29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 MART 2014 SALI 6 HABERLER SABAH GAZETESİNİN ‘DUBAİ TATİLİ’ HABERİNE İLİŞKİN SUÇ DUYURUSU TAKİPSİZLİKLE SONUÇLANDI Zekeriya Öz adalet arıyor! İstanbul Haber Servisi 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını yürütürken önce Bakırköy’e başsavcıvekili olarak, ardından da Bolu’ya düz savcı olarak atanan Zekeriya Öz’ün, işadamı Ali Ağaoğlu’ nun parasıyla Dubai’de tatil yaptığı iddiasıyla haber yapan Sabah gazetesine “iftira” gerekçesiyle yaptığı suç duyurusuna takipsizlik kararı verildi. Öz ve beraberindekilerin 61 bin 588 dolar tutan tatil masrafının Ali Ağaoğlu’na ait inşaat şirketi tarafından ödendiğinin belirlendiği kaydedilen savcılık kararında, gazete haberinde Öz’ün iddia ettiği gibi iftira, tehdit ve terör örgütüne hedef gösterme suçlarının oluşmadığı belirtildi. Dubai tatili iddialarıyla ilgili haberin ardından savcı Öz, kendisine ait kişisel verilerin yasadışı elde edildiği, bu verilerin çarpıtılarak verildiği, olumsuz algı yaratılmak suretiyle haber yapıldığı iddialarıyla suç duyurusunda bulunmuştu. Soruşturma kapsamında tanık olarak dinlenen işadamı Ali Ağaoğlu’nun, savcı Öz’ün Dubai’de şirketi tarafından misafir edildiğine ilişkin belgeleri savcılığa sunduğu kaydedildi. Savcılık kararında, “Dosyadaki fatura ve belgeler kişisel veri kapsamında değerlendirilemez. Hakaret, iftira ve kişisel verilerin ifşası suçunun unsurları oluşmamıştır” ifadelerine yer verildi. Irak Ukrayna Hattı Eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek hakkında bir yıldır devam eden bir soruşturma varmış Suçu: Suç uydurmak ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı görevinde dinlemelerin yer aldığı bilgisayarların log kayıtlarını sildiği gerekçesiyle açığa alınan Ramazan Akyürek hakkında Ankara’da dikkat çekici gizli bir soruşturma yürütüldüğü ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Akyürek hakkında “suç uydurma” iddiasıyla soruşturma başlattı. 17 Aralık operasyonu sonrasında teftiş kurulu başkanlığı görevinden alınan ve önceki gün de İçişleri Bakanlığı tarafından kimliğine ve silahına el konulan Ramazan Akyürek gündemden düşmüyor. Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Ramazan Akyürek hakkında soruşturma başlattı. Müşteki ve şikâyetçisi gözükmeyen dosyada Akyürek’e isnat edilen eylem u Dinlemelerin yer aldığı kayıtları sildiği gerekçesiyle açığa alınan Ramazan Akyürek hakkında Ankara Başsavcılığı, ‘suç uydurma’ iddiasıyla soruşturma başlattı. Bir yılı aşkın süredir çok gizli bir şekilde yürütülen soruşturmada Akyürek’in hangi suçu uydurduğu konusu ise bir sır gibi saklanıyor. Türk Ceza Yasası’nda düzenlenen “suç uydurma” fiili. Suç tarihinin ise “23 Ocak 2013” olduğu öğrenildi. Akyürek, bu tarihte teftiş kurulu başkanlığı görevini yürütüyordu. Ancak hangi konuda Akyürek’in suç uydurduğu iddiasına ilişkin bilgi sır gibi saklanıyor. TCY’de suç uydurma başlıklı 271. maddede, “İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir” deniliyor. Ramazan Akyürek’in adı, Türkiye’nin son dönemindeki kritik olaylara damgasını vurdu ve Hrant Dink cinayeti ve emniyetçi cemaatçi polisler listesiyle gündemden düşmedi. Gülen cemaatine mensup emniyetçiler içinde adı hep ilk sırada anıldı. Bu nedenle Akyürek’in önceki gün açığa alınıp silahına ve kimliğine el konulması, hükümetin cemaate yönelik operasyonel nitelikteki en önemli adımı olarak görüldü. Dönemin İstanbul Valisi Erol Çakır tarafından o zaman İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı görevini yürüten Akyürek’in siciline, “Emniyet’teki hizipleşme içinde irticai akımlara (Fethullah) yakın. Dikkat edilmelidir” notu düşüldü. Akyürek, İstanbul’dan 2004 yılında Trabzon’a atanınca bu ilde dikkat çeken olaylar yaşandı. Akyürek Trabzon Emniyet Müdürü’yken 2004 yılında Yasin Hayal tarafından McDonald’s bombalandı. Aynı yıl Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Hicabi Cındık, 2005’te Prof. Dr. Sadettin Güner ve üç yaşındaki oğlu çapraz ateşle öldürüldü. TAYAD üyeleri linç edilmek istendi. 5 Şubat 2006’da rahip Santoro öldürüldü. ‘Üstün başarısını’ Trabzon’da sürdüren Akyürek, 9 Mayıs 2006 tarihinde emniyet istihbarat dairesi başkanı olarak atandı. Hrant Dink 19 Ocak 2007’de İstanbul’da öldürüldüğünde Ramazan Akyürek istihbarat dairesi başkanıydı. ‘SIFIRLAMA’ İLE İLGİLİ YENİ İDDİA Son parayla 6 lüks daire İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen “Evdeki paranın sıfırlanmasına” ilişkin ses kaydı için yeni bir iddia daha gündeme geldi. Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak ve ağabeyi Serhat Albayrak’ın avukatlığını yapan Ömer Faruk Akbulut’un 14 milyon 120 liraya Şehrizar Konakları’ndan 6 adet daire aldığı öne sürüldü. Taraf gazetesinde yer alan habere göre Erdoğan’ın oğlu Bilal’le 17 Aralık’ta gerçekleştiği iddia edilen evdeki paranın sıfırlanmasına ilişkin ses kaydıyla ilgili yeni iddialar ortaya çıktı. Çalık Grubu’nun bankası Aktifbank’a ait olan bir dekontta 27 Aralık 2013 tarihinde, Şehrizar Konakları’ndan 6 adet daire için 14 milyon 120 lira ödeme yapıldığı bilgisi yer alıyor. Dekont GAP Yapı İnşaat A.Ş’ye yapılan 14 milyon 120 bin 250 liralık ödemeyi içeriyor. Ödemeyi yapan kişi olarak da ses kayıtlarında adı geçen ve Albayraklar’ın avukatı olarak bilinen Ömer Faruk Akbulut’un ismi yer alıyor. Dekontun açıklama kısmında ise söz konusu ödemenin Şehrizar Konakları’ndan 14/A Blok’ta alınan 123456 No’lu dairelerin bedeli olarak yapıldığı notu düşülüyor. Yine aynı dekontta, hesap ekstre tarihi olarak da 2627 Aralık 2013 tarihleri yer alıyor. Kamuoyunda “paraları sıfırlama” girişimi olarak bilinen ses kaydında, Bilal Erdoğan’ın paraları eritemediği ve son olarak evde 30 milyon Avro nakit kaldığı, paralarla Şehrizar Konakları’ndan daire alınmasının planlandığı iddia edilmişti. Geçen günlerde, Başbakan Erdoğan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen ses kaydında, 17 Aralık tarihinde evdeki paranın dağıtıldığı öne sürülmüştü. Bilal Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel yaptığı açıklamada, müvekkilinin iddia edilen yerden hiçbir zaman herhangi bir daire almadığını, söz konusu haber hakkında yasal haklarını kullanacaklarını söyledi. Amasya’da MEB müfettişlerinin cemaate yakın dershanelerde ‘siyasi baskıya uğrayan öğrenci arayışı’ velilerin tepkisini çekti. YENİ SES KAYDI Otobanda görüşme tuvalette teslim Haber Merkezi 17 Aralık’ta yapılan operasyonunda tutuklandıktan sonra ay başında serbest bırakılan işadamı Rıza Sarraf ile eski Bakan Zafer Çağlayan’ın “para trafiğine kanıt” olduğu ileri sürülen ses kaydı yayımlandı. Haramzadeler adlı Twitter hesabından yayımlanan kayıtta, Zafer Çağlayan’ın telefon dinlemelerine takılmamak için Rıza Sarraf’a 25 farklı telefon kullandırdığı iddia edildi. Kayıtlarda yer alan ifadelere göre, Bakan ile Sarraf’ın görüşmeleri otobanda, belge teslimatı AVM tuvaletinde yapıldı. Rıza Sarraf’ın adamı olduğu iddia edilen Mohammadsade Rastgarshishehg (Sadık) ile Zafer Çağlayan’ın oğlu Kaan Çağlayan arasında geçtiği iddia edilen ilk ses kaydında, Çağlayan’ın Sadık’ı arayıp 24. hattan görüşülmesini istediği iddia edildi. Çağlayan’ın, “24 yok mu abi, 24 yok mu” sorusuna Rastgarshishehg, “Açık, açık bekliyorum” şeklinde yanıt veriyor. Bir diğer görüşmenin ise Sarraf ile Rastgarshishehg arasında geçtiği iddia ediliyor. Görüşmede Sarraf olduğu iddia edilen kişi, Rastgarshishehg’i arayıp “Sadık, yazmış ki 45 dakik sonra Gordion AVM’de ol. Yazmış ki Gordion Alışveriş Merkezi’ne gel orda tuvalette falan görelim birbirimizi” diyor. AMASYA/ EDİRNE (Cumhuriyet) AKP iktidarı ve Fethullah Gülen Cemaati arasında dershaneler nedeniyle başlayan kavga dershane baskınlarına dönüştü. Amasya’nın Suluva ilçesinde Fethullah Gülen Cemaati’ne yakın bazı dershanelere giden Milli Eğitim müfettişleri iddiaya göre, öğrencileri ve velileri sorguladı. Öğrenciler üçerli beşerli gruplar halinde sorguya çağrılıp “Siyasi propaganda yaparak sizi yönlendirmeye çalışıyorlar mı? Devlet büyüklerine yönelik iftira, kin ve nefret uyandırıcı ifadeler kullanıyorlar mı?” gibi sorular soruldu. Öğrencilerin ifadeleri ve Dershane baskınları kimlik bilgileri de alınarak tutanak imzalatıldı. Milli Eğitim müfettişleri, dershane yönetiminden çeşitli öğrenci velilerini çağırmasını istedi. Dershane yöneticilerinin çağırdığı birçok veli uygulamaya tepki gösterirken, itiraz eden velilere müfettişler tarafından “Tutanakları doldurmuyorsanız çıkın gidin” denildiği iddia edildi. Edirne’de aynı şekilde Milli Eğitim müfettişleri tarafından bazı öğrenci ve velilerin ifadelerinin alındığı, “okullarda siyasi propaganda ve devlet büyüklerini zan altında bırakacak ifadelerin kullanılıp kullanılmadığı” gibi sorular sorulduğu belirtildi. Başbakan Erdoğan’dan ses kaydı tepkisi Görev yeri 4 kez değişen polis amiri ‘O kadar para taşınmaz ki’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, önceki akşam Kanal 7’de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Miting meydanlarında sık sık dile getirdiği cemaate yönelik eleştirilerini televizyondan da tekrarlayan Erdoğan, Gülen için “Şimdi Pensilvanya’daki zat, aslında emekli olmuş bir zat değil. İstifaen, Diyanet’ten ayrılmış ve ondan sonra da kendisine, zaten tahsil itibarıyla da ilkokul mezunu bir zat, yeşil pasaport uydurmuşlar, bu yeşil pasaportla 1999’da biliyorsunuz Amerika’ya kaçmış bir zat” ifadelerini kullandı. Erdoğan, başka bir gazetecinin, kendisi ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen telefon kayıtları ile ilgili olarak “Bir defa bunları ben hiç kale almıyorum. Çünkü burası artık benim şahsımı filan tamamen aşmış bir şey. Burada ulusal güvenliğe tehdit var. Ondan sonra yok bilmem şu kadar milyar dolar. Ya bunlar para saymayı da bilmiyor. Bir odanın içerisine sığmayacak kadar parayı götürüyorsunuz, nasıl götürüyorsunuz bunu” diye konuştu. Programda, Erdoğan’ın Yasin el Kadı’ya ilişkin ifadeleri dikkat çekti. Erdoğan, “Mesela daha önce buna Cumhuriyet gazetesi takmıştı bir zamanlar. Yasin el Kadı’yla ilgili şimdi bunlar taktı ve bunu o kadar ileri gidiyorlar ki bu da terbiyesizliğin daniskası diyor ki ‘El Kaide’ye destek veren, onun yardımcısı, finansörü olan.’ Allah cezanızı vermesin ya” diye konuştu. ‘Fizan’a tayine yargı dur dedi İstanbul Haber Servisi 17 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk operasyonu sonrası görev yeri 4 kez değiştirilen İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mahir Çakallı’nın “yürütmeyi durdurma” talebini İstanbul 8. İdare Mahkemesi , “Hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin, uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğini” gerekçe siyle kabul etti. İstanbul 8. İdare Mahkemesi tarafından alınan kararda, Çakallı’nın görev değişiklikleri sıralanarak, “Davacının meslek hayatında 7 adet kurs, seminer ve eğitime katıldığı, 448 adet maaş taltifi alıp, 163 adet başarı, üstün başarı ve takdirnameye sahip olduğu, meslek hayatında idari veya ceza soruşturma veya kovuşturma geçirmediği görülmektedir. Valinin İl İdaresi Kanunu ile Devlet Memuru Kanunu uyarınca memuriyetindeki kolluk kuvvetlerinin görev yerini değiştirebilme yetkisine haiz olduğu tartışmasız olmakla birlikte bu yetkisinin sınırsız olmadığı, yetkisini kullanırken idari gereklilik ve kamuya yarar sağlanması durumunun gerçekleşmesi gerektiği açıktır” denildi. İçişleri Bakanı Efkan Ala ile İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok arasında 17 Aralık operasyonunu yapan müdürlerin görevden alınmalarıyla ilgili olduğu öne sürülen ses kaydında, Altınok’a ait olduğu öne sürülen “bir tanesini Fizan’a, bir tanesini Hizan’a gönderdim” şeklindeki ifadede kastedilen müdürlerden birinin Çakallı olduğu iddia edilmişti. Beğenmediği yazarı kovdurmuş Başbakan Tayyip Erdoğan’la Star Gazetesi Medya Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu arasında geçtiği öne sürülen ses kaydında ise Erdoğan’ın, Karaalioğlu’na yazar Mehmet Altan’ın görevine son verilmesi için talimat verdiği öne sürülüyor. Erdoğan olduğu öne sürülen kişi, Altan’ın sözlerinden bir kısmını kırparak yazı yazdığından duyduğu rahatsızlığı ifade ediyor ve “Gereği neyse uzatmadan yapılmalı” diyor. Erdoğan ile Karaalioğlu arasında geçtiği öne sürülen bir diğer kayıtta ise Erdoğan’ın yazısına sinirlendiği gazetenin türbanlı yazarı Hidayet Şefkatli Tuksal’ın işine son verilmesini istediği öne sürülüyor. Görüymede Erdoğan’ın “Biz bunları sövdürmek için mi burada tutacağız ya” dediği, Karaalioğlu’nun da “Uygun bir şekilde ilgileneceğim efendim” yanıtını verdiği iddia ediliyor. Neyi tartışıyor dünya? Ukrayna’yı.. RusyaABD/AB kanlı rekabetinin cenderesindeki ülkeyi. Tarih boyunca bir oraya bir buraya çekiştirile çekiştirile zaten iç etnik parçalanma içinde bir ülke ki sorma gitsin. Batılı emperyalist dişini geçirmiş Ukrayna’ya, ilk başta Kırım’ı koparttı ülkeden (Bazı sesler duyuyorum: Yok Ruslar kopattı diye!). Referandum yaptılar, Rusya’ya bağlanıyorlar.. AB de Moskova’ya önlemler uygulayacak.. Rusya’ya diz çöktürecekler... HHH Neyse olayın derinliğine girmeden, başka bir boyuta dikkatinizi çekmek için yukarıdaki grafiği bilginize getireyim dedi. Grafiği Hey Türkiye Nasılsın? kitabımdan aldım. Konu başlığı, Küresel Barış Bir Ütopya mı? Dünyada bir yılda kaç cinayet işleniyor dersiniz? Yanıt kitaptan: 524.000. Önceki yıla göre 40 bin artmış. 20082013 döneminde “barış endeksi”nin ibresi “savaş endeksi”ne kaymış. Aynı dönem, barışa yaklaşan ülke sayısında azalma var, bu ülkelerin sayısı 48’e düşmüş. Barış endeksinden uzaklaşan ülke sayısı 84’ten 110 olmuş. Birbirini yiyip öldürüp bitiren bir dünya var karşımızda... Yıkılsın bu yeni liberal dünya düzeni demekten başka bir vicdan olabilir mi? Mesela her 100 bin kişi başına düşen cinayet sayısı, 2008’de 6.7 iken, 2013’te 10.9’e yükselmiş. 100 bin kişiye düşen mahkum sayısı 160’a yükselmiş. İç çatışmalarda ölenlerin sayısı 5 kat artmış. 2008’de 38 binden, 2013’e 180 bine dayanmış. Yıl başına ortalama 50 binden fazla. Türkiye savaşçı ülke! Barışa çooook uzak. 162 ülke sıralamasında 134’üncüyüz! En barışçı ülke İzlanda’ya 133 ülke uzaktayız.. RTE altında Türkiye’den bir barış ülkesi çıkma olasılığı olabilir mi! 2012 yılında şiddetin dünyaya maliyeti, 9.46 trilyon dolar! Bir önceki yıl 8.12 trilyon dolardı! HHH Biz UkraynaIrak hattına dönelim ve grafiğe bakalım. Grafik, dünyadaki terör olaylarıyla (yatay yıl, dikey sayı) aynı dönemde Irak’taki olayları kıyaslıyor. Irak neresi? Yanı başımız. Irak’ta en son ne zaman savaş oldu? 2003’te Amerikan ve Batılı emperyalistlerin ortak saldırısı ile. Bahanesi neydi? Kimyasal silah saklıyordu Saddam. Bulundu mu? Hayır, özür dileriz dediler. Sadece 2008’de Irak’ta iç savaşta ölenlerin sayısı 10.050 kişi. Sadece Suriye’de 2012’de 72.900 kişi öldürüldü. Buradaki iktidar yandaşları rezil yüzlerini hiç saklamadan, iktidarın iç savaşa müdahalesini savunuyor. Müdahale ile Suriye’de ölenlerin sayısı iki katına çıkıyor tabii. Süre de uzadıkça... Irak’ta yılda kaç kişi öldürülüyor bilginiz var mı? Yazayım mı: Sadece 2013’te 8000’den fazla sivil insan! Yaralıları saymıyoruz... Dünyadaki şiddetin ana kaynak ülkeleri neresi dersiniz? Biliyorsunuz tabii: İslam ülkeleri! HHH Irak’ı parçalayıp bu hale getirenler kimler? Batılı emperyalistler.. Peki, Ukrayna’yı kaşıyanlar kimler? Batılılar... Irak’tan Ukrayna’ya bir hat çekin.. Ukrayna’dan Suriye’ye... Suriye’den Irak’a ve diğer İslam ülkelerine.. Zavallım Batılılar, tıpkı Irak’ta ve Suriye’de olduğu gibi, Ukrayna’da da “demokrasi mücadelesi” veriyorlar.. Kırım, bu demokrasi mücadelesine kurban gitti, değil mi, hey Batılılar! Aşağıda size bir grafik daha veriyorum.. Barış mı istiyorsunuz?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle