Katalog

SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Fişleme skandalı u Çok sayıda subay ve astsubayın mezhep ve din farklılıkları, katıldıkları etkinlikler ve okudukları gazeteler gerekçe göstererek fişlendiği iddia edildi. Bazı isimler hakkında ‘kullanılabilir’ notunun düşülmesi dikkat çekti. CANAN COŞKUN Gölcük Komutanlığı’nda 4 subayın, personelin kişisel ve ailevi bilgilerini topladığı ortaya çıktı Babek Zencani yalnız değil Dış Haberler Servisi İran Yargı Sözcüsü Gulam Hüseyin Muhsini Ejei, ünlü işadamı Babek Zencani’nin yolsuzluk dosyası kapsamında tutuklanmasının ardından dört kişinin daha tutuklandığını, bunlardan birinin kefaletle serbest bırakıldığını, diğer üç kişinin ise hâlâ tutuklu yargılandığını bildirdi. Ejei, tutuklanan iki kişinin bankada görevli olduklarını ve tutuklamanın geçen ay yapıldığını söyledi. Ejei, diğer iki kişinin ise Zencani’nin üst düzey çalışanlarından olduğunu belirtti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı’nda görevli Yarbay İ.G, Üsteğmen T.A, Yüzbaşı T.G. ve Yarbay K.S’nin çok sayıda subay ve astsubayı mezhep ve din farklılıkları, katıldıkları etkinlikler ve okuduğu gazeteleri gerekçe göstererek fişlediği iddia edildi. El de edilen fişleme sayfalarında kişinin rütbesi, ad ve soyadı ile “gözlemler” adı altında kişiyle ilgili fişlemeler yer alıyor. Fişlemelerde göze çarpan sebeplerin arasında, Alevi, Ermeni, ÇYDD üyesi olmak, cemevi yönetimlerinde olmak ve Hacı Bektaş etkinliklerine katılmak yer alıyor. Genelkurmay Savcılığı’nın fişleme skandalına el koyduğu, ismi geçen kişilerin askeri ve sivil makamlara hukuksuzluğun ortaya çıkarılması için dilekçe ile başvurdukları öne sürüldü. Elde edilen görüntülerde Astsubay Başçavuş S.Y’nin Alevi olduğu, Hacı Bektaş etkinliklerine katıldığı ve maddi durumundan dolayı kullanılabileceği göze çarpan ayrıntılardan biri. Bilgi notlarında yer alan bir başka fişlemede ise Astsubay Başçavuş E.T’nin ise Ermeni olduğu, yetiştirilip kullanılması tavsiye ediliyor. Fişleme belgelerinde subay ve astsubayların yalnızca kişisel bilgilerine değil ailevi bilgilerine de yer verildiği görülüyor. O.Ü’ye ait bilgilerde eşinin TÜBİTAK’ta çalıştığı, babasının 12 Eylül devrimcilerinden olduğu kaydediliyor. Diğer subaylara ilişkin de uzak aile üyelerine kadar mesleklerinin irdelendiği göze çarpıyor. Cömert ailesi: O polis tutuklansın AYM’YE BAŞVURU YAĞMURU POLİS FEZLEKESİ özgürlük u Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruların başladığı 23 Eylül 2012’den bu yana 16 bin 322 bin dava açıldı. 72 ihlal kararı verildi. 9 bin 701 dosya kararı bekliyor. İhlaller arasında ilk sırayı uzun yargılama ve uzun tutukluluk süresi aldı. ALİCAN ULUDAĞ Türkiye peşinde Cezaevlerinde diyet listeleri uygulanmıyor İstanbul Haber Servisi Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mecit Şahinkaya, hasta tutuklu veya hükümlülerin tedavilerini tecrit altında sürdüremediğini ve hastalıklarına uygun olarak verilen diyet listesinin dahi uygulanmadığını kaydetti. Gazetemize mektup gönderen Şahinkaya, cezaevlerindeki hasta tutuklu ve hükümlülerin yasal haklarını kullanamadıklarını, bu durumda tedavilerinin mümkün olmadığını belirterek hasta olanların derhal serbest bırakılmasını istedi. Şahinkaya, “Hasta tutsakların hastalıklarına uygun verilen diyet listesine göre beslenmeleri zorunludur. Adalet Bakanlığı’ndan yapılan açıklama ve gönderilen resmi yazılarda hasta tutsakların diyet listelerinin uygulandığı belirtiliyor ama uygulanmıyor” dedi. Şahinkaya, hasta tutuklu veya hükümlülerin diyet listelerinin bugüne dek ya hiç uygulanmadığını ya da son derece eksik uygulandığını vurgulayarak, “1 Ocak 2014’ten itibaren hiç uygulanmamaktadır. Gerekçe olarak ise iaşe miktarı gösteriliyor. Bu son derece keyfi, kötü niyetli ve düşmanca bir tutumdur” dedi. Ethem’i ‘şüpheli’ yaptılar Haber Merkezi Ankara Emniyeti’nin başkentteki Gezi protestolarıyla ilgili hazırlayıp savcılığa sunduğu fezlekede, polis tarafından katledilen Ethem Sarısülük “şüpheli” olarak yer aldı. Sendika.org’un haberine göre Ankara Emniyeti’nin geçen yıl haziran ayından bu yana yürüttüğü soruşturmalarla ilgile hazırladığı fezleke, cumhuriyet savcısı Erdoğan Gökçek’e sunuldu. 275 sayfalık fezlekede, yüzden fazla kişi “şüpheli” sıfatıyla yer aldı. Şüpheliler, “2911 sayılı Kanun’a muhalefet”, “görevi yaptırmamak için direnme”, “nitelikli kasten yaralama”, “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret”, “nitelikli hırsızlık”, “mala zarar verme”, “kamu malına zarar verme” ve “ulaşım araçlarına el konulması” iddialarıyla suçlandı. Listenin 111. sırasında ise 1 Haziran’da Kızılay Meydanı’nda polis Ahmet Şahbaz tarafından katledilen Ethem Sarısülük yer aldı. Sarısülük, daha önce de yürütülen iki farklı soruşturmada hem şüpheli hem de şikâyetçi olarak yer almıştı. Sarısülük, Reyhanlı katliamını protesto etmek için 15 Mayıs 2013’te Ahmet Davutoğlu’nun istifasını istemek üzere Ankara Üniversitesi Cebeci Yerleşkesi’nden Dışişleri Bakanlığı’na yapılan ve polis saldırısıyla sonuçlanan yürüyüşte yer almıştı. Ethem Sarısülük’ün adının geçtiği skandal bir fezleke de Ekim 2013’te ortaya çıkmıştı. Fezlekede, herhangi bir başvurusu olmamasına karşın Ethem Sarısülük ismi Öğrenci Kolektifleri üyesi Çağdaş Ersoy’dan ‘şikâyetçi’ olanların arasında yer almıştı. HATAY (Cumhuriyet) Hatay’da Gezi Direnişi’ne destek eyleminde Abdullah Cömert’i attığı gaz fişeğiyle öldürdüğü iddiasıyla hakkında 25 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanan polis memuru Ahmet Kuş’un tutuklanması istendi. Cömert ailesinin avukatı Hatice Can, dün sabah adliyeye gelerek, davaya bakacak mahkemeden Kuş’un tutuklu yargılanmasını talep etti. Can, iddianamede ceza olarak kasten öldürme ve olası kasıt nedeniyle indirim talep edildiğini, olası kasıt nedeniyle indirim talep edilmesini kabul etmediklerini belirterek “20 yıldan 25 yıla kadar hapis istemi ile ilgili iddianame kabul olunca biz de tensiple beraber tutuklama kararı vermesini istedik” dedi. Bir işçi daha yaşamını yitirdi KAHRAMANMARAŞ (AA) PazarcıkNarlı su arıtma tesisi inşaatında, beton dökümü sırasında kalıp çöktü. İşçilerden Ali Gönülkırmaz, kalıpların altında kalarak ağır yaralandı. Gönülkırmaz, kaldırıldığı Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi’nde hayatını kaybetti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Meclis’te gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bozdağ, “Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararıyla ilgili, HSYK ile ilgili yeni bir düzenlemeyi Meclis kapanmadan getirir misiniz” sorusuna, “Bakalım, gerekçeli kararı bir görelim, ondan sonra değerlendireceğiz konuyu. Bir gerekçeli kararı görelim, ona göre ne yapacağımıza karar vereceğiz” karşılığını verdi. Hükümet gerekçe bekliyor ANKARA Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvurular sonucunda verdiği kararlar Türkiye’nin en büyük sorununun “adil yargılanma hakkı” ve “özgürlük ve güvenlik hakkı” ihlalleri olduğunu gösterdi. Uygulamanın başladığı 23 Eylül 2012’den 16 bin 622 bireysel başvuru alan Anayasa Mahkemesi, 72 dosyada ihlal kararı verdi. 12 Eylül referandumu ile anayasaya konulan bireysel başvuruya ilişkin yasa hükmü 7 Mayıs 2013 tarihinde çıktı. Yasa, bireysel başvuruların 23 Eylül 2012’den itibaren başlamasını öngörüyordu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de aldığı bir karar uyarınca Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuruları bir iç hukuk yolu olarak kabul etti. Bu nedenle AİHM, kendisine yapılan başvuruların önce Anayasa Mahkemesi tarafından bakılması gerektiğine hükmetti. Cumhuriyet’in AYM kaynaklarından aldığı bilgiye göre, yüksek mahkemeye çok sayıda bireysel başvuru yapıldı. Buna göre, 23 Eylül 2012’den bu yana toplamda 16 bin 322 bireysel başvuruda bulunuldu. Bunlardan 6 bin 621’i karara bağlandı. Karar verilen dosyalar arasında büyük bölümü reddedilirken sadece 72 başvuruda ihlal kararı verildi. En çok ihlal kararı verilen konuların başında uzun yargılama ve uzun tutukluluk geldi. Bir başka deyişle Türkiye’deki davalarda en çok adil yargılanma hakkı ve özgürlük ve güvenlik hakkı ihlal edildi. Mülkiyet hakkı ihlalleri de yine listede önemli bir yer tuttu. Şu an Anayasa Mahkemesi önünde kararı bekleyen önemli dosyalar yer alıyor. Toplamda 6 bin 621 bireysel başvuru henüz ka rara bağlanmadı. Balyoz davası sanıklarının yaptığı adil yargılanma hakkı ihlali bunlar arasında sonucu en merak edilenler arasında bulunuyor. Tutuklu milletvekili Engin Alan’ın yaptığı bireysel başvuru da bir an önce sonuçlanmayı bekliyor. Aziz Yıldırım, YouTube gibi başvurular da yine listede üst sıralarda. Ancak “Balyoz” ve Engin Alan konularında Anayasa Mahkemesi’nin henüz bir karar verme hazırlığının olmadığı öğrenildi. Mahkemenin, ilgili kurumlarla bu konudaki yazışmaları sürdürdüğü, dosyanın tamamlanmadığı belirtiliyor. Yaşanan bu gecikme cezaevinde olan askerler ve ailelerinin tepkisini çekiyor. Öte yandan daha önce Türkiye, Rusya ile birlikte AİHM’de aleyhinde en çok dava açılan ülke sıfatını taşıyordu. Bireysel başvuru uygulamasının ardından ise Türkiye’nin AİHM’de 5. sıraya gerilediği öğrenildi. Yurt Haberleri Servisi Şırnak’ın Güçlükonak ilçesinde yol yapımında çalışan üç işçi PKK’liler tarafından kaçırıldı. İşçilerin isimlerinin Fuat Yılmaz ve kardeşi Servet Yılmaz ile Cahit Aktaş olduğu bildirildi. İşçilerin otomobili bulunurken, güvenlik güçleri olayla ilgili soruşturma başlattı. PKK 3 işçiyi kaçırdı Düşünce özgürlüğü tahrik indirimine gerekçe sayılamaz CANAN COŞKUN Gazetemiz yazarlarından ressam Bedri Baykam ile Piramit Sanat Merkezi Genel Koordinatörü Tuba Kurtulmuş’u 18 Nisan 2011’de bıçakla yaralayan Mehmet Çeliker’in yargılandığı davada mahkeme gerekçeli kararını açıkladı. Sanık Mehmet Çeliker’i tasarlayarak insan öldürmeye teşebbüs suçundan 25 yıla çarptıran mahkeme, gerekçeli kararında, “Baykam’ın ulusal ve uluslararası camiada sanatçı, laik ve Atatürkçü yarak, bir başkasının düşünce ve kanaat açıklamasının doğrudan faile yönelmediği sürece haksız tahrik olarak kabul edilemeyeceğini kaydetti. Mahkeme, Çeliker’in, Baykam’ın fikir ve düşüncelerini beğenmemesinin haksız tahrik indirimine gerekçe sayılamayacağı belirtti. Gerekçeli kararda, Çeliker’in olaydan sonra yoldan geçmekte olan Mahsun Arslan’ın aracını durdurduğu ve “Bedri Baykam’ı indirdim, inşallah ölmüştür. Sen tanımıyor musun lan, dine hakaret eden ressamı tanımıyor musun, dine hakaret ettiği için onu indirdim. İnşallah ölmüştür” dediği anlatıldı. Çeliker’in, soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki ısrarlı, kararlı beyanları, duruşmadaki tutanaklara, son sözüne yansıyan anlatım ve beyanlarıyla Baykam’ı tasarlayarak öldürme niyetiyle hareket ettiği vurgulandı. Baykam ve Tuba Kurtulmuş’ta meydana gelen yaralanmaların nitelik ve boyutu nazara alındığında cezanın alt sınırdan ayrılarak hüküm kurulduğu, koşulların oluşmaması nedeniyle takdiren indirim uygulanmadığı kaydedildi. Kimlik kontrolüne müdahale HAKKÂRİ (DHA) Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde öğle saatlerinde Cengiz Topel Caddesi Cezaevi Kavşağı’nda bir araya gelen yüzleri maskeli yaklaşık 30 kişi, yola barikat kurup araçları durdurarak kimlik kontrolü yapmaya başladı. Olay üzerine bölgeye gelen polis, gruba gaz bombası ve tazyikli su ile müdahale etti. Grup ise polise molotofkokteyli ve taşlarla saldırdı. AİHM memnun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Duman” grubunun “Rezil” isimli şarkısı kullanılarak oluşturulan ve kendi fotoğrafları kullanılan klibi yayımlayarak, kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle Halk TV’ye açtığı manevi tazminat davası reddedildi. Halk TV’den 60 bin lira tazminat talep ediliyordu. Erdoğan’ın açtığı davaya ret Şizofreni hastasına 19 ay hapis cezası verildi Balyoz hükümlüsünün başvurusuna yanıt ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatı üzerine Genelkurmay Başkanlığı’nca atlı karşılama törenleri üzerinde yapılan çalışma tamamlandı. Çankaya Köşkü’ndeki resmi karşılama törenlerinde bundan böyle Kara Harp Okulu Atlı Birliği’ne bağlı süvariler de olacak. Süvariler, konuk cumhurbaşkanlarını taşıyan makam araçlarına eşlik edecek. Köşk’te süvari dönemi Polis kör etti, Bakanlık ihlali hâkim içeri attı kabul etti İstanbul Haber Servisi Kuşadası’nda gözaltına almak istediği Umut Tamaç’ı başından vurarak kör eden polis Murat Üşenmez, altı ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı ve cezası ertelendi. Kör olan Tamaç’a ise “direnme” suçundan yedi buçuk ay, “hakaret” suçundan da 11 ay 20 gün hapis cezası verildi. Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre, bir süre Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi görüp taburcu edilen Tamaç, 13 Nisan 2010’da çarşıya çıktığında Üşenmez ile karşılaştı. Üşenmez görevi kapsamında olmadığı halde Adli Tıp Kurumu’na sevki olduğu gerekçesiyle Tamaç’ı durdurdu ve kendisiyle gelmesini istedi. Üşenmez’in iddiasına göre bıçak çekip küfür eden Tamaç, yumruk atıp boğazına sarıldı. Üşenmez de silahını çekti. Üşenmez’e göre arbede sırasında silah patladı. Tamaç’ın kafasından giren kurşun bir gözünü kör etti. Soruşturma sonunda Üşenmez hakkında “silahla adam öldürmeye teşebbüs” suçundan, Tamaç hakkında “memura silahla direnme ve hakaret” suçlarından dava açıldı. Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen yargılama 18 Mart’ta sonuçlandı. Üşenmez’e “taksirle yaralamaya sebebiyet vermek” suçundan altı ay 20 gün hapis cezası verildi ve hükmün açıklanması ertelendi. Tamaç’a ise toplam 19 ay hapis cezası verildi. Ceza ertelenmedi. Tamaç’ın vurulmasından sonra polis yetkililerinin, lehte ifade vermeleri için esnafa ve tanıklara baskı uygulayarak “Tamaç bıçak savurdu” dedirttiği, daha sonra jandarmada ve savcılıkta alınan ifadelerde ise gerçeğin anlatıldığı belirlenmişti. Ancak tanıklar mahkeme huzurunda bir kez daha ifade değiştirdi. İstanbul Haber Servisi Adalet Bakanlığı, Balyoz davası hükümlülerinden emekli Albay Mustafa Çalış’ın BM Keyfi Tutuklamaları Önleme Çalışma Grubu’nun “Balyoz davasında 250 kişinin tutuklanmasının hak ihlali” olduğu tespitine ilişkin başvurusu üzerine “Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelerin kanun hükmünde olduğu” yanıtını verdi. Odatv internet sitesinde Adalet Bakanlığı’nın, Mustafa Çalış’ın bilgi edinme kapsamında yaptığı başvuruya verdiği cevap yazısını yayımlandı. Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Daire Başkanı Hâkim Şener Dalyan imzalı, 26 Mart 2014 tarihli yazıda Çalış’ın “Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi”nin hukuki statüsünün ne olduğuna ilişkin görüşünü sorduğu belirtildi. Adalet Bakanlığı’nın yazısında şu açıklamalar yapıldı: “Anayasamızın 90. maddesinin son fıkrasına göre usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletler arası antlaşmalar kanun hükmünde olup, bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağı belirtilmiştir.” Yargıtay, Balyoz davasının gerekçeli kararında, Yargıtay BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu’nun kararının “Yargısal niteliği ve bağlayıcılığı olmadığı” tespitinde bulunmuştu. Sanık avukatları ise Medeni ve Siyasi Hakları İlişkin Sözleşme hükümleri çerçevesinde faaliyet gösteren BM Çalışma Grubu’nun kararlarının bağlayıcı olduğunu savunmuştu. İP’DEN AÇIKLAMA İşçi Partisi (İP), gazetemizde 11 Nisan 2014 tarihinde yayımlanan “Cemaate karşı İPAKP ittifakı” başlıklı haberle ilgili yaptığı açıklamada, habere konu olan içeriğin gerçeği yansıtmadığını açıkladı. İP’den gazetemize gönderilen yazılı açıklamada, haberde, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’e Türk Amerikan Dernekleri Kurulu tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde kazanmış olduğu dava dolayısıyla verilecek ödülü almak üzere İP Genel Başkan Yardımcısı Şule Perinçek’in ABD’ye giderken bir soru üzerine, “Cemaate karşı AKP ile ittifak kurulmasını doğru bulduğu” yönündeki sözlerine yer verildiği anımsatıldı. Açıklamada, Şule Perinçek’in bu yönde herhangi bir ifadesi bulunmadığı belirtilerek şunlar kaydedildi: “Söz konusu röportajın doğru okunması ve yorumlanması halinde görüleceği üzere İşçi Partisi Genel Başkanı Yardımcısı Şule Perinçek tarafından yapılan açıklama, Türkiye’nin önündeki yakıcı sorunlar karşısında mücadelenin her koşul altında verileceği, vatanın birliği, bütünlüğü ve bağımsızlığının tehlike altında olması halinde mücadele ederken taraf seçilmeksizin tüm gücümüzün seferber edileceği ifade edilmektedir. Söz konusu haberinizin içerik olarak çarpıtıldığını ve yönlendirme saikiyle hazırlanmış olduğunu üzüntü ile gördük.”