04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ŞUBAT 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Uzmanlar, Başbakan Erdoğan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen ses kaydını yorumladı 7 ‘Montaj ihtimali sıfır’ MELTEM YILMAZ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen, önceki gece internete düşen ses kaydına ilişkin uzmanlar, böyle bir kaydın montaj olma ihtimalinin bulunmadığını belirtti. Dünyanın en iyi ses mühendisleri arasında gösterilen Erdem Helvacıoğlu, Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen konuşmaya ilişkin ses kaydının montaj olmasının mümkün olmadığını belirterek, “Montajda cümleler düzgün kurulmaz, tonlamalar uymaz, arka plan sesi değişkendir, konuşmanın bir melodisi yoktur. Uzman olmayan normal kulaklar da bir gariplik olduğunu hisseder” diye konuştu. Helvacıoğlu, Başbakan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen konuşmanın ses kaydı internete düşer düşmez ses mühendisi uzmanlarla bir araya geldiklerini belirterek “Herkes bu kasetin montaj olmadığı görüşünde” dedi. Söz konusu kaydın montaj olmasının mümkün olmadığını belirten Helvacıoğlu, şöyle devam etti: “Çünkü montaj olması için bu konuşmanın, başka konuşma kayıtlarından kelime kelime birleştirilmesi lazım. Ancak birleştirirken tüm tonlamaların aynı olması lazım. Ayrıca tüm birleştirilen tüm kayıtlardaki arka plan seslerinin bire bir uyumlu olması lazım. Ancak bu teknik olarak mümkün değil.” Helvacıoğlu, kaydın montaj olup olmadığını teknik olarak incelenmesinin mümkün olduğuna dikkat çekerek “Kayıt hemen incelensin ve görülsün” diye konuştu. Helvacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Montajda cümleler düzgün kurulmaz, tonlamalar uymaz, arka plan sesi değişkendir, konuşmanın bir melodisi yoktur. Uzman olmayan normal kulaklar da bir gariplik olduğunu hisseder.” Ulusal Kriminal Büro Direktörü Uğur Kurtulan ise bir kaydın montaj olup olmadığının kolaylıkla anlaşılabileceğini, bunun için bilirkişi incelemesinin yeterli olduğunu söyledi. Kurtulan, bilirkişi incelemesinde ise hata payının sıfır olduğuna da dikkat çekti. ‘Çürüyen Bir Şeyler Var’ Hamlet’teki ünlü replik böyle zamanları anlatmak içindir. Zaman dışı olduğu, oyunlarının bütün zamanlar için geçerli olduğu kanıtlanmış Shakespeare “Çürüyen bir şeyler var Danimarka Krallığı’nda” diye yazmıştı. Burada da öyledir. Dinleme kayıtları birbirini izliyor ve her dinleme kaydında çürümenin kokusu etrafa yayılıyor. Çürüyen her şey dökülür, dağılır, tozlaşır, bu kez de öyle oluyor. Peki dökülen, dağılan ne? HHH Bu sorunun yanıtını aramadan önce başka sorulara yanıt aramakta yarar var. Eski kayıtları ve en yenisini bir yana bırakalım ve ilk sırayı 7000 ya da belki daha fazla kişiyi kapsadığı iddia edilen “Selam Örgütü” dinlemelerine verelim. Savcılar “Yok böyle bir şey, Selam Örgütü soruşturmasında 40 kişi için dinleme kararı var” diyorlar ama biz Hükümet kanadına inanalım ve soralım: Kim bu 7000 kişi için dinleme kararı veren hâkim? Devam edelim: Başbakanlık’a bağlı bir devlet kurumu olduğu bilinen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), yargıdan gelecek dinleme isteklerini gerçekleştirecek tek kurum olduğuna göre bu nasıl bir iştir? O Başkanlığın o zamanki başkanı kendine yasayla verilmiş olan itiraz hakkını, bu pek garip dinleme kararı için neden kullanmamış, en azından Başbakan’a “Sayın Başbakan sizi dinleyecekler ve ben de okeyledim” dememiş, diyememiş midir? Birbirine benzemezlerin aynı torbada keyfi bir şekilde yargılandıklarını Ergenekon’dan biliyoruz. O nedenle binlerce kişilik “Selam terör örgütü” iddiasına “olmaz olmaz” diyemeyiz; ama bu kadar da olur mu? HHH Şimdi Danimarka Krallığı’na geçebiliriz. Evet “Çürüyen bir şeyler var Danimarka Krallığı’nda”. Başbakanlık yalanlasa da iddialar vahimdir ve tez elden sağlam kanıtlarla kayıtların düzmece olduğunun ispatlanması gerekmektedir. Zor olduğunu düşünüyorum. Olayların gelişimi, daha önce benzer iddialar nedeniyle istifa eden bakanlar ve daha önemlisi muhalefet partilerinin kayıtların gerçek olduğunu söylemeleri, Başbakan’ın yardımcılığını da yapmış eski bir mesai arkadaşının da aynı iddiayı dillendirmesi, ispat yükünü tümüyle Başbakan’ın omuzlarına yıkıyor. Kayıtların tarafsız ve belki uluslararası uzmanlar tarafından değerlendirilmesi artık kaçınılmaz görünüyor. Bu ülkede inanılması güç kayıtlarla, sahte belgelerle insanlar yıllarca hapis yattılar, yatmaya devam ediyorlar. O nedenle iş o yana doğru gitmeyecekse Başbakan “hayır bu kayıtlar montaj, ben öyle diyorsam öyledir” demekle yetinemez; bir an önce sağlam kanıtlarla iddiaları çürütmeli, aklanmalıdır. Yoksa ana muhalefet partisinin “istifa et” çağrısına uymak zorunda kalacaktır. HHH Kimileri de diyorlar ki; “Hayır böyle olmayacak. Hızla değiştirilmeye çalışılan HSYK ve MİT yasalarının verdiği aldatıcı ’meşruiyete, yasallığa’ dayanarak iddialar baskı yoluyla susturulacak”. Paralelle başlayıp nerede duracağı bilinmez yığınsal davalar yoluyla derin bir sessizliğin sağlanacağını, yolsuzlukların kapatılacağını iddia ediyor bu “münafık” arkadaşlar. Ama ben sessizliğe ihtimal vermiyorum. İhtimal verdiğim ve umduğum yine Hamlet’in tiradında gizlidir: “Kim dayanabilir zamanın kırbacına? / Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine / Sevgisinin kepaze edilmesine / Kanunların bu kadar yavaş / Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine / Kötülere kul olmasına iyi insanın.” “Olmak ya da olmamak, budur işte bütün mesele” diye başlamıyor muydu o ünlü tiradı Shakespeare’in... SAVCILIKTAN SES KAYDINA MONTAJ SORUŞTURMASI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başbakan Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kaydına ilişkin harekete geçti. Başsavcılık, basında çıkan haberleri ihbar kabul ederek resen soruşturma açtı. Soruşturmayı Bilişim Suçları Soruşturma Bürosu Savcılığı yürütüyor. Savcılık, bu kapsamda bilişim polislerine talimat vererek ses kaydının incelenmesini istedi. Ses kaydındaki konuşmaların Erdoğan ile oğluna ait olup olmadığı, montaj ise bunu kimlerin yaptığı araştırılacak. Milliyet gazetesinin internet sitesinde yer alan habere göre ise Emniyet’te İstihbarat Dairesi ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’nin, merkez ve taşra ünitelerinde usulsüz dinleme iddialarıyla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü, dinleme kayıtlarının yer aldığı “kozmik oda”yı mercek altına alacak. Soruşturma ekibi, özellikle 17 ve 25 Aralık operasyonlarında görev alan polisleri araştırıyor. Emniyet: O kutuyu niye ittiniz? ÇANAKKALE (Cumhuriyet) Çanakkale’de 19 Ocak’ta düzenlenen Büyük Çanakkale Yürüyüşü’nde eylemciler, dev bir ayakkabı kutusuyla, yolsuzluk ve rüşvet olaylarına tepki göstermişti. Ancak Emniyet müdürlüğünün, yürüyüşü düzenleyenler hakkında, “O ayakkabı kutusunu niye ittiniz?” diyerek soruşturma başlattığı bildirildi. Büro Emekçileri Sendikası İl Şubesi’nin genel kurulunda konuşan CHP’li Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, eylemi düzenleyenlerin, “Niye bu eylemi yaptınız? O ayakkabı kutusunu niye ittiniz?” denilerek Emniyet’e çağrıldığını bildirdi. Gökhan, “O ayakkabı kutusunu itenlerden biri de benim. Hep beraber gidelim, ifade verelim. Bu bir rezalettir. Bu, baskıcı rejimin en son örneklerindendir” dedi. Yeni ses kaydında Gökçek ve Varank billboard pazarlığı yapıyor ‘Hemen incelensin’ ‘CHP’nin ilanlarını yayımlamıyoruz’ Ses kaydını Twitter hesabından yorumlayan ses mühendisi Atilla Özdemiroğlu da şu açıklamalarda bulundu: “Farklı kaynaklardan montajlanmış konuşma sesi çok kolay anlaşılır. İçinde bulunulan ortam ve çevre sesi değişir. Kayıtları tekrar analiz ettim. Aramalar arasındaki montaj dışında hiçbir ek yok. Arka plan seslerden anlarsınız. İlk kayıtta telefon hatlarında sıkça olan diğer konuşmaların karışması bariz. 2. arama oldukça temiz bir hattan yapılmış.” Haber Merkezi 17 Aralık’ta yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası ortaya çıkan ses kayıtlarına, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarından Mustafa Varank’a ait olduğu iddia edilen kayıtlar eklendi. Kayıtlarda, Gökçek ile Varank’ın CHP’in üç büyük ilde vereceği seçim billboardlarına ilişkin görüşmeler yer aldı. Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarının önceki gün sosyal medya aracılığıyla ülke gündemine düşmesinin ardından, bu kez Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek ile Erdoğan’ın danışmanlarından Varank’a ait olduğu iddia edilen ses kayıtları sosyal medyaya düştü. Kayıtlarda, Varank’ı arayan Gökçek, CHP’nin Ankara, İstanbul, İzmir’de işlek caddelere vermeyi planladığı billboard ilanlarına ilişkin görüşmeler yer aldı. CHP’nin hazırlattığı “Vergini veriyorsan, hesabını sor” afişleri için reklam firmasının kendisini aradığını belirten Gökçek, bu konuda yapılması gerekenleri Varank ile konuşuyor. Firmanın CHP’yi oyalamaya çalıştığını belirten Gökçek, kesin cevap için “patron” diye hitap ettiği Başbakan Erdoğan’ın görüşünü Varank’tan öğrenmek istiyor. CHP’nin ilanların çıkmaması Bahçeli’nin konuşması montaj oldu! MAHMUT LICALI ANKARA MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM’deki grup konuşmasında Şivan Perwer’in ifadelerine atfen yaptığı konuşma, sosyal medyada “montaj” olarak sunuldu. Hükümete yakın pek çok basın kuruluşunun da haber yaptığı söz konusu konuşmada Bahçeli, Perver’i söz konusu ifadelerden dolayı sert bir dille eleştiriyordu. Türkiye’nin gündemini sarsan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile yaptığı iddia edilen telefon görüşmesinin montaj olduğu iddiasını güçlendirmek için dün sosyal medyada Bahçeli’nin bir konuşması “montaj” olarak sunuldu. Sosyal medyanın ardından hükümete yakın pek çok gazete de bu görüntüyü “Bahçeli’ye neler söylettiler”, “Devlet Bahçeli’nin sesine montaj” başlığıyla haberleştirdi. Söz konusu haberlerde montaj yöntemiyle “bir kişinin teknoloji kullanılarak hiç konuşmadığı ifadeleri gerçekten kohalinde olayı basın aracılığıyla da büyüteceğini söyleyen Gökçek, Varank’tan kesin bir cevap almasını istiyor. Varank ise Başbakan Erdoğan’la yaptığı ikinci görüşnuşmuş gibi elde edilebildiği” ifadelerine yer verildi. Hükümete yakın pek çok gazetenin “Bahçeli montajı” diye kamuoyuna sunduğu görüntülerin kaynağını ise TBMM’de yapılan MHP grup toplantısı oluşturuyor. Bahçeli, 17 Kasım 2013’te TBMM’de yaptığı grup konuşmasında Erdoğan’ın Diyarbakır mitingine davet ettiği Perver’i sert bir dille eleştirmişti. Bahçeli, Perver’in daha önce dile getirdiği bu ifadeleri aynen aktararak Perver’i Türkiye’ye çağıran Erdoğan’a tepki göstermişti. Bahçeli’nin konuşmasının ilgili bölümü şöyle: “Başbakan Erdoğan’ın dost diyerek methiyeler düzdüğü, yüzünde güller açarak kollarına aldığı bu terör destekçisi, 37 yıl sonra sanki babasının çiftliğine gelir gibi Türkiye’ye girmiştir. ‘Öcalan barış ve özgürlük savaşçısıdır, terörist değildir. Terörist olan Türkiye devletidir. İnanın bana’ sözlerini 1999 yılında İsveç’te sarf eden rezil bu kişidir.” menin ardından Gökçek’e “yayım lamıyoruz, yayınlamıyoruz” yanıtını veriyor. Varank sözlerinin ardından Gökçek’e “Ama bizi suçlamasınlar” uyarısında bulunuyor. ‘Hiçbir ek yok’ Gerçek konuşması TİB’İ ARAYANA CEZA İPTAL ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İstanbul’da 7 bin kişinin telefonlarının dinlendiği iddiası gündemdeyken HSYK 3. Dairesi, Yargıtay’ın telefonlarının yasadışı dinlenmesi olayı üzerine Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda (TİB) 2009’da arama yapılmasına ilişkin dikkat çekici bir karara imza attı. Daire, yasadışı dinleme iddialarını araştırmak üzere TİB’de arama yapan yargıç Hayri Keskin’e verilen kınama cezasını kaldırdı. Ankara Başsavcılığı, Ömer Faruk Eminağaoğlu, Yargıtay ve Danıştay’ın telefonlarının yasadışı şekilde dinlendiği iddiasıyla ilgili 2009 yılında soruşturma başlattı. Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi Yargıcı Hayri Keskin, 2 Aralık 2009 tarihinde TİB Başkanlığı’na giderek arama yaptı. Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı arama yapan Keskin’e kınama cezası verdi. Hâkim ve savcılar hakkında soruşturma başlatma yetkisi 2010 referandumu ile HSYK’ye devredildi. Keskin, kınama cezasına itiraz etti. Cumhuriyet’in aldığı bilgiye göre HSYK 3. Dairesi, Keskin’e verilen kınama cezasını kaldırdı. Böylece Keskin’in TİB’i aramasında suç olmadığı kanıtlandı. 1 MİLYON AVRO SADECE 2.2 KİLO HUKUKSUZLUĞA DİKKAT ÇEKİLECEK 2280 kişi dinlenmiş CANAN COŞKUN İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu 7 bin kişinin dinlendiğine yönelik iddialara ilişkin dosyayla ilgili yapılan ön incelemede herhangi bir silahlı terör eylemi ya da terör planlaması olmadığının görülmesine karşın, 3 yıldan fazla bir süredir birçok kişi hakkında iletişimin denetlenmesi ve kayda alınması ile fiziki ve teknik takip kararları alındığını ifade etti. Salihoğlu “2 bin 280 kişi dinlenmiş. Sayının artacağı değerlendirilmektedir” dedi. Salihoğlu, 7 bin kişinin “Selam” örgütü soruşturması kapsamında dinlendiğine yönelik haberlerle ilgili açıklama yaptı. Salihoğlu, mahkeme kararı kapsamında telefonları dinlenen şahısların, irtibatlı olduğu şahıslarla yaptığı dosya kapsamındaki suçla ilgili olmayan görüşmelerinin de kayıt altına alınmak sureti ile dosyaya dahil edildiğinin görüldüğünü kaydetti. Salihoğlu “Soruşturma dosyasının 107 klasörden oluştuğu, İstanbul Başsavcısı Salihoğlu’ndan ‘Selam’ açıklaması Parayı en akıllı istif yolu Avro Ekonomi Servisi 100 dolarlık bir banknotun bir kenarı 6.6, diğer kenarı 19.7 cm. uzunluğunda. 100 adetlik bir dolar balyası 10 bin dolar ediyor. Her biri 100 gram ağırlığı olan bu balyaların kaba hesap 10 kilosu da 1 milyon dolar ediyor. Kısaca milyonlarca doları taşımak için “alınteri” akıtmak gerekiyor. Ayrıca gerektiğinde taşınacak paranın çil çil olmasında fayda var. Çünkü cep kiri kapmış, hafif rutubet almış bir balyanın ağırlığı da ona göre en az yüzde 8 artıyor. Bu kadar doları bir yerde saklamak da kolay değil. Örneğin 100 dolarlık kupürler halinde 1 milyon doları yere serseniz 103.39 metrekareye yayılıyor. Bir milyar doları sığdırabilmek için 3 metre tavanlı 40 metrekarelik bir oda yetersiz kalıyor. Özetle paraları dolar olarak istiflemek pek akıllı işi değil. Bankacılar bu yüzden parasını saklayacak olanlara yükte daha hafif olan 500’lük Avro banknotlarını öneriyorlar. Bir 500 Avro banknotunun uzunluğu 160, genişliği 82 mm, destenin yüksekliği ise ortalama 100 mm. civarı kabul ediliyor. Başbakan Erdoğan’ın şiddetle itiraz ettiği bant kayıtları doğruysa, Bilal Erdoğan’ın da paraları taşırken hayli zorlandığı anlaşılıyor. Son kalan 30 milyon Avro da ortalama 45 numaradan tam 99 ayakkabı kutusu ediyor. 99 kutuya sığdırabilmek için de her bir kupürün 500 Avro olması gerekiyor. Bilal Erdoğan’dan taşıması istendiği iddia edilen 100 milyon Avro olması için ise tam 248 ayakkabı kutusu gerekiyor. 30 milyon Avro’nun yan yana gelebilmesi için her biri 500’lük kupürlerle 60 bin banknot gerekiyor. Bunların destelenip balyalanmış hali de tam 66 kilo ediyor. Dolayısıyla bu çapta bir para için 8 büyük bavul gerekiyor. Bu manzarada piknik! EMRE DÖKER Dinleten savcılara inceleme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HSYK 3. Dairesi, Yenişafak ve Star gazetelerinde önceki gün İstanbul’da “paralel yapının” 7 bin kişinin telefonlarını Selam Terör Örgütü iddiasıyla 3 yıl boyunca dinlemeye aldığı iddiasını görüştü. HSYK’ye başvuran dinlemeyi yaptıkları belirtilen savcılar Adem Özcan ve Adnan Çimen, iddialar konusunda müfettiş görevlendirilerek haklarında inceleme başlatılması talebinde bulundu. Daire de savcılar Özcan ve Çimen hakkında inceleme başlattı. İncelemeye Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın olur vermesinin ardından konuyu araştırması için müfettiş görevlendirecek. Müfettişler, bu iki savcı ile bu kararı alan hâkimlerin ifadesini alacak, dinlememe kararlarına el koyacak. 2011 yılında soruşturmaya başlandığı, soruşturma sürecinde bir şüpheliler hakkında iletişim denetlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin mahkeme kararı alındığı, zaman içerisinde başka şahıslar hakkında da benzer şekilde tedbirler uygulandığı, ancak 17 Aralık 2013 günü klasörler ve dinlemelere ilişkin harddisklerin alelacele ilgili cumhuriyet savcısına teslim edildiği anlaşılmıştır” dedi. Terörle Mücadele Şubesi ile yazışmada soruşturma dosyası ve yapılan işlemlerle ilgili olarak kendilerinde herhangi bir kaydın bulunmadığının bildirildiğini aktaran Salihoğlu, dosyada bulunan kayıtlar, harddiskler ve diğer belgelerin terörle mücadele şube müdürlüğünce incelemelerin sürdüğünü 2 bin 280 kişinin artacağının değerlendirildiğine vurgu yaptı. İZMİR İzmir İl Genel Meclis üyeleri, verdikleri yıkım kararları uygulanmayan Urla Zeytineli köyündeki kaçak villaların yanında bugün piknik yapacak. İzmir İl Özel İdaresi Encümeni’nin para cezası kestiği, ardından mahkemenin de yıkım kararı verdiği Mustafa Latif Topbaş’a ait kaçak villalar, Başbakan Tayyip Erdoğan’la ilgili iddialarla gündeme gelmişti. Mahkemenin sit alanına yapıldığı için verdiği yıkım kararının uygulanmaması üzerine İzmir İl Genel Meclis Başkanı Serdar Değirmenci, “Yıkacak bir ba bayiğit arıyoruz” demişti. Kaçak 16 villanın 3’ünün Erdoğan’a armağan edildiği öne sürülmüştü. Bu gelişmelerin ardından İzmir İl Genel Meclis üyeleri bugün villaların yanında piknik yaparak kamuoyunun dikkatini bu bölgeye çekme kararı aldı. İzmir İl Genel Meclis üyelerinin yanı sıra CHP’lilerin ve yurttaşların da pikniğe katılacağı belirtildi. İzmir İl Genel Meclis Başkanı Serdar Değirmenci, villaların olduğu bölgenin sit derecesinin nasıl düşürüldüğünü, bunun kitabına uydurulmak için hangi devlet görevlilerinin çalıştığını sormak için villaların yanında piknik yapacaklarını söyledi. 99 ayakkabı kutusunu doldurur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle