03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MART 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 15 Türkiye’nin Davos’una Türkiye’nin Davos’u olarak adlandırılan Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne bu yıl Twitter yasağı damgasını vurdu. Zirveye katılım önceki yıllara göre düşük kalırken birçok iş insanı da Twitter’a nasıl girilebileceği konusunda birbirinden yardım istedi. Ekonomi Sevrisi Twitter’a erişimin engellenmesi, bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ana gündem maddesini oluşturdu. Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergilerinin işbirliğiyle düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne katılım önceki yıllara göre düşük kalırken katılımcıların sorulara çok fazla cevap vermek istememesi dikkat çekti. Bu arada birçok katılımcı da Twitter’a nasıl girilebileceği konusunda birbirinden yardım istedi. Eczacıbaşı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Erdal Karamercan kimsenin böyle bir şeyin yanında olmasının mümkün olmadığına dikkat çekerek “Ülkemize hayırlı oldu lafını etmeyeceğim. Böyle bir şey beklemeyin benden. Yabancı ortaklar soruyorlar. Anlatıyoruz. Anlamıyorlar. Cemaat diyoruz. Paralel diyoruz. Anlamıyorlar. Ama tedirgin değiliz biz. Ülkeyi 3 aya kilitleyin son 10 yılı görmezden gelmemek lazım. Sadece gündeme kilitlenirsek pesimist olmaya başlarız” diye konuştu. yasak damga vurdu TÜSİAD: Twitter yasağı orantısız Ekonomi Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), yıllarca YouTube başta olmak üzere binlerce web sitesine erişimin engellendiğini; internet yasakları ile ilgili mevzuatta olumlu yönde düzenlemeler yapılması gerekli iken, son çıkan kanun ile yasa koyucunun daha da tartışmalı bir düzenlemeye imza attığını belirterek, şimdi ise Twitter’ın erişime engellenmesi kararı Muharrem ile karşı karşıya olunduYılmaz ğunu vurguladı. TÜSİAD, “Orantısız ve özgürlüklere aykırı bu tür yasaklamala Çevir Kazı Yanmasın Ne zamandır Başbakan Erdoğan, kalabalıklar ya da kameralar karşısında estirip gürlüyor... Demokratik düzen içinde en doğal, tartışılamaz hak arama çıkışlarını, bireyselörgütsel ölçeklerde düşmanlık, suçla özdeşleştirip önüne geleni yine demokrasiler, hukuk devleti düzeni içinde söz konusu edilemeyecek yöntemler, boyutlarda tehdit ediyor. Estirip gürlemeleri sözde kalmıyor... Arkası Meclis’in bağımsızlığı, yasama işlevi ile ilişkisiz baskı yöntemleri ile ele geçirilmiş olmasından yararlanılarak, torbaların içinde emre boyun eğmek zorunda olan milletvekillerinin içeriğini bilmedikleri yasa değişiklikleri için kaldırdıkları parmaklarla, sonuçları sonradan dehşetle öğrenilen yasalar çıkmış oluyor... Onay makamı olmayan, kamu yararı, hukuka uygunluk denetimi sorumlulukları olan Cumhurbaşkanlığı, kimi ayıplı durumlar için hoşnutsuzluğunu yansıtan söylemler sonrası söz konusu torba yasaları peş peşe onayladıkça, Başbakan’ın estirip gürlediği her konuda mutlak gücü kamuoyunda pekiştikçe pekişiyor... Yandaş medya, sermaye, parti yönetim kadroları, milletvekilleri, seçmen için Başbakan’ın buyruklarına karşı durmak giderek zorlaşıyor... Uzun dönemli siyaset adına, kimi olmazlara, kimi olmazmış gibi söylemler çıksa da bakan, parti yöneticisi, milletvekili, yandaş medya, sermayeden çıkışı yapan her kimse çok da ne dediği anlaşılmayan “çevir kazı yanmasın” çizgisinde eleştirilerle yetinip, oldubittinin sonuçlarına boyun eğmek noktasında kalıyorlar... En çok Başbakan’ın ne demek istediğinin yanlış anlaşıldığı babında düzenlemeler, Başbakan’ın dediği doğrultuda sonuçların alınması ile havada, trajikomik kalıveriyorlar... Sivil diktatoryal yönetim, güç odağı giderek, elbirliği ile pekiştirilmiş oluyor... HHH İktidarlarının ilk yıllarında iç ve dış destekler, rüzgârların arkalarından esmesi bağlantılı bu tabloya “Sivil, geçmişle hesaplaşan, darbelere karşı duruş sergileyen... Sonuçta yenileşmeyi, büyümeyi getiren...” maskesi altında hoşgörü pompalamıştı. Demokrasinin olmazsa olmaz sayısız ilkesi, hukuk devleti düzeninin ayaklar altına alınması görmezlikten gelinmişti... Bana sorarsanız medya güdülemesindeki sivil diktatoryal eğilimlerin pompalanması, haksızlık, hukuksuzlukların alkışlanması süreçlerindeki son kırılma noktası, “Yetmez ama evet” çerçeveli içdış desteklerle beslenen AKP’nin 12 Eylül referandumu ile noktalanmış oldu. Sonrasındaki bugünlere uzanan uzatmalarda artık suç ortaklıklarından kaynaklanan, çıkar ağlarının kırılmasından beslenen korkular egemen... Bu işin savunulabilir, kapatılabilir olamayacağını çoktan öğrenmiş olanlar, küçük ya da büyük çıkar ağı içindeki payları, suç ortaklıkları bağlantılı nereden, nasıl dönebileceklerini bilememenin çıkmazındalar... Baskıtehditşantajın geçerliliği kıvamında.. İşte çevir kazı yanmasın sahneleri aslında yıllardır bu çerçevelerde yürütülüyor... Kuşkusuz Gezi olayları sürecinde İktidarlarının bu anlamda içerden ve derinden bir iç hesaplaşma süreci gündeme geldi... Uzun uzun yinelemeden İktidarlarının içinden “çevir kazı yanmasın” tadında İktidarlarına dönük özeleştirileri, aykırı sesleri, Başbakan Erdoğan’ın yurda döndüğü gün İstanbul meydanlarında öfkeli estirip gürlemesinde ise; Gezi simgesinde toplumun öteki yarısından çok kendi yanındakileri ürkütecek çıkışlarını, bal gibi de ağır tehdit saçan üslubunu anımsayın... Gençlerin canları üzerinden demokrasinin olmazsa olmaz haklarında gerçekleştirilen yeni yasaklar, haksızlıklar zincirlerini. İktidarları içinde liderlikte odaklanan sivil diktatoryal otoriterleşmenin yeni adımlarını... Yine iç hesaplaşmalarda hangi boyutlara gelindiğini bizler öğrenemeden 17 Aralık’ta patlak veren operasyonlarla su yüzüne çıkan ErdoğanGülen iktidar ortaklığının kırılmasından çok ileri, bir diğerinin gücünü yok etme amaçlı olarak tanımlanabilecek savaşları polisiye dizisi kıvamında olaylarla izler olduk... Elbet çoğunluk güdümlü, iki tarafın paylaşmış olduğu yandaş medyaların saklayamadıkları ölçeklerde, sosyal medyanın katkılarıyla.. kirli çamaşırlar çorap söküğü gibi ortalığa saçılıverdi... Türkiye’yi dünya medyası gündeminin odağına oturtan Başbakan’ın Bursa mitingi söylemi; “Twitter mwitter kökünden çözeceğiz... Dünya ne derse desin umurumda değil... Herkes Türkiye’nin gücüne şahit olacak..” çıkışının üzerine... Önceki gece yarısı kullanıcılarının on milyona ulaştığı söylenen Twitter gerçekten kapandı. Sözde Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın uyguladığı idari tedbir, savcılık iradesi, birden fazla mahkeme kararına dayanıyordu. Ama daha dün günün yarısına ulaşılamadan savcılık, uygulama ile ilişkilendirilebilecek mahkeme kararlarının olmadığı bilgilerinin şaşkınlığını yaşadık... Cumhurbaşkanı, kimi ağırlıkları olan bakanlar bile bu işin altında kalmamak üzere kendilerince “siyaset kıvamında” aykırı çıkışlar yaptılar... Toptan kapatma olamayacağı ya da resmi kapatma kararına uymadıklarını gösteren açıklamaları oldu. Dünyadan, bizimle ancak mizah diliyle alay eden ağır eleştiriler yağarken, acele karardan dönülebilmesine yönelik formüller, gerekçeler gündeme girdi... rın temelsiz korkuların göstergesi olduğu ve demokrasiye hizmet etmediği açıktır” eleştirisinde bulundu. İnternetin coğrafi sınırlar bulunmaksızın kişiler arasında bir etkileşim aracı olduğunu vurgulayan TÜSİAD, internetin bu özelliğiyle bilgi toplumunun temelini oluşturduğunu belirtti. TÜSİAD, “İnternette haber alma, ifade ve iletişim özgürlüğünün korunması ve bu alandaki yasal altyapının gelişen teknolojiye uyarlanması konusunda ülkemiz yasaklama dürtüsünden maalesef kurtulamamıştır. Gerçek demokrasinin ancak halkın daha fazla bilgiye özgürce ulaşması ve ifade özgürlüğünün teminat altına alınması ile mümkün olabileceğini tekrar hatırlatmak isteriz” açıklamasını yaptı. Genç Yönetici ve İşadamları Derneği (GYİAD) Başkanı Burcu Akdarı Toprak, Twitter’ın yasaklanmasının Türkiye’nin gerilim dolu gündemine yeni sorunlar ekleyeceğini vurguladı. Akdarı Toprak, tüm dünyanın en önemli iletişim araçlarından biri olan Twitter’ı yasaklamanın Türkiye’yi, üçüncü dünya ülkeleri sınıfına indireceğine dikkat çekti. İletişim kanallarını engellemenin ülkenin demokrasi ve özgürlük hedefleri ile örtüşmediğini vurgulayan Akdarı Toprak, “Bilgi çağını yaşadığımız günümüzde yasaklar bizi sadece geriye götürür. Yerel seçimler ve 17 Aralık operasyonları nedeniyle tüm dünyanın gözü Türkiye’nin üzerindeyken alınan bu karar karşısında şaşkınlık yaşıyoruz. Sosyal medyanın olduğu kadar iş dünyasının da önemli bir enstrümanı olan Twitter’a getirilen erişim yasağı kararını yanlış buluyoruz. Türkiye’mizin dış dünyadaki algısına darbe vuran, Türk toplumunun hak ve hukukunu göz ardı edip, bireyin iletişim özgürlüğünü hiçe sayan yasak bir an önce kaldırılmalı” dedi. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, Türkiye’nin normal olmayan bir süreci yaşadığına işaret ederek “Bunun uzun soluklu bir düzenleme olacağını düşünmüyorum. Sadece şunu söylemek isterim. BiEkonomi Servisi Alternatif Bilişim Dernereysel hak ve özgürlükler başkaği de yaptığı yazılı açıklamayla Twitter’a erişim larının hak ve özgürlüklerine haengelini kınadı. Kararın açıkça ifade özgürlüğülel getirmemelidir” diye konuştu. nün ihlali olduğunu vurgulayan dernek, “Hükümet maalesef bir süredir akıl tutulması içeriaşı eğik iş insanı sinde. Son internet yasası değişiklikleri dahil Türk Girişim ve İş Dünyası Konbirçok düzenleme ve uygulamayı akıl sınırlarıfederasyonu Başkanı Süleyman mız, temel demokratik değerler içerisinde açıkOnatça, giderek katılımcı demoklamamız oldukça zor. Twitter’ı kapatmak da bir rasiden uzaklaşan, bunun bir gösçaresizlik ve akıl yoksunluğu” dedi. Açıklamada tergesi olarak Twitter uygulamaşunlar yer alıyor: sını kapatan bir ülkenin başı öne * Twitter, Türkiyeli kullanıcıların ifade özgüreğik iş insanı olmak istemediklerilüklerini kullandıkları çok temel bir mecra. Bu utanç ni söyledi. Onatça, “Türkiye’nin verici sansür uygulaması kesinlikle kabul edilemez. sadece ekonomide orta gelir tuBu, açıkça ifade özgürlüğünün ihlali. zağı sorunu yok. Orta gelişmiş * Seçime giren parti ve adaylar da yoğun bir şekilde Twitter’ı kullanıyor. Yurttaşlar adayları yakınbir demokrasi tuzağında oldudan takip edebiliyor. Bu sebeple Twitter yasağı seçğumuzun da farkına varmalı, me ve seçilme özgürlüğüne de müdahaledir. düzenlemelerimizi bu çerçeve* İnternet, seçim günü yaşanabilecek haksızlıkde gerçekleştirmeliyiz” dedi. ların, hile girişimlerinin hızlıca duyurulabilmesini Turkcell Üst Yöneticisi (CEO) ve yurttaş denetimini sağlayacak. Fakat bu engelleSüreyya Ciliv mahkeme karameler bu olanakları yok ederken ortamı daha da gürının alındığını, operatörlerin de vensizleştiriyor. buna uymak zorunda olduğunu * Türkiye’de kimin hukukuna veya mahkemesikaydederek, “Bu sorunları kısa ne güveneceğimizi bilemiyoruz. Mahkeme kararsürede aşacağımıza ve normallarının keyfiyetle uygulanıyor olması Başbakan’ın leşeceğimize inanıyorum. Ümisözlerini hatırlatıyor: “Twitter mivıtır köklerini dim bu, umarım seçimlerden önkazıyacağız.” ce açılır” dedi. Yeni sorunlar Twitter’ı kapatmak ‘akıl yoksunluğu’ B Ekonomi Servisi Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) Başkanı ve Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı, Twitter’a tedbir amaçlı erişim engelinin ‘çok yanlış bir karar’ olduğunu söyledi. Eczacıbaşı “Umarım yakında değişip eski haline gelir. Bizim algılanmamız açısından şu anda herhalde dünyadaki sayılı yasaklayan ülke konumuna geldik” dedi. TBV’nin konu hakkındaki açıklaması şöyle: * Twitter’a erişimin engellenmesi, yenilenen 5651 sayılı İnternet Kanunu’na aykırı. Ayrıca AB müktesebatına uyum yönünde hukuki taahhüdü olan, anayasasında düşünce ve ifade özgürlüğünü temel hak olarak sayan bir ülke için çok olumsuz bir gelişme. * Dünyada hiçbir demokratik ülke Twitter’ı yasaklamazken, AB üyeliğine adaylık görüşmeleri yapan, Avrupa Konseyi kurucu üyelerinden Türkiye’nin yasaklaması, ülkemizi hak etmediği bir konuma taşıyor. Karar Türkiye’yi ifade özgürlüğünü kısıtlayan antidemokratik ülkelerle aynı sınıfa sokuyor. * Türkiye dışında faaliyet gösteren bir şirkete mahkeme kararlarının ne şekilde uygulanacağı, Faruk Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşEczacıbaşı melerde açıkça belirtilmiş. Bu sözleşmeleri yok sayarak Twitter’a erişimi yasaklamak, asırlar boyu ciddi bir devlet geleneğine sahip Türkiye gibi bir ülkeye yakıştırılamaz. * Temel hak ve özgürlüklere saygılı, uluslararası uygulamalara ve evrensel hukuk ilkelerine uygun bir yasal altyapı geliştirmek zorundayız. Twitter’ı yasaklayarak bilgi toplumu olamayız. ‘Türkiye’ye yakışmıyor’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle