03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 2014 CUMA 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada yüzünü ve 12 yıl bu ülkenin insanlarını nasıl uyuttuğunu bir hamlede ortaya döküverdi. 2002’deki seçim, öteki partilerin yüzde 34 oyla AKP’ye ve tabii doymak bilmez siyasal ihtirasıyla RTE’ye teslim olmalarını sağladı. Affınızı sığınarak söyleyeyim, bendeniz ta 1969’lardan hocaları Necmettin Erbakan siyaset sahnesine çıktığından beri onun bugünlere ulaşan aynı kafadaki kadrolarına, bunların ülkeye değil İslama hizmet etmek, laik Atatürk cumhuriyetini İslama devşirmek için iktidara gelmek istediklerini inandım... 2002’de iktidara gelen RTE’ye bir gün olsun güvenmedim... Çalıştığım gazetelerdeki yazılarım dışında, Tuncay Özkan’la yaptığımız, hâlâ unutulmayan “Politika Durağı” programlarında, birlikte AKP’ye ve genel başkanına halkın inanmamasını, söylediklerinin tamamen, asıl amacın örtüsü olduğunu tam 7 yıl anlatmaya çalıştık. HHH Fakat toplumun değerlerini ve içine düştüğü açmazlardan kurtuluş vaatlerini, RTE, ötekilerin yapamayacağı biçimde o denli istismar etti ve ülkenin artık görmek istemediği askeri müdahaleleri öylesine kullandı ve TSK’yi, medyayı Batılı bir çerçeveye değil ki, bugün ne emrederse o yolda hareket edeceği kanısını oluşturdu. Bu nedenle örneğin iki ayda indiremediği Esad’ın üç yıldır süren iktidarını sonlandırabilmek için şimdi bahaneler aradığı ve olası bir bahaneyi bulduğu anda sınırda saldırmaya hazır bekliyor. Adeta insanlık simgesi bir lidermiş gibi, yüz binlerce insanı öldürdü diye acınası bir tablo çizerek, Suriye’ye askerle nasıl saldıracağını hesapladığını içeren kuşkuların açıkça söylendiği, kendine bağlı bir TSK kumandanlığını kullanarak Şam’a saldıracağı korkusu ve kaygısının yazılıp açıkça söylendiği bir dönem yaşanıyor... Ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’nun; Genelkurmay’ı, RTE uğruna bir Suriye serüvenine girmemesini içeren, kısa ama özlü uyarısının temelinde bu kaygı, korku yatıyor. HHH Siyaset adamlarını, sağduyu ile düşünenlerin, RTE’nin kapıkulu olan kimilerinin dışında; Başbakan’la ilgili siyasal kulislerde içten içe söylenen bir örnek yaşanıyor. Deniz Baykal’ın bir kaset komplosunun kurbanı olduğu giderek yoğunlaşıyor. Gün ışığına çıkan bir kaset, Baykal kasetinin piyasaya sürülmesinde RTE’nin başlıca etken olduğunu gösteriyor. Video paylaşım sitesi YouTube üzerinden yayınlanan, Baykal’ı genel başkanlıktan eden bir ses kaydına göre, Başbakan RTE olduğu söylenen kişi, yanındaki emre amade kişilere şöyle diyor: “Bunu versem nasıl yaparsınız? İnternete mi pas ediyorsunuz. Hemen başlayın hemen şeye yükleyin. CHP bitiyor.” Baykal kasetini başkaları getirip göstermemişler. Başbakan’ın nereden geldiyse veya nasıl hazırlattı ise kaset elinde, kamuoyuna açıklanması için birilerine emir verdiği anlaşılıyor. Üstelik kolay lokma sandığı Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı için de çalışma yapılabileceği de duyuluyor. Fakat böylece: RTE’nin açıkça yazıldığına göre, Baykal’ı indirerek CHP’de olağanüstü kargaşa yaratmayı; dünkü yazısında Yılmaz Özdil’in belirttiği gibi; Habur’da PKK’lileri devlet töreniyle karşılamasının ülke düzeyinde birden yüzde 32’lere düşen oylarını toparlamak, CHP’nin yüzde 30’a çıkan oylarını kırmak için kaset skandalını piyasaya sürdüğü anlaşılıyor. HHH Bu, RTE’nin iktidarda kalabilmek, oylarındaki kırılmayı önlemek için her olanağı kullanacağına da bir örnek. HHH Fakat RTE, o sırada doğrucu Davut sanılan bir Başbakan kimliği sergiliyor. Kasetin internete düştüğü haberini alır almaz, ilgili bakanına kasetin yayınını durdurmasını emrettiğini söyleyerek; toplumda böylesi bir skandallarla siyasetin karalanmamasına yönelik emir veren bir devlet adamı izlenimi yaratıyor. Bir de kasetin kim tarafından imal edilip piyasaya sürüldüğünün derhal araştırılmasını emrettiğini de açıklıyor amma ve tabii... ... Bu emrinin de bir palavra olduğunu yıllardır savcılığın yürüttüğü soruşturmanın sonuçlanmaması kanıtlıyor... Bu gerçekler yetmiyormuş gibi RTE; hiç utanmadan, sıkılmadan seçim meydanlarında, kaseti Baykal’ı devirip genel başkanlığa gelebilmek için baştan sona Kılıçdaroğlu’nun düzenlediğini halka söyleyebildi. Şimdi kaset konusunda da bir çıkmaz sokağa daha saptı. Baykal kasetinin montaj olduğunu ispatlamaya çalışacağına ve kaynağını bulup açıklayacağına… ... Yıllardır sığındığı o günlerde geçerli, ama bugün hiçbir değer taşımayan açıklamasını yinelemekle, son skandaldan da aklanacağını sanıyor. Yine terbiyesini bozuyor. Kılıçdaroğlu’na, “Ahlak yoksunu adam” ve “Başbakan açıklama yapsın. Yahu neyin açıklamasını yapacağım? Kaset sosyal medyaya düştüğü zaman onu sosyal medyadan ben kaldırdım, ben” diyor. HHH Yeri gelmişken söyleyelim: Kuşkumuz yok, kendisine biat etmeyen, eteğinde ikbalden de öteye parasal olanak aramayan medya piyasasında kalmış bir avuç yazar çizerden nefret ettiğini biliyoruz. Bilmeyen de yok! Saklamıyor da bu duygusunu. “Alo Fatih”lerde açıklıyor. Lakin nefret duygusu karşılıklıdır Sayın Başbakan! Yarın değil, öbür gece... Bir kâbustan uyanacağız. Kendi kazdığımız bir kuyudan çıkacağız, üstümüz başımız yara bere içinde... Gelecek nesillere, “Başımıza bir bela geldi. Uzun sürdü. Çok örselendik. Ama oylarımızla üstesinden geldik” diyeceğiz. İnanmayacaklar. “Gerçekten sizin zamanınızda Twitter mı yasaklandı? Youtube mu kapatıldı? Kitap bomba mı sayıldı? Heykel mi yıktırıldı? Çocukları kurşunlayan polislere madalya mı takıldı” diye soracaklar. Başımızı öne eğeceğiz. Benzer felaketlere uğramış toplumları örnek verip “Bir esaret devriydi. Geldi geçti” diye savuşturmaya çalışacağız. HHH Yarın değil, öbür gece... Bu halk, o zannedilen toplum olmadığını gösterecek. “Layık olduğunca yönetilir” lafını, “Tepkisizdir, çıkarına bakar” aşağılamasını, “göbek kaşıyan” yaftalamasını hak etmediğini ortaya koyacak tavrıyla... Tersine... Hırsızlığın, yolsuzluğun, zulmün farkında olduğunu, kadim bir sabırla, olgun bir itidalle sustuğunu, nabzını yoklamak için gelen kamuoyu araştırmacılarına nanik yapıp öfkesini, tepkisini sandığa sakladığını gösterecek. HABERLER güvenini tazelemiş bir halk olacağız yeniden... “Biz yetim hakkı yedirmezdik. Cana kıyanı kahraman ilan etmezdik. Evladını kaybetmiş bir babadan bir ‘Allah rahmet eylesin’i esirgemezdik” diyeceğiz. “Kızlı erkekli” halay çektiğimiz, bir gün dua edip ertesi gün kafa çektiğimiz, vicdanımızı kaybetmediğimiz hayatımıza geri döneceğiz. Kimsenin birbirinin inancına, yaşam tarzına müdahale etmediği bir toplum idealine geri döneceğiz. Bizi birbirimize düşürmek, “inananinanmayan” diye bölmek, kindar bir nesil yetiştirmek için çırpınanları, halka din satarken çalıp çırpanları yargılayacağız. Yarın değil, öbür gece... Bu “uzun kâbus”tan uyanacağız. Bergama’da aday belirleme sürecinden yolsuzluk iddiaları çıktı Sonuna Geldik “Yediler, ama iş yaptılar” demediğini, haram yiyene harami dediğini, aslında küfürbazlığı, kabadayılığı, yalancılığı, nobranlığı sevmediğini sergileyecek. “Yetti gayrı” diyecek. HHH Yarın değil, öbür gece... Zafer şarkılarıyla o uzun kâbustan uyandığımızda, gözündeki bağı, telefonundaki kulağı, ayağındaki prangayı çıkarıp atmış, kendine Ulusal güvenlik değil, umumi kepazelik Dışişleri Bakanı’nın odasının ve o odadaki savaş hazırlığının dinlenmiş oluşu, “ulusal güvenlik sorunu” filan değil, düpedüz kepazeliktir. Hem de öyle Youtube’u kapatmakla, Twitter’ı yasaklamakla, sert açıklamalar yapıp dayılanmakla örtbas edilemeyecek bir kepazelik... Camiye ayakkabıyla girdi yalanıyla gencecik çocukları linç ettirmeye kalkışan zihniyet, türbenin oraya, “Boş alana 8 tane füze attırır, savaş için gerekçeyi üretirim” diyebilmiş. Ve devlet dediğimiz kâğıttan kaplan, hem de bunca dinleme skandalından sonra, kendi karargâhını bile dinletmemeyi becerememiş. Hangi efelenen açıklama, hangi zavallı yalanlama, hangi kapatma, baskın, tutuklama, bu kepazeliği unutturabilir ki? ‘Fahiş fiyata liman’ EMRE DÖKER İZMİR İzmir Bergama, AKP’de aday belirleme sürecinde etkili olduğu öne sürülen ses kaydı dedikodusuyla çalkalanıyor. Savlara göre aday adaylarından Hasan Şahin’e yakın bazı çevreler, diğer aday adayı Mustafa Durmaz’ın parti yöneticileri hakkında yaptığı yolsuzluk açıklamalarını gizlice kaydetti ve bunları milletvekili Aydın Şengül’le büyükşehir belediye başkan adayı Binali Yıldırım’a da iletti. Ses kaydından haberdar olan Durmaz, savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söyleyerek başka bir parti arayışına girdi. Ancak Binali Yıldırım tarafından ikna edilerek partisinin 1. sıradan Bergama belediye meclisi üyeliğine aday yazıldı. Hasan Şahin ise belediye başkan adayı yapıldı. Söz konusu kayıtta Durmaz, AKP İzmir Milletvekili Şengül’ün adaylık sürecinde kendisini desteklemeyeceğini söylediği iddia ediliyor. Buna, Şengül ile AKP Karşıyaka Belediyesi başkan adayı harita mühendisi Tanfer Kemerli’nin Çandarlı Limanı bölgesinin imar planlama işini fahiş fiyatla yapmalarını, hatalarla dolu imar planını onaylayacak birini başkanlığa getirmek isteyeceklerini gerekçe gösteriyor. Durmaz, planlarda tarım alanlarının kurum görüşleri alınmadan imara açıldığını, belediyelere terk edilmesi gereken alanların eksik olduğunu, bu nedenle de bir doğalgaz çevrim santralının yatırımının başlamadığını dile getiriyor. Durmaz, ses kaydının Şahin’e yakın isimler tarafından yaptırıldığını söyleyerek “Ben belediye başkan aday adayı idim, aday olamadım. Meclis üyesi adayı oldum. Siyaset bu; farklı oyunlar dönebiliyor. O ses kaydının etkisi olup olmadığını bilmiyorum. Kayıt elimde. ‘Şu an partime zarar verir’ diye yargıya başvurmuyorum, ama 30 Mart’tan sonra başvuracağım” dedi. Direniyoruz Haber Merkezi Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), devletin üst düzey yetkililerinin katıldığı ve Suriye’ye yönelik planların tartışıldığı iddia edilen toplantıyla ilgili ses kayıtlarını yayımlayan gazetemizin internet sitesi cumhuriyet.com.tr’ye yayının kaldırılması talimatı gönderdi. TİB’den gönderilen talimatta “özel hayatın gizliliği” ilkesine vurgu yapılması dikkat çekti. cumhuriyet.com.tr’den yapılan açıklamada, TİB’in “kaldırın talimatı” “basın özgürlüğüne aykırı nitelikte hukuk ve yasadışı saldırı” olarak nitelendirilirken haber sitemize dün akşam hacker saldırıları düzenlendi. Gazetemizin TİB’e gönderdiği ve internet sitemizden yayımlanarak kamuoyuna duyurulan açıklama şöyle: “Yayının kaldırılması için yasal kılıf olarak bula bula ‘özel hayatın gizliliği’ gibi trajikomik bir gerekçe bulunması ise devlet kurumlarının içine düştüğü çaresizlik ve beceriksizliğin en açık kanıtıdır. Üstelik daha biz bu yazıyı tartışırken bu kez TİB’in, Youtube’a erişimin engellendiği bilgisi geldi. Görünen o ki; TİB yayın kuruluşlarıyla tek tek uğraşmak yerine, ‘sorunu’ kökten çözmeyi yeğlemiş durumdadır. Ancak bu da Twitter engellemesi gibi hukuka aykırıdır ve kabul edilemez. Bir kısım çevreler tarafından yapılan yayınların vatan hainliği ile eşdeğer tutulması, Türk basınının içinde bulunduğu vahim durumu göstermektedir. Devletin yüce çıkarları örtüsü altında, basının ve halkın bilgilenme hakkı gasp edilemez. Demokratik bir toplumda basının asli ve hayati görevi, devletin korunması değil, halkın olan bitenden doğru olarak bilgilendirilmesidir. Sadece devletin izin verdiği bilgilerin halkla paylaşılabildiği bir sistem, asla demokratik olarak nitelenemez. Böyle bir sistemdeki basına da özgür basın denilemez.” TİB, cumhuriyet.com.tr’nin Fransa’daki video servis sağlayıcısını da yasak kararıyla engelledi. Ancak bu girişim de Cumhuriyet’in kayıtları yayımlamasını durduramadı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da TİB’in kararına direnen cumhuriyet. com.tr’yi yayınından dolayı kutladı. Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet, her türlü baskıya göğüs gererek gerçek bir gazetecilik yapmaktadır” dedi. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, Türkiye’yi sarsan ses kayıtlarının gazetemizin internet sitesinden kaldırılmasını istedi. TİB ‘özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği’ gerekçesine sığındı Kılıçdaroğlu kutladı TKP’LİLERE SALDIRI İstanbul Haber Servisi Beşiktaş Kartal heykeli önünde seçim çalışması yapan TKP üyelerine AKP’li bir grup saldırdı. Saldırıda 3 TKP üyesi hafif şekilde yaralandı. Saldırının ardından aynı yerde seçim standı açan TKP, ÖDP, HDP ve Halkevleri üyeleri “Yaşasın devrimci dayanışma” sloganı attı. Gruplar Kartal heykeli önünde seçim çalışması yapmaya devam etti. Öte yandan, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 50 kişilik AKP seçim ekibi Cihangir sokaklarında seçim çalışması yapmak üzere gezerken Şimşirci Sokak’a girildiğinde balkonlara çıkan yurttaşlar, pencerelerde tenceretava çaldı. AKP seçim ekibine tepki gösteren bir kişiye de ekipten 1015 kişi saldırdı. Saldırıya uğrayan kişi yurttaşlar tarafından kurtarıldı. Saldırı sonrası olay yerine gelen polis ekiplerinin rutin kontroller dışında bir şey yapmadığı kaydedildi. BM’den değerlendirme: ‘Suriye’de daha fazla silaha karşıyız’ Haber Merkezi Birleşmiş Milletler (BM) sözcü yardımcısı Farhan Haq, günlük basın toplantısında Suriye’ye ilişkin yapılan gizli toplantı ve Türkiye’deki YouTube yasağını değerlendirdi. Haq, “Suriye konusundaki diplomatik çabalarımızı herkes biliyor. Bunlar devam edecek. Biz Suriye’de devam eden çatışmada daha fazla silahlandırmaya karşıyız. Tüm ülkelere, özellikle bölgedeki ülkelere çatışmalara engel olunması konusunda yardımcı olmalarını ve hükümet ile muhalifleri barış için masaya oturtacak çabalar göstermeleri için cesaretlendiriyoruz” diye konuştu. Türkiye’de Twitter’dan sonra YouTube’un da yasaklandığının hatırlatılması üzerine Haq, bu konuda daha önce BM Cenevre Ofisi’nin yaptığı açıklamanın geçerli olacağını söyledi. Cenevre’deki İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Twitter’a getirilen yasak sonrasında, Türkiye’yi Twitter erişimine yönelik engellemeleri kaldırmaya çağırmış ve bu yasaklama kararının Türkiye’nin uluslararası insan hakları yükümlülüklerine uymayabileceğini ifade etmişti. AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle de Türkiye’deki internet yasaklarına ilişkin açıklama yaptı. Füle, açıklamasında, “Vatandaşların iletişim ve iletişim kanallarını seçme özgürlükleri kısıtlanamaz. Buna elbette internet erişimi de dahildir. Halkın katılımıyla gerçekleştirilen açık tartışmalar şeffaflık ve hesap verebilirliğe katkıda bulunarak demokrasiyi güçlendirir. Bu tür katılımcı tartışmalar, Türkiye de dahil olmak üzere, her yerde desteklenmelidir” dedi. Twitter’ın itirazı reddedildi İstanbul Haber Servisi Sosyal paylaşım sitesi Twitter’ın, erişimin engellenmesine gerekçe gösterilen kararlardan biri olan İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararına yaptığı itiraz reddedildi. Ret kararında, “oyyokhirsiza” hesabında talepte bulunanın adının verilmesinin dahi kişilik haklarının ihlali anlamına geldiği belirtilerek “Daha dar kapsamlı bir kararla ihlalin engellenmesi mümkün görülmemekle mahkememizce verilen karar da değiştirilecek bir yön bulunmadığından itirazın incelenmek üzere İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir” denildi. Eski Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım, “twitter.com/ oyyokhirsiza” adresindeki yayında kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia ederek bu adrese erişimin engellenmesini talep etmişti. Mahkeme de talebi yerinde görerek Twitter’a erişimi engellemişti. ‘Irkçı grupları özel ekipler yönlendirdi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) – Aralarında İHD, TMMOB ve KESK’in bulunduğu 9 sivil toplum örgütü, Fethiye’de HDP’ye yönelik eylemlerin “organize bir saldırı” olduğunu belirtirken, kamu görevlilerinden oluşan özel ekibin “ırkçı grupları” yönlendirdiğini öne sürdü. Raporda Yüksek Seçim Kurulu’nun Fethiye’de yerel seçimi ertelemesi önerildi. Sivil toplum öngütü temsilcilerinden oluşan heyet, 9 Mart’ta Fethiye’de HDP binası ve üyelerine yönelik gerçekleştirilen saldırılar üzerine ilçeye giderek incelemelerde bulundu. Heyetin hazırladığı raporda, “Fethiye’de 9 Mart ve devamında yaşanan HDP’ye ve Kürtlere yönelik ırkçı saldırı sosyal medya üzerinden örgütlenerek organize edildi. Emniyet ve istihbarat birimleri, HDP yöneticilerinin uyarılarına rağmen ırkçı grubun toplanmasını engellemedi. Salıpazarı’nda toplanan ırkçı grubun, HDP ilçe binası önüne kadar yürüyüşüne izin verildi. HDP ilçe binası önünde toplanan yaklaşık 3 bin kişi HDP’lilerin can güvenliğini ve kamu güvenliğini tehdit etmelerine rağmen uygun araçlarla dağıtılmadı. HDP ilçe binasının tabelasının indirtilmesinde kaymakamın talimatı olmadığı halde birilerinin bunu fiilen gerçekleştirmesi karşısında gerek orada bulunan kitlenin, gerekse de orada bulunan kamu görevlilerinin özel bir ekip tarafından yönlendirildiğini belirtmek isteriz.” ‘Sevmiyorum’ ABD YASAĞI AGİT’E TAŞIDI diyerek yasaklayamazsın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD, internet yasakları konusundaki tepkisini Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) taşıdı. ABD’nin AGİT Temsilcisi Büyükelçi Daniel Baer, Daimi Temsilciler toplantısındaki konuşmasını Türkiye’ye ayırdı ve Türkiye’nin Twitter’a yönelik yasağının AGİT değerlerine ve Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu söyledi. ABD’nin Türk hükümeti tarafından sosyal medya sitelerini engellemesinden kaygılı olduğunu belirten Baer, “Yetkililerin ‘sevmiyorum’ diyerek internet veya mobil platformlar veya geleneksel basın ve yayıncı medyaları hedeflemesi kabul edilebilir bir yanıt değildir. Ankara Mahkemesi’nin Twitter yasağının doğru olmadığını belirten kararını not ettik. Türk hükümetine bu karara uyma ve ülkenin telekomünikasyon yetkililerine Twitter’ın hizmetlerini hızla onarma çağrısını yapıyoruz” dedi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, günlük basın toplantısında Twitter ile ilgili Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin kararının “kısa zamanda uygulanmasını beklediklerini” söyledi. YouTube’a erişimin engellenmesine yönelik soru üzerine Harf, “ifade özgürlüğüne tacizi içeren her türlü eyleme karşı olduklarını” söyledi. Füle’den sert tepki Mustafa Sarıgül’e çirkin oyun İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mustafa Sarıgül, dün akşam saatlerinde sosyal medyada bir anda yayılan, 30 Mart’ta yapılacak seçimlerde adaylıktan çekildiği iddiasını yalanladı. Sarıgül, “Asla böyle bir şey yok, hesabımı ele geçirip böyle kirli bir propaganda yapıyorlar. Ben seçim çalışmalarımı sürdürüyorum” dedi. Konuyla ilgili CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı da yaptığı yazılı açıklamada “Bu kirli oyunlar bazılarının gitme vakti geldiğinin apaçık göstergesi” denilerek özetle şunlara yer verildi: “Yerel seçimlere 2 gün kala demokratik seçim yarışına gölge düşüren bu çirkin ve ahlaksız girişimleri kınıyorum. Sayın Sarıgül, 30 Mart’tan sonra ötekisi olmayan İstanbul’un belediye başkanıdır. ”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle