03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MAYIS 2014 PERŞEMBE 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER S Bir Avuç Kömür İçin... oma’da kömür ocağındaki yangında yüzlerce emekçinin yaşamını yitirmesi, geride acılı aileler bırakması, Türkiye’nin yüreklerini dağladı, gözyaşları sel oldu, çözüm bekleyen en önemli sorunu bir kez daha gündeme taşıdı. Dünyanın en zor mesleğidir maden ve kömür işçiliği. Yerin yüzlerce metre altından kömür çıkarmak için girdikleri ocaklarda her an ölüm ile burun burunadır eli yüzü kömür karası ile kaplanmış maden emekçileri. Orhan Veli’nin, “Alnımdaki yüz karası değil kömür karası. Böyle kazanılır ekmek parası’’ diye tanımladığı maden işçiliği, kömür işçiliği en zor, zor olduğu kadar saygı duyulması gereken mesleklerin başında gelir. Grizu patlamasından ya da Soma’daki gibi yangından göçük altında kalarak yaşamlarını yitirmeleri veya sakat kalmaları maden işçilerinin yazgısıdır adeta. Onlar bu yazgıyı, umarsızlıktan, işsizlikten bilerek, kabullenerek inerler yerin yüzlerce metre altındaki ocaklara, her an göçük altında kalma kaygısıyla ekmek uğruna sallarlar kazmayı. Ölüm riski çok fazla olsa da başka şansları, seçenekleri yoktur onların kömür işçiliğinden gayrı. Tek amaçları asgari ücret veya biraz üzerindeki maaşla ailesini geçindirebilmek, muhanete muhtaç olmadan yaşamlarını sürdürebilmek, çocuklarının geleceğini garanti altına almaktır. Zonguldak, Soma, Suluova, Divriği, Küre, Murgul, Tavşanlı, Simav ve yurdun diğer bölgelerinde ellerinde baretleri, fenerleri ve kazmalarıyla eli yüzü kömür karasına bezenmiş, yerin yüzlerce metre altında tüm gücü ile kazma sallayarak kömür çıkarırlar. Beklenmedik bir göçük, yangın veya grizu patlaması yaşamlarını sonlandırır, geride gözü yaşlı eş, ana, baba ve çocuk bırakarak göçerler bu fani dünyadan. Birlikte çalıştığı arkadaşının cenazesini ocaktan ağlayarak çıkarırlar, dönerler ocağa yine sallarlar kazmayı. Soma devlet hastanesinin ön cephesindeki tabelada yazdığı gibi, çileli maden emekçileri “Bir avuç kömür ŞÜKRÜ KARAMAN Sendika Danışmanı yaşamını yitirdi. En fazla iş kazası inşaat ile birlikte maden iş kollarında oluyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verilerine göre, 2010, 2011 ve 2012 yıllarında maden ve taşocaklarında iş kazası ve meslek hastalıkları sonucunda 293 kişi yaşamını yitirdi. Ülkemizde iş cinayetlerinin yüzde 90’ını taşeron işçi çalıştıran işyerleri ile kayıt dışı istihdamın yaygın olduğu küçük işletmelerde meydana geliyor. İş kazaları en fazla inşaat, maden, tarım ve orman, tekstil işkollarında can alıyor. Ağırlıklı olarak, denetimden uzak, düşük ücretle sigortasız çalıştırmanın yaygın olduğu özel sektöre ait kaçak işyerlerinde iş kazaları acımasız yüzünü gösteriyor. Bu yılın ilk dört ayında 396 emekçi inşaattan düşerek, göçük altında kalarak ya da maden ocağında can verdi. Bu işkollarının ortak özelliği, kayıt dışılığın yaygın olması, düşük ücretle çalışan işçilerin kazalara karşı gerekli eğitimden yoksun kalması. Onca yasa ve mevzuata karşın, bir türlü önlenemeyen iş cinayetlerine artık “dur’’ denilmeli. Özellikle kaçak işyerlerine, kayıt dışı istihdamın yaygın olduğu işletmelerde denetimler sıklaştırılmalı, cezai yaptırımlar ağırlaştırılmalı. İş kazalarına karşı, işverenler ve işçiler eğitilmeli, kazalara karşı işyerlerinde gerekli donanım sağlanmalı. İş cinayetlerine karşı alınacak önlemler ve uygulamalar konferanslarda, salonlarda birer söz olarak kalmamalı, caydırıcı yaptırımlar, önlemler acilen hayata geçirilmeli. İş kazaları çok konuşulmasına, gündeme getirilmesine karşın neden önlenemiyor? Artık yeter, iş kazaları emekçinin yazgısı olmamalı. İşyerleri işçinin ölüme değil, evine huzurla ekmek götürebileceği konumda olmalı. Türkiye, iş kazalarındaki utandıran şampiyonluğu, ayıbı hiç de hak etmiyor. Madencilerimiz ve Mehmet İstif Bu satırlar yazılırken, yüreğimizi dağlayan Soma felaketinde kaybettiğimiz evlatlarımızın sayısı 205’i aşmıştı... Tam bu sırada, Gezi Parkı protestolarında Mersin’de, ağzına biber gazı sıkılmış olan Mehmet İstif’in de ölüm haberi geldi... İkisi de sorumluların yol açtığı ölümler! HHH Madenciler, emekçilerin simgesi... Mehmet İstif de, demokrasi için mücadele edenlerin... Emek, insan hakları ve demokrasi birbirinin ayrılmaz parçalarıdır: Yüreğimiz, emek, insan hakları ve demokrasi için kanıyor! HHH İnsan zaten ölümlüdür. Bir gün mutlaka öleceğini bildiği için de bilinçli ya da bilinçsiz olarak kendini buna hazırlar. Kimi insan, semavi, ulvi inançlara sığınır, yaşamını insanlığa, topluma, sevdiklerine adar, demokrat olur... Kimisi, dünyevi zevklere, hatta çalmaya, çırpmaya odaklanır, benmerkezci, bencil olur, sadece kendini düşünür, kendi sesini dinler. HHH Kimi insan, hem kendi yaşamına, hem başkalarının yaşamlarına anlam katar, kendini de başkalarını da yüceltir... Kimisi hem kendi yaşamını, hem başkalarının yaşamlarını anlamsızlaştırır, yozlaştırır, “deliğe süpürür”. HHH Kimi insan, yaşama doyamadan, hepimizi yasa boğan madencilerimiz gibi, en verimli çağında yaşama veda eder... Kimisi de, ailelerinin yüreklerinde bir ateş olan Mehmet İstif gibi 37 veya Berkin Elvan gibi 15 yaşında! HHH Yazıklar olsun o insanlara ki, hem sorumluluk yüklenir, hem sorumluluklarını yerine getirmez veya kötüye kullanırlar. HHH Yazıklar olsun o insanlara ki, hem ölümlüdürler, hem de cinayet işler, çilekeş hemcinslerini, emekçileri, gençleri, kadınları, erken ölüme gönderirler! 4 ayda 396 ölüm için, bir ömür verirler’’. İşte bu söz acı gerçekleri tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor. Başka söze ne hacet... Utandıran şampiyonluk Soma’daki yangın iş kazalarının Türkiye’nin bir numaralı sorunu olduğunu bir kez daha gündeme taşıdı. Türkiye Avrupa’da şampiyon. Ancak bu şampiyonluk hiç de sevindirmiyor, aksine utandırıyor. Ülkemiz her yıl yüzlerce emekçinin canını alan iş kazalarında Avrupa birincisi. Aldığı düşük ücretle yaşam zorluğu çeken, kayıt dışı çalışmaktan sosyal güvenlikten yoksun, taşeron olarak çalışmasından ötürü kıdem tazminatı ve ücretli izin hakkından yararlanamayan Türk emekçilerinden dördü, her gün cinayete dönüşen iş kazalarında yaşamını yitiriyor. Geçen günlerde İstanbul’da gerçekleştirilen VII. Uluslararası İş Sağlığı ve İş Güvenliği Konferansı’nda Türkiye’nin Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada yer aldığı iş kazaları üzerine çeşitli görüşler, bildiriler sunuldu, değerlendirmeler yapıldı, yani bilinenler söylendi, o bildiriler, görüşler salonda kaldı. Ne var ki iş kazaları, bundan böyle Soma’da olduğu gibi yine can almaya acımasızca devam edecek. Sendikasızlaştırma, taşeronlaştırma, çalışma koşullarının ağırlaştırılması, kayıt dışı istihdam iş kazalarına davetiye çıkartan olumsuz çalışma biçimleri. Ülkemizde günde ortalama 3 ile 5 emekçi bir türlü önlenemeyen iş cinayetleri sonucunda yaşamını yitiriyor, geride gözü yaşlı aile bırakıyor. Gazetelerde her gün kadın cinayetleri ve trafik kazalarının yanı sıra iş kazalarında can veren emekçilerin haberleri de yer alıyor. İş cinayetleri artık kanıksandı, sıradan bir vaka haline geldi. Adeta bir canavara dönüşen iş kazalarında ölenlerin sayısı her geçen yıl artıyor. İş cinayetlerinin önlenemez yükselişi sürüyor. Makine Mühendisleri Odası’nın saptamalarına göre, Türkiye’de 2012’de 878, 2013 yılında ise 1235 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Geçen yıl hayatını kaybedenlerden 93’ü maden emekçisi. Ülkemizde 1941 yılından bu yana meydana gelen iş kazalarında, yani 73 yılda 3 binden fazla maden emekçisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle