Katalog

16 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA HABERLER 7 Hukukçular, AİHM kararına uyulmalı derken, sendikalar hükümetin yaptırımlarını kabul etmeyeceklerini belirtti İstanbul Haber Servisi Anayasa hukukçusu Prof. İbrahim Kaboğlu AİHM’nin 2012’de verdiği 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın Taksim’de kutlanabileceği kararının bağlayıcı olduğunu belirterek, “Bu kararla Taksim Meydanı, 1 Mayıs kutlamalarının İstanbul’daki adresi olarak tescillendi ve ilk kez bir meydan, İnsan Hakları Avrupa Sistemi’nde bir özne olarak yer aldı. Hükümetin görevi Taksim’i 1 Mayıs’a açık tutmak ve İşçi Bayramı için hazır hale getirmektir” dedi. DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu da geçen yıl Taksim’de süren inşaatın gerekçe gösterildiğini belirterek “Bu yıl hiçbir gerekçe yok ama Başbakan ‘Benim istediğim olur’ tutumunu sürdürüyor. Gerilim siyaseti yapıyor. Taksim’in kapatılmasını hukuken de toplumun belleği ve vicdanı açısından da kabul etmiyoruz” diye konuştu. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu önceki gün emek ve meslek örgütlerinin yöneticileri ile yaptığı görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın Taksim’de kutlanamayacağını açıklamıştı. Şişli’deki DİSK Genel Merkezi’nde dün gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Kaboğlu, DİSK ve KESK’in başvurusunu değerlendirdi ve AİHM’nin Kasım 2012’de verdiği kararın uy 1 gulanması gerektiğini vurguladı. Kaboğlu özetle şunları kaydetti: “AİHM, yaptığı incelemede, toplantı ve gösteri yapma hakkının, gösterinin yapılacağı yeri belirlemeyi de kapsadığına, DİSK’in üyelerini anmak için Taksim Meydanı’nı kullanmak istemesinin hakkı ve üyelerine karşı görevi olduğuna, bu gösterilerden günlük yaşam etkilen CUMHURİYET SAYFA Mayıs’ta İzmir’de ortak kutlama kararı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’de DİSK, Türkİş, KESK, KamuSen, Birleşik Kamu İş, TMMOB ve İzmir Tabip Odası, 1 Mayıs’ı birlikte kutlama kararı aldı. Örgüt temsilcileri, oluşturdukları düzenleme komitesiyle valiliğe başvurdu. Türkİş Ege Bölge Temsilcisi Hasan Hüseyin Karakoç, yaptıkları çağrıya MemurSen dışındaki tüm örgütlerin olumlu yanıt verdiğini belirterek “1 Mayıs’ta öncelikli talebimiz, taşeron işçiliğin ve güvensiz çalışmanın kaldırılması olacak” dedi. Taksim’deyiz Germeyin İsterseniz... Yerel seçimlerden sonra siyasi gerginliğin azalmayacağını, tam tersine yeni bir ivme kazanacağını söyleyenler haklı çıktılar. Bu görüşün temel gerekçesi, iktidar partisinin bundan sonraki hedeflerine ulaşmak için başka yol bulamayacağı, ancak gerginliği tırmandırarak Başbakan Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkmasının, AKP’nin de yeniden stabil; iç çatışma yaşamayan, siyasi ve ekonomik istikrarı koruyabilecek bir parti olarak iktidarını sürdürmesinin sağlanabileceği varsayımıdır. Pek işe yaramaz ama başka çareleri de yoktur. Bu da bir çare değil işin aslına bakarsanız. Çünkü bu stratejinin aksayan yanları çoktur ve pek çok parametreyi hesaba katmamaktadır. HHH Başbakan ve çevresinin gerginlik stratejisinin partinin tümü tarafından onaylandığını söylemek gerçeği tam yansıtmaz. AKP’den ayrılanlar yalnızca Cemaate mensubiyetlerine dair iddialar nedeniyle değil, ortaya çıkan kimi hukuk dışı işlerin geçmişte ortağı olmanın suçundan, günahından, mahcubiyetinden de kaçıyorlar. Gerginlik arttıkça suç ortaklığının bedeli de yükselir ve tarih korkutucudur. Doğal olarak korkuyorlar. Siyasetin yakın gelecekte önemli bir öznesi olmaya hazırlanan Cumhurbaşkanı’nın ise kendince “temiz bir sayfanın sahibi” olarak devreye girmeyi beklediği, bu günlerde sıkça konuşuluyor. Bu arada Anayasa Mahkemesi ile serbest stilde güreşe tutuşmaları da gösteriyor ki, Başbakan ve yakın çevresi korku duvarını çoktan aşmıştır. HHH Stratejinin aksayan yanları, hesaba katılmayan parametreleri arasında Türkiye’nin stratejik ortaklıkları ya da her ne derseniz, ama en doğrusu bağımlılık ilişkilerini de saymak gerekir. İçeride gerginlikten medet umanlar, dışarıda “Ne oluyoruz ortak” sorusunu yüksek sesle soranların arttığını görmekten pek hoşlanmıyor ve bu türden haberleri “milli” bulmuyorlar, ama gerçeğin zaten milliyeti olamıyor. O zaman ne yapsın, yakın çevresinden Avrupa işlerinden sorumlu bakanın dediği gibi “kendini güvende hissetmiyor”, geriliyor ister istemez. Gerginlikler içinde gerçekler daha çok çıkar hesapları içinde kendine yol arar. Avrupa gidişi beğenmiyor ve AB yetkililerinin 3 aylık bir rezervden söz ettiklerini duyuyoruz. Kabaca siyaset üretip “Eh zaten biz de AB ile ilişkilerden hoşnut değiliz” diyenlerin zaman zaman kolayca efelenebildikleri sermaye çevrelerine bir kez daha dönüp bakmaları gerekecektir. HHH Bu arada Pulitzer ödüllü Seymour Hersh’ün iddiaları Türkiye’de susturulmuş, pıstırılmış ya da evvel eski yandaş medya sayesinde ciddi bir şekilde tartışılmadan tıpkı şu çok belgeli yolsuzluk iddiaları gibi unutulmaya terk edilmiş görünüyor. Ama bu yıl da Pulitzer ödülünü Batı’nın hâlâ işini yapmakta direnen gazetecileri, Amerikan istihbarat örgütü NSA’nın yasadışı dinlemelerini ortaya çıkaran eski CIA elemanı Snowden haberleri ile aldılar. The Guardian ve Washington Post gazeteleri ödüle layık görüldü. NSA dinlemeleri ile ilgili Türkiye’de pek dile getirilmeyen ayrıntı, NSA’nın pek çok ülkede siyasileri dinlediği ama bir ülkeyi tümüyle dinlemeye aldığı yolundaydı. “Hangi ülkeymiş bu ülke” sorusunun yanıtını bilmiyoruz. Biz bilmiyoruz ama dinleyenler biliyorlar. Kuşkusuz bilgiye, belgeye ama aynı zamanda mantığa önem verenler de iz sürebilir isterlerse. İktidarla ideolojik anlamda sorunu olmayan bir gazeteci olarak Fehmi Koru, “Dışişleri Bakanlığı dinlemelerinin içeriden değil dışarıdan olduğunu” söylerken belki de böyle bir mantığın izini sürmüştür. Kısacası Erdoğan ve çevresi tarafından işe yarayacağı umulan gerginlik politikaları ile dışarının sorunları gerginlikle çözme politikaları pek de uygun düşmeyebilir. İçerde de dışarıda da böyledir bu işler... Gerersin gerersin, sonunda ip kopuverir bir yerinden. D İSK Genel Merkezi’nde dün gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, DİSK ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) başvurusunu değerlendirdi ve AİHM’nin Kasım 2012’de verdiği kararın uygulanması gerektiğini vurguladı. (Fotoğraf: HAZAL OCAK) se bile hükümetin, barışçıl hakkın gerçekleştirilmesi konusunda hoşgörülü olması gerektiğine, hükümetin hakkın kullanımını engellemek için ileri sürdüğü ‘DİSK binasından taş atıldığı, göstericiler arasında yasadışı örgüt üyelerinin bulunduğu’ gerekçelerinin kanıtlanamadığına karar verildi. Bu karara karşı hükümet itiraz etmeyerek kararın içe riklerini kabul etmiş oldu. Hem de karar kesinleşti.” Vali Hüseyin Avni Mutlu’yla görüşmelerini anımsatan DİSK Genel Sekreteri Çerkezoğlu da, “1 Mayıs bir miting değil. 1 Mayıs bir anma ve bayramdır. Tarihsel görevimizi yerine getireceğiz” diye konuştu. Öte yandan Vali Mutlu, “Biz bir ‘Hukuka aykırı değil’ hakkı engellemiyoruz. Hakkın bizzat kullanılması için alanlar gösteriyoruz. Kamu düzeni, sosyal düzen, trafik düzeni ve güvenlikle ilgili pek çok şehir hayatıyla ilgili hususlarda tedbir almak ve bu hakkın yasaya uygun şekilde kullandırılması bizim görevimizdir. Biz bu görevimizi yerine getiriyoruz. Hukuka aykırı hiçbir işlem yoktur” dedi. Bakan Şimşek ‘Sitenin, Türkiye’de ofis açmaması durumunda vergi oranını iki katına çıkarırız’ dedi Hükümetten Twitter’a gözdağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, Twitter’ın Türkiye’de ofis açmaması halinde nasıl bir yol izleyeceğini açıkladı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Twitter’ın Türkiye’de ofis ya da temsilcilik açmaması halinde yasal düzenlemeye gidilebileceğini, buraya reklam veren şirketlerden KDV’nin yüzde 18 değil de yüzde 36 oranında alınabileceğini belirtti. Kat kat daha yüksek vergi alabileceklerini dile getiren Şimşek, sosyal medya şirketlerinden bu yöntemlere gerek kalmaksızın iyi niyetli hareket etmelerini beklediklerini, mutlaka Türkiye’de ofis açmalarını istediklerini söyledi. Şimşek, benzer durumda olan bazı sosyal medya şirketlerinin Türkiye’de ofis açtıklarını da anımsattı. Twitter’ın uluslararası kamu politikalarından sorumlu başkan yardımcısı Colin Crowell ve beraberindeki heyet dün öğle saatlerinde Çankaya Köşkü’ne çıktı. Sürpriz ziyaret basına kapalı olarak gerçekleşti. Crowell ve beraberindekiler, Türkiye ile Twitter arasındaki iletişim ve muhataplık sorununun çözümü konusunda önceki gün de bir dizi görüşme yapmıştı. Twitter’a erişimin engellendiği günlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yasağı delerek tweet atmıştı. Gül, Twitter ve diğer sosyal ağların kapatılmasının tasvip edilemez olduğunu belirttiği tweet’lerinde, “Twitter gibi bütün dünyada kullanılan platformlara erişimin topyekun engellenmesi teknik olarak zaten mümkün değil” demişti. Twitter heyetinin görüşmeleri devam ederken Maliye Bakanı Şimşek de dün gazetecilerin konuya ilişkin sorularını yanıtladı. kez Türkiye Barolar Birliği (TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nu ziyaret etti. Görüşmeye, Twitter yöneticileri Colin Crowell, Sinead McSweeny, Anthony Niteo ve Hakan Akbaş katıldı. TBB tarafından ise Feyzioğlu’nun yanı sıra genel sekreter İzzet Güneş Gürseler, başkan danışmanı Prof. Dr. Necdet Basa ve Ekim Ergün hazır bulundu. Twitter’ın ticari bir şirket olmasından öte, sosyal boyutları da ağırlık kazanan bir kuruluş olduğuna işaret eden Feyzioğlu, kişilerin şeref ve haysiyetlerine yönelik içeriklerin zarar gören tarafından başvurulması durumunda süratle kaldırılmasının önemini vurguladı. Temizlik görevlilerine cep telefonu yok Savcılığın Dışişleri’nde ilk yasak DUYGU GÜVENÇ ANKARA Dışişleri Bakanlığı’ndaki Suriye toplantısının ses kayıtlarının internete düşmesinin ardından ilk yasak, temizlik personelinin cep telefonlarına geldi. Dışişleri Bakanlığı’nda dün temizlik görevlilerinin cep telefonuyla bakanlığa girişine izin verilmedi. Görevlilerin cep telefonları sabah saatlerinde bakanlığa girerken toplandı. Bakanlıkta, idari personelden başlayan bu uygulamanın kademeli olarak diğer personele de uygulanması bekleniyor. Dün itibarıyla üst düzey diplomatlara telefonlarıyla ilgili kısıtlama getirilmedi. Telefon yasağının üst düzey personele yönelik farklılık göstermesi beklenirken bu kararı diğer tedbirlerin de izlemesi bekleniyor. Dışişleri’nde 13 Mart’ta gerçekleşen ve 27 Mart’ta internete düşen Suriye toplantısına ilişkin ses kayıtlarının bir dinleme cihazıyla yapıldığı açıklanmasına karşın, bu ci yetkisinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bakanlık olarak personellerini sosyal medyada takip etmediklerini, herhangi bir idari soruşturma olmadığını belirtirken 9 çalışan hakkında savcılığın sosyal medyadan soruşturma başlattığını açıkladı. Tanrıkulu, Bakan Bozdağ’a “Bakanlığınız çalışanlarının sosyal medya hesapları takip ediliyor mu? İnceleme sonucu hakkında soruşturma açılan çalışan sayısı nedir” diye sordu. Çalışanların sosyal medya hesapları ile elektronik postalarının bakanlık tarafından takibinin, içeriklerinin incelenmesinin söz konusu olmadığını öne süren Bekir Bozdağ; hakkında idari soruşturma açılan personel bulunmadığını öne sürdü. akanın açıklaması iptal! Öte yandan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfü Elvan’ın, Twitter yetkililerinin Türkiye’deki temaslarının ardından bugün düzenleneceğini açıkladığı basın toplantısı iptal edildi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, toplantının Elvan’ın programında meydana gelen değişiklik nedeniyle ileri bir tarihe ertelendiği belirtildi. B hazı koyanlara yönelik personele sorgulama yapılmamıştı. Hükümetin “paralel yapı”yı adres gösterdiği ve “casusluk” suçlamasında bulunduğu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun makam odasında MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile yaptığı dörtlü toplantının sızmasından bu yana geçen sürede günlük faaliyetlerine yönelik kısıtlama getirilmediğini Cumhuriyet duyurmuştu. Bakanlıkta ayrıca, Davutoğlu’nun Kırım Türklerinin Temsilcisi Mustafa Kırımoğlu ile yaptığı görüşmenin de sızmasından endişe ediliyordu. Gökçek’e ‘Koç‘ cezası PANELE İPTAL GEREKÇESİ: SİNAN TARTANOĞLU MEB: Okullarda TBB ziyareti siyaset Twitter yöneticileri, bu istemiyoruz ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ve gazeteci yazar Uğur Dündar’ın katılımıyla özel bir okulda gerçekleşecek sempozyum, Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından iptal edildi. Önce izin verilen sempozyumun, Milli Eğitim Müdürü’nün değişmesinin ardından “Okullarda siyaset istemiyoruz” gerekçesiyle iptal edildiği öğrenildi. Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü 14 Şubat tarihinde eğitime uygun bularak sempozyuma izin verdi. Ancak sempozyuma verilen “olur” kısa süre sonra iptal edildi.17 Aralık operasyonunun ardından başlayan görevden alma dalgası, Milli Eğitim Bakanlığı’nda da yaşandı. Bu kapsamda, söz konusu sempozyuma izin veren Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürü Haluk Saydan bu görevinden alınarak Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü olarak görevlendirildi. Yerine ise Mehmet Yılmaz getirildi. Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yılmaz, 20 Mart’ta Çankaya Kaymakamlığı’ndan Bilkent Ortaokulu’nda düzenlenecek sempozyumun iptalini istedi. Yılmaz yazısında “etkinlik programının izin alınmadan değiştirildiğini” gerekçe gösterdi. Yılmaz’ın iptal talebi Çankaya Kaymakamı Mehmet Ali Yıldırım tarafından kabul edildi. Yılmaz, “Okullarda siyaset istemediklerini” belirtti. n Haber Merkezi RTÜK, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Gezi Parkı olayları ile Koç Grubu’nu ilişkilendiren sözleri nedeniyle Beyaz TV’ye 11 bin TL ceza verdi. Gökçek, Beyaz TV’deki konuşmasında Koç Grubu’na ait Divan Oteli’nde, serum ve ilaç stoku yapıldığını, ayrıca “kampet” adı verilen askeri yataklar hazırlandığını öne sürmüştü. Gazeteport’un haberine göre Melih Gökçek, 5 6 ve 7 Haziran 2013 günü oğlunun yöneticisi olduğu Beyaz TV’de üç ayrı programa katıldı. Bu programlarda, Gezi Parkı olayları ile Koç Üniversitesi, Divan Oteli, Koç Holding ve Rahmi Koç arasında bağlantı olduğunu ileri sürdü. RTÜK üyeleri de “Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine aykırılık” nedeniyle Beyaz TV’ye 11 bin 886 lira para cezası verdi.