03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MART 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 13 Belediye başkanlığı seçimleri için merkez sağ ve soldan iki göçmen kökenli kadın aday yarışıyor Paris’e kadın eli değecek SÜLEYMAN TOSUNOĞLU PARİS Fransa’da yarın ilk turu yapılacak olan yerel seçimler için Fransa’nın iki büyük siyasi kanadından iki kadın, Paris belediye başkanlığı için yarışıyor. Üstelik iki aday da göçmen kökenli. Sosyalist Parti’nin (SP) kadın adayı İspanyol göçmeni Anne Hidalgo (54) olunca, merkez sağ Halk Hareketi Birliği’nin (UMP) adayı da Polonya göçmeni Nathalie Kosciusko Morizet (40) oldu. Yani İspanya ile Polonya da Paris’te yarışıyor. Bir işçi ailesinden gelen Hidalgo’nun seçim sloganı “Paris Ose” (Cesaret Paris), burjuva bir aileden gelen Morizet’in ise “Nous Somme Paris” (Bizler Parisiz). Yapılan son kamuoyu yoklamalarında Sosyalistlerin 6 puan önde olduğu görünüyor. Solun adayı Hidalgo, Fransa İçişleri Bakanı Manuel Valls gibi İspanyol asıllı. 1959 yı Hidalgo (ortada) 8 Mart gösterilerine katılmıştı (Fotoğraf: AP/ AFP) Hollande’ın popülaritesinin düşmesine karşın, seçimlerde merkez solun adayı İspanya doğumlu Hidalgo’ya şans veriliyor. Sağın adayı Morizet’in en büyük kusuru ise “çok fazla üst sınıf” olması. zı olarak 1973 yılında Paris’te dünyaya geldi. Morizet, Fransa Komünist Partisi’nin kurucularından olan Andre Morizet’in torunu. Morizet eski Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin sözcüsü olarak da tanınıyor. Paris Belediyesi’ni son iki dönem yöneten Sosyalist lında İspanya’da dünyaya geldi, ailesinin Fransa’ya göç etmesinden sonra eğitimini burada tamamladı. İki evlilik yapan Hidalgo’nun bir çocuğu var. Son olarak Pa Reklamında Gayet oynuyor ris Belediyesi’nde birinci başkan yardımcılığını yürütüyordu. Hidalgo’nun seçim reklamlarında ise Cumhurbaşkanı Hollande ile ilişkisi olduğu söylenen Julie Gayet oynuyor. Merkez sağın kadın adayı Morizet, Polonya kökenli göçmen bir ailenin kı eşcinsel başkandan sonra adaylardan hangisi kazanırsa kazansın artık Paris’i bir kadın başkan (Madame Présidente) yönetecek. Fransa’da siyasi yasalar gereği partilerin seçim listelerinde kadın ve erkek adayların eşit oranda gösterilmesi yükümlülüğü var. Seçim çalışmalarını sürdürdükleri ofislerinde kısa da olsa kadın adaylık konusu üzerinde görüştüğümüz adaylar biraz da gülümseyerek “yıllarca erkeklerin yönettiği Paris’i artık kadınların yönetmesi gerektiğini” vurguluyor. Fransa’da, her zaman olduğu gibi sessiz ve sakin bir şekilde geçecek seçimlerde belediyelerin çeşitli caddelere koymuş olduğu afiş panolarının dışında herhangi bir yere afiş veya fotoğraf asılması kesinlikle yasak. Parti mitingleri ise toplantı salonlarında yapılıyor, dışarıda halkı hiçbir zaman rahatsız edici mitingler düzenlenmiyor. Twitter Mwitter, Erdoğan’ın Cesur Yeni Türkiyesi AKP’nin daha doğrusu Erdoğan’ın olay reklam filminin şokunu daha henüz üzerimden atamadım. Filmin önce internette kısa bir kesitini izledim. İnsanların bir mahşer yerine koştururcasına birbirlerinin omuzları üzerine tırmanıp direğe sarıldıkları an tam… Kamera zaman zaman direkten uzaklaşıyor ve kalabalık birtakım varlıkların karıncalar gibi tek bir merkeze akışı kuşbakışı yukardan çekimle görüntüleniyor. Aslında karınca da değil “bunlar termit!” diyorsunuz. Termitler biliyorsunuz karıncaya benzer ama karıncadan farklı olarak birbirlerine hep yapışıkmışçasına bir arada yaşıyan kolonilerle yol alırlar ve minik cüsselerine rağmen devasa kulelere benzeyen tepeler, yuvalar kurarlar. “Aa!” dedim reklamı görünce; “Bu tam bir termit tepesi olmuş!” Kanım dondu... En altta kalanları, coşku ve gurur içinde kendilerine basamak yapan binlerce insan tepeye dönüşecek bir kuleye tırmanıyor! Zirveye varanların silmesi bu arada bir erkek kalabalığı oluyor. Arada bazı kadın figürleri de var ve yer yer seçiliyorlar ama onlar ancak belli belirsiz. Baskın öğe, kuleye zaferle çıkan erkekler! Geri planda bu sırada bir “erkek ses”“Başbakanın sesi” İstiklal Marşı’nı şiir olarak okuyor. Bu meyanda İstiklal Marşı yalnızca bir eril kişinin, başbakanın tekelindeymiş gibisine bir izlenim doğuyor. Reklamın sonunda kırmızı bayrak fonu üzerinde “Millet eğilmez Türkiye yenilmez” sözleriyle zaten başbakanın devasa portresi gözüküyor. Her türlü özgün birey niteliğini yitiren ve sonunda ezici bir termit kolonisine dönüşen “millet”, başbakanla topyekun eşitlenmiş, özdeşleşmiş oluyor! Ağır şartlandırma ve yönlendirmeyle bireyi yekten silen, yok eden Aldous Huxley’nin ünlü kurgubilim romanı Cesur Yeni Dünya’sı gibi adeta bu da Erdoğan’ın “Cesur Yeni Türkiyesi” olmuş! Bir reklam, kendisini, “millet iradesi”nin topyekun ifadesi şeklinde gören bir liderin toplum vizyonunu bundan iyi anlatamazdı diye düşündüm. Erdoğan’ın “Cesur Yeni Türkiyesi”ndeki bizler, o reklamdaki küçük “termit”leriz işte. Dişi “termit”ler olarak kadınlar hele en alt basamaklarda gıkımız çıkmadan dizileceğiz; omuzlarımız üzerinden erkekler tepelere tırmanacak ve en üst, en tepede “Cesur Yeni Türkiye”nin rakipsiz lideri Recep Tayyip Erdoğan olacak! Bu reklamın şokunu üzerimden atmaya çalışırken tam “Twitter yasağı” geldi. Türkiye, Çin’den sonra dünyada “Twitter”ı yasaklayan ikinci olmuş. Hiç şaşırmadım. Yanı başımızdaki dinci İran’da bile geçen yıl “Twitter yasakları” kalktı. İran’ı dünyaya açmayı kendilerine görev bilen reformcu yeni Cumhurbaşkanı Ruhani ile ülkenin beğenilen yeni Dışişleri Bakanı Cevat Zarif, yönetime geleli beri “Twitter” ve “Facebook” açılımını birlikte, kendilerine bayrak edindi. Bizde ise “liderin” “Türkiye vizyonu” bir “termit tepesi” olunca böyle her şey bir andan diğerine yasaklanabilir oluyor. “Uluslararası camia öyle der, böyle der hiç beni ilgilendirmiyor. Bunun özgürlükle mözgürlükle alakası yok. Ülkemin güvenliği söz konusu” diye bakın artık “lider” dünyaya da meydan okuyor! Ve kendisini giderek neredeyse bir başka termit topluluğu olarak gördüğü, uluslararası camia üzerinde de konuşlandırıyor. Neyin “mözgürlük” neyin “özgürlük” olduğunu yalnız o biliyor ve o tanımlıyor. “Ülke güvenliği” gene haşa onun şaşmayan takdirine kalıyor. “Alo Fatih”, “Alo Mustafa”dan sonra “Alo Twitter” moduna da bağlanan bu ulu takdir dışına çıkıldığında; “ülke güvenliği”, tehlikeye atılmış sayılıyor ve “ülkeye fitne sokulduğu” varsayılıyor! Liderin “millet iradesi” ile özdeşleştirilen iradesine karşı çıkan “ülke güvenliğini tehdit” gibi akla gelebilecek en ağır suçla artık suçlanıyor. Dünyanın her yerinde böylelerine konulan teşhis bellidir. “Yetmez ama evet”çiler bile sonunda uyandı! “Erdoğan kendi diktasının peşinde” diyerek baksanıza Hasan Cemal kıyamam bağırıyor: “Kendi tek adamlığının peşinde. Demokrasi onun kitabında yazmıyor. Özgürlük yazmıyor. Hukukun üstünlüğü yazmıyor. Yargı bağımsızlığı yazmıyor. Kuvvetler ayrılığı yazmıyor. Özgür medya yazmıyor!”diye döne döne yakınıyor.” Geç oldu, temiz oldu Hasan! Sende ampul yanana dek bizler böcek olduk. Termit tepesi gibi ABUkrayna Dış Haberler Servisi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kırım’ın ilhakını öngören yasayı imzalayarak resmileştirirken Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna arasında ortaklık anlaşmasının siyasi kısmı imzalandı. Brüksel’deki AB zirvesine katılan liderlerin huzurunda, Ukrayna geçici hükümeti Başbakanı Arseniy Yatsenyuk ve AB Konseyi Başkanı Herman von Rompuy anlaşmaya imza koydu. Ortaklık anlaşmasının en önemli bölümü olduğu belirtilen serbest ticaret anlaşması Ukrayna’da 25 Mayıs’ta yapılacak devlet başkanlığı seçimleri sonrasına bırakıldı. Ukrayna’nın devrik Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in TER S) (REUTERS) siyasi ortak oldu AB ile müzakere ettiği ortaklık anlaşmasını imzalamaktan vazgeçmesi protesto gösterilerine ve yönetim değişikliğine yol açmıştı. Brüksel’de toplanan AB liderleri, Kırım’ı ilhakını kınadıkları Rusya’ya ek yaptırım kararı da aldılar. Buna göre, 12 Rus ve Kırımlı yetkilinin daha mal varlıkları dondurularak vize yasağı getirildi. 33 kişiye çıkan listede Rusya Federasyonu Konsey Başkanı Valentina Matvienko ve Başbakan Yardımcısı Dimitri Rogozin’in de var. Haziran ayında düzenlenmesi öngörülen ABRusya zirvesinin ve AB üyesi ülkelerin Moskova ile planlanan ikili zirvelerinin de iptal edildiği açıklandı. Putin ise yaptırımlara karşılık vermeyi şimdilik durdurmayı düşündüklerini söyledi. Rusya Devlet Başkanı, ABD’nin yaptırım kararı çerçevesinde “Rossiya Bank” müşterilerinin MasterCard ve Visa işlemlerinin engellenmesi konusunda, “Bildiğim kadarıyla orta ölçekli bir banka. Şahsen benim o bankada hesabım yok, ancak pazartesi günü mutlaka bir hesap açacağım” dedi. Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasını öngören yasa, parlamentonun üst kanadı Federal Konsey tarafından da onaylanmasının ardından Putin tarafından imzalanarak dün yürürlüğe girdi. Yasayla, Rusya’da 83 olan bölge sayısı 85’e çıkarılırken, 1 Ocak 2015 yılına kadar geçiş süreci işletilecek. Rusya Başbakanı Dmitri Medvedev de Ukrayna’nın bugüne kadar Kırım’daki Rus donanma üssüne ev sahipliği yapması nedeniyle faydalandığı doğalgaz indiriminden elde ettiği 11 milyar doları geri istediklerini duyurdu. Japonya ise Ukrayna’ya 1.0 milyar dolar mali yardımda bulunacağını açıkladı. Lübnan’ın Trablusşam kentinde Suriye rejimi yanlıları ile karşıtları arasında önceki gece boyunca devam eden çatışmalarda 3 kişi öldü. Bir haftadır süren çatışmalarda ölenlerin sayısı 16’ya yükseldi. ‘Orta ölçekli bir banka’ Sınırda Esad Dış Haberler Servisi Suriye’de yönetime bağlı güçlerin denetiminde olan Kesep sınır kapısına saldırı düzenleyen muhalif güçlerin bölgenin büyük bölümünü ele geçirdiği bildirildi. AA’nın haberine göre, Türkiye’nin Yayladağı sınır kapısının karşısında bulunan Lazkiye’ye bağlı Kesep’e Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) saldırı düzenledi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise bölgenin El Nusra Cephesi, Şam el İslam ve Ensar el Şam militanlarının saldırısına uğradığını duyurdu. Suriye devlet televizyonu da ge güçlerine saldırı lişmeleri son dakika haberi olarak verdi ve ordunun “Türkiye’den sızan terörist çetelerle” çatıştığını bildirdi. Çatışmalar nedeniyle Yayladağı Sınır Kapısı’na giden yolda önlemler artırıldı. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Heather A. Higginbottom dün Adana’da AFAD Sarıçam Konaklama Tesisi’nde misafir edilen Suriyelileri ziyaret etti. Higginbottom, bölgedeki insani yardım faaliyetleri için 1.7 milyar dolar, Türkiye’deki faaliyetler için ise 127 milyon dolardan fazla katkıda bulunduklarını söyledi. Özgürlük mözgürlük… Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasını öngören yasayı onaylayan Putin, ABD yaptırımında adı geçen bankada hesap açtıracağını söyledi. ‘HOLLANDA’YI FASLILARDAN ARINDIRMA’ SÖZÜ MAHKEMELİK YUSUF ÖZKAN AMSTERDAM Hollanda’da aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders’ın, “daha az Faslı” çağrısı, ırkçılık tartışmalarını yeniden alevlendiridi. Wilders’ın, “Hollanda’nın Faslılardan arındırılmasına” yönelik sözleriyle “ayrımcılık, kin ve nefreti körüklediğini” düşünen çok sayıda kişi suç duyurusunda bulundu. Sağ partilerden de “artık Wilders’la ittifaka kapalı oldukları” mesajı geldi. Kamuoyu yoklamalarına göre ülkenin en büyük partisi konumunda bulunan PVV, yerel seçimlerde yabancı düşmanlığına sarıldı. Wilders, Lahey’deki seçim konuşmasında, “Daha az Faslı istiyorsanız bize oy verin” demiş, “suça karışan, işsiz Faslılar”ın ülkelerine geri gönderilmesi çağrısı yapmıştı. Wilders, seçim gecesinde televizyonlardan canlı verilen konuşmada salona “Hollanda’da daha az mı, çok mu Faslı istersiniz” sorusuna, salondakiler “az, az, az!” karşılığını vermişti. PVV ile ittifak yapabilecekleri sinyali veren Başbakan Mark Rutte, “Wilders’ın söyledikleri ağzımda kötü bir tat bıraktı” dedi. İşçi Partisi lideri Diederik Samsom, Wilders’in ayrımcılık suçu işlediğini söyledi. Hıristiyan Demokrat Parti (CDA) de PVV ile işbirliğine “kapıları kapattığını” açıkladı. PVV Milletvekili Roland van Vliet, Volkert van der Graaf’a hitaben, “Valkert, nerdesin? Ülkenin sana ihtiyacı var” diye yazdı. Alman Haber Ajansı DPA da, Wilders’ın bu sözlerinin Nazi Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in tekrarı olduğu yorumunu yaptı. Wilders hakkında Lahey savcılığı ile Ayrımcılıkla Mücadele Bürosu ve Eşit Haklar Komisyonu’na yüzlerce şikâyet yapıldı. Savcılık gerek görürse dava açacak. Ülkenin birçok yerinde hem Hollandalı sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler hem de göçmen örgütlerince protestolar düzenlenmesi bekleniyor. Wilders ise tepkileri partisinin başarısını engellemek için yapılan bir “linç ve karalama kampanyası” olarak değerlendirdi. “Yanlış bir şey söylemediğini” savunan sağcı lider, “Bizi eleştirenler, rahatsız olanlar ağaca çıksın” dedi. Wilders, “Göçü kısıtlayarak geri dönüşü teşvik etmeliyiz” diye konuştu. (REU u Ağırı sağcı Özgürlük Partisi liderinin “Faslıları ülkelerine gönderme” çağrısı, ülkede büyük tepki gördü. Sağ partiler, sözlerin sahibi Wilders ile ittifaktan vazgeçtiklerini belirtti. Wilders’ın sözlerinin “bardağı taşırdığını” belirterek istifa etti. Wilders’ın sözlerine sosyal medyadan tepki yağdı. En sert tepkilerden biri, ünlü aktör Thijs Römer’den geldi. Römer, Twitter mesajında, aşırı sağcı lider Pim Fortuyn’ı öldürdüğü için cezaevinde bulunan Wilders savundu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle