07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ŞUBAT 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR ‘ İ S TAN B U L K IRMIZIS I’ ADLI İ LK ROMAN I YAYI MLAN AN Ü N LÜ Y ÖN ETMEN FERZAN ÖZPETEK : 15 ‘Hep sürüden ayrılanı sevdim’ SİBEL ÇORBACIOĞLU “Çünkü aşk gerçekten hayattaki en günlüğüne İstanbul’a annesini önemli şeydir.” görmeye gelip İtalya’ya bir Böyle başlıyor roman... Ama bu sadetürlü dönemeyen bir yönetmen ce bir aşk romanı değil, içinde hayatın ta ve hayatının kesiştiği Anna’nın kendisi var; aşk, aile, ölüm, ihanet, direniş ve başkaldırı. Okuyucuların bir sonöyküsünü anlatıyor. “Hayatımı raki sayfada kendi hayatından bir hatıhiçbir yerde yüzde yüz anlatmam” rayı bulmaları an meselesi, tıpkı yazarın diyen Özpetek, başkaldıran ve filmlerinde olduğu gibi... Ünlü yönetmen Ferzan Özpetek’in ilk sürüden ayrılan insanları hep çok romanı “İstanbul Kırmızısı” bugün Can sevdiğini söylüyor. Yayınları’ndan çıkarak raflardaki yerini alıyor. Birkaç günlüğüne İstanbul’a annesini ziyarete gelen ancak bir türlü İtalya’ya dönemeyen bir yönetmen ve hayatının kesiştiği Anna’nın hikâyesini anlatan roman, yakın dönemde İstanbul’da yaşanan direniş ve protesto olaylarına da değiniyor. İstanbul’da yaşanan protestolar ve Gezi Bizler kitabı ilk okuyanlar değiliz. Direnişinin, adı “İstanbul Kırmızısı” olan Kitabın İtalyanca aslı, geçen kasımda bu kitaba girmesine kaderin bir cilvesi diyeİtalya’da Mondadori’den “Rosso İsbiliriz. Kırmızılı kadın, polise kırmızı karantanbul” adıyla çıkmıştı; biz şimdi rofiller verilmesi gibi olaylar, başından beri Gemanı Eren Cendey’in Türkçesinden zi protestolarını izleyen Özpetek için güzel okuyoruz. rastlantılar olmuş: Kitap İtalya’da büyük ilgi görerek “Gezi olayları beni çok etkiledi tabii. Kien çok satanlar listesine girmeyi batapta yer alacak bir muhalif grup zaten olaşardı. Ama Özpetek, “İtalya’da bir caktı, bu olaylarla birlikte hikâyeyi değiştirDan Brown değilim” diyor gülümsemeye başladım.” yerek. “Bana ilk teklif edildiğinde Kitabı İtalya’da okuyacakların da Gezi Dire300400 sayfalık bir kitabım olsun nişini bilmesinin yararı olacağını düşünen Özpediye düşünüyordum, fakat sonratek, aslında büyük bir ikilemde de kalmış: sında kolay okunabilir, herkese “Hikâyede her şeyi dozunda kullanmaya çahitap eden bir kitap olması konusunda editörümle lıştım, çünkü Gezi’den faydalanıyormuş gibi gözükaynı fikri paylaştık.” mek istemedim.” esişen hayatlar… İstanbul’da yaşanan gelişmelerden dolayı çok heyecanlandığını söyleyen Özpetek, “Başkaldıran insanları çok seviİki yılda tamamlanan romandaki yönetmen karakterinin yorum. Çocukluğumdan beri hep sürüden ayrılan insanFerzan Özpetek olduğunu düşünmek çok kolay, ama “Hiçları çok sevdim” diyor. bir yerde hayatımı yüzde yüz anlatmam” diyor Özpetek: Kalıpları kırmayı seven biri olarak yazarlığın “yönetmen “Aslında kitapta kullandığım dil, filmlerimde yaptığım Ferzan Özpetek” kalıbını kırmaya yönelik bir adım olup tekniğe çok yakın, hayatımla ilgili, tanıdıklarımla ilgili olmadığını sorduğumuzda ise yanıtı şu oluyor: olayları karıştırıp anlat“Ben 1981 yılında resim yamak.” Bize güzel bir ipucu parak geçindim. Bir çerçeveda veriyor Özpetek: “Mecide çırak olarak çalışıyorsela bu kitapta geçen bir dum, yaptığım resimleri de olay var, o olay aslında çerçeve yaptırmaya gelenler yeni filmim ‘Kemerlerisatın alıyorlardı. Resmim o nizi Bağlayın’da yer alan dönemde çok gelişmişti. Sinebir olay.” ma ise oynayan bir resim. ReBu vesileyle “Kemersim yapmak, şiir yazmak, rolerinizi Bağlayın”ın 6 man yazmak, müzik yapmak Mart’ta İtalya’da, 14 bunlar hep birbiriyle bağlanMart’ta Türkiye’de göstetılı. Kitap da bunların temelini oluşturan bir şey.” rime gireceğini de öğreniyoruz. Ferzan Özpetek, bu sanat döngüsü içerisinde opera rejieden kırmızı? sörlüğü de yapmış bir isim. Romandaki yönetmen karakterinin İstanbul’da bir opera sahnelemeyi planlaması da akıllara Özpetek, hayatını bire bir romanına aktarmamış olsa da, Özpetek’in operalarını İstanbul’da izleme şansımızın olup kitaba adını veren olayın gerçekten yaşandığını da öğreniolmayacağını getiriyor, ama aldığımız yanıt bizi biraz hayal yoruz; gençliğinde hep gri ya da koyu renkleri tercih eden annesinin birdenbire kendisinden kırmızı bir eşofman, kır kırıklığına uğratıyor: “La Traviata’nın İstanbul’da sahnelenmesi çok hoş mızı ruj ve kırmızı oje istemesi; “Annem renkli şeyleri, olur, ama şu an için böyle bir proje yok, buna yönelik kırmızıyı sevmeyen bir insandı, bu beni şoke etti ve kibir teklif de.” tabın ismine ilham verdi.” Ali’nin Ne İşi Vardı Sokakta? En son aylar önce bir taksici sormuştu bu soruyu. “Gözümle gördüm, polis çok kötü davrandı ama onların da ne işi vardı sokakta?” Aradan aylar geçti. Ülkede her şey altüst oldu. Yolsuzluk dosyaları ortaya saçıldı. Hükümetin ve devletin ve okyanus ötesinin foyası gün yüzüne çıktı. Karadeniz’de gemiler battı. Güvenilen dağlara karlar yağdı. Belki şimdi anlamıştır. Belki de hâlâ anlamıyordur. Taksisinde devamlı açık duran radyodan haberleri dinlerken, cemaate ya da hükümete sövüp sayıyordur. Belki geçen seçimlerde AKP’ye oy attı, şimdi CHP’ye ya da MHP’ye atacak, karar veremiyordur. Düne kadar, “Bizim mahallenin harbi delikanlısı” diye övüp durduğu Erdoğan’ın omuzları artık gözüne çökük görünüyordur. Belki o an taksisindeki radyo, Eskişehir’den Kayseri’ye kaçırılan Ali İsmail Korkmaz davasının peşinden Kayseri’ye akın eden kalabalığın ve neyi neden korudukları meçhul TOMA’ların, helikopterlerin, silahlı polislerin haberini veriyordur; o yine kendi kendine soruyordur: “Ne işleri var sokakta?” Aslında sokağa çıkmanın ne anlama geldiğini herkes çok iyi bilir. Sokağa çıkmak için düşünmek gerekmez. Ya da emir almak. Ya da bir hesap yapmak. Kapıyı açar ve hızlıca çıkarız sokağa. Aynı anda kapılarını açıp sokağa çıkan diğerleriyle birlikte. Tamamen içgüdüsel bir refleksle. O an ne kendi gücümüzü düşünürüz ne de güçsüzlüğümüzü. Sadece ortak bir isyan duygusu vardır hepimizde. Bir şeylerin ters gittiğini ve bu ters giden şeylerin düzelmesi için sesimizi duyurmamız gerektiğini biliriz. Sesimizin, o kısık, o kibar, o yükselmeye alışık olmayan sesimizin gerçekten duyulacağını düşünürüz. Hiçbir akılcı dayanağımız yoktur, küçüğüzdür, cılızızdır, yalnızızdır, üfleseler uçarız, itseler düşeriz, tekmeleseler ölürüz... Ama yine de çıkarız. Sadece bağırmak için ve sadece herkes dışarıdayken evde kalmamak için, sadece dünyanın değişebileceğine inanacak kadar iyimser olduğumuz için ve yine sadece bu iyimserliğin gücüne güvendiğimiz için çıkarız sokağa. Öleceğimiz aklımıza en son gelir. Ama gelir. Bizden önce ölenler olduğunu biliriz. Bizden sonra ölecekler olduğunu da biliriz. “Ölüm bizden uzak olsun” der, yine de gölgesinde yürürüz. Ali’nin ne işi vardı sokakta? Ethem’in, Abdullah’ın, Ahmet’in, Mehmet’in... Ne işi vardı onca insanın sokakta? Plastik mermilerle gözlerini kaybedenler, yerlerde sürüklenerek dövülenler, başlarına gaz kapsülleri isabet edenler, biber gazından hastanelik olanlar... Sahi onlar neden sokaktaydılar? Ne işimiz var sokakta? Daha çok işimiz var sokakta. u Özpetek’in ilk romanı, birkaç YAYBİR, 2013 yılının korsan kitapla mücadele rakamlarını açıkladı 954 bin korsan yayın ele geçirildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yayıncılar Meslek Birliği yaptığı yazılı açıklamada 2013 yılı boyunca 36 ilde 418 baskın yapıldığını, bu baskınlarda 954 bin 39 korsan metaryelin ele geçirildiğini açıkladı. YAYBİR’in verilerine göre, 2013’de en çok korsan baskısı yapılan yayınları Yılmaz Özdil’in “Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda” (Doğan Yayıncılık) ile Zülfü Livaneli’nin “Kardeşimin Hikâyesi” (Doğan Yayıncılık) adlı kitapları oldu. Birliğin korsanla mücadele ve telif haklarının korunması, geliştirilmesine yönelik çalışmalarını 2013’te hızlandırdığına vurgu yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “YAYBİR 2013’de fotokopi yoluyla izinsiz çoğaltmalara karşı 34 ilde 299 baskın gerçekleştirdi; bu baskınlarda 12 bin 789 korsan malzemeye el konuldu. Akademik kitaplarla ilgili birliğimize ulaşan ihbarlar sonucu gerçekleştirilen 8 depo baskınında da 115 bin 122 korsan kitap ele geçirildi. Kurgu ve kurgudışı korsan kitapları yakalamak amacıyla 11 ilde düzenlenen 90 baskında 804 bin 787 korsan malzeme yakalandı. İthal kitaplara yönelik olarak 21 baskın yapıldı; bu baskınlarda 21 bin 357 korsan kitap toplandı.” K N Sanatçılar bu kez sahneleri ve kesilen onlarca ağaç için eylem yaptı... Fotoğraflar: UĞUR DEMİR KAMİL KÜLTÜR ‘Sanata, yeşile nefes aldırmıyorlar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Tiyatrosu (DT) sanatçıları, sivil toplum kuruluşları öncülüğünde, genel müdürlüğün 60 yıldan bu yana kullandığı, içinde kostüm ve dekor tasarımlarının yapıldığı, İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi, Stüdyo Sahne gibi sahnelerinin bulunduğu Macunköy’deki arazide, SS İvme Yapı İnşaat’ın talanını protesto eylemi gerçekleştirdi. Devlet Tiyatrosu Sanatçıları Derneği (DETİS) Başkanı Mehmet Ege, “Sanata, yeşile nefes aldırmıyorlar. Yeşile, sanata, insana, geleceğe düşman kafalar nefes alınabilecek tüm alanları yok ediyorlar” dedi. Eyleme, Kültür Sanat Sen Genel Başkanı Yavuz Demirkaya, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Ali Hakkan, Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı (TOBAV) ve DETİS üyeleri de destek verdi. Sanatçılar adına basın açıklaması yapan DETİS Başkanı Mehmet Ege, “Macunköy mevkisinde, betondan, tuğladan, demirden kurtarılmış; ağaç ile doğaya ve mimariye saygılı yapılaşmasıyla aslında ödüllendirilmesi gereken yerleşkemizin görüldüğü gibi altı oyuluyor. Devletin, belediyenin, rantiyenin oluşturduğu ortaklık... Punduna getirip, ağaçlarımızı kestiler” dedi. Ege, şunları söyledi: “Çitlerimizi, tel örgülerimizi, sanki yanlışlıkla olmuş gibi söküp attılar, atıyorlar. Çünkü emir büyük yerden. 4 Mayıs 2012’de Malatya’da verildi emir. Ülkemizin en saygın sanat kurumları, onların mensupları hedef gösterildi. Şimdi emrin sahibinin gözüne girmek için, bir grup, sanat kavramının özüne aykırı yasa çalışması yapmanın, yaptırmanın yarışında.” l MASARACI ÇİZİK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle