03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 MART 2014 CUMARTESİ 8 HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada Başbakanlık’tan 12 yıl uçan kuşun kanat seslerinden cinsini cibiliyetini saptadığını yazıp söyleyen medyamızın yıllarca elbirliğiyle övdüğü... ....meğer başımızda RTE gibi eksikliğini Allah göstermesin diye bu ülke halkının da üç seçimdir arkasını sıvazladığı, desteklediği Başbakanı var ya bu ülkenin...... ....o işte 12 yıldır kol kola, can ciğer kuzu sarması bugün devleti ele geçirmeye giriştiğini iddia ettiği cemaat ile, lideri dediği F. Gülen’i, devlet içinde devlet olmaya çalışıyor diye.. .....sürekli suçluyor ve ama tek bir cemaat üyesini, suçlusunu bulup emrindeki yargıya teslim edemiyor. Varsın öyle olsun. 12 yıldır yenilen nanelerin hesabını birlikte vermeye hazır olduğunu sözüm ona Kasımpaşalı tavrıyla muhalefete, medyaya, dış dünyaya ilan edeceğine... ....cemaatle birlikte Cumhuriyeti nasıl gerçek anlamından çıkaran yaptırımların suçunu, sorumluluğunu 17 Aralık günü... ....Ah o günkü RTE’nin kara günü.... Rüşvet ve yolsuzluk olayları dört bir koldan yadsınamayacak biçimde... ...su üstüne vurmasından sonra suçluyu da sorumluyu da buldu: Yıllardır cemaatle ilgili yazılıp söylenen sosyal, yargısal ve toplumsal sakıncalı yaptırımları umursamadan, şimdi ateş bacayı sarınca cemaate ve Gülen’e yıkarak rahat bir nefes aldı ve aldığını sanıyor... Paralel devlet tanımını bir bakıma cemaat sorumluluğuna olan ortaklığını örtmek için kullanıyor. Kasımpaşalıyım diye hani mertlik taslıyor ya... Bir gün olsun üstü kapalı biçimde bugün sorumluluğunu üstlenmemek için başkalarını karaladığı kimi olaylar var ya; bunların birinde olsun, cemaatle birlikte görünmekten utanç veya ıstırap duyduğunu söyleyemiyor. Yok, hayır! 17 Aralık’tan sonra savcılık operasyonu ile ortaya dökülen rüşvet ve yolsuzluk olaylarıyla başlayan süreçte okkanın altına düşmemek için... Zaten yıllardır toplumda devlet içinde devlet olarak dilediğini yapan cemaati tek suçlu diye göstererek hissesine düşen sorumluluktan... ...bugün sıyrıldığı ama yıllarca göz yumarak ortaklık ettiği cemaate yönelttiği suçlamaların, sorumlulukların hesabının gün gelecek kendisine de sorulmayacağını sanıyorsa, büyük bir yanılgı içinde! Ha o güne dek kim öle kim kala diye düşünmüyorsa... elbette vicdan huzur içinde yoluna devam edebilir. HHH Bütün gerçekler kamuoyunun gözleri önünde yaşanırken... Başbakan meydanlarda paralel devlet dediği cemaat ve Gülen’in kökünü günlerdir tabii seçimden sonrakazıyacağım diye bağırıyor... İşit de inanma demeye vakit bırakmadı. Meğer cemaati inlerine kadar girerek kökünü kazıyacağım derken asıl amacı özgürlükleri Twitter’ı kapatmaktan başlayarak kökünü kazımakmış! Tabii telefon kayıtları yayınlayan Twitter’ın suçu büyük! Bu kayıtların montaj olduğunu kanıtlayacağı yerde, kolayını buldu. Kayıtları aynen yayınlamak, duyurmak ha, al sana özgürlük dedi, Twitter’ı kapatıverdi! RTE’ye özgürlüğün bu kadarı da fazla geldi!.. Mahkemenin gece yarısı 23.30’da açıkladığı Twitter’ı kapatma kararını... Başbakan, bir öğle vakti Bursa’da meydan mitinginde açıkladı! Hem de iftiharla, gururla göğsünü kabartarak: “....Mahkeme kararı çıktı...Twitter mivittır hepsinin kökünü kızayacağım!..” dedi. Demokratlıkla geçinen ama demokrasinin başlıca öğesi özgürlük kavramını bu denli hakir gören, aşağılayan bir Başbakan görülmüş müdür acaba diye sakın ola Batılı demokrasilere sormaya kalkışmayın. Yanıt elbette hayır! HHH Tartışmalar boşuna. AKP’nin Meclis’e dört bakanın durumlarının araştırılması için verdiği önergeyle rüşvetin üstünü örtmeye hazırlandıklarını bugün açıklandı. “Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama ve görevini kötüye kullanmadan Meclis soruşturması” açılmasını istiyor. HHH CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da hâlâ meydanlarda rüşvet alan bakanını kurtarmaya hazırlanan RTE iktidarında“Başçalan’ın da fezlekesini yazacak yürekli bir savcı arıyor!” Yeniden tutuklandı İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Başsavcılığın Danıştay baskını tetikçisi Arslan’ın 5 yıllık tutukluluk süresini doldurmadığı itirazını yerinde gördü İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında, Danıştay’a silahla baskın ve Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması dosyasından sanık Alparslan Arslan’ın yeniden tutuklanmasına karar verildi. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Arslan’ın başka bir davadan hüküm giymesi üzerine tutukluluğuna ara verildiği ve 5 yıllık tutukluluk süresini doldurmadığı itirazını yerinde gördü. Arslan, tahliye kararına karşın mahkemeye hakaret ettiğine ilişkin kesinleşmiş hükümler nedeniyle cezaevinden çıkamamıştı. Ergenekon davasında 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay’ı basarak Mustafa Özbilgin’i öldürmek, Danıştay hâkimleri Mustafa Birden, Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ile Ahmet Çobanoğlu’nu yaralamak ve Cumhuriyet gazetesine bomba atmaktan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Alparslan Arslan’ın tutuklulukta 5 yıllık süresini doldurduğu gerekçesiyle tahliyesine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Duruşma Savcıları Bürosu itiraz etti. İtirazı değerlendiren İstanbul 6. Ağır Ce Cumhuriyet’in itirazına ret Cumhuriyet gazetesi avukatlarının, “işlenen suçun vahameti, kamu vicdanı” gerekçesiyle Arslan’ın tahliyesine itirazı ise İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Gazetemiz avukatlarının itirazını 20 Mart tarihinde reddeden İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi ret kararına gerekçe olarak, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını yerinde olduğunu gösterdi. Korsan Gazetecilik 27 Ekim 1957’den bu yana yapılan seçimleri ve halkoylamalarını izliyorum. Böylesi bir dönem yaşandığını hiç görmedim. Anadolu’da gazetecilik yapan yayın sahibi ve çalışanı meslektaşlarımın en büyük rahatsızlığı, propaganda sürecinde ortaya çıkan korsan gazetelerden olur. Çünkü bir partiyi ya da adayı desteklemek amacıyla pat diye ortaya çıkan korsan gazeteler, amaçları nedeniyle ne meslek ilkelerini dinlerler ne de nezaket kurallarını. Yerel ilanlara da ortak oldukları için, zaten zorluk içinde bulunan gazetelere verdikleri parasal zarar ise cabası sayılır. Korsan gazetecilik mantığı bu yerel seçimde “yaygın basın” tanımındaki gazetelere de sıçramış görünüyor. İstanbul merkezli hazırlanıp çeşitli illerdeki tesislerde basılarak 81 ilin büyük bölümüne dağıtılan yaygın gazeteler, tam bir içerik değişikliğine uğradılar. Özellikle AKP’yi destekleyenler arasında, partinin oy oranını en azından korumasını, bunun yanında da adaylarının kazanmasını sağlamak amacıyla olağanüstü bir çaba var. Uygulamalar arasında kimi muhalefet partilerini ve adaylarını kötülemek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Yandaş kanallarsa onları bile sollamış durumda... AKP karşıtı olan kimileri de aynı yöntemle oy kaybı yaratmaya uğraşıyorlar. HHH Seçim öncesinde en önemli görev ve rol, anket kuruluşlarına düşüyor. Ama sonuçlar o kadar çelişkili ki. Kimi televizyon kanallarına çıkan araştırma şirketi yöneticilerinin kullandıkları sözcükler çelişkinin ipuçlarını da veriyor. Gezici Araştırma Şirketi’nin 2228 Şubat arasında 36 il, 192 ilçe ve 210 mahallede yaptığı araştırmanın sonuçları kısa bir süre önce açıklandı. 2646’sı kadın toplam 5292 oy verme hakkına sahip kişiyle yapılmış olan anketin hata payı da yüzde 1.2 olarak belirtiliyordu. Sayılar ve yerler TÜİK verilerine göre seçilmişti. Yöneltilen sorularla yanıtlarını aktarmak istiyorum. l Öcalan ile MİT’in PKK konusunda görüşmelerini onaylıyor musunuz? Evet: 25.7, hayır: 74.3 l Hükümetin yolsuzluk yaptığına inanıyor musunuz? Evet: 68.5, hayır: 31.5 l Bu gerçek bir yolsuzluk operasyonu mudur? Evet: 69.4, hayır: 30.6 l Hükümet sizce yargıya müdahale ediyor mu? Evet: 68.8, hayır: 31.2 l Adil yargılanacağınıza inanıyor musunuz: Evet: 27.2, hayır: 72.8 Yanıtları irdeleyince ve hata payına 1 tam sayı ekleyince iktidar partisini destekleyenlerin verdiği en yüksek yanıt oranı yüzde 32.5 oluyor. İlginç bir rastlantı da bu oranın, AKP’nin kimi alacağı oy olasılığı oranı söylemleri ile örtüştüğü görülüyor. Adayların kimlik ve kişiliklerinin etkisi ile “Olsun. İslamiyete hizmet ediyor ya” kanısını da dikkate almak gerekiyor. Ama şu da başka bir gerçek ki sonuçları irdeleyip sonuca varma konusunda sosyal bilimler ve uzmanları ile sosyal siyasetçilere önemli görevler düşüyor. za Mahkemesi 19 Mart 2014 tarihli kararında, Arslan’ın Ankara 11 Ağır Ceza Mahkemesi’nce 21 Mayıs 2006 tarihinde tutuklandığı anlatıldı. Arslan’ın Sincan 2. Asliye Ceza Mahkkemesi’nce kesinleşen 4 yıl 9 ay hapis cezasının infazı nedeniyle, Danıştay dosyasından tutukluluğuna 5 Haziran 2012 tarihinde ara verildiği, Danıştay dosyasından tutukluluğunun 1040 gün olduğu kaydedildi. Kararda, Arslan’ın 10 Mart’ta tutukluluk süresinin 5 yılı geçtiği gerekçesiyle tahliye kararı verildiğine dikkat çekilerek “Azami tutukluluk süresinin 5 yıl karşılığı olan 1825 gün olduğu, sanık Alparslan Arslan’ın 5 yılın altında olacak şekilde tutuklu olarak kalmış olması nedeniyle itirazın kabulüne” ifadesi yer aldı. Mahkeme, halen Silivri Cezaevi’nde bulunan Arslan’ın Ergenekon dosyasından tutuklanması için yazı yazılmasını kararlaştırdı. Aslan’ın, cezaevinde bulunduğu sürede işlediği üç ayrı suçtan kesinleşmiş cezası bulunuyor. Aslan “kamu malına zarar verme” suçundan yargılandığı Sincan Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Aslan’ın ayrıca Silivri Asliye Ceza Mahkemesi’nden mahkemeye hakaret suçundan 1 yıl ve 6 ay kesinleşmiş cezası bulunuyor. Arslan’ın diğer davaları 2 güvenlik görevlisinin şehit olduğu saldırıda 3. terörist de ele geçirildi 50 dolar yakalattı Kozanoğlu Şehit eşi Ümmi Çaban ve kızı Zehra Betül. Çoban Şehit Kozanoğlu’nun cenazesi Adana’da toprağa verildi. Şehitler uğurlandı han ilçesine bağlı DoNiğde’de terörist kuztekne köyünde saldırısı sonucu şetoprağa verildi. Adahit olan polis memuru na Emniyet MüdürlüAdem Çoban (42) ve ğü’ndeki törenin arastsubay Adil Kozadından şehit Çoban’ın noğlu için Adana’da naaşı Dokuztekne ködüzenlenen töreyünde defnedildi. Şenin ardından cenazehidin eşi Ümmü Çoler, toprağa verilmek ban, 3 kızı ve yakınlaüzere memleketlerine rı tören sırasında güçgönderildi. lükle ayakta durabildi. Şehit Çoban’ın 14 yıllık polis Kozanoğlu’nun naaşı memuru olduğu, 5 yıl Adana’da düzenlenen önce Niğde’de göreve törenin ardından Türbaşladığı öğrenildi. koğlu ilçesindeki baba Tören sırasında şeevine getirildi. Burada, Öğrenciler protesto etti hit düşen polis memubaba Duran ve anne Niğde’de lise öğrencileri ve vatandaşlar terör saldırısını ru Çoban’ın eşi ÜmHatice Kozanoğlu ile protesto etti. Niğde Ticaret Li mü Çoban’ın yakınınşehidin eşi Elif Kozasesi önünden başlalayan yüda oturan ve gözyanoğlu Türk bayrağına rüyüşe, kent meydanında dişı döken kızları Zehsarılı tabutun başında ğer okullardan çıkan öğrenra Betül, Hacer ve gözyaşı döktü. Eşinin cilerle vatandaşlar da destek Bedia’yı, görevli ponaaşı önünde ağıtlar verdi. (Fotoğraflar: AA) lis memurları teselli etyakan Elif Kozanoğmeye çalıştı. Görevlu, “Saldırıyı yapanlar boşuna gururlanmasın, Allah on li kadın polis memurları sürekli ağlayan küçük Zehra Betül’ü saçlarını okların belalarını verecek” dedi. Şehit şayarak sevdi. Kozanoğlu’nun cenazesi köy mezarlıSaldırıda öldürülen kamyon şoğında defnedildi. förü Turan Yaşar’ın cenazesi ise Saldırıda şehit olan polis memuru Ulukışla’dan Ankara’ya gönderildi. Adem Çoban (42) ise memleketi Cey NİĞDE / ANKARA (Cumhuriyet) İçişleri Bakanı Efkan Ala, Niğde’nin Ulukışla ilçesinde 2 güvenlik görevlisinin şehit olduğu, bir kamyon sürücüsünün hayatını kaybettiği saldırıyı gerçekleştirdikten sonra kaçan üçüncü teröristin Pozantı civarında bir köyde yakalandığını açıkladı. Bakan Ala, saldırganlardan ikisinin Arnavut, birinin Kosova doğumlu olduğunu ve Arapça konuştuklarını ifade etti. Yaralı iki teröristten 18 yaşındaki E.S’nin Arnavutluk, 23 yaşındaki Ç.R’nin Kosova uyruklu olduğu ortaya çıktı. Dün yakalanan diğer terörist 18 yaşındaki E.A’nın da yine Arnavutluk vatandaşı olduğu belirlendi. Saldırganların, IŞİD veya El Kaide terör örgütü üyesi olabilecekleri bildirildi. Saldırganların, hedefinin tam olarak neresi olduğunun öğrenilemediği kaydedildi. Hatay’dan kiraladıkları taksiyle İstanbul’a giderken Ulukışla’da yol kontrolü sırasında durdurulan 3 terörist, güvenlik güçlerine saldırmıştı. Çıkan çatışmada 1 astsubay ve 1 polis şehit olmuş, 5 asker de yaralanmıştı. Bir kamyonu gasp ederek şoförünü öldüren, Arapça konuşan teröristlerden 2’si kısa süre sonra yakalanmıştı. İddiaya göre, önceki akşam hava karardıktan sonra köye gelen E.A., gizlice girdiği köy camiinde geceyi geçirdi. Dün sabah cemaatle birlikte namaz kıldı, ardından da köydeki bakkala giderek bir ekmek alıp 50 dolar verdi. Paranın üstünü almayan E.A.’dan şüphelenen bakkal, durumu jandarmaya bildirdi. Yakalanan saldırganın sorgulanmak üzere Niğde’ye götürüldüğü öğrenildi. Öte yandan, çatışmada yaralanan iki terörist önceki gece yarısı helikopterle Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Çatışmada ağır yaralanan jandarma er Selahattin Menteş, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde ameliyata alındı. Başhekim Prof. Dr. Kudret Doğru, Menteş’in başına bir kurşunun girip çıktığını belirterek, “Hayati tehlikesi sürüyor” dedi. Para üstünü almadı KURUMDA ÇALIŞMIŞ OLMA ŞARTI KALKTI TSK’ye ‘dışarıdan’ atamanın önü açıldı MUSTAFA ÇAKIR Hayati tehlikesi sürüyor Doğan’ın avukatından bir dilekçe daha ‘Yargıtay Başsavcılığı Balyoz kararına itiraz etsin’ İstanbul Haber Servisi Balyoz davasından 20 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın avukatı Hüseyin Ersöz, özel yetkili mahkemelerin kapatıldığına dikkat çekerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Yargıtay’ın Balyoz hükmünü onama kararına itiraz etmesini talep etti. Emekli Orgeneral Çetin Doğan ile emekli Albay Hakan Büyük’ün avukatı Ersöz, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin, 9 Ekim 2013 tarihli onama kararına Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda itiraz edilmesi için dilekçe verdikten sonra yaşanan gelişmelere dikkat çeken bir dilekçe daha sundu. Ersöz, dün Yargıtay Başsavcılığı’na sunduğu dilekçesinde, özel yetkili mahkemeleri kaldıran yasanın 6 Mart’ta yürürlüğe girdiğine ve Balyoz davasına bakan mahkemenin lağvedildiğine dikkat çekti. Ersöz, şöyle devam etti: “Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerekçelerinin, 20 Ocak 2014 tarihli TÜBİTAK Bilirkişi Raporu ile 5 No’lu harddiskin manipüle edilmiş olduğunun göz önüne alınması gerekmektedir.” SEÇEN: YARGIYA MÜDAHALE Ergenekon’un gerekçeli kararı son gününde tamamlandı OLDU AMA UYGULAMADIM İstanbul Haber Servisi Eski Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in yargıya müdahale edildiğine ilişkin iddialarına yanıt veren eski Başsavcıvekili Fikret Seçen, “Yargıya müdahale oldu, tehditler aldım ama uygulamadım” dedi. Yılmazer, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasını Başbakan’ın istediğini, Ergenekon ve KCK soruşturmasında tutuklamaların Erdoğan’ın bilgisi dahilinde yapıldığını söylemişti. Seçen, “Sorumluluğum altında bulunan soruşturma dosyalarında, hukuka aykırı talepler içeren müdahalelere muhatap oldum. Ancak her kimden gelirse gelsin hukuka aykırı talepleri kesinlikle yerine getirmeyerek mevcut deliller doğrultusunda vicdani kanaatim ile hareket ettim” dedi. Binlerce sayfa gerekçe İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasını karara bağlayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararın yazımını, yasal sürenin son gününde tamamladı. Silivri Cezaevi Yerleşkesi’nin karşısındaki büyük salonda çalışmalarını sürdüren Başkan Hasan Hüseyin Özese ile üye hakimler Sedat Sami Haşıloğlu ve Hüsnü Çalmuk’tan oluşan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti dün açıklama yaptı. Heyet “istenilen düzeyde olmasa da gerekçeli kararın tamamlandığını” açıkladı. Mahkeme, hafta sonu da çalışarak gerekçeli kararın redak tesini yapacağı, en kısa süre içerisinde Ulusal Yargı Ağı (UYAP) üzerinden ilgililere tebliğ edeceği belirtildi. Heyet, gerekçeli kararın binlerce sayfadan oluştuğunu kaydetti. Kararın pazartesi günü açıklanması bekleniyor. HSYK 3. Dairesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese ve üyeler Sedat Sami Haşıloğlu ve Hüsnü Çalmuk hakkında, “Ergenekon davasının gerekçeli kararını hâlâ yazmadıkları” gerekçesiyle oy çokluğuyla inceleme kararı vermiş ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da inceleme kararını onaylamıştı. ANKARA Askeri kurumlarda görev yapan müdür, müdür yardımcısı, uzman gibi sivil memurların doğrudan “dışarıdan” atanabilmelerinin önü açıldı. Yönetmelik değişikliği ile bu kadrolara atanacak memurların belli bir süre Genelkurmay, Milli Savunma Bakanlığı (MSB)ya da kuvvet komutanlıklarında çalışmış olma koşulu kaldırıldı. MSB, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarında Görevli Devlet Memurlarının Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nde değişiklik yapıldı. Mevcut yönetmelikte müdür kadrosuna atanabilmek için en az 8 yıl hizmet süresi bulunmak, bu hizmetin 6 yılının uzman veya müdür yardımcısı görevlerinde, 3 yılının da atamanın yapılacağı MSB, Genelkurmay Başkanlığı ya da kuvvet komutanlıklarında geçmiş olması şartı aranıyordu. Yapılan değişiklikle, 3 yılın kurumda geçmiş olması şartı kaldırıldı. Yazı işleri müdürlerinin atamalarında da değişiklik yapıldı. Yazı işleri müdürlerinin 2 yıl atamalarının yapılacağı MSB, Genelkurmay veya kuvvet komutanlıklarında çalışmış olma şartı kaldırıldı. Yönetmelik değişikliği ile müdür yardımcısı ve yazı işleri müdür yardımcısı kadrosuna atanacakların 2 yıl, uzman kadrosuna atanacakların 3 yıl, başmühendis kadrosuna atanacakların 5 yıl, idari hizmetler grubunda yer alan kadrolara atanacakların da 2 yıl MSB, Genelkurmay veya kuvvet komutanlıkları kadrolarında çalışmış olmaları koşulu aranmayacak. Yönetmelik değişikliğine göre, müdür ve yazı işleri müdürü kadrolarına atanacakların yazılı ve sözlü sınavda, diğer görevlere görevde yükselme suretiyle atanacak personelin ise yazılı sınavda başarılı olmaları gerekecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle