarı seçimlerde yüzde 43 oy almak değil. Diktatör olsaydım sen öyle ortalıkta mı gezebilirdin, diyor ya.. Tam da içindeki özlemi dışa vuruyor. Kürsüden parmağını muhalefet liderine sallayıp bunu söyleyen, bütünüyle asıp kesemeyen bir insanın söylemidir. Yanıp tutuşuyor. Bir adım var önünde, ama atamıyor... Atamayacağını biliyor. Sıkıntı burada. Ama bir diktatörün yapacaklarını da yapıyor. Başarısız dedik. Suriye’de çökmüş. Batı ile tüm ilişkilerinde çökmüş. Dünyada itibarı bitmiş. Arap ülkelerinden önemli dışlanmış, İslam dünyası imamlığı gitmiş. Türkiye’yi 10 yılda dönüştürememiş. Karşısında direnen güçlü bir toplumsal yapı var. Uludere/ Roboski ölüleri, Reyhanlı ölüleri, Gaziantep ölüleri, Soma ölüleri, Gezi Parkı ölüleri... Kazalarda dünya birincilikleri... Durmadan ağıtların yakıldığı bir ülke, mezarlıklarına koşan bir halk... İşsizlikten, her türlü ölümcül ve rezil işi kabul etmeye zorlanan milyonlar... İktidarı bitmiş tükenmiş aslında. Yüzde 43 oya rağmen, iktidarda kalabilmesinin mümkün olmadığını gösterecek deney ülkesi durumunda Türkiye. Onun hırsının, kızgınlığının, köpürmesinin, polise nasıl sabrediyorsun diyebilecek kadar siyasi gözü dönmüşlüğünün nedeni bu... Baş aşağı gidişini görmesinden... Ne yapacağını bilmemesinden. Bilse bile artı bunu yapabilememesinden. SORULAR YANITSIZ TÜRGEV’e ‘tek tip’ koruma EMİNE KAPLAN Büyük başarısızlığın kulesinde Mahkeme ‘başkan olamazsın’ dedi ‘TOMA cumhuriyeti’ İstanbul Haber Servisi Gözaltında kaybedilen yakınlarının bulunması ve sorumlularının cezalandırılması için 19 yıldır Galatasaray’da her hafta toplanan Cumartesi Anneleri, 478. kez oturma eylemi yaparak “Failler belli, kayıplar nerede” diye sordu. Cumartesi Anneleri adına İnsan Hakları Derneği’nden Ümit Efe tarafından okunan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “19 yıldır haykırıyoruz: Bu ülkede yurttaşın can güvenliği yok, bu ülkede hak arama özgürlüğü yok. Bu ülkede kayıplarımızın akıbetini açığa çıkartacak siyasi irade yok. 19 yıldır iktidarlar değişse de baskıcı, muhalife zulüm üreten rejim değişmedi. Geçmişte evlatlarımızı kaybeden zihniyet, bugün de yurttaşlık haklarına sahip çıkan tüm evlatlarımızı hedef aldı. 19 yılda ‘Tank Cumhuriyeti’nden geldiğimiz nokta ‘TOMA Cumhuriyeti’ oldu.” Gezi Partisi’nden siyaset çağrısı Gezi Direnişi’nin ardından kurulan Gezi Partisi’nin üyeleri dün Taksim’den Galatasaray’a yürüyüş gerçekleştirerek ülkeyi yönetmek için “lidersiz partide hep birlikte ortak akıl üretme” çağrısı yaptı. Gezi Partililer, Galatasaray’da kurdukları serbest kürsünün tüm yurttaşlara bir hafta açık kalacağını duyurdular. Yapılan açıklamada, “Herkesin eşit söz hakkına sahip olduğu ilk ve tek lidersiz partiyiz” denildi. ATAmA KARARLARI RESmİ GAZETE’DE YAYImLANDI Maliye kurmayları değişti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Maliye Bakanlığı Gelir Politikaları Genel Müdür Yardımcılığı’na, Gelir İdaresi Grup Başkanı Mehmet Bahattin Akçay getirildi. Muhasebat Genel Müdürlüğü’ne ise Kocaeli Defterdarı Mustafa İlhan atandı. Maliye Bakanlığı’na ilişkin atama kararları, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Buna göre, Gelir Politikaları Genel Müdür Yardımcılığına Gelir İdaresi Başkanlığı Gelir İdaresi Grup Başkanı Mehmet Bahattin Akçay, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdür Yardımcılığı’na, aynı birimin daire başkanı Hakan Ay, Muhasebat Genel Müdür Yardımcılığı’na da Kocaeli Defterdarı Mustafa İlhan atandı. İzmir Defterdarlığı’na Mersin Defterdarı Tamer Utkuncu, Uşak Defterdarlığı’na Çorum Defterdarı İhsan Özbay, Çorum Defterdarlığı’na Sakarya Defterdarı Ali Sormaz, Sakarya Defterdarlığı’na Afyonkarahisar Defterdarı Mustafa Ceylan, Afyonkarahisar Defterdarlığı’na Kastamonu Defterdarı Yaşar Kısa, Balıkesir Defterdarlığı’na Kırıkkale Defterdarı Mehmet Erkınay, Kırıkkale Defterdarlığı’na Veysi Şahin, Tekirdağ Defterdarlığı’na Muğla Defterdarı Mustafa Kılıçaslan’ın atandı. Defterdar değişiklikleri ANKARA 17 ve 25 Aralık operasyonlarının odağında yer alan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’yla (TÜRGEV) ilgili pek çok iddia gündeme gelirken hükümet bu konuda milletvekillerinin sorularını geçiştirme politikası izliyor. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, söz konusu vakfa bazı üniversiteler ile kamu kurumlarının arazilerinin tahsis edildiği iddialarını TBMM gündemine taşıdı. Tanrıkulu, ayrı ayrı verdiği soru önergelerinde arazi tahsisatlarının doğru olup olmadığının açıklanmasını istedi. Başbakan Yardımcısı Arınç, soru önergelerine “Soru önergelerinde ismi geçen vakıf, Türk Medeni Kanunu’na göre kurulmuştur. Yetkili organları tarafından yönetilen, idari eylem, işlem ve diğer tasarruflarının sorumluluğu kendi üzerinde olan özel hukuk tüzelkişiliğine sahip bir sivil toplum örgütüyle ilgili olarak bakanlığıma yöneltilen soruların istişare dışında başka bir amacının bulunmadığı değerlendirilmiştir” yanıtını verdi. üyük öngörüsü var ama: Polis devleti O öngörülü bir insan ama... Müthiş hem de! Kendisinin, iktidar uygulamalarının, nasıl gelip bir duvara toslayabileceğini yıllar öncesinden görmüş. 2006’dan itibaren iç güvenlik harcamalarına büyük önem vererek polisi tam bir silahlı kuvvetler gibi güçlendirmeye yönelmiş. MİT Yasası’nı da bunun üzerine bindirmiş. Şu rakamlara bakın (Hey Türkiye Nasılsın, kitabından): İç güvenlik harcamaları: 2006 >10 milyar TL; 2011 >15 milyar TL; 2012 >18 milyar TL; 2013 >27 milyar TL. Şimdi polis sayısındaki şu füze gelişmeye bakın: 32 ülke arasında yapılan bir sıramalaya göre, 100 bin kişiye düşen polis sayısı bakımından ilk 5 ülke: 1. Rusya 564.6; 2. Türkiye 474.8; 3. İtalya 467.2; 4. Portekiz 454.2; 5. Hong Kong 450.7. TOMA’lar, biber ve diğer kimyasal gazlar... Bunların hepsi bu iktidarın ülkeye kazandırdıkları. Veee Hürriyet’te Cengizhan Çatal’ın yeni haberi: Son alınan 25 adet TOMA için 6 milyon 125 bin ödendi. Tanesi 245 bin dolar olan araçların daha gelişmiş versiyonu tasarlanıyor. Katmerciler Holding ile 30 adet TOMA için 9 milyon 960 bin liralık üretim anlaşması yapıldı. Yeni üretim TOMA’lar ateşli silahlarla balistik testlere tabi tutulacak, askeri testlerden geçecek, en sağlam hale geldikten sonra da üretilip polise teslim edilecek. Sağlamlaştırılmış TOMA’lar 15 tondan daha ağır olacak. ‘TOMA2’ adı verilen proje kapsamında üretilen araçlar uzun namlulu silahlara karşı da koruma sağlayacak… HHH Halkına karşı durmadan TOMA üretiyorsa bir insan, ikinci seferde Kılıçdaroğlu’na da, TOMA’ların üzerinden, içinde seslenir... B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle