Katalog

SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2014 PERŞEMBE 8 HABERLER GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada Görüntülerin iyileştirilmesi, Abdullah Cömert’i vuran polisin belirlenmesini sağladı Faili ortaya çıktı Kardeşimi katledenler yargılansın Abdullah Cömert’in ağabeyi Zafer Cömert ise “Gerçekler önünde sonunda ortaya çıkıyor. Görüntülerin seyri ve zamanlamasına bakıldığında, sanık polislerin hukuka aykırı güç kullandıkları ortada. Biz kardeşimizin katilini ve ona emri veren yetkililerinin sorgulanıp cezalandırılmasını istiyoruz” dedi. MUSTAFA BALBAY u Gezi Direnişi sırasında Antakya’da 3 Haziran gecesi polisin attığı biber gazı fişeğiyle başından vurulan Abdullah Cömert’in ölümüyle ilgili 9 aydır süren soruşturmada önemli bir aşama kaydedildi. MEHMET ALİ SOLAK TAKSİM DAYANIŞMASI ÜYELERİNİN İDDİANAMESİ YILAN HİKÂYESİ OLDU İddianame yeniden... İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı’nın İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından açılışının yapıldığı 8 Temmuz 2013’te parka gelen halka polis müdahalesinin ardından gözaltına alınan Taksim Dayanışması üyelerine yönelik hazırlanan ve “eksiklikler” nedeniyle iade edilmesi üzerine, savcının “iddianamede eksiklik yok” itirazının da üst mahkemece reddedildiği öğrenildi. İtirazı reddedilen savcı Nazmi Okumuş’un mahkemenin isteği doğrultusunda iddianameyi yeniden yazacağı kaydedildi. Dosyanın, bu doğrultuda önümüzdeki günlerde yeniden savcı Nazmi Okumuş’a gönderileceği belirtildi. Gezi Direnişi’ne ilişkin aralarında Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Mücella Yapıcı, İTO Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, HDP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, EMO Şube Başkanı Beyza Metin ve HDK üyesi Haluk Ağabeyoğlu’nun da bulunduğu 26 kişi hakkındaki iddianame mahkemece iade edilmişti. Mahkeme, gerekçe olarak, bazı şüphelilerin “suç örgütü kurmak” ile suçlandığını ama hangi suç veya suçları işlemek için örgüt kurduklarının anlaşılamadığını ifade etmişti. HATAY Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğiyle başından vurularak ölen 22 yaşındaki Abdullah Cömert ile ilgili soruşturmada olay anına ilişkin görüntülerin iyileştirilmesiyle failler belirlendi. Görüntülerde yer alan beyaz Akrep’te gaz atmakla görevli polis memuru A.K. soruşturma kapsamında verdiği ifadede, “Verilen emri uyguladık” demişti. Abdullah Cömert’in ölümüyle ilgili 9 aydır süren soruşturmada geçen günlerde önemli bir aşama kaydedildi. Cömert ailesinin avukatı, görüntülerin iyileştirilmesi konusunda önce Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı’na, ardından da özel bir kuruluşa başvurdu. Görüntülerin netleştirilmesiyle birlikte Cömert’in ölümüne neden olan gaz fişeğinin beyaz bir Akrep’ten atıldığı tespit edildi. Cömert ailesinin mahkemeye sunduğu MOBESE kayıtlarında, görgü tanıklarının ifadelerindeki gibi protesto gösterisi yapan gruba gaz fişeği atan beyaz polis Akrep aracının saat 23.09.26’da, Gündüz Caddesi’nden Uğur Mumcu Meydanı’na doğru seyir halinde iken, Abdullah’ın vurulduğu yer olan Elektrik Mahallesi Yıldız Sokağa doğru aracın ön kısmını sokağa bakar şekilde durdurup, iki defa gaz bombası atışının yapıldığı ortaya çıktı. Cömert ailesinin avukatları, gaz fişeği atan polislerin ve emri veren yetkili amirlerin tutuklanmasını talep etti. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da davadaki şüphelilerle ilgili cep telefonları kayıtlarının incelenmesi için Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan bilgi istediği belirtildi. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 3 Ekim’de ifadesi alınan polis A.K., olay günü beyaz Akrep’te görev yaptığını belirtti. A.K, “Verilen emri uyguladık. Bize çok yoğun şekilde saldırılar oluyordu. Bu süre zarfında hatırladığım kadarıyla 2025 gaz fişeği attım. Ben bu işin eğitimini almıştım. Gaz fişeklerini 45 derecelik açı ile kalabalık grupların arkasına atıyordum” demişti. ‘Emri uyguladık’ FAİLİ MEÇHUL sUsUrLUk dAvAsı’ndA gErgİnLİk: Katile ‘katil ‘diye hitap edilir ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Altındağ Nüfus Müdürü Abdulmecit Baskın’ın Susurluk çetesi tarafından 1993 yılında kaçırılarak infaz edilmesine ilişkin olarak Mehmet Ağar ve Korkut Eken’in de arasında bulunduğu 12 kişi hakkında açılan davanın ikinci duruşmasına “katil” tartışmasıyla küfür damgasını vurdu. ÇHD adına söz alan avukat Engin Gökoğlu, sanıklara “Katiller, bu adamlar” deyince, ayağa kalkan emekli Yarbay Korkut Eken, “Katil, bu adamlar deme” dedi. Bu sırada izleyici sıralarında bulunan BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, eşi Savaş Buldan’ı öldürmekle suçlanan isimlerden Eken’e “İnsan mısınız siz? İnsan olun biraz. Ağar’ın köpekleri. Katiller” diye çıkışınca, arkasına dönen Korkut Eken, “S… git” diye küfredip, arada bekleyen polise, “Sustur şu PKK’nin milletvekilini” diye talimat verdi. Müdahillik taleplerinin ardından duruşmaya ara verildi. İzleyiciler ve müşteki taraf, koridorda Korkut Eken’in üzerine yürüyerek “Sen nasıl Pervin Buldan’a küfredersin” dedi. Bunun üzerine arbede yaşandı. Duruşmaya adam öldürmekten ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan tutuklu sanık Ayhan Çarkın’ın yanı sıra tutuksuz sanıklar Korkut Eken, Ahmet Demirel, Seyfettin Lap, Ayhan Özkan, Uğur Şahin, Ayhan Akça, Ercan Ersoy, Ziya Bandırmalıoğlu katıldı. Mehmet Ağar ise sağlık sorunları nedeniyle tedavi için yurtdışında bulunacağı gerekçesiyle duruşmaya gelmedi. T ‘Kabataş mağduru’ Z.D’nin saldırıya uğradığını söylediği günün ertesinde sosyal paylaşım sitelerinde karikatürler paylaştığı görüldü yelpazeden karşılık geldi. Yelpaze gerçekten geniş ve renkliydi. Uzun yıllar CHP’ye gönül vermiş bir okur, yazıyla birlikte heyecanlandığını vurguladıktan sonra şöyle diyor: “Çevremdeki insanların büyük çoğunluğu AKP’nin gitmesini istiyor. Ama hemen sonrasında da ‘oy verecek başka hangi parti var ki?’ diye soruyor. İşte o an cinlerim tepeme çıkıyor. Anlatıyorum. Soru sorar gibi yüzüme bakıyor. Ne yapalım edelim, bugünkü iktidardan daha iyi yöneteceğimize toplumu inandıralım. Yoksa sadece yolsuzlukları anlatmakla iş bitmiyor...” Gelecekten çok umutlu olmayan bir başka yurttaş, mahallesinde yaşadığı bir diyaloğu şöyle paylaşıyor: “AKP’ye oy verdiğini bildiğim, tanıdığım bir kişiye 17 Aralık’tan sonra olanları anlattım. Bana ‘Olsun, çalıyorlar ama bize de veriyorlar’ demez mi? Donup kaldım. ‘Çalıp çırpıyorlar ama iş de yapıyorlar’ sözünü duymaya alışmıştım. Ama ‘hırsızlıktan bize de pay veriyorlar’ dendiğini duyunca pes ettim.” HHH İktidarı hedeflemenin elzem olduğuna inanan yurttaşlar ise bunu topluma çok inandırıcı bir dille hemen anlatmak gerektiğini düşünüyor. Bir ileti şöyleydi: “İktidara geldiğinizde ne yapacağınızı açık açık anlatın. İlk üç ay değil sonraki üç aylar. Üç ay içinde en önce ne yapacaksınız? AKP’nin getirdiği hangi yasaları iptal edeceksiniz? Ana kucağından başlayıp 20’li yaşlara kadar insanımızı nasıl eğiteceksiniz? Gençlere nasıl iş yaratacaksınız? Bir süre önce Çin Halk Cumhuriyeti’ni ziyaret etmiştim. Ülkenin gençleri umut doluydu. ‘ABD’yi geride bırakacağız’ diyorlardı. İnsanımıza nasıl umut vereceksiniz? Bunca rezalete karşın, AKP’nin oyları hâlâ yüzde 48’lerde...” Bir başka yurttaş da iletisine “İnşallah” diye başlamış. Devamı şöyle: “İktidar partisinden çok daha öte zenginlikler var. Hem kadro hem birikim bakımından. Ama benim gördüğüm o ki organizasyon yok. Önce hedefi belirleyip iyi bir organizasyon yapalım...” Bir başka yurttaş da muhalefette ısrar ediyor, “Önce iyi muhalefet yaptığımızı gösterelim, arkasından iktidarı hedefleyelim” diyor. Bu yurttaşa şu karşılığı vermek isterim: İktidar partisine karşı bu ülkeyi ondan daha iyi yönetebileceğini göstermek, bunu halka inandırmak en büyük muhalefettir. HHH Meclis’te grup toplantısına gelen yurttaşlardan da yukarıdaki değerlendirmelerin değişik tonlarında yorumlar aldım. Kimileri, “Sahi ya! Ana hedefi iyi göstermek ve muhalefeti de onun etrafında yapmak gerekiyor” diyordu. Bu değerlendirmelerin “iktidarı hedeflemeliyiz” başlıklı tartışmaların zemini olmasını dilerim. Her kesimden gelecek her türlü yaklaşıma sütunlarımız açık. AKP’ye karşı başka bir iktidar hedeflemek, sadece CHP’nin tekelinde de değil. Gelinen noktada bugünkü iktidardan kurtulmak sadece bir hükümet değişikliği anlamına gelmiyor. Bu aynı zamanda çok önemli bir zihniyet değişikliği, Türkiye’nin bir hukuk devleti zemininde 21. yüzyılı yakalama mücadelesi... Haramilerin iktidarına son verecek bir halk iktidarını kurmanın, bunu halka anlatmanın projeleri bazen 34 sözcüklük bir sloganla da halka anlatılabilir. Ben de bu slogan arayanlardanım. ravma iddiası da yerle bir oldu Tayyip Erdoğan’ı ülkeye dönüşü sırasında karşılamaya gittiği ve yer bildiriminde bulunduğu da görülüyor. Gezi Parkı olaylarının sürdüğü günlerde Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu’nun gelini Z.D, Kabataş’ta güpegündüz saldırıya uğradığını söylemiş, bu iddia Başbakan Erdoğan tarafından günlerce dillendirilmişti. Geçen günlerde ortaya çıkan görüntüler ise herhangi bir saldırı olmadığını ortaya koymuştu. Son olarak da, Z.D’nin Facebook paylaşımları ortaya çıktı. Paylaşımlarda Z.D’nin, saldırıya uğradığını söylediği 1 Haziran gününün hemen ertesinde Kılıçdaroğlu ile ilgili karikatür paylaştığı görülüyor. Yaşadığını iddia ettiği olayın ardından günlerce dışarı çıkmadığı, travma yaşadığı söylenen Z.D’nin paylaşımlarında ayrıca, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ülkeye dönüşü sırasında karşılamaya gittiği ve yer bildiriminde bulunduğu da görülüyor. Hayatı boyunca unutamayacağı bir travma yaşadığını söyleyen Z.D’nin Facebook’taki paylaşımının ortaya çıkması, kamuoyunda şaşkınlık yarattı. Z.D’nin paylaşımları Twitter’da konuşulmaya başlanınca Facebook hesabı hemen kapatıldı. Haber Merkezi Gezi Parkı olayları sırasında Kabataş’ta saldırıya uğradığını iddia eden Z.D’nin Facebook hesabında yaptığı paylaşımlar ortaya çıktı. Günlerce dışarı çıkmadığı, travma yaşadığı söylenen Z.D’nin, saldırıya uğradığını söylediği 1 Haziran gününün hemen ertesinde Kılıçdaroğlu ile ilgili karikatür paylaştığı görülüyor. Z.D’nin paylaşımlarında ayrıca, Başbakan Recep n İstanbul Haber Servisi Kadın ve Demokrasi Derneği üyelerinin çağrısıyla bir grup kadın dün Kartal Adliyesi’ne gelerek 28 Şubat davasına müdahil olmak için dilekçe verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kızları Esra Albayrak ile Sümeyye Erdoğan’ın dilekçeleri de mahkemeye sunuldu. 28 Şubat sürecinde başörtülü oldukları için Türkiye’de okuyamayan ve yurtdışına çıkmak zorunda kalan Albayrak ve Erdoğan’ın mağdur oldukları gerekçesiyle davaya müdahil ve müşteki olmak istedikleri öğrenildi. Erdoğan’ın kızları dilekçe verdi 2 işadamı daha ifade verdi n İstanbul Haber Servisi Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesiyle görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nce yürütülen 25 Aralık soruşturması kapsamında, işadamları Orhan Nurduhan ile Kenan Avis’in ifadesi alındı. Soruşturmayı yürüten savcılara yaklaşık bir saat ifade veren işadamları, ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeden ayrıldı. n İstanbul Haber Servisi 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması sonrası Bolu’ya düz savcı olarak atanan Zekeriya Öz’ün avukatı Mahmut Gönültaş geçirdiği trafik kazası sonrası hayatını kaybetti. Öz hakkında çıkan haberlerle ilgili davalara bakan ancak daha sonra davalardan çekilen avukat Mahmut Gönültaş, dün İstanbul Hadımköy gişelerinde trafik kazası geçirdi. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Gönültaş, müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. Öz’ün avukatı trafik kurbanı Ağar’a özel duruşma Raife Baskın’ın avukatı Yusuf Alataş, özellikle Mehmet Ağar için 13 Şubat’ta özel duruşma yapılmasını eleştirirken “Ölümcül hasta mahkumlarının durumlarının dikkate alınmadığı ve cezaevinde öldükleri bir gerçek iken Mehmet Ağar’ın sırf faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin aileleriyle yüzleşmemesi için gizli duruşma yapılıyor” dedi. Bu davada bizzat devletin kendisinin yargılandığını dile getiren Alataş, “Mehmet Ağar’ın mutlaka buraya getirtilmesi gerekiyor. Ona soracak sorularımız vardır” diye konuştu. Mahkeme, duruşmanın sonunda tutuksuz sanıklardan duruşmaya gelmeyen Alper Tekdemir hakkında yakalama kararı çıkarırken Ayhan Çarkın’ın tahliye talebini reddetti. O sanıklara rekor ceza verildi DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır Ali Gaffar Okkan Polis Meslek Yüksekokulu personelini taşıyan servis otobüsüne PKK’li teröristler tarafından 2008’de düzenlenen saldırıda bir teknisyen ve 5 polis şehit olurken, 25 polis de yaralanmıştı. 3 sanığın yargılanması tamamlandı. Sanıklar toplam 6’şar kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Saldırıda 25 polisin yaralanması ile ilgili olarak her 3 sanığa ayrıca “kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 375’er yıl daha hapis cezası verildi. Mahkeme sanıklar Ramazan Benice ve Neytullah Bayram’a “Kalaşnikof silah bulundurmak” suçundan da 9’ar yıl hapis ve 120 biner lira adli para cezası verdi. Seyrantepe saldırısı ile ilgili daha önce yargılanan Halis Yildeniz ve Ali Nergiz’e de 6’şar kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 375’er yıl hapis cezası vermişti. Emniyet’te deprem bitmiyor İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen Selami Altınok’a yardımcı olmaları amacıyla “Koordinatör Emniyet Müdürü” sıfatıyla görevlendirilen isimler de görevinden alındı. Koordinatör emniyet müdürleri Fahri İnceçelikli ve Burhan Gümüş, atandıkları emniyet koordinatör müdürlüğü görevlerinden alınarak yeni yerlerinde görevlendirildi. Kaçakçılık şubelerinden sorumlu olan Gümüş polis başmüfettişi olarak merkeze alındı. Yıllardır İstanbul’da görev yapmış olan İnceçelikli ise Arnavutköy Polis Meslek Eğitim Merkezi müdürü olarak görevlendirildi. Aksaray valisiyken İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Selami Altınok, daha önce Emniyet teşkilatında çalışmadığı için iki koordinatör müdür, yardımcı olması için 17 Aralık operasyonu’nun ardından görevlendirilmişlerdi. Malatya Emniyet Müdürlüğü’nde de 1 ilçe emniyet müdürü, 7 şube müdürü ve 1 şube müdür yardımcısının görev yerleri değiştirildi. n MANİSA (Cumhuriyet) Akhisar’da 17 Aralık operasyonuna dikkat çekmek için evinin terasından Başbakan Tayyip Erdoğan’a ayakkabı kutusu gösteren Nurhan Gül’ün (47) eylemi, savcılıkça ifade özgürlüğü olarak değerlendirilip kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Gül, 29 Aralık’ta Erdoğan’ın konuşması sırasında evinin terasından ayakkabı kutusu göstermiş, 4 saat ifade vermişti. Ayakkabı kutusu ‘özgürlük’