Katalog

SAYFA CUMHURİYET 22 MART 2014 CUMARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Kırım Krizi ve Türk dış politikası Türkiye ile Rusya arasındaki ekonomik ve siyasal ilişkilerin hassas dengeler üzerinde kurulduğunu söylemek zorundayız. Akılcı bir dış politika ile bu hassas dengenin sürekliliğinin korunması, gelecekte sürdürülecek ilişkiler ve çıkarlarımız açısından büyük önem taşımaktadır. Dış politikada bugüne kadar yapılan yanlışlardan dönmenin zamanıdır. 1 Daver DARENDE Emekli diplomatyazar 6 Mart günü Kırım Özerk Cumhuriyeti’nde gerçekleşen referandumun resmi olmayan sonuçlarına göre halkın yüzde 96.7’si Rusya ile birleşme yönünde oy kullanmıştır. Bu gelişmelerden sonra Rusya yanlısı Kırım yönetiminin bölgenin Rusya Federasyonu’na bağlanması için fazla zaman kaybetmeyeceği yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır. ABD yönetimi ve Batı, referandum sonucunun uluslararası hukuka ve Ukrayna Anayasası’na aykırı olduğunu açıklarken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin referandumun uluslararası hukuka tümüyle uygun olduğunu vurgulamak gere ğini duymuştur. ABD ve Batı, soğuk savaştan sonra Rusya ile son ciddi krizini Ukrayna ve Kırım sorunlarında yaşamaktadır. Gerek ABD ve gerek Avrupa Birliği’nin tüm dayatmalarına karşın Rusya’nın önemli bir nüfuz bölgesi olarak nitelendirdiği için yaşamsal önemdeki Kırım’dan kolay kolay vazgeçmeyeceği, Karadeniz’deki varlığını kısıtlayacak bir politikaya “evet” demesinin beklenmeyeceği zaten biliniyordu. Batı ile Rusya arasında gerilimin doruk noktasına ulaştığı bugünlerde Türkiye’nin komşumuz Rusya’ya karşı çok dikkatli bir dış politika izlemesi gerekmektedir. ABD ve Batı’dan gelebilecek dayatmalar doğrultusunda Türkiye’nin de alınacak yaptırım karar larına katılması, Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasına karşı çıkması, ülkemizin Rusya ile ilişkilerini olumsuz yönde etkileyecektir. Unutulmamalıdır ki Türkiye doğalgaz ihtiyacının önemli bir kısmını Rusya’dan karşılamaktadır. Türkiye ile Rusya arasında ticaret hacmi 50 milyon dolar civarındadır. Her yıl 4 milyona yakın Rus turisti ülkemizi ziyaret etmektedir. Türkiye ile Rusya arasındaki ekonomik ve siyasal ilişkilerin hassas dengeler üzerinde kurulduğunu söylemek zorundayız. Akılcı bir dış politika ile bu hassas dengenin sürekliliğinin korunması, gelecekte sürdürülecek ilişkiler ve çıkarlarımız açısından büyük önem taşımaktadır. Dış politikada bugüne kadar yapılan yanlışlardan dönmenin zamanıdır. Twitter Yetmez... AKP’nin yönetim kadrosunda, milletvekillerinde, örgüt yöneticilerinde, hiç mi sağduyulu insan kalmadı? Bir yandan dudak uçuklatan rüşvet ve yolsuzluk iddiaları... Öte yandan doludizgin bir otoriterleşme... Türkiye’yi nereye götürüyorsunuz? Hepiniz bu gidişten sorumlusunuz, hepiniz! HHH İnsanların olayları, yorumları, duyguları, düşünceleri paylaştıkları etkileşim süreçlerini engellemek için: Elbette sadece Twitter yetmez... Facebook ve YouTube da kapatılmalıdır. Onlar da yetmez... Bütün internet haber ve yorum siteleri kapatılmalıdır. Ama o zaman bile elektronik haberleşme sürecektir: Elektronik postalar da engellenmelidir. HHH Diyelim ki sosyal medyayı, interneti kapattınız: Görsel ve işitsel medyayı ne yapacacaksınız? Televizyonlar ne olacak? Ya radyolar? Hadi onları da kapattınız... Çoğaltılabilan ses ve görüntü kayıtları, plaklar, kasetler, CD’ler ne olacak? HHH Bütün görüntülü ve sesli yayın yapan kaynakları yasakladığınızı farz edelim... Korsan yayınları nasıl önleyeceksiniz? Elektriği mi keseceksiniz? HHH Diyelim ki görsel ve işitsel medyayı da yasakladınız, (korsanlar bir yana) radyo ve televizyonları engellediniz... Basılı medyayı, gazeteleri, dergileri ne yapacaksınız? Gazeteleri, dergileri, kitapları, her türlü basım ve yayın işlerini de mi yasaklayacaksınız? Basılmış olanları yakacak mısınız? HHH İletişim ve basım aracı olarak kullanılan sabit ve dizüstü bilgisayarları, printer’ları daktiloları, baskı, fotokopi ve teksir makinelerini ne yapacaksınız? HHH Ya iletişimin en önemli aracı olan telefonlar? Akıllı ya da normal cep telefonları, sabit hatlı ev ve işyeri telefonları ne olacak? Onları da engelleyebilecek misiniz? HHH Rahmetli annem, büyük yanlışlar yaparak kendi kendini tüketen insanlar için “Allah şaşırtmasın” derdi!