28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MAYIS 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Soma: Vicdan Hücrelerimizin Tümü Türk Dil Kurumu’na bakarsanız “Soma” sözcüğünün karşısında, “Manisa’nın bir ilçesi” ifadesinden daha önce şöyle yazar: “Cinsiyet hücreleri dışında, vücut hücrelerinin tümü.” Evet, ne yazık ki Soma, o ifadeye benzer bir şekilde, yarattığı büyük acıyla, kadın erkek demeden bugün adeta 76 milyon yurttaşımızın “vicdan hücrelerinin tümü”ne dönüştü. Evet, keşke hiç yaşamasaydık Soma faciasını. Keşke analar eşsiz, babalar evlatsız, evlatlar babasız kalmasaydı. Ama olan oldu. Ve ne yazık ki, tam da büyük usta Ahmed Arif’in Vay Kurban’da dediği gibi oldu: “Ölüm bu, Fıkara ölümü, Geldim, geliyorum demez. Ya bir kuşluk vakti, ya akşamüstü Ya da seher, mahmurlukta…” Büyük bir acı kapladı vicdanları. Kaçınılmaz bir son, kader değildi çünkü bu yaşanan. Tedbirle birçok şeyin önüne geçilebilirdi. Ama olmadı. Ve maalesef ülkemiz hâlâ, iş sağlığı ve güvenliğinde gelişmiş ülkelere göre en az 5060 yıl geriden geliyor. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın kabul edilmesinin üzerinden iki yıl bile geçmedi. Üstelik yasa çıksa da yönetmelikleri henüz yeni yeni tamamlanıyor. Kimi yönetmelikler ise bu sürede defalarca değiştirildi, değiştirilmeye de devam ediliyor. Buna rağmen eksikler, hatalı uygulamalar sürüyor. Kırtasiyecilik ise işleri daha da zorlaştırıyor. Oysa yalın gerçeğe çok önce vurgu yapılmıştı bile. Başkanı olduğum İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası ve mesleğin çatı örgütü TÜRMOB olarak iş sağlığı ve güvenliği mevzuatında yapılması gereken değişiklikleri masaya yatırarak ciddi ve kapsamlı önerilerde bulunmuştuk. “6311 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun Uygulanmasına Yönelik Sorunlar ve Çözüm Önerileri“ adlı raporda hem uygulamada yaşanan sorunlara hem de çözüm önerilerine yer vermiştik. Ancak İSMMMO gibi birçok kurum ve kuruluştan gelen öneriler beklenen hızda dikkate alınmadı. İş güvenliği yönünden hangi eksikliklerin olduğu, hangi önlemlerin alındığı ya da alınmadığını artık zaman gösterecek. Ancak bu arada özellikle Çalışma Bakanı’na bizce önemli bir görev düşüyor. Kamuoyunun beklentilerine yanıt vererek bu işyerindeki denetim raporlarını mutlaka paylaşmalı. Bir daha bu ve benzeri iş kazalarının yaşanmaması için yapılacak şey ise belli. Türkiye, iş sağlığı ve güvenliği açısından yaşamsal önemi açık olan gelişmiş demokrasilerin sahip çıktığı, 176 sayılı İLO Sözleşmesi’ni artık mutlaka imzalamalı. Bu arada kuşkusuz bizim gibi meslek odalarına da önemli bir görev düşüyor. Bizden bu konuda sosyal güvenlik, muhasebe ve mali danışma hizmeti almak isteyen kazazedelere ve yakınlarına kapımız “gönüllü ve ücretsiz” olarak sonuna kadar açık. İSMMMO’nun resmi internet sitesi ya da kişisel mail adreslerimizden bize ulaşılabilir. Bu arada yasal hakların elde edilebilmesi için hukukçulara, avukatlara da iş ve sorumluluk düştüğü açık. İnanıyorum ki, Baro’lar bu konuda gerekli duyarlılığı gösterecek. Bu acı, elbirliği ile daha hızlı dindirilir. Tekrar tüm ulusumuzun başı sağ olsun. Bu Ülkenin Dayıbaşı Kimdir? EFKAN BOLAÇ Avukat Bu aşamada çok acı olsa da vurgulanması gereken önemli bir konu da “iş kazası nedeniyle, sakat kalan veya vefat eden işçinin ve geride kalanlarının hangi yasal haklara sahip olduğu” noktasıdır. İş görememezlik geliri, ölüm aylığı, cenaze yardımı, maddimanevi tazminat alınabilmesi gibi olayın birçok cephesi var. Aynı şekilde, SGK’nin işçinin ölümünde kusuru, ihmali varsa işverene kusuru oranında rücu etmesi, yaptığı ve yapacağı masrafları işverenden peşin olarak tahsil etmesi gibi uygulamalar mevcut. Her detay hak kaybına uğranılmaması için çok çok önemli. İşte işçinin ve hak sahiplerinin unutmaması gereken noktalar: İşçi Hangi Haklara Sahip? olsa bu maaşa hak kazanılır. Dul ve yetim aylığı olarak bilinir. 5 yıl sigortalılık süresi ve 900 prim gün sayısı olan işçinin eş, çocuk ve bazı durumlarda annebabasına ayrıca ölüm aylığı bağlanır. Yüksek olan aylığın tamamı ve düşük olan aylığın da yarısı ödenir. İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının ailesine 415 lira cenaze ödeneği verilir. Cenaze ödeneği sigortalının sırasıyla eşine, yoksa çocuklarına, o da yoksa ana veya babasına, o da yoksa kardeşlerine verilir. Cenazenin bu kişiler Sorularınız için malicozum@ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. Ölüm aylığı dışında, gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırıldığının belgelenmesi durumunda, masraflar gerçek veya tüzel kişilere ödenir. Cenaze ödeneği için hak sahiplerince ölüm tarihini belirten bir dilekçe ile SGK’ye başvurulması şarttır. Sigortalının ölüm tarihi nüfus kütüğüne kaydedilmemişse, dilekçeyle birlikte sigortalının ölüm tarihini belirten ilgili makamlarca usulüne göre düzenlenen bir belgenin Kurum’a verilmesi gerekir. Cenaze yardımı İş kazasında yüzde 10 ve üzerinde çalışma gücü kaybı olan işçilere ve iş kazasında hayatını kaybeden işçilerin eş, çocuk ve bazı durumlarda annebabasına iş kazası geliri bağlanır. Hiçbir prim gün sayısı aranmaz. Bir gün dahi çalışmış İş kazası geliri İş kazası sonucu yüzde 10 ve üzerinde çalışma gücü kaybı olan işçilerle, iş kazasında hayatını kaybeden işçilerin eş, çocuk ve annebabakardeşleri işverene dava açabilir. İsterlerse işverenle anlaşmak suretiyle maddimanevi tazminat alabilir. Bu tazminatlar bazen ciddi rakamlara varabilmekte. Bu nedenle iş kazasında çalışma gücü kaybı olan işçilerle, vefat eden işçinin ailesi mutlaka uzman hukukçulardan destek almalı. Maddimanevi tazminat Soma Gerçeği PERİHAN ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr yerek kendisinden cevabını isteyeceğim bir sorum var. Maden kaynakları en zengin Soma olayı kaza olmaolan başta Almanya olmak yıp tarihe geçecek yüz üzere Batı ülkelerinde 100 karası bir cinayettir. yıldır acaba neden ancak 3 Bilindiği gibi 13 Mayıs emekçi maden kazalarında Salı günü öğleden sonra yaşamını yitirmiş? Manisa’nın Soma ilçesinÇünkü; Avrupa hatta deki kömür madeni ocağında çıkan yangın haberini Doğu Asya’da Çin’de ve Japonya’da madenciler görüntülü medyadan aldık. işlerine başlamadan önce Hemen belirtmeliyim ki, bu olay yüz karamız olarak yılın bu mesleğin sakıncalı hatta yılların, tarihe yazılaca yönlerinden korunmaları ile ilgili bilimsel dersler alarak ğı bir cinayet niteliğindedir. ehliyet aldıktan sonra ancak Resmi kaynakların madende çalışma iznini bilgilendirmelerine göre, alabiliyorlar. bu faciada yaşamlarını HHH yitiren emekçilerin sayısı Önceleri tüm Ege 301 (şehitmiş!). Yangın olayından sonra sorumluları topraklarında olduğu gibi Manisa’da da ziraat ürünleri saptamak amacıyla 25 kişi bolca yetiştirilip çevreye savcılıkça soruşturmaya satılarak halkın geçimi sağalındıysa da 10 gün içinde başta özelleştirme yasasıyla lanıyorken bundan ithalat politikasıyla vazgeçildi. Bunocağı işletme ve taşeron işçi kullanma hakkına sahip ların üretimi kesilince, Soma halkı geçimlerini sağlamak olan kişi hakkında hiçbir için kömür ocağına inmek işlem yapılmazken ocaktan zorunda bırakıldı. Öyle ki sorumlu teknik elemanlarla faciadan kıl payı kurtulmuş birlikte ancak önce dört, olanlara bile sorulduğunda, sonra da beş kişi daha yeniden ocağa inmekten mahkemeye gönderildi. başka çareleri olmadığını Bunlar suçlu görülseler bile alacakları ceza trafik yasala acıyla belirttiler. Böylece de ölüme terk edildiler. rı kapsamında olacağından HHH 23 sene sonra bırakılacakBu cinayetin gelişini haber lar. Ocaktaki ihmallerden verdiği bir de Akhisar C. doğan nedenlerle günahsız 301 işçinin yaşamını yitirme Savcısı Bekir Şahiner’in Araştırma Komisyosinin değeri bu mu olmanu’ndaki 5 savcıyla birliklıydı? Yurt çapında oluşan tepkilerini halkımız yürüyüş te 25 kişiyi sorguladıktan lerle, meydanlarda toplana sonra hazırladıkları bilirkişi raporunda, aralıksız çalışrak üzüntülerini, isyanlarını malar nedeniyle kömürün dile getirdi. 1919 gencimiz ısısının giderek yükseldiğini, her zamanki gibi Atatürk tehlikenin giderek yaklaştıilkelerine bağlılıklarıyla 19 Mayıs’ta Çankaya’da olmak ğını bir ay önce tesisin mühendislerince de belirtildiğini üzere Mayıs’ın 17’sinde kaydetmişler. Bu ölümcül Samsun’dan yürüyerek durumdan işletme sahibinin yola çıktılar; Amasya’ya de kesinlikle haberi olduğu vardıklarında M. Kemal’in halde neye güveniyorsa Kurtuluş Savaşımızı ilan eden tamimini okuyarak bu ve de yüksek gelir hırsıyla İstanbul’daki gökdelenlerine emirden hiç vazgeçmeden birkaçını daha ekleme ardaima o yolda gideceklerizusuyla tehlikeyi görmezden ne ant içtiler. Gençlerimizi gelmiş olsa gerek(!) 1919 cumhuriyet kadını HHH karanfillerle Güvenpark’ta Ocakta canlarını yitirenkarşıladı. Hep birlikte halkın da katılımıyla ilkelere bağlılık lerin yaşlarını öğrendiğimde sloganlarıyla 19 Mayıs günü yeniden çarpıldım. Toprak altında canlarını yitiren yavAslanlı Yol’dan yürüyerek rularımızın yaş ortalamalarıAnıtkabir’de Atatük’e saygı na baktığımda hemen hepduruşunda bulundular. O sinin 20 ile 30 yaş arasında Atatürk’ü anma gününde olup, ancak 56 tanesinin hayıflandığım bir konu da devlet erkânı ve de muhale 30’u bir iki yıl geçmiş oldufetten hiçbirinin bu görevde ğunu gördüğümde uykusuzluğum daha da tepe yaptı. bulunmayışları oldu. Bir de Onların acımasızca kurban yürekleri yakan Soma katedilmelerine özelleştirmeyle liamını Sayın Başbakan’ın taşeron uygulamasının sehafife alırcasına, “Bu işin emekçilerinin kaderi budur” bep olduğunu gördük. Öyleyse birlik beraberlik içinde, demez mi?!. Fikrini kanıtsorumlulukla bu iki işleme lamak için de bir asır önce karşı çıkarak, devletin tekrar İngiltere’de meydana gelen kamulaştırmaya yönlendirilfaciayı örnekleyerek olayı dini inançla kadere bağladı. mesine çalışılmasını görev sayıyorum. Cahilliğime vermesini dile ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com 13 Mayıs 2014 günü ülkenin gördüğü en büyük emekçi katliamı yaşandı. Bu bir katliam, “iş kazası” diye küçümsememek lazım, bu seri katil gibi her gün en az 3 emekçinin kanına giriyor. Bu cinayetlere yönelik ise doğru düzgün ne bir önlem alınıyor ne de etkin mücadele ediliyor. Katliamın anlamı; savunmasız çok sayıda insanın acımasızca öldürülmesidir. Uzun zamandır uyarı vermesine rağmen hiçbir önlem alınmayan Soma, Karanlıkdere madeninde öldürülen insanlar kader kurbanı mıdır? Yoksa katledilmişler midir? Cevap elbette: Bu bir “katliam”dır. Soma’daki katliam sonrası orada neler olduğunu anlamaya çalıştığımızda, devlet denen aygıtın yardım vs. göndermek yerine inanılmaz bir güç yığdığını gördük. Bu durum bize bir şeylerin gizlendiğini anlatıyordu. Gizlenen neydi? Gizlenen açıkça devlet tarafından korunan vahşi ve aşağılık bir düzenin varlığı idi… Rant ve kâr hırsı asla can derdine düşmez, düşmemiştir. Kâr marjının yükselmesi ve işçi ölümleri doğru orantılıdır. Kâr marjı yükseldikçe insan kanı, canı önemsizleşir. Soma’da yolsuzluk ve rüşvet sarmalında bir partinin nasıl yüzde 45 oy aldığını gördük. AKP’den nemalanan sermayenin işçilerini AKP kazanamazsa işyerini kapatacağını ve işsiz kalacaklarını söyleyerek tehdit ettiğini gördük. Soma’da on yıl önce 600700 kg tütün ile evini geçindiren insanlar şimdilerde 2 ton tütün üretmesine rağmen evlerini geçindiremediklerini söylüyorlar. Halkın neredeyse yüzde 90’ının bankalara borcu var. İşsiz kalmak en büyük korkuları. Bir ay boyunca eksiksiz işe gelen işçiye açıktan ek ödemeler yapılmış. Bu da yetmemiş 3 vardiya çalışan işçiler “üretim patlaması” yapsınlar diye yarıştırılmış. Borç yükü altındaki işçiler, evine üç kuruş fazla götürmek için her şeyi yapacak hale getirilmiş. Çalışan işçinin emeğini, terini tek sömüren patron mudur? Değildir. Patronla birlikte bir de “dayıbaşı” denilen sömürgenler türemiş ve bu sömürgenlere taşeron veya ekipbaşı adı verilmiş. Ekipbaşları madene işçi sağlıyor ve madencinin kazancı ve üretimine bağlı olarak prim alıyorlar. Bu insanlar ilçede zengin bir hayat sürüyor. İşçilerden tek sorumlu olanlar onlar, hatta patronla güçlü ilişkileri sebebiyle işçi alımı veya çıkarılması konusunda da yetkililer. Maden ocağında kâğıt üzerinde taşeron yoktu ama “dayıbaşı” veya “ekipbaşı” adıyla vardı. Çalışma Bakanlığı madende taşeron sistemini yasaklama konusunda adım atacağını söyledi ama bu sadece sözde kaldı... Soma’da var olan sistem açıkça, “çağdaş kölelik” sistemidir. O madenciler evine para götürebilmek için başka bir yol bilmiyor, onlara başka bir yol gösterilmiyor. Peki çözüm ne? Çözüm; öncelikli olarak tüm madenlerin yeniden kamu eliyle işletilmesi ve vahşi kapitalistlerin elinden insanların kurtarılmasıdır. Çağdaş kölelik sistemi ile yapılan irade sakatlanması durdurulmalı ve bu vahşi sisteme son verilmelidir. Bu sistemin tek sorumlusu sermaye değildir, bu sistem, bu düzen destekleniyor, cesaretlendiriliyor. Nihayetinde AKP’nin ne şekilde oy aldığı ve neden otokrat ve fütursuz olduğunun en büyük kanıtıdır Soma. Mutlaka bu katliamın siyasi bir ayağı olmalı ve siyaseten birileri bu sorumluluğu almalıdır. Bir süre önce ortaya çıkan ses kayıtlarına bakacak olursak ülkede “kucağa oturtulan” sermayedarlar olduğu ve bu sermayedarların da milleti “kucağa oturtmak” için icazet aldığı açıktır. Bu sebeple bu ülkenin de bir “dayıbaşı” var aslında. Var olan dinlemeler ve deliller bizi bir kişiye götürüyor. BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Tek yü 1 zeyi deriyle 2 kaplı bir tür davul... Türk 3 müziğinde 4 “usul” anla 5 mında kul 6 lanılan sözcük. 2/ Issız 7 yer... Negatif 8 bir sayı üze 9 rinde alınan ve ikinci kuv1 2 3 4 5 6 7 8 9 vetten bir kök ta 1 B A N D U M A O şıyan cebirsel an 2 A K A S O L A K latım. 3/ Donizet 3 L O R ti Paşa’nın bes 4 D O H A I R I Z V A A B telediği, Osmanlı 5 H R İ A E K O Devleti’nin 1828Z AMK Ğ 1839 yılları ara 6 A Z L A sındaki resmi mar 7 V İ Z İ T E T E O S şı. 4/ Bir tür bil 8 A L A Y ye oyunu. 5/ Do 9 İ N E B A H T I ğu Karadeniz yöresine özgü, yağ, un, şeker ve suyla yapılan bir tatlı... Evrensel alıcı olan kan grubu. 6/ Aşağılık, düzeysiz, alçak... Eskiden uzay boşluğunu doldurduğu varsayılan esnek madde. 7/ Piyasada etki ya da tepki... Japon lirik dramı. 8/ Yaz yağmuru... Hamur durumundaki ekmeklerin, fırına atılmadan önce içine konulduğu oyuk gözlü tahta. 9/ Mızrak uçlarına takılan küçük bayrak... Bir uçak ya da geminin izlediği yol. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir tür bilye oyunu... Yapma, etme. 2/ Kuyruksokumu kemiği... Gerçekte yeri olmayıp zihinde tasarlanan. 3/ Eskişehir’in bir ilçesi. 4/ “Hile, düzen” anlamında argo sözcük. 5/ Sessiz, dingin... Eski dilde su. 6/ Bayağı, sıradan... Tutsak. 7/ Yansıma, yankı... Numaranın kısa yazılışı. 8/ Altay Türklerinde kahramanlık destanlarına verilen ad... Üstüne binilen hayvan. 9/ “Durur gibi dallarda kanlı bülbüller” (Ahmet Haşim)... Küçük çocuklarda ishal ve kusmalara neden olan bir virüs. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle