29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 MART 2014 SALI [email protected] 14 KÜLTÜR ‘Sanat hükümetin emrinde’ Eski DT Genel Müdürü Lemi Bilgin, uzun süren sessizliğinin ardından ilk kez Cumhuriyet’e konuştu, TÜSAK’ı yorumladı ‘Çok açık konuşmak gerekirse, TÜSAK yasa tasarısı taslağı kurumların düzeltilmesi, sanat yaşamına yön verilmesi falan değil, tüzelkişiliğe sahip özel yasaları olan sanat kurumlarının ortadan kaldırılarak hükümetlerin emrine verilmesidir. Yapılan açıklamalar inandırıcı olmadığı gibi taslakla çelişmektedir.’ Kral Çatlak Türk Tabipleri Birliği bir açıklama yaptı. Tabipler, Başbakan’ın duygu durumundan endişe ediyorlarmış. Ana gelir kaynağı üye aidatları olup hükümetten hiçbir yardım almayan bu meslek birliği, maalesef bizi uyarmakta epey geç kaldı. Bugüne kadar susmuş ve Başbakan’ın akıl sağlığından endişe etmemiş olmaları büyük bir meslek hatası. Bu hatanın bedeli de ortada. Tıpla hiçbir alakam olmadığı halde ben bile bir iki Freud okumuşluğumla daha “minareler süngü” diye söylev çekmeye başladığında huylanmıştım kendisinden. Eğer Türk Tabipleri Birliği, baştan Başbakan’ın duygu durumunu mercek altına yatırmış olsaydı, halkın yüzde 51’i ona oy vermeden önce bir kere daha düşünürdü. “Yetmez ama evet”çiler onun o akıllarını başlarından alan vaatlerine kuşkuyla yaklaşmayı akıl ederlerdi. Hatta okyanus ötesi bile onla paralellik kurmadan önce belki külahını önüne koyup bir düşünürdü de, Fethullah Gülen’in onursal başkanı olduğu Rumi Forum, zamanında ona “Barış ve Diyalog Ödülü” vermezdi. On yıl önce kendisine “Cesaret Ödülü” veren Amerikan Yahudi Komitesi şimdi “Hay Allah, adamdaki meğer ‘deli’ cesaretiymiş, bilemedik” diye dizini dövmezdi. Duygu durumundan kuşku edildiğini sezse herhalde koskoca Time dergisi de onu üç yıl arayla iki kez “Dünyanın en etkili 100 kişisinden biri” seçmezdi. Sahi, bu Başbakan’ın sadece akıllıların görebildiği bir gücü ve cesareti olduğuna kim inandırdıydı bizi? Ona on yıl önce Altın Plaka Ödülü veren Amerikan Başarı Akademisi mi? Aynı yıl onu “Yılın Avrupalısı” seçen Europian Voice dergisi mi? Yedi yıl önce eline Merkel tarafından “Kristal Hermes” ödülü tutuşturan Almanya mı? Ondan bir yıl sonra “Köprüleri İnşa Etmek” ödülüyle onu taçlandıran Müslüman Sosyal Bilimciler Derneği mi? Beş yıl önce onu “Barış, Özgürlük ve Demokrasi Ödülü”ne layık gören Crans Montana Forumu mu? Dört yıl önce kendisine, “İslama Hizmet Ödülü” veren Kral Faysal Fonu mu? Aynı yıl onu “Yılın Lideri” seçen Arap Bankalar Birliği mi? Ve yine aynı yıl “Kaddafi İnsan Hakları Ödülü”ne layık gören Libya mı? Liste aslında çok uzun. Şu son on yıl içinde Başbakan ödülden ödüle, nişandan nişana koşmuş. “Ruh hali bu yüzden bozuldu; verdiler gazı, verdiler gazı... bu hale geldi” diyeceksiniz. Yine de ısrarlıyım. Erken teşhis önemlidir. Türk Tabipleri Birliği gibi bu halk da semptomları fark etmekte topyekun gecikti. Yaptığı onca tuhaf şeyi bugüne kadar görmezden gelen insanlar, anca gaz fişeğiyle öldürülen küçük bir çocuğun cenazesinin ardından ettiği münasebetsiz laflarla duruma uyandılar. Gerçeği, tıpkı malum masalda olduğu gibi, yine bir çocuğun hesapsız saflığı ortaya çıkardı. Evet, bizim kral çatlak! Hem de çok tehlikeli bir çatlak. ‘Günay, DT ve DOB için direndi’ Sizin çalışmanız ne tür düzenlemeler öngörüyordu? Bu maddelerde, yevmiyeli çalışan genç sanatçı arkadaşların yıllık sözleşmeyle çalışabilmesi, prim sisteminin yaşama geçirilebilmesi, özlük haklarında ve emeklilik şartlarında iyileştirme yapılabilmesi, kurum dışı çalışma şartlarının yeniden belirlenmesi gibi düzenlemeler yer alıyordu. Sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte bu çalışma içindeydik. Bu çalışmayı basınla da paylaştık. Bizim dışımızda yapılan bir çalışma olduğu şimdi daha net anlaşılıyor. ‘TÜSAK’ı basından öğrendik’ Siz bu taslağı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bakanlıkta böyle bir çalışma yapıldığı duyumunu aldıktan sonra hangi üst birim yetkilisiyle konuşsak, yazılı ve sözlü de sorsak, çalışma hakkında bilgi edinemedik. Tesadüfen ortaya çıkan TÜSAK’ı biz de basından SELDA GÜNEYSU öğrendik. O zaman da ilgililere böyle bir ANKARA Devlet Tiyatroları’nın (DT) şeyin kabul edilemeyeceğini, ilgili kugenel müdürü olduğu dönemde, DT, DOB, rum kuruluşların bilgisi dışında bir çaGüzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nü lağ lışma yapılamayacağını, bunun dünyaveden Türkiye Sanat Kurulu (TÜSAK) da da bir örneğinin olmadığını, olamayasa tasarısı taslağı ile ilgili çalışmalar yacağını söyledik. O zaman daha resmi gündeme oturdu, tiyatronun ülke çapında bir şey yoktu ortada. TÜSAK, üzerinde konuşulması bile acı yaygınlaştırılması konusunda önemli adım ‘Evet, İngiltere’de bir Sanat Konseyi veren bir taslak. Çok açık konuşmak gerelar atıldı, ülkenin pek var ama oradaki Sanat Konseyi, kirse, bu yasa tasarısı çok yerinde yeni sahneler açıldı. Seyirci sa mevcut sanat kurumlarının siyasetle taslağıyla yapılmak istenen kurumların düyıları 800 binlerden 2 bağını kesmek ve kurumları zeltilmesi, sanat yaşamilyonlara ulaştı. Başdesteklemek için oluşturulmuş bir mına yön verilmesi fabakan Tayyip Erdotampon kuruluştur. İngiltere’deki lan değil, tüzelkişiliğan, bir konuşmasınğe sahip özel yasaları da sanatçılardan “yamodeli örnek göstermek, bu olan sanat kurumlarırım porsiyon aydın, örnekten yola çıkılarak böyle bir nın ortadan kaldırılaelitist, jakoben” şekyasa çalışması yapılıyormuş gibi rak hükümetlerin emrilinde söz etti. Erdoğan’ın kızı sunmak tamamen bir kandırmaca.’ ne verilmesidir. Yapıiyatroya her zaman ilgi lan açıklamalar inandıSümeyye Erdoğan, vardı!’ rıcı olmadığı gibi tas“Genç Osman” ad Tasarı yasalaşırsa sanat eğitiminin lakla çelişmektedir. lı oyunda “kendisine hakaret edildidurumu ne olur? Bakanlık bu çalışmayı yaparken, ğini” öne sürerek oyunu terk etti. Ku Bu taslağın yasalaşabileceğine inanrumun yıllardan bu yana çıkarılamayan İngiltere’deki modeli örnek aldıklamıyorum. Bu inancım kararlılığımızdan tüzüğü, onun döneminde de çıkarılama rını açıkladı… kaynaklanıyor. Tabii konservatuvarda Evet, İngiltere’deki modeli söylüyor dı. Gezi eylemlerinin Ankara’da başlaeğitim de olmayacaktır. Kadrosu, soslar. O da tamamen kandırmaca, gerçek dığı ilk gün, 31 Mayıs 2013’te, akşam yal güvencesi olmayan, özellikle bale dışı. Evet, İngiltere’de bir Sanat Konseyi saatlerinde görevden alındı. Bugüne değin de hiçbir şekilde, hiçbir yere açıkla var ama oradaki Sanat Konseyi, mevcut ve enstrüman gibi 1011 yıllık çok zor sanat kurumlarının, ulusal tiyatro, ope bir eğitim için kim çocuğunu konservama yapmadı. Kimden mi söz ediyoruz? Eski DT Ge ra, bale ve orkestraların siyasetle bağını tuvarlara göndermek ister ki? nel Müdürü Lemi Bilgin’den. Bilgin, ses kesmek ve kurumları desteksizliğini bozdu ve TÜSAK’la ilgili ne dü lemek için oluşturulmuş bir şündüğünü, genel müdürlüğü döneminde tampon kuruluştur. O nedenne tür çalışmalar yapıldığını, bakanlıkla le İngiltere’deki modeli örneler yaşandığını Cumhuriyet’e açıkladı. nek göstermek, bu örnekten TÜSAK ile ilgili tartışmalar ilk ne yola çıkılarak böyle bir yasa çalışması yapılıyormuş gibi zaman başlamıştı? DT’nin 5441 sayılı yasasının üzerin sunmak tamamen bir kandır Genel müdürken yasa tasarısı de bazı çalışmalar yapmıştık. Bu çalış maca. Çok açık, çok net, bu çalışmalarına katıldığınız da dile malar kurumumuzun daha verimli hale kurumlar kapatılıyor. Bütün getirildi… getirilmesine dönük çalışmalardı. Ancak mal varlıkları devrediliyor, Hayır, yasa çalışmalarına katılson yıllarda TÜSAK ve özelleştirmeye kurumların elinde hiçbir şey dığımız dile getirilmedi; öyle anladönük çalışmalar gündeme gelince cid kalmıyor. Taslakta da açıkşılmasını isteyenler oldu. Biliyorsudi tartışmalar yaşandı. Biz de o zaman ça yazıyor, “mülga” deninuz son toplantıda Sayın Rengim bunun olmayacağı, yapılamayacağı ko liyor. Mevcut sanat kurumGökmen bu duruma açıklık getirlarının kapatılması ülkemiz nusunda direnç gösterdik. mesini istedi Müsteşar Yardımcısı için telafisi imkânsız büyük Nasıl bir direnç gösterdiniz? Nihat Gül’den. Sayın Gül de bizim Özelleştirme tartışmaları yaşandığı sı bir kayıp olur. bu çalışmalarda hiçbir şekilde yer rada DT, DOB ve Güzel Sanatlar Genel almadığımızı açıkladı. O dönemde üdahaleler Müdürlüğü olarak yasalarımızda yapmayı bu taslağı bakanlıkta 34 kişinin dıdoğurgandır’ düşündüğümüz düzenlemeleri o zamanşında kimsenin bildiğini de zannet Repertuvarınıza herki bakan Sayın Ertuğrul Günay ile paymiyorum. Müsteşarlığa da, bakanlaştık. Ancak bizim bu çalışmalarımızın hangi bir baskı oldu mu? lık hukuk müşavirliğine de sorduk; dışında, başka bir çalışma yapıldığının Özellikle AKP döneminde… bilgilerinin olmadığını söylediler. Ben bu konuda çok hasendişesini de dile getirdik. Sayın Bakan Bana göre müsteşarın bile da sunduğumuz düzenlemeler doğrultu sas ve dirençli olduğumuzu bilgisi yoktu. sunda çalışmalara devam edileceği yö belirttim. Bizim repertuvarFotoğraflar : NECATİ SAVAŞ larımız ilgili kurullarda gönünde görüş bildirdi. rüşülür, kararlaştırılır, sonra da ilan ederiz, herkes de öğrenir. Ayrıca müdahaleler doğurgandır. Eğer siz en ufak bir müdahaleye evet derseniz, ardından başka müdahaleler gelir. Ödün verme konusundaki uzlaşmazlığımız eleştirilebilir bu doğaldır. Doğal olmayan sanatın kendi öz doğasının dışında kalan ölçüleri baskıyla, zorla, korkutarak, sindirerek benimsetmek ve uygulatmaktır. Bu yöntem tarihin hiçbir döneminde sonuç vermemiştir. Bizim için en önemli şey her bir seyircimize karşı duyduğumuz sorumluluktur. Peki, Türkiye’nin her yerine hizmet götüren bir tiyatroyu bir iktidar neden kapatmak ister? Anlaşılmayan nokta da bu. DT özellikle son yıllarda tiyatronun ülke genelinde yaygınlaştırılması konusunda önemli adımlar atmış, 23 ilde 58 sahnede düzenli temsiller vermeye başlamış, yapmış olduğu turnelerle ülkemizin her köşesinde perde açmış, değişik bölgelerde ulusal ve uluslararası önemli festivaller gerçekleştirmiş, 800 binlerde olan seyirci sayısını 2 milyonlara çıkarmış, yapmış olduğu tüm bu çalışmalarla sistem arayışlarında konuşulur ve takip edilir hale gelmiştir. Üstelik bütün bu faaliyetleri emsallerine göre çok ekonomik bütçelerle gerçekleştirmiştir. Diğer sanat kurumlarının da başarıları ortadayken neden kapatılmak istendiğine sanatsal açıdan cevap bulmak imkânsız. Bu taslağı hazırlayanların tiyatronun, opera ve balenin, senfonilerin, sanat topluluklarının bir ülke için ne anlam ifade ettiğini, nasıl çalıştıklarını, çalışma sistemlerini bilmediklerine eminim. ‘Bakanlık ilana başkaldırıdır dedi’ 31 Mayıs’ta çıkan ilanlar nedeniyle mi görevden alındınız? Buna inanıyor musunuz? Bir sezon içinde Türkiye’deki 81 ilin 81’ine de gittik. 430 bin yol kat ettik. 6 bin 100 temsil verdik. Bu cümlelerden oluşuyor ilan. Dünyada benzeri görülmemiş bu başarıyı paylaştık, kurumu kapatan bu taslağa bir tepki, bir başkaldırı olarak algılandı. Aynı gün görevden alındım. Eğer siz, bugün genel müdür olarak görevde bulunsaydınız, o zaman bakanlığın hem İstanbul’da, hem de geçen günlerde Ankara’da yaptığı çalıştayları nasıl karşılardınız? Karşı çıkar mıydınız? Bu toplantılar bana göre “taslağı meşru kılmak, sivil toplum kuruluşlarının da bilgisine sunduk” demek için yapılmış toplantılardır. Nitekim sivil toplum kuruluşları ve sanatçılar hem taslağın kendine hem de bu yaklaşıma tepki vermişlerdir. Tüzük çok tartışıldı. Neden yıllardır kurumun tüzüğü çıkarılamadı? Kurumun yasasına uygun bir tüzüğün çıkarılamamış olması bir eksiklik, kabul ediyorum. Keşke 8, 10 yıl önce tüzüğü çıkarmış olsaydık. Ancak biz daha çok kendi yasamızı daha verimli kılan çalışmalara yönelmiştik. Yasada olmayan şeyleri tüzükle çözmeniz mümkün değildir. Bir de belirtmek isterim ki 1949 yılında çıkarılan kuruluş yasamız, dünyadaki örnek yasalardan bir tanesi. Eğer bu yasadan bir şey kaybedersek çok şey kaybederiz, öyle bir korkumuz da var. Henüz üçlü kararnameyle görevden alınmadınız. Hiç aklınızdan ‘Böyle bir söyleşi verdim, beni bu kez üçlü kararnameyle görevden alırlar’ diye bir düşünce geçti mi? 40 yıla yakın meslek yaşamımda bugüne değin hesap yaparak bir icraatın içinde bulunmadım. Eğer fikirlerimizi söylemek bir sonuç doğuracaksa, biz buna hazırız. Hiçbir görev, içinde bulunduğumuz mesleğin varlığını, onurunu korumaktan daha önemli değildir. Eğer böyle hesaplar yapsaydım, birkaç kez görevden alınmazdım. Ayrıca bir tiyatro insanı olarak mesleğimle mesleğimin geleceği ile söyleşi yapmak kadar doğal bir şey olamaz. ‘T (Fotoğraf: YUSUF ÖZKAN) Müsteşar bile habersizdi TÜSAK’a baleli protesto İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Hükümetin kültür ve sanat kurumlarını iktidarın emri altına almayı hedefleyen Türkiye Sanat Kurumu (TÜSAK) yasa tasarısı, dün Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bir kez daha protesto edildi. TOBAV İzmir, Kültür Sanat Sen, Cumhuriyet İçin Güçbirliği üyelerinin de katıldığı basın açıklamasında, İzmir Devlet Opera ve Balesi sanatçılarından bir grup, “Carmina Burana” balesinden küçük bir kesit sergiledi. Bölgedeki yurttaşların da alkışlarıyla destek verdiği basın açıklamasında, “Türkiye Cumhriyeti’nin kültür ve sanat kurumlarının emekçileri olarak, yalnızca işimize, kurumlarımıza değil, Türkiye’nin aydınlık geleceğine de sahip çıkıyoruz. Bu yasa tasarısı yok hükmündedir” denildi. ‘M
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle