06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 MART 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA Erdoğan’ın memleketinde Saadet Partisi’nin adayı Mehmet Bekaroğlu faktörü ve ses kayıtlarının yarattığı deprem etkisi hissediliyor ERDEM GÜL YEREL SEÇİME DOĞRU 9 Rize çantada keklik değil 2009 Yerel Seçim Sonuçları l 2009 yerel seçimleri Rize’de AKP ile Rizeli eski Başbakan Mesut Yılmaz destekli ANAP adayı arasında geçmiş. AKP adayı 22 bin oy alıp yüzde 46.8’le başkan seçilirken ANAP adayı ise 19 bin oyla yüzde 41.8 oranıyla seçimi kılpayı kaybetmiş. Ama artık Yılmaz ve ANAP yok. Bu da ister istemez Mesut Yılmaz’ın oyunun gideceği adresin avantaj kazanacağı sonucunu doğuruyor. Sohbette Mesut Yılmaz’ın kampanya için Rize’ye gelmediğini, siyaseti bırakmış gibi bir algısı olduğunu, ancak Mesut Yılmazcı olarak bilinen seçmenin bir bölümünün AKP karşısında kazanma şansı olan Bekaroğlu’na oy vereceğini öğreniyoruz. Erdoğan’ın İkbali mi Ülkenin İstikbali mi? Gecekondu yıkımlarında görürsünüz: Yıkım ekibi geldiğinde, araziyi illegal işgal edenler ya büyük bir bayrak açıp direnir ya da çocuğunun boynuna bıçak dayayıp kesecekmiş gibi yapar. Erdoğan’ın yaklaşan seçimler karşısındaki tavrı bunu andırıyor: Evde para depoladığı, baskında dövizleri sıfırladığı, “Benden onaysız kupon arazi satışı yapmayacaksınız” talimatı verdiği ortaya çıkınca Başbakan, kampanya filminde bayrak açıverdi. Kendi ikbali riske girince, ülkesinin istikbali tehlikedeymiş gibi yaptı: “Bayrağımız tehdit altında... Yetişin” borusu çaldı. Yetmedi. Suriye ile ilişkileri gererek, türbe krizini bahane ederek, uçak düşüren askere teşekkür ederek savaş boyası sürünüyor. Şunu bilmesi gerek: Dünyanın en büyük bayrağı bile bu çapta bir yolsuzluğu örtmez. Tarihin en haklı savaşı bile, bu boyutta bir hırsızlığı unutturmaya yetmez. Hiçbir seçim zaferi, haramiliği ayyuka çıkmış bir siyasi kadroya “Aklanmıştır” belgesi vermez. Buna kalkışırsa, sadece bayrağı kirletmiş, kendi çıkarı için ülkeyi mayınlı bölgeye çekmiş, sandığı hırsızlığın tescil mercii haline getirmiş olur. HHH Son koz olarak tehlikeli bir oyun oynuyor Başbakan: Tabanını sağlamlaştırmak uğruna, kendisine destek vermeyen herkesi “hain/düşman/nebbaş/ vampir” ilan ediyor. Böylece bir yandan da karşısındaki cepheyi büyüttükçe büyütüyor: Başta hedefi, CHPMHPBDP idi. Sonra Geziciler, faiz lobisi, ABD, Batı dünyası, İsrail geldi. Geçen ay hepsinden fazla “vaiz lobisi”yle cebelleşti. Son günlerde de listeye Twitter, Facebook, Youtube eklendi. Böyle bakınca büyük bir koalisyonu karşısına aldığı görülüyor. İstediği oldu: Türkiye kendi ismi üzerinden kutuplaştı; tam ikiye yarıldı. Seçim yaklaştıkça saflar sıklaştı. Bu saatten sonra ne Erdoğan yandaşlarını onun yolsuzluğuna inandırmak mümkün, ne karşıtlarını tersine... 30 Mart referandumu, ya Erdoğan’ı Yüce Divan’a ve ülkeyi erken seçime götürecek; ya da “topyekun çöküş”ü bir süre erteleyecek. Hangi seçeneğin kazanacağını biraz da Cemaat’in çalışması belirleyecek. Gülen’in, Erdoğan karşısında hangi kentte hangi parti güçlüyse onun desteklenmesini istediği anlaşılıyor. Hem bu taktik, hem ellerindeki “tape silahı” hem de tabandaki Cemaat sempatisi, AK Parti’ye herhangi bir örgütlü parti hareketinden daha fazla zarar verebilir. Erdoğan bunu bildiği için son dönem ağırlıkla Cemaat’e yükleniyor. Kendi kuralını çiğneyip ilk kez Gülen’e adıyla hitap ediyor; doğum yeri Erzurum’da tepki olarak alanı terk edenlere rağmen hakarete devam ediyor. Kavga büyüyor. HHH Kim derdi ki Türkiye’nin kaderini imam hatip mezunu bir yolsuzla, ilkokul mezunu bir vaizin çekişmesi belirleyecek? Dileyelim yaşananlar ders olsun. 30 Mart’ta bayrağı da çocuklarımızı da arazi işgalcilerinin, rantçıların elinden kurtaralım. RİZE Başbakan Tayyip Erdoğan, memleketi Rize’de, 17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrasında adeta ölüm kalım savaşına girdiği Fethullah Hoca ile değil Bekaroğlu Hoca’ya karşı yarış içinde. Rize’de, Türkiye genelindeki ağırlıklı AKPCHP kutuplaşması yerine seçim kampanyası AKP ile eski Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu kutuplaşması biçimine dönüşmüş durumda. Rize’nin, ANAP iktidarı ve Mesut Yılmaz’ın başbakanlığı döneminde iki kez belediyeyi muhalefete kazandırmasından hareketle ve son günlerde kentte AKP’liler arasında da ifade edilmeye başlanan “Rizeliyiz ama salak değiliz” cümlesiyle de hareket eden Bekaroğlu’nu destekleyenler, Erdoğan’a evindeki en önemli yenilgiyi yaşatma hedefine kendilerini ilk kez çok yakın hissediyor. Bu yüzden Erdoğan Rize mitinginde, isim vermese de doğrudan Bekaroğlu’nu kastederek “Bizim burda daha az oy almamızı sağlama amacındaki aday” dedi. Rize, 30 Mart yerel seçimlerini, 17 Aralık yolsuzluk operasyonu nedeniyle “genel seçim” ve “referandum” havasına sokan Erdoğan için İstanbul kadar önemli. Belediyeyi kaybetmesi halinde şoka gireceği birinci il İstanbul ise ikincisi de tartışmasız Rize. Bu nedenle Rize’de AKP’liler tam anlamıyla diken üstünde. Rize’de AKP’nin stresini asıl artıran ise SP’den aday olan Mehmet Bekaroğlu. Bekaroğlu, kapatılan FP’nin Rize milletvekilliğini yaptı. Pskiyatri profesörü. O nedenle Hoca diye anılıyor. Çocuğunuz Bekaroğlu’nun yardımı keseriz etkinliğine katıldı l MHP’nin Rize’de iddialı olacak kadar oyu bulunmadığı için bu partinin adayı Zelkif Akgül parti tezlerini anlatarak kampanya yürütüyor. Rize’de Türkiye genelinin tersine “cemaat” gündemi bulunmuyor. Cemaatin yönlendirebileceği oy oranının çok düşük olduğu görülüyor. Seçimin AKP ile arasında geçeceği konusunda kentte genel bir görüş birliği bulunan Bekaroğlu Hoca ile konuşuyoruz. Hoca durumu şöyle görüyor: “Rize’de yıllardır AKP’nin yerel yöneticileri aracılığıyla kibir içinde millete uyguladığı baskıya isyan hareketiyiz ve sonuç alacağız. Bu kibrin hesabını soracağız. Tek malzemeleri Başbakan’ın memleketi olmak. Halbuki Rize daha önce bir kez iktidar partisine, bir kez de bizzat Başbakan’a belediyeyi vermemiş bir kent. 1989’da Rizeli DYP’den Memiş Ali Usta’yı seçti. Sonra da Mesut Yılmaz’a rağmen Şevki Yılmaz’ı seçti. Üçüncüyü de biz yapacağız.” “Kentte yaklaşık 20 bin kişi yardım alıyor. Bizim kampanya etkinliklerimize çokça gençler katılıyor. İktidar, bu etkinlikleri kamera ile takip edip çektiği fotoğrafları ailelere götürüp ‘Çocuğunuz Bekaroğlu’nun etkinliğine katıldı. Yardımı keseriz’ diye baskı yapıyor. THY Genel Müdürü Temel Kotil iktidar adına burada. Rize’ye havaalanı yapacağız diyerek burada iktidarın kampanyasını yürütüyor. Eski Çaykur Genel Müdürü, DOKAP Başkanı Ekrem Yüce burada Başbakan adına kampanya yürütüyorlar.” AKP devleti Rize’de Nerede l Rize’nin Pazar ilçesi bağımsız belediye başkan adayı Muhammet Ali Canca’nın düzenlediği mitinge sadece 25 kişi katıldı. Sitem dolu bir konuşma yapan Canca, “Nerede bu millet” diye sordu. (DHA) Hocaya dikkat Rize çarşısına girip seçim havası dediğimiz herkes ağız birliği etmişçesine “Hocaya dikkat” dedi. Biz de Bekaroğlu’ndan önce AKP’liler ve esnafla konuşuyoruz. AKP’lilerin vurgusu, “Burası Başbakan’ın memleketi. Kolay kolay Başbakan’ın karizmasını çizdirtmeyiz” oluyor. Ancak AKP’liler arasında özellikle 17 Aralık günü Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği belirtilen ses kaydını internetten dinlediklerini, bunun sıkıntılı olduğunu söyleyenler var. Zaten iki yüzer metre paralel iki caddeden oluşan Rize’nin kalabalık çarşısında çoğu esnaf AKP’li bir grupla sohbet ediyoruz. AKP’liler, Rize’de Başbakan’ın bir kazaya uğramayacağını, seçimi kazanacağını belirtiyorlar, ancak “Eğer Bekaroğlu Hoca olmasaydı seçimi çoktan kazanmıştık. Kazanırız ama cepte keklik durumu yok” diyerek ihtiyatı elden bırakmıyorlar. “Bekaroğlu’nu özellikle kadınlar çok destekliyor” diyorlar. Yolsuzlukları gündeme getirdiğimizde, açık konuşmasalar da “AKP’nin buradaki tek avantajı Başbakan’ın Rizeli olması. Rizeli oy kullanırken buna uygun hareket eder, ancak özellikle internetteki konuşmaların sıkıntı yarattığı da bir gerçek. İnternetten ses kayıtlarını çok dinleyen oldu. Oğluyla konuşan ses de Başbakan” diyen birkaç AKP’linin varlığı dikkat çekici. Hatta “Rizeliyiz ama salak değiliz” sözünü de burada işittik. bu millet? Manisa HAKAN DİRİK ağzını bantladı AKP başkanının CHP 2009’da yüzde 3.3 gibi çok düşük bir oy aldığı için belediyeyi kazanması zor. Ancak Rize’de CHP’nin yüzde 1520’lik potansiyeli vurgulanıyor. CHP’nin adayı Rize’nin eski efsane belediye başkanlarından Ekrem Orhon’un kızı inşaat mühendisi Mine Orhon. Orhon tek kadın aday olarak “Rize’nin aydınlık yüzü” olacaklarının altını çizerken CHP de yolsuzlukların altını çizen bir kampanya ile Rize’de belediyeyi kazanamasa bile oy artışı sağlamayı önüne koymuş durumda. AKP iki dönemdir belediye başkanlığı yapan Halil Bakırcı’yı bu kez değiştirip Rizelinin karşısına öyle çıktı. AKP’nin adayı bu seçimde Prof. Reşat Kasap. Başkan Bakırcı aday gösterilmeyince başkanlıkta AKP’yi eleştirebilecek açıklamalar yaptı, ancak daha sonra konuşmadı. Rize’de Bakırcı’nın, AKP üst yönetimince kampanya içinde yer almasının istenmediğine “AKP Bakırcı’nın ağzını bantladı” denilerek vurgu yapılıyor. Manisa’da, bu kez yalnızca merkezdekiler değil, 13 ilçedeki seçmenler büyükşehir belediye başkanlığı için oy kullanacak. Bu nedenle 2009 yerel seçimlerindeki il genel meclisi oylarını göz önüne almak gerekiyor. O tarihte AKP 297 bin (yüzde 36), MHP 220 bin (yüzde 26), CHP 155 bin (yüzde 18) oy almıştı. Ancak merkezde oyları düşen AKP, Manisa Belediyesi’ni oyların yüzde 38’ini alan MHP’ye kaptırmıştı. AKP karşıtı seçmen MHP’ye yönelince, CHP yüzde 13’te kalmıştı. 2011’deki son genel seçimlerde ise AKP 407 bin (yüzde 47), CHP 249 bin (yüzde 29), MHP 146 bin (yüzde 17) seçmenin oyunu almıştı. Rakamlardan da anlaşılacağı üzere Manisa’da AKP’nin belli bir “kemik” oyu var. Ancak hükümete ilişkin yolsuzluk iddialarının ortaya saçılmasının ardından “kemik erimesi” yaşanması da muhtemel. Bunun yanında AKP karşıtı seçmen ise parti farkını pek fazla gözetmeden daha güçlü olana yöneliyor. CHP ve MHP de bu özelliği seçim kampanyalarında kullanmaya, seçmeni kendilerinin daha güçlü 2009 olduğunu ikna etmeye çalışıyor. AKP’nin adayı Yerel Hüseyin Tanrıverdi, Seçim sendikacılıktan gelme bir isim. Hizmetİş’in kurucu Sonuçları genel başkanı. 23 yıl bu görevi sürdürmüş, Hakİş Genel Başkan Yardımcılığı yapmış. Hükümete yakın sendikacılık yapmasının karşılığını 22 ve 23. dönemde AKP milletvekilliğiyle almış. Ancak Manisa’daki asıl AKP adayı, Tanrıverdi değil. Türkiye’nin diğer yerlerinde olduğu gibi Manisa’da da seçime AKP’de kemik erimesi Köylerin bombalanması soruşturması Genelkurmay’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan giriyor. Bir de AKP’nin Manisa’daki “ağır toplarından” Bülent Arınç var. Hükümete yönelik yolsuzluk iddialarını savuşturmaya çalışmaktan vakit bulduğu dönemlerde partisini Manisa’da diri tutmaya çalışıyor. MHP’nin adayı, mevcut belediye başkanı Cengiz Ergün. Geçen seçimlerde AKP karşıtlarının oylarını toplamayı başarmıştı. Ancak bu kez il sınırlarındaki her seçmenin oy hakkı bulunması nedeniyle aynı başarıyı yakalaması zor görünüyor. CHP adayı Özgür Özel, aynı zamanda Manisa milletvekili. Çalışkanlığı ve yurttaşlarla iletişim kurma becerisiyle öne çıkıyor. Son dönemlerde AKP ve MHP’nin kendisine karşı anket koalisyonu kurduğunu, ancak AKP’yle aradaki farkı kapatarak yaklaşık 1.5 puan öne geçtiklerini söylüyor. Özel, “Bu seçimlerde de il genelinde 1 milyona yakın seçmen büyükşehir için oy kullanacak. Manisa’da yükseliş ivmesini koruyan tek parti CHP. Genel merkezimizin yaptırdığı anketlere göre şu anda Manisa’da CHP 1.5 puan farkla öne geçti bile” diyor. Görünen o ki Manisa’da çok çekişmeli geçen seçim yarışı, son sandıktaki oylar sayılana dek sürecek. Belki de sonuç, “fotofiniş”e kalacak. DİYARBAKIR (DHA) Şırnak’ın Kuşkonar ile Koçağılı Köyü’nün 1994’te savaş uçaklarınca bombalaması sonucu 38 kişinin ölümü ile ilgili soruşturmayı yürüten Diyarbakır’daki 2. Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri savcılığının yetkisizlik kararıyla dosyayı Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’na gönderdiği ortaya çıktı. Köylülerin avukatı, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, dosyanın şüpheliler arasında emekli General Hasan Kundakçı’nın bulunması nedeniyle askeri savcılığa gönderildiğini söyledi. Elçi, 26 Mart’a kadar dava açılmaması durumunda dosyanın zaman aşımına uğrayacağını vurguladı. Air France’a maymun protestosu İstanbul Haber Servisi Hayvan özgürlüğü aktivistleri, Air FranceKLM’nin deneylere maymun taşımacılığını sürdürdüğü gerekçesiyle Nişantaşı’ndaki reklam ajansını kısa süre işgal etti. Aktivistler dün öğlen Air FranceKLM’nin Nişantaşı’nda ki Mede@m reklam ajansına girdi. Eylemciler genel müdürün odasının penceresinden “Maymun Katili Air FranceKLM” pankartı sarkıtarak, Air FranceKLM bileti şeklindeki bildirileri sokağa attı. Bu sırada ajanstaki birkaç çalışanla eylemciler arasında kısa süreli arbede yaşandı, eylemciler genel müdürün odasına kilitlenerek polise teslim edilmek istendi. Libyalı öğrenci girdi, üniversite karıştı İstanbul Haber Servisi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na sırt çantasıyla ve hızla girmeye çalışan yabancı uyruklu kişiye güvenlik görevlileri müdahale etti. Arbede sırasında yabancı uyruklu şüpheli fenalaştı ve baygınlık geçirdi. Hastaneye götürülen şüphelinin olay yerindeki sırt çantasını inceleyen polis, suça konu olacak bir bulguya rastlamadı. Çantada, 22 yaşında Ali Abdulsalam Rasim adlı bir Libyalı adına düzenlenmiş kimlik bulundu. Rasim’in İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci olduğu anlaşıldı. On numara devretti ANKARA (AA) On Numara’da 10 bilen çıkmayınca 261 bin 259 lira haftaya devretti. Kazanan numaraların 5, 7, 8, 9, 10, 19, 20, 22, 27, 32, 40, 42, 46, 50, 57, 60, 61, 67, 68, 75, 78 ve 79 olarak belirlendiği çekilişte, 9 bilenler 1893 lira, 8 bilenler 95 lira, 7 bilenler 18 lira, 6 bilenler 3 lira onar kuruş ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler 2 lira otuz beşer kuruş alacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle