04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MAYIS 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER “Kadınlar bekleşiyor bu akşam maden ocağının başında, Dehşetten kalpleri ha durdu ha duracak, Kirli gökyüzünde hortlaklar gibi bakan Çarklara dikmişler gözlerini Altında esir hayatı yaşanan Ölü sessizliğindeki çarklara Gece, kapkara gece soğuk Yağmur yağıyor sis içinde. Atkıları, üstleri başları sırılsıklam Çukur sıska yanakları mosmor Kadınlar bekleşiyor. Bir mucize kurtarır onları kurtarsa kurtarsa, Böyle geldiydi kadınlara haber Ve halk üzülecek: “Ne acı” diyecek, “Ne acı”. Unutulacak ama her şey haftasına varmadan Ve milletvekili, Ve maden ocağı sahibi, Ve papaz efendi, Ve gazeteler, Ve beyni yıkanmış kamu, Bu akşam kadınlar maden ocağının başında bekleşe dursun Tanrı bile görmüyor, tanrı bile, İkiyüzlülüğünü ve utancını bu oyunun.” 5 ve cinayettir, bir kez daha yineleyeyim... Hükümet, madenleri ihale yöntemiyle mutlaka yandaş holdinglere kiraya veriyor. Peki, kiralayanlar ne yapıyor? İş güvenliğini azaltarak “tasarruf” sağlıyorlar... Soma Linyit Madenleri en korunaklı havzalardan biriydi geçmiş yıllarda... Ben Soma, Zonguldak gibi yörelerimizdeki maden ocaklarını bilirim... Bugün hangi madende özelleştirme yapıldıysa orada “güvenlik zafiyeti”nin olduğu bir gerçek... Ne maden mühendislerinin ne de elektrik mühendislerinin yazdıkları raporlar dikkate alındı. Eğitilmemiş gençler maden ocağında nasıl çalıştırılır? HHH En büyük maden faciasını 1992’de Kozlu’da yaşadık. Türkiye Taşkömürü İşletmesi’ne bağlı kömür ocağında grizu patlamasından 263 işçi hayatını yitirmişti. Önceki gün yaşadığımız facia, sanırım Kozlu’dan daha büyük olacak... Yazımı sonlandırırken Soma’da ve Kırkağaç’taki çığlıkları duyuyorum... Hiçbir ölüm güzel değildir, bilim adamı kılığıyla ortada dolaşıp ahkâm kesenler... Yaşamak varken! Ne demek “Bedenleri yanmadı, güzel öldüler” diye televizyon kanallarında konuşmak! Sağıma soluma bakıyorum, insanlara, çocuklara, ağlayanlara... İçimde bir fırtına... Yalnızlığın kelepçesi takılmış içime... Oysa yaşamak sonsuz bir tatla yücelir, yürekli olmanın bir bedeli vardır... Soma’ya gelince... Bu bir cinayet, katliamdır! Biliyorum, bir hafta sonra unutulacaktır bu yaşanan acı... Katillerden hesap sorulmayacaktır! Bu toplum, ülkeyi yönetenler, yakın tarihimizle yüzleşmekten hep korkmuşlardır, uyarıları dinlememişlerdir... Ölenler yine toprağın altına gömülecek! O ağlayan çocuklar büyüyecek, çoğu babaları gibi maden ocağında çalışacak... Yeşille kırmızının, beyazla mavinin buluştuğu bir çizgide zamanın saati ayarlanırken bir kuş havalanacak zeytin ağaçlarının üzerinden... Bir hüzün bulutu çökecek! w Madenciler İş Kazası Değil, Katliam!.. Toprağın altında ölüm kalım mücadelesi; resmi açıklamalara göre 274 ölü... Anaların, babaların çığlığı... Ölü sayısı her an artabilir! Umutlar yavaş yavaş acıya ve hüzne dönüşüyor, çığlıklar artıyor... Kaç kişi mahsur kaldı madende? Genç adam titreyerek konuşuyor: “300400 kişi kadar vardır...” Elektrik mühendisleri, maden mühendisleri, sendika temsilcileri görüşlerini açıklıyor: “Kurtulmaları çok zor!” Yaşam, öyle bir varmış bir yokmuş diyen masal değildir. Hayatın sayfalarında elbet ölüm vardır ama Soma Linyit Madenleri’nde yaşanan, cinayetin ötesinde bir katliamdır. Ucuz emek gücü, özelleştirme, kayıt dışı işçi, kalitesiz teknik donanım... Hepsi birden... Linyit havzasında eğitimden geçmemiş, niteliksiz genç işçiler çalıştırıyor özel sektör. Daha 20 gün önce CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, linyit madenlerinin özelleştirilmesinden sonra taşeronluk olayına dikkat çekmiş, ocaklarda güvenlik önlemi alınması için Meclis araştırması istemiş; CHP’li Özel’in bu teklifi AKP milletvekillerinin oylarıyla reddedilmişti... Bu arada verilen soru önergeleri de nedense hiç önemsenmemişti... Kimi AKP’li bakanlar, madeni işleten holdingi öve öve bitiremiyorlar, 30 Mart seçimleri öncesi Soma’dan 23 bin işçi AKP mitinglerine götürülüyordu. HHH Türkiye’de iş cinayetleri durmuyor... AVM inşaatlarında kurulan naylon çadırlarında yanarak ölen işçiler... Yağmur sularının sele dönüşmesiyle minibüsün içinde boğulan tekstil emekçisi kadınlar... Tuzla tersanelerinde hayatında deniz, gemi görmemiş, asgari ücretle çalışan, bile bile ölüme giden gençler... 73 yılda maden ocaklarında 3 bin insanımız öldü... Soma’daki bir maden kazası değil, apaçık bir katliam Fotoğraf: AA l Joe Corrie’nin İngiliz maden işçileri için yazdığı “Madenciler” adlı oyunundan bir şiir Yaralı çocuklar var l Haber Merkezi Acılı amca Soma’daki faciada yaşamın yitirenlerin arasında 15 yaşındaki Kemal Yıldız’ın da bulunduğu iddia edildi. Yeğenini kaybettiğini söyleyen amca, gözyaşları içinde olanları anlatırken Bakan Taner Yıldız “Hem işletme hem sendika ve hem de personel bölümü ile görüştük, bu isim ve bu yaşta bir çalışan yok” dedi. Soma’da yaşamını yitiren işçilerin cenazelerinin konulduğu soğuk hava deposu önünde bekleyen yurttaşlardan biri, kendisine mikrofon uzatan DHA muhabirine ölenler arasında 15 yaşındaki yeğeni Kemal Yıldız’ın da bulunduğunu söyledi. Ancak bu iddia Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız ve sendika başkanları tarafından yalanlandı. Enerji Bakanı Yıldız, 15 yaşında bir çocuğun madende çalıştırılmasının mümkün olmadığını söyledi. İKLİM ÖNGEL l Hastaneleri tek tek gezerek yaralılarla görüşen Manisa Tabip Odası Başkanı Derya Tekbayık: böyle derken Bakan yalanladı ‘Yeğenim 15 yaşındaydı’ çalışmasına müsaade etmez” diye konuştu. Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul da ölenler arasında15 yaşında bir çocuğun bulunduğu haberlerine sert tepki gösterdi. Akçul, “Bunlar uydurma haberler, asparagas. Aslı astarı yok. Şu anda ocak ağzındayım. Yetkililerle, firmayı tanıyanlarla, 12 bin işçinin temsilcisi sendikacılarla konuşuyorum. Hepsi bunu yalanlıyor” dedi. Akçul’un ardından konuştuğumuz Türkİş Genel Başkanı Ergün Atalay ise “Dün 22.00’den beri buradayım. Hiç kimsenin böyle bir tespiti yok. 12 bin işçinin tamamı bizim üyemiz. 15 yaşında çocuğun madende olduğu bilgisini burada kimse bunu doğrulamıyor” diye konuştu. Sendika da destekledi Yıldız’ın yanında bulunan sendika temsilcileri de bakanı destekleyerek “Burası sendikalı bir işyeri. Sendika zaten bu yaşta bir çocuğun REUTERS ANKARA Manisa Tabip Odası’nın, Soma’da madenden çıkan yaralıları ziyareti sırasında edindiği izlenim, kaçak çocuk işçi iddialarını doğrular nitelikte. Gecenin geç saatlerinden itibaren hastaneleri dolaşan ve yaralılarla görüşen Manisa Tabip Odası (MTO) Başkanı Derya Tekbayık “Aralarında bir iki tanesinin yaşı çok küçüktü. Çocuk gibiydiler” dedi. Tekbayık, “Kanaatimce ilerleyen zamanlarda daha büyük bir travma yaşayacağız” diye konuştu. SES Genel Başkanı Gönül Erdem ise Soma ve Manisa’daki hastanelerde yanık ünitelerinin olmadığına dikkat çekti. Erdem “Manisa’da varmış ancak kâr getirmediği için kapatılmış. Maden işletmelerinin olduğu her yerde yangın ünitesi olmalı” dedi. Erdem, ayrıca bölgede bunun sağlıkçılara net bilgi verilmediğini belirterek, sağlıkçıların yetkililerden kimseye bilgi vermemeleri yönünde baskı gördüğünü vurguladı. lar için üzgünler. Kendi sevinçleriyle birlikte diğerlerinin acısını yaşıyorlar” ifadeleriyle dile getirdi. Yaralıları ziyareti sırasında gözüne çocuk yaşta olanların çarptığını söyleyen Tekbayık, “Yaşlarını sormadım, öyle bir ortam yoktu. Ancak çocuk yaştalardı” diye konuştu. ‘Yeterli personel var’ Bölgede yeterli sağlık personelinin bulunduğunu ve gerekli müdahalelerin yapıldığını söyleyen Tekbayık, “Ancak kaç tane daha yaralı çıkacağı şüpheli. Kanaatimce daha büyük bir travma yaşayabiliriz. Yaralılar ölülerden daha az sayıda kalabilir” dedi. Morg yetmedi SES Manisa Şubesi’nden Zeynel Abidin Kaplan da en büyük sorunun cenazelerde yaşandığını kaydetti. Kaplan, “Cenazelere morg yetmedi. Bu yüzden kavun yetiştiriciliği yapılan Kırkağaç’ta bir soğuk hava deposu boşaltıldı ve oraya kondu. Ölen işçi sayısı da kurtarılmaya bekleyen işçi sayısı da söylenenden fazla” dedi. iğerlerinin acısını yaşıyorlar... Yaralılarla hem madenden çıkış anlarında hem de hastanede tedavi gördükleri sırada görüştüğünü söyleyen Tekbayık, “Bir yangın olduğunu, oksijenin kesildiğini ve havasız kaldıklarını söylediler. Bazı galeriler daha az zarar görmüş, bu nedenle kurtulmuşlar” diye konuştu. Yaralıların en büyük kaygılarının ölü sayısının artması olduğunu belirten Tekbayık yaralıların duygularını, “Kurtuldukları için mutlular, geride kalan D l KAVUŞMA... Oğlunu sağ olarak karşısında gören bir babanın yaşadığı o inanılmaz duygu, Fransız haber ajansı AFP’nin objektifine böyle yansıdı.... angın ünitesi yok SES Genel Başkanı Gönül Erdem, Soma ve Manisa’daki devlet hastanelerinde yangın ünitesi olmadığını vurguladı. Manisa’da eskiden yangın ünitesinin bulunduğunu ancak Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla “kâr getirmediği” gerekçesiyle kapatıldığını dile getiren Erdem, “Maden ocaklarında yanma olasılığı çok yüksektir. Maden işletmelerinin bulunduğu her yerde yanık ünitesi olmalı” dedi. Y İlk cenaze ‘şehitlikte’ l Soma’da maden faciasında yaşamını yitiren işçiler için belediye tarafından şehir mezarlığında “madenciler şehitliği” hazırlandı. Soma Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’nün başında görev yapan Fuat Balcı, mezar kazma işlemlerinin başladığını ve yan yana mezarlar açıldığını söyledi. Toprağa ilk olarak, Şaban İlçi adlı işçinin cenazesi verildi. ‘Amirler yanlış l MANİSA (Cumhuriyet) Soma’daki faciadan sağ kurtulan madenci Özcan Cüce, amirlerinin yanlış yönlendirmesi sonucu havanın geldiği yöne doğru gidenlerin kurtulamadığını söyledi. Cüce “Yanımdan 1520 kişi gitti. Gitmeyin dedim bir tek ben kaldım. Hepsi orada kaldı” dedi. 4 saat. Dua edip durduk. Yapacağınız başka bir şey yok çünkü. Amirler bizi yanlış yönlendirdiler hep. Havanın geldiği kısma yönlendirdiler. Havanın geldiği yönden girince komple kaldı arkadaşlar. İleri geri kaçanlar kaçtı, kaçmayanlar bir şekilde kurtuldular. Geriye dönüyorlar, geldikleri istimakete geri dönüyorlar, öyle kurtuldular. Tam terse gidenler kurtulamıyorlar. Ocaktan çıkıyorduk, havaya denk geldik. Ne ileri gidebildik ne geri. Yardımı kimden isteyeceksin? Telefonlar çekmiyor. Ortada biziz. İlerigeri. 800 kişi falan vardı madende.” l Ekonomi Servisi Soma’da madende 15 yaşında bir çocuğun bulunduğu iddiasının sorumlusu da AKP ve yönetmelikte yaptığı değişiklikler. Çocuk ve Gençlerin Çalışma Usulleri Yönetmeliği de değiştirilmiş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ağır ve tehlikeli işlerde çalışma yaşını 16’ya indirmişti. Eğitim sisteminde yapılan 4+4+4 düzenlemesinin ardından, Çocuk ve Gençlerin Çalışma Usulleri Yönetmeliği de değiştirildi. 25 Ekim 2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle birlikte, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ağır ve tehlikeli işlerde çalışma yaşını 16’ya indirdi. 16 yaşından gün almış çocukların artık ağır işlerde çalıştırılması 16 yaşında ağır işe onay verilmişti yasal hale getirildi. Yasaya göre 15 yaşını doldurmuş ancak 18 yaşını bitirmemiş işçiler genç işçi sayılırken 14 yaşını tamamlamış ancak 15 yaşını bitirmemiş işçiler çocuk işçi olarak tanımlanıyor. Yeni düzenlemede yönetmelikteki “çocuk ve genç işçilerin çalıştırılamayacakları işler” başlıklı liste kaldırıldı. Böylelikle çocuk ve genç işçilerin ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmasını yasaklayan en önemli madde kaldırılmış oldu. Bunun yerine listeye “16 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını bitirmemiş genç işçilerin çalıştırılabilecekleri işler” listesi eklendi. Bu düzenleme ile 16 yaşına girmiş çocuklar patronlara ucuz iş gücü olarak sunuldu. yönlendirdi’ ‘800 kişi vardı’ Cüce yaşadığı anları şöyle anlattı. “Yangın vardı. Temiz havadayken olduğumuz bölgede 143 kişiydik. Aşağı yukarı 7080 tanesi kaldı o bölgede. Diğer bölgeleri bilmiyoruz. Basınçlı havaları kestim onunla durdum Bir acı haber de Zonguldak’tan ZONGULDAK (DHA) Kilimli ilçesine bağlı Gelik beldesindeki R.D’ye ait olduğu iddia edilen kaçak kömür ocağında dün saat 11.00 sıralarında göçük meydana geldi. Ocağın girişinden yaklaşık 300 metre ileride tavan çökmesi sonucu oluşan göçükten 2 işçi son anda kurtulurken, maden işçisi Mehmet Aygün mahsur kaldı. Ocakta çalışan diğer işçiler, çevredeki özel maden şirketlerinde çalışan madencilerle birlikte mahsur kalan arkadaşlarını kurtarmak için harekete geçti. Ancak yapılan çalışmalardan sonuç alınamayınca Türkiye Taşkömürü Kurumu’ndan (TTK) yardım istendi. Gelen 10 kişilik TTK tahlisiye ekibi, göçükle ilgili bilgi aldıktan sonra ocağa girerek çalışmalara katıldı. Ancak yaklaşık 4 saat süren kurtarma çalışmalarının ardından Aygün’ün cesedine ulaşıldı. Emekli olan Aygün’ün, üniversiteye giden 2 kızını okutamadığı için, 1 yıldır kaçak ocakta çalıştığı belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle