04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MAYIS 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 ‘MEB sansür bakanlığı’ 6. Türkiye Yayıncılık Kurultayı’na Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayıncılık politikası damga vurdu Devletin Desteği” oturumunun konuğu Oxford University Türkiye Yayıncılar BirPress’in Ortadoğu ve Orta Asliği tarafından İstanbul’da ya sorumlusu Kenan Barut’un düzenlenen 6. Yayıncılık aktardıkları ise tartışmaya farkKurultayı’nda önce çıkan solı bir açı kazandırdı. runların birincisi, Türkiye’de Oxford University Press olaçocuk ve eğitim yayıncılığının rak EBA’ya içerik verdiklerini durumuydu. Kurultayın sansür, söyleyen Barut, ABD ve Avrueğitim yayıncılığı ve yayıncılı pa ülkelerinde sundukları içeğa devlet desteği gibi neredey riğin öğrenme ilkeleri açısınse tüm oturumlarında değinilen dan denetlendiğini, Türkiye’de konu iki eksende tartışıldı. ise içeriğin işlevselliğinin test İlki, eğitim yayıncılıedilmediğini söyledi. ğı sektöründe Milli Eğitim “Türkiye’nin en büyük ve Bakanlığı’nın (MEB) tekel ha ‘en hızlı!’ yayınevi MEB” diline gelmesiydi. İkincisi ise ba yen Barut’un, EBA’ya verdikkanlığın yayınlarındaki sanleri içeriğin kendilerinden “pisürdü. lot uygulama süresince ücret“Eğitim Yayıncılığının Gesiz” alındığını, ancak bu süreleceği” oturunin ne kadar olmunda, Eğiduğunu bilmediku Eğitim Yayıncıları tim Yayıncılalerini söylemeMeslek Birliği Başkanı Celal si de dikkat çekrı Meslek Birliği Başkanı Ceti. Barut’a, izleMusaoğlu, 2013’te 300 lal Musaoğyiciler arasından milyon kitabın yaklaşık lu, ülkemiz“Süre 20 yılmış” 110 milyonunun MEB’e de 2013 yılında karşılığının gelsatılan+dağıtılan mesi gülüşmelere ait olduğunu belirterek 300 milyon kineden oldu. “İşin Türkçesi, en büyük tabın yaklaşık eğitim yayıncısı MEB, püşmek 110 milyonuyasak! başka büyük yok” dedi. nun MEB’e ait olduğunu söyKurultayın ilk Günışığı Kitapları’nın yayın ledi. MEB’in oturumunun başyönetmeni Mine Soysal da lığının “Kitapta okulöncesi ve MEB’in sansür bakanlığı kolejlere de ücSansür, Otosanretsiz kitap daolarak çalıştığını vurguladı sür/Fiili Sansür” ğıtmaya başolması, zaten ülve “İdeolojik sansür ladığına dikkedeki yayıncıdevlet okullarında birincil lığın geldiği yerkat çeken Musaoğlu, bu nemekanizma olarak işliyor” le ilgili yeterindenle 2006 yıce açık bir fikir diye ekledi. lında 176 olan veriyordu ve bu eğitim yayıncıoturumda elbette sı sayısının 2014’e gelindiğinMEB’in uyguladığı sansür de de 92’ye düştüğünü kaydetti. konuşuldu. Oturumun modeMusaoğlu’nun “İşin Türkçeratörü, Günışığı Kitapları’nın si en büyük eğitim yayıncısı yayın yönetmeni Mine SoyMEB, başka büyük yok” sözü sal, “En büyük devlet örgüdurumu özetliyordu. tü MEB’dir ve bu, sansür bakanlığı olarak çalışır” dedi ve FATİH projesi... ekledi: “İdeolojik sansür devMeslek birliği başkanının de let okullarında birincil mekağindiği diğer konu FATİH pro nizma olarak işliyor.” jesine içerik sağlayan Eğitim “100 Temel Eser”i de gençBilişim Ağı (EBA) idi. “FAlerin edebiyata yakınlaşmasını TİH Projesi gibi devasa maengelleyen bir sansür uygulali tablosu olan bir yatırımması olarak değerlendiren Soyda içeriğe ayrılan pay maale sal, sözlerini “Bu yüzden bize sef yok görünmektedir” diyen çok iş düşüyor” diye bitirdi. Musaoğlu, EBA’nın içeriğinin Aynı oturumun konuşmacıtamamının bağışlardan oluştusı, yazar Sibel Oral’ın 15 sayğunu söyledi. falık sansür listesinden aktarOturumda, bakanlığı temsil dığı bilgiler Soysal’ın sözlerini eden MEB Eğitim Yayınları ve tamamladı. İçerik Yönetimi Daire BaşkaÇünkü MEB, okullara ücnı Dinçer Ateş bu bilgiyi doğ retsiz olarak dağıttığı kitaplarruladı. Ateş, EBA’ya içerik da geçen yıl Cahit Külebi’nin bağışlamak isteyen çok sayı“Hikâye” şiirindeki “Bu yüzda kurum olduğunu anlatırken den dudaklarım çatlaktır/ Google, Microsoft gibi dünya Öp biraz” dizelerindeki “öp devlerini andı ve FATİH probiraz”ı, Edip Cansever’in jesinde olmak bu kurumlara “Masa da Masaymış ha” şiprestij kazandırdığı için bedel irindeki “Bir bira içmek isistemediklerini ifade etti! Ateş tiyordu kaç gündür / Masayayıncılara, “Verilen bağışları ya biranın dökülüşünü koyalmayalım mı” diye sordu. du” dizelerini ve daha niceleriKurultayın “Yayıncılığa ni sansürlemişti. ASLI ULUŞAHİN İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında sahnelenecek olan oyunun yönetmenliğini Engin Alkan üstleniyor ‘Çürük Temel’ 100 yıl sonra sahnede ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Ö Dârülbedayi, temsil hayatına Hüseyin Suat Yalçın’ın Emile Fabre’dan adapte ettiği “Çürük Temel” adlı oyunla başlamış. “Çürük Temel”, Rıdvan Paşa’nın yaptırdığı Tepebaşı’ndaki ahşap binada, o dönemin zor şartlarına, savaşa ve çevrediklerin “başaramazsınız” sözlerine inat sahnelenmiş. Büyük ilgi gören oyunun kahramanları Muhsin Ertuğrul ve arkadaşları... Tam 100 yıl öncesinden bahsediyorum. Darülbedayi bugünkü adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, 100. yılında aynı oyunla sahnede. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında sahnelenecek olan oyunun yönetmeni Engin Alkan. ‘Tiyatroma minnet borcumdu’ Alkan hiç dinlenmeden, nefes almadan sürekli çalışan, üreten bir yönetmen ve oyuncu. Bu yıl sezon boyunca sahnelenen, “Küskün Müzikal”, “İstanbul Efendisi”, “Şark Dişçisi”, “Huysuz Müzikali” ve “Vişne Bahçesi” gibi oyunlarda rol alan ve yönetmenliğini yapan Alkan, “Şehir Tiyatroları’nın 100. kuruluş yılı için tatsız bir sessizliğin hâkim olması, neredeyse hiçbir projenin gündemde olmayışı çok rahatsız edici. Eski itibarlı günlerini bugün özlemle arıyor olsak da tiyatrom benim için önemliydi, Türkiye sanatı için önemliydi ve bu önemi kamuoyuna hatırlatmak önemsenmeliydi. Hele ki ödenekli tiyatroların ‘kaldırılma’sının tartışıldığı bir süreçte tiyatroma bir minnet borcum olduğu düşüncesi beni kolları sıvamaya yöimgesi olabilmeliydi” u Muhsin neltti” diyor. diyor. İlk sahnelendiğinde Metin 1990’lı yılErtuğrul ve söylenen sözün bugülarda Sezai Gülşen akradaşları nün seyircisine yüzyıl ve Doğan Yavaş taöteden ulaşmasını isterafından bugünkü ditarafından miş Alkan. Bunun için le adapte edilmiş. MetDarülbedayi’de metnin izlekleri aranin Fransızca orijina(İBBŞT) sında bir önem sıralalini oyunun yönetmen yardımcısı Başak Erzi ması yapmış. “Çürük sahnelenen ilk çevirmiş. Alkan, “MetTemel”de, öz ve üvey oyun “Çürük ni okuduğumda o zaevlatların bulunduğu Temel” geçmişten mana kadar sağdanİzmirli zengin bir ailesoldan duymuş oldunin bireyleri arasındabugüne ders ki ilişkileri anlatılıyor. çıkarabileceğimiz, ğum olumsuz görüşlerin aksine çok ilginç, İflasın eşiğine gelmiş festivalde yüz yıl öncesinden budededen kalma bir halı fabrikasını kimin idare görülmesi gereken güne söyleyecek sözü olan bir oyunla karedeceğine dair başlaoyunlardan biri. şı karşıya olduğumu yan çatışmalar oyufark ettim. Ancak nun sonunda ailemelodramanin ibreti âlem partik ve bugüne çalanmasına kadar kıyasla hansürüyor. Günümüze ne tal bir üslupyazık ki hiç yala yazılan metbancı olmayan nin modern oyun, herkesin bir estetikle ele kendini haklı alınması ve bugördüğü ve hiçnun içinde bir bir uzlaşma zeçıkış noktası bumini aramadan lunması şart göhaklılığını dirünüyordu” diğerine dayatyor. Oyun yıkılEngin A lkan tığı toplu bir mış, çökmüş, parçöküş. Bazen soçalanmış bir fabriyut bir statüko ikonu, bazen bir ka atmosferiyle başiktidar mertebesi, bazen de birey lıyor. Böylelikle yönetmen oyunleri bir arada tutan bir ortak ülkü da seyircinin çözüm ne olmalıydı olarak “fabrika”yı alegorik bir sorunsalıyla daha önce karşılaşmaimgeye dönüştürüp onu öne çıka sını ve izlence boyunca aklının bir rarak işe başladığını söyleyen Al tarafında sürekli cevaplar aramasıkan, “Öyle ki bu fabrika bir ainı amaçlamış. lenin yanı sıra bir yanıyla çöOyunun oynandığı tarihsel döneken bir imparatorluğun, bir ya mi dikkatle incelemiş Alkan, Muhnıyla yüz yıllık bir tiyatronun, sin Ertuğrul ve arkadaşlarının ilk bir yanıyla da bugün içinde ya olarak neden bu oyunu seçtiklerini şadığımız ülkenin tutarlı bir o zaman anladığını söylüyor: “Bugün Çanakkale’de İngiliz hücumbotları yok, sınırlarımızı savunmak zorunda olduğumuz bir savaşın içinde değiliz fakat 100 yıl sonra bugün çok farklı cephelerde benzer bir çöküş duygusuna sahip olduğumuzu düşünüyorum. Bir toplumsal mutabakat fikrinden çok uzak ‘birlikte yaşama’ arzusunun en uzak noktalarına savrulup duruyoruz. Toplumun asli unsurlarının kendi yaşam hakkını ancak diğerinden alarak var olabileceği sanrısıyla bir çözümsüzlüğe dövüle sövüle itelenip duruyoruz. Kitlelere kendini mazlum ilan eden ve kendinden olmayana zulüm etmekte beis görmeyen bir sistem kendisi dahil tüm paydaları topyekun ‘mağdur’ edebilir. Keşke Osmanlı’nın kadim tarihinden hamasetin dışında da dersler çıkarılabilseydik.” Geçmişten bugüne ders çıkarabileceğimiz, festivalde görülmesi gereken oyunlardan biri “Çürük Temel.” Engin Alkan’ın sözüyle yazıyı bitirecek olursak: “Şu köhne fabrika ne senin, ne benim; hepimizin. İş ki bir çalıştırmayı becerebilelim…” Oyunda, Oya Palay, Yeşim Koçak, Mert Tanık, Nurdan Gür, Mustafa Barış Koçkar, Dolunay Pircioğlu ve Samet Hafızoğlu rol alıyor. Dekor tasarımı ve ışık düzeni Cem Yılmazer’e, kostüm tasarımı Duygu Türkekul’a, oyunda kullanılan özgün müzikler Selim Atakan’a ait. Oyunun dramaturjisini ise Sinem Özlek ve Başak Erzi üstleniyor. (Oyun, 1718 Mayıs tarihlerinde saat 20.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.) ‘Edebiyat Müzesi’ne saygı gösterin’ Türkiye Yazarlar Sendikası ve yüzü aşkın sanatçıdan Kültür Bakanlığı’na açık mektup Kültür Servisi Türkiye Yazarlar Sendikası, Edebiyat Müzesi’nin Yıldız Sarayı’ndaki Arabacı Dairesi’nden çıkarılmak istenmesiyle ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı’na hitaben bir açık mektup yayımladı. Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Adnan Özyalçıner, Ataol Behramoğlu, Oktay Akbal, Cengiz Bektaş, Enver Ercan, Sennur Sezer, Aslı Erdoğan gibi yüzü aşkın sanatçının altına imza attığı mektupta, “Türkiye Yazarlar Sendikası gibi köklü, büyük bir yazar kuruluşuna bir sarayın arabacılar dairesini bile çok gören bir bakanlığın adının Kültür Bakanlığı adını taşıması büyük bir çelişkidir. Bu çelişkiyi dünyaya nasıl anlatacağız, nasıl anlatacaksınız?” diye soruluyor. Konuyla ilgili hukuki sürecin devam ettiği, bakanlığın müzenin boşaltılmasını istemesinin hukuk tanımazlık olduğunun belirtildiği mektup “Kültür Bakanlığı’nın kararını yeniden gözden geçirmesi, yazarlarımızın bellekmüzede simgeleşen ulusal ve evrensel kimliğine gereken özen ve saygıyı göstermesi, Edebiyat Müze Belgeliğin korunması için Türkiye Yazarlar Sendikası’na yeni bir müze yeri göstermesi” çağrısıyla sona erdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle