03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 2014 CUMA 12 HABERLER İktidarın engellemelerine karşın halkın haber alma özgürlüğü gereği kayıtların tam metnini yayımlıyoruz İŞTE O KONUŞMALAR BİRİNCİ KAYIT: Ahmet Davutoğlu: Yalnız diğer şeyi yarım kaldı ben tam anlayamadım. Dışişleri’nin yapması gereken ne? Yok şey için söylemiyorum. Bizim yapacağımız başka şeyler var. Eğer buna karar verirsek bizim bugün Birleşmiş Milletler’e Suriye rejiminin İstanbul konsolosluğuna herhangi bir şey gerekirse bir bildirimde bulunmamız gerekiyor değil mi? Feridun Sinirlioğlu: Yalnız orada harekâta karar verirsek, sürpriz etkisi olması lazım yani. Böyle bir şey yapacaksak. Ne yapacağımızı bilmiyorum da neye karar verirsek verelim önceden haber verirsek doğru olmaz. Ahmet Davutoğlu: Yav tamam da onun bir hazırlığını yapmak lazım. Uluslararası hukuk açısından açığa düşmemek için, içeride cumhurbaşkanıyla konuşurken aklıma geldi, bizim Türk tankı girdiğinde zaten girmiş olmuyor muyuz? Yaşar Güler: Girmiş oluruz. Ahmet Davutoğlu: Hayır şimdi uçakla girmekle tankla girmek arasında... Yaşar Güler: Suriye başkonsolosluğuna şu belki söylenebilir, IŞİD şu anda zaten rejim ile beraber çalışıyor, oradaki bir Türk toprağıdır. Oraya kesinlikle... Ahmet Davutoğlu: Ama söyledik. Bu konuda daha önce nota verdik. Yaşar Güler: Suriye’ye... Ahmet Davutoğlu: Evet kaç defa nota verdik. Onun için açıkçası ben Genelkurmay Başkanımızın bizim bakanlıktan beklentisini bilmek isterim. Yaşar Güler: Belki bunu kastediyordur, ben bilmiyorum, Hakan Bey ile görüşmüş. Hakan Fidan: Yani bu kısmını söyledi de sonra detayına girmedik. Yaşar Güler: Belki bunu kastediyordur yani Suriye’ye bir nota. Hakan Fidan: Belki de koordine görevi Dışişlerini’ndir. Ahmet Davutoğlu: Koordine iç savaş diplomasiyi koordine ederim ama askeri Feridun Sinirlioğlu: Ben orada da söyledim. Bir kere durum farklılaştı. Bir kere IŞİD’e dönük harekâtın uluslararası hukuk zemini var. Bunu ElKaide diye tanımlayacağız, ElKaide çerçevesinde orada bir sıkıntı yok. Ayrıca hele şimdi iş Süleyman Şah Türbesi’ne gelince ülke toprağını savunma söz konusu. Yaşar Güler: Bizim o konuda bir sıkıntımız yok. Hakan Fidan: O olduğu andan itibaren içeride bir çok bomba patlar. Sınır kontrol altında değil. Feridun Sinirlioğlu: Yine içeride bomba momba tabii tabii onları yapacaklar. Ama 3 sene önce konuşmamızı hatırlıyorum. Yaşar Güler: İvedi olarak Hakan Beyin desteklenip silah ve mühimmatı muhaliflere ulaştırmasını sağlamamız lazım. Sayın bakanla konuşmanız lazım. İçişleri bakanımız, savunma bakanımız. Bunu konuşmanız lazım bir yere getirmeniz lazım sayın bakanım. Ahmet Davutoğlu: Kuzey Irak’ta bir tehdit varken biz nasıl özel kuvvetleri devreye sokabildik? Orada da sokmalıydık. Oradaki adamları eğitmeliydik. Adamları göndermeliydik. Neyse biz bunu yapamayız ki, diplomaside ne ise onu. Feridun Sinirlioğlu: Ben o zaman söyledim, o tankları nasıl soktuk paşam ya Allah aşkına, siz vardınız o zaman? Yaşar Güler: Hangi bizim şeyleri mi? Feridun Sinirlioğlu: Tabii ya Irak’ta tankları nasıl soktuk? Nasıl soktuk? Özel kuvvetleri nasıl soktuk, taburları nasıl soktuk? Ben vardım işin içinde yaa. Hükümet kararı hiçbir şey yoktu, bir emirle soktuk. Gayet açık olarak söyleyeyim. Yaşar Güler: Yani ben size katılıyorum. Bir defa yani onu tartışmıyoruz da. Ben Suriye’nin yapabileceği şu anda farklı şeyler var. Ahmet Davutoğlu: Sayın Paşam, zaten adamların kapasitesini bildiğimiz için biz girmeyelim diyoruz. Yaşar Güler: Şimdi bakın efendim. MKE bizim sayın bakanın emrinde değil mi efendim? Efendim yani şu anda parayla Katar mühimmat arıyor. Peşin para üretsin versinler. Sayın bakanın emrinde. Ahmet Davutoğlu: İşte burada entegre hareket edemiyoruz, koordine olamıyoruz. Yaşar Güler: O zaman sayın Genelkurmay başkanı ile sayın bakanı aynı anda çağırsın sayın Başbakanımız. Yanında konuşsun efendim. Ahmet Davutoğlu: Onun için Feridun Bey’le biz yalvardık başbakana neredeyse beraber bir toplanalım bu işin gidişi kötü diye. Yaşar Güler: Bir de kalabalık olmasın sayın bakanım. Zatıaliniz olsun, sayın savunma bakanı, içişleri bakanımız bir de Genelkurmay başkanımız dördünüz oturun. Bu kadar kimseye ihtiyaç yok. Çünkü oradaki ihtiyaç sayın bakanım silah ve mühimmat. Silah da değil mühimmat. Biraz önce konuştuk biz şimdi efendim. 1000 kişilik bir ordu kuruyoruz diyelim orada. Biz bunun asgari 6 aylık mühimmatını burada depolamadan bu adamları oradaki muharebeye sokarsak sayın bakanım iki ay sonra bu adamlar bize döner. Ahmet Davutoğlu: Döndüler zaten şimdi. Yaşar Güler: Döner sayın bakanım. Ahmet Davutoğlu: Şeyden döndüler. Neydi o? Çobanbeyden döndüler. Yaşar Güler: Evet. Evet efendim. Bu iş sadece Hakan Bey’in sırtına kalmış bir konu olmuş yani. Olacak iş değil. Yani anlayamıyoruz biz yani. Neden? Ahmet Davutoğlu: O akşam hepimiz bir şeyde mutabık kalmıştık. Ben de tamam işte düzene giriyor işler. Bizim bu... Feridun Sinirlioğlu: Ertesi gün biz o MGK kararını yazdık. Sonra paşamla konuşup... Ahmet Davutoğlu: Bizim bu zaafımızı o kadar iyi takip ediyor ki o güçler de. Ben burayı elde edeceğim dersin. Orada bunların bulunması risk unsuru dersin. Geri çekersin. Elde edersin. Oraya sağlamlaştırırsın. Askerini tekrar gönderirsin. Yaşar Güler: Kesinlikle sayın bakanım. Kesinlikle haklısınız. Ahmet Davutoğlu: Değil mi? Ben böyle anlarım. Ama tahliye ettiğiniz anda bu bir askeri gereklilik değil bu bir başka bir şey. Feridun Sinirlioğlu: Küresel ve bölgesel jeopolitikte ciddi kaymalar var. Şimdi daha başka yerlere de yayılabilir. Bugün siz söylediniz, başkaları da destek oldu... Şimdi farklı bir oyuna doğru gidiyoruz. Bunları da görmemiz lazım. Bu IŞİD’ler gibi ne idüğü belirsiz yapılar manipülasyına kullanılmaya son derece açık yapılar. Bunlardan oluşan bir alana komşu olmak bizim için fevkalade hayati bir güvenlik riski yaratır. Ve işte içerideki işte PKK’ye karşı da biz Kuzey Irak’a girdiğimizde buraları patlatma ihtimalleri hep vardı zaten. Bu riskleri eğer biz iyi düşünü somut olarak ama şimdi sayın paşamız da dedi yani. Yaşar Güler: Sayın bakanım. Biraz önce zatıaliniz içerideyken onu konuştuk. Açık açık. Yani bu silahlı kuvvetler her dönemde sizlere lazım olan bir tool. Ahmet Davutoğlu: Tabii canım. Sizin gıyabınızda da hep başbakan her yerde konuştuğumuzda ben akademisyen şeyiyle söylüyorum hard power olmadan bu topraklarda durulmaz. Ama hard power olmadan soft power olmaz. (Sert güç olmadan yumuşak güç olmaz...) Yaşar Güler: Efendim. Feridun Sinirlioğlu: Ulusal güvenlik politize edildi. Yani Türk tarihinde ben böyle bir şey hatırlamıyorum. İç politika konusu haline geldi. Artık tamamen ülke topraklarını, sınır güvenliğimizi, oradaki egemen toprağımızı falan savunmakla ilgili tamamen ulusal güvenliğimizle ilgili yaptığımız konuşmalar son derece pespaye, bir ucuz iç politika malzemesi haline geldi. Yaşar Güler: Aynen bu durumda. Feridun Sinirlioğlu: Hiç daha önce böyle bir şey olmadı. Maalesef yani. Yaşar Güler: Yani ülke güvenliğinin bu kadar zirvede olduğu bir noktada bir tane muhalefet partisi efendim size destek oluyor mu? Peki böyle ulusal bir güvenlik düşüncesi olabilir mi sayın bakanım? Feridun Sinirlioğlu: Hi yani ben böye bir dönem hatırlamıyorum. Yaşar Güler: Yani biz hangi konuda bir arada olabileceğiz. Yani böyle bir ulusal güvenlik olmadığımız halde hangi konuda beraber olabileceğiz. Hiç. Ahmet Davutoğlu: 2012 yıl, 2011’de yapmadık. 2012 yazında bile cesur kararlar almış olsaydık Feridun Sinirlioğlu: 2012’de en zayıf noktaydılar. Ahmet Davutoğlu: Geri dönmüştü içeride Libya gibiydi yani. İçeride o iniyor bu gidiyor bu gidiyor falan ama bizi ilgilendirmiyor. Ama bazı şeyler Yaşar Güler: Sayın bakanım yani bir yanlışlık olmasın yani 2011’de de bizim ihtiyacımız silah ve mühimmattı. 2012’de, 13’te ve bugün de. Aynı gene aynı noktadayız. Bunu mutlak surette bulup burayı da kurtarmamız lazım. Ahmet Davutoğlu: Orası o kadar silah ve mühimmat gerek değil ki. İnsan unsurunu biz orada düzene sokamadığımız için. İKİNCİ KAYIT: Yaşar Güler: Yani biz hangi konuda bir arada olabileceğiz. Yani böyle bir ulusal güvenlik olmadığımız halde hangi konuda beraber olabileceğiz. Hiç. Ahmet Davutoğlu: 2012 yıl, 2011’de yapmadık. 2012 yazında bile cesur kararlar almış olsaydık. Feridun Siniroğlu: 2012’de en zayıf noktadaydılar. Ahmet Davutoğlu: Geri dönmüştü içerde Libya gibiydi yani. İçerde o iniyor, bu gidiyor, bu gidiyor falan ama bizim ilgilendirmiyor. Ama bazı şeyler... Yaşar Güler: Sayın Bakanım yani bir yanlışlık olmasın yani 2011’de de bizim ihtiyacımız silah ve mühimmattı. 2012’de, 13’te ve bugün de. Aynı gene aynı noktadayız. Bunu mutlak surette bulup burayı da kurtarmamız lazım. Ahmet Davutoğlu: Orası o kadar silah ve mühimmat gerek değil ki. İnsan unsurunu biz orada düzene sokamadığımız için Hakan Fidan: 2000’e yakın TIR malzeme gönderdik biz oraya... Yaşar Güler: Bence orada silaha ihtiyaç yok. Benim şahsi görüşüm. Orada mühimmata ihtiyaç var. Evet efendim. Sayın Bakanım Hakan Bey burada, bir tane general verelim dedik. Hakan Bey burada sağ olsun o başta kendisi istedi. Biz verelim dedik. Generali belirledik. General gitti. Feridun Sinirlioğlu: Pratik olmak gerekirse savunma bakanımızın derhal bu millet için gerekli imzayı atması lazım. Tekrar başbakanımızın çok açık bir şekilde bu talimatı vermesi lazım. Ahmet Davutoğlu: Esas beni bu bu gece Yaşar Güler: Bu gece efendim hiç sorunumuz yok. Feridun Sinirlioğlu: Bu gece harekat emri verilmiş zaten Yaşar Güler: Biz harekât yıldırım mesajı yayınladık. Hakan Bey kendisi biliyordur belki. Ahmet Davutoğlu: Hakan, tank göndermeye kalksa orada bunun komplikasyonları nedir? Hakan Fidan: Şimdi koordinasyon olmadan, güç dengelerini göze aldığımız zaman... Yaşar Güler: Zaten biz onun için MİT’in koordinesini istiyoruz sayın bakanım... Hakan Fidan: Silahlı insan varlığı ve kapasiteleri ile olmaz. Yaşar Güler: Yani biz onun için başından beri MİT’in koordinasyonu şart koşuyoruz. sayın bakanım. Yani sizin bu gece endişe edeceğiniz bir durum yok sayın bakanım. Bu gece de yok sonra da yok ama bizim uzun vadede çözmemiz gereken iş var sayın bakanım. Ahmet Davutoğlu: Şeyi ben opsiyonel hep düşünüyorum da adamları ikna edemedik. Biz tank sokma içeriye tahkim edeceğiz. O andan itibaren biz bir savaş halini göz önüne almak ve onu yapmakla savaşa girmek arasında harekât işte harekât yapıyoruz. Yaşar Güler: Direkt savaş sebebi. Yani yapacağımız iş direkt savaş sebebi Hakan Fidan: Suriye ile bir savaş sebebi, değil. Feridun Sinirlioğlu: Suriye ile bir savaş sebebi değil. Yaşar Güler: Hayır adamlar. Hakan Fidan: Ama şimdi ben şuna geliyorum; şimdi biz iki iki daha 4 eder biliyoruz. Şimdi eğer biz, orada, oradaki şeyin bizim için bir anlamı stratejik manada yok, imaj vesaire var da... Şimdi biz eğer savaşa gireceksek biz bunu baştan planlayalım ve girelim. Yani şimdi benim.. Yaşar Güler: Biz başından beri bunu söylüyoruz. Hakan Fidan: Yani benim kabul edemediğim şey şu; burada ben almıyım, şimdi biz silah kullanma, Süleyman Şah gibi bir türbe için silah kullanmayı şeye alıyoruz, yani işte vatan toprağının işte bu oda kadar yaklaşık 10 dönümlük bir yer için silah kullanmayı göz önüne alıyoruz, ordaki 2228 tane askerimizin şeyi için, yahu kaç bin kilometre vatan toprağı var sınırda kaç milyon insanın hayatı için almıyoruz. Bakın bu mantık değil! Onu söliyim. Eğer biz silah kullanacaksak baştan bunu yapalım, Bu adamlar tehditse.. Feridun Sinirlioğlu: Şimdi bir gerekçesi var onun. Hakan Fidan: Bunu gerekçe olarak kullanmak ayrı. O ayrı, o ayrı... Yaşar Güler: Şimdi dışişleri hiçbir zaman diğerine bir gerekçe bulamaz. Buna bulur ama... Hakan Fidan: Yav bakın ben size bir şey söliyim. Ahmet Davutoğlu: Laf aramızda başbakan telefonda bu (Süleyman Şah Türbesi’ne saldırı) gerektiğinde bir imkan gibi de değerlendirilmeli bu konjonktürde dedi yani. Hakan Fidan: Şimdi bakın bakın komutanım şimdi biz gerekçeyse gerekçeyi, ben öbür tarafa 4 tane adam gönderirim, 8 tane boş alana füze de attırırım. Problem değil o! Gerekçe üretilir. Olay böyle bir iradenin ortaya konması. Biz savaş iradesi ortaya koyu TÜRKİYE DİYABET VAKFI OLAĞAN GENEL KURUL İLANI Vakıf senedimizin 17. Maddesinin ( c ) bendi uyarınca 2014 yılı Mart ayı Olağan Genel toplantısı 5 Nisan 2014 Cumartesi günü saat 11.00’de Zuhurat Baba Mahallesi, Lepra Hastanesi Girişi Bakırköy/İstanbul adresindeki Prof. Dr. Üstün Korugan Kültür Sanat ve Eğitim Merkezi’nde ekte bulunan gündemi görüşmek üzere toplanacaktır. Yeterli çoğunluk sağlanamadığı takdirde 2. toplantı 12 Nisan 2014 Cumartesi günü aynı yer ve aynı saatte çoğunluk aranmaksızın yapılacaktır. Tüm üyelerimize saygı ile duyurulur. GÜNDEM: Prof. Dr. M. Temel Yılmaz Vakıf Başkanı 1 Açılış ve yoklama. 2 Divan Heyetinin seçimi ve tutanakları imzalama yetkisinin görüşülerek oylanması 3 Saygı duruşu. 4 2013 yılı Faaliyet Raporunun okunması ve görüşülerek oylanması 5 2013 yılı Bilanço, Gelir ve Gider tablosunun okunması ve görüşülerek oylanması 6 2013 Denetim kurulu raporunun görüşülmesi ve oylanması. 7 Yönetim Ve Denetim kurulunun ibra edilmesi. 8 Vakıf senedinde gerekli görülen değişikliklerin yapılması için Yönetim Kurulu'na yetki verilmesinin görüşülerek ve oylanması. 9 Vefat eden ya da ayrılan mütevellilerin yerine yeni mütevelli seçilmesi. 10 Dilek ve temenniler. 11 Kapanış. yoruz, her zaman yaptığımız şeyi, akıl yürütme hatasına düşüyoruz. Feridun Sinirlioğlu: Şimdi şunu söyliyim, 10 dönümlük arazi. Burada 10 dönümlük bir yurt toprağı uluslararası hukukta çok sağlam bir gerekçe ayrıca meşruiyeti açısından da böyle bir harekâtın IŞİD’e karşı bir harekatı yapıyor olmak bütün dünya arkamızda olur. Bin kere onda hiçbir tereddüdünüz olmasın Yaşar Güler: Hayır hiçbir tereddüdümüz yok. Feridun Sinirlioğlu: Hayır ben hepimize söylüyorum. O konuda yani... Yaşar Güler: Yani biz oradaki kuvvetler 1 senedir hazır bekliyor sayın bakanım. Dün aldığımız bir tedbir değil, 1 yıldır orda adamlar... Hakan Fidan: Biz niye illa Süleyman Şahı bekliyoruz ben onu anlamadım. Ahmet Davutoğlu: Biz şeyi diplomatik olarak yapılabilecek her şeyi yaptık. Feridun Sinirlioğlu: Gerekçe lazım sağlam gerekçe Hakan Fidan: Hayır ben gerekçe üretirim yaa gerekçe problem değil Feridun Sinirlioğlu: Hayır gerekçe üretmek başka da ortada çok sağlam bir gerekçe var ya. Hakan Fidan: Gerekirse oraya da ( Süleyman Şah Türbesi) bir saldırı düzenleriz, oraya da, oraya da biz saldırtırız önden canım. Şey yaparız yani ben şeyi anlamaya çalışıyorum. Feridun Sinirlioğlı: Bunlar yapılır tabii gerekirse her şeyi yaptırırız da yani, Hakan Fidan: Yani bu kadar şeyi kullanmaya biz hazırsak yerinde ve zamanında amacını biz belirleyerek yapalım biz... Ahmet Davutoğlu: Hakan yani dediğin kadar, kastettiğin bir strateji eksikliği dolayısıyla bir gerekçe üretmek şeyiyse doğru haklısın. Yav şu adamlara karşı... Görevli: Efendim şey olmadan... Ahmet Davutoğlu: Oraya geçicez tamam bak alın geliyorum. Bir daha Amerikan dışişleri bakanına eee sert tedbir alalım diyemezsiniz. Hakan Fidan: Şimdi hocam bakın benim dediğim şu. Ahmet Davutoğlu: Adam der ki sen kendi toprağını bile savunmadın, efendim biz çoğu kere dostane görüştük aramızda, çoğu zaman Kerry bana aynen şunu söyledi peki siz kararınızı verdiniz mi dedi bu vurma ve şey yapma... Yaşar Güler: Efendim biz verdik, 100 kere verdik. Amerika’yla.. Feridun Siniroğlu: Şimdi bakın 3 gün önce geçen gün Genelkurmay’dan bir şey olmuş, bu şey geldi kriz koordinasyon toplantısı yapmışlar. İlk defa ben görüyorum onu. Amerikalılar. Yaşar Güler: Hayır devamlı yapıyoruz onu! Feridun Sinirlioğlu: Hayır hayır Amerikalılar bu toplantıda No Fly Zone planlarını dağıtmışlar. İlk defa bu toplantıda. Senin haberin var mı? Hakan Fidan: Şimdi ee benim çizdiğim nokta hocam şimdi bu kadar ciddi bir kararı biz böyle bir nedenden dolayı vereceksek Süleyman Şah Türbesi’nden dolayı bu kadar böyle bir kararı vermeye biz hazırsak. Feridun Sinirlioğlu: Değil sadece Süleyman Şah değil. Hakan Fidan: Yav ben bir şey söylüyorum, şimdi biz bunu vermeye hazırsak, biz şu ana kadar çoktan bu kararı vermiş olmalıydık. Elimizde tehdit ve menfaatlerden dolayı benim anlatmak istediğim bu. Yani devlet olarak acziyet, stratejik kararı. Ahmet Davutoğlu: Evet o kararı çok daha küçük ölçekte verseydik bugün bu tercile karşı karşıya kalmazdık. Yaşar Güler: Hayır bir dakika biz bu kararı verdik, Hakan Fidan: Uygulanmadı. Yaşar Güler: Kararı uygulayamıyoruz, yani çeşitli nedenlerle felç olmuş vaziyetteyiz yani sıkıntımız o anlamda sayın bakanım. Devletin enstrümanları çalışmıyor şu anda. Ahmet Davutoğlu: Ben şunu anlamam açık söyleyeyim, ben kendi kanadıma bakarım, aldığım devlet terbiyesi gereği. Siz şunu kabul eder misiniz; Dışişleri Bakanlığı’nda efendim birtakım siyasi tartışmalar yüzünden işler aksıyor... Ahmet Davutoğlu: Şimdi böyle bir şey, meşru bir şey olmaz ki! Herkes üzerine düşeni kararlı bir şekilde sürdürecek. Dese ki sayın bakanım beni götürebilirler herkesi götürüyorlar dese bir büyükelçi ne yaparsın? Sen emekliye ayrıl yerine bu işi yapacak adam getiririz demez miyiz? Yani böyle bakılır olaya. Demokraside böyle işler... Yaşar Güler: Sayın bakanım, çok haklısınız. Ahmet Davutoğlu: Şu anda devlet düzgün karar alabilen birkaç birimin ve birkaç kişinin üzerinde yürüyor ben bunu. Yaşar Güler: Kesinlikle efendim kesinlikle Ahmet Davutoğlu: Peki biz bundan cayacak mıyız yani? Yaşar Güler: Hayır caymayacağız sayın bakanım caymayacağız. Ahmet Davutoğlu: Neyse peki öbür tarafa geçelim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle