22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2014 PERŞEMBE 12 Ukrayna’da ‘ateşkes’ 26 kişinin öldüğü yüzlerce kişinin yaralandığı olayların ardından taraflar çatışmaları durdurma kararı aldı DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr Sansüre Giden Her Yol Mübah Olunca Başbakan’ın arkadaşının çocuklarının başına geleni… bizzat ben de yaşadım… Geçen yılın mayısıydı… Tam Edward Snowden ve internette “Büyük BiraderNSA skandalı” tartışmalarının yaşandığı günler… Bir sitede araştırma yapıyorum. Bir anda ekran karardı. Bilgisayar kamerasından “çak” yıldırım gibi bir ışık yandı. Işık söner sönmez ekran geri geldi ve bilgisayarımın sağ üst köşesinde, evimin içinde çekilmiş olan resmimi gördüm. Arkamda, masamın arkasındaki büyük tablo görünüyordu. Evimde çekilen görüntünün yanında da, ‘polis’ logosu taşıyan bir yazı dikkat çekiyordu… Burada, bir “internet suçu” işlediğim ve bu sebeple bilgisayarımın IP adresinin bloke edildiği; falanca yere göndereceğim “100 Avro” karşılığında bilgisayarımı açtırabileceğim yazılıyordu…. İlk tepkim haliyle donup kalmak oldu. Kendimi bir kurgubilim filminin göbeğinde hissettim. “Evin mahremiyetine girip kamerayla bilgisayar başında resmimi çekiyorlar. Oha! Bu kadar mı bir Orwell gezegeninde yaşıyoruz?” oldum ve önce elim ayağım kesildi… Ama olay Türkiye’de değil de, İtalya’da başıma geldiği için… hemen ardından… resmi bir kurum tarafından böyle açık bir “mahremiyet ihlalinin” yapılamayacağını düşündüm… Dış Haberler Servisi Ukrayna’nın başkenti Kiev’i yangın yerine çeviren önceki günkü olaylarda ölü sayısı 26’ya çıkarken 241 kişi de yaralandı. Çatışmalar sırasında göstericiler başkentin merkezinde “Maidan” olarak tanınan Bağımsızlık Meydanı’ndaki binaları ateşe verdi. Akşam saatlerinde ise Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç ile muhalefet liderleri arasında Kiev’de yapılan görüşmelerde tarafların ‘ateşkes’ ilan etmesi anlaşmasına varıldığı açıklandı. Olaylarda ölenlerin çoğunun kurşun yarası aldıkları, 10’unun da polis olduğu açıklandı. Ölenler arasında bulunan Vesti gazetesi muhabiri Vyaçeslav Veremyi’nin, kimliği belirsiz maskeli kişiler tarafından taksiden indirilerek vurulduğu, saldırganların kamuflaj elbisesi giydiği, molotofkokteyli attıkları ve taksideki diğer kişileri dövdükleri öğrenildi. Polis dün sabahtan itibaren “Maidan”da yeni bir operasyon başlatarak muhaliflerin bazı çadırlarını yaktı. Polisin geçen aralık tan beri ilk kez “Maidan”ın bir bölümü Kiev’de polisle çatışan göstericiler, bazı binaları ateşe verdi. Parlamento çevresinde yoğunlaşan çatışmalarda ölü sayısı 26’ya çıktı. İki taraf da olaylardan birbirini sorumlu tutuyor. nü ele geçirdiği bildiriliyor. Ukrayna Güvenlik Teşkilatı, ülkedeki radikal grupların son 24 saat içinde ülkede 1.500’den fazla silah ve 100 bin mermi ele geçirdiklerini açıkladı. Devlet Başkanı Yanukoviç, muhalefetin “silahlanma” çağrısıyla “çizgiyi aştığını” söyledi. Yanukoviç, muhalif liderleri “kan dökülmesini kışkırtan radikal güçlerle aralarına mesafe koymaya” çağırarak aksi takdirde tutumlarının farklı olacağı uyarısında bulundu. Yanukoviç akşam saatlerinde Genelkurmay Başkanı Vladimir Zaman’ı görevden aldı. Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Yuriy İlin ise Genelkurmay Başkanı oldu. Yanukoviç, bugünü de “Ulusal Yas” ilan etti. İlerleyen saatlerde masaya oturan taraflar ateşkes ilan edilmesi konusunda anlaşma sağladı. Muhalif Vatan partisi lideri Arseniy Yatsenyuk, ateşkes ilan edilmesinin ardından bugün tarafların görüşmelere katılacak yeni heyetlerin belirlenmesi için ikinci tur görüşmelerin yapılacağını da söyledi. Ateşkes anlaşmasına varılmasında Rusya ile Almanya liderleri arasında yapılan telefon görüşmesinin etkili olduğu iddia ediliyor. AB yanlısı muhaliflerin çoğunlukta olduğu Lviv kentinde de valilik, karakollar, savcılıklar, vergi daireleri dahil bazı hükümet binaları göstericiler tarafından ele geçirildi, içişleri bakanlığına bağlı bir bina da ateşe verildi. Lviv’de dün sabah bazı göstericilerin ele geçirdikleri polis arabalarıyla dolaştıkları bildiriliyor. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, son gelişmeler karşısında “şoke olduklarını” söylerken Ukrayna yönetimi ni suçladı ve yeni yaptırımlar uygulayacaklarını söyledi. Bugüne kadar Ukrayna’ya yaptırım uygulanmasına sıcak bakmayan Almanya’nın Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier da “kişilere yönelik yaptırımlar” konusunun yeniden düşünülmesi gerektiğini bildirdi. Steinmeier, olaylardan güvenlik güçleri kadar muhalifler arasındaki “radikal unsurların” da sorumluluğu olduğunu savundu. ABD Başkanı Barack Obama , Ukrayna’ya ilişkin yaptığı açıklamada, “Ukrayna ordusu olaylara müdahale etmemeli” dedi. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden da hükümet güçlerinin geri çekilmesini isterken hangi taraftan gelirse gelsin şiddeti kınadıklarını belirtti. Kremlin’den yapılan açıklamada da yaşananların “açıkça bir darbe girişimi” olduğu savunuldu. Rusya Dışişleri Bakanlığı ise olaylardan Batılı ülkeleri sorumlu tuttu. Krize giden süreç 2010 yılında iktidara gelen Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in , Avrupa Birliği ile yapacağı ticaret anlaşmasından U dönüşü yaparak vazgeçmesiyle birlikte kasım ayında protestolar başladı. Gösteriler ve protestolar, ülkenin 9 yıl önceki hükümetini deviren Turuncu Devrim’den sonra yaşanan en büyük olay olarak görülüyor. Avrupa Birliği ile işbirliğini de güçlendirecek olan antlaşmayı imzalamayı reddeden Yanukoviç, bunun yerine komşusu Rusya ile daha yakın ilişkiler içinde olmayı tercih etti. Üç muhalif partinin lideri (Udar hareketinin lideri eski boksör Vitali Kliçko, Batkivşçina (Vatan) Partisi lideri Arseniy Yatsenyuk ve Svoboda (Özgürlük Partisi) lideri Oleh Tiahnybok) Yanukoviç’le defalarca görüştü. Hafta başında hükümetin af adımını sevinçle karşılayan muhalefet, muhalefetin başkanlığın anayasal yetkilerini kesme çabaları baltalanınca yeniden eyleme başladı. Son çatışmalar için protestocular, “tituşki” Yaralılar, Kiev’deki bir adıyla bilinen katedralde tedavi edildi. hükümet yanlısı provokatörleri, hükümet de radikalleri suçluyor. Protestoları ne tetikledi? K RusyaBatı savaşı ÖZGÜR ULUSOY iev’de polis göstericileri döverken, Lviv’de protestocular ele geçirdikleri karakolda polisleri “gözaltına aldı.” Güvenlik yetkilileri de muhaliflerin 1500 silah ele geçirdiğini duyurarak ülke çapında “antiterör” operasyonu başlatıldığını bildirdi. (Fotoğraflar: AP / REUTERS) Polisten geldiği iddia edilen “fidye” talebini çok mantıksız buldum ve hemen Çizme’de internetiletişim suçlarıyla ilgilenen “polizia postale e delle comunicazioni/posta polisi”ni aradım… Telefonda temas kurduğum internet polisi; bilgisayarımı kitleyen mesajın, internette “virüs saldırısıyla” sürdürülen bir dolandırıcılık türü olduğunu, böyle epey vaka yaşadığını söyledi. Bilgisayarımı… uzmanına teslim edip virüsten temizletmekten başka şey yapamayacağımı... ekledi. Benim kişisel olarak yapabileceğim bir şey olmadığı gibi, kendilerinin yapabileceği bir şey de yoktu…. Uyanık olmalı, internet çağının yol kazalarıyla yaşamayı öğrenmeliydik… Özetle; para istenen yerlere para göndermeyeceğiz; bir… Bilgisayar kamerasını, yara bandıyla kapatacağız; iki. Bu asap bozucu şeyler için sansüre kucak açmayacağız; üç. Başbakan; “internetin nasıl büyük bir tehdit oluşturduğunu göstermek için” anlattığı bu “virüsle yapılan dolandırıcılığı”; “tedbir” diye sunduğu sansürün kılıfı yaptı. Sözü ABD ve Avrupa’da “Bu tehdidi önlemeye dönük çok sıkı tedbirler var!” diyerek bağladı. Oysaki böyle bir şey yok! Benim İtalya’da bizzat yaşadığım ve benim gibi pek çok insanın başına gelen bir olay bu. Ama bu gerekçelerle interneti sınırlamaya, Batı’da kimse cüret etmiyor. Bu, uçak korsanları uçak kaçırıyor diye hava trafiğini kısıtlamaya benziyor. Başbakan’ın varmak istediği sonuçlar için, ne var ki her mazeret mübah! Benzer bir vesiyleyle hatırlarsanız geçende, “İngiltere Başbakanı Cameron’ın bir gazete kapa ttırdığını!”söylemişti. İngiliz büyükelçiliğinden atik tetik “bu iddiayı şaşkınlıkla karşıladıklarına” dair açıklama yapılmış; “Cameron’ın gazete kapatmak gibi bir âdeti bulunmadığı” belirtilmişti… Başbakan baskıcı icraatlarının gerekçesi olarak ısrarla hâlâ Batı’yı örnek göstermekten caymıyor! İnternet polisi ne dedi? zgürlük’ yerine ‘iktidar’ korunuyor TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’ndan Gül’ün onaylamış olduğu internet yasasına ilişkin bu arada önemli bir tepki notu aldım. Açıklama şöyle: “Sayın Cumhurbaşkanı’nın tivitır mesajında, iki noktadaki yanlışlığın yeni bir yasayla giderileceğine dair açıklaması, yürürlüğe sokma yetkisinin hukuka aykırı kullanıldığını gösteriyor. Cumhurbaşkanı açıklamasıyla, hukuka aykırı olduğunu düşündüğü, bu sebeple düzeltilmesini gerekli gördüğü bir kanunu; bunu bile bile yürürlüğe soktuğunu ifade ediyor aslında. Yapması gereken, madem böyle düşünüyordu, yasayı TBMM’ye geri göndermek ve hatalı gördüğü hususların düzeltilmesini istemek idi. Siyasi iktidar, internet kısıtlamak suretiyle, anlaşılan kısa vadede kendini korumaya almaya çalışmaktadır. Oysa yapılması gereken, kişi özgürlüklerini korumaktır. Bunun için, öncelikle fişleme ve idari takdirle kısıtlamadan vazgeçilmelidir. Siyasi iktidarın seçimler öncesi çıkacak yasadışı bir kısım olası kayıtlardan rahatsızlık duyduğu anlaşılmaktadır… Hemen söyleyelim yasadışı kayıtları hoş görme hakkımız asla yoktur. Ancak böyle bir endişesi varsa, bizim önerimiz biraz daha uzun vadeli ve yurttaş menfaatına düşünülmesidir. ‘Ö Yanukoviç AB antlaşmasını neden reddetti? Yanukoviç, Ukrayna’nın “karmaşık ekonomik durumu” yüzünden AB ile ticari ve siyasi bir anlaşma imzalayamadıklarını söyledi. Ukrayna, Yunanistan ve Romanya’dan sonra IMF’ye en fazla borcu olan ülke konumunda. Ukrayna’nın en fazla sıkıntı çektiği durumlardan biri Rusya’dan aldığı doğalgaz. Rusya doğalgazı niçin önemli? 45 milyon nüfuslu Ukrayna, çetin kış koşullarında büyük ölçüde Rusya’dan gelen doğalgaza bağımlı. Bu da iplerin Rusya’nın eline geçmesine neden oluyor. Rusya, gazı kapatıp açmak ya da fiyatları düşürmek veya artırmak gibi yollarla doğalgazı bir kart olarak kullanıyor. vrupa ile Rusya arasında kalan Ukrayna’da, 3 aydır düzenlenen kitlesel eylemler ekonomik kriz, Rusya’nın nüfuzundan kaçış çabaları ve hükümetin antidemokratik uygulamalarının toplamının bir ürünü olarak oplumu kutuplaştırdı görülüyor. Hükümet karşıtı gösterileÜlkenin Rusya’ya yakın doğusunun rin öncülüğünü genellikle merkez sağ muhafazakâr, hatta aşırı sağ oluşumlar Rusya’yla ekonomik bağlarının daha üstlenmiş durumda. Ukrayna’dan med güçlü olması, batı kesiminin daha batıyaya yansıyan tablonun arkasında ise cı olması, Ukrayna’nın siyasi düzlemde ABD/NATO ve Rusya arasında temsi yaşadığı Doğu mu Batı mı ikilemini yanli bir savaş yaşandığı yorumları dikkat çekiyor. Kiev’deki Ukrayna, eski Sovyet cumhuprotestoculardan riyetleri içinde Rusya’dan sonra bazıları polisle stratejik olarak belki en önemsilahlı çatışmaya li konuma sahip ülke. Rusya girdi. Devlet Başkanı Vladimir Putin için Ukrayna hayati öneme sahip. Öyle ki kendi ekonomisindeki durgunluğa karşın Moskova, Batı yörüngesinin dışında tutmak istediği Kiev’e aralıkta 15 milyar dolarlık yardım sözü vermişti. Muhalefete açıkça A destek veren Batılı liderlerin temel kaygısının demokrasi olduğunu söylemek zor. ABD için amacın daha çok Doğu Avrupa’dan bir ülkeyi daha Rusya’ya karşı kendi ekonomik, siyasi ve askeri şemsiyesinin altına çekmek olduğu söyleniyor. T sıtıyor sanki. Tabii gösterileri asıl Rusya karşıtlığına bağlamak mümkün değil. Milyonlarca Ukraynalı ailenin Rusya ile şu veya bu şekilde bağları var. Asıl muhalefet, eski Başbakan Timoşenko’yu hapse atmak gibi iktidarını güçlendirecek adımlarla toplumun kutuplaşmasına yol açan Yanukoviç hükümetindeki yolsuzluk ve otoriter yönetime karşı. Yanukoviç de AB ticaret anlaşmasını reddettiği kasım sonundan beri, protestoları tolere etmekle eylemleri bastırmak arasında gidip geliyor. Ukrayna için AB’ye açılma Batı pazarlarına daha fazla erişim demek. Ancak ülke ekonomik anlamda Rusya ile entegre durumda, özellikle de ağır sanayisinin bulunduğu doğu kesimlerinde. Moskova Kiev’i hizaya sokmak için doğalgaz kartını kullanmaktan çekinmiyor. Ekonomik elitin Rusya’yla bağları güçlü ama AB ile ticaret anlaşması da onlara yarayacak. Ülkenin en zengin isimlerinden Rinat Ahmetov’un daha önce Yanukoviç’e verdiği büyük desteğe karşın, güçlenen muhalif harekete de göz kırptığı yazılmıştı. Beyrut’ta intihar saldırısı Dış Haberler Servisi Lübnan’ın başkenti Beyrut’un güneyinde Şii bölgesinde, El Kaide bağlantılı iki intihar komandosu, İran kültür merkezini hedef alan bir saldırı düzenledi. 2 kişinin öldüğü, 38 kişinin yaralandığı saldırıyı Abdullah Azzam Tugayları üstlendi. Bölgedeki güvenlik güçlerinin intihar komandolarından birini fark ettiği ve ateş açtığı, böylece intihar eylemcilerinin İran kültür merkezine giremeden üzerlerindeki bombaları patlatmak zorunda kaldıkları öğrenildi. Kıbrıs’ta çapraz görüşme başlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adada Türk ve Rum tarafı arasında başlayan müzakarelerin ardından aylardır planlanan baş müzakarecilerin garantör ülke TürkiyeYunanistan’a yapacakları ziyaretin takvimi belirlendi. Türkiye’nin devlet olarak tanımadığı Kıbrıs Rum Kesimi’nin müzakerecisi Andreas Mavroyannis 27 Şubat günü Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu tarafından kabul edilecek. Eşzamanlı olarak Kıbrıs Türk tarafının müzakerecisi Kudret Özersay da Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Anastassis Mitsialis tarafından kabul edilecek. Böylece Türkiye Kıbrıs’ta yıllardır bölünmeye karşı sürdürdüğü tutumunda en büyük radikal değişikliğe imza atacak ve Rum Kesimi’ni resmen tanımış olacak. Türkiye 2005 yılında Avrupa Birliği ile müzakarelere başlamasına rağmen Rum Kesimi’ni resmen tanımamak için başta ek protokol üzere AB’nin istediği birçok yükümlülüğe direnmişti. Şöyle ifade edelim; yarın öbür gün, iktidarları sona erdiğinde, bugün başkalarının hayatını karartan gizli görevli tanıkların, üzerinde oynanmış ses kayıtlarının ve sahte dijital verilerin karşılarına çıkabileceğini siyasi iktidar öngörmeli ve her yurttaşın menfaatına olacak şekilde gizli tanıklığı kaldırmalı, ses bantları ve dijital verilerin tek başına delil olmasına son vermelidir. Aksi takdirde bu ülkede mazlumların adı değişir, fakat zulüm hiç bitmez.” ‘Mazlum değişir zulüm bitmez!’ n Dış Haberler Servisi Irak’ta 2006 yılında tecavüz ettiği Iraklı kız ile kurbanın annesi, babası ve kız kardeşini öldürmekten mahkum olan eski asker cumartesi günü hücresinde asılmış olarak bulundu. 2009 yılındaki yargılamasında af kapsamı dışında tutularak ömür boyu hapse mahkum edilen Steven Dale Green cezasını ABD’nin Arizona eyaletine bağlı Tucson cezaevinde çekiyordu. O asker ölü bulundu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle