Katalog

SAYFA CUMHURİYET 13 MAYIS 2014 SALI 6 HABERLER CHP’de Feyzioğlu’nu eleştiren Faruk Loğoğlu uyarıldı, basın toplantısı iptal edildi Feyzioğlu gerginliği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “Feyzioğlu yanlış yaptı” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu uyarıldı ve dün Meclis’te yapacağı basın toplantısını iptal etti. Loğoğlu’nun, “Savunamayacağım bir şey yok, sadece Feyzioğlu’nu değil, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nı da çok sert eleştirdim. Kurumsal onurlar ayaklar altına alındı” dediği öğrenildi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Danıştay’da TTB Başkanı Feyzioğlu’nun konuşmasına sert tepki gösterip toplantıyı terk etmesi CHP içinde de tartışma yarattı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Feyzioğlu’na sahip çıkarken Loğoğlu’nun “Feyzioğlu saygısızlık yaptı” sözleri dikkat çekti. Kılıçdaroğlu’nun bu açıklama üzerine Loğoğlu’nu uyardığı öğrenildi. CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen de dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında sorular üzerine yargı sisteminin bir parçası olan baroların, hukuk devletiyle ilgili görüşlerini açıklamalarının doğal hakları olduğunu söyledi. Türmen, “Bunu yapınca edep dışı mı davranmış oluyor Baro Başkanı? AİHM kararları vardır. O kararlarda der ki, ‘ifade özgürlüğü sadece beğenilen, istenilen ifadelere ait değildir.’ İncitici, şok edici, öfkelendirici ifadeler de ifade özgürlüğü kapsamına girer” dedi. CHP Grupbaşkanvekili Akif Hamzaçebi ise gazetecilerin sorularını yanıtladı. Loğoğlu’nun sözlerinin kişisel görüşü olduğunu vurgulayan Hamzaçebi, CHP’nin görüşünün Feyzioğlu’nun konuşmasının doğru olduğu şeklinde gerçekleştiğini kaydetti. Hamzaçebi, “Feyzioğlu’nu kişi olarak beğenebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz ama kişi olarak beğenmemeniz, orada onun böyle konuşmaması gerektiği sonucunu yaratmaz” dedi. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, kendisini eleştiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu’na “Van’da kışlar sizin oralara göre biraz soğuk geçiyor. İnsanların derdini siz daha bir candan takip edin de bizim de işimiz azalsın” diye yanıt verdi. Sosyal paylaşım sitesi Facebook’taki sayfasından bir açıklama yapan Feyzioğlu, kendisine destek verenlere teşekkür ederken eleştilere de başlıklar halinde cevap verdi. ‘Siyasi içerikli konuştun’ diyenlere, “Lütfen hangi satırı siyasi, yazın. Cevap vermeye hazırım. Kulaktan dolma sözleri tekrar etmeyin lütfen. Tabii siyasetçiler yargının o kadar içine girmiş durumdalar ki, yargıyı kendi alanları sanıyorlar” yanıtını veren Feyzioğlu, kendisini eleştiren Danıştay başkanına “Ne diyeyim? Eve misafir gelmiş biri, diğer misafirinize durup dururken edepsiz diyor. Ev sahibi daha güvenli deyip edepsiz ve terbiyesiz diyeni alkışlıyor...” diye tepki gösterdi. RTE Kürtlerin Oyu ile Seçilebilir mi... Yüzde 45 belediye başkanlarına aldığı oy, yüzde 43 de partiye verilen oy. Şüphesiz, 2015 genel seçimlerinde parti oyu test edilecek, eğer yukarıdaki rakam doğruysa, yüzde 43, 7 puan kayıp demektir. HHH AKP’nin oyu son seçimlerde aşağı indi. Bence bu iniş tahminimce Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağı ağustos ayına kadar azar azar sürecek. Yüzde 50 doyma noktası oldu. Yolsuzluk ve rüşvet olayları, RTE ve aile bireyleri çevresindeki tapelerle dünyaya yansıyan inanılmaz yolsuzluk arsızlık olayları, 7 puan oy kaybettirmiş. RTE’nin diktatörce tutumu, öfkesi, tahammülsüzlüğü, önce Anayasa Mahkemesi Başkanı’na saldırısı, arkasından Baro Başkanı Feyzioğlu’na, yetmedi neredeyse geçmiş yedi ceddine saydırmaya girişmesi, bundan sonra bu yolda atacağı her adım, kendisine puan kaybettirecek. Sert çıkışlarıyla, kendi seçmenini kendi etrafında birleştirme politikası bence şimdi tersine işlemeye başladı.. O dönem bitti! Aman bunu kimse ona söylemesin, söylese de zaten kendini tutamaz.. RTE’nin tek başına ilk turda Cumhurbaşkanı seçilmesi mümkün değil. HHH Bir soru daha, AKP’ye verilen oylar, olduğu gibi RTE’ye de gider mi? Bu önemlidir, partiyi iktidarda görmek isteyenlerle, RTE’yi Cumhurbaşkanı makamında görmek isteyenler, bire bir eşit mi, aynı seçmen mi? Yoksa, tamam AKP’ye veririm, iktidarda olsun, ama Cumhurbaşkanı için RTE’ye vermem, diyenlerin yüzdesi kaç? Yüzde 5?! Eğer böyleyse, RTE’nin işi daha da zor.. İlk turda yüzde 40’ın altına doğru yolculuk var demektir! Yani, RTE+AKP’nin genel seçimlere katılımı ile... RTE’nin Cumhurbaşkanlığı olması, aynı olay değil.. RTE Cumhurbaşkanı olmazsa, seçilemezse, zaten Başbakan olarak kalacak! AKP’ye oy veren ama RTE’yi seçmeyenlerin, bir kaybı olmayacak.. Yine ilk turda BDP/HDP’nin desteği bile, RTE’ye yüzde 50’yi garantilemesi çok zor. Bu bile imkânsız gibi. HHH Bu durumda, ilk turda, muhalefet adayının seçilme şansı doğar mı? AKP’yi destekleyip de RTE’ye oy vermeyecekler, muhalefete oy verir mi? Mesela şöyle bir hesabın bir karşılığı olur mu gerçek hayatta: CHP > yüzde 26 MHP > yüzde 16 AKP’den kopanlar > 5 Diğer (kimse onlar) > 3 Ve benim oyum 1 ile birlikte yüzde 50+1 oy fazlası.. Yukarıdaki hesabı bilemem, tutar mı.. Ben muhalefete tartışma malzemesi veriyorum! Buradan gidin.. Bu yaşadığımız süreçte mümkün gözüküyor.. İsterseniz, ABD’den, Avrupa’dan güçlü bir başkan tanıtma ekibi getirin! Şimdi BDP’liler telaşa kapılıp ilk turda oy vermeye kalkmasınlar. Başbakan olarak RTE zaten ellerinin altında! Onunla istedikleri gibi politik oyunlarını oynayabilirler! HHH Yukarıdaki hesap tutmaz, işler ikinci tura kalırsa, RTE seçilmek için mutlaka BDP’ye muhtaç gözüküyor. Ama, dediğimiz gibi, BDP’nin, aman mutlaka seçilsin, gibi bir kaygılarının olmaması gerekiyor. BDP’ye destek verenler arasında, RTE’ye oy vermeyecek yüzde 12’ye kadar bir gurup var mı? Olabilir.. Şunu belirtiyorum arkadaşlar: Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilmesi mutlak bir olay değil... AKP yandaşları ve kamuoyu oluşturucuları beyin yıkıyorlar: Seçime girerse iş bitirir diyorlar. Başka aday mı çıkabilir karşısına, çıkma bile ne yazar: Reeeeceeeep Tayyyyyiiip Errrrdoğannnnn gibi bir aday Cumhurbaşkanlığı’na adaylığını koyacak da kazanamayacak! Bu halkla ilişkiler ve kamoyunu iğdiş etme numaralarına kanmayalım.. HHH RTE’nin otokratik, demokrasiden nasibini almamış kişiliği ile Kürtlerin tangosu, önümüzdeki seçimlere damgasını vuracak, bu açık ve seçik. Unutmasınlar: RTE’nin daha büyük yetkilerle, ilan ettiği tam başkanlık rejimini kurarsa, hele bir de 2015 seçimlerini kazanırsa, ilk dersini alacak olanlar Kürtlerdir.. 2015 Haziranı’na kadar, RTE özerklik falan oyalarsa, sonrası sen sağ ben selamet.. Onları MİT bile kurtaramaz! Hamzaçebi: Kişisel görüşü Toprak: Suriyelilere var Van’daki 67 aileye yok CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak Danıştay töreninde Feyzioğlu’nun gündeme getirdiği Van’daki konteynır kentlerle ilgili yazılı açıklama yaptı. Van’daki konteynır kentlerde kalan ve mal sahibi, ev sahibi olmayanlar için Başbakan’ın “kiracı olana ev verecek halimiz yok” dediğine dikkat çeken Toprak, şu değerlendirmeleri yaptı: “Kışın bu ailelerin elektriklerini, doğalgazlarını kestiler. Bu ailelerin ulaşımlarını engellediler. Madem depremzedeler için 5 milyar harcadın, bu 67 aile mi devletin sırtına yük? Evi, barınacak yeri yoksa, sosyal devletin görevi, onları sokağa atmak mıdır? O insanları elektriksiz, susuz, doğalgazsız bırakmak mıdır? Bu hangi insani vicdana, inanca sığar? Kimse hükümete, ‘kiracılara ev verin’, demiyor. İstenilen şey, devletin barınacak, insanca yaşayacak bir yer göstermesidir. Örtülü ödenekten, bütçeden, AFAD ve Kızılay’ın bütçesinden, milyarlarca lira, muhtaç Suriyeliler için harcanırken, her türlü imkân seferber edilirken, Van’da 67 aileye yapılan bu muameleyi Başbakan kimseye izah edemez” dedi. ‘Van’da kışlar soğuk Loğoğlu’ Türmen: Baroların doğal hakı BAROLARDAN FEYZİOĞLU’NA DESTEK, ERDOĞAN’A TEPKİ İSTANBUL BAROSU BAŞKANI, ERDOĞAN’A ANAYASA MAHKEMESİ ÖNÜNDEN SESLENDİ ‘Tek adam yönetimi’ Yurt Haberleri Servisi Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşması sırasında “Herkes haddini, sınırını, konumunu bilecek” diyerek salonu terk eden Başbakan Tayyip Erdoğan’a tepkiler sürüyor. Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık: Demokrasinin kural ve kurumlarıyla işlediği ülkelerde her türlü kurum, kuruluş ve kişiler eleştirilebilir. Bu durum en demokratik haklardan birisidir. Feyzioğlu, Danıştay’ın 146. kuruluş yıldönümünde terbiye ve nezaket sınırlarını aşmaksızın, şiddete başvurmaksızın son derece yapıcı sorunları tespit edip çözüm önerilerini de getiren, hukuk devletinin avukatlık mesleğinin ve idari yargıda yaşananları dile getirmiştir. Tahammülsüz, eleştirilere kapalı, kendisi dışındaki hiçbir görüş ve kişiye saygı duymayan, toplumu geren, kutuplaştıran birisinin, kamplaştıran, ayrıştıran birisinin, hukuk tanımayan, parmak çoğunluğuna dayanan birisinin Cumhurbaşkanlığı gibi son derece önem taşıyan bir görevi de yerine getiremeyeceği düşüncesindeyiz. Eskişehir Baro Başkanı Rıza Öztekin: Demokrasiye inanmayanların demokrasinin olmazsa olmaz kurumlarına ve bunların temsilcilerine tahammül göstermelerini beklemek de mümkün değildir. Olay sonrası Sayın Başbakan’ın adeta talimat verir gibi salondan çıkma davetine uyan sayın Cumhurbaşkanı’nın, Genelkurmay Başkanı’nın ve Danıştay Başkanı’nın davranışları devlet geleneğimize, anayasa ve yasalara aykırıdır. Aslında Türkiye’de fiilen tek adam yönetiminin egemen olduğunu göstermiştir. Birlik başkanımızın konuşmalarının tamamını Eskişehir Barosu olarak desteklediğimizi belirtiyoruz. Amasya Baro Başkanı Melik Derindere: Başbakan tarafından hangi gerekçe ile olursa olsun gösterilen ölçüsüz tepki kabul edilemeyeceği gibi, demokrasimize, insan hak ve özgürlüğüne aykırı, endişe ve kaygı verici bir gelişmedir. Avukatlar, yüzyıllar boyunca hiçbir baskı ve haksızlığa boyun eğmemiş, her zaman adaletin yerine gelmesi, haksızlıkların önüne geçilmesi için mücadele etmişlerdir. Biz avukatlar, kimsenin boyunduruğunda olmadığımız gibi kimseye de hükmetmedik. İnandığımız hukuk mücadelesine dün olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğiz. En küçük adli sorun ve haksızlıkla karşılaşıldığında ilk başvurulan ve adil yargılamanın güvencesi olan barolar ve avukatlara herkesin ihtiyacı olduğunu bir kez daha hatırlatırız. Kocasakal: Edepsizlik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay’ın kuruluş yıldönümü toplantısında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun sözünün kesilmesine ilişkin açıklamada bulunan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, “Bu Cumhurbaşkanı da olsa kimsenin birlik başkanının sözünü kesme yetkisi yoktur. Esas edepsizlik budur. Sayın başkanımız konumu gereği orada konuşma yapmıştır” dedi. Kocasakal, Erdoğan’ın Feyzioğlu’na “cüppeni çıkar” eleştirisine de “Asıl önemli olan cüppesizlerin cüppe giymeye çalışmalarıdır. Ben istersem çıkarırım ama Başbakan istese de giyemez” karşılığını verdi. Balyoz davası hükümlüleri için Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde 8 gündür devam eden Adalet Nöbeti’ne İstanbul’dan gelerek destek veren Kocasakal, devletin içindeki paralel yapıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Paralel yapının medya kanallarının daha mahkemeler kararını vermeden, tutuklanacak yurttaşları açıkladığı zamanlara değinen Kocasakal, “Devran döndü, meğerse bir paralel yapılanma varmış. Nedense farkına 11 yılın ardından varabildiler. Timsah gözyaşları döktüler. Beraber yürüdüler bu hukuksuzluk yollarında” dedi. Paralel yapının hükümet aracılığıyla 11 yılda yaptığı hukuksuzlukların birkaç atamayla giderilmeyeceğini dile getiren Kocasakal, “Mücadeleler olağanüstü zamanlarda olur, biz şu an olağanüstü sözü kesmektir zamanlardan geçtiğimiz için burada adalet nöbeti mücadelesi veriyoruz. Tüm bu zamanlarda destanı polis değil, destanı halk ve avukatlar yazdı. AYM gereğini yapmalıdır, verilecek olan kararlar bir lütuf değil, talep edilen adaletin yerine gelmesidir” diye konuştu. Feyzioğlu’yla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında yaşananlara ilişkin Cumhurbaşkanı da olsa kimsenin birlik başkanının sözünü kesme yetkisinin olmadığını belirten Kocasakal, “Ben saygı duymadığım insanlara ‘Sayın’ demem, o yüzden sadece Başbakan diyorum. Başbakan da ‘Siyaset yapacaksan cüppeni çıkart’ diyor. Biz siyaset yapmıyoruz, vatandaşlık hakkımız gereği görüş belirtiyoruz” dedi. Gerekirse cüppesini de çıkartacağını belirten Kocasakal, “Önemli olan cüppesizlerin cüppe giymeye çalışmalarıdır. Bu cüppe benim onurum, düğmesi de yok, cebi de... Ben istersem çıkarırım ama Başbakan istese de giyemez” açıklamasında bulundu. Danıştay’ın hükümeti destekleyen açıklamasından büyük üzüntü duyduğunu belirten Kocasakal, “Danıştay, yargıya yapılan saygısızlıkta, yargıya sırtını dönmüştür. Biz birlik başkanımızın arkasındayız, herkes hakkını ve haddini bilecek” ifadesini kullandı. Başbakan’a ‘sayın’ demem Cüppenin düğmesi yok, cebi de ‘Talep edilen lütuf değil adalet’ Cumhuriyetçi Avukatlar’dan Erdoğan’a kınama ‘Eleştirilere tahammülsüz’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Barosu Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na yönelik tutumu nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı kınadı. Bayraklı Adliye Sarayı önünde toplanan grup adına açıklama yapan avukat Murat Ergün, Erdoğan’ın gösterdiği tepkinin “devlet teamülleriyle bağdaştırılamayacak derecede olağandışı” olduğunu vurguladı. Devletin yüksek protokolünün ve Cumhurbaşkanı’nın huzurunda, konuşmacı kişiyi “edepsizlikle” suçlamasının tüm saygın çevrelerce yadırgandığını ve eleştirildiğini kaydeden Ergün şunları söyledi: “Yönetenler uysal, adil, sabırlı ve kucaklayıcı olmak, oturduğu makama uygun davranışlar sergilemek zorundadırlar. Ancak Sayın Başbakan tarafından kullanılan üslup ve tavır, eleştiri hakkına, ifade özgürlüğüne ve temel insan haklarının kullanılmasına karşı gösterilen tipik bir tahammülsüzlük örneğidir.” Ergün, konuşma üzerine karşı tarafın sergilemesi gereken tutumun dinlemek ve saygı duymak olması gerektiğini vurguladı. Fatura depremzedeye AYŞE YILDIRIM Başbakan Erdoğan’ın Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Van’daki depremzedelere ilişkin sözlerine sinirlenmesinin ardından fatura depremzedelere kesildi. Depremzedelerden konteynır kentleri boşaltmaları istendi. Kış boyunca valiliğin baskısıyla karşı karşıya kalan, elektrikleri ve suları kesilen Vanlı depremzedeler bu kez de Danıştay töreninde yaşanan Van gerginliğinin bedelini ödemekle karşı karşıya kaldı. Van Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı yetkilileri dün Başbakan’ın ‘sinirlenmesinden’ sorumlu tuttukları dört konteynır kentte yaşayan depremzedelere “Çıkın” dedi. Anadolu konteynır kentinde yaşayan aileler yetkililerle tartışarak kente sokulmazken yarısından fazlasında sadece kadın ve çocukların kaldığı 22 ailenin barındığı Tahir Paşa konteynır kentinde kalan ailelere tebligat yapıldı. Vakıf yetkililerinin “Kira bedelini kabul edip çıkın” dediğini söyleyen aileler, “Bize bir senelik kira verecekler. Bir yıl sonra nasıl yaşayacağımız belli değil. Biz kiralık ev değil sosyal konut istiyoruz. Birçoğumuzun sosyal güvencesi ve geliri yok. Zaten sosyal güvencesi olanlara kira yardımında bile bulunulmayacağını söylüyorlar. ERDOĞAN’IN FEYZİOĞLU’NA SİNİRLENMESİNİN ARDINDAN KONTEYNIR KENT BOŞALTILIYOR Çaresizlik anlaşmaları Nasıl kiraya çıkalım?” diyor. Tahir Paşa konteynırlarında dört çocuğuyla birlikte yaşayan, eşi koah hastası Arzu Yıltaş, “Artık birileri sesimizi duysun” diyerek isyan ediyor: “Eşimin yaşaması için oksijen makinesi gerekiyordu. Ben de vakfın kira anlaşmasını kabul ettim. Verdikleri parayla kocam için o makineyi aldım çünkü bize kimse yardım etmedi. Eşim hastanede yatıyor, hastalığının son aşamasında. Bugün (dün) bana ‘Anlaşmayı kabul etmişsin, iki gün içinde çıkacaksın’ dediler. Nasıl çıkayım, hiçbir gelirim yok. Çocuklarıma nasıl bakacağım? O cihazı götürüp valiliğe bırakacağım, garanti belgesi bile içinde. Gelip görsünler. Çıkarsam yaşayamam.” Helikoptere saldırı, HES şantiyesine baskın DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Kırsal kesimdeki karakollara asker ve malzeme sevkiyatı yapan bir Sikorsky helikopter Lice ilçesinin Çağıl mezrası üzerinde uçarken, dün sabah dağlık kesimden uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Duru Jandarma Karakolu’na inen helikoptere 1 kurşunun isabet ettiği tespit edildi. Siirt’te ise Şirvan yolu üzerinde bulunan Fernas Hidroelektrik Santralı’na (HES) ait şantiye dün sabah saatlerinde bir grup PKK’li tarafından basıldı. PKK’liler, bekçileri etkisiz hale getirdikten sonra 5 iş makinesini yaktı.