Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 2014 SALI 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Seçimler yaklaştı. Kaç parti, kaç lider halktan oy isteyecek, biliyor musunuz? Koca bir liste yayımladılar. Otuz mu, kırk mı, daha mı çok parti seçime katılacak? Neden böyle? Birkaçı birleşse de öyle ortaya çıksa daha iyi olmaz mıydı? Ya da bir büyük parti ile geçici bir anlaşma yaparak seçim yarışına girselerdi. Olmaz, olamaz. Kendilerini göstermek isteyen kişiler çok. Az da olsa adları duyulur? O kadar... İlk aklıma gelen bu partilerin tek bir listede toplanması, ama benim hiç umudum yok. Hiç değilse sola yakın olanlar ile sağa yakın olanlar bir araya gelse. bitmez. İktidara öyle insanlar gelmeli ki halkımızın çektiği acılar, üzüntüler bitsin, azıcık nefes alabilsin! Ama görünürde öyle bir durum yok. Yine herkes kendi davulunu çalacak, zurnasını öttürecek... Bu durumda seçim sonucu üç aşağı beş yukarı belli. On bir yıllık tek başına iktidarda olan Tayyip Bey’in partisidir kazançlı çıkacak olan. Önceden söylemek zor ama kaçınılmaz bir sonuç şimdiden önümüzde. Bu çaresizliği değiştirmenin yolu, var olan gücün parçalanmadan bir araya gelmesidir. Bir Mustafa Kemal benzeri kurtarıcı nerde, tarihimizde geldi, devrimlerini yerleştirdi. Ama şimdi yeni Mustafa Kemal gençliğinin kendini toparlaması gerek. Belki ancak o zaman... GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY görülmeyen bir huzursuzluk içinde olduğunu gösteriyor. Tabii yine başı dik tutmaya çaba gösteriyor, burnundan kıl aldırmıyorlar ama... ...nerede o eski seçimler öncesi bilumum muhalefeti küçümseyen, adeta dağlar delen Ferhat, Bolu Dağı’ndaki efe gibi meydan okuyan, yüksekten atan Başbakan ve AKP önderleri neredeee?.. Başbakan her meydan konuşmasında kalabalıklara, tek oyun bile önemli olduğunun altını çiziyor. Aman ha hanımlar, beyler ev ev dolaşın. Mutlaka AKP’ye oy verilmesini sağlamanız gerekiyor, diyor da başka bir şey diyemiyor. HHH İstanbul’da ateş bacayı sardı mı ne? Yerel seçimlerle ilgili kurmaylarıyla saatlerce süren seçim toplantıları yapıyor... Artık yandaş gazetelerde bile oy yitirdiği yazılıyor. Uzun süre, halkın yüzde 50’si dilediğin gibi icraat yap, ister as ister kes, istersen halkın ümüğünü sık, rejimi yörüngesinden çıkar, baskı imparatorluğu kur diye yetki verdiğini söyleyegeldi bugünlere... Şimdi en yakını, “ağabey” dediği, çoğu olayda başbakanı ile ters düşen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bile meydanlara düşmüş, yerel seçimlerin AKP iktidarına güvenoyu demek olduğunu, altını çizerek söylüyor. Hiçbir parti yetkilisi konuşmuyor, örneğin partinin sözcüsü Hüseyin Çelik bile bu konuda suskun. Eee, artık bu iktidara halkın fazla güvenmediğini; önce yerel, sonra genel seçimlerdeki bir zamanların yüzde 50 oyunu artık unutmalarını iktidara koşut yayın yapan örneğin HaberTürk gibi bir gazete, geçen gün yayımladığı anket sonuçlarıyla anımsatıyor. Bugün genel seçim olsa AKP’nin üstelik ancak kararsızlar dağıtıldıktan sonra yüzde 44.6 olacağını, yüzde 5.5 düştüğünü açıklıyor. Ne ki Habertürk anketinde iktidarı kollayan başlıklarda yer alıyor. Oy yitiriyormuş AKP, ama yine tek başına iktidarmış, malumu ilan! HHH Oysa bu seçimlerde yüzde 50’nin de üstünde oy alarak başta dilediği gibi, tabii başkanlık sistemini içeren yeni bir anayasa yapmak... Ülkeyi yarı Arap ve İslamsal daha yoğun kurallarına göre bir cumhuriyete dönüştürme hayalleri çöp sepetine gidiyor. Hani şu 2023’te bu biçimde bir cumhuriyet yaratacağını her konuşmasında ilan edyordu ya Başbakan RTE, bu sonuçlar, yüzde 44 oyla, maalesef yine tek başına iktidar olacağını gösteriyor, ama rüyalarında yaşattığı dünyanın toz olup uçtuğunu da resmediyor. Fakat, kusura bakmasınlar ama CHP’liler; onca toplumsal, ekonomik ve rejimsel bunalımlar içinde yüzen bu ülkede partinin oylarını yüzde 26’dan ancak yüzde 3 artırabilmesi de üzerinde önemle durulacak, tartışılacak, nedenleri araştırılacak sonuçlardan biri. HHH İktidar, kısa zaman içinde bu denli oy yitirmesini hükümete komplo, darbe diye dışarından, cemaat aracılığıyla tezgâhlandığını iddia ettiği olaylara bağlamasın. Gerçekleri söyleyen kim olursa olsun, herkesi hain ilan etmekle de oylarını yükselteceğini sanmasın! Dışarıda içeride artık toplumun en alt kademelerine kadar inen yargı, hükümetin son uygulamalarıyla giderek daha da yoğunlaşıyor. Artık sağır sultanlar bile biliyor. Halk, RTE’ye de, AKP’ye de her alanda giderek güvenini yitirdi. İç ve dış çevreler; başta yolsuzluk ve rüşvet olaylarının üstünü örtme çabalarının, toplumun yargıya güveni ve inancını yitirmesine neden olan diğer gerçeklerin bilincinde artık. HHH RTE eski günlerinin hayaliyle yaşayarak önümüzdeki seçimlerden de yüzde 40’ları gören sonuçla da olsa zaferle çıktığında iç ve dış kamuoyunu sindireceğini düşünedursun. Gerçek değişmeyecek! Gidişat öyle gösteriyor. Tek başına iktidar olsa da son yıllarda durmadan yinelediği siyasal olasılıklar asla gerçekleşmeyecek... Üstüne üstlük A. Gül’ün açık ara kendisine yeğlendiğini gösteren anketleri gördükten sonra… Hâlâ Çankaya’ya aday olmayı düşünüyor mu acaba? Ya da Gül’ün Çankaya’dan vazgeçeceğini!.. HHH RTE de insan. Düşlerinde İslamlaşan Yeni Türkiye, kendini o ülkenin cumhurbaşkanı olarak görüyor ve.. ...kuşku yok, insanların hayal ettiği sürece yaşadığına inanıyor! İktidar Güçlü Olursa Bütün bu seçim ittifakları Batı ülkelerinde yaşanır. Bu yüzden yüzlerce parti görüşü diye bir şey de olmaz, yakınlıklar onları birleştirir. Seçmen de kendi eğilimine göre bir seçim yapar. Ülkenin derdi çok, saymakla Bazı polislerin paylaşımları nedeniyle tehdit edildikleri öne sürüldü ‘Meslekten atarız’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Bodrum’da bazı polisler hakkında sosyal medyada yaptıkları paylaşımlar nedeniyle soruşturma başlatıldığını belirterek “Ankara’dan gelen müfettişlerin polislere, ‘CHP’li misiniz, Alevi misiniz, solcu musunuz’ gibi sorular yönelttiği ve polisleri meslekten atmakla tehdit ettikleri iddia edilmektedir” dedi. Demir, konuyla ilgili İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önerge u Ankara’dan gelen müfettişlerin Muğla’da görev yapan bazı polislere, ‘CHP’li misiniz, Alevi misiniz, solcu musunuz’ gibi sorular yönelttiği iddia edildi. si verdi. Demir önergesinde şu sorulara yanıt istedi: “Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde çalışan görev yapan polislere, 2013 yılında sosyal paylaşım sitesi üzerinden yaptıkları paylaşım üzerinden soruşturma açılmıştır. Soruşturmayı yürütmekle Ankara’dan görevlendirilen müfettişlerin polislere ‘CHP’li misiniz, Alevi misiniz, solcu musunuz’ gibi sorular yönelttiği ve polisleri meslekten atmakla tehdit ettikleri iddia edilmektedir. Bu gerekçe ile kaç görevli polise soruşturma açılmıştır? Açılan soruşturma bakanlığınızın bilgisi dahilinde midir? Soruşturmanın gerekçesi nedir? Açılan soruşturma neden Ankara’dan yürütülmektedir? Soruşturma yapan müfettişlerin polisleri tehdit ettiği iddiaları doğru mudur?” ÇHD’li AVUKATlARIN DAVASI Suçları oturma eylemi yapmak! CANAN COŞKUN ‘Yardımı gerekirse yürüyerek götürürüz’ Mardin’in Kızıltepe ilçesinde Suriye için toplanan 15 kamyon yardımın gönderilmesine izin verilmedi. BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Mardin Bağımsız Milletvekili ve BDP Mardin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ahmet Türk ile birlikte basın toplantısı düzenleyerek durumu protesto etti. Belediye bahçesinde, içerisinde Suriye’ye gönderilmek üzere toplanan yardımların bulunduğu kamyonların önünde açıklama yapan Demirtaş, “Orada çocuklara, kadınlara, bebeklere dönük toplanmış yardımlar var. Bu sorunun çözülmemesi halinde gerekirse kolileri elimize alır, yürüyerek Rojava’ya götürürüz. Gelsinler bakalım engellesinler. Bu insani yardımı engelleyecek gayri insani bir politika olabilir mi? Bunun derhal değişmesini bekliyoruz” dedi. (Fotoğraf: AA DHA) Van’da parti binalarına molotof DİYARBAKIR /VAN (Cumhuriyet) Gevaş ilçesinde dün sabaha karşı Halit Deveci Caddesi’ndeki apartmanda bulunan AKP ve HüdaPar Gevaş ilçe binalarına eşzamanlı olarak kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerce molotofkokteyli atıldı. Molotoflar nedeniyle çıkan yangında AKP ilçe binası kullanılamaz hale geldi. HüdaPar binasına atılan molotofkokteyli ise balkona düştü. İki binada maddi hasar oluşurken olayda yaralanan olmadı. Diyarbakır’ın Lice ilçesinde HüdaPar üyelerinin esnafı ziyareti sırasında yaşanan kavgada 16 kişi yaralanmıştı. Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili inceleme başlattı. Olaya karışan kişilerin kimlikleri tespit edilmeye çalışılıyor. Sanıklar, mahkemeye ifade vermedi, avukatlar çekildi Celasin: Türbanı MEB’e sorun n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 28 Şubat duruşmasında, geçen duruşmada savunmasını tamamlayan eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ergin Celasin’in sorgusuna devam edildi. Celasin, müşteki avukatı Necip Kibar’ın, “Başörtüsü, sizin kanaatinize göre ne zaman sorun olarak ortaya çıktı” sorusuna, Celasin, “Benim ismimin geçtiği yerlerde atılı suç olarak böyle bir şey yok. Böyle bir soru olamaz” yanıtını verdi. Kibar’ın, “Başörtülü öğretmen, memur ve öğrencilerin atılması, bunun sorun olduğunu göstermiyor mu” sorusu üzerine Celasin, “Bunu, Milli Eğitim Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na sorun” dedi. Celasin ayrıca kendisinin bulunduğu dönemde Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda Batı Çalışma Grubu’nda (BÇG) çalışma yapan olmadığını kaydetti. Ara verilen duruşmada Celasin’in avukatı, müvekkilinin duruşmalardan vareste tutulmasını ve beraatına karar verilmesini istedi. KCK’de kriz MAHMUT ORAL n MUĞLA (Cumhuriyet) Madenİş ve Tesİş sendikalarının Yatağan şube başkanları, 24 Ocak’ta Ankara’ya yürüyüşlerini engelleyen İçişleri Bakanlığı, Muğla Valiliği ve Muğla İl Emniyet Müdürlüğü hakkında, anayasal haklarının engellendiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Dün, Yatağan Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek suç duyurusunda bulunan Tesİş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik ve Madenİş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin’in başvuru dilekçesinde, “Tebligat yapılmadan, tutanak düzenlenmeden, kanuna aykırı olarak durdurulduk. Sorumlulardan şikâyetçiyiz” denildi. Yatağan işçisinden suç duyurusu DİYARBAKIR DEP Milletvekili Hatip Dicle, BDP’li belediye başkanları, yöneticiler, avukatlar ve gazetecilerin de yargılandığı 175 sanıklı KCK ana davasında kriz aşılamıyor. Sanıklar adına söz alan Herdem Kızılkaya, adil olmadıkları gerekçesiyle özel yetkili mahkemelere ifade vermeyeceklerini belirterek “Eğer adil bir yargılama olursa, ifade vereceğiz” dedi. Mahkemeyi alkışlarla protesto eden sanıklar ve yakınları duruşmadan çıkarıldı, bunun üzerine avukatlar da duruşmadan çekildi. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen KCK ana davasının 61. oturumuna 14 tutuklu sanık mazeret bildirerek katılmazken, 5 tutuksuz ve 80 tutuklu sanık hazır bulundu. Sanıklar bu oturumda da özel yetkili mahkemeleri protesto etti. Tüm sanıklar adına konuşan tutuklu sanıklardan Herdem Kızılkaya, özel yetkili mahkemeleri, İstiklal Mahkemeleri’ne benzeterek şunları söyledi: “Başbakan, ‘hukuk adı altında siyasi soykırım kabul edilemez’ demişti. KCK adı altında yapılan operasyon lar komplodur. Bununla Kürt soykırımı yapıldı. AKP, cemaat el ele bu operasyonu yürüttü. Defalarca özel yetkili mahkemelerin taraflı olduğunu, davaların düşmesi gerektiğini söyledik. Paralel devletin hukuka ve Emniyet’e nasıl, ne derece işlediğini gördük. Adil bir yargılama arıyoruz. Bu nedenle özel yetkili mahkemelere ifade vermeyeceğiz ve duruşmalara katılmayacağız” Daha sonra tutuklular ve yakınları ayağa kalkarak alkışlarla mahkemeyi protesto etti. Mahkeme başkanı, sanık ve yakınlarının duruşma düzenini bozduğu gerekçesiyle dışarı çıkarılmasına karar verdi. Sanık ve yakınları dışarı çıkarken de alkışlı protestolarını sürdürdü. Avukat Sinan Tanrıkulu da, “Müvekkillerimizin mahkemeyi protesto etmelerinden dolayı biz de duruşmadan çekiliyoruz ve salondan çıkıyoruz” dedi. Bunun üzerine savunma avukatları da duruşma salonunu terk etti. Aranın ardından mahkeme eski Viranşehir Belediye Başkanı Emrullah Cin ile avukat Siracettin Irmak’ın tahliyelerine karar vererek duruşmayı 14 Nisan’a erteledi. DHKPC soruşturması kapsamında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 9 avukatın tutuklanmasını 18 Şubat 2013’te protesto eden avukatlara güvenlik görevlilerinin müdahalesiyle ilgili davaya devam edildi. Duruşmada müşteki polis memuru Z.B. dinlendi. ÇHD üyesi 5 avukatın Çağlayan’daki İstanbul Adliye’de oturma eylemi yaptıkları ve pankart açtıkları gerekçesiyle yargılandıkları davaya dün devam edildi. İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ve kamu görevlisine hakaretten 4 yıldan 17 yıla kadar hapsi istenen avukat Muhittin Köylüoğlu, görevi yaptırmamak için direnme suçlarından 2 yıldan 9 yıla kadar hapsi istenen avukatlar Arman Yılmaz, Halil Kocabaş ve Özgür Esen ile sanık avukatları katıldı. Müşteki polis memuru Z.B, olay günü müdahale sırasında telsizden kim olduğunu bilmediği birinden gelen emirle Muhittin Köylüoğlu’nu aldığını belirterek “C kapısından çıkarmaya çalıştık. Cama tekme atarak kırdı” dedi. Olaylarla ilgili tutanağın TEM, Güvenlik Şube ve Adliye Karakolu ile birlikte hazırlandığını anlatan Z.B, “Her aşamayı bilmiyorum. Köylüoğlu’nun cami avlusuna gelmediğini biliyorum. Yukarıda pankart asma ve başka eylemler olmuştu. Köylüoğlu’nun bundan dolayı alındığını biliyorum ama yukarıda ne yaptığını bilmiyorum” dedi. Polis memuru Z.B, avukatların kimliklerinden dolayı zor kullandığını savunarak “Hakaret ve tehdit ederler. Biz de avukat olduklarını bildiğimizden çok fazla sıkmıyoruz onları” dedi. Olay anına ilişkin tutanağı düzenleyen polis memuru İ.K. da, tutanak içeriğinin tamamının doğru olup olmadığını bilemeyeceğini anlatarak, “Tutanağın her aşamasında bulunmadım. Düzenlenirken orada değildim. Sonradan okuyup imzaladım. İmzalayanların çoğu da orada değildi” diye konuştu. Tutanağı düzenleyen polislerden M.K. ise, tutanağın altındaki imzanın kendisinde ait olduğunu kaydederek, tutanakta yer alan basın açıklaması kısmını görmediğini belirtti. Mahkeme, olay anına ilişkin tutanağı düzenleyen diğer polislerin dinlenmesi için ilgili birimlere yazı yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi. Önceki iktidarlar döneminde de benzer dosyalar ortaya çıkardı. Bir süre saklanmaya çalışılsa bile gizlenemez, bütün çıplaklığıyla kamuoyunun gözleri önüne serilirdi. AKP iktidarı döneminde ise o klasik Anadolu sözüne gönderme yapmak gerekirse, şöyle bir yol benimsenmiş görünüyor: Yolsuzluğu yapan, yasasını hazırlar. Sadece Kamu İhale Kanunu’nda son 10 yılda 30’dan fazla değişiklik yapıldığını anımsatırsak, ne demek istediğimiz anlaşılacak. Genel bir hükümet icraatı olarak yapılan bir işlem yasaya aykırı ise anında yasa değiştirildi. Böylece sözüm ona, o işlem yasaya uygunmuş gibi gösterildi. Resmi Gazete bunun onlarca örneğiyle dolu. Yasalar böylesine kolay değişince elbette yönetmeliklerin esamisi okunmadı. Her yönetmelik göstermelik bir prosedür haline getirildi. Bunun devamında da yolsuzlukları ifade eden kimi suç tanımları da değişti. Örneğin, ihaleye fesat karıştırmak diye bir suç artık yok. Onun yerine ihaleye fırsat karıştırmak var. Kim hükümet şemsiyesi altında fırsatını bulabilirse ihalesini alıyor. HHH Yasalara uydurulmuş bu usulsüzlük dolu işlemlerin yanında bir de taşınmaz tabiat ve kültür varlıkları ile tapu müdürlüklerine dayalı mülkiyet değişimleri var. Başbakan üzerine öyle yetkiler aldı ki, tapu dairelerinin son onay amiri desek yeridir. 17 Aralık’tan sonra ortaya atılan iddiaların ne kadarının gerçek olduğu, ne kadarının delillendirildiği önemli bir sorundur. Neyle suçlanırsa suçlansın, herkesin adil yargılanma hakkı vardır. Herhangi bir suçlamayla karşı karşıya kalan kişilerin toplum vicdanını da rahatlatacak ölçüde savunma hakkına sahip olması gerekir. Bunlar hukukun evrensel ilkeleri. Ancak bizim burada konu ettiğimiz hükümetin doğrudan kendi üzerine aldığı yetkiler. Örneğin yerel belediyeden büyükşehir belediyesine hiçbir kurumun onaylamadığı bir imar değişikliği doğrudan Başbakan’ın onayıyla gerçekleşebiliyorsa, burada açıklanmaya muhtaç bir durum var demektir. Son dönemdeki dosyalarda buna benzer onlarca örnek yer alıyor. HHH Her nasıl oluyorsa hükümet icraatının zenginleştirdiği kesimlerin başında yine hükümet üyelerinin ve iktidar ortaklarının yakınları geliyor. Türkiye’de öteden beri yerleşmiş bir hastalık vardı. Bu hastalık şöyle bir söylemle kendini gösteriyordu: “Arkadaş adam çalıyor ama, iş de yapıyor!” AKP iktidarı döneminde uzun süre bu hastalık su yüzüne çıkmadı. Ancak gelinen noktada, başta da vurguladığımız gibi tek tek yolsuzluklar yerine kurumsal bir hastalıkla karşı karşıyayız. Toplumun bu hastalığa nasıl tepki vereceği 30 Mart seçimlerinde belli olacak. Yerel seçimler doğası gereği başkan adayından yerel sorunlara kadar farklı verilere dayalı seyrediyor. Ancak 17 Aralık sonrası bir dönemin icraatının ne olduğunu ortaya koyan çok ciddi belgeye, delile dayalı yolsuzluklar gündeme geldi. Son günlerde katıldığım toplantıların çoğunda insanlar adeta birbiriyle sözleşmiş gibi şu haykırışlar yükseliyor: “Hırsız vaaaaar!” Buna duymadım karşılığını verince bütün salon bağırmaya başlıyor. Bu durum, “Çalıyor ama iş de yapıyor” hastalığına toplumun çare aramakta olduğunu gösteriyor. Başbakan’ın arada bir gönderme yaptığı Osmanlı tarihiyle karşılaştırmak gerekirse Osmanlı’da bir Lale Devri vardı, Türkiye’de de sülale devri yaşanıyor. Tıpkı Osmanlı’da olduğu gibi bunun da ömrü uzun olmayacak. Şair Nihat Behram yargılanıyor n İstanbul Haber Servisi Yazarşair Nihat Behram, köşe yazısında Terörle Mücadeleden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Sedat Selim Ay’a ‘işkenceci’ ifadeleri kullandığı için yargılanacak. Behram hakkında, 2 yıldan 8 yıla kadar ceza istenirken davanın ilk duruşması, bugün saat 10.30 da İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Kılıçdaroğlu’nun kızı istifa etti n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kızı Zeynep Kılıçdaroğlu, Vakıfbank’taki hukuk müşavirliği görevinden istifa etti. CHP lideri Kılıçdaroğlu, istifa kararının geçen hafta grup toplantısında Vakıfbank ile ilgili iddiaları gündeme getirmesiyle ilgisi olup olmadığının sorulması üzerine “Kesinlikle hayır. Uzun süredir kendisi kamu görevinden ayrılarak özel sektörde çalışmak istiyordu. Tamamıyla kendi kişisel kararı” diye konuştu. ‘Tutanağı bilemem’ Yalçın Topçu BBP’den istifa etti İki kişi tahliye edildi n Haber Merkezi Yalçın Topçu, kurucusu olduğu ve 20092001 arasında genel başkanlığı yaptığı BBP üyeliğinden istifa ettiğini açıkladı. Topçu istifa açıklamasında “Özellikle son zamanlarda vefanın, dostluğun devleti ebed, milleti esas alan anlayışın hiçe sayıldığı bir siyaset biçimini de tasvip etmiyorum. Bu sebeplerle Büyük Birlik Partisi yönetimi siyasi birlikteliğimin sona erdiğini beyan ediyorum” dedi. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yabancı dil tazminatı almak isteyen kamu personelinin yabancı dil bilgisi seviyesini belirlemek için 6 Nisan’da yapılacak yabancı dil bilgisi seviye tespit sınavı (2014YDS ilkbahar dönemi) başvuruları dün başladı. Kılavuz dağıtımı ve satışı yapılmayacak; adaylar, 2014YDS ilkbahar dönemi kılavuzu ile aday başvuru formuna, ÖSYM’nin http://osym.gov.tr internet adresinden ulaşabilecek. YDS başvuruları, 12 Şubat’a kadar sürecek. YDS başvuruları başladı