06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 MART 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 11 Uçağın vurulması olayının seçimle ilişkilendirilmesi Dışişleri Bakanı’nı kızdırdı ‘Seçime bağlamak ihanettir’ Dış Haberler Servisi Suriye uçağının Türk jetleri tarafından sınır ihali yaptığı gerekçesiyle düşürülmesinin seçimlerle ilgili olduğu eleştirilerine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’ndan çok sert tepki geldi. Davutoğlu dün Konya’da, gazetecilerin sorularını yanıtlarken eleştiri sahiplerini “Suriye rejiminin ağzıyla konuşmakla” suçladı. Davutoğlu şunları söyledi: “seçimlerle ilgili hiçbir kaygı veya bu anlamda seçim güvenliği konusunda hiçbir mesele yokken, sınır ihlali yapılmış iken bu olayları seçimle irtibatlandırmak basiretsizlik, art niyetliliktir. Biraz daha ileri gidersem, açık söyleyeyim, bunu vatana sadakatle uzlaştırmak mümkün değildir ve ihanettir.” Suriye’deki Türk toprağı Süleyman Şah Türbesi ile ilgili güvenlik sorularına ilişkin olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve ilgili tüm birimlerin “her türlü önlemi” aldığını da belirten Dışişleri Bakanı, son olaya ilişkin “devlet olmanın bir gereği bu risklerin tümünü hesap etmek ve olabilecek bütün senaryolara hazırlıklı olmaktır” dedi. Suriye uçağının düşürülüşünü “Olayın seyri çok açıktır. Bazı yayın organlarında gördüğüm hususlar konusunda Gül’den tarihi nükleer imzası Dış Haberler Servisi Hollanda’daki Nükleer Güvenlik Zirvesi’nde Ankara tarihi bir deklarasyon imzaladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün temsil ettiği Türkiye, topraklarındaki yüksek zenginleştirilmiş uranyumdan arınma taahhüdünde bulundu. Japonya, İtalya ve Belçika ellerinde bulunan, nükleer silah yapımında kullanılabilecek yüksek zenginleştirilmiş uranyum stoklarını ABD’ye devretmeyi kabul ederken, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 12 ülke ise sınırları dahilindeki yüksek zenginleştirilmiş uranyumdan arınma taahhüdünde bulundu. Anlaşma, Türkiye’nin Japonya ile imzaladığı nükleer santral anlaşması sonucu nükleer silah yapımında kullanılabilecek yüksek zenginleştirilmiş uranyuma kavuşacağı spekülasyonlarına da son verdi. Japonya da ABD ile imzaladığı ikili anlaşmayla elindeki 315 kg’lık nükleer silaha uygun plütonyum ve yüksek zenginleştirilmiş uranyum stokunu ABD’ye devretme taahhüdünde bulundu. Cumhurbaşkanı Gül, gazetecilerin sorularını yanıtlarken Türk jetlerince düşürülen Suriye uçağına ilişkin görüşlerini dile getirdi. Gül, TSK’nin “karada, havada, denizde hep teyakkuzda” olduğunu belirterek “Milli bir mesele. Silahlı kuvvetlerimiz görevini yaptı” dedi. Yenikapı’da Kaç Kişi Vardı? İnşaat mühendisi okurum Nural Özcan, Yenikapı’daki dev gövde gösterisinin havadan çekilen fotoğraflarına bakarak alandaki AKP’li sayısının Erdoğan’ın iddia ettiği gibi “2 milyon” değil… taş çatlasa “80 bin” olduğunu söylüyor. Konu yalnız bununla sınırlı değil… Nural Özcan’ın iletisi bir hayli ayrıntılı. Olduğu gibi aktarıyorum: “Size inanılmaz bir olay aktarmak istiyorum: Konu: Başbakanın 23.03.2014 Pazar, İstanbul Yenikapı Mitingi katılan sayısı. 1 Miting fotoğraflarını görmek için bugün (23.03.2014) saat 18.00 sularında www.milliyet. com.tr ’ye girdim. 2 8 adet fotoğraf vardı ve gördüğünüz bu fotoğraf 2. sıradaydı. 3 Saat 20.00 sıralarında Milliyet gazetesinin internet sitesine tekrar girdiğimde, çok şaşırtıcı bir olayla karşılaştım. Bu fotoğraf kaldırılmıştı. Yerine başka bir foto yerleştirilmişti. 4 Soru: Sizce neden bu foto kaldırılmış olabilir? 5 Cevap, aslında diğer fotolara baktığınızda o kadar rahat anlaşılabilmektedir ki. Cevap: 6 Çünkü; mitingde 2 milyon kişi olduğunu ifade etmişti Başbakan. 7 Çünkü, bu fotoğraf yukarıdan çekilmişti 8 Çünkü; bu yukarıdan çekilmiş tek fotoğraftı, 9 Çünkü, sadece bu fotoğrafta mitinge katılanların sayısını en sağlıklı şekilde tespit edebilirsiniz. 10 Bu; yeni bir Alo Fatih olayıdır. 11 Sadece gazete adı Habertürk değil, bu sefer Milliyet’tir. ‘Görevlerini yaptılar’ Gül, ABD Başkanı Obama ile bir süre sohbet etti. (Fotoğraf: DHA) çok açık bir ifadeyle dile getirmek isterim ki, Suriye uçağı, sınırımızı 1 kilometre derinliğinde ihlal etmiştir. Bu konuda elimizde çok güçlü deliller var, zaten Genelkurmay Başkanlığı’mızca tüm çalışmalar da yapıldı” sözleriyle değerlendiren Davutoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin caydırıcı gücü, barışın da teminatıdır. Bu caydırıcı gücü kimsenin test etmeye kalkmaması, cüret etmeme si gerekir” dedi. Davutoğlu Suriye uçağının düşürülmesi konusunda tereddüt ifade eden beyanların hiçbir biçimde kabul edilemeyeceğini de sözlerine ekledi. “Bunların Türkiye’de ifade edilmiş olması çok acıdır. Yani sanki hükümetimiz Suriye Hava Kuvvetleri’ne girin bizim sınırımızı ihlal edin diye bir davet çıkarmış” diyen Davutoğlu, “Suriye rejiminin ağzıyla bunun bir seçim manevrası gibi yansıtılmaya çalışılması her şeyden önce hem ciddiyetsizliktir, hem Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu konudaki kararlılığına, her zaman takdir edilen ilkeli tutumuna bir tavırdır. Bunu, hiçbir şekilde mazur göstermek mümkün değildir” dedi. Dışişleri Bakanı Suriye’deki tüm grupların, Türkiye topraklarına müdahalenin cevabını göreceğini bildiklerini de kaydetti. NATO ve BM’den özel talep yok DUYGU GÜVENÇ ANKARA Türkiye, Suriye uçağının düşürülmesinin ardından BM ve NATO’ya bildirimde bulundu ve vurulma anıyla ilgili bilgileri paylaştı. Bu bilgilendirmeler sırasında, Türk sınırının 1.5 km. kadar ihlal edildiği ve 4 defa uyarı yapılmasına karşın uçağın ihlalden vazgeçmediği için uçağın Türkiye hava sahasında vurulduğu bilgisi yer aldı. Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi ve NATO daimi temsilcileriyle yaptığı bu bildirimlerin ardından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, BM Genel Sekreteri Ban Kimun ve NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen’i telefonla aradı. Davutoğlu’nun bu görüşmelerde Türkiye’nin güvenliği ile ilgili bir talepte bulunmadığı öğrenildi. Davutoğlu, Rasmussen ile görüşmesi için “NATO Genel Sekreteri, ittifakın ve bütün müttefiklerin açık desteğini ifade ettiler” dedi. Diplomatik kaynaklar, Türkiye’nin seçim atmosferinde Suriye ile bir savaşa gireceği iddialarının gerçeği yansıtmadığını savundu. Bir kaynak, “Bu olayın üzerine sınırda gerginlik tırmanmaz” dedi. eki, Başbakan’ın mitinginde 2 milyon kişi mi var: 12 Resimden de görüleceği üzere, betonlanmış alanın yaklaşık boyutları 200m x 200m = 40.000 metrekaredir (Google Earth’ten ölçülmüştür.) 13 Beton alanın tamamı dolu olsa bile, metrekareye olsa olsa 2 kişi düşebilir (Bunu birçok mitingde gözlemlemişimdir, asla 2 kişiyi geçmez) 14 Mitinge katılım= 40.000x2 = 80.000 kişidir. 15 Ama bu da abartılı bir rakam. Çünkü; beton alanın tamamı tıka basa dolu değil. 16 Kıyıda kenarda kalanların tamamını beton alan üzerine taşıdığımızı düşünelim bir an için. Bu durumda bile alan dolmayacaktır. Sonuç: 17 80.000 kişinin, nasıl 2.000.000 kişi olarak pazarlandığı ve halkın da bunu yeyip yuttuğudur.” Milliyet’in kuşbakışı alan fotoğrafını hangi tercihle sitesinden kaldırıp yerine başka fotoğraf koyduğunu bilemem. Bunu doğrudan Milliyet açıklamalıdır. Metrekareye insan sayısı hesabına da, “mühendis gibi” aklım ermez… Ama aklıselimle, “2 milyon kişinin” uçuk bir rakam olduğunu kestirebilirim. “2 milyon” dediğiniz bir şehir demek… Avusturya’nın başkenti Viyana’nın nüfusu örneğin yaklaşık 2 milyon… Hamburg, Bükreş, Varşova…. Nüfusları hep 2 milyon civarı şehirler… Bir Viyana’nın ya da Hamburg’un, denizden doldurulan Yenikapı alanına aktığını düşünün! Aklınız alıyor mu? 80 bin çok daha akla yakın olabilir… Sayıların ötesinde…. Başbakan’ın Yenikapı mitingi, kurgusu, içeriği ve koreografisi açısından da çok ilginçti. Bu tarz dev gösteriler amacıyla özel olarak planlanan alandaki genel hava bana Hitler’in “Nuremberg mitingleri” ve Mussolini’nin “Venezia Meydanı” söylevlerini anımsattı. En ince ayrıntısına dek özenle hazırlanıp programlanmış, çiçeklerle çevrili yüksek bir platformdan konuşan ve kitleyle birebir “duygusal iletişim/ bütünlük” kuran karizmatik bir “lider”… Ötekileştirdiklerine karşı acımasız! Ama “bütünleştiği kitleyle”, şefkatli ve mültefit…. “Ah kardeşlerim!” lafını ağzından düşürmüyor. “Kardeşlerim, bizim gücümüz sizin gücünüzdür!” diyor: “Size karşı boynumuz kıldan incedir. Son nefesimize kadar bu can bu bedende oldukça hizmetinizdeyiz!” Ne alçakgönüllü ve mütevazı değil mi? Erdoğan’ın “kibri”, yalnız AKP’ye oy vermeyen diğer yüzde 50’ye… “Kendisinin” diye baktığı kesimle konuşurken ağzından bal damlıyor. Duygusal söylemler ve şiirlerle onları coşturuyor: “Bu ne manzara?” diyor örneğin: “Tüm dünya İstanbul’u izliyor. Tüm mazlumları, mağdurları, yolda kalmışları, garipleri, öksüzleri sizi izliyor. Kahire… Şam.. Bağdat… Karabağ… Mogadişu… Gazze… Ramallah… Kudüs… Kâbe’yi tavaf edenler sizi izliyor!” Hitler ve Mussolini de böyle, kitlelere sonuna dek “müstesna” olduklarını hissettirip dünyanın gözlerinin onların üzerinde olduğu fikrini aşılarlardı…. Başbakan’ın düşürülen uçak için yaptığı gibi bir taraftan sonuna dek “ulusalcı duyguları” kaşırken, diğer yandan “aile değerlerini” yüceltirlerdi… “Aile”yi ahlaki misyon biçtikleri devletin özü olarak tanımlar; kendilerini ulusal, ahlaki değerlerin ön saftaki sorumlusu olarak sunarlardı… Yenikapı’yı izlerken, ’30’lı yılların filmlerini, romanlarını düşündüm ve bu “kitle fetişizmi”ne kafa yordum… Hep daha büyük, daha büyük, daha büyük alanların… başka açıklaması olabilir mi? P BM: Tansiyonu düşürün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, Suriye uçağının düşürülmesine ilişkin, ellerinde henüz tam bir rapor olmadığını ve tüm bilgileri istediklerini belirtti. Ban Kimun’un Suriyeli yetkililerle temasta olduğunu ve Davutoğlu ile görüştüğünü kaydeden Haq, “Ban Kimun taraflardan askeri hareketlerden sakınmalarını ve tansiyonu düşürmelerini istedi” dedi. Türbede totem kaygısı Türkiye’nin, toprakları dışındaki tek kara parçası olan Süleyman Şah Türbesi’nde olası bir saldırı ihtimaline karşı teyakkuzda olduğu öğrenildi. Bölgenin Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından kuşatılması ve radikal unsurların çokça bulunmasından kaygılanan Ankara, radikal unsurların türbeyi, “dini nedenlerle, bir totem ya da put seviciliği gibi algılamasından” kaygı duyuyor. Böyle bir durumun yaşanarak saldırı olması halinde Türkiye’nin zorunlu olarak müdahale edeceği belirtiliyor. Dışişleri kaynakları bugüne kadar türbe ve çevresinde bir saldırı olmadığını ve özel bir tehdit algılamasını doğuracak durum yaşanmadığına dikkat çekti ve “Ancak oradakilerin ne yapacağına güvenemiyoruz. Birliklerin vardiya başkanıyla da sürekli irtibat halindeyiz” yorumunda bulundu. Bakan Davutoğlu ise türbeyle ilgili bakanlıkta kriz masası oluşturulduğunu söyledi. Keseb’in büyük bölümünün kontrolünün aralarında İslamcıların bulunduğu muhaliflerin eline geçmesiyle, Suriye’nin Türkiye’ye bağlanan tüm sınır kapıları muhaliflerin eline geçmiş oldu. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın kuzeni Hilal el Esad’ın (yanda) önceki gün Türkiye sınırı yakınındaki bölgede aralarında El Nusra ve diğer İslamcı militanların da olduğu muhalif güçlerle çatışma sırasında öldüğü bildirildi. El Esad’ın, Esad yönetiminin kalesi olarak görülen Lazkiye’deki Ulusal Savunma Gücü’nün başındaki isim olduğu belirtiliyor. Çatışma sırasında Hilal el Esad’ın yanı sıra birliğe bağlı 7 kişinin de öldüğü duyuruldu. (Fotoğraf: DHA) İki milyon ‘şehir’ demek Washington’dan Türkiye’ye destek Washington yönetimi de konuyla ilgili olarak Ankara’ya destek verdi. ABD Dışişleri Sözcüsü Marie Harf, Türk hükümetinin verdiği bilgiye göre hava sahası ihlali sonrası defalarca uyarılan uçağa Türkiye’nin angajman kuralları gereği ateş açtığını belirterek “Bunun doğru olmadığını düşünmemiz için elimizde bir sebep yok” dedi. Harf, “Durumu yakından izliyoruz. NATO müttefikimiz, Türk mevkidaşlarımızla iletişim halindeyiz” dedi. ‘Esad’ın sınırı kalmadı’ Dış Haberler Servisi Türkiye tarafından vurulan Suriye savaş uçağının düştüğü Suriye sınırındaki Keseb kasabasının büyük bölümünde kontrolün, Esad güçlerinden aralarında El Kaide bağlantılı İslamcı grupların da bulunduğu muhaliflere geçtiği savunuldu. Keseb Sınır Kapısı’nın da muhalif Özgür Suriye Ordusu’nun hâkimiyetine girdiğine, böylelikle Suriye ile Türkiye arasında Mardin’den Hatay’a kadar neredeyse tüm sınır kapılarında Esad yönetiminin kontrolü kaybettiğine yönelik haberler dikkat çekiyor. Sınır kapılarında ÖSO’nun yanı sıra, Kürt PYD, El Nusra da kapıda köktendinci Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) kontrolü aldığı kaydediliyor. Dış Haberler Servisi Bazı kaynaklar Halep yakınlarındaki Türkiye toprağında, yaklaşık 25 Türk askerinin görev yaptığı Süleyman Şah Saygı Karakolu’na yönelik IŞİD’in tehditleri üzerine Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı bordo bereli askerlerin sınırda konuşlandığını duyurdu. Ayrıca yaşanan son gelişmeler üzerine sınırda önlemler en üst seviyeye çıkarıldı. Bordo bereliler sınırda DÜŞÜRÜLEN UÇAĞIN PİLOTU: ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin Suriye’ye ait MİG 23 uçağını düşürmesi üzerine, Suriye’de konuşlu SA5 füze sistemi, Türk F 16 uçağına 4.5 dakika süreyle radar kilidini muhafaza etmek suretiyle tacizde bulundu. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinden yapılan açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin günlük faaliyetlerine ilişkin bilgi verildi. Buna göre, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nca altı F16 ile TürkiyeSuriye hudut hattında devriye uçuşu görevine önceki gün de devam edildi. Görev sırasında Hatay üzerindeki bir F16 uçağına Suriye’de konuşlu SA5 füze sistemi tarafından, 4 dakika 30 saniye süreyle radar kilidini muhafaza ederek tacizde bulunuldu. Suriye’den misilleme AP ajansının haberinde Türkiye sınırı yakınındaki çoğunlukla Ermenilerin yaşadığı Keseb kasabasını ele geçiren muhalif güçler arasında adı katliamlarla anılan El Nusra Cephesi militanlarının da olduğu belirtildi. AA’nın haberine göre de muhalifler, Keseb kırsalı ve Bayırbucak Türkmen bölgesinde yer alan Kırkbeş Dağı ile Avanlı köyü bölgesinde de üstünlük sağladı. Esad güçlerinin bölgeyi tekrar ele geçirmek için havadan ve karadan ateşi sürdürdüğü, Bayırbucak Türkmen bölgesindeki Gebelli kasabası ve çevresini savaş uçaklarıyla vurduğu bildirildi. Suriye Türkmen Kitlesi İç İlişkiler Sorumlusu Ayhan Urlu, “Keseb kasabasının tüm karakol ve kontrol noktaları sahil şeridi dahil muhaliflerin kontrolüne geçti. Böylelikle Esad rejiminin Türkiye’ye sınırı kalmadı” dedi. Çatışmalarda yaralanan 17 kişinin Yayladağı sınırından Türkiye’ye getirildiği, Hatay’daki çeşitli hastanelere kaldırıldığı duyuruldu. Suriye tarafındaki çatışmalar çerçevesinde Hatay’ın Yayladağı ilçesi, Çamlıtepe’ye 3 havan mermisinin düştüğü duyuruldu. ‘Gücüm, gücünüzdür!’ ‘Sınır ihlalinde bulunmadım’ Dış Haberler Servisi Suriye resmi haber ajansı SANA, Türk hava sahasını ihlal ettiği belirtilerek Türk F16’ları tarafından düşürülen Suriye savaş uçağının paraşütle atlayarak kurtulan pilotunun hastanede çekilen görüntüsünü yayımladı. Pilot SANA’ya yaptığı açıklamada, vurulduğu sırada uçağının Türkiye sınırına 7 km. uzaklıkta olduğunu iddia etti. Pilot, Lazkiye’nin kuzeyinde Keseb bölgesinde Suriye topraklarında “silahlı terör çetelerini kovaladığı sırada kendisine verilen görevi tamamlaması ardından dönüşü sırasında uçağının bir Türk uçağ tarafından füzeyle hedef alındığını” söyledi. Uçağının isabet almasının ardından paraşütle atladığını kaydeden pilot, herhangi bir sınır ihlalinde bulunmadığını savundu. İsmi açıklanmayan pilotun sağlık durumunun iyi olduğu kaydedildi. Hizbullah’ın El Manar TV kanalı, uçağın düşürülmesiyle ilgili Türk topraklarından Suriye jetine iki roket ateşlendiğini öne sürdü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle