25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ŞUBAT 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 Gıda fiyatları, vergiler ve döviz kurlarındaki artış nedeniyle enflasyon çift haneye çıktı 6 yılın zirvesinde Enflasyonda yükseliş sürecek Ekonomi Servisi Analistler, kuraklık nedeniyle gıda fiyatlarında artışın yanı sıra kur geçişkenliği yüzünden enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıların da devam etmesini bekliyor. ‘Korktukça Sıra Sana Gelecek...’ Sokakların bu en uzun soluklu, uyarıcı, güncel, geçerli sloganından, hakları gasp edilenlerden çok hakları gasp edenlerin, vicdansızların ders aldıkları kuşkusuz... “Baskı, şiddet, tehdit, şantaj..” iktidar gücünün her yol, her türden haksızlık, hukuksuzluk, şeytana pabucunu ters giydiren yöntemler bulunarak, elbette evrensel insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasi ilkeleri ayaklar altına alınarak denenen yeni yollar, yöntemlerde dur durak yok... Siyasal İslam söylemleri ile karşılıklı suçlamaların aynı seçmen tabanına propaganda boyutu yanında, evrensel insan hakları, hukuk devleti düzeni, laiklikten kaçış, şeriat hukukuna özen, alıştırma kastının da olduğundan kuşkunuz olmasın... Bu arada bir diğerlerini suçlamak üzere, eskiden beri ortak düşman bildiklerine yaptıkları haksızlıkhukuksuzlukların açığa çıkanları üzerinden, “Ben yapmadım, onun suçu” yoluyla bir taşla iki kuş vurma siyasal çıkış yolu olmakla kalmadı, ötekini yenme, hukuksuzluğu önleme adına yeni haksızlık, hukuksuzlukların önünün açılmasının en işe yarar silahı oldu... Bu öylesine bir hokus pokus ki, iktidara sızmış paralel devleti temizleme adına yargının işleyişinde gündeme getirilen yeni demokratikleşme paketinde, kamuoyu kampanyalarında bugüne kadar yaşanmış özel yargının hukuksuzlukları kullanılırken, Bakan Bozdağ’ın dünkü açıklamasıyla devam eden davalarda yeniden yargılamanın söz konusu olamayacağını öğreniyoruz... Türkçesi özel yargının kaldırılması sadece iktidarlarına dönmüş tetiğin atışını önlemeye yönelik gündemde, ortak düşman bildiklerini ezmeye yönelik haksızlık, hukuksuzluklar için vicdan, izan yok... Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nu, kırk yıllık hukukun, iş ve dostluğun gereği Silivri’de ziyaret etmeye çabalıyordum. 75 yaşında 40 dereceye yaklaşmış ateşin yaşamsal tehdidinin bilincinde özel görüş izni almayı başarabildiğimde, ateşi düştüğü gerekçesi ile yeniden Silivri Cezaevi’ndeydi... Ünlü bir tıp profesörü, durumunu bilebilecek konumda olarak, ateşinin düştüğü ancak çok halsiz olduğunun, toparlanamadığının bilgisini veriyordu. Elbette özel izinle görebildiğim için gazetecilik güdülerimi bastırarak kapalı görüşü yazmaya niyetli değilim. Ancak kalın dumanlı camın arkasından, özenle giyinmiş dik duruşunun ortadan kaldıramadığı ağır hasta görüntüsünden nasıl moralimin bozulduğunu artık saklamamın bir anlamı yok... HHH Telefonu tuttuğu eli yoruldukça, sık aralıklarla diğerine alıyor, arada başının düşmesini engelleyemiyordu. Zor, durağan konuşmasının arasında zorla gülümseme de bir işe yaramıyordu. İkinci tutuklanışından bu yana yakalayabildiğim ilk görüş izninin süresinin dolmasını beklemeye vicdanım elvermedi. Bir an önce bu işkenceyi bitirmem gerektiğini düşünüyor, nasıl söyleyebileceğimi bilemiyordum... Sonunda dayanamadım, “Ağır bir ateşli gripten yeni çıktınız, sizi daha fazla yormamalıyım, yine gelmeye çalışırım..” deyip ayrıldım. Durumunu ancak gazetedeki arkadaşlarla paylaştım. Görüş günü eşinin karşısında ancak 15 dakika kalabildiğini, hastaneye kaldırıldığını, virüsün idrar yolu ile kana karıştığı haberlerini sonradan öğrendim... Oysa doktor olmadığım halde ben bile çevremden, yaşadıklarımdan çok iyi biliyordum ki, o yaşta o derecelere çıkabilmiş bir ateş çok dirençli mikropvirüs, “salgın, örnekleri çok fazla, çoklu organ yetmezliklerine yol açabilen yaşamsal tehdit” her ne ise, bedenden çok zor temizlenebilecek hastalıkların kanıtı... Çok uzun soluklu ciddi bir tedavi zorunluluğu söz konusu. Bu durumdaki bir hasta, ateşi düşürülür düşürülmez nasıl cezaevine, denetimin yapılamayacağı, çok olumsuz beslenmebarınma koşullarına geri gönderilir? “Bunlar nasıl doktor, nasıl tıp yemini etmişler, vicdanlarına ne olmuş?” diye sızlanmak, durumu düzeltmeye yetmiyor. “Silivri Zulümhanesi” uygulamalarının ilk yıllarından tanıklıklarımızla çok iyi biliyoruz ki, tutuklulara hastane sevk işlemini kolaylıkla yaptıkları öne sürülen çok sayıda doktor buralardaki görevlerinden alınmakla kalmadılar, bu eylemleri nedeniyle cezalandırıldılar, başlarına diğerleri için çok caydırıcı olacak işler geldi... Silivri’de hastalananlar için tedavi olabilmek bu kadar zor olmasaydı, bu kadar çok tutuklu, bu kadar ağır hastalık çeker, bu kadar çok sayıda ölüm yaşanır mıydı? Yine uzmanlık, bilimsel kariyeri kendi hastalığına da dönük zirvede, bir diğer eski rektör, Fatih Hilmioğlu üzerinden yaşananlar insanlık dışı değil mi? Kulağımıza Cumhurbaşkanı’nın dahi Hilmioğlu için cezaevinden çıkış kararı veremeyeceği fısıldanırken, hiç utanıp sıkılmadan; “Karaciğer değerleri çok bozuk, kistler de var, diğer sayılan tüm hastalıkları da doğru ama bildiğimiz kanser değil..” denebiliyor. Adli Tıp korkudan, eski başvuruları, aylar yıllar bekletmişken, yeniden raporla başvuru koşulu gündeme sokuluyor... Türk Tabipleri Birliği’nin uzmanlık raporu kulak arkası oluyor. İnsanlık hallerinde, insanlık dışı her yolun, hem de sivil İktidarları, demokratik düzen adına geçerli kılındığı hallerde, korkunun ecele faydası olmadığı gerçeği ile korkmamaktan başka çıkış yolu olabilir mi? Enflasyon ocakta aylık yüzde 1.72 artışla 26 ayın en hızlı tırmanışını gösterdi ve yüzde 1.6 olan piyasa beklentilerini aştı. Yıllık enflasyon yüzde 7.48’e çıktı. Kur artışı, vergi ayarlamaları ve gıda fiyatlarındaki yükseliş enflasyondaki tırmanışta başrolü oynadı. Ekonomi Servisi Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) 2014 yılı Ocak ayında aylık bazda yüzde 1.72, Üretici Fiyatları Endeksi yerine yayımlanmaya başlanan Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (YİÜFE) aylık bazda yüzde 3.32 oranında artış gösterdi. Ocak ayında yıllık TÜFE bir önceki aya göre 0.8 puan artışla yüzde 7.48, yıllık YİÜFE 3.75 puan artışla 10.72 oldu. Böylece yıllık YİÜFE çift haneli rakamlara ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu, 2014 yılı Ocak ayı TÜFE ile YİÜFE sonuçlarını açıkladı. Harcama grupları itibarıyla bakıldığında ocakta en büyük artış, kur geçişkenliğinin en yüksek olduğu gıda ile ulaştırma fiyatlarında görüldü. Aylık bazda gıda fiyatları yüzde 5.16 enflasyonun baz alındığı 2003’ten bu yana en en hızlı yükselişi gösterdi. Gıda fiyatlarının aylık enflasyona katkısı 1.26 puan oldu. Ulaştırma kalemi 2.50 arttı. Yıllık olarak ise gıda da yükseliş yüzde 10.89, ulaştırma yüzde 11.95 oldu. Ocakta fiyatı en fazla artan ürün yüzde 72.64 ile çarliston biber oldu. Yılın ilk Enflasyon Raporu’nda ise temelde gıda ve döviz kuru gelişmeleri ile vergi ayarlamalarına bağlı olarak 2014 yıl sonu enflasyon tahminini 1.3 puan yukarı yönlü güncellenerek, yüzde 6.6 olarak öngörülmüştü. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, bu doğrultuda, enflasyonun kısa vadede yüzde 5 hedefinin belirgin bir şekilde üzerinde seyredeceği öngörüsünde bulunmuştu. Tevfik Aksoy (Morgan Bozulma sürüyor Çekirdek enflasyon verilerinde de bozulma gözlemlendi. En dar kapsamlı TÜFE göstergesi olan ‘I endeksi’ aylık yüzde 0.31 oranında artarken, yıllık yüzde 7.59 seviyesinde gerçekleşti. İyileşme olmaz Stanley CEEMEA Ekonomik Araştırmalar Direktörü): Enflasyonda üç faktör nedeniyle yukarı yönlü risk görüyoruz. Birincisi, kur geçişkenliği önümüzdeki aylarda mal ve hizmet fiyatlamalarında daha fazla etkili olacak gibi. Çoğu altı aylık süreçte fiyatlara yansıyacak olan yüzde 15’lik bir kur geçişkenliği katsayısı tahmin ediyoruz. TL bir şekilde güçlense bile daha yüksek aylık rakamlar kaçınılmaz. İkincisi, devam eden hava koşulları ve kuraklık, gıda fiyatlarında ciddi etki yaratacak. Üçüncüsü ise aylardır değişmeyen ve muhtemelen 30 Mart’taki seçimler sonrasında önemli ölçüde ayarlanacak olan kamu fiyatları (elektrik ve doğalgaz). 26 ürünün fiyatı arttı Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ocak ayında market fiyatlarına bakıldığında, 3 üründe fiyat değişimi görülmezken, 11 üründe azalma, 26 üründe ise fiyat artışı olduğunu belirtti. Üretici fiyatlarında ise 14 üründe fiyatların bir ay önceki aya göre değişmediğini vurgulayan Bayraktar, 5 üründe azalma, 17 üründe ise fiyat artışı görüldüğünü bildirdi. Umre enflasyon sepetinde 2013’te 437 maddeden oluşan endeks sepetindeki madde sayısı 2014’te 432’ye düşecek; sepetteki ilk 20 maddenin toplam ağırlığı yüzde 49.5, ilk 50 maddenin toplam ağırlıktaki payı ise yüzde 60.8 olacak. ANKARA (Cumhuriyet) Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), enflasyonun hesaplanmasında dikkate alınan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) sepetine umreye gidiş ücretini de ekledi. Sepette ulaştırmanın ağırlığı düşürüldü. TÜİK, istatistiklerin hesaplanmasında değişiklik yaptı. TÜİK Başkanı Birol Aydemir değişikliklere ilişkin şu bilgileri verdi: * Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi’yle (YİÜFE) sanayi kapsamındaki üreticilerin yurtiçi piyasa için ürettikleri ürünlerin fiyatları dikkate alınacak. Yurtdışına ihraç edilen ürünlerin üretici fiyat değişimlerini ölçmek amacıyla sanayi sektörü için Yurtdışı Üretici Fiyat Endeksi (YDÜFE) oluşturulacak. * Hanehalkı İşgücü (İşsizlik) Anketi’nde değişikliğe gidildi. Bundan böyle anket her hafta uygulanacak. Mevcut uygulamada işsizlik tanımı için iş arama süresi son 3 ay iken, yeni uygulamada son 4 hafta temel alınacak. Eurostat kriterlerinin dikkate alındığı belirtilirken, yeni hesaplama ile işsizlik verilerinin daha düşük çıkabileceği yorumları yapılıyor. * TÜİK, Büyükşehir Yasası gerekçesiyle bu yıldan itibaren kent ve kır düzeyinde tahmin vermeyecek. * TÜFE sepetinde 2014 için gıda ve alkolsüz içecek grubunun ağırlığı yüzde 24.45’e çıktı, ulaştırmanın ağırlığı yüzde 15.54’e, konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıtların ağırlığı 16.68’den 16.41’e düşürüldü. * TÜFE sepetinde en ağırlıklı maddeler kira, sigaralar, elektrik, ekmek, otomobil (dizel), cep telefonu görüşme ücreti, su, benzin, otomobil (benzinli), dana eti, dolmuş ücreti, LPG, mazot, doğalgaz, tüpgaz, kömür, ekmek arası yiyecekler olarak sıralandı. * CD (boş), pirinç unu, elektrikli el süpürgesi, mp3 çalar sepetten çıkarıldı. Buna karşın DVD (Boş), Tablet (Bilgisayar) ile umreye gidiş ücreti sepete eklendi. Paket turlar içerisinde hac ziyaretinin oranı yüzde 44.26, umre ziyaretinin de yüzde 42.56 oldu. Sepetteki 432 madde içerisinde umre binde 1.8, hac da binde 1.9 olarak yer aldı. Özlem Derici (Deniz Yatırım Başekonomsti): Kur artışının etkisi önümüzdeki aylarda da hissedilmeye devam edecek. Kuraklık nedeniyle gıda fiyatlarında yukarı yönlü riskler sürüyor. Yılın ikinci yarısına kadar enflasyonda iyi bir tablo görmeyi beklemiyorum. Bazı aylarda yüzde 8’li rakamlara çıkabilir. Haluk Bürümcekçi (Burgan Yatırım Başekonomisti): Yıllık enflasyonun mayısta yüzde 9 civarında zirve noktasını göreceğini düşünüyoruz. Yüksek boyutlu faiz artışı ve öncesinde gerçekleşen rekor döviz satım müdahalesine rağmen kurların yıl sonu tahminimizin üzerinde seyretmesine karşılık 2014 yıl sonu TÜFE tahminimizi şimdilik yüzde 7.5 düzeyinde korumaya devam ediyoruz. Ancak bu tahmin üzerindeki riskler TL’nin istikrarsız seyri ve yerel seçim sonrası idari fiyat ayarlamaları olasılığı nedeniyle yukarı yönde kalmaya devam etmektedir. bank Başekonomisti): Gelecek aylarda enflasyonun yüzde 9 seviyesine yükselmesi beklentimizi koruyoruz. Tüketici enflasyonu yıl sonunda yüzde 8.1’e çıkar. Ozan Gazitürk (Şeker Ankete katılana ödül TÜİK, Defne Samyeli hakkında yasal işlem başlatılması ile gündeme gelen Hanehalkı Bütçe Anketi’nde de “ödüllendirme” formülü üzerinde duruyor. Samyeli’ne ankete katılmadığı için para cezası verilmişti. Ankete katılanlara tablet bilgisayar verilmesi üzerinde duruldu, ancak rakamın 200 binleri geçmesi üzerine bundan vazgeçildi. TÜİK Başkanı Aydemir, anket çalışmalarına katılan işyerlerine de bazı jestler hazırlayacaklarını söyledi. Bu arada TÜİK kurumda görev yapan 17 4C’li çalışanı işten çıkardı. Türkiye 2003 yılına kadar bir şey yapmamış, 2003 sonrasında ise büyük liderin(!) liderliğinde büyük atılımlar gerçekleştirmiş; ama şimdi de uluslararası güçler bu atılımları önlemek ve lideri yıpratmak için elinden geleni yapmaktadır. Bu değerlendirmeler birçok yazar tarafından bugünlerde sıkça gündeme getirilmektedir. Oysa Türkiye ve gelişmekte olan tüm ülkeler küresel ekonominin baskısını her dönemde yaşamışlardır. 20032013 dönemi ise tüketen ve borçlanan ekonomi yönünden bir atılım dönemidir. Dünyayı Sömüren Amerika büyüsünü, daha az kuralın varlığı ve sosyal harcamaların daha az olmasının koruyacağına inandı. Marx kaybetti Adam Simith kazandı, Karl Sovyetler’de komünizm çökünce siyaset ve medya elitleri kapitalizmi bu sözlerle kutsamışlardı. Belki komünizm kaybetmişti, ama kapitalizm de kazanmamıştı. Pazar ekonomisi sosyal anlamda devlet müdahaleleri olmadan halkın yoksullaşması pahasına işlemekte idi. Kapitalizmin daha iyi işlemesi ve daha adil olması için kamu kurumlarının müdahalesinin şart olduğu “Yeni Anlaşma” (New Deal) Amerika’da ve Avrupa’da tartışılıyor ve uygulanmaya çalışılıyordu. Ama Reagan buna son verdi. Pazar Uluslararası mali kuruluşları Amerika avucunun içine aldı Dünya Bankası, IMF, Dünya Ticaret Örgütü gibi kuruluşlar İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaraları sarmak, savaştan ağır hasarlarla çıkan ülkelerin ekonomilerini geliştirmek ve dünya kapitalizmine istikrar kazandırmak amacıyla kuruldu. İlk yıllarda bu amaçlar doğrultusunda çalıştı. Reagan ve Margaret Thacher 1980’lerde iktidara geldiklerinde serbest piyasa ateşlerini hem kendi ülkelerine hem de küresel ekonomiye katmaya karar verdiler. Bu noktadan itibaren bu uluslararası mali kuruluşlar ülkeleri pazar ekonomisini uygulamaya zorlayan, bunun için şartlar ileri süren bir amaçla gelişmekte olan ülkelerin kapısını çalmaya başladılar. Tabii ki bizim güzel ülkemizin de... Fakat gelişmekte olan ülkeler küresel ekonomiye entegre olmak ve pazar ekonomisi ateşini içlerinde yakmak için aşırı borçlandılar. Borçlarını ödemek için borçlandılar. Amerika burada ikiyüzlü davranmaktaydı. Gelişmekte olan ülkelerin pazar durumunda kalmalarını sağlarken açıklarını da dış yardımlarla kapatıyordu. ekonomisi yarattılar. Aldıkları borçlar ve bol parayla Amerika’nın ve Batı’nın ürünlerini satın aldılar. Liberalizm patronları hem sattı kazandı hem de bedelini verdiği borçla tahsil etti. Ama balon artık patladı ve gelişmekte olan ülkeler için trajik son geldi çattı... Küresel ekonomi, liderleri yaratır ve yok eder Gelişmekte olan ülkelerde Amerika’nın pazarı olmayı, ona bağımlı kalmayı, izin verdiği alanlar dışında sanayileşmemeyi kabul eden ve biat eden parti iktidara gelir ve en becerikli olan da lider olarak seçilir. Amerika’ya biat etmeyi kabul ederek iktidara gelen AKP ve Erdoğan dönemi küresel ekonominin geldiği trajik nokta nedeniyle tarihe karışmak üzere. Ancak küresel sermaye ve Amerika dünyayı sömürmekten vazgeçmeyeceği için gelişmekte olan ülkelerde ve bizde hep kendine bağlı lider ve hükümetleri iktidara taşımaya çalışacak. Bunu önlemenin yolu; üreten ekonomi yaratmak, adaleti sağlamak ve uykudan uyanıp köpekbalığının önünde giden kenetlenmiş balık sürüsü haline gelmektir. Allah yardım eder mi? Ona da siz yanıt verin... 17. Avrasya Ekonomi Zirvesi bugün başlıyor İstanbul Haber Servisi 17. Avrasya Ekonomi Zirvesi, bugün İstanbul’da WOW Otel’de gerçekleştirilecek. Marmara Grubu Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Vakfı’nın düzenlediği zirveye dünyanın birçok ülkesinden cumhurbaşkanları ve başbakanlar katılacak. Geçen yıl 52 ülkenin katıldığı zirvede bu yıl “İnsan Ticareti”, “Yerelden Küresele İpek Yolu’nda Ekonominin ve Enerjinin Geleceği”, “Bilişimle Kalkınma” , “Sürdürülebilir Kalkınma ve Yerel Yönetimlerde Değişim” gibi konular ele alınacak. Karadağ Cumhurbaşkanı Filip Vujanovic, Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge Ivanov ve BornaHersek Başbakanı Vjekoslav Bevanda’nın da katılacağı zirve, 3 gün sürecek. Liberalizmin trajik başarısızlığı Liberalizmin sömüren Amerika ve Batı’nın kendi pazarlarını koruma adına yaptıkları büyük yanlışlıklar nedeniyle trajik başarısızlığına 1990’lar ve 20082009’da ciddi biçimde tanık olduk. Dolar imparatoru piyasaya para bastıkça dünya likiditeye boğuldu. Bu paraları kendi ülkesinde görenler ki Türkiye de bunlardan biridir sarhoş oldular. Bu para bolluğu ile tüketim
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle