Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  22	MAYIS	2014	PERŞEMBE  6  HABERLER  İktidar, Soma için toplanan yardımları zorunlu olarak ödemesi gereken maddi bedelden düşecek  ‘Tazminat’ kurnazlığı ERK ACARER  301 işçinin yaşamını yitirdiği iş cinayetinin ardından, devletin Soma mağdurları için ödeyeceği tazminat da gündemde. Ancak bu konuda çarpıcı iddialar da var. Onlardan biri, devletin kamu eliyle toplanan maddi yardımları, Soma’da emekçi yakınlarını kaybeden aileler için ödeyeceği tazminattan düşecek olması. AKP iktidarının topluma bir an önce yardım toplanması için çağrıda bulunması ve bağışlar için bir devlet kurumu olan AFAD’ı adres göstermesi iddiaları güçlendiriyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün AKP grup toplantısındaki ifadeleri de bu açıdan önemli. “Şehit yakınlarımızın yararlandıkları imkânlardan yararlanmaları için ne gerekirse yapıyoruz, yapacağız. Başbakanlık’ça Soma için bazı suiis  timallerin önünü kesmek için, bunları engellemek için AFAD’ın açmış olduğu yardım kampanyasını başlattık. Birçok dernek hemen devreye girdi. Biz, burada bu işi dernekler vesaire belediyeler olmasın istiyoruz. Hepsini bu iş için kurulan AFAD’la yürütelim istedik. Sadece Soma’ya ait olmak üzere bu işi AFAD yürütecektir. Başbakan Yardımcımız Beşir Atalay Bey de AFAD’ı bu noktada koordine edecektir. Hesap açılmıştır. Bütün yardımlar tek elde toplanacak. İhtiyaç sahiplerine ulaştırılacaktır.” Erdoğan’ın bu sözleri onun, yardımları AFAD vasıtasıyla tek elde toplamak istediğinin açık bir kanıtı. Bir Umut Derneği’nden, “Adalet Arayan İşçi Aileleri”nin gönüllü hukukçularından Erbay Yucak, konuyu şu sözlerle ele alıyor: “Van depreminin ardından da aynı şeyi yaptılar. Halkın  eliyle toplanan yardımı tazminattan düştüler. Toplanan parayı da başka işlerde kullandılar. Mağdurlara sözüm ona ucuza ev verdiler. Ev paralarını da onlara ödettiler. Oysa ortada zaten mağdurlar adına toplanmış yüklü bir para vardı.” Yucak, yardımlar konusunda halkın sağduyulu olması gerektiğine de şu sözlerle dikkat çekiyor: “Soma’da büyük mağduriyet yaşayan aileler için yardımların ivedi olarak değil, sakinlikle toplanmasını ve yönlendirilmesi daha uygun olacaktır. Bu uzun bir süreç, doğru değerlendirmek gerekiyor. Oradaki insanların evleri yıkılmadı, bu yüzden ihtiyaçları çok farklı. Sorunlar uzun vadede ortaya çıkacak. Devlet zaten mağdurlara tazminat ödemek zorunda. Bu nedenle yapılacak yardımların doğru bir yere kanalize edilmesi önemli!”  Ölen madencilerin yakınları:  Yardımlar bize ulaşmadı ZONGULDAK	(DHA)	Ereğli’de	Armutçuk	maden	ocağında	7	Mart	1983’te	 meydana	gelen	103	madencinin	yaşamını	yitirdiği	grizu	faciasında,	toplanan	 yardımların	ölen	madencilerin	yakınlarına	dağıtılmadığı,	oluşturulan	bir	fona	 aktarılarak	havzadaki	tüm	iş	kazalarında	ölen	madencilerin	yakınlarına	maaş	 olarak	verildiği	iddia	edildi.	Faciada	babalarını	kaybeden	Engin	Yiğit,	Hüseyin	 Egeli,	Şaban	Arttırmak	şu	anda	13.5	milyon	lira	bulunan	fonun	tasfiye	edilerek	 paranın	kendilerine	dağıtılması	için	Ankara	6.	İdare	Mahkemesi’ne	dava	açtı.	 Mahkeme	geçen	22	Nisan’daki	kararında	söz	konusu	işlemde	hukuka	aykırılık	bulunmadığına	hükmederek	madenci	yakınlarının	talebini	reddetti.	Madenci	 yakınları	ise	Danıştay’a	başvurdu.  Yine Soma: Hiçbir Yere Kaçamazsınız! İktidar adamları, şu sıralarda milletçe birleşme zamanı, hesap sorma zamanı değil, demiyor mu! 12 yıldır iktidar sahipleri ülkeyi felaketlerin kenarına getirdiyse, hem birleşme hem yas tutmanın en iyi yolu sorumlulardan sürekli hesap sormak ve gerçekleri durmadan gün ışığına çıkarmaya soyunmaktır.. 1) Yardım kampanyaları üzerine: İktidar diyor ki devlete verin, biz öderiz.. Kime, nasıl ve hangi ölçülerle yardım dağıtacaksın?.. Yardımı da iktidarına yandaş toplamak için mi yapacaksın?.. Şeffaf ol, kriterlerini açıkla önce.. Ayrıca toplumun toplayacağı yardımlardan sana ne! Hazine sende, örtülü ödenek sende, para sende... 2) Madencilere en iyi yardım, bir daha böyle bir kazanın olmaması için, uluslararası standartlarda önlemlerin hemen şimdi alınması için, toplumun Meclis üzerinde baskı yapmasıdır. 3) Bütün toplantı ve gösteriler yas tutmak amacından kurtularak madenlerde insanca bir çalışma düzenini kurmak için isteklere yönelmeli. Meclis’te muhalefet işi gücü bıraksın, gerekli yasaların çıkarılması için ısrarcı olsun. Madenlerde en üst düzeyde güvenlik ve en az iki kat ücret ödenmesi için, toplumda hiç bu kadar büyük bir duyarlılık olmamıştı.. 50 bin maden işçisi için en büyük umut ışığı.. 4) Mahfi Eğilmez, bütün madenler bir hafta kapatılsın, güvenlik kuralları ilan edilsin, bu kuralları yerine getiren madenler açılsın, diğerleri açılmasın önerisinde bulundu. Olayı bıçak gibi kesecek radikal bir öneri.. İleri dünyada madenlerde şu sıralarda hangi güvenlik önlemleri uygulanıyorsa, hepsi şart koşulmalı. Ülkede 700 maden var, çoğu da Soma gibi, deniyor. Yani her an Soma’lar yaşayabiliriz. Bu korkunç gerçeğe, orta ve uzun zaman içinde uygulamaya konacak evrimci önlemlerle karşı koyamayız. Radikal çözüm gerekir. 5) Madenlerde belli sayıda işçiyle çıkarılabilecek azami kömür miktarı bellidir. Daha fazla kömür çıkarılıyorsa, bu madencilerin hakkı olarak tanınmalı.. HHH 6) Türkiye Madenİş’in Başkanı Nurettin Akçul’u Tarafsız Bölge’de dinledim. “Yatağan özelleştirilmesin” gösterileri güzel, desteğimizi sonuna kadar vermeliyiz. Ama Soma’daki sendika, madencilerin anlattıklarıyla madenlerdeki rezilliklerle zerre kadar bir ilişkisi yoksa, işçileri çoktan satmış demektir. Soruşturmanın bir ayağı da Soma’daki sendikaya yönelmeli.. 7) Madenler devletleştirilsin: Bir çözüm değil. Yakın zamanlarda devletin işlettiği madenlerdeki kazalarda Soma’daki gibi çok sayıda madenci ölmüştü. Burada önemli olan devlet veya özel, bütün madenlerde aynı önlemlerin alınması.. Sendikalar da, madenlerdeki güvenlik önemlerinin uygulanması konusunda yasal sorumlu tutulmalı. 8) İktisatçı Ahmet Tonak diyor ki: Soma’da İşçilerin sömürü oranı yüzde 400! 2010’dan 2011’e çalıştırılan işçi sayısında, aktif varlıklarda ve özkaynaklarda neredeyse herhangi bir değişiklik olmazken satış hasılatı 259 milyon TL’den 267 milyon TL’ye yükseliyor. Kaba bir hesapla, Soma’yı işleten cinayet şebekesinin 3 bin işçiyi ortalama 1400 TL aylık ile çalıştırdığını, dolayısıyla bu işçilere yılda yaklaşık 50.4 milyon TL ödediğini varsaydığımızda, işçilerin sömürü oranı yüzde 400 civarında oluyor! Yani, emekçilerin yarattığı her 5 TL’lik değerin 4 TL’si şirkete! 9) Şirket patronu madendeki her şeyden sorumlu iken, savcıların ona dokun(a)maması ilginç. Bir anlaşma mı var siyasilerle?! “İlişkilerimiz hatırına sana dokunmayacağız ama diğerlerini ne yazık ki içeri almak zorundayız, görüyorsun toplumu, içerisi sizler için daha güvenceli!” Tekrar soruyorum: Maslak’taki Spine Tower’dan iktidara pay verilmiş midir? HHH 10) Son 12 AKP iktidar yılında, nasıl oldu da maden, tersane ve diğer işkollarında iş kazaları adı altında cinayetler hızla arttı ve Türkiye Avrupa’da 1.’lik kürsüsüne çıktı! Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre, iş cinayetleri bütün dünyada azalırken(!?!) Türkiye nasıl oluyor da dünya kömür üretimindeki payı yüzde 1 iken ölümlerdeki payı yüzde 6?.. 11) RTE’nin, “İş kazası diye bir şey var literatürde, bu işin fıtratında var” diyerek ölümleri normal görmesinin, ülkemizdeki iş cinayetlerinde kendisine ne kadar sorumluluk getirir? 12 yıldaki kazalardaki artışta, Başbakan’ın bu düşüncesinin ve yönetim biçiminin birinci derecede sorumlu olduğunu göstermiyor mu? 12) Türkiye’yi, çalışanları, madencileri, “yaptığınız işin fıtratında ölüm var” diyerek ölüme, kazaya, sakat kalmaya müstahak gören iktidar ile yardakçısı beş paralık medya ve adamları, hangi ahlaktan bahsediyor ve Yazgülü Aldoğan, Yılmaz Özdil üzerine kampanya yürütüyor? Mahkemeye verilmesi, hakkında cinayetlerden soruşturma açılması gereken kim? 13) Esas mesele, ne Yılmaz ne de Yazgülü tabii ki! Doğan Medya’nın, hükümet gazeteciliğinin pespayeliğine karşı nesnel gazetecilik yapmaya kalkışması.. Rahatsız eden budur! Türkiye ortalamasının vicdanı orada. İktidar ve beş paralık adamları bu vicdanı yıkmaya çalışıyorlar..  Özel ‘Soma’da en az 350 madenci öldü, defnedilenlerin kimliklerini köy köy araştıracağız’ dedi  CHP’den ‘en acı’ sağlama MADENDE ÇALIŞACAK İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI AYŞE SAYIN  Mühendis olmaya MURAT İNCEOĞLU  301 madenci için ağıt Soma’daki	maden	faciasında	yaşamını	yitiren	301	madenci	yurt	genelinde	törenlerle	anılıyor.	Sanat	 Yönetmenliği’ni	Mustafa	Erdoğan’ın	 yaptığı	Anadolu	Ateşi	Dans	Topluluğu,	önceki	gece	Antalya’da	düzenlediği	gösteriyi	Soma	faciasında	yaşamını	 yitiren	işçilerin	aileleri	yararına	düzenledi.	Soma’daki	maden	faciasında	yaşamını	yitiren	işçileri	konu	alan	bir	koreografi	de	düzenleyen	dans	topluluğunun	performansı,	seyirciler	tarafından	uzun	süre	alkış	aldı.	Karabük’ün	 Safranbolu	ilçesinde	düzenlenen	“Ahşap	Heykel	Sempozyumu”una	katılan	heykeltıraş	Çağrı	Özbay,	Soma’da	 hayatını	kaybeden	madenciler	anısına	ahşaptan	baret	yapacağını	belirtti.	Afyon	Kocatepe	Üniversitesi	 (AKÜ)	mezuniyet	töreninde	öğrenciler	Soma	faciasında	yaşamını	yitiren	 madenciler	ve	geride	kalan	aileleri	 için	gökyüzüne	kâğıt	fenerler	bıraktı.	 Samsun	Ondokuz	Mayıs	Üniversitesi	 (OMÜ)	Dağcılık	Topluluğu	öğrencileri,	ölen	madencilerin	anısına,	Erciyes	 Dağı’na	tırmandı.	Erzurum’da	âşıklar		 Selami	Yağar	ve	Sıtkı	Eminoğlu	da	 Soma’daki	madenciler	anısına	ağıt	 yaktı.	(Fotoğraf:	DHA)  gerek yok! İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, 2012 yılında bir torba yasa düzenlemesi ile birlikte Meclis’te kabul edildi. Aşamalı olarak yürürlüğe giren düzenleme birçok işyerinde vitrin düzenlemesinden öteye gitmedi. TBMM’de 7 Temmuz 2012’de kabul edilerek yasalaşan İs Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın yürürlüğe girmesi 50’den az çalışanı olan işyerleri için ertelenmişti. Çok tehlikeli ve tehlikeli sınıfına giren ve 50’den az çalışanı olanlar için düzenlemenin 01.07.2014 tarihinde yürürlüğe girmesi istendi, ancak gelen tepki üzerine 01.01.2015 tarihinde yürürlüğe girmesine karar verildi. 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için ise iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve yardımcı sağlık personeli istihdam yükümlülüğü 01.07.2016 tarihine ertelendi. Yasaya göre bitirdiği bölüme bakılmaksızın mühendis, mimar ve teknik elemanlar iş güvenliği uzmanı olabiliyor. Teknik elemanlar ise teknik öğretmenler ile üniversitelerin fen veya fenedebiyat fakültelerinin fizik veya kimya bölümleri veya iş sağlığı ve güvenliği programından mezunlar olarak tanımlanıyor. İş güvenliği uzmanı olmak isteyenler, 180 saat teorik, 40 saat pratik eğitim alıyor. Teorik eğitimin 90 saati ise uzaktan eğitim olarak veriliyor. Tanımlamaya uyanlar ilk başvurularının ardından sınavı geçmeleri halinde (C) sınıfı sertifika alabiliyor. Bu sertifika ile az tehlikeli işyerlerinde görev yapılabiliyor. (C) tipi sertifika ile 4 yılı tamamlayan uzman, bu kez yeniden sınava girerek (B) tipi sertifika alabiliyor. 3 yıllık çalışmanın ardından ise yine sınavda başarılı olmak şartıyla (A) sınıfı sertifika alarak çok tehlikeli olarak tanımlanan işyerlerinde çalışma hakkı kazanılıyor. Bu düzenlemeye göre bir gıda mühendisinin, yedi yıllık hizmetin ardından (A) tipi sertifika alarak bir maden ocağında çalışması mümkün. Hatta bir maden ocağında iş güvenliği uzmanı olmak için mühendis olmak dahi gerekmiyor. Yasanın çıkmasının ardından bir yıllık süre içerisinde ikişer sınav hakkı tanınan uzmanlar, gerekli sınavlarda başarılı olmaları halinde yedi yıllık süreyi beklemeden (A) sınıfı sertifika sahibi olabildiler.  Eleştirilerin odağındaki Türkiye Madenİş Sendikası’nda disiplin süreci başladı  MUSTAFA ÇAKIR  Sendikada hesap zamanı Madenİş Sendikası’nın bugüne kadar neden ocaktaki eksikliklerle ilgili hiçbir girişimde bulunmadığı tartışma yaratmıştı. Sendika genel merkezi, kendilerine Soma’dan hiçbir şikâyet gelmediği savunusu yaptı. Soma’daki işçiler ise şikâyetlerini birçok kez sendikaya ilettiklerini dile getirdi. Bunun üzerine Türkiye Madenİş Sendikası Genel Merkezi, disiplin kurulunu harekete geçirdi. Kurul Soma’ya gönderildi. İşçilerden gelen “tehlike” bildirimlerinin neden Ankara’da  tekniği	bilmiyor  Uzmanlar							  İş güvenliği uzmanı olmak isteyenlerin girdiği sınavlarda sorulan sorular ise tümüyle şartname ile ilgili. Hangi alanda çalışacakları belirsiz olduğu için alana yönelik teknik bilgi ve pratik yapma imkânı bulunmuyor. (A) sınıfı sertifika ile ‘çok tehlikeli’ olarak nitelendirilen bir işyerinde çalışmaya başlayan uzman, ancak zaman içerisinde teknik bilgi sahibi olabiliyor. Elbette tüm işyerleri bu durumda değil. Ancak uygulama tümüyle işyeri sahibinin iyi niyetine bırakılmış durumda. Birçok uzman, iş bulma pahasına hukuksal sorumluluğun altına girebiliyor. Birçok uzman ise sadece imza yetkisi karşılığında işverenlerle anlaşarak, işyerine dahi uğramayabiliyor.  ANKARA  Soma’daki facia öncesinde sorumluluklarını yerine getirmediği gerekçesiyle eleştirilerin hedefi olan Türkiye Madenİş Sendikası’nda disiplin süreci başlatıldı. Sendika Genel Merkezi kendilerine Soma’dan neden hiçbir “tehlike”	 şikâyeti gelmediğini araştırmaya başladı. Kopukluğun nerede olduğunu belirlemek üzere disiplin kurulu Soma’ya gitti. Facianın ardından Türkiye  ki genel merkeze ulaşmadığını araştıracak olan kurul, herkesi dinleyecek. İşçilerle tek tek görüşülecek. İşçilerin aileleri de dinlenecek. Türkİş’te de önceki gün akşam toplantı yapıldı. Türkİş Yönetim Kurulu, Türkiye Madenİş Sendikası Genel Başkanı Nurettin	 Akçul	 ile Genel Madenİş Sendikası Genel Başkanı Eyüp	Alabaş’ı dinledi. Türkİş yönetimi yarın iki maden sendikasının başkanının da katılımıyla basın toplantısı yapacak, süreci anlatacak.  YÜKSEL: TAŞERON SİSTEMDE MADEN MÜHENDİSİ DAYIBAŞININ ALTINDA ÇALIŞIYOR  ‘Mühendisin söz hakkı yok’ EMRE DÖKER  İZMİR  Soma’daki maden faciası, maden mühendislerinin yaşadığı sıkıntıları da gündeme getirdi. Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ayhan Yüksel, üyelerinin TMMOB ile SGK’nin imzaladığı sözleşme gereği en az 2 bin 800 lira maaş almaları gerektiğini ancak buna uyulmadığını vurguladı. Soma’da facianın meydana geldiği madende çalışan mühendisler de, taşeron sistemi nedeniyle işletmelerdeki yanlışlara müdaha  le edemediklerini vurguladı. Soma Holding bünyesinde çalışan maden mühendisleri ise işe yeni giren bir mühendisin 2 bin lirayla göreve başladığını, tam yetkili olamadığını söyledi. Taşeron sisteminin mühendislerin etkisini kaybetmesine neden olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştular: “Maden mühendisleri ekip başları (dayıbaşı) denilen taşeron sistemindeki yetkililerin altında kalıyorlar. Bu kişiler mühendisin söz söylemesine izin vermiyorlar. Bu nedenle mühendisin yaptırım gücü madenlerde kalmıyor.”  ANKARA		CHP Manisa Milletvekili Özgür	Özel, yaşamını yitiren madenci sayısının, resmi yetkililerin açıkladığı 301’in üstünde olduğunu kanıtlayacak birtakım bilgilerin kendilerine ulaştığını belirterek CHP olarak “defnedilen	madencilerin	 kimliklerini	il	il,	köy	köy	araştırarak” ortaya çıkaracaklarını ve resmi listede olmayan isimleri de tek tek kamuoyuna açıklayacaklarını bildirdi. Özel, taziyesine gittikleri bazı yaşamını yitiren madencilerin isimlerinin açıklanan 301 kişilik listede yer almadığını öğrendiklerini belirterek ancak ailelerin sıkıntı yaşamaması için kesin olarak çek etmeden kamuoyuna bir açıklama yapmayacaklarını bildirdi. Özel, şu saptamalarda bulundu: En az 350: Madende öyle yüzlerce madencinin kaldığını düşünmüyorum. Çünkü son 50, 20, 8, 6 ceset kaldığında onunla uyumlu aile bekliyordu kapıda. Mesela son 8 ceset içerideyken, kapıda da 6 aile bekliyordu. Ama defnedilen cenaze sayısının 301’den fazla olduğunu, bunun en az 350 olduğunu düşünüyorum. Tek tek belirlenecek: Bununla ilgili parti yönetiminden talepte bulunduk. Türkiye genelinde bununla ilgili bir çalışma yapacaklar ve onlar açıklayacaklar, “Türkiye’de	kim	nerede	defnedildi” diye. İl il, ilçe ilçe, köy köy öğreneceğiz ve böylece esas rakam ortaya çıkmış olacak. Taziyeye gittik ismi yok: Bununla ilgili elimizde somut deliller var. Mesela Soma’da bir eve gidiyoruz. “Bu	evin	cenazesi	var”	diyorlar. Karşı komşusu diyor ki, “Cenazelerini	aldılar	Bartın’a	gömmeye	gittiler”	diyor. Ama ne Manisa, ne Bartın ne de Zonguldak listesinde adı var. Aynı şekilde bir köye taziyeye gittiğimiz bir madencinin yine ismi listede yok. Gömülmüş görünüyor ama listede adı yok. Çakmak yasak, mazot serbest: Madende mazot çantası varmış. Mazot kullanılan paletli makine varmış. Onun 20 kiloluk mazotunu sırtında götürüyormuş. Bu bir trajedi, ilave trajedi yeraltında egzoz çıkaran şey yasak. Yeraltında çakmak yasak ama mazotlu motor kullanılıyor. Elektrikli olması lazım. ‘Hadi’ alerjisi: İşçiler bir de “‘hadi’ olayı	var”	diyorlar. Çünkü dayıbaşı sürekli	“hadi” diyor. Bir anne, bana anlattı, “‘Hadi oğlum kahvaltı yapalım’ dedim,	ama	oğlum	bana	öyle	 bir	bağırdı	ki	şaşırdım” diyor. Çünkü oğlu ‘Bütün	gece	‘hadi kömür çıkar’	diyorlar,	bir	daha	evde	hadi	denmeyecek” diye isyan etmiş. Öte yandan CHP yönetimi dün aldığı kararla milletvekillerinden ayrı ayrı heyetler oluşturularak Soma’da yaşamını yitiren işçilerin ailelerinin bulundukları illere giderek taziye ziyaretinde bulunulması kararlaştırıldı. Milletvekillerinin bir bölümü bugün, bir bölümü de yarın Manisa, Kütahya, Bartın, Balıkesir’de aileleri ziyaret edip, sorunlarını dinleyecek.  Ailelere	ziyaret  BEDAŞ’ta taşeron cinayeti İstanbul	Haber	Servisi	 CengizLimakKolin ortaklığına satılan BEDAŞ’ta taşeron olarak çalışan işçi Salih	Geçen	yanarak öldü. Beyoğlu arıza bakım onarım yeraltı servisinde çalışan Geçen, geçen hafta yetkisi olmamasına karşın trafo merkezine girmeye zorlandı. Elektrik akımına kapılan Geçen’in vücudunun büyük kısmı yandı. Bir haftadır yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren Geçen, önceki gün hayatını kaybetti. EnerjiSen’den yapılan açıklamada “BEDAŞ’ta	taşeron	sistem	öldürmeye	devam	ediyor.	Haksız	ve	hukuksuz	uygulamaların	hesabını	soracağız” denildi.  C M Y B   
            
    
